< name=examp>> |
|
Yazi ve fotograflar: Sebati KARAKURT
Türkiye, Irak, Iran sinirlarinin kesistigi noktada Kandil Dagi. 2000?den beri silahli PKK militanlari buradalar. Kandil Dagi?nda karsilastigimiz tablo sasirticiydi: Zaman Türkiye?ye endeksli burada. AB üyeligi gelismeleri kadar Türk dizileri ve maçlar da büyük bir ilgiyle izleniyor.
Ceviz agacinin altina serilmis halinin üzerinde oturuyoruz. Bir taraftan da televizyonda Gülben Ergen?i izleyip magazin muhabbetine giriyoruz. Silahli militanlardan biri; ?Ayrilmislar? diyor. ?Nasil olur daha yeni evlendiler? Ayrildiklarina dair bir sey duymadim? diyorum. ?Olur mu ya, evlendikten dört gün sonra ayrilmislar? diye diretiyor, muhtemelen Hande Ataizi?nden bahsediyor. Siradan bir militan olsa anlayacagim. PKK?nin Kandil Karargáhi?ndaki önemli komutanlarindan biri Rubar. ?Herhalde biz yoldayken olmustur, bu alemde her sey olur? diyorum. Fazlaca diretmenin alemi yok. Bir taraftan da davetsiz geldigimiz mekánda röportaj izni çikmasini bekliyorum. Rubar, elinde uzaktan kumanda, sirayla Türk kanallari arasinda dolasiyor. Özcan Deniz?in dizisi baslayinca kadin militanlar, merakla bekledikleri diziyi izlemek için yerlerini aliyorlar. Sarisin, mavi gözlü, kivircik saçli olan, digerleri diziyi izlerken muhabbete giriyor: ?Sen bir de bunlari maç izlerken gör. Galatasaray?in Avrupa Kupalari?ndaki maçlari sirasinda. Fenerliler?i deli ediyorduk.? Dizi bittikten sonra herkes Kandil Dagi?na nasil geldigimizi soruyor. Siyaset sonrasi muhabbet hep futbola dönüyor. Sürekli ?Izin çikti mi?? diye soruyorum. Rubar, ?Istediginle istedigini konusuyorsun. Sana kimse bir sey diyor mu? Rahat et, istedigini yap? diyor.
FENERLI PERVER MAÇ IÇIN DOKUZ SAAT YÜRÜYOR
Örgütteki son kopmalarla konuya giriyorum. Osman Öcalan ve arkadaslarinin ayrilmasindan fazlaca etkilenmemisler. Öyle bir hava var. Fener maçlari için maç günleri daglar asip dört buçuk gidis-dört buçuk gelis, dokuz saat yol yapan hasta Fenerli Perver devreye giriyor: ? Bizim milliyetçi duygularimiz yok. Türkiye Cumhuriyeti saglikli demokratik bir yapi olusturursa isler çözülür. Türkiye?den ayri bagimsiz bir devlet istemiyoruz. Dünyada degisim dönüsüm süreci yasaniyor. Özellikle 1999?dan bu yana daha kapsamli bir degisim ve dönüsümü gerçeklestirmeye çalisiyoruz? diyor. Perver?in kolu alçida, maç yaparken kirmis kolunu.
Birlikte geldigim Dogan Haber Ajansi kameramani Muzaffer Duru?yla bana yatmamiz için battaniyeler veriliyor. Digerleriyle birlikte ceviz agacinin altinda uzaniyoruz. Günes dogar dogmaz kalkiyoruz.
Kuzey Irak?ta, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtsever Birligi (KYB) güçleri arasinda, Van il sinirlari büyüklügünde bir alan PKK?nin kontrolü altindaymis. Dag kadrolari silahli ve üniformali olarak kamp disina çikamiyorlar. Beyaz Nissan marka ciple bölgeyi dolasmaya çikiyoruz.
Zaman da Türkiye?ye endekslenmis burada. Irak saati yerine Türkiye saati kullaniliyor. 4 Nisan günleri agaç dikme bayrami olarak kabul edilmis. Sasiriyorum. Ama saskinligim kadinlarla konusurken zirve yapacak. Türkiye, Irak, Iran ve Suriye?den gelen Kürk kadinlar açikça söyle diyorlar: ?Simdi bizim için kadin meselesi her seyin önünde.? Ne demek istiyorlar, iyice bir dinliyorum. Duyduklarim, gördüklerimle birlesince, diyorum ki, bu daglarda da dünya degismis yahuu...
