Trabzonspor Basketbol Tarihçesi

[EROS87]

08.02.1967 Çarşamba: Kırmızı-Beyaz renklere sahip ilk kurulan Trabzonspor basketbol takımı. Avni Aker'in arkasındaki beton sahada
Ayaktakiler(soldan sağa): Abdülkadir Esat (Kaptan-Oyuncu Antrenör), Altan, Atilla Damlacı(İdareci), Vural, İsmail Hakkı, Eyüp
Oturanlar: Orhan, Metin, Muzaffer, Mustafa



25.03.1967 Konya - Kırmızı Beyaz forma ile
Ayaktakiler(soldan sağa): Eyüp, Küçük Abdülkadir,İsmail Hakkı, Mustafa, Kadir Arslan(idareci), Abdülkadir(Kaptan-Oyuncu Antrenör)
Oturanlar: Küçük Osman, Büyük Osman, Metin, Muzaffer



11.11.1968: Bordo-Mavi forma ile 19 Mayıs Kapalı Spor Salonu'nda İdmanyurdu ile yapılan özel maç.
Ayaktakiler(soldan sağa): Moore(ABD), Abdulkadir(Kaptan-Oyuncu Antrenör), Arnau(ABD), Ahmet, Atilla Damlacı(İdareci)
Oturanlar: İsmail Hakkı, Erdem, Hayri



1969 yılı
Ayaktakiler(soldan sağa): Altan, Ünal (İTÜ'den transfer-Milli), Edward(ABD), Atilla Damlacı(İdareci), Abdulkadir(Kaptan-Oyuncu Antrenör), Hayri,?
Oturanlar: Hikmet, Vural, Orhan, İsmail Hakkı,Taner,Büyük Osman, Küçük Osman



22.01.1977
Ayaktakiler(Soldan sağa): Abdullah Beşir(İdareci), Abdulkadir, Mustafa, Selim, Erdal, Bülent
Oturanlar: Ali, Ediz, Gürsel, Sani Şener,Serdar



4.11.1977
Ayaktakiler(Soldan sağa): Bülent, Osman Muti, Selim
Oturanlar: Abdülkadir, Osman



1976
Ayaktakiler(Soldan sağa): Metin, Abdulkadir(Antrenör, Oyuncu), Melih
Oturanlar: Mustafa, Selim



30.04.1987-03.05.1987 Bolu / Basketbol Yıldız Grup Birinciliği
Ayaktakiler(Soldan sağa): Namık, Avni, Cem, Ferit, Hakan, Abdulkadir Esat (Antrenör)
Oturanlar: Oğuz, İsmail, Ali, Rahmican



2005-06 Kadrosu
Ayaktakiler(Soldan sağa): Osman Arz (Antrenör), Cüneyt, Onur, ?, Levent, ?, ?, Abdulkadir Esat (Menajer) Oturanlar: Ekrem (Malzemeci), ?, Abdullah, Ahmet, İlker, Arif, Tolgahan



2006-07 Kadrosu
Abdulkadir Esat (Menajer, fotoda yok)
Ayaktakiler;
Osman Ekici (Ant.Yrd.), Aybars, İlker, Bora, Caner, Alperen, Murat, Mehmet, Osman Arz ( Antrenör)

Oturanlar;
Samet, Necati, M.İlker, Tolgahan, İsmet, Bekir, Mazemeci Ekrem.

NOT : Bu kadro, final four'daki son maçta, maçın son dakikasına kadar önde götürüp, basitçe 2 hatalı top kaybıyla Akçakoca'ya yenilip TB2L'ye çıkamadığımız kadrodur.

[EROS87]

2008-2009 Kadrosu
Ayaktakiler: Recai Öztürk, Kerem Öztoprak, İsmail Esmeray, Roman Tok, Tyrus Desmon Boswell
Oturanlar: Ufuk Yanar, Birkan Batuk, Can Özcan, Ogün Sevinç, Burak yönder, Umut Tınay, Volkan İncekara
Fotoğrafta olmayanlar: Engin Algın, Michael Scott, Volkan Çam



