04.05.2004 Pazartesi, Saat:09.15
Türkiye Futbol Birligi (TFB) Binasi, Istanbul
- Hangisine yetisecegimi sasirdim. Sizde biraz anlayisli olun Ali Bey. Birazdan toplanacagiz zaten. Biz sizi gelismelerden haberdar ederiz.
- Tamam da Haldun, artik tadi kaçti bu islerin. Adam girmis sahaya, kaleciyi dövecek. Siz hala yok "anlayisli olun", yok efendim "birazdan toplanacagiz" falan filan. Toplanmaya ne gerek var. Kapatin sahalarini, olsun bitsin..
- Ya Ali Bey.. Sayin Baskan.. Tamam, bekleyin biraz.. Simdi kapatin telefonu. Ben sizi haberdar edecegim..
- Ben bilmem Haldun, gerekeni yapin..!
Her pazartesi günü TFB binasinda hareketli saatler yasanirdi. Ama bu sefer bir baskaydi. TFB Baskani Haldun Atasoy'un telefonu susmak bilmiyordu. Haftaya lider giren kulübün baskani Ali Yilmaz'dan hemen önce de, ceza verilmesi istenilen kulüp ile haftasonumaç yapacakolan kulübün asbaskani Erkut Güngör aramisti. Onun da istedigi ayniydi; saha kapatilsin..! Iyi ama isler öyle söylendigi gibi kolay yürümüyordu ki.. Daha komisyon toplanacak, gündem maddeleri masaya yatirilacak, "degerli büyüklerle" istisare edilecek. Duruma göre dosya, Ceza Kurulu'na sevkedilecek... "Hay Allah, bu hafta geçmek bilmez" diye hayiflaniyordu ki, telefonu yine çaldi.. Arayan "o" idi..
- Halduncugum, günaydin.
- Günaydin Efendim, nasilsiniz?
- Birak simdi sen beni de, su olaylari ne yapacaksiniz?
- Efendim, birazdan toplanacagiz. Artik hayirlisi..
- Bak simdi Haldun! Bu olay cezasiz bir sekilde kapanacak.
- Bir bildiginiz vardir Efendim ama bari siz yapmayin. Bir yandan Ali Bey, diger yandan Erkut Bey, "ille de saha kapatma" diye tutturdu. Arada birakmayin beni. Onlarla beni karsi karsiya getirmeyin lütfen..
- Ben onlarla konusurum Haldun. Simdi siz ceza verirsiniz, adamlar daha bir gaza gelir, daha bir istahlanir, ne bileyim daha bir hirsla motive olurlar. Bilirsin oranin adamini, sen de onlardansin.. "Hakkimiz yendi" edebiyati yapip, "biz onlara gösterecegiz" triplerine girerler.. Hiç gerek yok cezaya.. Hem bu sayede sizin de desteginizi aldiklarini düsünürlerler.. Biliyorsun, 2 gün sonra kupa maçlari var. Yorulurlar, kupayi almanin rehavetiyle de maça konsantre olamazlar. Sen hadiseyi "dostlar alisveriste görsün" hesabi Ceza Kurulu'na sevket.. Gerisi kolay..
- Kupayi almanin rehaveti derken??
- Yok, Haldun yok. Bunlar kupayi biz ne yaparsak yapalim alirlar. Normal sartlarda en az 5 atarlar. Biz karissak ise, 5 olmaz da 2 olur, yine onlarin olur.. Sen dedigim gibi dosyayi Ceza Kurulu'na sevket..
- Tamam Efendim, bakacagiz..
- Haldun!! Baksan iyi olur. Adamlar çok yaklasti. Dertsiz basimiza dert almayalim. Bu is, bu haftasonu bitecek...