Kendi taktiklari isimle ?Hasan Sehitligi?nde tanidik bir yüz çikiyor karsima. Mezarligin kapali yerindeki resimlerden biri, 90?li yillarda Istanbul?da röportaj yaptigim modern dansçi kizin resmi. O da artik hayatta degil. Iki gün önce Türkiye?den gelen yasli bir adam görüyorum. Oglunu ariyor. Önce mezar taslarini okumus, belki aralarindadir diye. Mezarlik görevlisi, babasi Tatar, annesi Türkmen, eski bir Dev-Genç militani. Adamcagizi ikna etmeye çalisiyor: ?Bak oglun hayatta. Onu buralarda bulman zor.? Daha sonra ögreniyorum ki, ailelerle örgüt üyelerini mümkün oldugu kadar görüstürmek istemiyorlar. Ziyarete gelenler, çocuklarini etkileyip götürmesinler diye..
KONGRA-GEL ADINA KONUSAN MURAT KARAYILAN (CEMAL)
Ayrilanlar evliler örgütü
Osman Öcalan PKK?dan ayrilip baska bir örgüt kurdugunu açikladi, yani parçalandiniz?
- Bu kisiler hareketimizin genel kültürel, ideolojik, felsefi gerçekliginden kopmuslardi. Sosyal iliski adi altinda evlendiler. Bu konuda önderlik tarafindan klasiklesmis, geri, özgür kadini tekrar erkegin egemenligine sokan bir iliski biçiminin kabul edilemeyecegi noktasindan elestirildiler. Iki grup halinde 8 kisi, evli 4 erkek, 4 kadin koptu. Gizli gizli kaçtilar yani. ?Dolasmak istiyoruz? deyip dolasmaya giderken kaçip KYB?ye sigindilar. Sonradan 5 kisilik bir grup daha onlara katildi. Biz onlara bagimsiz örgütlenebileceklerini söylemistik ayri fikirleri oldugu için.
Evliler Grubu olarak mi?
- Yani daha özgün sey olarak. Koptuktan sonra ayri düsünüyorlarmis gibi görüntü verdiler. Ama aslinda bunlar halkin özgücüne güvenmek yerine basta ABD olmak üzere bölgeye gelmis uluslararasi güçlere dayanarak bir seyler yapilabilecegine inaniyor. Hareketimiz bu konuda herhangi bir parçalanmayi yasamis degildir. Bir grubun kopusu vardir, bir gerçek. Ama bizim çizgimiz, baskan Apo?nun çizgisi örgüt içerisinde zafer kazandi. Biz köklü bir degisim ve dönüsüm yasiyoruz. Çagdas, demokratik, uygarlik çizgisinde yeni bir sol, yeni bir ekol, demokratik ekolojik toplum paradigmasi diye yeni bir çizgiyi gelistiriyoruz. Kendimizi çagin gereklerine göre uyarlayan ve halkin güncel istemlerine göre kendisini yeniden yapilandiran bir hareketiz. Öyle muhafazakár, eski, bilenen sol söylemde israr eden bir hareket degiliz. Bir reel sosyalizmi asiyoruz.
Evlilik gündemimizden çikmistir diyorsunuz?
- Hayir, klasik evlilik degil, özgür iliski temelinde daha çagdas normlara sahip insan iliskisini öngörüyoruz. Kendi içimizde kadini özgürlestirerek, erkegin gölgesinden çikararak, özgür erkek, özgür kadini yaratma temelinde, özgür esit bir iliski biçimini gelistirmeyi düsünüyoruz.
Iliski derken, dag kosullarinda erkek-kadin iliskisi olabilir mi?
- Gelip geçici iliskiler degil de gerçekten sevgiye dayali, gerçekten anlam kazanan bir iliski biçimine karsi degiliz ama dag kosullarinda bunu gerçeklestirmek zor. Bunu bir ideal olarak gelistiriyoruz.
Bu süreyi kim belirleyecek ya 100 yil sürerse?
