Sayfa 1 Toplam 44 Sayfadan 1 2 3 11 ... SonuncuSonuncu
Toplam 1082 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 25 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Þiir Defteri "...Bakakalýrým Giden Geminin Ardýndan"

  1. #1
    l-m - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Mesajlar
    1,920

    Standart Þiir Defteri "...Bakakalýrým Giden Geminin Ardýndan"



    Siir hakkinda konusalim ve begendigimiz siirletri buraya koyalim.Turabozan'in açtigi basliktan farkli bir baslik olarak açiyorum burayi.Tartisma basligi olarak.Sizce siir anlasilmaz oldugu zaman mi daha degerlidir yoksa çok açik oldugu zaman mi?Ideolojileri içermeli mi içermemeli mi?Konu sinirlamasi olmali mi yani?Enis Batur,Cemal Süreyye ya da Küçük Iskender mi? Nazim Hikmet,Necip Fazil ya da Cahit Sitki mi?Kisacasi siir sizce nasil olmali ve iste siir dedirten siirler.

  2. #2

    Standart



    Osmancim ben siiri özlem ve asiri sevgi duydugum konularda yaziyorum. Yoksa baska durup dururken, sirf siir yazm ak için yazamiyorum ( belki asiri bir zaman ayirsam olabilir ama hiç denemedim). O siirleri yazmassam çatlayacagim hissine kapiliyorum. Sakin kendimi sair gördügümü sanmayin. Hevesimi almaya çalisiyorum siirin derin dünyasindan.


    Sanirim ünlü sairler de kendi ilgi ve alaka duyduklari konularda siir yaziyorlar. Fazla bir sey yazip da bu çocuk siir hakkinda çok sey biliyor imaji vermek istemiyorum.


    Geçen sene dergide yayinlanan futbolcular için yazdigim akrostis siirlervardi. Bir ara onlari da koyarim buraya.

  3. #3
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    Ýzmir
    Yaþ
    41
    Mesajlar
    25,829

    Standart



    Sairlerin yasamlarini incelerseniz adamlar baya çile çekmis. Çok zor durumda yasamislar. Bazilarida çok alkol alan kisiler. Yani bizim sevdigimiz harika siirler normal kafalardan çikmiyor. Sairler çok farkli insanlar.


    Serdar'im hersey ufak ufak baslar. Sen bence yoluna devam et. Birgün devlesirsin. Siir kitabini sana imzatlatmaya getiririm.

  4. #4
    l-m - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Mesajlar
    1,920

    Standart



    Kaya tespitin çok güzel.Su ana kadar normal bir saire rastlamadim.Sairlerin hesi hapis,sürgün gibi zorluklarla karsilasmis zaten siir de duygu yogunlugu olduguna göre çok da anormal bir durum degil.Ama enis batur'un siirleri sizce nasil?veya hemsehrimiz Sunay Akin.iste size bir kaç örnek?Ben Sunay Akin'insiir adi altinda yazdiklarina hastayim ama kesinlikle siir olduklarina inanmiyorum.
    -----------------------------------
    Le Rouge Et Le Noir

    Eskiden bir bahar vardi, lavta ve arp,
    düsmezdi elimizden Le Rouge et Le Noir;
    üsürdü kadinlar, ellerimiz eldiven,
    atkiydi kollarimiz engerek sogukta,
    karakisin ardindan çözülürdü yumak:
    Tuz ve tütsü, kül ve duman, kelimeler,
    sesler ve tinilar ve gece: Gecenin
    sonunda isik vardi.

    Le Rouge biraz daha kanadi sonra,
    Le Noir koyuldu biraz daha: Ayni
    çiplak at gelip sirtina aldiydi zamani.
    Bir soru sorulsa, yanit yerine yeni
    bir soruydu agzimizdan çikan,
    magrurdu yüzümüz hala, ama kopmustu
    bakisimiz bizden: Ufukta seyreden
    dümensiz gemilerdik, bekliyorduk
    firtinanin çökmesini üstümüze.

    Sancilandik böylece ve dogurduk yildan
    yili: Erkekler suskun ve kavruktular,
    bir düsün pesinde yenik. Sökülmüstü
    agir agir kurduklari imge agi, çatlakti
    sisli gözbebekleri. Kadinlar mi getirdi
    bu korkuluklari, bu bürümcükten erken
    dogum kefenini, onlarla mi büyüyüp
    kurudu diktigimiz agaçlar? Eskiden
    bir bahar vardi, eskiden içimizde
    baslayan.

    Jim Morrison, Hendrix ve John Lennon
    yoktu artik; yoktu ``Göge Bakma'' duraginda
    semsiyesiz bekleyen yagmur kadinlari.
    Herkes bir 35 yas siiri yazdi kendi
    eksik hayatindan, fethedecegimiz dünya
    inanilmaz bir hizla geçmise dogru
    kaydi: Üsümüyordu kimse simdi,
    yanlis koruda düdük çaliyordu bekçiler.
    Eskiden bir bahar vardi, flüt
    ve keman, Le Rouge biraz daha kana,
    koyul biraz daha ey dipsiz Zaman
    ENIS BATUR
    --------------------------------------
    Dudak Payi

    Çay bardaginda
    Birakilan dudak payi
    Kadar bile
    Uzak kalamam
    Gözlerine

    Yakin olsun isterim
    Ellerime ellerin
    Yaninda beton binaya
    Yaslanmasi gibi
    Köhne bir evin

    Seni bir çivi
    Gibi çaktim
    Çünkü beynime
    Ve toplayip
    Bütün kerpetenleri
    Attim denize
    SUNAY AKIN
    -----------------------------



  5. #5
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Kaya - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    Ýzmir
    Yaþ
    41
    Mesajlar
    25,829

    Standart



    Aslina bakarsan serbestde yazilabilir ama ben bir kaliba göre yazilanlari çok seviyorum.


    Serbest yazabilmek için ilk önce bir kaliba göre yazmayi bilmek gerekir.


    Mesela Orhan Veli'nin siirlerincen bazilarini ele alalim.


    Onlardan 1 tanesini ben yazmis olsaydim siz bana gülerdiniz. Ama Orhan Veli yazinca saygi duyuyoruz. Çünkü Orhan Veli kendisini kanitlamis durumda.

  6. #6

    Standart

    Edited by: L-M^

  7. #7

    Standart

    Bu siirleri yazali 1 seneyi geçmis, hey gidi [img]smileys/smiley1.gif[/img]

  8. #8

    Üyelik tarihi
    07.06.2004
    Nereden
    Belçika
    Yaþ
    39
    Mesajlar
    3,991

    Standart

    buraya bi siirler koyarim site coker allah korusun!

  9. #9
    Forumdan Uzaklaþtýrýlmýþtýr
    Üyelik tarihi
    23.08.2004
    Mesajlar
    680

    Standart

    Karadut ' gerçegi

    1949'da bir gün Istanbul Büyük Kulüp'teki bir
    toplantida, davetliler Bedri Rahmi Eyüboglu'ndan bir
    siir okumasini istediler. Eyüboglu ayaga kalkti ve
    Karadut'u okumaya basladi:

    "Karadutum, çatal karam, çingenem/
    Daha nem olacaktin bir tanem/
    Gülen ayvam, aglayan narimsin/
    Kadinim, kisragim, karimsin"...

    Bedri Rahmi, siiri okurken aniden gözlerinden yaslar
    süzüldü. Salondaki herkes niye agladigini anlamisti;
    tabii herkesten çok, hemen yani basindaki karisi Eren
    Eyüboglu...

    Çünkü siirde "kadinim, kisragim, karimsin" dedigi
    kadin, karisi degildi.
    Bu siiri 3 yil önce, bir baska kadin için yazmisti:
    Mari Gerekmezyan...

