Bir çeviribilim öğrencisi olarak "tercüman hatası" ile kastedilen şeyden hiç hoşlanmadım. Arkadaşlar isterseniz size birazcık bilgi vereyim. Çeviri sürecinde düşünülmesi gereken şey kelimeler değil "bağlam"dır.
Hiçbir zaman birebir çeviri yoktur.Bunu kafanızdan çıkarın lütfen. Çeviri eğitiminde en önemli nokta kültürel farklılıklardır. Siz bir dilde kendinizi çok iyi ifade ettiğinizi sanarken öteki dilde çok büyük fasıl döngülere yol açabilirsiniz. Teknik direktörümüz yabancı. Yani bizim kültürümüzden değil. Bütün anlaşmazlıkların nedeni de bu. Yaptığı açıklamaları kendi kültürümüze göre değerlendiriyorsunuz. Yahu adam ne anlar silahtan, ne anlar bize has olgulardan.
Bu konuya örnek vermek gerekirse bugüne kadar tanıştığım bütün erasmus öğrencileri kırmızı ışıkta beklerken ben yürüyorum. Çünkü ben Trabzonlu'yum. Bu kültürel farklılıktır ve bunu belirtmek şikayet değil "objektif açıklama"dır. Yani Broos, Trabzon'daki yaşam tarzını ve kültürel yapıyı anlatmaya çalışmış şikayet etmemiş. Söylediği şeylerin şikayet gibi görünmesinin nedeni ise bizim yamuk olmamızdır.
Herhangibir çeviri hatası yoktur!!! Yanlış olan ve değişmesi gereken biz, Trabzon halkıyız. Artık at üstünde yolculuk yapmıyoruz ya da çadırda yaşamıyoruz. Trafik ışıkları olan, medyası, yolları, taş binaları, ticarethaneleri ve limanı olan kocaman bir şehirde yaşıyoruz. Medenileşmek analitik düşünme yetisine sahip olmak ve farklı düşünce yapılarına kendi değer yargılarımızla bakmamaktır. Bunu başarırsanız Hugo Broos'un yanlış bir şey söylemediğini anlarsınız.
Saygılarımla
Yunus Emre İshak