2009-2010 kadrosu
Ayaktakiler: Melih Kabakçı, Hakan Yapar, Hadi Özdemir, Orçun Tunca, Eddy Fobbs, Kerem Öztoprak, Serhat Büker
Zafer Birinci(malzemeci), Murat Karayavuzoğlu(masör), Gürbüz Gürbüzoğulları(kondisyoner), Alaeddin Yakan(başantranör), Taner Günay(yardımcı antranör), Mehmet Alemdağ(idari menajer), Arif Akcebe(menajer yardımcısı)
Oturanlar: İsmet Alkan, Volkan İncekara, Fırat Aydemir, Ramazan Öksüz, İlker Türel, Caner Öner, Erdal Albayrak
Fotoğrafta olmayanlar: Harold Jamison, Doğan Hakyemez(genel direktör)

[İsmail Alkan]

İlk mesajındaki fotoları benmi göremiyorum, yoksa bir hatamı var ?

[Oğuz ZEYTİN]

Çok güzel olmuş, emeğine sağlık...

[Oğuz ZEYTİN]

Barıl Yurduseven'in bir yazısı vardı Genç Telekom maçından sonra...

Oradaydım
...

Gerçi bir nostalji de canlanmadı değil kafamda…
Nedeni de…
Bir baktım İdmangücü’nden Faruk maça gelmiş, Ceyhun’da aşağıda, Saner tribünde…
Bir tek Cahit eksik… Yıllar ama yıllar öncesine gittim… Bir İdmanocağı-İdmangücü derbisine…
15- yada 16 yaşlarındayım. Maçtan eminim, kesin kazanırız. Yenen şampiyon öylesine bir maç…
Sarı-Kırmızı bayraklarımla maçtan 2 saat önce salonda yerimi aldım. Salon tıklım tıklım…
Maç başladı, çok iyi oynuyoruz Saner ve Çilli takımı alıp götürüyor. Farklı öndeyiz, şampiyonuz anlayacağınız. Maçın sonlarına doğru fark 6 sayıya indi. Bizim koç, namı diyar “Çamur Osman” bir kısım Ocaklı “Albay”da der. İdmangücü’nün ki ise Engin Kanber. Son mola alındı ve maç devam ederken bizim takımda “kaizer” lakaplı bir sporcu inanılmaz şeyler yapıyor
Top kaptırıyor ve basket yiyoruz…
Son top İdmangücü kenardan başladı, maçın bitimine 5 saniye var, 2 sayı biz öndeyiz…
O zaman salonda bencler, şimdikinin tam ters tarafında. Engin Kanber son topun Faruk’a oynanmasını onunda içeri girip 2 sayılık atışla maçı uzatmaya taşımasını istedi.
Dediği de oldu koçun, son topu Faruk’a oynadılar. Faruk topu aldı, ben skor boarda baktım 3 saniye kalmış. İki uzun karşı karşıya, Faruk ve Cahit…
Faruk içeri girer gibi yapıp bir anda 3 sayı çizgisinin dışından şutu patlattı…
Adeta, bileğinin sesini duydum…
Sonra mı?
İdmangücü bencinde, olan yardımcı koç en yakın arkadaşım Altuğ Atalay’ı en az bir metre havada,
Çok sevdiğim, İdmangücü yöneticisi canım ağabeyim Saim Saka’yı sahada,
Koç, Engin Kanber ise takım şampiyon olmuş, o hala Faruk niye içeriden değil de 3 sayılık şut attı diye sorgulama yapıyor…
Ben mi?
Gözlerimden dökülen üç damla yaş ve meydana geldiğimde hatırladığım salonda kalan bayraklarım. Yenildik olsun ama güzeldi. O gün o salonda yaşadığım en güzel gündü beklide…
Trabzonspor-Genç Telekom maçının bana tek kazancı onları tekrar bir arada görmemdi anlayacağınız.
Gelelim iyisine…
Hafta içi Trabzonspor kulübünün organize ettiği hatıra ormanı organizasyonuna gittim…
Açıkçası inanılmaz gurur duydum. Trabzonspor yönetim kurulunu en içten dileklerimle tebrik ediyorum. İşte büyük kulüp olmanın göstergesi budur dedirtti.
Kaybettiği taraftarlarına sahip çıkan Trabzonspor... Vefanın mumla arandığı şu günlerde…
Bir ışık oldu, bir ders verdi üç kuruş çıkar için, kazanmak uğruna her şeyi mubah gören rakiplerine…
İnanılmaz güzeldi. O, ailesini, evladını, kardeşini Trabzonspor uğruna kaybetmiş insanların törenin başındaki, buğulu gözlerini ışıldatanları ayakta alkışlıyorum...

