https://x.com/AnadoluEfesSK/status/1...wnRVoFaFQ&s=19
Kulüpte ne oluyor,ne bitiyor bilmiyorduk.İletişim sıfırdı.
İsmail Şenol ilk buraya el atmış.İyi başlangıç.
İsmail Şenol, Sportif Direktör olarak resmen açıklandı.
Sosyal medyada Efes taraftarları arasında bu görevlendirme büyük oranda kabul görmüş gibi görünüyor daha fazla itiraz bekliyordum ama her şeye muhalif olanlar bile bunu olumlu karşıladı.En büyük argüman yeni sportif direktörün çok hırslı olması ve CV'sine bir başarısızlık hikayesi yazdırmamak için Efes'te iyi işler yapmak zorunda olması gösteriliyor.Bunu göreceğiz.Basketbol bilgisine diyecek bir şey yok.Ama bu yetkili konumda olunca neler yapabileceğine tam bir kanıt değil bence.Oyuncuları bilirsin ama iyi bir network'ün yoksa operasyonu yapmakta zorlanırsın.Ekran başında yorumlamak ile karar verici olmak başka hünerler gerektiriyor.Eski GM'de bu var mıydı?Hayır.O Ergin Ataman'ın ekmeğini yedi.Ataman öncesi ve Ataman sonrası kötü dönemlerin baş sorumlusu kendisidir.Bu nedenle Efes bu değişimden zararlı çıkmaz.Ne kazanır onu zaman gösterecek.
Erdem Can örneği ister istemez akıllara geliyor.Yani Efes'in başarısı için mi geldin,yoksa aklında başka şeyler mi var.Şu anda bununla pek zihinleri bulandırmamak lazım.Yeni sportif direktörün basketbolda Karşıyaka taraftarı olduğu biliniyor.Bu gizli bir bilgi de değil.Futbolu bilmiyorum.Evet özellikle 2019 Euroleague f4 Efes-fb yarı finalindeki anlatım tarzı hiç hoş olmamıştı. fb bir İspanyol ya da Yunan takımı ile maç yapıyormuş gibi anlatmıştı.Medya öyle bir hale geldi ki özellikle merkez medyada iyi bir işiniz varsa güçlü camiaların gazabına uğramamak için ince bir çizgide yürüyorsunuz.Basketbolda da fb'yi karşınıza almak,onların hoşuna gitmeyecek bir şey yapmak ipiniz çekebiliyor.Önce sosyal medyada linçlenirsiniz,sonra iş büyür.Mesela geçen sezon f4 Pao-fb yarı finali sonrası trt muhabiri Ejder'in Ergin Ataman ile yaşadığı diyalog.Önce tebrik etti,sonra tabii ki tebrik etmiyoruz dedi.O da cevaben "bu kadar korkmayın,kazanan tebrik edilir,bir Türk koç finalde"dedi.Sonra sosyal medya üzerinden Ejder, davranışından dolayı özür diledi.İster istemez korkuyor.Biliyor ki hiç öyle bir niyeti olmamasına rağmen Ergin Ataman'ı tebrik etti diye fb düşmanlığı ile suçlanıp,sosyal medyada linçlenme ile başlayacak sürecin her yere kadar gidebileceğini.Yani İsmail Şenol'un ki de biraz böyle.Konumunu korumak için güçlünün yanında olmak olmasa da, ona karşı görünmemek için bir takım şeylerde politik davranmak.Mesela fb mevzu bahis olunca rakip kim olursa olsun yorum ve maç anlatımlarında adımını dikkatli atmak. Efes ve fb rekabetinde basketbol medyasında kantar fb lehine hep daha ağır basar. fb'li olmayanlar için bile böyledir. Ben durumu biraz böyle görüyorum.Buraya şimdilik çok takılmadan,işini nasıl yapıyor ona bakalım tarafındayım.Taraftar nezdinde kredisi yok,bunu bence o da biliyor.Eleştiriler çok çabuk gelecektir.Eğer kariyerini çok yukarılara taşıma konusunda hırsını koruyorsa Efes için her şeyini vermesi ve çok çalışması gerekiyor.Bekleyelim,görelim.
Konu Larking tarafından (21.11.2024 Saat 13:49 ) değiştirilmiştir.
DUYDUĞUMU UNUTURUM,BİLDİĞİMİ HATIRLARIM,YAPTIĞIMI ÖĞRENİRİM.
https://x.com/AnadoluEfesSK/status/1...wnRVoFaFQ&s=19
Kulüpte ne oluyor,ne bitiyor bilmiyorduk.İletişim sıfırdı.
