Adanalı tipinde Başkomiser 22 senede Karakolda göremedim, senaryosu günümüz olayları ile hiç bağdaşmıyor, hele Bu Başkomiserin kızını işyerine getirdiği zaman, kızını kimse görmesin diye dosyaları çekerek kıskançlık göstermesi abes mi abes, yok böyle olaylar. Sonra İdil'in suçluyu kendisine aşık ederek onu yakalamak istemesi tam bir muamma, bütün konuları saçma sapan, bu Başkomiserin karakterini yazan Tayfun GÜNEYER polisiye senaryolardan sınıfta kalmış, bu akşam kesim kesim izledim, canım sıkıldı, patlayacaktım, Müdürü diyorki suçluyu oynatarak yakalar, gelsin de benim külahıma anlatsın onu, 3 metre dik duvarı aşağıdan yukarı iki hamlede tırmanan suçlular sokaklarda çirit atıyor, suçlular yakalanırken öyle artistik roller yapmaz, başka bir dünyanın polislerinin karakterini yazmış bu adam.
--Suçlu eski polis sevgilisi öğretmen olup olmadığını kaç bölüm oldu anlayamadı? bende filmin senaryosunu anlayamıyorum.
--Kurtlar vadisinden biraz ders alınması lazım. Zira orada bazı gerçekleri çesurca anlatabiliyorlar?
-- Bir kedinin çıkacağı delikten tuvaletten kaçan suçlular gördüm, bir tekerleğin altına kendisini rampa yapmış bukalemun hırsızlar gördüm, Çaldığı arabanın sol arka tekerleğinin iç yanağına kontak anahtarını gizleyen hırsızlar var, bunlar da hayal aleminde, ambulansla banka soyuyorlar da kimsenin haberi yok, bir ambulansın siren sesi ile o şehirde görev yapan başkomiserler hemen mandala basar hastane polislerini arar, nedir hemen bilgi ver diye ortalığı ayağa kaldırırlar, ne de olsa senaryo ya kötüsüde seyretiliyor, yok böyle polislik, başkomiserlik,