    "Kara sapli biçak gibi"
    Mari, Bedri Rahmi'nin asistanlik yaptigi Güzel
    Sanatlar Akademisi'nin heykel bölümüne misafir ögrenci
    olarak gelmisti.
    O dönem askerligini yapmakta olan sair - ressamin
    sinesine, "kara sapli bir biçak gibi" saplanmisti.
    Mari, Bedri Rahmi'nin bir büstünü yapmisti. Bedri
    Rahmi bu büstü, Mari'nin çesit çesit portresiyle ve
    ona yazilmis siirlerle yanitlamisti.
    Artik asklarindan bütün Istanbul haberdardi Bedri
    Rahmi, sanatinda tam bir patlama yasiyor, Eren
    Eyüboglu ise sabirla esinin kendisine dönmesini
    bekliyordu.

    Yorgun yürek
    "Karadut", 1946'da menenjit tüberküloz kapti.
    Iyilesebilmesi için antibiyotik lazimdi. Savas yeni
    bitmisti ve ilaç ates pahasiydi.
    Bedri Rahmi, genç sevgilisine ilaç alabilmek için
    tablolarini elden çikarmaya basladi. Ancak bu çabalar
    da sonuç vermedi ve o yil Istanbul Alman
    Hastanesi'nden Mari
    Gerekmezyan'in ölüm haberi geldi.
    Bedri Rahmi yikilmisti.
    Sevgilisini sonsuzluga ugurladiktan sonra keder içinde
    eve döndügünde kendisini teselli eden, yine esi Eren
    olacakti. O dönem içkiye basladi ünlü sair...
    Asagidaki siir, o dönemin ürünüdür:

    "Türküler bitti/
    Halaylar durdu/
    Horonlar durdu/(..)
    Hüzün geldi bas köseye kuruldu / Yoruldu yüregim,

    <>


    yoruldu."

    Eren Eyüboglu, esinin bu zor dönemi atlatmasina
    yardimci oldu. Onu yeniden sanatiyla bulusturmak için
    çabaladi. Basardigini saniyordu. Ta ki Büyük
    Kulüp'teki o geceye kadar...

    "Karadut"u okurken, Bedri Rahmi'nin yanaklarindan
    süzülen gözyaslari, sevda yarasinin hâlâ
    kapanmadiginin kanitiydi.

    Bunun üzerine Eren, bir süre Paris'te yasamaya karar
    verdi. Oradan esine yazdigi bir mektupta "o gece"yi
    hatirlatti:
    4 Ocak 1950 - PARiS
    "Canuskam,
    Kulüpte bir gece, siir okumustun, hani! Hatirladin mi?
    Gözlerinden, birden yaslar döküldügünü görünce içimin
    karardigini hissetmistim. Sesin, nasil titremisti.
    Hey! Bütün bunlari hatirliyor musun? Sanki bögrüme,
    kizgin bir ütü yapmismis gibi olmustum. O gece...
    Senin seneler sonra bile olsa yanip tutustugunu
    anlamistim! Bedri'nin ruhuna, insan üstü bir gücün
    aciyip, ona güç vermesi için dua etmistim.
    Ruhunun çektigi acilari Allah dindirsin. Allah sana
    resim yapma sevinci versin ve bizim yanimizda
    yasamaktan, mutluluk duyabilmeni saglasin.
    Eren."

    'Buna katlandimsa.'
    Bu dualar ise yaradi.
    Bedri Rahmi, 11 yasindaki ogluyla esine döndü.
    1974'teki ölümüne kadar geçen çeyrek asri, ayni evde
    çalisip üreterek, diz dize birlikte tükettiler.
    Öldügü gün, esi Eren cenazeden dönüste, 35 yasina
    gelmis oglunu karsisina oturttu.
    "Babani ugurladik" dedi, "Ama sunu bilmeni istiyorum
    ki, ona çok kirildim. Yasadigi iliskiyi unutmadim.
    Hiçbir kadin asagilanmayi kabul etmez. Buna
    katlandimsa, bil ki, sadece senin hayatin kararmasin
    diyedir."

    Can Dündar


    Asagida Bedri Rahmi siirlerinden seçmelerin ve kisa özegeçmisinin yeraldigi powerpoint sunusuna ulasabilirsiniz.

    BEDRI RAHMI EYÜBOGLU

  10. #10
    Muhalif - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.06.2004
    Nereden
    Hatay
    Yaþ
    45
    Mesajlar
    3,026

    Standart



    siir üniversite zamaninda yazardim.. yani siire benzer seyler diyelim... ama zamanla nesrin siirden daha zor ve ciddi bir is oldugunu düsünmeye basladim.. belki siirde bir dize nesirde sayfalar dolusudur.. bu da var tabi... ama son yillarda nesir -özellikle bati klasiklerini okudukça-daha çok önem kazandi gözümde...


    ha sanat sanat için olmali ideali budur bencee.. ve lakin sairin yasadigi çagin genel dertlerinden bahsetmesi de -en azindan toplumsal manada sorumlulugunu yerine getirmek adina- gerekir bazen...


    siirde kisisel sevdigim halk siiri tarzi kafiyeli siirler... fakat sanat degeri tasiyan her siirden zevk alirim... nazim hikmet gibi kafiyesiz fakat adeta siirin içinde bir ezgi olusturarak yazan ustalarin siirlerinden zevk alsam da gönlüme daha yakin düsen halk siirleridir..


    en sevdigim sairleri nazim-atilla ilhan-cahit zarifoglu-necip fazil ve özellikle abdurrahim karakoç olarak sayabilirim... ve mihriban in üzerine siir tanimam[img]smileys/smiley17.gif[/img]özellikle yar deyince lambada titreyen alevin üsümesimisrai sanatin sahikalarindan biri diye düsünüyorum ve tamamini buraya yazarak noktaliyorum...


    Mihriban (Ask)
    Sari saçlarina deli gönlümü,
    Baglamisim çözülmüyor Mihriban.
    Ayriliktan zor belleme ölümü,
    Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

    Yar deyince kalem elden düsüyor,
    Gözlerim görmüyor aklim sasiyor.
    Lambamda titreyen alev üsüyor,
    Ask kâgida yazilmiyor Mihriban.

    Önce naz sonra söz ve sonra hile
    Sevilen seveni düsürür dile
    Seneler asirlar degisse bile
    Eski töre bozulmuyor Mihriban

    Tabiplerde ilaç yoktur yarama,
    Ask deyince ötesini arama.
    Her nesnenin bir bitimi var ama.
    Aska hudut çizilmiyor Mihriban

    Bosa baglanmamis bülbül gülüne
    Kar koysan köz olur askin külüne
    Sastim kara bahtim tahammülüme
    Tasa çalsam ezilmiyor Mihriban

    Tarife sigmiyor askin anlami
    Ancak çeken bilir bu derdi gami
    Bir kör dügüm bastan sona tamami
    Çözemedim çözülmüyor Mihriban



    ve dahi unutursun mihribanim i eklemeden olmayacak..


    Unutursun (Mihribanim)

    Unutmak kolay mi? deme
    Unutursun Mihriban'im
    Oglun kizin olsun hele
    Unutursun Mihriban'im

    Zaman erir kelep kelep
    Meyva dalinda kalmaz hep
    Unutturur bir çok sebep
    Unutursun Mihriban'im

    Yillar sineye yaslanir
    Hatiralarin paslanir
    Bu deli gönlün uslanir
    Unutursun Mihriban'im

    Süt emerdin gündüz gece
    Unuttun ya büyüyünce
    Ha iste tipki öylece
    Unutursun Mihriban'im

    Gün geçer azalir sevgi
    Degisir her seyin rengi
    Bugün degil yarin belki
    Unutursun Mihriban'im

    Düzen böyle bu gemide
    Eskiler yiter yenide
    Beni degil, sen seni de
    Unutursun Mihriban'im
    Abdurrahim Karakoç

  11. #11
    Forumdan Uzaklaþtýrýlmýþtýr
    Üyelik tarihi
    23.08.2004
    Mesajlar
    680

    Standart

    Alýntý BesinciMevsim Nickli Üyeden Alýntý


    siir üniversite zamaninda yazardim.. yani siire benzer seyler diyelim... ama zamanla nesrin siirden daha zor ve ciddi bir is oldugunu düsünmeye basladim.. belki siirde bir dize nesirde sayfalar dolusudur.. bu da var tabi... ama son yillarda nesir -özellikle bati klasiklerini okudukça-daha çok önem kazandi gözümde...