İsmail Şenol ilk buraya el atmış.İyi başlangıç.
DUYDUĞUMU UNUTURUM,BİLDİĞİMİ HATIRLARIM,YAPTIĞIMI ÖĞRENİRİM.
Efes,Paris baskete kaybetti.Öncelikle koç Splitter'i tebrik etmek lazım.Zeki bir koçun takımını nasıl kullanması gerektiğini,rotasyon zamanlamasının ne kadar önemli olduğuna,beş tercihlerinin bir maçı ne kadar etkilediğini çaylak bir head koç olarak dün akşam bir kez daha herkese gösterdi.Üstelik kadroya baktığımız zaman 1-2 oyuncu dışında göze çarpmayan oyuncularla ve EL çaylağı bir takımla.Paris maçı sonuna kadar hak etti ve güzel bir oyunla kazandı.Tebrikler.
Gelelim bize.Batı cephesinde yeni bir şey yok.Çift maç İspanya turundan iki galibiyetle dönmek takımda hiçbir etki yaratmamış.Son 1,5 dakika maça ortakken bile maçı kazanma sinyali vermeyen bir takım vardı sahada.Peki ya kenarda? T.J.Shorts çok iyi oynamış olsa da ona karşı çaresizce maçı izledi.Kısayla tutayım dedi olmadı,Uuznla tutayım dedi olmadı,switch yapayım dedi olmadı.Peki 1,2,3 olmadıysa neden aynı şeyleri denemeye devam ediyorsun.Adam ikinci yarının neredeyse tamamında fotokopi hücumlar yaptı.Ya kendisi bitirdi ya da asist üzerinden arkadaşları bitirdi. Bir kere oyuncunun en güçlü yönü şut değil,neden uzun oyuncuyla tutmaya çalışıyorsun.Karşıda böyle bir guard varken one and box savunma denersin,topu elinden çıkarması için ikili sıkıştırma yaparsın,hiçbir şey yapamadın Poirier'i ortaya koyup 90'ların alan savunmasını denersin,bir yerlerden risk alırsın.Adamın ne oynayacağını herkes biliyor,maç öncesi nasıl bir analiz yaptın ki önlem alınamıyor.Tamam oyuncu savunulması kolay bir oyuncu değil ama o kadar da değil.T.J Shorts savunmasında çuvallamak maçın kaybedilmesinin ana nedeni ve bunun sebebi yanlış tercihleri ile koçtur.
Gelelim hakemlere.Maçın son 2 dakikasında fark 6'yken Thompson'a 3 sayılık atış sırasında yapılan ve çalınmayan net faul çok kritik bir karar oldu.Saçma bir şekilde hava atışı verildi,hava atışında da Thompson'a göremediğimiz bir faul çalındı.Evinde bile bu düdükleri alamıyorsun.Alamazsın.Çünkü kenarda ceketinin düğmelerini iliklemiş,elinde kalem olan hakemlerin en sevdiği koç tipi var.Ensesine vur ekmeğini al.Kenarda her an "Müdür bey bir imzanız gerekiyor"dedi,diyecek gibi duruyor.Kariyerli bir oyunculuktan gelme bir koç değilsin,başarın yok,hakemler üzerinde baskı kuracak,senin aleyhine kritik anlarda düdük çalarken iki kere düşünecekleri agresif bir karakterin yok hakemler sana neden saygı duysun.Burası Euroleague,Budist tapınağı değil.
İsmail Şenol'un koç operasyonu yapmakta acele etmeyeceğini söylemiştim ama böyle giderse baskılara daha fazla dayanamaz gibi duruyor.Şu andaki koç kendi karakterine ve beklentilerine hiç uygun bir koç değil.
Konu Larking tarafından (22.11.2024 Saat 10:42 ) değiştirilmiştir.
DUYDUĞUMU UNUTURUM,BİLDİĞİMİ HATIRLARIM,YAPTIĞIMI ÖĞRENİRİM.
Dün akşam BGM'deydim. İlk izlenimim, fizikî açıdan otopark hariç her şey iyiydi. Gitmeden önce okduğum ve duyduğum eleştiriler epey abartılıymış. Affedersiniz, WC yok diyorlardı, her blokta WC var. Belki sosis kokusunun tahliyesi / havalandırması güçlendirilebilir.
