Küçükken yanlışlıkla yediğim lokumları unutmam.![]()
Başlık, Erdal abinin isteğiyle açılmıştır.
Hatıraları alalım.![]()
Küçükken yanlışlıkla yediğim lokumları unutmam.![]()
~ Yüzümüzün yüreğimizle beraber gülümsediği an’ dır mutluluk. ~
Yahu düşündüm iftara yakın vakitler Trabzonspor u konuşursak kıracağız birbirimizi...Eskiden kadılar Ramazan günü öğleden sonra bir de Lodos olduğu gün karar vermezlermiş....O sebeple dedim yahu açalım bir başlık hiç değilse gülelim güldürelim biraz...Ramazan fıkrası ramazan ahtırası hoş olsun da ne olursa olsun....
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel
kola + cips i götürmüştüm oruç olduğum aklıma bile gelmemişti![]()
Sene 1991 üniversite birinci sınıftayım...Tabi yatılı okul disiplini altında geçen altı yıldan sonra Üniversitenin özgürlük havası iyi gelmiş bana...Dolayısıyla lisede temasım olan cemaat ve camialarla bağlantıyı kesmişim ve bağımsız muhafazakar birey olarak özgürlüğün tadını çıkarıyorum....Ramazan a kadar her şey yolunda idi...
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel
İstediğim Pideyi almak İçin İftara 15 Dakka Kala 6 Fırına Ayrı Ayrı Koşuştura Koşuştura Gitmelerimi Hatırlıyorumda..Güzeldi Gerçekten.
![]()
Diyrım Diyrım Demiyrım Niyeda Diyecuğum ...
Bir şehir takımından fazlası...
Böyle kısa değil yahu...Şu klavye bir düzelsin bende ne anılar var
![]()
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel
7.Sınıf da mı ne Arkadaşla çekirdek yiye yiye gezmiştik ...Ben de millet niye bize bakıyor diyorum...Sonra Amca'nın biri bizi çevirdi... Oğlum tamam tutmuyorsunuz birşey diyemem ama milletin önünde böyle edilmez ayıptır diye bizi azarladı
....
Açıklayamadık da....Sonra yoldan geçen kişilere soruyorduk orucumuz kabul olur mu diye
...Çocukluk işte...
7 yaşındayken gece sahura kalkardım,sabah kalkınca 12 ye kadar oruç tutardım,sonra gizlice bişeyler yiyip kimse görmedi dedikten sonra oruca devam ederim![]()
Ne Olmuş Şampiyon Olamadıysak,,,
Hayallerimizi Satmadık'ya,,,
zafer senden yine şüpheleniyorum şuan![]()
2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor'dur
Gerçek budur. ☆
nası oynattım ama seni ççç
Ne Olmuş Şampiyon Olamadıysak,,,
Hayallerimizi Satmadık'ya,,,
Lisedeyken hemen hemen her hafta halısaha maçı yapardık Cuma günleri. Ramazan Ayları'nda birisinde, ilk Cuma gene maç ayarlayalım dedik. Kışın da malum Akşam Namazı erken okunuyor. Neyse düşündük taşındık olur dedik, sahayı aldık. Maçı yaptık. Maç kıran kırana geçti. Daha önceden o tempoda çok fazla maç yapmamıştık bir de maç 60 değil 90 dakika sürdü. Zil çaldı, sahadan çıktık gittik soyunma odasına. Neredeyse bayıldım bayılacağım. Diğer arkadaşlar da öyle. Otobüs durağına gittik, bekledik otobüs geldi 2 arkadaş bindik. Ayakta duracak halimiz yok. İstanbul'da yaşayanlar Ikarus marka otobüsleri bilirler, oturma yerleri karşılıklıdır ve arka tarafta yanyan 4 tane koltuk vardır. Yayıldık koltuklara arkadaşla, çantaları yastık yaptık, ayaklarımızı uzattık, başımızı pencereye doğru verdik, montları kafamıza çektik. Herhalde bir 6 tane koltuğa yayılmıştık. Kimse de yanımıza yanaşamadı, birşey demedi, ayakta bekleyenler olmasına rağmen. Durağa geldiğimiz arkadaşla zor indik otobüsten, iftar saati yakın olmasa son durağa kadar uyurdum herhalde.