    "Siire benzer seyler yazardim.." diye mütevazi olmana gerek yok Cenk. Diger topicte tüm ihtisamiyla eserlerin duruyor


    Bedri Rahmi ile ilgili yazdigim yaziyi okuyan ve sunudaki siirlerini ve hayatina ulasan arkadaslara sunu sormak isterdim;

    Karadutu okurken Bedri Rahmi'nin gözyaslarina mani olamayip, eski askini hatirlamasi ve aglamasi neyin ifadesidir?
    Acaba ileride hayatimizda yer almayacak birisine, bir seye dair siir yazmamali mi?
    Bu ilham duygusu hangi "özel anlarda" kendisini uyandiriyor?

    Yok mu Karadut ile ilgili yorum yapacak arkadas[img]smileys/smiley2.gif[/img]



  12. #12
    l-m - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Mesajlar
    1,920

    Standart

    Alýntý saglam Nickli Üyeden Alýntý


    "Siire benzer seyler yazardim.." diye mütevazi olmana gerek yok Cenk. Diger topicte tüm ihtisamiyla eserlerin duruyor


    Bedri Rahmi ile ilgili yazdigim yaziyi okuyan ve sunudaki siirlerini ve hayatina ulasan arkadaslara sunu sormak isterdim;

    Karadutu okurken Bedri Rahmi'nin gözyaslarina mani olamayip, eski askini hatirlamasi ve aglamasi neyin ifadesidir?
    Acaba ileride hayatimizda yer almayacak birisine, bir seye dair siir yazmamali mi?
    Bu ilham duygusu hangi "özel anlarda" kendisini uyandiriyor?

    Yok mu Karadut ile ilgili yorum yapacak arkadas[img]smileys/smiley2.gif[/img]





    Tabii ki ilerde hayatinda yer almayacak seylere dair de siir yazmali insan,en kötü ihtimalle terapi amaciyla ama ilerde bu siir nedeniyle tekrar aci çekmeyi,zor duruma düsmeyi göze almali. "Karadut" olayi gerçekten oldukça ilginç.Sairin o siiri okurken aglamasi o siiri nasil bir duygu yogunlugu içerisinde yazdigini gösteriyor.Belki biz okudugumuzda sadece 1-2 kafiyeli sözden ya da kinayeden,benzetmelerden,vs. etkilenmis olabiliriz fakat sair o misradaki herharfi yasayarak yazmis biri olarak kendiniçok daha farkli hissedebilir.Sairlik biraz delilik gerektiriyor açikçasi ve ask sairin duygularini anlatmasina en büyük ilham perisi oluyor,bu ask mecazi bir varliga olur yahut ilahi farketmez hatta daga tasa bile olabilir.


    "Lambada titreyen ates üsüyor"ifadesi deayrica siirdeki anlatimin zirveye vurdugu noktadir benim için...

  13. #13
    Forumdan Uzaklaþtýrýlmýþtýr
    Üyelik tarihi
    23.08.2004
    Mesajlar
    680

    Standart

    Alýntý L-M^ Nickli Üyeden Alýntý


    ..Sairin o siiri okurken aglamasi o siiri nasil bir duygu yogunlugu içerisinde yazdigini gösteriyor...Sairlik biraz delilik gerektiriyor açikçasi ve ask sairin duygularini anlatmasina en büyük ilham perisi oluyor,bu ask mecazi bir varliga olur yahut ilahi farketmez hatta daga tasa bile olabilir...


    Evet, bir konuda iyi olmak için mutlaka insanin içinde "ask" olmali. Bu ask Osman'in dedigi gibi çok genis yelpazeyi kapsar, Bedri Rahmi'ye gelirsek en iyi yapitlarinin Mari Gerekmezyan ile beraber oldugu dönemlerde olustugunu ögreniyoruz. Onun ölümünden sonra ise kisir bir sürece girdigini...

    Bence de insan bir duygu yogunlugunun neticesinde üretime geçiyorsa, ne olursa olsun onu daha ileride bir kenara itmemeli.Sonuçta insanlar hayatlarini geçmislerinin üzerine bina ederler.
    Edited by: saglam

  14. #14
    TheCrow - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03.08.2004
    Nereden
    Ankara
    Mesajlar
    4,361

    Standart



    Lise ve üniversite yillarinda koyu bir hece ölçegi savunucusuydum.Üniversitedeki hocamiz Hasan Hüsnü Durgun'la da bu konuda az tartismadik.Ben tek cümlelik siirleri örnek gösterip "devrik cümleyle siirin farki ne hocam?" derdim,O ise "kendine göre bir söylenis tarzi varsa cümle siir olur" derdi.


    Bugün düsünüyorum da hocama hak veriyorum.Siirin sinirlari yok,herkes yazabilir,herkesin begenmesi de gerekmez...Bu siirdir,su ise degildir de denemez.


    Siki bir Edgar Allen Poe hayraniyim,hem roman hem de siirlerini severim..Annabel Lee ve Raven en sevdigim siirleri.


    ANNABEL LEE


    it was many and many a year ago,
    in a kingdom by the sea,
    that a maiden there lived whom you may know
    by the name of annabel lee;
    and this maiden she lived with no other thought
    than to love and be loved by me.
    she was a child and i was a child,
    in this kingdom by the sea,
    but we loved with a love that was more than love
    i and my annabel lee
    with a love that the winged seraphs of heaven
    coveted her and me.

    and this was the reason that, long ago,
    in this kingdom by the sea,
    a wind blew out of a cloud by night
    chilling my annabel lee;
    so that her high-born kinsman came
    and bore her away from me,
    to shut her up in a sepulchre
    in this kingdom by the sea.

    the angels, not half so happy in heaven,
    went envying her and me:
    yes! that was the reason
    (as all men know, in this kingdom by the sea)
    that the wind came out of a cloud, chilling
    and killing my annabel lee.

    but our love it was stronger by far than the love
    of those who were older than we
    of many far wiser than we
    and neither the angels in heaven above,
    nor the demons down under the sea,
    can ever dissever my soul from the soul
    of the beautiful annabel lee

    for the moon never beams without bringing me dreams
    of the beautiful annabel lee;
    and the stars never rise but i see the bright eyes
    of the beautiful annabel lee;
    and so, all the night-tide, i lie down by the side
    of my darling, my darling, my life and my bride,
    in her sepulchre there by the sea
    in her tomb by the side of the sea.


    Türkçesi:


    senelerce senelerce evveldi;
    bir deniz ülkesinde
    yasayan bir kiz vardi, bileceksiniz
    ismi annabel lee;
    hiç bir sey düsünmezdi sevilmekten
    sevmekten baska beni.

    o çocuk ben çocuk memleketimiz
    o deniz ülkesiydi,
    sevdali degil kara sevdaliydik
    ben ve annabel lee;
    göklerde uçan melekler bile
    kiskanirlardi bizi.

    bir gün iste bu yüzden göze geldi
    o deniz ülkesinde,
    üsüdü rüzgarindan bir bulutun
    güzelim annabel lee;
    götürdüler el üstünde
    koyup gittiler beni,
    mezari ordadir simdi,
    o deniz ülkesinde.

    biz daha bahtiyardik meleklerden
    onlar kiskandi bizi-
    evet!-bu yüzden(sahidimdir herkes
    ve o deniz ülkesi)
    bir gece bulutunun rüzgarindan
    üsüdü gitti annabel lee.

    sevdadan yana, kim olursa olsun,
    yasça basça ileri,
    geçemezlerdi bizi;
    ne yedi kat göklerdeki melekler,
    ne deniz dibi cinleri,
    hiçbiri ayiramaz beni senden
    güzelim annabel lee:

    ay gelir isir, hayalin irisir
    güzelim annabel lee;
    bu yildizlar gözlerin gibi parlar
    güzelim annabel lee:
    orda gecelerim, uzanir beklerim
    sevgilim, sevgilim, hayatim, gelinim
    o azgin sahildeki,
    yattigin yerde seni.