Maça gelirsek... Önce şunu sorayım: Yılların Efes'i, Eurocup'tan gelen taze bir takım karşısında kendi oyun planını ve rotasyonunu kabul ettirmeli mi? Yoksa rakibe göre mi oynamalı? Elbette ilki. Peki bunun için ne lazım? Güç. Efes dün akşam güçsüzdü. Hani eskiden rahmetli İsmet Badem Abi derdi ya, "Kötü şut atabilirsiniz ama kötü mücadele edemezsin." Geri koşamamak, net ribaund alamamak, eldeki topu rakibe kaptırmak...
BSL'deki Fener maçı da böyleydi. İspanya'dan çift galibiyetle dönen takım nasıl düşer, düştü? Bir defa rotasyon sıkıntılı. Beşler çok uyumsuz. Beaubois'yı gençler şampiyonasından beri seyrediyorum, hiç böyle moralsiz görmedim. Ligin hâlâ en iyi şutörü bence o. Fakat köşede bir pozisyon bile hazırlayamadık. İlk devre Poirier'e top indiremedik. Forvetlerden hiç katkı alamadık. Johnson oyuna girerken "Geç de olsa Shorts'u savunacak afamı buldu" dedim eşime. Gitti, 5 numara oynattı. Her perde sonrası boş orta mesafe şutu yaratan rakibe niçin adam değiştirilir? Hadi değiştirdin, niçin bu kadar açılırsın? İki pas sonunda boş şutu buluyorlar. Gerçekten Efes'i, bu kadar zamandır böyle mahkum ve çaresiz seyretmemiştim. Daha ağır farklı kaybettiği maçlar olmuştur. Geçen sezon ALBA maçunda Thiemann'a çare bulunamamıştı mesela, onu telafi edecek hücum gücü vardı. Dün o da yoktu. Statik, kaldılar. Bu da güçsüzlükten bence. Hem fizik hem mental...
Kırılma maçıydı Efes için. Evde kazanıp, üst gruba tutunma maçıydı. Efes o ışığı vermedi. Umarım kayıp sezon olmaz. Gerçi Bologna serisiyle bugünleri az çok kestirmiştik. Efes üst yönetimi Erdem'den sonra Mijatovic'le maceraya devam etti.
Rotasyonla ilgili şunu ekleyeyim. Uyumsuz beşlerden bahsettim. Sene başında da değinmiştim. Bence;
Thompson
Beabois
Stanley
Wİllis
Poirier başlarım.
Skorer oyun kurucu - Kendi şutunu yaratabilen atıcı & Hareketli kısa savunmacısı - Fizikli kanat savunmacısı - Şutör uzun - Çember koruyucu & boyalı alan bitiricisi
(Larkin olmadığı için) Kenardan
Bryant
Nwora
Smits
Oturu
Gard yedeği olarak Bryant (Gerekirse Hollatz da tam saha baskıda kullanılabilir) - Kenardan 3D forvet - Yüzü dönük oynayabilen PF - Mobil uzun
Konu Oğuz ZEYTİN tarafından (22.11.2024 Saat 12:10 ) değiştirilmiştir.
Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.
Larkin'in 3-4 hafta olmayacağı söylenmişti,bir ayı geçti yok.Ne zaman döneceği belirsiz olarak güncellendi.Sezon başında Larkin'in kontrat aldıktan sonraki sezonlarındaki performansı ile ilgili bir şeyler karalamıştık. İşte şimdi bu gerçekleşiyor.Bana sürpriz değil ama 7 yıldır onunla çalışan teknik ekibe sürpriz oldu herhalde.Sezon başında Larkin sakatlanırsa seçeneği de hiç düşünülmemiş.Çünkü genelde her sezon toplamda 1-2 ay sakat oluyor,sakatlıktan dönüşte de ritmini bulması en az sakatlık süresi kadar zaman alıyor.Tanıdık artık.Ya da düşünülmüş onun yerini Hollatz ve Rıdvan Öncel ile doldurmayı planlamış olabilirler(!). Mijatovic transfer pazarına bakmıyorum demiş maçtan sonra.Tabii sezon çöpe gitmiş onu ilgilendiren bir konu değil. O zaman İsmail Şenol'a seslenelim. Saben Lee Manisa'ya geri dönüyormuş.Yani artık bir zahmet.
Konu Larking tarafından (22.11.2024 Saat 15:06 ) değiştirilmiştir.
DUYDUĞUMU UNUTURUM,BİLDİĞİMİ HATIRLARIM,YAPTIĞIMI ÖĞRENİRİM.
