Buna belki bizim camiamızdan da örnekler verilebilir ama ben bunun dünyadaki en büyük örneklerinden birini vurgulamak istiyorum:
Trabzonspor'da oynayan tüm oyunculara "Profesyonel gibi oyna amatör gibi düşün" anlayışının aşılanması gerektiğini düşünüyorum. Yeni transfer ettiğimiz bir oyuncunun "Hedefim burada başarılı olup Avrupa'ya gitmek" gibi bir laf etmesinin ağır bir hakaret gibi algılanması gerektiğini düşüyorum. Trabzonspor'a gelecek olan bir oyuncunun "futbolda ulaşabileceği en yüksek yerdeyim" düşüncesine sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Yattara transferi ile canımız sıkıldı. Ben Trabzonsporluluk ruhunun kulübe hakim olmaması durumunda daha çok canımızın sıkılacağını düşünüyorum.
Atletic Bilbao takımından İsmail Urzaiz'i hiç bir güç ayıramaz. Adam ben futbolun en şerefli noktasındayım diyor. Profesyonellik anlayışının bizim kendi gerçeklerimizle örtüşmediğini düşünüyorum. Bu forumda yazan sevgili arkadaşalarımın yıllık geliri ne kadar Allah aşkına. En çok kazananımız Yattara'nın, Hasan Üçüncü'nün 2-3 haftalık maaşı kadar kazanıyoruz. Açlıktan öldük mü? Hangimiz sahip olduğumuz mertebeye gelirken Hüseyin Çimşir'den daha az emek harcadık, daha az sıkıntı çektik? Hangimiz bu kulüp için onlardan daha az fedakarlık yaptık? Bu insanlar yuvarlak bir cisme bizden daha iyi kafa ve ayakla vurabildikleri için bu kadar para kazanıyor değiller sadece; bizler maç bitiminde Olimpiyat stad'nda 4 saat trafikte bekleyip gece saat 02:00'da evimize gitmeyi tercih ettiğimiz için, Avni Aker'deki maçtan sonra ilçemize gidecek bir minibüs var mı diye sağa sola koştuğumuz için, elektrik paramızı ödemeyip forma aldığımız için, velhasıl bu takıma gönül verdiğimiz için o paraları kazanıyorlar. Bizim sevgimizle para kazanan insanlar yılda 300-500 bin euro fazla kazanacam diye bizi bırakıp gidemezler. Bu olsa olsa şımarıklığın, vefasızlığın daniskası olur.
Trabzonspor'da oynayan insanların Trabzonspor'u bir zıplama tahtası olarak görmemeleri gerekir. "Hedefim burada başarılı olup daha büyük bir kulübe gitmektir" diyen bir adamı ben anında kapının önüne koyarım. Bu sene çok para harcadık ama en sansasyonel oyuncumuzu kaybediyoruz. Hasan Üçüncülerin, Jabilerin şımarıklıklarını çekiyoruz. Trabzon profesyonel anlayışla futbol oynanacak yer değildir, olmamalıdır da...
Yusuf YILDIRIM
Konu agasaro tarafından (25.09.2008 Saat 09:08 ) değiştirilmiştir.
Trabzon aşkımız çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneşte kurusun; deniz misali buharlaşıp yağmur misali akar Ağasar vadisinden tekrar aşağı, olur kocaman kara bir deniz...
Buna belki bizim camiamızdan da örnekler verilebilir ama ben bunun dünyadaki en büyük örneklerinden birini vurgulamak istiyorum:
Trabzonsporlu olmak...
Zor ama güzel be kardeşim!
Agasaro( yahu hocam isimin yazsan da öyle hitap etsek...) Bu konuda o yada bu yok diye düşünüyorum. Hem o lazım hem bu..Geçenlerde bir yerde okumşutum mesela başarılı İngiliz kulüplerinde mutlaka Britanyalı yıldız vardır. Bir bakıma maya dır onlar diyordu. Bu fikir bize de uygun gibi geldi. Karıştır barıştır ( 12 eylülden kalmış aklımda )
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel
artık profesyonellik. . .
BİZE HERYER TRABZON!!!
Bordo Mavİ
Türk futbolunda en az yuvarlak olan toptur. . .