    Pek çok Türkçe çevirisi vardir ama yukaridaki Melih Cevdet Anday'in çevirisi en begenilendir...


    (Konu disi notiirin son dizelerinde Poe'nin nekrofili tarafinin görülebilecegi de yorumlar arasindadir...)


    Edited by: TheCrow

  15. #15
    Muhalif - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.06.2004
    Nereden
    Hatay
    Yaþ
    45
    Mesajlar
    3,026

    Standart



    serkan in sorularina kendimce su cevaplari veriyorum..


    Karadutu okurken Bedri Rahmi'nin gözyaslarina mani olamayip, eski askini hatirlamasi ve aglamasi neyin ifadesidir?


    fikrimce gerçek manada ask ve izdirabin ifadesidir..
    Acaba ileride hayatimizda yer almayacak birisine, bir seye dair siir yazmamali mi?


    eger ileride hayatimizda yer almayacak birisine dair siirler yazilmasaydi sanirim siir diye bir sey olmazdi... herkesin bildigi sezai karakoç un Mona Rosa siiri en bariz örnektir... benim de kendi adima yazdigim böyle siirler olmustur vakti zamaninda... ortaokul ve liseden beri sevdigim birisiyle üniversiteye uzanan yolda ayrildigimizda yazmistim Vuslatin Isyan Çigligi isimli siirimi üniversitedeyken.(diger bölüme koyuyorum simdi)


    Bu ilham duygusu hangi "özel anlarda" kendisini uyandiriyor?
    buna da Franz Kafka'nin bir cevabi var..'elde ettigim tüm basarilar yalnizligimin ürünüdür' diyor... sanirim sairler-sanatçilar yalnizliga kaçtikça daha yaratici oluyorlar... kisinin uzlet hali ve ruhuyla sohbetinde geliyor ilham bence de..


    selamlar..

  16. #16
    Forumdan Uzaklaþtýrýlmýþtýr
    Üyelik tarihi
    23.08.2004
    Mesajlar
    680

    Standart



    Cenk, degerli yorumlarin için tesekkürler. Sizleri bilemiyorum ama, azinliktada olsak burada birseyleri paylasmaktan oldukça haz aliyorum.
    Sayi mi, kalite mi önemlidir? diye bir soru vardir ya, "kalite" yi seçerim her zaman. Sagolsun sizin gibi dostlarin yaninda bu çürük elma gizlenebiliyor.


    Özdemir Asaf..


    Genelde Serbest Siiri tercih ediyor, en meshur siiri de -hataliysam özür dilerim- Feridun Düzagaç'in seslendirdigi "Lavinia".


    LAVINIAfficeffice" />Sana gitme demeyecegim
    Üsüyorsun ceketimi al
    Günün en güzel saatleri bunlar
    Yanimda kalSana gitme demeyecegim
    Gene de sen bilirsin
    Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
    IncinirsinSana gitme demeyecegim
    Ama gitme Lavinia
    Adini gizleyecegim
    Sen de bilme LaviniaÖzdemir ASAFSESINIZ[/B]

    Siz gittiniz, gittiniz,
    Ben kaldim, kaldim, kaldim,
    Sesiniz kaldi, onda kaldim,
    Yöneldim yüzünüze baktim,
    Yöneldim gözlerinize baktim,
    Orada yansiyan bana baktim.
    Yanlizligimi nasil anlayacaktim.
    Özdemir Asaf
    [/B]
    BIRI[/B]
    Ona seni anlatti, sana onu anlatti..
    Basi ona anlatti, sana sonu anlatti..
    Yarim yarim yasayan darmadagin evlere
    Birin ne kadar bütün oldugunu anlatti.

    Özdemir Asaf

    GELDIM[/B]

    Beni çagirmadiniz, kalkip ben kendim geldim.
    Uzaklardan size bir haber getirdim geldim.

    Biraktiklarinizdan, unuttuklarinizdan,
    Simsicak-anilasi günler getirdim geldim.

    Gömütleri andiran yapilarinizdaki
    Yasantilariniza evler getirdim geldim.

    Tek-tek, ayrik-soluyan bitkiseller yerine
    Yüzyüze-dönük-gülen sizler getirdim geldim.

    Solarken suladigim, koparken bagladigim,
    Ölürken canlandigim sözler getirdim geldim.

    Özdemir Asaf

    ..

    Bensiz seni senden
    Baskasi anlamaz
    Sensiz beni benden
    Baskasi anlamaz
    Senden benden bize
    Olanca varmadan
    Bizsiz bizi bizden
    Baskasi anlamaz

    Özdemir Asaf



    Diger arkadaslardan da yorumlar bekliyoruz.
    Sair, siir kisitlamasi yok. Serbest Kürsü de paylasalim..

    Edited by: saglam

  17. #17
    l-m - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Mesajlar
    1,920

    Standart



    Sairler yalniz kaldiklari ölçüde,aci çektikleri ölçüde iyi eserler verebilir bence. Aslinda Karadut'un ölümünün Bedri Rahmi'de duygu yogunlugunu artirmasini fakatonu karamsar bir anlatima yöneltmesini beklerdim,demek ki ilham daKaradut ilebirlikte gitti. Sairlerin hayatlarinda sürgün,hapis,ask acisi,yalnizlik,terkedilis,yakinlarinin ölümü büyük yer tutuyor. Istemese de sairin olgunlasmasini sagliyor ve bu yüzden kimi zaman yaz ilerledikçe daha güzeleserler ortaya çikabiliyor. Bu arada ideolojilerin sanattan uzak durmasi gerektigini düsünüyorum,santin evrensel olmasi gerektigidüsüncesiyle ideolojilerin belli bir kesime hitap edecegi ve ilerleyen zamanlarda belki de kimseyi temsil etmeyecek duruma gelmesi söz konusu oldugundan eser tüm dünyaya seslenmeli.Antiparantez Cemil Meriç'in ideolojiler konusundaki bir sözünü aktarmak istiyorum:"Izm'ler akla giydirilmis deli gömlekleridirler."


    Bu aradaCenkBey'i diger bölümdeki siirleri dolayisiyla tebrik ediyorum,gerçekten okurken zevk aldigim ve usta bir kalemin elinden çikmis izlenimini uyandiran eserler.Devamini bekliyoruz.[img]smileys/smiley2.gif[/img]


    Saygilar...

