Sevgili arkadaslarim,Trabzonspor sevdalilari,
Farkindayim çok uzun bir yazi ama mutlaka okumanizi ve tanidiginiz herkese okutmanizi rica ediyorum...
Asagidaki yazi Halkla Iliskiler Uzmani Prof.Dr.Metin Kazanci'ya aittir...Bu yaziyi internetin derin karanliklarindan tesadüfen bularak,BordoMaviNet'e,sizlerin de okuyabilmeniz amaciyla tasidim...
Yillardir,en ufakbir ayrintinin bile gözünden kaçmasi ihtimal dahilinde olmayan acar medyamiz,en son hangi maçta bilmem kaç tane korner kullanildigini,en son kaç yil önce bilmem kimin kaçinci dakikada sari kart gördügünü sip diye gözümüzün önüne koyan arastirmaci spor yazarlarimiz,envai çesit dilde kitap okuyabildigini iddia eden kültür seviyesi yüksek spor adamlarimiz,nasil olur da böyle bir yaziyi gözden kaçirirlar(!) insanin akli hafsalasi almiyor...
Türkiye?de futbol ve halkin önlenemez yanilgisi (Prof.Dr.Metin Kazanci)
Türkiye?nin uzun yillar önemli yanlislar yaptigi iyi yönetilemedigi,siyasal tercihlerin ülke çikariyla uyusmadigi,emegi ile geçinenlere büyük haksizlik edildigi bir çok örnek vardir. sözgelimi kurtulus savasini biz, yüzbin dolayindaki yurtsever ve kuvay-i milliye ruhuyla yogrulmus insanlarin sayesinde kazanmisizdir. ege?de isgal kuvvetlerine toptan gida satan ve yunan genelkurmayinin emriyle parasini pesin alan ticaret erbabi kurtulus savasina hiç destek vermedigi gibi dumlupinar?da düsmanin bozuldugunu duyunca üzüntülerinden kepenk bile kapatmislardir. bunlarin içinde gayrimüslim olanlarin yaninda müslüman türk olanlar da vardir. hatta bunlar çogunluktadir. ismet pasa?nin ?biz sadece düsmanla degil halkla da savasiyoruz? sözü bosuna söylenmemistir. yurdun her kösesinden çatlak ses çikmis, isbirligi isteyenler olmus, kemalistleri vatan haini olarak niteleyenler çikmistir. bu savasla halk vatani degil dini kurtarmak telasindadir. bu savas bu amaca dönük oldugu sürece halktan destek bulmustur. ama bu destek çok cilizdir. sonunda is yukarida da belirttigimiz gibi yüzbin insanin sirtinda kalmistir.
bir yönetici kesim olmadikça halkin tercihi dogruya, güzele fiilen yöneltilemez. ama ne var ki, siyasal olarak halkin büyük çogunlugu kendi çikarlarina ters düsenleri yeglemistir. seçtigi kimseler kendine tuzak kuranlardir. kendini geri birakanlardir. kendinin ekmegini elinden alanlardir. bu yaklasim, yillardir sosyal bilim literatüründe yadsinmis halkin hiçbir zaman yanlis yapmayacagi, tercihlerinin dogru oldugu söylene gelmistir. bu söylem, halki bosu bosuna yücelten, içerigi olmayan ve 19.yüzyilda kalmis siyasal yaklasimlarin bir sonucudur.
türk insani bir çok konuda yanilmistir. bu yanilgilardan bir tanesini futbolumuzda yasamaktayiz. türk halkinin futbolla ilgili olarak yaptigi tercihler, yanilgi halkalarindan bir tanesidir ve zaman zaman da önem kazanmaktadir. yine türk insaninin futbola yaklasimi, kendisi hakkinda çok daha net ve açik kararlar vermemizi saglayabilecek ip uçlarini tasir.
türkiye?nin % 90?i istanbul?un üç takimini tutar. bunlarin adi üç büyüktür. futbolun kaymagini bunlar yedigi gibi, ayni zamanda otomatige baglanmis bir rant akiminin da bekçi ve tasarimcilaridir. bu takimlarin pesine takilan insanimizin sergiledigi bu durumu baska hiçbir ülkede göremeyiz. fransa?da paris saint germain?i tutan marsilyali yoktur. çünkü marsilya ayri bir kimlik, ayri bir yasam biçimi, ayri bir çikardir ve paris?ten her yönüyle farklidir. hiçbir romali milan?i tutmaz. kendi kentinin degerlerine, kentsel kültürü ile birlikte futbolda da sahip çikar. bunun için takiminin mutlaka sampiyon olmasi ve sampiyonluga oynamasi gerekmez. yine bu ülkelerde futbol ranti sadece birkaç kulübe tahsisli degildir.
