Sayfa 3 Toplam 6 Sayfadan BirinciBirinci 1 2 3 4 5 ... SonuncuSonuncu
Toplam 135 adet sonuctan sayfa basi 51 ile 75 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Bunları biliyor musunuz?

  1. #51
    Semih58 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    57
    Mesajlar
    1,211

    Standart



    Trafik kazasi sonucu yaralanan ve hastaneye
    kaldirilarak tedavi altina alinan kazazedelerin,
    kanuna göre tedavi için ücret ödememesi gerektigi
    belirtildi.

    Tüketiciler Birligi, kazazedelerin haklariyla ilgili
    bir rapor hazirladi. Kaza sonucu yaralanan ve herhangi
    bir hastanede tedavi gören kazazedelerin bu tedavileri
    sonucu hastane tarafindan ücret talep edilemeyeceginin
    belirtildigi raporda, 2918 Sayili Trafik Kanunu'na
    göre herhangi bir trafik kazasi sonucu yaralan kisi en
    kisa sürede hastaneye yetistirilmek ve gereken
    tedavinin yapilmasi hükümlerini içeriyor. Yönetmelige
    göre, hastane acil servisi, kendisine gelen
    kazazedenin maddi durumu, sosyal güvencesinin olup
    olmadigina ve hastanin özelligine bakmadan gereken
    tedaviyi ve müdahaleyi herhangi bir ücret talep
    etmeden yapmak zorunda. Bu tedavi sonucu olusan masraf
    ise Saglik Bakanligi Karayollari Trafik Döner Sermaye
    Isletmesi tarafindan karsilanacaginin belirtildigi
    rapora göre, vatandaslarin haklarini bilmedigi için
    sorunlar yasandigini ve hastanelerin bu kanundan
    bihabermis gibi gözüküp vatandastan para talep
    etmelerinin suç oldugu belirtildi.

  2. #52
    DeliKadir_61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.11.2005
    Nereden
    Almanya
    Yaş
    36
    Mesajlar
    71

    Standart



    vallah bende bilmiyordum

  3. #53

    Standart



    *Elin yandigi zaman soguga degil sicaga tutmalisin,














    *hiç bir tibbi dayanagi yoktur bi kere elim yanmisti nenem söyledi bende öyle yaptim 5 dk. sonra hiç bir seyim kalmadi,yanliz soguk suya tuttugun zaman veya buz koydugun zaman su topluyo sonra patliyo vs. bir sürü hikaye

  4. #54
    #10 Fietra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    4,213

    Standart

    Alıntı coach Nickli Üyeden Alıntı


    *Elin yandigi zaman soguga degil sicaga tutmalisin,














    *hiç bir tibbi dayanagi yoktur bi kere elim yanmisti nenem söyledi bende öyle yaptim 5 dk. sonra hiç bir seyim kalmadi,yanliz soguk suya tuttugun zaman veya buz koydugun zaman su topluyo sonra patliyo vs. bir sürü hikaye


    Ayni mantik ile aci biseyden dolayi dilin yanarsa su içmek yerine biseyler yemek daha iyi gelir.

  5. #55

    BDiler61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    39
    Mesajlar
    3,170

    Standart

    aydinlaniyoruz valla burda

  6. #56
    Burçak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2005
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    45
    Mesajlar
    25,695

    Standart Biliyor musunuz? İşte gerçekler!..



    Bu basliktadegisik bilgileri paylasabilecegimizi düsündüm. Bilmedigimiz bi çok seyiburada ögrenebiliriz. mesela bi sinek saniyede kaç kanat çirpar. yada bir kus tek seferde en fazla kaç kilo metre uçabilir gibi ilginç degisik bilgileri burada paylasabiliriz. Ben agaçkakan ile baslamak istiyorum.










    AGAÇKAKAN'IN KAFATASINDAKI MEKANIK TASARIM




    Agaçkakanlar, yuva yapmak ve yiyecek bulmak için agaç kabuklarina seri vuruslar yaparlar. Bazi agaçkakanlar bir saniyede 15-20 vurus yapar. Kusun iki vurusu arasindaki zaman farki, bir saniyeden çok daha azdir.


    Kusun gagasi her agaca çarptiginda kafasi büyük bir sarsintiya ugrar. Fakat kiraz büyüklügündeki beyni bu sarsintilardan etkilenmez. Agaçkakanin sirri, boyun kaslarindadir. Vurmaya baslayinca, bas ve gaga tam bir dogru üzerine gelirler. En küçük bir sapma, beyinde yirtilma yapabilir.