[EROS87]

bende görünüyor, ancak az sonra tekrardan düzenlerim

[Oğuz ZEYTİN]

Trabzon'un ilk milli basketbolcusu, Şehit Teğmen Pilot Mete ESAT'tır (Abdülkadir Esat hocamızın abisi)...

1963 yılında hayatını kaybetmiştir. Allah rahmet eylesin...

[Oğuz ZEYTİN]

Yiğiter Uluğ anlatıyor...

Trabzon'dan Çıkan En Büyük Oyuncu

Şu sıralar Trabzonspor’un tarihinde ilk kez Beko Basketbol Ligi’ne yükselmesi gündemde ya, ben de bugün uzuuun bir aradan sonra klavye başına geçeyim, Karadeniz’de basketbol denince aklıma gelen ilk adamdan söz edeyim istedim…

Daha önce de bu köşede anlatmıştım; 1993 yılında Avrupa Yıldızlar Basketbol Şampiyonası’nı düzenlemiştik Karadeniz’de… Grup maçları Trabzon ve Giresun’da, yarı final ve final ise Samsun’da oynanmıştı. O şampiyonanın hazırlıkları esnasında birkaç kez Karadeniz kıyılarını ziyaret etme ve yörenin basketbol adamlarıyla sohbet etme şansı bulmuştum. Hemen herkesin dilinde aynı öykü vardı…

Dönem, Sovyetler Birliği’nin dağıldığı, komünist rejimin çöktüğü, yıllardır devletin kanatları altında yaşamaya alışmış vatandaşların ne yapacağını bilemez halde ortalığa saçıldığı dönemdi. Sochi gibi Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki yakın kentlerden Trabzon’a uçan charter uçakları, Tiflis ve Batum’dan eski model lkarus otobüslere doluşarak Akçaabat pazarına alışverişe gelen Gürcü kadınlar, bölge insanı için sıradan görüntülerdi artık…

Ne yazık ki, ortalama Türk insanının algısı, söz konusu trajik dönemi sadece “seks turizmi” üzerinden okumaya yetti ve o günlerde geleceğini arayan bir dolu umarsız insanın iç burkan hikayeleri kaynayıp gitti. İşte o hikayelerden birinin kahramanıydı 2 metrelik dev Gürcü…
Çocuk sayılırdı aslında, henüz 15 yaşındaydı. Ama geniş omuzları, gelişimini neredeyse tamamlamış kas yapısı ve 2 metreyi aşan boyuyla kalabalık içinde kolayca fark ediliyordu. Elde avuçta ne varsa getirip, Rize ve Trabzon pazarlarında satmaya çalışan, sonra da kazandığı üç-beş kuruşla evinin nevalesini alıp Tiflis’e geri dönen annesinin yanında, ürkek bakışlarla kesiyordu etrafı… Bir gün biri yanına yaklaşıp, “Sen hiç basket oynadın mı?” diye sordu ve gözleri parladı bizim oğlanın…

Çok değil, birkaç hafta sonra Trabzon’daki açık hava sahalarında kulaktan kulağa yayılan bir efsane haline gelmişti “Tatu”. Laz çocuklar ona böyle sesleniyor, iki kişinin bile durduramadığı bu devin, nasıl olup da vatandaş yapılacağı ve bir takımda oynatılabileceği tartışılıyordu. Kim becerdi, nasıl yaptı, nüfus cüzdanı bile olmayan bir gence hangi yolla şak diye lisans verildi bilinmez, bir gün Tatu Sağlıkspor formasıyla sahada görüldü ve o sezon Karadeniz basketbolunun en büyük yerel yıldızı oldu.

O sıralarda altyapısını güçlendirmek için Anadolu’yu tarayan ve bu iş için antrenör Türkay Çakıroğlu’nu görevlendiren Darüşşafaka, Trabzon’dan gelen tek cümlelik bir haberle bir anda sarsıldı: “Burada bir çocuk buldum, Mirsad’dan bile iyi!”

