cok mukemmel yazmisya baba ya seni opuyorum baba ya [img]smileys/smiley32.gif[/img][img]smileys/smiley32.gif[/img]
Bende yaziyi gazeteden okudum güzel bir yazi ama anlayana tabii fenerasyona ve merkez fener kuruluna
cok mukemmel yazmisya baba ya seni opuyorum baba ya [img]smileys/smiley32.gif[/img][img]smileys/smiley32.gif[/img]
NIHAT ABI YINE TASI GEDIGINE OTURTMUS UMARIM BIRILERI ANLAMAK ISTER
Düsünce adamlarimiz her platformda olmali ve sesimizi duyurmali...
Tesekkürler Nihat Genç
Nihat genc in anlatirken ki heyecenini bilenler bu yaziyi bi kez de o sekilde okursa çok daha fazla zevk alacaktir. belli ki kendini yine zor tutmus. onun yazak isteyipte yazamadigi seyler var belli ki..
ama biz anladik umarim anlamasini istedigimiz insanlarda anlar..
Edited by: SKY-GUARDzinos_zon Nickli Üyeden Alıntı
güzel izah ettide bizde holding olup öylemi olalim yane.. ? öenli olan holging olup basarili olmakmi yoksa savasarakmi ?
Akin-61 Nickli Üyeden Alıntı
O öyle olalim demedi ki
Tanri, degisik dönemlerde ve farkli cografyalara özel adamlar gönderdi, futbola güzellik, anlam, keyif katmalari için. Onlarin en önde geleni 1950'li ve 60'li yillara damgasini vuran Ftele'ydi. Brezilya ile çiktigi dünya arenasinda, uzunca bir süre bir efsane olarak anildi Pele. Garrincha, Didi, Vava, Zagallo gibi yildizlarin arasindan bir kutup yildizi parlakliginda siyrildi. Adini "Futbolun gelmis geçmis en büyük oyuncusu" ünvanyla hafizalara kazitti. Sonra Eusebio sahneye çikti. Asla bir Pele degildi. Ama büyük futbolcuydu. Portekiz'in yetistirdigi en degerli stardi. 70'li yillarda dünya futbolunun hayranlikla izledigi iki futbol devi vardi. Hollanda'nin "San Fare"si Johan Cruyff ve Bati Almanya'nin "Kaizer"! Franz Beckenbauer. 80'li yillarda Arjantin Pele'nin tahtini sarsan Maradona'yi çikardi. Firtinali ve dengesizliklerle dolu bir yasama karsin, Maradona gerçek bir sihirbazdi. Topu ayagina her alisinda tribünleri ayaga kaldiran, artistik becerileriyle futbol alemini kendisine hayran birakan, ama neredeyse her hareketi, her transferiyle olay yaratan Maradona. Kita Avrupasi'nin yildiz sancisi yasadigi bir dönemde dünya futbolu Platini'yle tanisti. Vurus teknigi, oyun zekasi mükemmeldi. Topa hükmedisindeki zerafet gerçekten görülmeye degerdi. Nitekim Fransa'yi büyük zaferlerle bulusturan o altin çag, onun oynadigi dönemlerde geldi. Sonrasinda Zidane'i yaratti Fransa. Futbolun gelmis geçmis en pahali adamini. Geride kalan 50 yilda çogu ülkede bunlar kiratinda olmasa bile, gerçekten adi efsaneye çikmis oyuncular vardi. Puskaslar, Bobby Charltonlar, Seelerler, George Bestler, Müllerler, Blokhinler, Rivalar, hepsi ve daha niceleri tanrinin futbol için yarattigi özel adamlardi.
Tanri degisik ülkelere futbol elçileri gönderirken, bu cografyayi ihmal etmedi. Gecen yüzyilin 2. yarisinin baslarinda bir Lefter, bir Metin Oktay, dönemlerinin en büyük degerleriydi. Biri "Ordinaryüs", digeri 'Taçsiz Kral" diye isimlendirilmisti.
Bu meslege ilk adimi attigim dönem, 70'lerin baslarina rastlar. 32 yila varan o süreçte, kendi degerlerime göre farkli yerde tuttugum 4 siradisi futbolcu izledim. Cemil Turan, dar alan becerileri, yaraticiligi, firsatçiligi, gole yakinligi, yatkin ligiyla devrinin tartismasiz en iyisiydi. Ridvan çabuklugu, seytani zekasi, etkili driplingleri, kanat bindirmeleri, asistleri, gol yollarindaki yeterliligiyle gerçekten büyük bir keyifle izlenirdi. Tanju gol için yaratilmisti. Mükemmel vurus teknigi, önsezisi, kendisini unutturmadaki hüneri, yerde ve havadaki becerileriyle bu ülkede gördügüm en büyük golcüydü. Ve tabii ki Hakan Sükür. Daha diri, daha çabuk, daha güçlü oldugu dönemdeki Hakan Sükür, savunmalar için gerçek bir basbelasiydi. Hücum presi en iyi yapan adamdi. Pivot santraforun kitaptaki tanimina satiri satirina uyandi. Yüksek toplarda en güçlü silahti. Ceza alaninda sürekli dolasir, atar, attirir, dirsek yer, tekme yer, sesini çikarmaz ve isini en iyi sekilde yapardi. Zaten hakli olarak, Türk futboluna adini altin harflerle yazdirdi. Simdilerde de deneyimini ön plana çikararak isini elinden geldigince iyi yapmaya çalisiyor. Ama asil Hakan, Italya serüvenine baslamadan önceki dönemdeki Hakan'di.