    Bu denli hizli bir vurusun betona kafa atmaktan bir farki yoktur. Kusun beyninin hiçbir hasara ugramamasi ise ancak olaganüstü bir tasarimla mümkündür. Bu üstün tasarimin sahibi ise alemlerin Rabbi Yüce Allah'tir. Rabbimiz, agaçkakanlari hayret uyandirici özelliklere sahip olarak yaratmis ve evrenin her noktasinda oldugu gibi bu kuslarda da kusursuz yaratma sanatinin örneklerini göstermistir.


    Kuslarin büyük çogunlugunda kafatasi kemikleri birbirine yapisiktir. Gaga ise çenenin hareketiyle açilir.





    Oysa agaçkakanlarda gaga ve kafatasi, vurus sirasinda olusan soku emen süngerimsi bir madde ile birbirinden ayrilmistir. Bu esnek madde, otomobil amortisörlerindekinden çok daha iyidir. Bu üstünlügü, çok kisa araliklarla olusan soklari da emebilmesinden ileri gelir. Bu madde her vurusta olusan soku emip bir sonraki soku karsilayacak duruma gelebilir. Üstelik bunu saniyede 10'u asan vurusun yapildigi sartlarda basarir. Bu madde modern teknolojinin gelistirdigi tüm benzerlerinden üstündür. Agaçkakanin kafatasi ve üst gagasinin olagandisi bir yöntemle baglanmis olmasi, her vurusta beyninin bulundugu bölümün gagadan uzaklasmasini, böylece sok emici ikinci bir mekanizma olusmasini saglar.Edited by: forever61

  7. #57
    Burçak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2005
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    45
    Mesajlar
    25,695

    Standart

    Bir karasinegin uçusu, son derece kompleks bir istir. Sinek önce, yön belirlemeye yarayan organlarini büyük bir titizlikle gözden geçirir. Daha sonra, ön tarafindaki denge organlarini ayarlayarak uçus pozisyonunu alir. Son olarak, duyargalarinin ucundaki alicilar sayesinde, rüzgarin siddeti ve yönüne göre kalkis açisini saptar. Ve nihayet havalanir. Ama tüm bunlar saniyenin yüzde biri kadar bir zaman sürmüstür. Uçusa geçer geçmez kisa bir sürede hizlanabilir ve giderek saatte 10 kilometre gibi bir hiza ulasabilir...




    Onun için rahatlikla "akrobatik uçus ustasi" tanimi kullanilabilir. Havada olaganüstü zig zaglar çizerek uçabilir. Beklenmedik, ani ve sert dönüsler yapabilir. Bulundugu noktadan dikey olarak bile havalanabilir... Ne kadar elverissiz ve kaygan olursa olsun, her türlü yüzeye rahatlikla konabilir.





    Sinegin uçus yetenegi, kanadindaki üstün tasarimdan kaynaklanir. Kanatlarin kenarlari, yüzeyi ve kanat damarlari, algilayici hassas killarla kaplidir. Sinek bu killarla hava akimlarini ve mekanik baskilari tespit eder

    Bu müthis uçucunun bir baska gösterisi, evlerin tavanina konabilmesidir... Yerçekimi geregi tavanda duramamasi ve yere düsmesi gerekir... Ama bu imkansizi gerçeklestirebilmesi için özel sistemlerle yaratilmistir. Bacaklarinin uç kisimlarinda çok küçük vantuzlar vardir. Dahasi bu vantuzlar belli bir yüzeyle temas ettiklerinde yapiskan bir sivi salgilar. Iste bu yapiskan sivi sayesinde karasinek tavana asili kalabilir. Tavana dogru yaklastiginda bacaklarini öne dogru uzatir ve tavana dokundugunu hissettigi anda, geldigi yönün tam aksine dogru bir takla atarak tavan yüzeyine karinüstü tutunur... Karasinek iki kanada sahiptir. Bir bölümü vücudun içine gömülü olan bu kanatlar, sinirlere bölünmüs çok ince bir zardan olusur ve birbirinden bagimsiz hareket edebilir. Ancak uçus halinde, tipki tek kanatli uçaklarda oldugu gibi, tek bir eksen üzerinde gidip gelirler. Bu kanatlarin hareketini saglayan kaslar, sinek uçmaya basladiginda kasilir, inise geçtiginde gevser. Uçusa baslarken sinirlerin denetledigi bu kas ve kanat hareketleri, bir süre sonra otomatik hale gelir.