- Önce su olacak sonra da bu olacak biçiminde yaklasmiyoruz. Bu insanin kültürü, bilinciyle ilgilidir. Sen zeminini yarattikça o iliskiyi gelistirebilirsin.
Bir de ilk bakista ask vardir lafina gelirsek.
- Bu durumlarda arkadaslara tavsiyelerde bulunuyoruz. Duygularinin esiri olmamalarini, duygularini bilinçle yönlendirmeleri gerektigini anlatiyoruz.
Burada atesle barut yan yana duruyor.
- Belki toplumdaki herhangi biri için çok zor bir durum. Ama bizde yan yana kardesçe durabilir, biz yoldasça diyoruz.
Sonuçta genç bir erkek ve genç bir kadinin ayni ortami yasamalarindan bahsediyorum. Dayatmalarla bu nereye kadar durdurulabilir?
- Bazen bizden de kopmalar olabiliyor. Bu irade ve özdisiplinle olabilecek bir sey. Bu konuda kimseyi cezalandirmiyoruz, kimseye bekçi de koymuyoruz. Zorla burada tutulan biri kaçar gider. Bizim sinirlarimiz yok ki, onlari içinde tutalim. Inanmayan dilekçesini yazar gider.
Ayrilanlar yasamlarinin tehlikede oldugunu söylüyor.
- Kendi kuruntularidir.
ÇÖZÜM ATATÜRK?ÜN 1920-1924 POLITIKALARINDA YATIYOR
Çözüm, Türkiye?nin üniter gerçekligine, birligine, bütünlügüne dokunmadan Kürt halkinin da kendi kültürel gerçekligine sahip çikabildigi, özgürce örgütlenme hakkina sahip oldugu, esit ve özgür iki toplum biçiminde yasama kosullarinin oldugu bir demokratik cumhuriyettir. Bize, yok Kemalizm?e kaymis, yok Kürtlügü terk ediyormusuz gibi saçma sapan yakistirmalar getirip milliyetçiligi körüklemek istiyorlar. Bize göre Atatürk döneminde 1920?den 1924?e kadar benimsenen politikalar bugünkü çagdas kosullara uyarlanirsa bu sorun çözülür.
Eskiden iliskiler yasakti simdi bir tercih meselesi
Koltuklu, kanepeli bir salona buyur ediliyoruz. Burasi PASK (Kürdistan Kadin Özgürlük Partisi) merkezi. PASK, PKK içinden çikan bir kadin örgütü. Gündemleri kadin meseleleri. Konuyu o anlatacak. Kod adi Sewra. Üst yönetimden oldugu besbelli. 1993?te Mülkiye?den ayrilip, Igdir?da PKK?ya katilmis. Malatyali ama Ankara?da büyümüs. Nilüfer, Bob Marley, Gipsy Kings, Ruhi Su, Candan Erçetin dinliyor. Öncelikli mücadelelerinin ?özgür kadini yaratma ve erkegi dönüstürme? oldugunu söyleyerek basliyor anlatmaya:
OSMAN ÖCALAN KADINI PROTOKOL KUKLASI GIBI GÖRDÜ
Osman Öcalan, kadini erkegi dagda tutabilecek bir güç olarak görüyordu. Ona göre kadin erkegin faydalanmasina açikti. Siyasette de kadini yaninda oturabilecek bir protokol kuklasi olarak algiliyordu. Çatismalar döneminde ise özgür kadin bilinci henüz olusmamisti. Çatismalar içinde erkeklesen kadinlar çogunluktaydi. Bu bilincin olusmasi için mücadele gerekiyordu ve önce kadin kimligini yaratmak gerekiyordu. Kendimizdeki erkek bakisini ortadan kaldirmaya çalistik. Çünkü o dönem bizde olan agir bir erkek taklitçiligiydi. Erkegin yaptiginin kötü bir sekilde taklidini yapiyorduk sadece. Hálá sürüyor bu bilinci olusturma çabamiz. Ama simdi benligimizin daha çok farkindayiz.