  18. #18
    Taner Uykuçeken - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.07.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Yaþ
    46
    Mesajlar
    2,735

    Standart



    Alýntý Guests Nickli Üyeden Alýntý
    Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

    NECIP FAZILCIYIZ


    ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


    BEKLENEN

    • Ne hasta bekler sabahi

    • Ne taze ölüyü mezar

    • ne de seytan bir günahi

    • SEni bekledigim kadar


    • Geçti istemem gelmeni

    • Yoklugunda buldum seni

    • birak vegmimde gölgeni

    • gelme artik neye yarar
    • [/list]















  19. #19
    l-m - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Mesajlar
    1,920

    Standart

    Alýntý ARNAVUT61 Nickli Üyeden Alýntý


    Alýntý Guests Nickli Üyeden Alýntý
    Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

    NECIP FAZILCIYIZ


    ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


    BEKLENEN

    • Ne hasta bekler sabahi
    • Ne taze ölüyü mezar
    • ne de seytan bir günahi
    • SEni bekledigim kadar

    • Geçti istemem gelmeni
    • Yoklugunda buldum seni
    • birak vegmimde gölgeni
    • gelme artik neye yarar
    • [/list]


    Necip Fazil benim için mana ile sesi içiçe sunabilen en iyi sairdir.Zaten Çile isimli eserinin sonunda siir hakkindaki "poetika" isimli bölümü okumaniz halinde serbest ölçüyü bir yerde savunamaz hale gelebilirsiniz.Serbest ölçünün kendi içinde çok kaliteli eserleri olsa da ben serbest ölçüyü kolayciliga kaçma olarak görüyorum."Gag" isimli programi izleyenler serbest ölçüyle yazilmis siirler için-son zamanlardaki kalite yoksunu olarlara ithafen- onlar da siir mi be,ben bile "ahmet naber geçen hamburger yemeye gittik,çok güzeldi" cümlesini degistirip siir yaparim:
    naber Ahmet
    gittik hamburger yemeye
    geçenlerde
    güzeldi hem de
    çok seklinde yazabilirim.Burada serbest ölçüyle yazan tüm sairlere laf atmak haddini bilmemek olur,ben sadece serbest ölçünün edebi kimligi gelismemis insanlarin tercih ettigi tür oldugu için daha az önemsiyorum.
    Siz bana Küçük Iskender'in siir kitaplari(!)ni görüp görmediginizi ve ne düsündügünüzü söyleyin.Bana göre onlar siir degil,sairin kendi egosunu tatmin ettigi yazilari.Misra kavrami dahi yok Küçük Iskender'de.Bana göre Küçük Iskender'in siirleri(!) serbest ölçüye vurulmus en büyük darbedir.Insanlarin serbest ölçü hakkindaki düsüncelerinin degismesine yol açabilmektedir.Iste size misra kavrami olan bir örnek:


    Sehsuvar

    I.

    gece saçlarina kadar sokulur, güzelligine
    atilan ilmiklere kadar ulasir. Koltukaltina
    kaç takim yildiz, burç saklar. Sehsuvar
    sig sikintilar ardinda derin bir havuz..
    dikdörtgen dudaklarda çok yuvarlak
    sözcükler var! Herhangi birine selam versen
    dagilmaya mecbur oluyor yüzün. Uzaklara
    gidecegim ben diyor delikanli, gobi çölüne..
    Tarih atlaslarinda yitirecegim her zerremi
    anlik bir yanilgidir diyor suçüstü alttarafi
    anahtarliklarin hüznü üstüne
    çift kisilik yataklar için yazdigim senaryolar
    yollar: derisiz ceninler gibi çirkindir
    yollar: tanrinin çocuk oyuncagi oldugu çagda
    islenmis günah-kirilmis ikona
    yollar: insanin kendi cenazesine
    geç gitmesi gibi bir sey! Özellikle!

    simdi saatbasi
    satranç oynayan sabikali beyoglu kaldirimlari
    utanca dogru atilan serinkanli
    serseri adimlari turfanda-radyodan ajans ve hava durumu
    ve muhallebiciler, daima kalabaliktir, daima terli
    içerde tavuk gögsü gözleriyle sevgililerimiz! Simli!
    ve öpüsenler ogullasan, siklasan zenci elleriyle
    o tekerlemeler söylenmeyecek! o bilmeceler sorulmaz!
    kaç parmagi çatirdar ki hüsranimin
    kaç cigeri siser ki raki siselerinde gömdügüm
    asklarimin. Aski geçelim. Onu geçelim,
    onu unut sehsuvar!
    ya da kimiltisiz bir kus ölüsü dünya müzelerinde
    beton baglayan aromali kanatlariyla kimiltisiz
    kimildar bir gün! Onu umut
    kimildatir degil mi
    kimildatir degil mi sehsuvar!
    saçmaliyorsun! Evine dön, o vicik vicik
    koynuna annenin, sabahligin arkasinda haydi!
    sirilsiklam memeler, ucu mantarla tikanmis memeler
    ve sato zindani dolaplarda bogdurulur
    porno dergilerinin sahsi derbederligi.. Direnis
    bir bakima
    - Haklisin de! - imparatorluk ahlagi,
    doyum seferberligi! Ve emilmis
    bir dili andiran dilsiz adi usancin
    bende gizlenen bedensiz bir ölümdü varsay
    ki fazlaca huysuz
    ki fazlaca havadar
    ah! Neden sütyen takmaz acaba uzamis adamlar,
    ayaklarina,
    yürümedikçe sarkmasin diye bacaklari!

    evet! üstüne üstüne yüklendikçe kaçar
    kaçar ha kaçar
    sevda katillerinin otellerdeki
    kilometrelerce kadinlardan çalip da
    baslarina geçirdikleri
    ten rengi külotlu çoraplar!

    kimsen de kalmaz birdenbire! Açtiklari yaradan
    kan bile akmayacak. Çogu küstah! Çogu simarik!
    vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
    vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
    sehsuvar! Sinirlara mayin döser bakislarin
    vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
    sik bir omuz devrimiyle bahari getir
    tavlalar kirilir, iskambil kagitlari savrulur
    görücüye çikan büyücü bir kiz oluverirsin
    patlamis yirmi ikilik ampul gibi
    patlamis misir seven
    misirli esmer çocuklarin
    tokluga açligi gibisindir
    vahsi bir at almis altmis dagi aramiza tasir
    yuvani, anneni bugün terkettin tirnaklarin arap
    ses duvarini asamaz sesin
    isik kirilir mi hiç
    birlesir yeniden adeta
    - kardes duasi çeker
    muskalar tutar -
    senin merceklerinde sehsuvar!
    Baksana sultan!
    dikdörtgen dudaklarda
    daha ne çok
    yuvarlak sözcükler filan var. Gülsen
    agizin düsüverecek ve kenarindan biraz
    çatlayiverecek kahkahan. Ve vahsi bir at
    alip bir altmis dagi daha
    aramiza tasiyacak! Ve vahsi bir atin
    bir hayat boyu süren
    saltanatina dönüsecek birden
    hasretlerle gitgide
    gitgide agirlasan zaman..

    II.

    maviden ögrenecegi çok sey olmalidir denizin
    yakisikli bir kadindir sehsuvar. Titredi mi
    gökyüzü de titrer, toprak da, deprem de titrer,
    onunla beraber umulmadik gülden fiskiran renk de!
    aynalar be sehsuvar, rujla boyanmis kirik aynalar
    zahiri görüntüler de sayilabilir, ahenk de!
    kasiklarinda kasim gibi çogalan
    susam ahirlara kilitlenir o atlar bilhassa
    meydanlar sevdanla, agrinla cilalidir. Olmasin mi?
    simit satan kimi çocuklarsa
    kördür, topaldir, mavidir
    bakirdir daha oysa!

    anne diye seslenir ölümlü çinarlarin
    disa vurmus toy köklerine sehsuvar, anne!
    kimsin sen?

    kimim ben der anne
    tekillikle kalaylanirken yüregi adamakilli
    killi erkek kollarinda. En zayif sesiyle
    aglar mi hiç! En karambol sesiyle
    aglar mi hiç! En matem
    sesiyle aglar anne!
    maviden kapacagi çok sey olmalidir denizin
    bir kere: anneler öncelikli diri kalsin, anneler
    orospu olmasin efendiler..

