Bilgilendirdigin için tesekkürler...
genel basligina daha fazla ugrak olmasi sebebiyle açmak istedim bu konuyu...yarin milliyet gazetesinde karadeniz insaninin birçok konuda mücadele verdigi bi yazi dizisi yayinlanicak..Kazim abinin ölümünden sonra her karadenizlinin bu konuda bilgisi olmasi gerektigini düsünüyorm..daha fazla duyarli olmak yada...kesin olarak bilmiyorm ama tahminimce nesnel veriler yeralicak bu yazida...Karadenizin Çirpinisi....hepinize duyurmak istedim..diger formlara yeteri kadar bakmadim..belki söylenmistir bu konu...form kirliligi yaptiysam affola...saygilarimla....
Bilgilendirdigin için tesekkürler...
can dündar da karadenizi agzina aldiysa artik tamamdir yani....mehmet ali brand in stajerinden mükemmel bir çalisma bekliyorum....
Aklimizin bi kösesinde bulunsun...
okuruz saygilar...
Ek falanmi yoksa gazetenin icindemi?
Çirpinirdi Karadeniz Bakip TÜRKÜN BAYRAGI'na
Ama o eskidenedi galiba............!!!!!!!!!!!
NE OLDU BIZE
ÇARSAMBAYA KADAR KAFA YERDE GEZECEZ[img]smileys/smiley19.gif[/img][img]smileys/smiley19.gif[/img]
can dündar icin "karadeniz" baslikli bir dizinin anlami olsa olsa; konu sikintisindan dolayi girisilmis bir ara gecis olabilir.
kendisini tanirim, yaninda fotomuhabiri olarak dolasan ercan arslan da cok sevdigim ve yemegimi paylastigim bir kardesimdir..lakin, nihat genc gibi "devler" dururken, bir bar sosyalistinbin karadeniz'i anlatiyor olmasi bana trajikomik geliyor.
[img]smileys/smiley36.gif[/img]zinos_zon Nickli Üyeden Alıntı
vizarian Nickli Üyeden Alıntı
Çarsamba günü karadeniz öyle bir çirpinacak ki önüne geleni yutacak.Süpheniz olmasin....
Süpelenen zaten çarsambaya kadar yazi yazmasin nede olsa o gün yazacak.[img]smileys/smiley2.gif[/img]
Temel'den vazgeçtiler
Karadeniz, kendisini var eden simgelerinden, 'alameti farikalarindan' vazgeçiyor. Trabzon'da son 5 yil içinde sadece 1 çocuga 'Temel' adi verildi. Kizina 'Fadime' adi koyan olmadi. Karadenizli, güzelim koylarindan da cayiyor birer birer
Çirpinan Karadeniz - 1 / Can Dündar
Fotograflar: Ercan Arslan
Simal rüzgârlarinin ardindan Karadeniz
Son dönem hep mansetlerde, hep gündemde Karadeniz...
Ya kanserle...
Ya milliyetçilerin linç girisimiyle...
Ya sahil yoluyla...
Ya Natasa salginiyla...
15-20 yil önce Karadeniz'e simalden iki yel esti:
Biri Çernobil'in radyasyonunu getirdi; digeri Rus hayat kadinlarini...
Ikisi de Karadeniz'i altüst etti.
Sonra yel dindi. Geride derin izler, tortular, travmalar birakti.
Yeni yeni fark edilen bu tortularin kimi Karadeniz insaninin derisinin altinda, sagliginda ortaya çikiyor; kimi sosyal yapisinda...
Bölge içten içe kayniyor. Ekolojik, sosyolojik, onkolojik dokusu degisiyor.
Siyaseti, ticareti, sagligi, ekonomisi, açilim çabasi, dipten gelen dönüsüm hirsiyla kimildiyor Karadeniz...
Türküdeki gibi "çirpiniyor".
Trabzon'da Atatürk alanina çikan Gazipasa Caddesi gibi, Artvin'e çikan dar virajlar gibi, Sümela'ya uzanan adimlar gibi, milliyetçilik, fuhus, issizlik, kanser, her sey sürekli ve hizla "tirmaniyor" bu bölgede... Bölgenin en yaygin isimlerinden "Volkan" gibi patliyor.
Türkiye'nin en kozmopolit yörelerinden olmasina, en zengin sosyal yapisini barindirmasina ragmen zaman zaman en bagnaz, en dislayici, en hirçin milliyetçiligin pesine takiliyor, fevri linç girisimlerine bulasiyor Karadeniz... Papaz avina çikiyor. Saldirganlasiyor.