KADIN GÜCÜ OLARAK BELLI YERE GELDIK, SIMDI DERINLESECEGIZ
Özgür kadin neleri degistirecek? Bu en küçük yasam iliskisinde de olabilir, bireyler arasinda da. Farkliliklari özgürce bir arada yasayabilecegi, birbirini tamamlayani olabilecegi bir gerçeklige ulasmak. Daha sade, daha yapici olana, daha güvenli olana, daha tamamlayici olana, farkliliga, insan için önünü açik olana imkán verecek olana ulasmak. Bütün bu egemenlikçi kafa yapisi, yasam tarzi, duygular, psikoloji, tüm bunlarin içinden siyrilabilmek, bizim için bir yasam mücadelesi. Esas olan bunlarin hepsini ayirt edebilmek. Dogal olana ulasmak. Kendimiz olmaya çalismak. Kadin özü diye bir seyden bahsediyoruz ama sudur diye degil. Hep tartisiyoruz, ?Kadinin özünde ne var?? diye. Belki bunu simdi daha fazla yapacagiz. Ideolojik ve teorik arastirmalarimiz daha yogun olacak. Bugüne kadar agirlikli olarak siyasal mücadele yürüttük. Örgütsel siyasal mücadelemiz çok öne çikti. Su anda kadin gücü olarak belli bir düzeye ulastik. Simdi derinligi esas almaya çalisiyoruz. Bu konularda teorik argümanlarimizin içini daha iyi doldurmaya çalisiyoruz. PASK olusumu biraz bunu amaçliyor. Bu konuda daha fazla derinlesmeyi amaçliyor.
FEMINIST HAREKETIN KAZANIMLARI ÖNEMLI AMA YETERLI DEGIL
Son yillarin feminist girisiminde önemli kazanimlar var. Fakat toplumsal gelismeyi hedefleme konusunda yeterli bulmuyoruz. Bizde toplumsal dönüsümü esas almak önemli. Bizde sadece cinsiyetçi bakis açisi yok. Erkegi dönüstürme mücadelemiz gündemimizde. Biz kadin ve erkegin birlikte gelisimini esas aliyoruz. Fakat gelisim kadinin öncülügünde... Formüller koymuyoruz. Hareketimiz tepkisel olarak gelisen bir hareket. Farkli cinsel yönelimlere bir bakis açimiz var. Demokratik yaklasmak gerektigini düsünüyoruz. Ama su konuda kendimizi eksik buluyoruz. Diyoruz ki; farkli cinsel egilimler ve yönelimler konusunda tarihsel toplumsal bir arastirma altyapisina sahip degiliz. O yüzden onlar sudur, budur demenin dogru olmadigini düsünüyoruz. 5 yildir bir aydinlanma sürecindeyiz denilebilir. Klasik sol literatürün ötesinde dünyada ortaya çikmis yeni literatürlere açilma konusunda yeni bir süreç yasiyoruz. Bu tartismalarimizi dinamik kiliyor. Türk solundan gelen biri olarak hep formüller koyardim. Artik böyle düsünmüyorum. (Gülerek) 30 yasimi da geçtigim için herhalde olgunlastim.
ZEKI?NINKI, SOSYALLESELIM BIRBIRIMIZI ÖPELIM?DI
Kadin olarak hiçbir bakimlilik endisesi yok denilemez. Yani kendisi için bakimli olmaya çalisan, önce kendisi için güzel olmaya çalisan kadin. Mesela bizde böyle kaba bir dönem vardi. Erkegi ret üzerinden, kaba retcilik dedigimiz bir dönem yasadik. Bu ilk dönemi asmaya çalisirken ucube erkek taklitçiligi yol almis gidiyordu. Önderlik tarafindan bu açilim ortaya kondu. Bu dönem bir de erkek isbirlikçiligi dönemi dedigimiz Zeki dönemi vardir. 1995 sonu 1996?nin basi Zeki (Semdin Sakik), Ferhat (Osman Öcalan)?in bir baska versiyonuydu. Kadin karsisinda kadini özel kullanimina almak isteyen, kadini kullanmak isteyen... Zeki?deki daha saldirgan ve uç biçimde çikti ortaya. Zeki, Ferhat?tan daha kivrak bir biçimde çikti ortaya sosyalleselim adi altinda, burjuva ölçülerinin basit bir taklidi olarak: Çok rahat birbirimize sarilabilelim, birbirimizi öpebilelim, dedi. Bizim gerçegimizde köylülük vardi. Bunun karsisinda açilimlari ilericilik gibi ortaya koyuyordu. Bu Ferhat?ta da vardi. Bunlarin öyle devrimci hayalleri falan fazla yok. Daha çok Kürt feodal gerçekliginin hafif burjuva soslanmis biçimi diyebiliriz. Zeki?nin kendi de, öne sürdügü ideolojisi de lümpendir zaten. 1993?teki baris sürecini etkileyen askerlerin öldürülmesinin ardindaki kisi de odur ayrica.
KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESI ULUSAL MÜCADELEYI ASAR
Mutlaka bir erkek zihniyeti, en agir sekilde var ortamimizda. Fakat bu bir mücadele konusu. Bu bir kadin özgürlük hareketidir. Kadin özgürlügünü esas almayan bir hareketin ise basari sansi yoktur. Kadin özgürlük mücadelesi ulusal boyutu çok fazla asan bir seydir. Eskiden ulusal mücadelenin ardindan düsünülen seylerdi bunlar. Kürtlük bizim için kültürel ve toplumsal yapiyi ifade ediyor. Gerçekligi ifade ediyor. Ama simdi öncelikli meselemiz kadin kimligidir. Kadin kimligi öndedir diyorum ama kopuk da degil. Kadin olmak çok daha kapsayici bir kimliksel gerçek olarak daha öndedir demek istiyorum. Önderlik kadin erkek iliskisine karsi degil, evlilige karsi. Iliskinin su anda özgür olarak yasanabilme kosullari var mi sorun burada. Dagdayiz o yüzden herhangi bir iliskiye girmiyor degiliz. Tabii burada kadin-erkek iliskilerinin örgüt düzenini etkileyecegi endisesi de var ama anlayisimizin nerede olursak olalim genel bir bakis açisina isaret etmesini istiyoruz. Halbuki su anda duygu yapisiyla, mantigiyla, davranislariyla, her açidan bir eksiklik var. Biz dagda erkeklerle iliskilerden kaçiniyoruz çünkü bu bozulmus halleri benimsemiyoruz. Bu çarpik iliskilerde kaybolup, özgürlügümüzü kaptirmak istemiyoruz. Bu bir tercih. Eskiden çatisma sürecinde bunlar yasak kapsamindaydi ama simdi degil. Fakat bu sefer de biz tercih etmiyoruz. Önderligin de, bizim de anlayisimiz budur.
Dizi izliyor, yüzüyorlar saçlar artik serbest
Bir Istanbul Masali, Avrupa Yakasi, Zerda gibi diziler çok izleniyor.
Dagdaki nehirde sirayla yüzülüyor. Saat 13.00?e kadar erkekler yüzüyor. Sonra sira bize geliyor.
Kadin ve erkeklerin bir arada yer alabildigi yegáne spor voleybol. Sik sik erkeklerle beraber voleybol oynuyoruz.
1997?de örgülü saçlar modaydi. Hatta en baslarda esarp taktirilmaya çalisildi. 1999-2000 arasi 7 kongrede protesto amaciyla saçlarimizi küt kestirdik. Bir anda tüm dag kadrolari da bunu örnek aldi. Su anda kesilen saçlar uzuyor. Herkes istedigi gibi saçini açik birakiyor. Eskiden kákül yoktu. Çatismada saçlar gözleri kapatiyordu. Bu yüzden kayiplarimiz bile oldu.
Bellere sarilan kefiyelerden (basa örtülen) çikarilan iplerle kilim desenli takilar yapip bilezik gibi kolumuza takiyorduk. Ama daha önce tas devrimiz var. Avasin nehrinde bulunan renkli taslardan, bazen dokunmadan bazen oyarak takilar yaptik.
Iki temel moda var, Botan ve Zagros: Botan modasinda bele sarilan sütik 30- 40 metre. Zagros modasina göre ise sütik daha kisa. Botanlilar çoraplarini diz altlarina kadar çekip, kefiyelerini farkli bagliyorlar. Ceplerine de 4 ayri renkte kalem koyarlar. Bu bir gelismislik simgesi olarak görülür.