    Kanatlarin yüzeyinde ve basin arka kisminda bulunan dokunma organlari, uçus ile ilgili bilgileri aninda beyine ulastirir. Sinek, uçus halindeyken yeni bir hava akimiyla karsilasirsa, bu dokunma organlari hemen beyne gerekli sinyalleri gönderir. Kaslar da beyinden gelen sinyallere göre kanatlari bu yeni duruma uygun biçimde çalistrmaya baslar. Sinek bu organlari sayesinde, kendisine karsi kalkan bir sinekligin havada olusturdugu fazladan rüzgari hemen algilar ve çogu kez uçup kurtulur. Karasinek, kanatlarini bir saniyede yüzlerce defa çirpabilir. Bu hareket için, dinlenme sirasinda harcadigi enerjinin yaklasik yüz kati bir enerji harcar. Bu açidan oldukça güçlü bir yaratiktir. Çünkü insan metabolizmasi normal temposuna oranla en fazla 10 kat daha enerji harcayabilir. Üstelik insan böyle yogun bir enerji tüketimini en fazla bir kaç dakika sürdürebilir. Oysa karasinek kanatlarini bu ritimle tam yarim saat boyunca çirpabilir ve bu tempoda bir kilometreden fazla mesafe katedebilir. saniyede ortalama 200 defa kanat çirparlar.

  8. #58

    Üyelik tarihi
    05.04.2006
    Mesajlar
    375

    Standart

    [img]smileys/smiley5.gif[/img]enteresan .... Rabbim Tüm kainati ne de güzel bir düzen içinde yaratmis [img]smileys/smiley19.gif[/img]

  9. #59
    Erbay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.08.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    13,979

    Standart

    "Elektrikli sandalye bir disçi tarafindan icat edilmistir." Filmlerde olur ya kötü disçiler.Eziyet ederler hani.Bunu da öyle biri icat etmis herhalde.

  10. #60
    DKaraduman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.06.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    32
    Mesajlar
    1,783

    Standart

    Insanlarin dirseklerini yalayamadigini
    Insan saçinin 3 kg kaldirabilecegini
    Deve kusunun gözünün beyninden büyük oldugunu
    Ve bu yaziyi okuyanlarin %75 inin dirsegini yalamaya çalistigini
    Biliyormuydunuz...[img]smileys/smiley36.gif[/img]


  11. #61

    Standart



    Alıntı kanda61 Nickli Üyeden Alıntı
    Insanlarin dirseklerini yalayamadigini
    Insan saçinin 3 kg kaldirabilecegini
    Deve kusunun gözünün beyninden büyük oldugunu
    Ve bu yaziyi okuyanlarin %75 inin dirsegini yalamaya çalistigini
    Biliyormuydunuz...[img]smileys/smiley36.gif[/img]

    bu tarz yazilarin ne yazikki basi ve sonu hep ayni dirsek muhabbeti ne yazikki bu belki 1000.denk gelisim...



  12. #62
    sheva
    Ziyaretçi

    Standart

    biliyor musunuz soru eki olan "mi" ayri yazilir...

  13. #63
    zafer6161 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.10.2004
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    43
    Mesajlar
    15,720

    Standart

    Bir insanin damarlarinin uzunlugunun dünyayi 200 kere dolasabilecegini biliyormuydunuz?

    Bir insanin damarlari arka arkaya konuldugunda dünyanin çevresini 2 defa dönecek kadar uzunluktadir
    burada çeliski yokmu 2 side ayni

  14. #64
    Ozan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.09.2004
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    33
    Mesajlar
    2,292

    Standart



    Alıntı sheva Nickli Üyeden Alıntı
    biliyor musunuz soru eki olan "mi" ayri yazilir...

    ben bunu biliyordum her zamanda soru eki olunca " - mi " yi ayri yazarim . bende bir takintidir bu . msn de bile [img]smileys/smiley4.gif[/img]

  15. #65
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İzmir
    Yaş
    41
    Mesajlar
    25,829

    Standart

    Balta Limanı antlaşmasından günümüze kadar uzanan acı gerçekler.