Sonra tipki adini aldigi deniz gibi sakinlesiyor. Bir yayla horonunda barisiyor kendiyle... Politikada Basbakan çikariyor, dizide Deli Ziya oluyor, ses yarisinda Zeynep Baskan...
Esnaf göçüyor, yabanci gelinler geliyor, melez nesiller doguyor, sahil yolu doluyor, issizlik, yoksulluk, öfke büyüyor.
Ama yine de dizinin güzelim fotograflarini çeken foto muhabirimiz Ercan Arslan'in deyisiyle- "herkes her an koltugunun altindaki ekmegini bölüp vermeye hazir gibi" yasiyor.
Böyle bir dönüsümün ortasinda, bölgeyi ve kanaat önderlerini avucunun içi gibi bilen, becerikli yerel muhabirimiz Tekin Atay'in mihmandarliginda dolastik Karadeniz'i...
Gittigimiz her yerde bizi dostça karsiladi Karadeniz insani... Trabzon'da kanserliler kogusunu gezdik. Artvin'de dünyanin en uzun burnunu gördük.
Yol boyu bir denizin katline tanik olduk.
TAYAD'lisiyla da, MHP'lisiyle de, doktoruyla da, hastasiyla da, bosananiyla da, evleneniyle de konustuk.
Ve Çirpinan Karadeniz'in fotografini çektik.
Karadeniz deyince akliniza ne geliyor? Hamsi, taka, burun, çay, Temel, Fadime, fikra, silah, deniz, kemençe, horon?..
Simdi siki durun:
Karadeniz bunlarin hepsinden vazgeçmeye dogru gidiyor.
Bütün bölgeye genellemek yanlis olur, ama gözlemler, egilimin bu yönde oldugunu gösteriyor.
Dipten gelen bir dalga, eski Karadeniz'i silip süpürüyor.
Karadenizli kendisiyle özdeslestirilen bütün "alameti farikalar"indan tek tek siyrilmaya çalisiyor. Çocuklarina koyageldigi adlardan, hakkinda yazilmis fikralardan, belinden ayirmadigi tabancadan, sofrasindan eksik etmedigi baliktan, o güzelim koylarindan... Cayiyor birer birer...
Çok baslikli bir Karadeniz gezisinin benim açimdan en çarpici sonucu buydu:
O yüzden onunla baslamak istedim.
Gelin simdi bu teshisin kanitlarini koyalim ortaya:
Abdullah'in ogullari
Isim meselesi önemli... Bir kentte ne olup bittigini kentte yasayanlarin isimlerinden "okumak" mümkün çünkü...
Princeton Üniversitesi ögretim üyelerinden tarihçi Prof. Heath W. Lowry, "Trabzon Sehrinin Islamlasma ve Türklesmesi (1461-1583)" baslikli kitabinda (B.Ü. Yayinevi, 2005) sehirdeki erkek isimlerinden yola çikarak 1461'deki fetih sonrasi Trabzon'un dönüsümünü kanitlar.
Yöntemi basittir:
Osmanli'da Islam dinine dönenlerin ("mühtedi"lerin) çogunlugu baba adi olarak, babasinin asil adini vermek yerine "Abdullah"i yazdirir. Yeni ismi, "Abdullah'in oglu" olarak kayda geçer.
Bu bilgiyle Prof. Lowry, 15 ve 16. yüzyillara ait Trabzon Tahrir Defterleri'ni inceler, yetiskin evli erkek Müslümanlarin adlarini baba adlariyla karsilastirir.
Buna göre 1553 yilinda Trabzon'da 570 yetiskin Müslüman erkekten yalnizca 2'sinin kendi adi Abdullah iken, 163'ünün baba adi Abdullah olarak kayitlidir.
30 yil sonraki defterde durum söyledir:
Sehirde 1134 evli erkek vardir. Bunlardan yalnizca 1'inin adi
Abdullah'tir. Ama 256'sinin baba adi Abdullah olarak kayda geçilmistir.
Prof. Lowry'ye göre bu, "Hiristiyan geçmisin hatirlatilmasinin rahatsizligindan kaçinmak içindir."