    nerede yasadigini bilmeyen bir vapur siyrilir
    uykularinda sehsuvar'in. Bütün shakespeare'ler
    bütün hamlet'leri düsünür. Balerin bir sabahtir,
    damlarinda ayakparmaklarinin uçlarinda yürür günes..
    tüyler, taç yapraklari, aman gürültü etmeyin!
    her anin
    hep bir susan insanidir sehsuvar.
    - sehrin surlarina, cemre olur
    düsüverir at cesetleri, biçaklarda festival var -
    henüz büyüyememis isyan
    henüz planlari yarim bir katliamdir sehsuvar!
    söndürülememis orman yangini gözlerinde
    sosyolojinin lümpenligi!
    söndürülememis kireç kuyusu gözlerinde
    erken uyanisin yasli ergenligi!
    iniltinin
    suya yansiyan gövdesidir sehsuvar
    hey! anlasana sultan!
    dikdörtgen dudaklarda
    daha ne çok
    acisiz iftiralar falan var..
    sehsuvar kurtulmak da ister
    kurtulusu neye bagimlidir;
    - cevap siklari -

    a) "30 nisanda hitler intihar etti. 7 mayista almanya teslim
    oldu!"
    intihar
    alnimi açti, beynime gerdi beyazperdesini
    kafatasimda bir kabile buldum sonra buzuldan
    okyanuslar buldum damagima açilan gözoyuklarinda
    östakimde birtakim kanun taksimleri
    birtakim kanun kaçaklari gibi esrarengiz is sonra
    - esrarli sigara içen bukalemunlarla küstük o sira -
    hangi birini bölsem ötekine
    digeri masasina çagiracak beni
    bardagimi doldurup ensemdeki tüyleri çekistirecek
    beni kambur burunlu sairlerle tanistiracak alelacele
    alelacele el sikisilacak, memleket meselelerinden
    söz edilecek alelacele ayaküstü, ayaküstü sarhos olunacak
    kusulacak ayaküstü alelacele
    yedi heceliler veya yedi uyurlar / uydurulacaklar
    uydurulacagiz alelacele! Vazgeçmem gerekecek belli
    omurlarimdan, omurgamin içine tramvay hatti dösenecek
    kizlik adini isleyecegim bekaretin tigla
    rönesansin kizlik zarina.. Leonardo! Leonardo!
    haminnem mona lisa'nin ta kendisi çikacak. Zorla sehsuvar
    atlar yine karsima çikacak, karsi çikacak ask
    hanim hanimcik! Aski geçelim. Onu geçelim.
    Onu unut sehsuvar!

    onaylansin lütfen
    uzay boslugunun karin bosluguma dolusmasi..
    sen! ruhumun organik hali!
    sen! gençligimin gergin birakilmis tek kasi.. Arkasi,
    sekilsiz bir dudak oldun yüzüme ikinci yeni
    metal bir safak oldun gögüme sorgusuz sualsiz
    siz! sehsuvar'i ve beni liflere ayiran
    kirpik diplerinden oluk oluk sperm gelen
    korkuluklar!
    milleti gerdanima toplayip
    parlak cesaretlere, oglancil ihmallere yürüdünüz
    pesinizden tükürecektim bir ihtimal, pesinizden,
    pencereme pencelerinizin hayasizligini sürdünüz
    kapilar sürgülendi, kapi önlerinde
    evde biriktirilmis kiz kurulari süngülendi
    allah kahretsin, kahrettiniz beni, cani ettiniz
    kendi bedenimde kendi kendime tecavüz ettim
    deli oldum, kül oldum, isliklasip durdum
    aruz vezni serçelerle
    romen rakami gerçeklerle
    dedim: bendim
    böcekler gibi sevisen o dostlarla
    tanidiniz mi?
    - Hayir! Pek çikaramadik!
    - Ama tanimaniz sart!
    Ah sultan! Ah sehsuvar!
    intihar
    alnimi açti, aklimi buldu, sana selam söyledi..
    ardindan, ne olabilir ki baska, iste birkaç
    çiyli sardunya, birkaç yarim kitap, sevilmesi
    oksanmasi eksik
    birkaç ölü kedi iste!.

    b) "Hiç sabahattin ali okudunuz muydu?"
    enteresan bir soru
    biraz düsününüz / biraz düsününüz / az
    istiridyelerden söz edin bana / ince çerçeveli
    gözlüklerden / piyer loti'den / amerikan barlarda
    ardiardina içilen dublelerin biyografisinden,
    örnegin bürokrasiden, geleneksel aydin
    terbiyesizliginin kronolojisinden, lobilerden,
    ortalarda bir yerden, farzimuhal katolik
    alkoliklerden / hadi! piyonlardan, pasli piyanolardan
    ispiyonlardan, kara sapkali sivillerden
    ya da durup dururken beliren
    sivilcelerden söz edin bana. Siz hiç
    sabahattin ali okudunuz muydu tan vakti
    okumadiysaniz, tam vakti dedi sehsuvar!.

    - sahi, tanimadiniz mi?!
    - hayir, pek çikaramadik!

    ne çok yuvarlak sözcük..
    ne çok artistik..

    c) "bir cüce ile çocuk arasindaki farki bana söyleyin hele,
    neden size düsman olsunlar ki?"
    sehsuvar! çabuk! yaslaniyorsun. Yaslandin mi
    Ölüler sevindirilmek isterler lacivert mezarlarinda
    hastahane köselerinde septik
    ellenmek filan hani eskaza
    kaç firsat vardir ki artik
    göz ilissin, silah kalksin, kulak duysun
    bir de ikide bir hortlarsa davalar ansizin
    avukat tirnaklar kemirilirken ceviziçi odalarda
    tek basina dogmanin
    bir basina kirlasmanin
    kendi kendini kirbaçlamanin acimasiz acimasizligi
    (ah! sultan! bir ceylan sizi-ezik büzük-üç büklüm)
    bu sehirde ya sen de vahsi bir at
    ya da olsan olsan
    kabuk baglayamayan
    dinsiz bir yara olursun!

    - sahi, tanimadiniz mi hala?
    - gene çikaramadik

    d) "Once there was a boy. He had no friends to help him.."
    - isminiz nedir, efendim?
    - gizlemek istiyorum. Söylemesem..
    - kaç yasindasiniz?
    - yirmi iki..
    - Nerelisiniz?
    - Istanbul'lu..
    - ne is yapiyorsunuz?
    - insanim..
    - evli misiniz?
    - hiç denemedim..
    - çocuklariniz var mi?
    - olabilir!
    - isimlerini söyler misiniz?
    - gizlemek istiyorum. Söylemesem..
    - burasi neresi.
    - psikiatri.
    - ben kimim?
    - bilmem. Siz bu yasa kadar bunu ögrenemediniz mi?
    - hangi yildayiz?
    - bu hangi gezegen? Tabii sizi üzmezsem ve yormazsam..
    - Hangi ay?
    - hangi sevgi, degil mi ama. Ilkin bu. Öncelik bu
    sorunun..
    - ayin kaçi bugün?
    - hepsini adlandiralim, bunu mu istiyorsunuz?!
    - evet efendim, son dünya harbine katilan devletleri bana
    söyler misiniz?
    - savaslari ülkeler ilan eder, insanlar yapar!
    - biz o harbe istirak ettik mi?
    - ben hiçbirine katilamayacak kadar, canliyi-cansizi
    seviyorum. Siz, katilmis miydiniz?

    sehsuvar! çabuk! kandiriliyorsun. Kandirildin mi?

    III.