İdare eder bir hikaye işte.![]()
Isten cikip iftar zamani eve giderken bir türk firinindan simit alip acligimi gecistirirken, junkie tipi biri bana acim dedi, bende elimdeki yarim simiti vermistim, nedense eve gidene kadar acikmamistim, ama aklim hep o simitte kalmistir daima...
Trabzonspor
FC Barcelona MSV Duisburg
Ganimetleri paylasanda Hirsiszdir!
ilk tuttugum oruclar
Sahur'da baslayip Saat 12'ye kadar sürüyordu,
arka arkaya 2 gün tuttugumda 1 gün olarak sayiliyordu![]()
.
*
* Ağızdan çıkan söz muallakta kalmaz, ya sağ tarafa yazılır ya da sol tarafa *
~Tasavvuf, Dünya adamını ALLAH adamı yapma Sanatı'dır ~
Yaklaşık 4 senenin bilincindeyim.
Merak ederim 'Nerde o eski ramazanlar' açılımını... Şimdi bile farkediyor insan aslında farkı. Ama merakım daha öncelerine...
Fazlasıyla gidereceğim merakımı sanırım.
Konu Sümeyye Şahin tarafından (25.08.2009 Saat 11:32 ) değiştirilmiştir.
Mustafa abimiz huzur içinde yatıyordur. Bu işi yapanlar bu insanlara çanak tutanlar bu işi aklayanlar bu işte sessiz kalanlar acaba onların yatacak yeri var mıdır?
Trabzonspor 'eski' kaptanı
Bilmem daha önce paylaşmış mıydım? Haydi ben de daha önce başka bir grupta yazdığım bir Ramazan yazımı burada tekrarlayayım:
Pek çok konuda olduğu gibi, Ramazan'a ait en eski hatıralarımda da gene Erzurum'un izleri var. Hatırladığım en eski Ramazanlar, ekim-kasım aylarına gelmişti. Ben de ilk tam gün orucumu ilkokul 2'deyken tutmuştum.
İstanbul'da Ramazan'ın simgesi nasıl güllaçsa, Erzurum'da da horoz şekeriydi. Belki gene güllaç da vardı; ama ben çocuk gözümle tabii ki horoz şekerini görüyordum. Kaba, kıymıklı, kısa bir çubuğa geçirilmiş; nasıl bir maddeden yapıldığı belli olmayan, şeffaf kiremit rengi olarak tanımlayabileceğim horoz şeklinde ve mükemmel bir kokuya sahip şekerler. Erzurum'un horoz şekerlerinin benim çocukluk dünyamda çok önemli bir yeri vardır. Bu önem de büyük bölümü kokusundan ileri gelir. Kokularla ilgili pek çok hatıram var ki, onları da başka bir yazımda anlatırım.
Gene çocukluk Ramazanlarım' a ait bir başka hatıram da, mahallenin çocuklarının bir kısmının ibadet, bir kısmının eğlence amacıyla gittikleri teravih namazlarından sonra; bir curcuna halinde patlattıkları mantar, çatapat ve benzeri maytap malzemeleridir. Teravihin bitişi genellikle bir mantar tabancası sesiyle mahalleye duyurulur ardından yaklaşık on-onbeş dakika süren bir gürültü senfonisi başlardı.
O yıllar Üniversite lojmanlarında cami olmadığı için, boş olan bir lojman dairesi mescit haline getirilir ve Ramazan boyunca teravih namazları bu lojmanda kılınırdı. Bu teravihlerden birinde, benim de şahit olduğum ilginç bir olay yaşanmıştı: Namaz esnasında, açık olan kapıdan giren küçük, sarılı beyazlı bir kedi yavrusu, bütün herkesi geçip, oldukça hattâ aşırı ciddi sayılabilecek lokal müdürü Abdullah Bey'in ayaklarına tebelleş olmuştu. Adamcağız, namazın müsaade ettiği bütün hareketleri yapmasına rağmen, kediden kurtulamamıştı. Verilen ilk selamda, kediyi ensesinden tutup, kendince makul bir uzaklığa bıraktıktan sonra tekrar devam etti. Fakat, kedinin kurulmuş bir oyuncak misali, aradaki onca insanı geçip, tekrar Abdullah Bey'in ayaklarına ulaşması, sadece saniyeler almıştı. Çıkan ufak tefek gülüşmelerden, olaydan haberdar olanların sadece ben ve Abdullah Bey'le sınırlı kalmadığını anlamıştım. Bir sonraki selamda, Abdullah Bey kediyi gene ensesinden tutup, yumuşak bir şekilde bu sefer dışarı attı ve kapıyı kapattı. Şimdi düşünüyorum da, herkesi geçip Abdullah Bey'e gittiğine göre, o kedi acaba Abdullah Bey'in kedisi miydi?