Mükemmel karisim
Tanrinin futbol için yarattigi bu 4 özel adamin en iyi taraflarini alan, bir büyük yildizdan söz etmek istiyorum simdi. Cemil Turan'in dar alan becerisi, firsatçiligi, yaraticiligi, Ridvan'in çabuklugu, seytani zekasi, dripling özelligi, asist kabiliyeti, Tanju'nun vurus teknigi, gol önsezisi, bitkiciligi, Hakan'in yüksek top hakimiyeti, ceza alani içi hareketliligi, yipraticiligi... Hepsini birden bünyesinde bulunduran mükemmel bir karisimdan, yani Fatih Tekke'den.
Fatih siraladigim bu özelliklerin ötesinde daha farkli yeterliliklere de sahip bir star. Bir kere üst düzey bir oyun kurucu. Toplu ve topsuz oyunda inanilmaz becerili. Estetik kabiliyeti çok gelismis. Son Avrupa Sampiyonasi'yla birlikte gündeme tasinan günümüz santraforu tiplemesinin ideal modeli. Oyun zekasi ve giderek olgunlasan oyuncu kisiligiyle hayranlikla izlenen bir forvet tipi. Attigi ve attirdigi gollerini gözünüzün önüne getirin. Zamanlama, pasin siddetini ayarlama, bitirici noktalara vurma ve hepsinden önemlisi gole sanatsal bir özellik katmada onun gibisi var mi? Hele Konya'ya attigi su son gol... Birakin Türkiye'yi, dünyada bu zerafette gol atan kaç golcü sayabilirsiniz?
Futbol sanatçisi
Bu cografyada da Tanri'nin futbol için gönderdigi özel yeteneklerin sayisi az degil. Ama bu cografyada dogmanin, büyümenin, yetismenin de kendine özgü bedelleri var. Fatih Türkiye yerine, sözgelimi Italya'da, Ispanya'da, Fransa'da, Ingiltere'de ya da Almanya'da dogsa ve oralarin futbol kültürüyle yogrularak kariyerini pekistirse bugün nerede olurdu? Adi kimlerle kiyaslanirdi? Hangi paraya satin alinirdi? Bunu hiç düsündünüz mü? Meslek yasamim boyunca içeride, disarida çok özel oyunculari izleme firsatim oldu. Fatih gibisini inanin az gördüm. Hele Türkiye'de... En azindan bu meslege basladiktan bu yana, Fatih gibisini hiç görmedim. Ideal forvet tipini kafanizda canlandirin. Ne ariyorsaniz, onda mevcut.
Türkiye bugünlerde Fatih'i alkisliyor. Özellikle bu sezon gerçekten önemli bir çikisi yakaladi. Milli takma yükseldi. Herkesin gözünün önüne geldi. Ben 17 yasindan beri onu izleme keyfini yasayanlardanim. Hâlâ kapasitesinin tümünü ortaya koyamadigini düsünenlerdenim. Geride kalan 10 yili, kendi yanlislari, bulundugu ortamlarin kosullan ve sakatliklara bagli sanssizliklari yüzünden dolu dolu yasayamadigi, yasatamadigina inananlardanim. Ve tanidigim bu en büyük Türk futbolcusunun yeterliliklerine, hayranlik duyanlardanim.
Basta, "Tanri, degisik dönemlerde ve farkli cografyalarda özel adamlar gönderdi, futbola güzellik, anlam, keyif katmalari için" demistim ve dünya futboluna mal olan isimlerden söz etmistim. Fatih tabii ki bir Pele, bir Eusebio, bir Cruyff, Platini, Zidane kalitesi, popülaritesi ve yeterliligine sahip degil. Ama onlarin çizgisine en yakin duran Türk futbolcusu. Yeter ki degerini bilelim ve onu biraz daha motive edelim. Çünkü futbolcudan öte, bir futbol
sanatçisi olan Fatih'in, daha uzun dönem futbolseverin begenisine sunacagi çok keyifli resitallerin tanigi olacagiz önümüzdeki yillarda.Ve sanirim o zaman, onun degerini biraz daha farkli algilayacagiz
vatan gazetesinde zeki col yazmis ..fatih için baskan nedebilir
Ve ne aciki bize Fatih SULTAN Tekke'yi izletmiyorlar [img]smileys/smiley13.gif[/img]
nihat genç her zamanki gibi dogrulari farkli bir dilde anlatmis. bravo..
zeki çöl'ün yazisi hos, bildigimiz birseyi yazmis, sag olsun..
eski hayatspor mecmualari var elimde, ciltlenmis halde. oralarda ve gazete arsivlerinde zeki çöl'ü muhabir olarak trabzonsporun pesinden giderken görürüz hep. onu, devrim sagiroglu'nu..bu ve benzeri birkaç isim daha, medya da bir yerlere geldilerse, trabzonspor sayesindedir.
zeki çöl ile ayni gazetede çalistim, samimi olma firsatimiz olmadi. ama, adama sormazlar mi; fatih tekke'yi, yetenekleriyle gündeme getirirp kendine trabzonspor üzerinden bir kez daha "prim" sagliyorken; neden ayni fatih'in fenerasyon maçinda emeginin çalinmasina karsi tek bir satir yazin çikmiyor? neden??
yoksa, federasyondan maas almaya baslamanizla bir ilgisi var mi bunun?
maasli gazeteciler sizi...hade ordan! düsün trabzonsporun yakasindan!!
Nihat Genç'e buradan selamlar tek kelimeyle muhtesem bir insan. Bu arada her cuma aksami SKY Türk'te 20:00 de Ne Var Ne Yok adli programda seviyeli bir biçimde gündemi konusuyor....... Izleyin...
tesekkürler Nihat Genç her zaman dogrunun yaninda ve Trabzonsporlu
oldugun için.Bu yazi okuyupta hala ist. pisliklerini tutanlar umarim
nasil utanilacak bir insan olduklarini anlasinlar
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)