    "sizler!
    hayatta yasamaktan baska gayesi kalmayanlar
    cografya bilmeden öpüsmeye çalisanlar
    sizler!
    yapisalcilar, ruhsalcilar, masalcilar,
    halciler, falcilar
    parmak izleri sifir, duruslari italik olanlar
    artik degeri cinine tonik yapanlar
    muhtelif muhterem darbeler
    heveslerde, tutkularda pür ihtilal.. geçinenler!
    sizler!
    geçinemeyenler, neme gerekçiler, emekçiler,
    emzikçiler, hainler, halidler, oglanlar!
    yolda saati baskasina sorup
    sigarasina ates alip
    sendikalarin apisarasinda elle doyuma ulasanlar! Sizler!
    aydinlar! aydingerler, kolay gelsinciler,
    asimetrik esinciler
    orospucuklar, osurukcular,
    üfürükçüler, geri zekali çocuklar! - ki sehsuvar'in
    anayasasi..
    mayistler, septemberistler!
    sizler!
    free gitaristler, peace veletleri, makinistler!
    din sülükleri! varolusçular: kapi komsularim!
    sloganin, olaganin sairleri!
    sosyal yanlari kapitalleri, kapitalleri
    yalnizca sogan-ekmek-sosyalizm olanlar!
    otuz yasina kadar solcu
    otuz-elli arasi sosyal adaletçi
    ellisinden sonra bunayip, otobüslerde
    bayanlara arkadan yaslanarak mutlu olabilen
    fevkalade entellektüellerimiz!
    captain black'çiler, bafra'cilar
    bir afra bir tafracilar, tasralilar
    vay gülüm dogu diyenler, yesinler seni müstehcen bantini
    mantigina yapistiranlar!
    piyanist-santörlerim: hormonlarim benim!
    marxist-santörlerim: kabaetimin kenarlari!
    sizler!
    liberaller, helaller, haramlar, sadrazamlar
    hamlar, hamcik agizlilar, popodan bacaklilar
    omuriliklerini testislerinde saklayan delikanlilar!
    amcalarim, teyzelerim; siz, homoseksüeller!
    feministler, androsantrikler, sosyal demokratlar,
    teokratlar, aristokratlar, sen sümüklü burjuvazi!
    oportünistler, optimistler!
    bir teselli ver'ciler, allah vergisi takilanlar,
    ögrenciler, saygin ögretim üyeleri, seks yildizlari,
    heyy! Sizler!
    arkadaslarim, alisamadiklarim; ellerim, ayaklarim!
    sizler!
    idealistler, egoistler, ütopistler, narsistler!
    Ben
    sehsuvar!."
    sig sikintilar ardinca yükselen havuz
    kirmizi balik, bozuk abajur, kullanilmis jilet
    sinirlara mayin döseyen bakislariyla
    siz olan sehsuvar!
    Ben
    sehsuvar!
    sig sikintilar ardinca yükselen buhar
    çocuklugunu yasayamadan büyümüs bir tümör
    kandirilmis, taninmamis kretuvar; unutulmus
    bir tornavida, hiçbir ise yaramayan çivi,
    sinirlara mayin döseyen bakislariyla
    siz olan sehsuvar! O sinirlar
    sizin sinirlariniz. Ben
    sehsuvar!
    sig sikintilar ardinca yükselen belediye otobüsü
    abonman biletlerimi sizler mi çaldiniz?!

    - daha önce karsilastigimiza
    eminsiniz, degil mi?

    IV.

    gece
    saçlarina kadar sokulur
    güzelligine atilan
    ilmiklere kadar ulasir!

    aski geçelim. Onu geçelim. Onu unutun!
    onu unut sehsuvar!

    ya da kimiltisiz bir kus olusu
    istiklal caddesi boyunca yatar!

    ah sultan!
    bir vahsi at almis altmis dagi aramiza tasir!

    gece
    saçlarina kadar sokuldu da
    güzelligine atilan
    ilmiklere kadar ulasti.
    biz
    sehsuvar
    ulasamadik!

    - heyhat! sehsuvar öldü de gitti bile
    hala onu filan taniyamadik!

    ah! sultan! ah! sehsuvar!
    dikdörtgen dudaklarda
    ne çok
    yuvarlak sözcükler vardi.
    hangi birini böldüm ötekine
    digeri beni kalabalik masasina çagirdi!

  20. #20
    Taner Uykuçeken - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.07.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Yaþ
    46
    Mesajlar
    2,735

    Standart

    Alýntý L-M^ Nickli Üyeden Alýntý
    Alýntý ARNAVUT61 Nickli Üyeden Alýntý


    Alýntý Guests Nickli Üyeden Alýntý
    Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

    NECIP FAZILCIYIZ


    ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


    BEKLENEN

    • Ne hasta bekler sabahi
    • Ne taze ölüyü mezar
    • ne de seytan bir günahi
    • SEni bekledigim kadar

    • Geçti istemem gelmeni
    • Yoklugunda buldum seni
    • birak vegmimde gölgeni
    • gelme artik neye yarar
    • [/list]


    Necip Fazil benim için mana ile sesi içiçe sunabilen en iyi sairdir.Zaten Çile isimli eserinin sonunda siir hakkindaki "poetika" isimli bölümü okumaniz halinde serbest ölçüyü bir yerde savunamaz hale gelebilirsiniz.Serbest ölçünün kendi içinde çok kaliteli eserleri olsa da ben serbest ölçüyü kolayciliga kaçma olarak görüyorum."Gag" isimli programi izleyenler serbest ölçüyle yazilmis siirler için-son zamanlardaki kalite yoksunu olarlara ithafen- onlar da siir mi be,ben bile "ahmet naber geçen hamburger yemeye gittik,çok güzeldi" cümlesini degistirip siir yaparim:
    naber Ahmet
    gittik hamburger yemeye
    geçenlerde
    güzeldi hem de
    çok seklinde yazabilirim.Burada serbest ölçüyle yazan tüm sairlere laf atmak haddini bilmemek olur,ben sadece serbest ölçünün edebi kimligi gelismemis insanlarin tercih ettigi tür oldugu için daha az önemsiyorum.
    Siz bana Küçük Iskender'in siir kitaplari(!)ni görüp görmediginizi ve ne düsündügünüzü söyleyin.Bana göre onlar siir degil,sairin kendi egosunu tatmin ettigi yazilari.Misra kavrami dahi yok Küçük Iskender'de.Bana göre Küçük Iskender'in siirleri(!) serbest ölçüye vurulmus en büyük darbedir.Insanlarin serbest ölçü hakkindaki düsüncelerinin degismesine yol açabilmektedir.Iste size misra kavrami olan bir örnek:


    Bazi insanlar kendini kaliplara sokmak istemezler ve kendi ideolojileri ve yasam tarzlarinida yaptiklari ise naklederler küçük iskenderde bunlardan biri gibi onun için siir de küfretmek ahlak disi yazmak gayet normal çünkü onlarin yasam tarzi bu misra kavrami yok demissin dogru peki SUNAY AKIN a ne demeli tak cümle de bütün anlatmak istedigini anlatip siir diye ortaya çikariyor iste 1-2 örnek


    Bir an önce görülsündiye AkdenizToroslar'da agaçlar
    hep çocukkalir







  21. #21
    Taner Uykuçeken - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.07.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Yaþ
    46
    Mesajlar
    2,735

    Standart

    Alýntý ARNAVUT61 Nickli Üyeden Alýntý
    Alýntý L-M^ Nickli Üyeden Alýntý
    Alýntý ARNAVUT61 Nickli Üyeden Alýntý


    Alýntý Guests Nickli Üyeden Alýntý
    Siirin belli kaliplarla yazilmasini mi savunuyorsunuz yoksa, serbest siirci misiniz?

    NECIP FAZILCIYIZ


    ÜSTAD in dogumunun 100 yili dolayisiyla bildiginiz gibi bu sene necip fazil yili ilan edildi ve hayatini konu alan ÜSTAD isimli birde film çekildi ins. seyredecez. üstadin hayati gerçekten çok ilginçtir dogum ve ölüm tarihi bile aynidir 25 MAYIS 1904 25 Mayis 1983 -size sairlerin sultanindan kisa bir dörtlük aktarayim.