Monaco efsane bir garddan sonra başka bir efsane gardı koç olarak göreve getirdi:
Spanoulis
Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.
https://www.eurohoops.net/tr/eurolea...dar-kazaniyor/
İki Yunan takımının maaş bütçeleri koçlarla birlikte vergisiz halde 20 M.Euro'nun üzerine çıkmış. Pao çıtayı çok yükseltince Olimpiakos'da buna uydu.Ama ekonomik olarak gelecekte ne olacaklar buna bakmak lazım.Bu rakamlar çok ama çok yüksek.Sezon bütçeleri 35 M.Euro civarında demektir bu.Son El şampiyonu Pao'nun geçen sezon 1.75 M.Euro kazandığını düşünürsek sürdürülebilir bir durum değil. Bartzokas birkaç hafta önce Pao-Oly rekabeti için Atinalı aristokratlarla, Pire'nin işçi sınıfı arasındaki bir rekabetten bahsetti.Pire'li işçiler(!) bayağı sınıf atlamış bu tablodan onu görüyoruz.
Pao bütçenin çoğunu guardlara(4 oyuncuya yaklaşık 10 M.Euro+vergi),Olimpiakos ise tam tersi 4 ve 5 numaraya(4 oyuncuya yine yaklaşık 10 M.Euro+vergi) gömmüş.EL dinamiklerine bakarsak doğrusunu yapan Pao gibi görünüyor.Ayrıca Mustapha Fall'ın menajerini tebrik etmek lazım. Mckisic 650 bin Euro alırken,o 1.850 M. Euro alıyor. Pao'da da Hernangomez'e verilen 2 M.Euro'ya çok yazık.
Ekleme: Efes'in maaş bütçesini tam bilememekle birlikte 15-18 M.Euro civarında olduğunu tahmin ediyorum.Burayı şişiren Larkin'e verilen yıllık yaklaşık 4 M.Euro.Efes bütçenin çoğunu Thompson,Larkin ve Poirier'e ödüyor, yaklaşık 8.M.Euro.
Konu Larking tarafından (27.11.2024 Saat 11:44 ) değiştirilmiştir.
DUYDUĞUMU UNUTURUM,BİLDİĞİMİ HATIRLARIM,YAPTIĞIMI ÖĞRENİRİM.
Asvel 40'ına merdiven dayamış De Colo ve Kahudi ile Efes'i paramparça etti.İzlemeyenler 15 sayılık farka aldanmasın,30'a giden fark son iki dakika Asvel'in maçı
bırakmasıyla buraya geldi.
Bir koç düşünün son çeyreğe başlarken sadece 3 sayı olan fark 5 dakikada 20 sayıya çıkıyor ve maç buraya gelirken mola almıyor.Çünkü alamıyor.Neden mi?üçüncü çeyrekte gereksiz şekilde 2.molasını kullandığı ve tek molası kaldığı için.Maçın sonuna saklıyor son molayı.Gördü maçın sonunu. O sakladığı molayı bitime 5 dakika kala fark 30'a giderken artık almak zorunda kaldığında maç bitmişti
zaten.
Bütün bunların sebebi Efes'in başında gerçek bir koç olmaması.Efes'te yetersiz ya da başarısız koçlar oldu ama böylesini 35 yıldır görmedim.Efes'in Eddie Newton'unu görevde tuttuğu her dakika artık İsmail Şenol'a da yazar.Orası icraat makamı.
Konu Larking tarafından (30.11.2024 Saat 01:06 ) değiştirilmiştir.
DUYDUĞUMU UNUTURUM,BİLDİĞİMİ HATIRLARIM,YAPTIĞIMI ÖĞRENİRİM.
Fener "Nigel Hayes" Beko, Baldwin dönmesine rağmen kaybetti. Niçin? Çünkü forvetler su kaynattı.
Anadolu "Boşluk" Efes de kaybetti. Üstelik lig sonuncusuna. Niçin? Çünkü Çaylak sadece maskotun adı değil. Erdem'den sonra Mijatovic'le (Ve İsmail'le) arka arkaya aptalca kararlar verdiler. Ortada boşluk var. Ataman'la yıllar içinde ördükleri duvar, iki sene olmadan yıkıldı. Sinan Erdem'deki sold out günlerin yerine, Hidayet Gelişim Merkezi'nde celebritylere oynayan abuk bir organizasyon söz konusu. Olmaz demiştik, olmadı, olmuyor, olmayacak. Şu kadroya yazık.
Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.
Şu anda 2 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 2 misafir)