Geçen yıllarla Ramazan'ın yaz aylarına kayması,bir arkadaşımla beraber Otel Oral'ın alt taraflarında bir fırında pide kuyruğuna girişimiz, "Oroç musan, horoz musan?" , "Dayanamirsan, dutma..." muhabbetleri ve Erzurum için iftar vakti...
Hepinize güzel bir Ramazan diliyorum. Oruç tutsanız da, tutmasanız da...
.
En önemli Ramazan anım, üniversite yıllarında geçmişti. Önemi, etkisini hala gösteriyor olmasında.
Üniversite yıllarında fakülte yanında bir kafeye giderdik. Çay hastalığımızdan ve kafenin bize özel demlik yapmasından dolayı (Elbette gündüz ders vakti) gittiğimiz tek kafeydi. Yani sahibi olan teyzeyle oldukça samimi idik.
Her zamanki gibi, çayı derse tercih ettiğimiz günlerden birinde, sanıyorum 20. bardak civarları, hışımla bir kız öğrenci girdi kafeye, çayın etkisinden midir nedir anlayamadım ama hanımefendiye kitlendim. İlk görüşte aşk derler ya tam öyle. Oysa yıllarca o kafeye gider kimseye de kitlenmezdim.
Neyse, hanımefendi kafenin sahibi olan teyzeyle biraz konuştu (ki daha sonra öğrendiğime göre gerçek teyzesiymiş) ve yine hışımla çıktı.
Bana olan olmuştu, onsuz yaşayamazdımve bir şekilde tanışmalıydım.
Ayaküstü tanıştık (Ramazan ile ilgisine hızlıca gelmek için bu bölümü kısa geçiyorum) toplam 5 dakika kadar sürdü. Haberler kötü, hanımefendi kilometrelerce ötede başka bir fakültede öğrenci. Evden okula, okuldan eve (ev dediğim de öğrenci evi değil, akrabasının evi) ders kaçırmayan birisi. Bir daha görüşebilme, hele bire bir görüşebilme şansı Takdir-i İlahi..
Hepimizin yakından bildiği derin duygularla, acaba bir daha gelir mi ümidiyle zaten berbat olan ders/kafe oranını sıfıra iyice yaklaştırdım. Neticesini de almadım değil hani. Reel dünyam felakete doğru gitse de daha önemli olan gönül dünyamı, aylarca idare edecek ayaküstü bir kaç selam ve sıradan hatır sözleri..
Ve işte bu duygularla geçen bekleyişin ardından "geldi çattı Remezan.." O mübarek Ramazan. Takdir-i İlahi dedik ya, 1400 yıl önce gelen bir din oruç tutmayı, oruç tutmak İftarı, iftar da sofraların vazgeçilmezi pideyi hayatımıza soktu. Evimiz demiryolu üzerinde, fırın ise karşımızdaydı. Her akşam duruma göre birimiz pide kuyruğuna giderdik. İşte benim gitmediğim o akşam, ev arkadaşım pidesiz ve erken dönmüştü. Müjde için, Hanımefendi pide kuyruğunda..
Hemen toparlanıp kuyruğa koştum. Aramızda insanlar olsa da selamlaştık. Artık rahattım, görüşebilmek için bir nedenimiz vardı, hem de ulvi bir nedenDerken ertesi gün, derken ertesi gün. Artık her gün kuyruktaydım hem de araya kimseleri sokmadan. Hayatımın en güzel kuyrukları pide kuyrukları oldu. Gündüz oruçlu ruh, ney ve Gazali ile kabaran yürek, akşam mistik pide kokusu ve aşk ile buluşunca, işin sonu bir Ramazan'da evlilik kararına kadar vardı. Ellerinizden öperler, üç evlat ile de devam ediyor.