Bu cümleden de anlayabileceğiniz gibi, Novi Pazar’dan Efes’e yeni gelmiş olan Mirsad Türkcan (ya da orijinal soyadıyla Jahoviç) İstanbul altyapı liglerinde fırtına gibi esiyor ve rakipler onu durdurabilecek güçlü bir oyuncu arıyordu. Tatu, tam da Türkay Çakıroğlu’nun aradığı adamdı. Önce diller döktü, anneyi ikna etti, sonra tuttu çocuğu elinden, İstanbul’a getirdi. Darüşşafaka mezunu Necdet Seçkinöz o günlerde Cumhurbaşkanı Demirel’in Özel Kalem Müdürü’ydü ve vatandaşlık işini tereyağdan kıl çeker gibi halledebilirdi.

Dev Gürcü’nün Daçka çatısı altındaki İstanbul günleri umutlu başladı ama Trabzon’da yer yerinden oynamıştı. Bir yıl önce seyirci sayısında gözle görülür bir artış yaşanmışken, artık çoğu kişi mahalli ligin tadının kaçtığına inanıyordu. Yerel gazetelerden biri, spor sayfasının en tepesine Türkay Çakıroğlu’nun fotoğrafını koyarak “Oğlumuzu geri ver” manşetini bile attı.

Vatandaşlık işlemleri beklendiği kadar hızlı yürümedi. Mirsad’ın önüne de bürokratik engeller çıkınca, 76 doğumluların oynadığı Karadeniz’deki Avrupa Şampiyonası’nda iki devşirme oyuncumuz forma giyemedi. Koç Cem Akdağ’ın madalya hesapları altüst oldu. Sadece Alpay Öztaş ve Serdar Tabay’la kapatmaya çalıştığımız pota altındaki yetersizliğimize karşın, yine de biraz soğukkanlı ve becerikli olabilsek final oynamamız işten bile değildi. Ama hem yarı finali, hem de üçüncülük maçını uzatmalarda kaybederek dördüncülükte kaldık.

Yaz boyu arkadaşlarıyla antrenman yapmış olan, maçlar Trabzon’da oynanacağı için büyük hevesle kendini hazırlayan Tatu, hayalleri tuzla buz, kenarda nemli gözlerle izledi bu maçları… Son ana kadar pasaportunun yetişeceğine ve vatandaşlığına kabul edileceği ülkenin formasını giyeceğine inandırmıştı kendini… Olmadı, vuslat başka bahara kaldı.

Genç irisi bu oyuncuyu hepiniz tanıyorsunuz aslında… Darüşşafaka’da parlayan, ardından Fenerbahçe’ye transfer olup, 1995-2003 yılları arasında sarı-lacivertli formayı giyen Zaza Enden… 1999’da Avrupa Ümitler Şampiyonası’nda bronz madalya kazanan milli takımımızın kadrosunda da yer almıştı. Sürekli Mirsad’la kıyaslanan, onunla çekişen, rekabet eden ama parkeler üzerinde bir türlü onun seviyesine gelemeyen, gelemediği için de içi içini yiyen, çareyi hırçınlaşmakta bulan bir adamdı Zaza… 2000’li yılların ortasından itibaren basketboluyla değil, gazetelerin magazin sayfalarına sıçrayan olaylarla ve medyatik sevgilileriyle gündeme gelmişti. Sonrasında kaybolup gitti… En son geçen sezon, yıllar önce onu bulup gün ışığına çıkaran ve büyük emek veren Türkay Çakıroğlu ile beraber Eyüpspor’da görüldü, o kadar…

Trabzonspor’un Birinci Ligimizde kalıcı olmasını, Karadenizli gençlere basketbolu sevdirmesini ve keşfedip işlediği yetenekleri Türk basketboluna kazandıran üretken bir ocak olmasını diliyorum. Ama benim gözümde bugüne kadar oralardan çıkmış en şöhretli basketbolcu Zaza Enden’dir. Yani nüfus cüzdanı olmadan nasıl lisans alabildiği hâlâ çözülemeyen Gürcü dev…

Yiğiter Uluğ


salsa'dan...