    Yükleyip, incelemenizde fayda var...

    http://rapidshare.de/files/35442023/...anyAnt-PPS.pps
    Konu Kaya tarafından (04.10.2006 Saat 13:16 ) değiştirilmiştir.
    “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”
    Malik bin Dinar

  16. #66
    Emre B. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.09.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    33
    Mesajlar
    6,989

    Standart

    Şimdi bu İngilizler dünyaya medeniyeti mi öğretiyorlar (?)

    > Tarih severim ama ingilizleri oldum olası hiiiç sevmem!

    > > 1500 lerde İngilterede işler şöyle yapılıyordu:
    > >
    > > İnsanların çoğu Haziranda evleniyordu Çünkü senelik banyolarını
    > > Mayıs ayında yapıyorlar, Haziranda hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama
    > > yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan
    > > kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.
    > >
    > > Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana
    > > geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan

    > > sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra
    > > çocuklar ve en son olarak da bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu
    > > esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir
    > > şeyleri kaybetmek mümkündü.
    > > Ingilizcedeki banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın? (Don t throw
    > > the baby out with the bath
    > > water) deyimi buradan gelmektedir.
    > >
    > > Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların
    > > altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek
    > > yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar
    > > (fareler,
    > > böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor
    > > ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizcedeki
    > > kedi-köpek yağıyor (It s raining cats and dogs) deyimi buradan
    > > gelmektedir.
    > >
    > > Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu.
    > > Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük
    > > bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü
    > > bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.
    > >
    > > Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden
    > > yapılmıştı. Toprak kadar fakir (dirt
    > > poor) tabiri buradan çıkmıştır. Zenginlerin ahşaptan yapılmış
    > > zeminleri vardı. Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu
    > > önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman
    > > sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman
    > > dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta
    > > parçası konuyordu ki bunun adı thresh hold (saman tutan; Türkçesi
    > > eşik) idi.
    > >
    > > Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük
    > > bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir

    > > şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek
    > > bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece
    > > boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam
    > > ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. Bezelye
    > > lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz
    > > günlük (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the
    > > pot nine days old) tekerlemesinin menşei budur. Bazen domuz eti
    > > buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı. Eve ziyaretçi gelirse domuz
    > > etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz
    > > eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek
    > > misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna yağ çiğnemek (chew the
    > > fat) adı veriliyordu.
    > >
    > > Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar
    > > alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe
    > > karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol
    > > açıyordu. Domatesler buna

    > > sık sık sebep olduğu için bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca
    > > domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü. Çoğu insanın kalay-kurşun
    > > alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar
    > > kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu.
    > > Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu.
    > > Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler
    > > oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların
    > > ağızlarında tabak ağzı (trench
    > > mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.
    > >
    > > Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu,
    > > aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı. Bira ve viski
    > > içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları
    > > bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen
    > > insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu.
    > > Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile
    > > etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna
    > > uyanma nöbeti deniyordu.
    > >
    > > Ingiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer
    > > bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları
    > > çıkarıyor, kemikleri bir kemik evine **ürüyor ve mezarı yeniden
    > > kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç
    > > tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü.
    > > Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı.
    > > Buna
    > > çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan
    > > dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar.
    > > Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna
    > > mezarlık nöbeti graveyard shift denirdi.
    > >
    > > Bazıları zil sayesinde kurtulur (saved by the bell) bazıları da ölü
    > > zilci (dead ringer) olurdu.
    > >
    > > Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye.

  17. #67
    Beytullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.10.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,096

    Standart

    biliyormunuz

    ımmortal_TS suur bir insandır
    "t®ß" Biz TRABZON'luyuz; Susarsak Güneş Doğar, Konusursak Ay yanar, İsyanımızda Kıyamet Kopar

  18. #68
    immortal_TS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,200

    Standart

    Alıntı Beytullah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    biliyormunuz

    ımmortal_TS suur bir insandır
    Yaa arkadaşım nedir bu her konuyu karıştırıyosun özel mi tutuldun bilmiyorum ki ne zamansız yersiz bi insansın sen yaa??
    İnsanları işaret ederek suçlarken, diğer 3 parmağınızın sizi gösterdiğini unutmayın.