1523'te yüzde 85'i Hiristiyan olan Trabzon, fetihten sonraki 120 yil içinde büyük dönüsüm yasamis, sürgün tehdidi karsisinda kentin çogu Rum nüfusu, dogup büyüdükleri kenti terk etmektense Islama dönmeyi tercih etmistir.
Nitekim 1523'ten 30 yil sonra kent sakinlerinin yaklasik yarisi Müslüman olmustur.
Belki de bu travma, onlari milliyetçilikte en ileri saflara tasimis, bölgeye gelen papazlari kovalayacak bir nefrete dönüsmüstür.
Fetih sonrasi yasanan "isim ihtilali"nin bir benzerine tanik oluyoruz bugün...
Karadeniz, yüzyillardir en popüler olan, fikralari dillerde dolasan isimlerini degistiriyor artik...
Trabzon Nüfus Müdürlügü kayitlarina göre, 2000'den bu yana yani son 5 yildir sehirde çocuguna Fadime ismi koyan tek bir aile yok.
Temel yok, Temelcan var
Temel adi koyan, sadece 1 aile var.
6 çocuk ise "geçis dönemi takilariyla" adlandirilmis:
Temelcan, Temelefe, Temel Mehmet, Temel Serhat, Temel Berkcan ve Temel Ersin...
Peki "Temel" yerine verilen isimler neler?
Murat, Berk, Efe, Mustafa...
Tayyip?
Hiç yok. 2004'te bir "Tayyip Yasin" var, hepsi o...
En popüler kiz isimleri ise sunlar:
Ece, Sule, Siir, Esra, Gamze...
Bu tepki, bir modernlesme alameti oldugu gibi "Temel bir gün..." diye baslayan fikralarin yarattigi bikkinligin neticesi de olabilir.
Artik zekâsiyla dalga geçen bir fikra basladiginda Karadeniz'de üzerine alinan olmayacaktir. Trabzon'da kasetçilerde satilan skeçlestirilmis Karadeniz fikralarinin alici bulmamasi da bunu kanitliyor.
Eyüp Fatsa yaniliyor
Gelelim suçlara... Devlet Istatistik Enstitüsü'nün Dogu Karadeniz verilerine göre, 2003'te bölgeden 2681 kisi cezaevine düsmüs.
Islenen suçlar listesi de bize, bir dönüsümün ipuçlarini veriyor. Geleneksel köy hayatina ait suçlarin yerini, modern kent hayatina özgü suçlar aliyor. En çok rastlanan suç, (1004 vaka) "Icra Iflas Kanunu'na muhalefet"... Hirsizlikla birlikte bu suçtan içeri girenler, diger tüm suçlularin toplamina yakin...
Irza geçme, sarkintilik suçlari Ruslarin gelisinden sonra çok azaldi. Yaralama, darp, cinayet ve atesli silah tasima geriden geliyor.
Silah tasimadan yatanlarin orani sadece yüzde 2... Yani dügünde havaya kursun sikan Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nin "Buralarda âdettir" bahanesi, artik geçerli degil.
Trabzon Emniyet Müdür Yardimcisi Ibrahim Azcan, silahla ilgili suçlarda son dönem düsüs oldugunu dogrularken, "Çogu olay gibi bunun nedeni de ekonomik" diyor:
"Çünkü artik kursuna para yetmiyor."
Yayla senligi yerine Televole
KARADENIZ'de bu egilimle çakisan bir baska gelisme, kentlesmeyle birlikte yerel özelliklerin yitirilmesi...
Karadeniz sahil yoluyla, koylarin kaybedilmesini, hamsi üretiminin gerilemesini, takalarin denizden çekilmesini ayri bir gün isleyecegiz.
Rus akiniyla aile yapisinin kökünden degismesini de...
Ama baska birkaç ilginç ayrintidan bugün söz edelim:
Biri, yayla senlikleri...
Karadeniz'in karakteristigi sayilan senlikler birkaç yildir popüler kültürün elinde can çekisiyor. Giresun Valisi Sükrü Kocatepe'nin de yakindigi gibi gurbette yasayanlarla yöre halkini bulusturmayi amaçlayan senlikler bir "sanatçi getirme yarisi"na dönüsmüs durumda... Kemençe çalinip horon tepilen senlikler gözden düserken, Televole sarkicilarini yaylaya çikarmayi basaranlar en büyük ilgiyi görüyor.
Mesela bugünlerde en büyük kavga, Tarkan'i baba ocagi Rize'ye getirebilmek için veriliyor. avea'dan izin alabilmek için Basbakan'in devreye sokuldugu söyleniyor.