05.05.2004 Sali, Saat 14.00
TFB Binasi, Istanbul
- Degerli basin mensuplari;haftasonu oynanan ve sahaya taraftarlarin girmesi nedeniyle dakikalarca duran o "malum" maçin dosyasi, tarafimizdan incelendi ve dosyanin Ceza Kurulu'na sevkine oy çokluguyla karar verildi.
- Sayin Paksu, sizce ceza ne olur? Saha kapatma mi? Seyircisiz oynama mi?
- Artik dosya Ceza Kurulu'na sevkedilmistir. Bizim ceza verme yetkimiz yoktur. Kurul'un verecegi karara göre hareket edecegiz..
- Sayin Paksu, Ali Yilmaz dün bir açiklama yapti. Olayin takipçisi olacaklarini söyledi. Yine Erkut Güngör de buna benzer açiklamalar yapti. Sizce karari etkiler mi?
- Bakin arkadaslar, Ceza Kurul'u tarafsiz (!) bir kuruldur. Kimsenin yönlendirmesiyle karar vermez. Hem bu konunun bu kadar gündemde kalmasi, yarin kupa finali oynayacak olan bu guzide kulübümüze zarar veriyor. Lütfen daha duyarli olalim. Simdilik bu kadar arkadaslar.. Iyi çalismalar..
06.05.2004 Çarsamba, Saat 23.30
Atatürk Havaalani, Istanbul
- Hepinizi yürekten kutluyorum çocuklar. Unutulmaz birgün yasattiniz bize. Biliyorum yeri degil ama bu kupayi, bir süre için unutmaliyiz. Haftasonu çok önemli maçimiz var. Sizler profesyonel futbolcularsiniz, yarin sabahtan itibaren aklinizda, sadece haftasonu oynayacagimiz maç olmali. Hadi çocuklar, hadi aslanlarim, göreyim sizi..
Eray Altug çok mutluydu. Baskanliginin ilk senesinde, kulüp, hem kupayi kazanmis, hem de sampiyonluga çok yaklasmisti. Çok mutluydu ama kafasinda cevabini arayan sorular da yok degildi.. "Haftasonu maç nerede oynanacakti?, Lobi kurbani mi olacaklardi? Ne yapmaliydi?" Bu sorular zihninde dönmeye devam ederken telefonu çaldi..;
- Baskan, tebrikler. Maçtan sonra pek konusamadik. Tekrar bir arayip, tebrik edeyim dedim. Bu arada iki senedir size kupayi ben veriyorum. Ugurlu mu geldim ne?
- Sagolun Haldun Bey, elbette ugurlu geliyorsunuz ama bizim takimin da masallahi var hani.. Nazar degmesin..
- Amin, Sayin Baskan, amin..
- Ne olacak bizim is Haldun Bey? Bir gelisme yok mu?
- Çikmaz oradan birsey Eray Baskan! Sen gönlünü ferah tut. Sembolik bir para cezasi verilir, olur biter..
- Hadi bakalim. Umarim öyle olur..
- Neyse Baskan, tekrar tebrik ederim. Uçagi bekliyorsunuz herhalde. Haydi, iyi yolculuklar..
07.05.2004 Persambe, Saat 14.00
TFB BInasi, Istanbul
-Degerli basin mensuplari; geçtigimiz haftasonu oynanan ve sahaya taraftarlarin girmesi nedeniyle dakikalarca duran o "malum" maç hakkinda Ceza Kurulu bugün toplandi. Mevz-u bahis olaylarin cereyan ettigi sahada, bir sonraki maç için güvenlik önlemlerinin arttirilmasina ve ilgili kulübün 2,5 Milyar para cezasi ile cezalandirilmasina oy çoklugu ile karar verilmistir..
