takim acikca bu macta yorgun oldugu velliydi...orta sahamiz acaip oyundan dustu bi ara..kimse geri kosmuyordu ve dakika daha 30 bile degildi....liverpol maclari bizi cok yoracak belli..elensek bile uzulmeye degmez lige asiliriz
takim acikca bu macta yorgun oldugu velliydi...orta sahamiz acaip oyundan dustu bi ara..kimse geri kosmuyordu ve dakika daha 30 bile degildi....liverpol maclari bizi cok yoracak belli..elensek bile uzulmeye degmez lige asiliriz
tut-ku 61 (plakam) https://twitter.com/#!/erkankoc61
şimdi ligtv de fenevli oyuncuların stadyumdan çıkışını gösterdi topuzz buraya topuz buraya sesleri geliyordu, sanırım bizimkilerdi
Biz Trabzonsporumuzun şampiyon olmasını isteriz ama sadece şampiyon olacak diye sevmeyiz
katiliyorum sulo61gun tezahurat yorumuna özelliklede bu kismina.
"bu anlamda şarkı türkü ile baskı olmaz sahada futbol oynayan adam maça başladıktan sonra bu ona ninni gelir önemli olan hakem üzerinde baskı kurabilmek veya takım atağa kalkarken taraftarın da atağa kalklmasıdır tıpkı premier ligindeki gibi ."
"Sir, I say that justice is truth in action." Benjamin "Dizzy" Disraeli
glowacki tam 61. dakika da sakatlanmış
ligtvde 3 korner 1 penalti programi var bizim maca galip takimla baslamak yerine stochun pasi ile basladilar, ulan tamam serefsizin onde gidenisiniz seyinide cikarmayin be kardesim suratsiz insanlar...
İnsan ol evlat!
hayırlı işler çarşı grubunu tartışıyoruz..
ligde beşiktaş 18 tane maç oynuyorsa içerde bunun 10 tanesini seyircisiyle kazanıyor..
beşiktaş-liverpool maçında inönüdeydim size yemin ediyorum öyle bi atmosferi trabzon'da yakalasak şu an ki takımla liverpool'a 3 tane atmazsak şerefsizim..
"When you start supporting a football club, you don't support it because of the trophies, or a player, or history, you support it because you found yourself somewhere there; found a place where you belong.”
çarşı grubunu tartıştığımız yok taraftarın takımı destekleme şekliyle ilgiliydi yorumum. ayrıca beşiktaşın o 10 maçı seyircisiyle kazandığını senin yorumun ben de bjknin müthiş tribün desteğine rağmen kaybettiği bir çok maç biliyorum benim demek istediğim çarşı gibi tekdüze tezahürat tipinin pek de verimli olmamasıydı
Konu çarşıdan açılmışken şuna da değinmek istiyorum çarşının olduğu kapalı tribünün ambiansı muhteşem.İnanılmaz yankı yapıyor stad içinde.Mesela p.tesi günü İnönü'de kasımpaşa-buca maçı vardı orda kapalı tribünde 2 bin-3 bin taraftar vardı.O kadar adamın bağırması stadı inletti diyebilirim size.Belki stad çok boştu ondan da yankı yapmış olabilir ama inanın bizim stattan tv'ye gelen sesin 10 katıydı diyebilirim çıkan ses için.
Takımı destekleme şekillerinde ne var organize bi şekilde 2-3 bin kişilik kemik tayfası olan bi grup ve her maç mağlup duruma düşseler bile bir şeyler bağırıyorlar ve her olaya tepkilerini koyuyorlar her maçı tabii ki seyirci desteğiyle kazanılmaz fakat seyirci her zaman takım için itici bi güçtür ve bana göre eğer ateşli bi taraftarın varsa maça 1-0 önde başlarsın..
"When you start supporting a football club, you don't support it because of the trophies, or a player, or history, you support it because you found yourself somewhere there; found a place where you belong.”
İlk defa bi Fener galibiyetinden sonra bu kadar durgunum (:
Liverpool zaferinin yanında devede kulak kalacak çünkü...
Taraftar çarşı gibi bağırsında varsın olsun yenilelim.
Başlığı kapatalım da Liverpool'a odaklanalım derim ben
Bu Kalp Senin İçin 61 Kere...
Ne çarşıymış yahu. Bilmesek mükemmel bir tribün grubu falan sanacağız
Delikanlı kız arkadaşına "Sana olan aşkım 4 kardeşiminki gibi olacak.Bedenen ölse de onu ruhen hep yaşatacaklar" diyordu.
İlk yarı derbileri içeride oynamak büyük avantaj..
hem deplasmanda daha iyi oynuyoruz..
Hem de şampiyonluğa giderken içerde alacağımız bir derbi mağlubiyetinin tranvası diye birşey olmayacak..
Çarşı kadar taş varmıdır diye düşünürüm yıllardır.
Bizim tribünde 35 bin kişi ağzında meşale yakıp ters burgulu 5 salto atıp üçlü çekse bilmiyorum çarşı kalitesine ulaşır mı milletin gözünde.
Herkese inat:
Benim teyzem de,dedem de,amcam da o maçı izleyecek kardeşim.Bu takımı yaşlılardan,çocuklardan,bayanlardan arınmış yaşları 25 - 30 aralığındaki 35bin kişi izlemiyor tribünde.Burası Trabzon ve millet sevdalı bu işe.Şunu kabullenemedik gitti.
Konu Gülyalı tarafından (25.08.2010 Saat 09:17 ) değiştirilmiştir.
Bu Kalp Senin İçin 61 Kere...
@tsmustafakemal
"Trabzonspor’u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir. Benim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı. Öyle bir kahramandı ki statükoyu bile devirmişti." KAZIM KOYUNCU
bence iyi oynamadık özellikle ilk yarı çok kötüydük. garip olansa 1. yarıda skor üstünlüğünü sağlamamız.
Ben açıkcası oynadığımız oyundan hoşnut kalmadım.Özellikle orta alana iyi pas yapamadık.2-0 öne geçmişiz kapanıyoruz.Maçın henüz 20. dadikası halbuki.Bu kapanmalar sonucu farkı hep 1 e indirdik. Açıkcası 2-0 dan sonrası rakibi darmadağın edeceğimizi umuyordum.Talihsiz bir gol yesek maç berabere bitecek gerisini siz düşünün.Rakip moralmen çökmüş taraftar gaza gelmiş moralmen en üst seviyedeyiz ama kapanmaya gidiyoruz. Bunu biran önce aşmamız gerekmektedir.
Birde Şenol hocanın Alanzinho-Umut değişikliğini anlayamadım.Teo her nekadarda morallide olsa Alanzinho yerine onun çıkması gerekirdi.Belki ilk yarı Alan bir varlık gösteremedi fakat topun rakip sahaya geçmesini sağlayan iki futbolcudan biride o idi.
Bu maç moral motivasyon açısından güzeldi.Fakat eksikleri görmemezlikten gelmemeliyiz.Daha iyi futbol oynadığımızı hepimiz biliyoruz.Biraz daha dikkatli ve konsantreli oynamalıyız.
Zaman çabuk geçse de bugünleri özlesek.
Maçın başında peşpeşe gelen gollerden sonra düşündüm biz en son ne zaman bu kadar kolay goller atmıştık diye.
Hatırlayamadım çünkü yoktu...Çünkü son 3 sezondur gol için çektiğimiz kabızlık bünyeye ait bütün uzuvları iptal seviyesine ulaşmıştı neredeyse...Herneyse gol goldü ve tabela lehimize değişmişti...
İşte bu erken gelen goller sevgili hocamızın Alan-Yattara ikilisini birlikte oyunda tutma hatasını devre sonuna kadar örtmüş oldu...
İkinci yarının başındaki takım iki sezon önce Umut-G.Ünal-Yattara lı ileri üçlüyü hatırlattı bana...Hatta o sezonun ilk yarısının son maçında Saracoğlu'nda oynanan maçı hatırlayanlar bilir... O zamanki kadrodan değişik sadece kaleci ve Glo var...Ve iştah aynı belki daha fazlası ve oyun olarak üzerine bir kademe daha koymuş bir takım tabiiki...
Tabiki o maçta olduğu gibi yine peşpeşe kaçan goller ve yetmezmiş gibi bir de kaçan penaltı, üstüne oyuncuların 60 dan sonraki fiziksel tükenişleri ve bunu kolaylaştıran bir zemin...
Ve geçmeyen dakikalar , golleri atarken su gibi akan zaman süper slow motion'a dönmüşken Alex'in girişi Bilica'nın insan varlığına aykırı manyakça hareketleri, Niang denen futbol aygırının yıkılmaz adam Egemen'in ayağından topu alıp dozerleme geçişi, ve saçma şut tercihleri ile kaleyi bulamayan rakibin oyunu...
90 dakika içinde harika oynadığımız anlarda müzmin gol kaçırma hastalığımız nüksediyor ancak oyun olarak vasat ve belki de kötü olduğumuz anlarda üstüste üç gol atabiliyorduk... Maç bittiğinde ağzımızda buruk bir tad bırakmıştı bu geceki oyun...Yenmiştik ama maçı zor bitirmiştik... Ama herşeye rağmen galibiyet hele de fener'e karşı alınmış galibiyet şahaneydi...
ve dün gece tıpkı 2 sezon önce söylediği gibi Haşmat Babaoğlu'nun: Yürü be Trabzonspor hep böyle devam et...
"Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim"
çok gol kaçırmışız ama tek farkla da olsa kazanmak güzeldi...
TrabzonSporlu olmak ayrıcalıktır...
Manisa Fenerbahçeliler Derneği Başkanı ve yerel Gündem Gazetesi'nin İmtiyaz Sahibi Ahmet Kurşun, dün akşam Fenerbahçe'nin Trabzonspor ile oynadığı maçı izlerken kalp krizi geçirdi.
Manisa Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesine alınan Kurşun'un burada kalbi durdu. Doktorların yoğun çabası ile yeniden hayata döndürülen Ahmet Kurşun saat 01.00 sıralarında Özel Sekiz Eylül Hastanesi'ne sevk edilmek üzere ambulansa alındı. Ambulansta Kuşun'un kalbi yine durdu. Bir kez daha yoğun bir çaba gösteren doktorlar Kurşun'un kalbini yeniden çalıştırmayı başardı. Kurşun daha sonra Sekiz Eylül Hastanesi'ne sevk edildi. Edinilen bilgiye göre, Kurşun'un 17 defa kalbinin durduğu ve tekrar çalıştırıldığı, kendisine anjiyo yapıldığı öğrenildi. Yoğun bakımda bulunan Kurşun'a uyandığında by pass yapılacağı bildirildi.
Geçmiş olsun..
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)