Ayda 40 burun ameliyati
Karadenizliler, dünyaca ünlü burunlarini 'düzelttirmek' için ameliyata kosuyorlar. Estetik cerrah Karaçal: Trabzon'da her ay en az 40 burun düzeltildigini rahatlikla söyleyebilirim
"Karadenizli artik eski simgelerle anilmak istemiyor" dedik ya, bu "kendinden vazgeçme"nin en belirgin örneklerinden biri burun ameliyatlari...
Burnuyla dünya çapinda söhret yapan Karadenizli, simdilerde burun kemerini düzelttirmek için plastik cerrahlara kosuyor.
Trabzon'da plastik cerrahi 1986'da Operatör Dr. Yakup Kaya ile baslamis. 1990'larda Ruslarin ince küçük burunlarla çikagelmelerinden sonra müthis artmis. Sadece Kaya'nin 20 yilda 2500 burun yaptigi tahmin ediliyor.
Ardindan KTÜ'ye plastik cerrahi ana bilim dali açilmis ve ögretim üyeleri gelmis.
Gelenlerin yarisi erkek
Su anda kentte 5 plastik cerrah var. Yard. Doç. Naci Karaçal, 4 yildir Trabzon'da görev yapiyor. KTÜ'de Plastik Cerrahi ana bilim dali baskani...
Burun operasyonlarini ona sordum:
-Kimler burun ameliyati olmak istiyor?
-5-6 yil öncesine kadar gelenlerin yüzde 55'i kadindi. Son dönemde esitlendi.
-Neden degistirmek istiyorlar?
-Eskiden "Nefes alamiyorum" filan gibi sikâyetlerle gelirlerdi. Artik dogrudan "Seklini begenmiyorum" diye geliyorlar.
-Nesini begenmiyorlar?
-Aslinda yeni nesilde koca kemerli Laz burnu yok. Ama yine de kemerleri küçültmek istiyorlar. Kemeri aliyoruz.
-Karadeniz sosyetesi mi geliyor daha çok?
-15-20 yil önce daha çok sosyete geliyordu. Egitim arttikça plastik cerrahi de halka indi. Artik her kesimden insan geliyor.
-Kaça mal oluyor bir burun operasyonu?
-Ilk zamanlar çok pahaliydi. Son 10 yilda ucuzladi. Bir ameliyat 1000 dolar.
-Kaç ameliyat yapiyorsunuz haftada?
- Ben haftada 4 ameliyat yapiyorum. 5 doktoruz. Trabzon'da her ay en az 40 burnun düzeltildigini rahatlikla söyleyebilirim.
-Burun disinda da talepler oluyor mu?
- Artik yüz ve karin gerdirme, gögüs küçültme türü ameliyatlar da çogaldi.
-Neden tirmandi bu egilim..?
-Ruslarin gelisinin de etkisi var mutlaka, ama asil etken medya... Televole'den etkileniyorlar. Çogu ellerinde yildizlarin resimleriyle geliyor. En çok Petek Dinçöz burnu istiyorlar.
-Siz ne diyorsunuz?
-Gelenlerin 6'da 1'ini "Ihtiyaciniz yok. Dogalliginizi bozar" diye vazgeçiriyorum.
'Burnumuz kimligimizdir'
Artvin'de Mehmet Özyürek karsiladi bizi... Hemen elimize kartvizitini tutusturdu.
Kartta profilden çekilmis bir fotografi var. Üstünde söyle yaziyor: "Guinness World Records/ Dünya Altin Burun Sampiyonu". Mehmet Bey ya da Artvin'deki adiyla "Sampiyon Amca", rekor yoksunu Türkiye'nin medar-i iftihari... Çünkü cebinde gezdirdigi sertifikasina göre, "Burun boyunun, ucundan bitis noktasina kadar 8,8 santimetre oldugu saptandi ve Guinness Rekorlar Kitabi'na katildi".
Kendisi 60 yasinda... Çocukken "burnu büyük" diye alay ederlermis. Simdi ayni burunla, alaycilarindan intikam almis.
Rize Çay TV'de "Karadeniz Altin Burun Yarismasi"na girgir olsun diye katilmis. Birinciligi yakalamis. Kaliforniya'dan, Guinness yarismasindan aramislar. Meger burnunun ünü oraya kadar uzanmis. Kendisini kitaba alacaklarmis. Uzun temaslardan sonra uzmanlar gelmis. "Sampiyon Amca", "Altin Burun" olarak tescillenmis.