07.05.2004 Persembe, Saat 16.00
Haftaya lider giren kulübün binasi, Istanbul
- Sayin basin mensuplari; açik ve net bir sekilde görülüyor ki, ülkemizde hukukun üstünlügü yok. Kim tarafindan ve nasil yönlendirildigini bilmedigimiz(!) Ceza Kurulu, bir futbolcuya darp edilen bir maçta, hiç birsey olmamis gibi davraniyor.Sampiyonluk yolunda önümüzü kesmek isteyenler olabilir. Ama unutulmasin ki, biz büyük bir camiayiz. Herseyin üstesinden gelmesini de biliriz! Taraftarlarimiz rahat olsun. Her cephede, sonuna kadar savasip, sampiyonluga ulasacagiz..
- Sayin Baskan, ceza verilmemesini neye bagliyorsunuz? Olaylarda provakasyon oldugu söyleniyor...
- Neyin provakasyonu arkadaslar? Kimseyi kandirmasinlar. Adam atlamis sahaya, kaleciyi dövecek! Birakin Allah askina. Kimi kandiriyorlar! Ama önemli degil. Su an lideriz. Biz kaybetmezsek, onlar kazansa da degisen birsey olmaz. Biz kendi maçimiza bakiyoruz. Kazanmak zorundayiz. Kimse sampiyon olmamizi engelleyemecek. Bu böyle biline.!!
08.05.2004 Cuma, Saat 11.00
Atatürk Havaalani, Istanbul
- Erkut Bey, futbol kamuoyunda bazi söylentiler dolaniyor. Bu maça fazla asilmayacaginiz söyleniyor??
- Biliyorsunuz, ben o bölgenin adamiyim. Biz sampiyonluktan uzaklastik. Biz olamayacagimiza göre, gönlümden, onlarin sampiyon olmasi geçiyor. Ama futbol, hatirla, gönülle oynanmiyor. Çikip, aslanlar gibi mücadele edecegiz..
- Kaptaniniz da onlarin sampiyon olmasini istedigini söyledi. Simdi siz de söylüyorsunuz. Dolayisiyla akillarda soru isaretleri kaliyor??
- Ne var ki bunda? Gönlümüzden geçen bu. Ama dedigim gibi bu isler hatirla yürümüyor. Kardes(!) kulubümüzün sampiyon olmasini elbette isterim. Ama bu maçi kazanmayi da istiyoruz. Kimse öküz altinda buzagi aramasin!
08.05.2004 Cuma, Saat 15.00
Haftaya lider giren kulübün binasi, Istanbul
Baskan Ali yilmaz'in keyfi yerindeydi. Purosunu yakti önce, sonra bir kahve istedi. Ardindan da söyle bir arkasina dogru yaslandi. Derin bir "ohh" çekti... Telefonuna yönlendi. Aradigi "O" idi..;
- Efendim, iyi günler. Nasilsiniz? Ben Ali.
- Alicigim, iyiyim, tesekkür ederim. Sen nasilsin?
- Ben de iyiyim Efendim, sagolun. Dediginiz gibi olaylara yön verdik. Erkut bir yandan "hatir, gönül" edebiyati yapti, ben bir yandan "hakkimizi yedirmeyiz" edebiyati yaptim. Haldun, onlara "sizinleyiz, arkanizdayiz" mesaji verdi. Artik sonrasi size kaliyor..
- Yahu Ali, helal olsun size. Süper bir is çikardiniz. Siz bundan sonrasini bana birakin. Ben Ihsan'la da konustum. Bu maçi kazansalar bile, haftaya Ankara'da tökezleyecekler. Sahi bu arada, öbür isi ne yaptiniz? Tribünlerini sizin taraftara verecekler mi? Hallettiniz mi aranizda?
- Tabi, tabi. Aynen dediginiz gibi yaptik onu da. Ancak para mevzusunu konusmadik. Artik sizin belirleyeceginiz meblagi, oraya gönderirim...
- Para sorun degil Ali. Bakariz çaresine. Hele su haftayi hayirlisiyla bir atlatalim da.. Yahu, adamlar yine hortlak gibi türediler basimiza. Ne güzel Hasan Hüseyin Ölmez zamaninda yürütüyorduk isleri. Ahh asi çocuk! Dinlemedi ki, sirf bir inat ugruna birakti baskanligi.. Neyse, biz önümüze bakalim..