Pide kuyrukları çok özeldir. Arada gitmek lazım..
(Bana kızmayın.Erdal'a kızın. Uzun yazın dedi diye uzattım)
Konu asimetrik tarafından (26.08.2009 Saat 03:05 ) değiştirilmiştir.
Vay Gürcan abi nerelerde yakaladım sizi.
Neler olmuş neler...
Bir anı da benden gelsin.Yalnız benle alakalı değil.
Bizim köyde "Emice" lakaplı bir adam var.Emice,çok zeki bir o kadar da serseri tipli bir adam.Orucu tutup tutmadığı belli değil desem yeridir rahmetlinin.
Bir gece sahura kalkıyorlar.Emicenin oğlu perdeyi açıyor ki gün açmış,sahur vakti geçmiş yani.
Emice ise oturmuş bir şeyler atıştırıyor.
Oğlu dönüyor;"baba gün açtı sahur vakti geçti",diyor.
Emice oğluna o kızgınlıkla "kapaaat perdeyi,kapaat" diye bağırıp yemeye devam ediyor...
Herkese Merhaba
@asimetrik..
çok duygusalmış hikayen..
sonu çok güzel bitmiş ALLAH mesut etsin..
@ Gürcan abi, etkilendim resmen
Rabbim c.c. mutlulugunuzu daim etsin....AMIN
*
* Ağızdan çıkan söz muallakta kalmaz, ya sağ tarafa yazılır ya da sol tarafa *
~Tasavvuf, Dünya adamını ALLAH adamı yapma Sanatı'dır ~
@asimetrik abi,çok hoşmuş gerçektende,çoçuklara anlatırken bile hoşluk oluyordur ve her Ramazan da tazelenme.
Ben küçükken Ramazan'ı biri sandığım dönemleri hatırlıyorum,cidden de heybetli ve güçlü kuvvetli biri sanırdım.Çoçukluk işte,birde rahmetli dedemle teravih namazına giderken başımızdan geçen kazamız vardı,cami için bir yokuş çıkıyoruz kış vakti,yerler buz ve üstten olanca hızıyla gelen bir kızak üstünde 15 yaşlarında bir velet ve bizi labut gibi dağıttı.Ben yana düştüm ama dedemin geri gelmesi 5 dakikayı buldu,çok nazik bir insandı rahmetli dedem,babanla yarın görüşürüz diye diye geliyor,çoçuğa da nasihat ediyor bir yandan ya araba çıksaydı nasıl duracaktın diye.
Ey gidi çoçukluk.
Amatör ruh,profosyonel düşünce
İnsanların yaşaması için gerekli olan üç şey;Hava,su,DEMOKRASİ
Abi çok güzelmiş ya Ramazanda perçinlenen bir Aşk Yine bir ramazanda evliliğe dönüşmüş çok güzel Allah Daim Etsin Abi.
Trabzonspor, Ona Hayat Verenlerin Hayatıdır.
Daha yeni,
Yemekle pek arası olmayan oğlum (6) sabah kahvaltısını etti. Ondan sonra Ramazan ayını orucun ne olduğunu sordu.
Anlattım. "He öyle mi, peki Baba" dedi.
Evden çıktım ikindi vakti gibi geldim, öğle yemeğini yemediğini, dışarda oyun oynamaya devam ettiği tüm çağırmalara "gelmiceeem" diye karşılık verdiğini öğrendim.
Bu sefer balkondan ben çağırdım "Kadir Kaan gel oğlum yemeğini ye."
Kadir Kaan cevap veriyor;
"ya Baba yaa, ben oruçluyuum..!"
Trabzonspor √Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|İki Renk ve Asalet √BordoMavi.Net √
Yepyeni,
Az önce bayan geldi işyerinden sigara istiyecektim dedi niyetlimisiniz diye sordu, bizde evet dedik,
peki iyi niyetlimisiniz kötü niyetlimisiniz dedi, gitti öyle..
Özkan SÜMER
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)