Profesyonellik.Bizim için alışması zor olacak ama profesyonellik
TRABZONSPOR DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞEHİR TAKIMIDIR
Profesyonelliğin de bir adabı vardır. Muvzubahis konu Yattara üzerinden açıldıysa bunun adına profesyonellik denmez. Başka bir şey denir de yeri burası değil.
Hakan KULAÇOĞLU: "Sabırlı, sistemli ve ekonomik, tüketen değil üreten bir Trabzonspor oluşturmak."
Murat
Trabzonspor'u zaten gfarklılaştıran da bu değil miydi. büyük başarılar bu şekilde gelmedi mi? Ha diyeceksiniz ki futbol endüstriyelleşti. Futbol artık bir tüketim maddesi. Ama birçoğu için hala bir aşk sancısı.
biz şampiyonlukları alırken de üç sülükler profesyonel ya da yarı profesyonel'di unutmayalım. Onlar hiç değişmedi. Ama biz değişmeye çalışıyoruz.
Kardeşimin yazdıklarına katılıyorum.
KAZIM YAŞIYOR, KAVGA DEVAM EDİYOR...
Trabzonsporluluk ruhu her futboluya nasip olmaz.hatta çoğuna.
ben her zaman trabzonspor derım . ama ıs futbolcu olmaya gelırse profesyonellık agır basmalı bence.
eğer futboldan bahsediyorsak;bu ikisini birbirinden ayıramayız...
- Forumumuza destek için lütfen günlük olarak reklamlara tıklayalım.
- Forum Kurallarına aykırı her türlü durumu lütfen butonunu kullanarak yönetim ekibine raporlayınız.
profesyonellik ama Trabzonsporuluk ruhuyla birlikte
gidenin ardından bole bağırıp çağıracaksak profosyonellik
...olay sonzuza dek yaşamak değil,esas olay hayatla barışık olmak...
kalbiyle oynayan futbolcu her zaman daha iyidir zaten şampiyonluklarımızı da bu şekilde kazandık eğer biz de istanbul takımları gibi olursak fırtına ihtilal efsanenin bir anlamı kalmaz
"Hedefim burada başarılı olup Avrupa'ya gitmek"
inanın bu laf benim çok zoruma gidiyor.. külübe gelip bunu sölediklerinde çok dokunuyor bana çünkü bana göre En büyük biziz!
"Kocaeli bizi ilk maçta 1-0 yendi. 'Hamsinin kafasını ezdik' başlığı attılar. Gazeteleri soyunma odasına astım. 20 dakikada skor 5-0 oldu. Bizde öyle bir güç vardı o zamanlar."Ali Kemal Denizci
Mülemmel bir örnek, Damiano Tommasi. Her futbolcu, hattâ herkes bu kadar âdîl olabilmeli.
http://english.peopledaily.com.cn/20...01_224719.html
Uzun süren sakatlığının ardından Roma'da sözleşmesini yenilerken takıma faydalı olamadığını ve olabilmesini de zor olduğunu söyleyerek Serie A'da bir futbolcuya ödenebilecek en düşük ücret olan aylık 1500 Avro'ya sözleşme imzâlamayı önerdi ve bu önerisi kabûl edildi.
Trabzonspor rûhu olmasa bile böyle şerefli, âdil, yüksek karakterli oyuncular istiyorum. Bu tanıma elbette ki takımını en kritik dönemde satıp giden büyük yıldızlar ve kovulduğu hâlde gitmeyen, yattığı yerden para kazanan "tekmeye kafa sokan" oyuncular giremez.
Stand-upçı başkan istemiyoruz!
en güzel örneklerden biri de şüphesiz totti dir
Olması gereken kadar profesyonel olmak kafidir nacizane fikrime göre.
Efsane kadronun,efsane oyuncuları geliyor aklıma.
"ne parası?takım bizim takımımızdı" diyen,halk ile ic ice olan oyuncular..
Profesyonellik cagın geregi dahi olsa,
Profesyonel olmanın sözlük anlamı kurt düşürüyor içime.Acıkcası işin icine 'para' girince.
Öz evlatcılık olarak algılanmasın anlatmak istediğim,
O efsane Trabzonspor,Türkiye'nin bir başka yüzüydü.
Trabzonspor benim gözümde hep
Siyasi boyutu dışarda tutarsak İspanyanın bilbao'su,
Almanyanın dortmund'u
ingilterenin west ham'ıydı.
Söylediğim gibi profesyonellik şart olsa da,
o Trabzonsporluluk ruhu ağır basıyor hep.
Şampiyon olana kadar!Oynayın sonuna kadar!Biz varız ölene kadar!Birimiz kalana kadar!
Bunların ikisini birbirinden ayıramazsın, iki meşru olgu birbirini tamamlıyor. Trabzonspor, Türkiye'de Profesyonelliğin temsilcisi olmuş bir kulüptür.
Gelmiş geçmiş futbolcularımızdan profesyonel olamayanların temsilcileri günümüzde dahi vardır profesyonelliği Trabzonda öğrenirler.
Trabzonsporluluk ruhu gölgesine sığınarak kendini gizleyenler Profesyonellik olgunluğu ile hemen fark edilir, Hasan, Jabi gibi.
Ancak; bu iki olgu Profesyonellik ve Trabzonsporluluk olmadan bir tamam meydana gelmez.
Yani biri Kemençe olur, diğeri de yay. Yoksa ses gelmez.
Biri Kilit olur, diğeri anahtar, biri olmazsa açılamaz, kapanmaz.
Profesyonellik özellik taşımayanlar,yetenekli dahi olsa, Ülkesinde Milli Takımda olsa bile Jabi olur.
Profesyonellik BORDO, Trabzonsporluluk MAVİ' dir.
BİR AĞAÇ BİR CAN, BİR CAN BİR TRABZONSPOR
Urzaiz ve Bilbao örneği hiçte iyi bir örnek değil.
Ne politik açıdan , ne de duruş açısından Trabzonspor , Atletic kadar homojen bir takım değil?
Buna gercek bir cevap verebilmek bulmak için başarı kavramından ne anladığımızı tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor.
eskiden professyönelik takimlarimizda sifirdi. bizde bu acigi TRABZONSPORLULUK RUHUyla kapatiyor sampiyon oluyorduk.
ama seneler gectikce rakiplerimiz profesyönelikte hizla ilerliyorlar. ve bizde TRABZONSPORLULUK RUHUyla yine olur sandik. ama olmadi...
ayak uydurmak zorundayiz, bu sebeple Professyönellik.
bu saatten sonra hedefimiz Trabzonsporluluk ruhuyla birlikte profesyönelligi alt yapimiza asilamak olmali. profesyönelik diszplindir, kücükten ögretmemiz lazim. bunu ögretirkende "oglum sen TRABZONSPORLUSUN" dememiz gerekiyor.
profesyonellik ve akıl lazım. misal bir takım sene başında milyonlarca dolar harcayıp bir kadro kuruyorsa, en değerli oyuncusunun "aniden" gidişine "önceden" tedbir alır. profesyonellik budur.
Siyasetin "bizden olduğu sürece" yer aldığı, karşıda olduğu zaman "siyasete bulaştığı" büyük kulüp/taraftar camiası Trabzonspor
bu gün transfer market sitesinin fatih tekke ile yapmış olduğu bir röpörtaj da gördüm;
muhabir soruyor "zeniti tercih etmenin sebebi neydi"
cevap "açık söylemek gerekirse, trabzona yüksek bonservis ödemesi. başka klüplerdende teklif alıyordum ama onlar bonservisime yüksek para vermek istemiyorladı"
bu ruh olmadıktan sonra profesyonel futbolcu içi saman dolu korkuluğa benzer. şartlar ne olursa olsun; ekmek yediğin yere ihanet ettiğin sürece sen asla profesyonel olamazsın. ve ekmek yediğin yerin çıkarlarını düşünmüyorsanda sen oraya ihanet ediyorsundur.
biraz düz bir mantık oldu ama işin özü şu
NA yeni şafakın sahibi. başkan olunca tam bir sayfa trabzon sayfası hazırlanır, o koltuktan indikten sonra gazetesindeki trabzon kısmı fenerin çeyreği kadardır. buna siz profesyonellik diyebilirsiniz (reyting olayı) ama ben sadece kanı bozukluk derim
bizde hiçbir zaman toplama yapılmaz, bazen çarpılır bazen bölünür bazende sıfırlanır
Trabzonda olması gereken trabzonsporluluk ruhudur ama aslında futbolun genelinde tabiki profluk daha önemli.
Muharrem Usta & Ersun Yanal & Akyazı. Trabzonspor'un Diriliş İçin Son Şansı.
Prfosyonelli çıktı çıkalı futbolda "Ruh" kalmadı..
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)