- Haklisiniz efendim, görüsmek üzere..
09.05.2004 Cumartesi, Saat 21.00
Türkiye
Haftaya lider giren kulüp, SAMPIYON (!)
29.04.2005 Pazartesi, Saat 09.15
TFB Binasi, Istanbul
- Efendim, isler karisti. Geeçen seneki kadar kolay olmayacak. Zaten bildiginiz gibi aylardir protesto üzerine protesto! DIRENIS HAREKETIdiye birsey baslattilar. Devletin televizyonunu bile yönlendirir oldular! Baskanlari da gözünü açti. Kamuoyunu istedigi gibi yönlendiriyor.Bu hafta da, geçen sene sampiyon yaptigimiz kulübü yenip lider oldular. Oysa bütün hafta söylediginiz gibi hareket ettik. Yine de ise yaramadi. Ne yapalim simdi biz? Ali çaresiz, Erkut çaresiz. Ben zaten yeniyim, anlamam bu islerden..?
- Bülent, sakin ol! Yapacak birsey yok. Uyuyan dev uyandi, maymun gözünü açti. Bu saatten sonra ne yapsak bos..
- Ama Efendim..
- Ama'si yok Bülent! Yillar önce planlamasini yaptigimiz ve bugünlere kadar hiçbir aksaklik olmadan getirdigimiz, üstelik hiç yikilmaz sandigimiz sistem, malesef yikildi! Mükemmel bir plan oldugunu düsünüyorduk. Ama birseyi unutmusuz Bülent. Simdi anliyorum.. Onun için sonucuna da katlanacagiz..
- Unutulan neydi Efendim?
- Taraftar Bülent, taraftar..!
- Taraftar mi? Nasil yani? Bunlarin sayisi kaç ki Efendim? Bu çarkin dislileri arasinda, yeri geldi, 30 Milyon taraftari olan kulüp ezildi. Ben taraftar ile sistemin yikilmasi arasindaki bagi kuramadim..
- Anlamadin Bülent! Sayica çok taraftardan bahsetmiyorum. Ne yaptigini bilen, güçlü taraftardan bahsediyorum! Sayilari belki az ama etkileri çok. Çabuk demoralize olan, istedigimiz gibi yönlendirdigimiz o taraftar geride kaldi. Önceden herseye sinirlenip, paldir küldür bilinçsizce hereket ederlerdi. Bu da onlara zarar verirdi. Ama simdi öyle mi? Herseye sogukkanli yaklasiyorlar. Aniden ve hep birlikte seslerini yükseltiyorlar. Sonra geriye çekilip, olan biteni seyrediyorlar. Yanlis birseyler mi var, yine aniden ve hep birlikteolayin üstüne gidiyorlar. Taraftar bu denli bilinçli olunca da yönetimleri ve dolayisiyla da baskanlari daha güçlü oluyor. Taraftarindan aldigi destekle istedigi herseyi yapabiliyor. Dünyada hiç bir kulüp baskani yoktur ki, taraftarin destegini almadan yillarca baskanlik yapabilsin..
- Sanirim anliyorum Efendim. Buna acil bir formül bulamaz miyiz?
- Ugrasacagiz Bülent! Nasil yapariz bilmiyorum ama bir formül bulacagiz.
- Iyi de Efendim, lig bitmek üzere. Adamlar sampiyon olacak. Acil birseyler yapmaliyiz. Su an için ne yapmamiz gerekli? Bari onu söyleyin..
- Yapacak birsey yok Bülent! Efsane geri döndü! Biz istesek de, istemesek de EFSANE geri döndü...
Y. Oguz KIRCI
Zaman içinde Türkiye'de yasanan olaylari kaleme aldigim bu yazidaki kisiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.