[İsmail Alkan]

2006-07 Kadrosu


Abdulkadir Esat (Menajer), Osman Ekici (Yrd. Antrenör), Bora, Mehmet, Samet, İlker, Caner, Aybars, M. Erol Önsel (Altyapı Antrenörü), Osman Arz (Antrenör)
Ekrem (Malzemeci), İsmet, Cüneyt, Tolgahan, Murat, Necati, M. İlker

Bu kadrodaki isimler ve sıralamalar yanlış, doğrusu şu şekilde ( ilk mesajda da düzenledim)
Abdulkadir Esat (Menajer, fotoda yok)
Ayaktakiler;
Osman Ekici (Ant.Yrd.), Aybars, İlker, Bora, Caner, Alperen, Murat, Mehmet, Osman Arz ( Antrenör)

Oturanlar;
Samet, Necati, M.İlker, Tolgahan, İsmet, Bekir, Mazemeci Ekrem.

NOT : Bu kadro, final four'daki son maçta, maçın son dakikasına kadar önde götürüp, basitçe 2 hatalı top kaybıyla Akçakoca'ya yenilip TB2L'ye çıkamadığımız kadrodur.

[samet aslan]

ismail abi ben bornovaya kaybedip çıkamadığımızı hatırlıyorum benmi yanlış hatırlıyorum yoksa...

[Murat']

Çok merak ettim şimdi o amerikalıları nasıl bulmuşuz.Muhtemelen Trabzon'daki Amerikan üssünde çalışan insanlar olabilirler.Bir de sormak istediğim birşey var bu takımlar hep mahalli liglerde mi mücadele etmişlerdir.Tbf'nin düzenlemiş olduğu ulusal bir organizasyona A takım bazında katılmışlar mıdır ? Trabzonspor kulübünün bünyesi altında mıydı basketbol takımımız.Amladığım kadarıyla 1970'li yılların sonunda basketbol takımımızın faaliyetleri son bulmuş ve sonraki yıllarda yalnıca altyapı ile çalışmalarını sürdürmüşler.

[İsmail Alkan]

ismail abi ben bornovaya kaybedip çıkamadığımızı hatırlıyorum benmi yanlış hatırlıyorum yoksa...

Bornova maceramız, Alpella'yı satın aldığımız seneye denk gelir ki,(bu kadronun fotosu yok yukarıda) Akçakoca'dan bir sonraki sezondur.


Ayrıca statülerde farklıydı.Bornova'ya play off 2. eşleşmede elenmişken, Akçakoca ile oynadığımız son maçta TB2L'yi kaçırmıştık. ( zamanın final four serileri statüsü daha farklıydı, önce lig usulü oynanan karşılaşmalarda sıralamalar belli olur, sonra çapraz eşleşmeyle tek maç üzeri BBL'ye çıkacak takımlar belirlenirdi)

[Oğuz ZEYTİN]

1969 yılı kadrosunda İTÜ'den gelen milli oyuncu (Ünal) ÖZÜAK mı acaba? Nereden öğrenebiliriz acaba?

[samet aslan]

Bornova maceramız, Alpella'yı satın aldığımız seneye denk gelir ki,(bu kadronun fotosu yok yukarıda) Akçakoca'dan bir sonraki sezondur.


Ayrıca statülerde farklıydı.Bornova'ya play off 2. eşleşmede elenmişken, Akçakoca ile oynadığımız son maçta BBL'yi kaçırmıştık. ( zamanın final four serileri statüsü daha farklıydı, önce lig usulü oynanan karşılaşmalarda sıralamalar belli olur, sonra çapraz eşleşmeyle tek maç üzeri BBL'ye çıkacak takımlar belirlenirdi)

ismail abi bornovaya elendığımız sene alpellayı alıp tb2 ligine direk geçiş yapmamışmıydık bornova lige çıkmıştı yıne aynı gruba dusmustuk...

[Murat']

Çok merak ettim şimdi o amerikalıları nasıl bulmuşuz.Muhtemelen Trabzon'daki Amerikan üssünde çalışan insanlar olabilirler.Bir de sormak istediğim birşey var bu takımlar hep mahalli liglerde mi mücadele etmişlerdir.Tbf'nin düzenlemiş olduğu ulusal bir organizasyona A takım bazında katılmışlar mıdır ? Trabzonspor kulübünün bünyesi altında mıydı basketbol takımımız.Amladığım kadarıyla 1970'li yılların sonunda basketbol takımımızın faaliyetleri son bulmuş ve sonraki yıllarda yalnıca altyapı ile çalışmalarını sürdürmüşler.

Bu soruma cevap verecek olan yok mudur acaba ?