    BEKLENEN

    • Ne hasta bekler sabahi
    • Ne taze ölüyü mezar
    • ne de seytan bir günahi
    • SEni bekledigim kadar

    • Geçti istemem gelmeni
    • Yoklugunda buldum seni
    • birak vegmimde gölgeni
    • gelme artik neye yarar
    • [/list]


    Necip Fazil benim için mana ile sesi içiçe sunabilen en iyi sairdir.Zaten Çile isimli eserinin sonunda siir hakkindaki "poetika" isimli bölümü okumaniz halinde serbest ölçüyü bir yerde savunamaz hale gelebilirsiniz.Serbest ölçünün kendi içinde çok kaliteli eserleri olsa da ben serbest ölçüyü kolayciliga kaçma olarak görüyorum."Gag" isimli programi izleyenler serbest ölçüyle yazilmis siirler için-son zamanlardaki kalite yoksunu olarlara ithafen- onlar da siir mi be,ben bile "ahmet naber geçen hamburger yemeye gittik,çok güzeldi" cümlesini degistirip siir yaparim:
    naber Ahmet
    gittik hamburger yemeye
    geçenlerde
    güzeldi hem de
    çok seklinde yazabilirim.Burada serbest ölçüyle yazan tüm sairlere laf atmak haddini bilmemek olur,ben sadece serbest ölçünün edebi kimligi gelismemis insanlarin tercih ettigi tür oldugu için daha az önemsiyorum.
    Siz bana Küçük Iskender'in siir kitaplari(!)ni görüp görmediginizi ve ne düsündügünüzü söyleyin.Bana göre onlar siir degil,sairin kendi egosunu tatmin ettigi yazilari.Misra kavrami dahi yok Küçük Iskender'de.Bana göre Küçük Iskender'in siirleri(!) serbest ölçüye vurulmus en büyük darbedir.Insanlarin serbest ölçü hakkindaki düsüncelerinin degismesine yol açabilmektedir.Iste size misra kavrami olan bir örnek:


    Bazi insanlar kendini kaliplara sokmak istemezler ve kendi ideolojileri ve yasam tarzlarinida yaptiklari ise naklederler küçük iskenderde bunlardan biri gibi onun için siir de küfretmek ahlak disi yazmak gayet normal çünkü onlarin yasam tarzi bu misra kavrami yok demissin dogru peki SUNAY AKIN a ne demeli tak cümle de bütün anlatmak istedigini anlatip siir diye ortaya çikariyor iste 1-2 örnek


    Bir an önce görülsündiye AkdenizToroslar'da agaçlar
    hep çocukkalir


    Ayak izleriki görülmez
    kar kelimesinin
    geçtigi her siirde
    yiyecek arayan
    serçenin


    Dürüst olalim beyler
    ilk adim sizden
    sökün savas gemilerinden
    can simitlerini



    Kokusu mahalleye yayilsin
    diye yaptigi yemeklerin
    aksamüstleri
    açik tutar penceresini
    yeni gelin



    bunlarin hepsi ayri ayri SUNAY AKIN siirleridir tek satir da siir

  22. #22
    Forumdan Uzaklaþtýrýlmýþtýr
    Üyelik tarihi
    29.05.2004
    Yaþ
    42
    Mesajlar
    380

    Standart

    Eger SIIR Yaziyorsaniz bir kaliba girmelisiniz.Basibos kalmaksa niyyet, varin nesir yazin

  23. #23
    Taner Uykuçeken - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.07.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Yaþ
    46
    Mesajlar
    2,735

    Standart



    Alýntý Kaya Nickli Üyeden Alýntý


    Mesela Orhan Veli'nin siirlerincen bazilarini ele alalim.


    Onlardan 1 tanesini ben yazmis olsaydim siz bana gülerdiniz. Ama Orhan Veli yazinca saygi duyuyoruz. Çünkü Orhan Veli kendisini kanitlamis durumda.


    neden bana othan velinin öyle siirlerinden birini sörlermisiniz


    anlatamiyorum mu hürriyete dogru mu bedava yasadik mi ör.veriseniz


    hepside çok güzel siirler


    HÜRRIYETE DOGRUYU akdeniz aksamlari sarkisinda haluk levent le hepiniz söylüyodunuz
    GÜN DOGMADAN
    DENIZ DAHA BENBEYAZKEN ÇIKACAKSIN YOLA
    KÜREKLERI TUTMANIN SEHVETI AVUÇLARINDA
    IÇINDE BIR IS GÖRMENIN SAADETI
    GIDECEKSIN..................



  24. #24
    l-m - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.06.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Mesajlar
    1,920

    Standart

    Alýntý ARNAVUT61 Nickli Üyeden Alýntý


    Alýntý Kaya Nickli Üyeden Alýntý


    Mesela Orhan Veli'nin siirlerincen bazilarini ele alalim.


    Onlardan 1 tanesini ben yazmis olsaydim siz bana gülerdiniz. Ama Orhan Veli yazinca saygi duyuyoruz. Çünkü Orhan Veli kendisini kanitlamis durumda.


    neden bana othan velinin öyle siirlerinden birini sörlermisiniz


    anlatamiyorum mu hürriyete dogru mu bedava yasadik mi ör.veriseniz


    hepside çok güzel siirler


    HÜRRIYETE DOGRUYU akdeniz aksamlari sarkisinda haluk levent le hepiniz söylüyodunuz
    GÜN DOGMADAN
    DENIZ DAHA BENBEYAZKEN ÇIKACAKSIN YOLA
    KÜREKLERI TUTMANIN SEHVETI AVUÇLARINDA
    IÇINDE BIR IS GÖRMENIN SAADETI
    GIDECEKSIN..................





    Adamin 3 tane siiri varbence,onlari saydiniz.Örnek olarak;sereserpe siirini okuyup bana ne anlattigini ve hangi duygular içinde oldugunu söyler misiniz?Benim için Orhan Veli'nin tarifi 3 sey ile mümkündür : Raki,balik,kadin.Saygilar.



  25. #25
    Taner Uykuçeken - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    31.07.2004
    Nereden
    Ýstanbul
    Yaþ
    46
    Mesajlar
    2,735

    Standart

    Alýntý L-M^ Nickli Üyeden Alýntý


    Sairlik biraz delilik gerektiriyor açikçasi ve ask sairin duygularini anlatmasina en büyük ilham perisi oluyor,bu ask mecazi bir varliga olur yahut ilahi farketmez hatta daga tasa bile olabilir...


    Öncelikle sunu söyleyim içki ve sigaradan nefret eden biri olarak ORHAN VELI nin yasadigi hayati savunacak degilim ama sadece 3 siiri var diyede basite indirmemek gerekiyor tamam sereserpe siirin okudumsairin sehvet duygulariyla yazdigi bir siir birazda mizansellik katmis olayaalintindada yazdigin gibi sairlik biraz delilik gerektirmiyormu 3 siire gelinceben ilk aklima gelenleri yazmistim siirle hiç ilgisi olmayanlatin bile siir say dediginde akla gelen bir siiri varsa dikkate alinmasi gerekiyor hangi siirmi ISTANBULU DINLIYORUM edebiyatin belkide en güzel siirlerinden birisidir.konuyu siir disina çikarmak istemiyorum ama türkiyede en fazla reyting alan pragramlar MAGAZIN[img]smileys/smiley11.gif[/img][img]smileys/smiley7.gif[/img]programlari oldugunuda unutma bardan pavyondan çikmayanlarin hayati türk insanina güzel geliyor



Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanýcýlar

Þu anda 1 kullanýcý bu konuyu görüntülüyor. (0 kayýtlý ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Rap, Hip Hop & Break Dance Tutkunlarý
    Konu Sahibi SiNo Forum Ganita
    Cevap: 928
    Son Mesaj : 02.06.2016, 14:27
  2. Þiir / Hikaye / Deneme Çalýþmalarýnýz
    Konu Sahibi Magnolia Forum Ganita
    Cevap: 89
    Son Mesaj : 06.08.2008, 15:40

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •