Başkanımız Sadri Şener'in Açıklamaları
Sadri Şener: Gökdeniz de değerli; ama ben Ünal, Hami ve Şota'ya yıldız derim
On beş sene önce köşesine çekilmişti. Sebep maddi sıkıntılardı. Şartlar onu yeniden göreve çağırdı. Kongre aralık ayında yapılamayınca biraz canı sıkıldı ama vazgeçmedi. Delegeler bir ay önce onu büyük oy farkıyla başkanlık koltuğuna oturttu.
Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'le bu söyleşiyi yaparken kendisini epey hazırlıklı buldum. Doğrusu bu denli özgüven saçan bir portreyle karşılaşacağımı düşünmüyordum. Ancak geçmişten gelen tecrübesi, spor camiasında kurduğu dostluklardan dolayı çok rahattı, ne yapacağından emindi. Transferde hızlı hareket etmek, doğru tercihler yapmak istiyor ve "Bu işi haziran ayına kadar bitirmek zorundayım." diyor. Şampiyonluğun iyi bir yapılanma ile geleceğine inanıyor. Başkan'ın, takımı, Gökdeniz'in ayrılışı, saha içinde olup bitenler, hakemler hakkındaki düşünceleri ise bir hayli ilginç. Okuyunca bana hak vereceksiniz.
15 yıl sonra yeniden başkanlık koltuğuna oturdunuz. Trabzonspor, eski Trabzonspor'a benziyor mu? Neler değişmiş?
Bir kere ekonomik anlamda çok şey değişti. Son iki yılda kulübe 15 trilyon lira nakit para girdi. Sponsorlar ile birlikte kulübün diğer gelirleri arttı. Geçen zaman içinde beni şaşırtan şey ise kulübü 15 memurla bırakmıştım, 170 memur var şu an.
Eskiden maddi sıkıntılardan dolayı başkanlığı bırakmıştınız? Şu anda da kulübün durumu çok parlak görünmüyor. Nasıl cesaret ettiniz?
Borcumuz da var, gelirimiz de. Bütçeyi yaptık. Şu anda bir sıkıntı yok. Haziran ayına kadar bitirmek istediğim transferde yanlış yaparsam tek sıkıntım o olur. Çok ince eleyip sık dokuyacağım.
Bir ilk yaşandı ve hukuki sebeplerden dolayı kongre aralık ayında yapılamadı, ertelendi. O süreçte "Bu işe nereden bulaştım?" diye düşündünüz mü?
Evet düşündüm. Ama bu iş biraz da heyecan meselesi. Ben bu heyecanları çok değişik şekillerde tattım. Yöneticilikten başladım, ikinci başkan oldum, sonra da başkan oldum. Kulübede hocanın yanında da bulundum. Şu anda amacım Trabzonspor'da taşları yerine oturtmak. Bunu kendime vazife sayıyorum.
Bayındırlık ve İskan Bakanı Özak'ın seçim öncesi size verdiği destekten dolayı 'Özak'ın adayı' olarak algılandınız. Bu durum sizi rahatsız etmedi mi?
Etmez. Neden etmez onu söyleyeyim. Faruk Bey, benim yardımcımdı. Benden sonra o başkan oldu. Faruk Bey, benim arkadaşım. İnsanın hayatında özel arkadaşları olmaz mı? Onunla aynı dönemde Devlet Su İşleri'nde staj yapmıştık. Faruk Bey, futbolu da çok iyi bilir. İyi de cemiyetçidir. Bir gece yaptık. Ben o kadar insanı çağıramazdım. Yaptı, becerdi. Sağ olsun.
Yönetim kurulu üyelerinden Ali Sürmen, Fatih ve Gökdeniz'in araçlarının kurşunlanması olayında suçlanan kişilerin avukatı...
Doğru doğru. Ama bu olayı tam olarak bilmiyorum.
Gökdeniz, bu yüzden mi ayrılmak istedi?
Hayır değil. Şimdi hukukta avukata şunu soramazsın: Niye bu davayı aldın? Hukukun içinde böyle bir soru yok. Sonra Ali ile Gökdeniz yan yana ev almıştı.
Peki siz Ali Sürmen'i listenize alırken bu durumu biliyor muydunuz?
Bilmez olur muyum. Gökdeniz'in ayrılmak istemesinin bu durumla ilgisi yok. Gökdeniz bana bundan 20-25 gün önce "Başkanım ben gitmek istiyorum." dedi. Ben de kendisine "Seni gönderemem, bana lazımsın." dedim. Israr etti, "Ben Trabzon'da oynayamam. Problemlerim var." diye. Ben o problemlerin bir kısmını biliyorum, bir kısmını bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum.
Bildiklerinizi anlatır mısınız?
"Tehdit ediliyorum. Korumayla geziyorum filan. Deplasmana gidince aklım evimde kalıyor" gibi. Yani Ali'yle ilgili bir sıkıntı yok. Şu da var. Gökdeniz, çok para kazanmak istiyor. Onu da söyledi. Bizden yanılmıyorsam 2,6 trilyon alıyordu. İki trilyondu. 600 daha ilave etmişler.
Bu, para az mı?
Bana göre çok kazanıyor. Ama çok daha fazlasını istiyor. Ben göndermek istemiyordum. Sonra yönetici arkadaşlara gitmişler. Rubin Kazan'la, Moskova'nın bir takımının yöneticileri benimle görüşmek istedi. Görüştüm. Onlara Gökdeniz'i sezon sonunda vermeyi teklif ettim. "Yok biz illa şimdi istiyoruz" dediler. Düşündüm, şu anda puanım 35. O zaman 32'ydi. Kendi kendime dedim ki neyin tartışmasını yapıyorum. Puanım olsa 50 diyeceğim ki adam bizde muazzam işler yapıyor. Bir de adam oynamak istemiyor. O zaman kulübün menfaatini düşünmek durumundayım.
Kulübün kasasına giren para net olarak 8,7 milyon Euro mu?
Evet 8,7 milyon Euro, artı Gökdeniz'e sezon sonuna kadar ödeyeceğimiz 378 bin Euro da var. Yani 9 milyon 78 bin Euro kasaya girmiş oldu.
'Gökdeniz yıldız değil' diye bir beyanatınız var. Kulübe 9 milyon Euro kazandıran bir futbolcu nasıl yıldız olamıyor?
Gökdeniz, ender yetişen futbolculardan biri. Tartışmasız özel bir yetenek.
Öyleyse böyle konuşmanızın başka bir nedeni mi var?
Hayır yok. Gökdeniz teorik olarak yıldızdır tabii. Ama ben, 35 puanımı 50 yapan futbolcuya gerçek anlamda yıldız derim.
Peki, sizin kafanızdaki yıldız tanımına uyan isimlere birkaç örnek verir misiniz?
Mesela Hami, Ünal. Maç kurtaran isimler. Şota. Var mı aksini iddia eden? Hep şu misali veriyorum: Konya'ya 1-0 yenildik. Konya, Fener'den 4 yiyor, öbüründen 5 yiyor. Benim yıldızım var. Hani nerede?
Peki yıldız oyuncu transferi konusunda taraftarlara müjdeli haberleriniz var mı?
Almak istediğimiz bu Tunuslu oyuncular Mehdi ve Chermiti hakikaten yıldız. İnşallah bir aksilik çıkmaz. İkisi de milli futbolcu. Biri forvette oynuyor, biri forvetin arkasında. Fransa'dan Nantes, Auxerre ve Almanya'dan Bayern Leverkusen takımları da bu 2 futbolcunun peşinde.
Bu oyuncuları size kim önerdi, maliyetleri ne kadar?
Bizim menajer Adnan Demir'in Fatih diye bir hocası var, Tunuslu, o önerdi. Birkaç defa gidip izlediler. Ben de Hüseyin Tok'u aldım gittim ve izledim. Mehdi ve Chermiti'nin transferini 3-4 milyon dolara hallederiz.
Transfer edeceğiniz bütün futbolcuları izleyecek misiniz?
Tabii, ama Hami'nin, Abdullah'ın, küçük Şenol'un tavsiye ettiği futbolcuları izlemeyeceğim. Milli Takım hocalarının tavsiye ettiği oyuncuları niye izleyeyim?
Nasıl bir plan çerçevesinde hareket ediyorsunuz?
Üç dört tane direkt oynayacak adam alacağız. İki üç tane de 18-19 yaşlarında genç oyuncu. Bakın Metin Diyadin, Gökhan Gönül'ü aldı. Bu oyuncu Fener'de. Serkan Çalık, Galatasaray'da. Uğur Boral mesela. Bakmamışlar, beğenmemişler. Şimdi ben Metin Diyadin ve Hami'nin söylediği isimleri neden almayayım? Ayrıca bu tür oyuncuların maliyeti de yüksek değil.
Kadronun iskeletinin Trabzonspor ve yöredeki altyapılardan yetişmiş futbolculardan oluşmasını arzu etmez misiniz?
Bayılırım. Ama yok, gelmiyor. İşte Barış. Bu oyuncu adam olacak belli. Ama başka yok. Altyapı derken sadece Trabzonspor'u düşünmüyorum. Çevre illere de baktırıyorum.
Gürcistan'a da bakıyor musunuz?
Arçil'e baktırıyorum. Orada Genç Milli Takım hocası. Yalnız şöyle bir şey var: Bu Almanlar oraya kamp kurmuş birkaç senedir. Bütün yetenekli futbolcuları alıp götürüyorlarmış. Maalesef bizde konuşmak meşhur. Hep anlatırım. Maçtan önce herkes kampa gelir, ziyaret eder. Yenilirsin. Kimse uğramaz. Herkes evine gitmiş. Bütün ihale sana kalmış.
Kadromuzun yüzde 50'si kalır
Mevcut kadronun yüzde kaçı seneye kalır?
Yüzde 50 kalır. Öbürleri gider. Kalan 8 maçtaki performans da önemli. 6-7 oyuncu alırız. Direkt oynayacak 4-5 tane oyuncu almamız lazım. Zaten zirveye oynamak için 6-7 süper adam gerekir. Öyle bir iki kişi ile olmuyor.
Beşiktaş maçında çok eleştirilen Erdinç ve kaleci Tolga hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben Erdinç'ten çok ümitliydim. Ama Beşiktaş maçında Holosko 76 metre koşuyor, bu 56 metre koşuyor. Dış kulvardan geliyor ve geçiyor. Bu olmaz yani. Gücün yetmiyorsa omuz darbesiyle durdurursun. Mesela benim kalecim formda olsaydı Beşiktaş maçı öyle olmazdı. Tolga bir o yana gidiyor, bir bu yana gidiyor. Kaleci arıyorum. Tolga çok yenetekli bir kaleci. Ama Konya maçında yediği golün aynısını bir daha yiyor. Gol yer kaleci, ama öyle yemez.
Tolga'nın bir sakatlık dönemi oldu. Biraz da ondan kaynaklanmıyor mu hataları?
Herkes Tolga'nın iyi kaleci olması için uğraşıyor. O da olmayacağım diye elinden geleni yapıyor. Böyle bir imkan kime veriliyor? Kaldı 6-7 maç, parçala kendini.
Fatih Terim, Antalyaspor'da oynadığı dönemde size Rüştü'yü tavsiye etmiş. Ancak siz düşünmemişsiniz. Beşiktaş maçında Rüştü o kurtarışları yaparken geçmişin pişmanlığı aklınıza geldi mi?
Geldi geldi. Ben Rüştü'yü almadım da, gittim Nihat'ı aldım. Üşendik oraya gitmeye. Hata yapmak insana mahsus. Ama ben hoca değilim.
"Ben futboldan anlamam" diye bir açıklamanız var. Gerçekten öyle mi?
Yok canım öyle değil. 17 yaşındaki bir futbolcu çok yetenekli mi onu tam bilemem. Yoksa anlarım tabii. Şöyle anlatayım. Tunus'a gittik Chermiti'yi izlemeye. Öbürü de var: Mehdi. Biri uzun, biri kısa. Hüseyin dedi ki ben uzunu daha çok beğendim. Anlattı bana. Her hava topunu, her yan topu alıyor. Başladım o gözle bakmaya. Baktım gerçekten dediği doğru. Hakan Şükür'e benziyor.
Göreve geldiğinizde 'Bu sene için bu takımdan bir beklentim yok' dediniz. Ersun Yanal'dan daha genç oyunculara şans vermesini beklemez miydiniz?
Daha 8 hafta var. Bu stresi atlatamıyorsun. İşte basın var, anlatamıyorsun. Hemen eleştiriler başlıyor. Ayrıca zor maçlar da var. Son maç F.Bahçe ile. G.Saray'la oynayacağız. Bu hafta Kayseri... Ayrıca benim komşu ilim var Rize. Ben Rize'nin aleyhine olacak bir şeye çok üzülürüm. Ben Rize için birini yenmem gerekiyorsa yenmeliyim. Karadeniz illerinin kalması lazım. Ama Rize kalmamak için elinden gelen mücadeleyi veriyor.
Ersun Yanal'la her halükârda devam edecek misiniz?
Her halükârda hiçbir antrenör için geçerli değil, Fatih Terim için de, Zico için de geçerli değil. Sezon sonunda tabii ki o da biz de bir durum değerlendirmesi yapacağız. Ama şu anda bir problemim yok benim. Ona soruyoruz alacağımız futbolcuları. Kendi kafamıza göre hareket etmiyoruz.
Hakemlerle ilgili ilk izlenimleriniz nasıl?
Şimdi hakem Fırat Aydınus, Konya'da Gökdeniz'i atıyor. Sonra da onu Rize maçına veriyorlar. Kesiyor, biçiyor. Şimdi Federasyon'u hemen eleştiremem. Yeni bir yönetim. Ama biraz dikkat etmeleri lazım.
Şimdiden bu kadar dertliyseniz... Galiba bu konuda hassas davranacaksınız?
Süleyman Atal'a söyledim (Federasyonda yönetici) bir Fener, G.Saray, Beşiktaş, Trabzon kolay kolay yapılacak camialar değil. Ama ben 100 tane Merkez Hakem Komitesi hemen yaparım. Bu kulüpleri hakem hatalarıyla dağıtırsan kolay kolay bulamayız. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Hakemler de önemli. Ama bunun bir tekniği var. Antrenman mı yapacaksın, ne yapacaksın. Mesela Bülent Yıldırım... Geçen seneki Beşiktaş maçından sonra bu maça da veriliyor. Ben o hakemin yerinde olsam Oğuz Sarvan'a derim ki: "Ya geçen sene ben bu maçı yönetmiştim, bu defa bana vermeyin." Ben Bülent Yıldırım'ın yerinde olsam çıkmazdım o maça. Ufacık çocuğu oyundan atıyor (Barış).
Beşiktaş seyircisinin Barış'ın atılmasından sonra Bülent Yıldırım'ın aleyhine eyyamcı diye tezahürat yapmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Bir defa galip olan seyircinin o tür hareketleri normaldir. O alkışı mağlup olduğu zamanda yapar mıydı? Galip olan takımların en kızdığım lafları, 'çok iyi oynadınız' filan. Bu, en ağrıma giden laftır.
En eski arkadaşım Aziz Yıldırım
Yanılmıyorsam Aziz Yıldırım'la sıkı bir dostluğunuz var.
En eski arkadaşım Aziz. Sonra Adnan (Polat). Aziz Yıldırım, ben, Metin Aşık, Köksal Özbek. Dördümüz Üsküdar Anadolu'da yöneticilik yaptık.
Futbol bilgisi anlamında sizden farklı mı?
Çok meraklı o. Ama futbol bilgisinin boyutunu bilemem.
Sizde hayranlık uyandıran kulüp başkanı var mı diye sorsam?
Mesela Aziz Yıldırım'ı beğeniyorum ama aksi taraflarını beğenmiyorum. Söylüyorum da ona. Mesela 'gazeteci fotoğrafımı çekmesin' diyor. Çeksin ne olacak? Onu azarlıyor, bunu azarlıyor. Onun tarzı öyle. Ama akşam dokuzda beni arıyor, bakıyorum kulüpte. Kendini bu işe adamış. Çok özel bir şey, kimse yapamaz bunu. F.Bahçe'nin sadece 61 trilyon forma geliri varmış.
Bana göre Trabzon en büyük
Trabzonspor tribünleri 6 taraftar grubuna bölünmüş durumda. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Evet 6 grup olduğu söylendi bana. Bunları birleştirip tek taraftar topluluğu daha şık olur. Eskiden sadece Çılgınlar vardı. Şimdi Gurbetçi'si var, Çılgın'ı var. Karşı tarafta birileri var. Bu konulara Mahmut Aksu bakıyor.