Su anda herkes diledigi renk tisört giyiyor. Hatta erkekler bile bizden özenerek tisört giyinmeye basladilar. Eskiden siyah beyaz kefiye takilirken simdi renkli esarplar takilabiliyor. Ayakkabilar mekap. Kisin kara lastik.
Üniformanin güzelligi bugün ne giyinecegim derdini ortadan kaldirmasi. Gardirop karsisinda düsünme derdi kalmadi.
5. Kadin kongresinde üniformalarin kadin hatlarini birazcik ortaya çikaracak sekilde yapilmasini istedik. Kumasin rengini tartistik. Eskiden komutanlarin gömlek ceplerini kapatan robalar çok havali duruyordu. Komutanlara eskiden çok havali elbiseler dikilirdi. Pilileri fazla olurdu. Simdi bizim de robalarimiz var.
Erkeklerde de biyiklar kesilmeye basladi. Dis bakimi herkes tarafindan yapilmaya basladi. Metroseksüel egilimden kismen etkilendiler.
ÖZLENENLER
Sinemada film izlemek
Eminönü?nde balik ekmek
Deniz
Istanbul?da vapura binip karsiya geçmek
Marti sesleri
Dogdugu yer
Beyoglu Saray?da dondurma yemek
ROTINDA
Ilimli Islam tartismalarini kabul etmiyoruz, Türkiye laik bir ülkedir
Strateji degisince büyük bir mutluluk yasadim. Türkiye?den kopmamanin sevinciydi bu. Bir daha Türkiye?yi görememek, Istanbul?u, Antalya?yi görememek çok korkutucuydu çünkü. Büyük kentlerden gelen tüm arkadaslar da böyle düsünüyor. Baslarda Kürtçe bilmedigim için uyum sorunu yüzünden Türk arkadaslarin mangasina verildim. Suriye?yi, Iran?i, Irak?i gördüm. Türkiye çok farkli, buralar gibi bir Ortadogu ülkesi degil. Türkiye?nin kiymetini daha iyi anladim. Oralarda sivil toplum örgütü, yargi hiçbir sey yok. Çete örgütü gibi yönetiliyorlar. Türkiye?de büyümenin avantajlarini hissediyorum. Türkiye?nin dünyada etkili ve güçlü bir ülke olmasini istiyoruz. Simdiki statüko niçin Atatürk?ün yaklastigi gibi sorunlara çözüm aramiyor. Ilimli Islam tartismalarini kabul etmiyoruz. Türkiye laik bir ülke ve öyle kalmalidir. Kürt milliyetçiligi hepimiz için büyük bir tehlike. Bazi organlarin gücünü kontrol altinda tutmakta zorlaniyoruz. Büyük bir dizginleme çabasi içerisindeyiz. Bir gelisme olmazsa kontrolümüzden çikabilecek güçler, halka yönelik siddet eylemlerine girisebilirler. Eskiden ?Vur gerilla vur, Kürdistan?i kur? diye bagirip, her seyin mutlu bir sonla bitecegini düsünüp rahatliyorduk. Ama karakol baskini yapmaktan entelektüel yönümüzü gelistiremiyorduk. 1999?da stratejinin degisiminden sonra, entelektüel açlik hissettik. Kütüphaneler olusturduk. Demokrasinin daha uzun, evrimli, daha zor oldugunu anladik.
KADINLARA ERKEK YORUMU
Erkeklerden daha cesurlar. Atis sirasinda titrememe ve hedefe isabet konusunda da daha öndeler. Kritik anlarda erkeklerden daha güvenilirler. Zor kosullarda aciya, açliga, psikolojik baskiya karsi erkeklerden kat kat üstünler. Ama hijyen ve siddet karsilarina asamadiklari dezavantaj olarak çikiyor.
Voleybol sahasinin yaninda kadinli erkekli bir takim egitim yapiyor. Baslarinda kadin komutan sert komutlar veriyor. Adi Tekusin. 32 yasinda... Bölük komutaniymis. 12 yildir dagda. Üniversitede okurken, son sinifta ayrilmis. Saçlarini papatya kaynatarak yikiyormus. Bir Nivea krem olursa ise yariyormus, elde ve yüzde olusan çatlaklar için... Yardimcisi yine bir kadin. Adi Günes. O da 10 yildir daglarda. Hayatinda hiç sehir görmemis. |