bizim üç kulübümüz için futbolcu yetistirme hiçbir zaman önemli bir amaç olmamistir. anadolu takimlarinda gözlerine kestirdikleri futbolculari parayla, söhretle kandirip aklini çelerler. bazen de futbolculari transfer dönemi öncesi kaçirip göz altina alirlar ve imza attirirlar. medyada sesleri hep ön plandadir. televizyon yayinlarindan aslan payini bunlar alir. bir anadolu takimina yenildiklerinde tüm medya ve özellikle bu kulüplerin amigo yazarlari akil almaz bahanelere siginirlar, hakemlere yüklenirler. maçlarda bu üç takim aleyhine kolay kolay düdük çalinmaz. tersi olursa günlerce gazetelerde ve medyada talihsiz hakemin özel hayatina kadar her sey didik didik edilir. federasyon yönetiminde bu takimlarin temsilcileri vardir. yine bu takimlar devlete vergi borçlarini pek ödemezler, iki de bir bunlar için özel indirimli vergi tarifeleri yürürlüge girer ya da ödeme kolayligi getirilir, borçlar zamana yayilir. devlet bunlara karsi yumusak karinlidir. cumhurbaskani da, basbakani da, genelkurmay baskani da bu takimlardan birini tutar. gazetelerde belirli bir takima endeksli amigo yazarlar bulunmaktadir. görevleri takimla ilgili, tarafli bilgi aktarmak ve yorum yapmaktir. zaten bu yüzden para almaktadirlar. kendi ülkesinde kimsesiz duruma düsen anadolu takimi için tek söz ya söylenir ya söylenmez. ama isin isletme açisindan mantigi da budur. çünkü üç büyüklerin galip geldigi haftalarda futbol gazetelerinin satisi katlanmaktadir. ülke insani kendi kentine ihanet ederek bu üç takimin pesine takilmistir. bilmez ki basina gelenlerin büyük bölümü istanbul?un bu ?zadegan? ve ?mütegallibesinin? yillardir sürdürdügü bir oyunun parçasi ya da sonucudur. anadolu? da bir çok kentin yari aç çocugu bu kulüplere kapagi atmak için çirpinip durur. istanbul ile hiçbir bagintisi olmayan, istanbul?a hayat boyu gitme sansi olmayan hatta stadyuma gittiginde yillardir pesinden kostugu kulübün tribününde oturamayacak olan insanlarin yanilgisi, kendi kentinin dogal degerlerini bir yana itip istanbul?un pesine takilan milyonlarca insanin ulusal yanlisi ve bilinçsizligi, kentini ve ülkesini nasil sevmesi gerektigini bilen kisileri üzmektedir. çünkü bu durum yalnizca bir futbol yanilgisi degil ayni zamanda toplumun belirli sorun ve olaylar karsisinda nasil davranacaginin bir göstergesidir. kendi kentinin ya da bölgesinin degerlerini koruyamayan ve böyle bir endisesi olmayan insanlarin baska sorunlar karsisinda da yanlisa düsmeyecegini kimse savlayamaz. iste size taze bir örnek : kendisini sahsen tanidigim manisa milletvekili erdogan yetenç, samsunspor yenilgisi üzerine, besiktas?in haklarini korumak sanki kendisine kalmisçasina, soru önergesi vermeye kalkismistir. ama hiçbir manisali da ?ey milletvekili sen besiktas yerine vestel manisasporun sorunlarina el at, ona yardimci ol ? dememekte, hatta onu destekleyen bir çok manisali bulunmaktadir. zaten sorun da buradadir. yenildigi maçlarda bile rakibinden güzel futbol oynayan ve üç büyükleri sik sik yenen gençlerbirligi bu maçlarda kendi kentinde, ankara seyircisi tarafindan yuhalanmaktadir. birkaç sene önce galatasaray antalya?da antalyasporu 3-0 yendiginde antalyalilar sokaklara dökülüp ? niye bize 5 atmadin? diye cim bom lehine tezahürat yaptiklarina ben tiksinerek sahit olmusumdur. ligde temsilcisi olmayan üçüncü büyük ilimiz izmir?in bu konudaki mukadderatini kuskusuz izmir?linin hatta ege?linin kendisi çizmistir. simdi ikinci ligde birbirleriyle ugrasmaktalar. bir de çesitli illerde sözgelimi konyali fenerliler, ankarali besiktaslilar, izmirli cimbomlar gibi isbirlikçi dernekler vardir. kendi kentlerinin degerlerine, öz kurumlarina alenen ihanet eden bu dernekleri, istanbul arada sirada yoklayarak, sirtlarini oksar.
yukarida örneklerle açiklamaya çalistigimiz yanlislar, özde baska yanlislarla bagintilidir, baska yanlislarin bir sonucudur. türk insani futbolda gereken yerde duramamistir. bu konuda ne yetenegi vardir ne de gücü. çünkü futbolda da su basini devler tutmustur. medya, bürokrat, isadami ve siyasetçinin destegiyle ve en önemlisi hiçbir seyin farkinda olmayan ve edebi hayati gazetelerin sadece resimli futbol sayfalarina bakmak olan , onat kutlar?in deyimiyle ?necip türk insaninin? bu konuda verdigi örnek, avrupa?da hatta belki de dünyada tektir ve bize özgüdür.