[Oğuz ZEYTİN]

--------------------

[Murat']

Babam bir sene kadar Amerikan üssünde çalışmıştı 1967 ya da 68 yılı olması lazım.Hep anlatırdı acayip basket oynayan adamlar vardı falan diye muhtemelen Amerikan üssünde çalışan oyunculardır bunlar.

Biz de Scott'u Trabzonspor'a gelen ilk Amerikalı zannediyorduk

[Oğuz ZEYTİN]

Moore, Arnau, Edward, Scott, Boswell, Fobbs, Jamison, Derrick, Wright...

Bu kadar kısa sürede bu kadar Amerikalı...

Maşallah

[İsmail Alkan]

ismail abi bornovaya elendığımız sene alpellayı alıp tb2 ligine direk geçiş yapmamışmıydık bornova lige çıkmıştı yıne aynı gruba dusmustuk...

Doğrudur Samet, bende aynı şeyleri yazdım ama TB2L yerine artık alıştığımızdan BBL yazmışım

[İsmail Alkan]

Bu soruma cevap verecek olan yok mudur acaba ?

Babam bir sene kadar Amerikan üssünde çalışmıştı 1967 ya da 68 yılı olması lazım.Hep anlatırdı acayip basket oynayan adamlar vardı falan diye muhtemelen Amerikan üssünde çalışan oyunculardır bunlar.

Biz de Scott'u Trabzonspor'a gelen ilk Amerikalı zannediyorduk

Murat sorunun cevabını zaten kendin vermişsin

Konuyla alakalı forumda paylaştığım "basketbolun dünü bu günü ve yarını" adlı 3 bölümlük yazı dizimde değinmiştim.

1-Trabzon Basketbolunun dünü.

Trabzon ve bugünkü Trabzonspor basketbolünü incelemek için biraz gerilere hatta cumhuriyet yıllarına gitmekte fayda var

Cumhuriyetin ilk yıllarında,Trabzonda kurulan İdmanocagi ve Idmangücü kulüpleri 1923 yilindan sonra Trabzon'da büyük bir rekabete baslamisti. Bu öyle bir rekabetti ki Istanbuldaki Galatasaray- Fenerbahçe rekabetine benziyordu. Hatta zaman zaman onu bastirdigi bile oluyordu. Trabzon sanki Ocaklilar, Güçlüler diye ikiye ayrilmisti. Trabzon'da futbolun bu iki takim arasindaki rekabetten yüceldigi söylenebilir. Rekabet zamanla öylesine büyük boyutlara vardi ki Trabzon'un Türkiye liglerinde geç temsil edilmesine bile sebep oldu. Ne var ki iki kulüp arasindaki çekisme sehrin futbolundaki kaliteyi de her geçen gün arttiran faktör oldugu göz ardi edilemez.

Trabzonsporun ortaya çıkışı ise 1967 yılına rastlar, 1966 yılında her ilden bir takımın Türkiye liglerinde temsil edilmesi gündeme geldiğinde idmanocağı-idmangücü çekişmesi burada had safhaya çıktı hatta mahkemelere bile gidildi,sonunda zamanın Beden Terbiyesi Genel Müdürü Ulvi Yenal her iki kulüp birleşmezse hiçbirinin liglere alınmıycağını beyan edince zorlu ve sancılı bir dönem sonunda 2 Agustos 1967 günü Idmanocagi ile Idmangücü birlesmesi gerçeklesti ve Trabzonspor; Idmanocagi, Idmangücü, Karadenizgücü ve Martispor'un birlesmesi ile ortaya çikti.

Trabzona basketbolu ilk getirenler, ismine trabzonda 4 lü basketbol turnuvası düzenlenen rahmetli Şehit Pilot Teğmen Mete ESAT, (A.Kadir Esatın abisi)eczacı Sıtkı TOSUN ve eski kaptanlardan Süha AKÇAY’dır, hatta basket topunu NATO üssündeki Amerikalılardan almışlar ve o yıllarda basketbol Trabzon lisesinin bahçesinde oynanırdı ,ilk Kırmızı-Beyazlı renklerle kurulan Trabzonspor’un da basket takımı vardı. Hatta o takımda NATO üssünde görevli Amerikalılar bile oynadı. O yıllarda Trabzon, Konya ve Adana dışındaki Anadolu şehirlerinde basketbol yoktu. Ama zamanla bu yapı değişti. Trabzon basketbolda geriledi, diğer şehirler ise öne çıktı.