Trabzonspor'un da bir televizyonu olacak mı?
Saner Ayar (Show TV Genel Müdürü) sağ olsun. Kendisinin ortak olduğu lisans hakkı var. Bunu Trabzonspor için kullanıyor. Bizden 400 metrekare bir yer istiyor. Ona bir yer vereceğiz. Bizden televizyon için bir lira para istemiyor. Bütün anlaşmaları yapıyor. Paraları sponsorlara ödettiriyor.
Trabzonluların çok merak ettiği Akyazı Projesi'ni anlatır mısınız?
Akyazı'nın adını değiştirdim. Olimpiyat Köyü yaptık. Çünkü olimpiyattan dolayı o proje çıkar, başka çıkmaz. Şimdi Kıyı Kanunu'nda bir madde var; kıyıyı doldursan bile bir şey yapamıyorsun.
Siz de, G.Saray'ın Seyrantepe Projesi'nin bir benzerini mi uygulayacaksınız?
Daha farklı. Orada TOKİ var, bizde yok. Başbakan dedi ki, ben yatırımcı buldum. Sağ olsun. Mahcup da olduk. Hollandalı bir grup varmış. Bize bu projeyi yapacaklar. 30-35 bin kişilik her tarafı kapalı bir stadımız olacak. Kulübün kasasından para çıkmayacak. Ayrıca bu projeden sabit bir gelirimiz de olacak. 2012 olimpiyatlarına kadar yetişmesi lazım.
Borçları azaltabildiniz mi?
8 trilyona kadar düşürdük. Hazirana kadar biter. Çok iyi işler yapıyoruz, kimse bilmiyor. Gökdeniz diyor ki, ben ilk defa mağlup olduğumuzda da paramızı aldığımızı gördüm.
Seçimdeki rakibiniz İbrahim Hacıosmanoğlu geçenlerde yaptığınız geceye davet edilmediği halde kulübe 100 bin dolar bağışladığını açıkladı ve o geceye katılan 160 kişinin de 100'er bin dolar vermesini önerdi. Ne diyorsunuz?
Doğru söylemiş, teşekkür ederim. Bize yardım ediyor. Beni de bir sefer aradı. Ama artık bağış değil de hizmet vererek bir şey istemek lazım. Mesela loca satmak, kombine bilet satmak gibi.
Trabzonspor için 'en büyük' ifadesini kullanıyorsunuz. Bu söz nasıl bir felsefeye dayanıyor?
Fener'in bir basket takımı 15-20 milyon dolar. Biz daha mütevazı yaşayıp 4 büyük oluyoruz. Ben 215 bin nüfuslu bir şehrin takımıyım. Benim imkanlarım bu. Ben en büyüğüm tabii. Onun hasılatı bir trilyon. Geçen maçta bana kalan 36 milyar.
Gökdeniz teorik olarak yıldızdır tabii. Ama ben, 35 puanımı 50 yapan futbolcuya gerçek anlamda yıldız derim. Gerçek yıldız, Hami, Ünal ve Şota'ydı. Almak istediğimiz Mehdi ve Chermiti hakikaten yıldız. Nantes, Auxerre ve Bayer Leverkusen takımları da bu 2 futbolcunun peşinde.
Mevcut kadronun yüzde 50-60'ı kalır. 6, 7 oyuncu alırız. Zaten zirveye oynamak için 6-7 süper çok iyi adam gerekir. Öyle bir iki kişi ile olmuyor. Ben Erdinç'ten çok ümitliydim. Ama Beşiktaş maçında Holosko 76 metre koşuyor, bu 56 metre koşuyor. Gücün yetmiyorsa omuz darbesiyle durdurursun.
Aziz Yıldırım'ı beğeniyorum; ama aksi taraflarını beğenmiyorum. Mesela 'gazeteci fotoğrafımı çekmesin' diyor. Çeksin ne olacak? Onu azarlıyor, bunu azarlıyor. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon kolay kolay yapılacak camialar değil. Ama ben 100 tane Merkez Hakem Komitesi hemen yaparım.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=667701
Bütün sorularımıza cevaplar......