"Anılar ve Düşünceler" - Erdal İnönü
Seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde memleketin gelmiş geçmiş en temiz, en demokrat siyasetçilerinden ve kuram sahibi bir fizik profesörümüzü ("İnönü-Wingen teorisi") anmadan edemedim.
O zamanlar askeriye, Abdullah Gül'ün eşi kapalı diye cumhurbaşkanlığını istemezken, dönemin anayasa mahkemesi; Özal ve Demirel salt çoğunlukla seçilmesine rağmen 367 oy gibi bir garabet karara imza atarken, kendi siyasi görüş tabanı Cumhuriyet Mitingleriyle seçime karşı çıkarken bakın adam ne diyor:
"Nasıl ki seçim yasasını beğenmediğimiz için seçime girmemezlik edilmiyorsa, Cumhurbaşkanı adayı ve eşini beğenmediğimiz için cumhurbaşkanlığı seçimini engelleyen ve çözümsüz hale getirecek fikir ve işlere itibar etmem" O zamanlar siyaseti bırakmış olmasa da eminim aynı şeyi söylerdi.
Türkiye'de siyasi yasakların kalkması, propaganda ve sendikal hürriyetlerin genişletilmesi için her zaman çabalayan bir siyasetçiydi. Aynı zamanda çok esprili, aşırı mütevazı ve zekiydi. Şemsiyesini, çantasını vs. tutmak için çabalayan korumalarıyla kavga etmesi, tüm korumalarını atlatmak için koşar adım meclise, sinemaya, tiyatroya yürüyerek gitmesi, fark eden korumaların Ankara sokaklarında peşinden koşturması, bir seçim gezisinde kendisini omuzlara almakta ısrar eden ahaliyi ikna edemeyince boylu boyunca yere yatması, başbakan yardımcısıyken bile devlete masraf olmasın diye Ankara'da RESMİ bir görüşmeye taksiyle gitmesi, dönüşte dönemin başbakanı Süleyman Demirel'in arabasına almak için "ya Erdal Bey gel Allahaşkına, sen zayıf adamsın, binersen araba fazladan benzin yakmaz" demesi gibi hoş görüntülerini hatırlarım.
Kitabında da yer alan bir anısı: Eski genel sekreteri Deniz Baykal ile genel başkanlık için yarışıyor ve Baykal'ın kendisine dört koldan saldırdığı ve kıran kırana geçecek bir kurultay öncesi, parti yönetimi ve parti içi muhalefet yemekte bir araya geliyor. Lokantanın şef garsonu nezaket gereği doğrudan Erdal İnönü'ye gidip "ne yemek isterdiniz efendim" diye sorar.
Erdal İnönü'den cevap: "Aslında hiçbirşey almayalım, birazdan birbirimizi yiyeceğiz"
Rahmetli İsmet Paşa oğulları için: "Ömer neyse de Erdal'ı sakın siyasete sokmayın" demiş. Siyaset "çakallarının" üzeceğinden endişe etmiş belli ki... "Emrolunduğu gibi dosdoğru" olan bir adamdı. Allah gani gani rahmet eylesin..