Simdi Karadenizlilerin burun ameliyatlarindan söz edince tepki gösteriyor."Burnumuz bizim kimligimizdir. Vazgeçemeyiz" diyor: "Bana bakip vazgeçsinler. Ben çirkin mi görünüyorum. Üstelik dünya rekorunu elimde tutuyorum."
YARIN: SÜYUU VUKUUNDAN BETER BIR DERT: KANSER
Temel, burun ve televole kültürünün etkilerinin anlatildigi ilk bölüm. Karadeniz insaninin, istanbul'dan bakilinca en büyük sorunu bunlar olsa gerek!
Pesin hükümlü degilim, yazinin sonunu bekleyecegim. Acaba Trabzonspor'a karsi yapilan haksizlikta, 20 bin insanimizin yürümesini nasil yorumlayacak. Tayad konusunu linç girisimi olarak elestiren Can Dündür, bakalim bu demoktarik yürüyüsü hangi kaliba sokacak. Bekleyip, görecegiz...
bu candündar nasil bir kansizdir yarabbim adam milliyetçiligimizin sebebini nasil açiklamis....keske gelip yrli nüfusla harmanlanan türkmen nüfustanda sözedecek kadar gazetecilik sorumlulugu olsaymis islamlasmanin da en büyük sebebi tabiki yeni fethedilen karamanogullari beyliginden saglanan türkmen göçü....ayrica gürcü laz abaz çeçen çerkes yogunlugu rum yogunluguna göre müslüman popülasyon içinde çok daha fazladir.....biz trabzonlular çok milliyetçi ve türkiyeye gönülden sevdaliysak türkiye için mücadele etmekten zevk duyuyorsak bu bence birazda kafkas köklerimizle ilgili.....93 harbini trabzonda bilmeyen kaç nene kaç dede var?arkadaslar bu adam mehmet ali brand in stajeridir....mehmet ali brand bedirhan asiretindendir hani sivas kongresinde ingilizlerin süvari alayi kurup atatürkü tutuklatmaya kalktigi yahudi asireti.....bunlar yeminli düsmandir türkiye ye utanmadan sikilmadan her türlü yalani söylerler.....kafatasçidir bunlar etnisite arayisindadirlar her zaman bir insan yiginini millet yapan kutsallara saldirirlar.....türk insani demir gibi bir aradaydi demir atesle dövüldü kanla sulandi çelik oldu bunun geri dönüsü yok.....hayat için gelecek için yeni nesiller için bu karardan bir olma kararindan hiç bir satilmis kani bozuk bizi çeviremez.....biz türk milletiyiz bu aditasimaktan sade onur duyariz seref duyariz....biz kimmiyiz balkanlardan kafkasyadan arabistandan her türlü cinayet ve katliamdan emperyalizmin önünden kurtulmayi basarip bu vatana siginmayi basaranlarin torunlariyiz.....biz türküz türk....adam in hainligi beni deli ediyor bariz ya serefsiz hainlik yapiyor köpek.....
abi ne yazinin sonunu beklemesi ya adam bak kompleksli oldugumuz için milliyetçi oldugumuzu yumurtlamis ulan köpek ben senin soyunu sopunu dökerim suraya da yeri degil allahin dönmesi bize rum diyor ya serefsiz köpek it.....[img]smileys/smiley7.gif[/img][img]smileys/smiley7.gif[/img][img]smileys/smiley7.gif[/img][img]smileys/smiley7.gif[/img]kutoz Nickli Üyeden Alıntı
dönme dedigim içinde özür dilerim çok sinir oluyorum bu adama bu satilmis bir ittir tüm türkiye yi bu adam konusunda tenzih ederim bunun soyu sopu hiç bir aidiyeti kalmamis bu satilmis bir ruh beden....bi arkadas bar sosyalisti demis bunun için ama bu adamin bilimselligi entellektüeliteside yoktur lütfen iltifat etmis gibi olmayalim bu it serefsiz satilmis köpege....
Yakup, bende senin gibi çok sinirlendim. Abdullah'in Ogullari meselesine takmis durumdayim. Böyle saçma sapan birsey görmedim. O profa göre, orada Türk yasamadi, dayatmalarla müslüman olan rumlarin devamidir bugünkü yasayanlar.