  19. #69
    Beytullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.10.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,096

    Standart

    Alıntı immortal_TS Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Yaa arkadaşım nedir bu her konuyu karıştırıyosun özel mi tutuldun bilmiyorum ki ne zamansız yersiz bi insansın sen yaa??
    sanane arkadasım cok sıkıntın varsa gider sikayet edersin???
    "t®ß" Biz TRABZON'luyuz; Susarsak Güneş Doğar, Konusursak Ay yanar, İsyanımızda Kıyamet Kopar

  20. #70
    immortal_TS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,200

    Standart

    Alıntı Beytullah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    sanane arkadasım cok sıkıntın varsa gider sikayet edersin???
    Zuhhahaha işte gerçekler suur insanın kim olduğu belli
    İnsanları işaret ederek suçlarken, diğer 3 parmağınızın sizi gösterdiğini unutmayın.

  21. #71
    Beytullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.10.2004
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,096

    Standart

    Alıntı immortal_TS Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Zuhhahaha işte gerçekler suur insanın kim olduğu belli

    işine bak herkese gosterdin gene gercek yuzunu
    "t®ß" Biz TRABZON'luyuz; Susarsak Güneş Doğar, Konusursak Ay yanar, İsyanımızda Kıyamet Kopar

  22. #72
    Burçak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.05.2005
    Nereden
    Trabzon
    Yaş
    45
    Mesajlar
    25,695

    Standart İnsan tükürüğü uyuşturuyor!


    Araştırmacılar, insan tükürüğünde deneylerde kullanılan morfinden çok daha güçlü bir ağrı kesici maddesine rastladı. Opiorfin adlı maddenin insanlar üzerinde kullanımı araştırılacak.

    NEW YORK - İnsan vücudu, dertleri için çarelerini de birlikte barındırıyor. Fransız bilim insanları, insan tükürüğünde bulunan ve ‘opiorfin’ adını verdikleri maddenin morfin bazlı ağrı kesicilere göre çok daha etkili. Paris’te bulunan Pasteur Institute (Pastör Enstitüsü) uzmanları, insanda doğal olarak bulunan ‘opiorfin’ molekülünün tükürük dışında beyin veya kanda da olacabileceğini tahmin ediyor. Opiorfin’in salgılanma koşulları araştırılacak.

    Pasteur Institute uzmanları, genetiği insana yüzde 99 oranında benzeyen fareler üzerinde deney yaparken ağrı kesici fonksiyonu olan bir molekülün farkına vardı, insanlar üzerinde de deney yapılarak opiorfin denen aynı molekülün varlığı saptandı. Fareler üzerinde yapılan deneyde, 1 miligram opiorfinin uyuşturucu etkisinin, kilogram başına 3 ila 6 milligram’lık morfine eşit olduğu tespit edildi. Opiorfin, kimyasal bazlı ve fiziksel ağrılara karşı morfinden daha etkili çıktı.

    İNSANLAR ÜZERİNDE KULLANIMI ARAŞTIRILACAK

    Araştırmayı yürüten Catherine Rougeot, ‘oporfin’in nasıl üretildiğinin henüz gizemini koruduğunu, insandaki başka dokularda da bulunmasının insanlarda kullanımını mümkün kılabileceğini vurguluyor. Rougeot ve ekibi şimdi opiorfin ve bu maddeyi üreten molekülü mercek altına alıyor, bu sayede bu doğal ağrı kesicinin üretilmesi mümkün olabilecek, zira böyle bir ağrı kesicinin çok önemli getirileri olabilir.
    Kaynak: Araştırma Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanmıştır.
    http://www.ntvmsnbc.com/news/391794.asp
    2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor'dur
    Gerçek budur. ☆

  23. #73
    kukuloğlu61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.05.2007
    Yaş
    39
    Mesajlar
    5

    Standart

    Arkadaşlar gerçekten çok güzel şeyler yazmışsınız.Peki TRABZON'un tarihinin romadan 3 bin İSTANBUL'dan bin yıl öncesine dayandığıı biliyormuydunuz?

  24. #74
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    antagonist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.03.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    37
    Mesajlar
    2,640

    Standart

    Başlığı canlandıralım.

    Şimdi cebinizden bir kağıt para çıkarın,bakın bakalım üstünde "Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası" mı yazıyor,"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası" mı?

  25. #75
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Mehdi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.07.2006
    Nereden
    Trabzon
    Mesajlar
    13,050

    Standart

    10 Liraya baktım Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazıyor.Başkada param yok
    T R A B Z O N S P O R

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Bunlari Biliyor musunuz?
    Konu Sahibi TSunami Forum Eyüp Yusuf Trabzonspor Genel
    Cevap: 18
    Son Mesaj : 03.06.2006, 13:58

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •