Tunga Liman: Biz sizin kitabýnýzla birlikte son dönemde yazýlmaya baþlanan kitaplarý, arþiv niteliðinde oldukça önemsiyoruz. Bu eski günleri anmanýn dýþýnda, aslýnda bugünlerde de yaþanan türlü sýkýntýlarýn geçmiþtekilerle benzeþtiðini ve onlarýn da türlü yokluklar içinde aþýldýðýný vurgulamak açýsýndan önemli. Yani ders çýkarýlmasý gereken çok nokta var aslýnda. Mesela 70’li yýllarda Trabzonspor’un birinci lige yükselmek için verdiði mücadele ve o stresi yüksek son maçlardaki hayal kýrýklýklarý aslýnda bizim 96 ve 2005 yýllarýnda yaþadýðýmýz hayal kýrýklýklarýndan çok da farký yok. Oysa görüyoruz ki, o dönemdeki Trabzonspor bu olumsuzluklardan pes etmek ve yýlmak yerine hýrslanarak ve her sene üstüne koyarak sonunda arzuladýðý baþarýya ulaþýyor. Ýþte tam da bu noktada geçmiþ o özel günleri bir daha hatýrlamak ve esinlenmek açýsýndan kitabýnýz çok deðerli. Bunun gibi örnek alýnacak çok bilgi var kitabýnýzda. Sizin bu kitabý yazarken de hedefiniz bu muydu?
Cevat Ocak: Tabi ki yukarýda da belirttiðim gibi Trabzonspor nasýl þampiyon olmuþtu, yýllardýr neden þampiyon olamýyordu. Bunlarýn çok iyi bilinmesini istiyordum. Özellikle de Trabzonspor’u yönetenler ve taraftarlar bunu çok iyi bilmesi gerekir. Mesela 1996 yýlýnda þampiyon olamadýk diye çoklarýmýz eleþtirdik. Oysa daha sonraki yýllarda da gördük ki lig ikinciliði veya þampiyonluða oynamak bile büyük bir baþarý idi. Yine Atay Aktuð döneminde olduðu gibi. Bu kitapta bir þeyi daha ortaya serdim ki, son yýllarda Trabzonspor camiasý öylesine bölündü ki, takým þampiyonluða giderken neredeyse birileri onu geri çekiyordu. “Ben varsam baþarý var olsun. Ben yoksam baþarý da olmasýn” mantýðý kulübü yönetenler veya yönetmeye aday olanlarý esir aldý. Daha doðrusu Trabzonspor’un nasýl yönetilmesi gerektiðini, kimlerin nasýl yönettiðini ve nasýl yönetemediklerini ortaya serdim bu kitapla. Ýnþallah okuyanlar bundan ders alýrlar.
Tunga Liman: Kitabýnýzda Atay Aktuð döneminde baþlatýlan 100 000 Üye kampanyasýnýn Derin Trabzonspor’un etkinliðine bir darbe vurduðunu ve bunun da kongreleri etkilemeye baþladýðýný söylemiþsiniz. Son kongreden kýsa bir süre önce Sn. Kenan Ýskender’in de 100 000 Üye Kampanyasýna muhalif bir demecini okuduk. O zaman belki de ilk kez Derin Trabzonspor’un 100 000 Üye kampanyasý hakkýndaki fikirlerini açýk açýk duymuþ olduk. Biz bu kampanyanýn kulübe maddi bir katký saðlanmasýnýn ötesinde faydalarý olduðunu düþünüyoruz. Sizin bu konudaki görüþleriniz nedir?
Cevat Ocak: Öncelikle þunu belirtmek isterim ki maddi kaynak saðlanacak diye her önüne gelen Trabzonspor gibi bir kulübe üye olmamalýdýr. Öyle birileri çýkýpta 100 üyenin, 300 üyenin aidatýný yatýrarak kulübe üye olunmaz. Kulübe üye olacak insanlarýn kulübü sahiplenmeleri gerekir. Bakýnýz o kampanya çerçevesinde üye sayýsý 19 bin dolayýna yükseldi. Peki son kongrede aidatý yatýrýlan kaç üye vardý. 6 bin civarýnda. Öyleyse nerede geri kalan üyeler. Demek ki, bu kampanya saðlýklý deðildi. Bana göre 100 bin üye kampanyasý yerine 100 bin taraftar kampanyasý daha yararlý olurdu. Ýnsanlarý Belli bir aidat karþýlýðý önce taraftar üye yapacaksýn. Onlara Trabzonspor taraftar kimlik kartlarý vereceksin. Onlarýn hem ürünlerden hem de biletlerden indirimli yararlandýracaksýn. Sonra kulübü sahiplenme durumlarýna göre iki veya üç yýl sonra üyeliðe kabul edeceksin.
Tunga Liman: Derin Trabzonspor tarifi belki de Derin Devlet kavramýndan yola çýkýldýðýnda itici geliyor ve olumsuz bir çaðrýþým yaratýyor. Aslýnda biliyoruz ki, Trabzonspor’da bahsedilen Derinlik ve Derin Trabzonspor üyeleri Trabzonspor’u ailelerinden bir fert gibi görülüyor. Zarar gördüklerinde müdahil olmak zorunluluðu hissediyorlar. Peki bu programlý bir örgütlenme midir, yoksa ayný tür düþünen ve münferit kiþilerin düþüncelerinin bir olmasý dolayýsýyla kullanýlan genel bir tabir midir?
Cevat Ocak: Bu bir örgütlenme deðildir. Bu bir fikir birliði, yönetiþim birliði, gönüldaþlýk, sahiplenme gibi bir þey. Derin Trabzonspor’u oluþturan insanlar bugün 55-70 yaþ arasýndalar. Siz zannediyor musunuz ki, 20-30 yýl sonra bu insanlar ölünce derin Trabzonspor olmayacak. Sebahattin Kundupoðlu, Rifat Dedeoðlu, Süha Akçay gibi isimler bu Derin Trabzonspor’un temellerini atmýþlar. Ama onlar öldükten sonra da Derin Trabzonspor özelliðinden ve gücünden hiçbir þey kaybetmemiþtir. Öyleyse bugün Derin Trabzonspor diye bilinen isimlerin de arkasýndan mutlaka yeni isimler gelmektedir. “Derin Trabzonspor”, Trabzonspor varolduðu sürece varlýðýný hissettirecektir.
Tunga Liman: Özellikle kongre süreçlerinde, Trabzonspor’da birlik beraberlik mesajlarý verilir. Bunun önemine vurgu yapýlýr. Bu söylenince hoþ olsa da özellikle 2000 kongresinden sonra pek de söylendiði gibi insanlarýn birleþmeye taraftar olmadýklarýný görüyoruz. Þahsi fikrim, birlik beraberlikten ziyade yarýþýn; ama nizami ve centilmenlik kurallarý içindeki bir yarýþýn olmasýdýr. Hatta adaylarýn kongreden çok önceden programlarýný, vaatlerini ve bunlarýn kaynaklarýný açýklamasýný gerekli buluyorum. Çünkü birlik ve beraberlik içinde, üzerinde uzlaþmayla yapýlan listeli seçimlerin sonucunun Trabzonspor’a fayda saðlamadýðýný görüyorum. Öyleyse biz camia olarak, bu tarz adil ve centilmence bir seçim yarýþý yapamýyor muyuz?
Cevat Ocak: Bakýn aslýnda 2002 kongresinde Özkan Sümer-Ahmet Aðaoðlu yarýþý, yine 2003 kongresinde Atay Aktuð, Ýskender Önal, Bahri Köse yarýþýnda, 2004 de Atay Aktuð - Osman Abanoz, 2005’de Nuri Albayrak-Ýskender Önal-Özkan Sümer yarýþmalarý medeni ve centilmenlik kurallarý içerisinde yapýlmýþtýr. Kitabýmda da belirttiðim gibi Trabzonspor’un iki önemli kongresi vardý. Birincisi 2000 yýlý kongresi, diðeri de son kongre olan 2008 kongresidir. Bu kongrelerin özelliði ve önemi Trabzonspor’un takým ve kulüp performansý olarak dibe vurduðu ve mutlaka kurtarýlmasý gerekmesidir. Bunun için baþta Derin Trabzonspor olmak üzere toplumun ve sivil toplum örgütlerinin topyekün kulübü sahiplenmeleri vardýr. Trabzon’daki saðduyulu kesim bu iki kongreyi de Trabzonspor’un kurtuluþu olarak görmüþ ve öyle sandýk baþýna gitmiþtir.
Tunga Liman: Aðaoðlu’nun iki adaylýk süreci de Türkiye’de eþine az rastlanýr olaylara sahne oldu. Ýlki seçimi kaybetmiþ ama en çok oyu almýþ olmasý, ikincisinde ise son günlerde adaylýktan vazgeçmesi idi. Her ikisi de gerçekten de eþine az rastlanýr olaylardý. Özellikle Trabzon dýþýndaki taraftarlar Aðaoðlu’na vizyonu ve söylemleriyle destek verdi ve hala veriyor. Oysa anladýðýmýz kadarýyla “derinlikler” onu kontrol edemeyecekleri bir güç gibi görüyorlar ve sürekli olarak müdahil olma ihtiyacýný duyuyorlar. Derinliklerin Trabzonspor’un menfaatlerini sürekli gözettiðini düþünecek olursak, o zaman bu iþe bu kadar istekli ve çalýþkan, hem de en zor dönemlerde yöneticilik yapýp, içinde bulunduðu yönetimde de baþarýlý olmuþ biri neden bunca hizmetten sonra sindirilemiyor sizce?
Cevat Ocak: Trabzonspor’un derinlikleri yönetimlerde görevli iken Ýstanbul’a gidip ulusal medyada atýp tutaný pek fazla sevmez. Üç kuruþ verip 30 kuruþ reklam yapýyorlar diye tepki de gösterir. Ahmet Aðaoðlu da zaman zaman derinliklerle iyi geçinir, zaman zaman da Ýstanbul’da öyle açýklamalar yapar ki, onlarý hepten karþýsýna alýr. Aslýnda Aðaoðlu Trabzonspor için yararlý bir yönetici. Özkan Sümer ile yarýþtýðý kongrede çok oy aldýðý için “Baþkan ben olmalýyým” diye tutturmasa derinliklerde daha sempatik karþýlanacaktý. Hatta derinlikler “Özkan Sümer ile bir dönem daha devam et sonra baþkan sensin” teklifini bile yaptýlar. Ama o etrafýný dinleyerek derinliklerle savaþý tercih etti. Bu savaþ onu Trabzonspor’dan uzaklaþtýrdý. Daha sonraki kongrede derinliklere yaslansaydý etrafýnýn bütün tehditlerine raðmen kongreye bir gün kala Trabzon’dan kaçmaz ve Trabzonspor’a baþkan olurdu. Bana göre Ahmet Aðaoðlu çok büyük bir fýrsatý kaçýrdý. Belki bugün hala daha Trabzonspor’un baþkaný idi. Çünkü, iyi projeleri vardý.
Tunga Liman: Trabzonspor belki de türlü sýkýntýlarýn sonucunda kongrede Atay Aktuð ismi üzerinde birleþti. Ben Aktuð yönetimini bir devrim olarak görüyorum. 100 000 Üye gibi ütopik gelen bir kampanyayý baþlatmasý bir tarafa, kulüpte çok ciddi kurumsal hamleler yapýldý. O tarihlerde Türkiye, Trabzonspor’un bir ilki daha gerçekleþtirdiðini ve spor kulüplerinin kurumsallaþma modeline Trabzonspor’un örnek olduðunu dillendirmekteydi. Bugün kurumsallaþma konusunda geriden izlediðimiz camialara bile korku salan bir Trabzonspor vardý. Sonra transfer baþarýsýzlýklarý, Anorthosis faciasý ve atýlan tüm olumlu adýmlarýn bir kalemde silinmesi ve sonucunda o günün konjonktürüne “uygun” bir adayýn baþkan olmasý. Tam da o dönem, benim þahsen “derinliklerden” müdahale beklediðim bir dönemdi. Oysa “derinlikler” Aktuð’u tutamadýðý gibi, içlerinden iki aday çýkararak liyakatini ispatlamamýþ bir baþka adayýn seçimi kazanmasýnda etkili oldular. Neden böyle oldu?