Bir ara Trabzon’da 25’e yakın basketbol takımının bulunduğu biliniyor. Bunun da devletin kulüplere o yıllarda 5 branş açma zorunluluğu getirmesinden kaynaklandığı kaydediliyor. “O zamanlar Trabzon’da hem yerel lig, hem de ikinci küme vardı. Her takımın 5 branş zorunluluğu vardı. Daha sonra devlet bu zorunluluğu kaldırdı. Ondan sonra Trabzon’da bütün dallarda çöküş başladı. Bir tek futbol ayakta kaldı. Zaten burası pilot bölgeydi.” yazının tamamı

[Murat']

İsmail abi Trabzon'da basketbolun gerilemesini etkileyen nedenlerden bir tanesi de Amerikan üssünün kapanması olmuş anladığım kadarıyla.1970li yıllarda bile basketbolun oynandığı şehirin aynı ivme ile devam etseymiş Trabzon basketbolda sözü geçen bir şehir olabilirmiş kanımca.

[İsmail Alkan]

İsmail abi Trabzon'da basketbolun gerilemesini etkileyen nedenlerden bir tanesi de Amerikan üssünün kapanması olmuş anladığım kadarıyla.1970li yıllarda bile basketbolun oynandığı şehirin aynı ivme ile devam etseymiş Trabzon basketbolda sözü geçen bir şehir olabilirmiş kanımca.

Tabii ki bir etkendir, üstelik öenmli bir etken.

Murat rekabet başarıyı getirir derler.

Ne zamanki İdmanocağı-İdmangücü rekabeti azalıp emekleme dönemine girdi, Trabzon'da basketbolda bir adım öteye geçemedi maalesef.

Hazır konuya değinmişken, Barış Yurduseven'in bugünkü yazısına yapılan yorumlara küçük bir yanıt niteliğinde bir kaç şey yazayım.

Kişilerin kim olduğu önemli değil, "neden başarı gelmedi" diye insanları sorgulamaktan ziyade, asıl sorgulanması gereken Trabzonspor kulübüdür.

Trabzonspor kulübü basketbola ne kadar değer vermiştir ? Ne kadar yatırım yapmıştır ?

Bugüne kadar şube kaç kez açılıp kaç kez kapatılmıştır ?

Her açılışın ve kapatılışın sebepleri nelerdir ? Bunlar sorgulanmalıdır.

Bölgeselde oynayan takım imkansızlıklarla TB2L'ye çıkabileyim diye çırpınırken "aman sakın çıkmayın, masraf olur, böyle idare edin" diyen zihniyetler nedeniyle sürekli emeklemiş ve başarı gelmemiştir.

Bugün durum çokmu farklıdır Trabzonspor'da ?,

Takım BBL'ye çıkmış, 5 milyon dolar bütçe oluşmuş ama bir kuruş destek olunmuyor !

Gençbasketbol takımmızın, Türkiye şampiyonasına hazırlanabilmesi açısından Anadolu şampiyonası öncesi "ne olur kampa gönderin, takım maç yapıp tecrübe edinsin" diye gazetede yazı bile yazdım ama masraf olur diye görmezden gelindi.

Sonuç ?Gençlerimiz Antalya BB genç takımını 17 sayı farkla eze eze yenmesine rağmen 1 sayı farkla, yani tecrübesizlikle Türkiye şampiyonasına gidemedik.

Basketbola bakış açısını algılayabilmek adına bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Asıl sonuç bölümüne gelecek olursak ;Yönetimlerde Saner Ayar gibi basketbolu gönülden seven insanlar olmadığı müddetçe Reevers'i bile hoca olarak getirseniz başarı gelmeyeceği gibi önümüz hep karanlık olacak, bizlerde suçu başkasında aramaya devam edeceğiz.

[İsmail Alkan]

2007-2008 Kadrosu (2. Play Off'larda Bornova'ya elendiğimiz sezon)İsmet, Cüneyt, İbrahim, Samet, Volkan, Aybars, Vito, Roman, Fahri, Kaptan Mehmet (şimdiki menajerimiz),Can ( altyapı antrenörümüzdü, askere gidiyor), ?, Tolgahan

[Burçak]

EROS 87 Bu değerli paylaşımın için çok teşekkür ederim.