Kendi içinde tezatlikta barindiriyor. Böyle bir degisim yasamis insanlar, neden Türk milliyetçisi olup, papaz kovalasin. Sayet böyle bir dönüsüm varsa, içten içe insanlar çocuklarina kendi öz benligini asilamaz mi. Bugün biz papaz degil, onun mantigina göre cami imami kovalamamiz lazim.
Bakalim, daha neler zirvalayacak medya patronunun prensi[img]smileys/smiley7.gif[/img]
abi tarih bilmesek kandiracak bizi göya. dedemiz nenemiz bundan daha iyi tarih bilirdi bizim....sonuçta bu yalanlar bir seyleri daha açik seçik ispat ediyor abi.....bunlari yaziyoruz bir kenara söyledikleri her sey aleyhlerine delil olarak kullanilir güngelir hesabi sorulur......kutoz Nickli Üyeden Alıntı
Yaw bu eger arastirma yaptiysa bende ne olayim serefsiz herif yaaaaaaa istanbulun yalakasi Sen kimsin lan o kadar karadenizli yi özünden döndü diyosun ah yüce ALLAHIM bunlari iki gün yanimda biraktagöstereyim sunlara karadenizlininsevgisini,üzüntüsünü,kirginligini,öf kesi ni.[img]smileys/smiley7.gif[/img][img]smileys/smiley7.gif[/img]
Ya milliyetçilerin linç girisimiyle...
Vatani sevmek ne zamandan beri LINÇ oldu[img]smileys/smiley7.gif[/img]
Osmanli'da Islam dinine dönenlerin ("mühtedi"lerin) çogunlugu baba adi olarak, babasinin asil adini vermek yerine "Abdullah"i yazdirir. Yeni ismi, "Abdullah'in oglu" olarak kayda geçer.
Bu bilgiyle Prof. Lowry, 15 ve 16. yüzyillara ait Trabzon Tahrir Defterleri'ni inceler, yetiskin evli erkek Müslümanlarin adlarini baba adlariyla karsilastirir.
Buna göre 1553 yilinda Trabzon'da 570 yetiskin Müslüman erkekten yalnizca 2'sinin kendi adi Abdullah iken, 163'ünün baba adi Abdullah olarak kayitlidir.
30 yil sonraki defterde durum söyledir:
Sehirde 1134 evli erkek vardir. Bunlardan yalnizca 1'inin adi
Abdullah'tir. Ama 256'sinin baba adi Abdullah olarak kayda geçilmistir.
Prof. Lowry'ye göre bu, "Hiristiyan geçmisin hatirlatilmasinin rahatsizligindan kaçinmak içindir."
1523'te yüzde 85'i Hiristiyan olan Trabzon, fetihten sonraki 120 yil içinde büyük dönüsüm yasamis, sürgün tehdidi karsisinda kentin çogu Rum nüfusu, dogup büyüdükleri kenti terk etmektense Islama dönmeyi tercih etmistir.
Nitekim 1523'ten 30 yil sonra kent sakinlerinin yaklasik yarisi Müslüman olmustur.
Belki de bu travma, onlari milliyetçilikte en ileri saflara tasimis, bölgeye gelen papazlari kovalayacak bir nefrete dönüsmüstür.
Ya Bu adam Öküz Altinda Buzagi ariyor...Yani kendi kinini ortaya çikarmak için ne tür yollara basvuruyor...Yani biz hepimiz rum çocugumuyuz Allaha sükür biz de öyle birsey yok ne bende ne de Salih abinin (FORZA61) soyunda böyle birsey yok zaten öyle olanlar belli Trabzonda sakli gizli degil ki ve burda kimsenin soyunda öyle birsey olacagini sanmiyorum bu yüzden kendisini protesto etmeye çagiriyorum
can.dundar@e-kolay.net
Kendi babasinin adi Hristo mu ?
En önemli konularda ''HALT ETMISSIN SEN '' diyorum.Ne çaydan,ne hamsiden vazgeçerim.Kemençeyle horonla cosarim.Büyük burnumla ve adini çocuguma koymasamda Temel'le,Fadime'yle gurur duyarim.Fikralarla neselenir,silahta ve denizde kendimi bulurum.
can.dundar@e-kolay.netAbilerim Arkadaslarim Lütfen bu DENSIZ adami protesto edelim
http://webmail19.mynet.com/webmail/s....php?unique_id =b4b49c6c1e43c5244c06b7e14f1019df
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)