Cevat Ocak: Tamamen doðru. yukarýda da belirttiðim gibi derinliklerin kendi aralarýnda ikiye hatta üçe bölündüðün bir örnekti o kongre. Atay Aktuð’u da derinlikler getirdi. Ama ikinci yýlýnda Aktuð’a karþý oldular. Bunda Aktuð’un da hatasý yok deðil. Atay Aktuð, her þeyi ben bilirim havasý ile kulübü adeta tek baþýna yönetmeye kalktý. 2000 yýlýndan sonraki en baþarýlý dönem onun dönemidir. Kurumsallaþma adýna çok önemli adýmlar atýldý. Ancak, ikinci yýlýnda deðiþime uðramamýþ olsaydý, derinliklerle kavgayý seçmemiþ olsaydý bugün hem kendi baþkanlýðý devam ediyor olacaktý, hem de belki de Trabzonspor þampiyonluða ulaþacaktý. Ýkisine de yazýk oldu.
Tunga Liman: Son kongre sürecinden önce, eski baþkanýmýz Þamil Ekinci’nin bir açýklamasýný okumuþtum. Diyordu ki “Trabzonspor’un paraya ihtiyacý vardýr; ama paralý baþkana deðil. Yani paralý olmasý þart deðil.” Bu söyleme aynen ben de katýlýyorum. Trabzonspor marka deðerini yükseltecek ve ticari anlamda büyüyecek olursa, gerçekten de paralý baþkana deðil, parayý iyi idare edebilecek baþkana ihtiyacý var diye düþünüyorum. Ekonomik olarak bakýldýðýnda, þehir olarak Trabzon’un büyüme potansiyeli düþük görülüyor. Bu da Trabzonspor’un Trabzon dýþýnda da büyümesi gerektiðini iþaret ediyor. Örneðin Ýstanbul bunun için biçilmiþ bir kaftan. Benzin istasyonu da bunun iyi bir göstergesi. Sadece bu da deðil, taraftar potansiyelini ve bu potansiyelin maddi gücünün de görece olarak yüksek olduðunu düþünecek olursak, kulübün Ýstanbul ve diðer büyük illerde büyümesi doðru olmaz mý? Buna Derin Trabzonspor’un yaklaþýmý nedir sizce?
Cevat Ocak: Trabzonspor’un paralý baþkana deðil, parayý kullanabilecek baþkan ve yönetime ihtiyacý vardýr. Paranýn tek baþýna Trabzonspor’a felaket getirdiðini gördük ve yaþadýk. Onun için paradan önemlisi bilgi ve akýldýr. Trabzonspor’un Trabzon dýþýndaki tek varlýðý Ýstanbul Kartal’daki tesisleridir. Bu tesisler Trabzonspor’un Trabzon’dan yönetildiði, paralý deðil parasýz baþkan Faruk Özak ve yönetimi tarafýndan Trabzonspor’a kazandýrýlmýþtýr. Yine Parasýz baþkan Özkan Sümer’in limaný Trabzonspor’a kazandýrmak için ne kadar çalýþtýðýný ama baþaramadýðýný çok iyi biliyoruz. Paralý baþkan ve yönetimler bu gibi kaynak getirici iþlerle uðraþmazlar. Onlar günübirlik kulübü yönetirler. Kulübün her zaman kendi paralarýna veya paralý baþkanlara ihtiyaç duymasýný arzu ederler. Bunun için Derin Trabzonspor bu gibi baþkan ve yönetimlere karþýdýr.