Ermeniler Türk Bayrağı Yaktı
Ermeniler Türk Bayrağını Yaktı
26.01.2007 21:21
Geçtiğimiz hafta suikasta kurban gazeteci Hrant Dink için Tahran'daki Ermeni kilisesinde düzenlenen ayin, Türkiye aleyhtarı gösteriye dönüştü.
Tahran'daki Kuzey İran Ermeni Kilisesi'nde düzenlenen yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı ilk tören kilisenin içerisinde gerçekleşti. Törende, İran Ermenileri lideri Serksyan, Ermenice yaptığı konuumada, Türkiye devletinin Ermenilere yönelik siyasetini kınadı. Serksyan konuşmasında, Dink’in Ermeni davası ve Ermeni tarihini araştıran bir gazeteci olduğunu vurguladı.
http://img246.imageshack.us/img246/3...testosuwt5.jpg
Kilisenin avlusunda yapılan ikinci törende ise daha çok siyasi ağırlıklı konuşmalara yer verildi. Konuşmacılar, Hrant Dink'in Türkiye’de sevilen özgürlükçü bir gazeteci olduğunu ifade etti.
Kilise avlusunda yapılan törende Dink'in konuşmaları, hayatı ve cenaze merasiminden görüntülerden oluşan bir sinevizyon da gösterildi. Konuşmalardan sonra kilisenin bahçesindeki sözde Ermeni soykırım anıtına çiçek koyan ve mumlar yakan Ermeni cemaat, Türk bayrağını da ateşe verdi. Ayine katılanlar, Farsça ve Ermenice sloganlar da attı.
kaynak:aktifhaber
düşünüyorumda böyler bir millet için ermeni olmayı slogan olarakta kabul eden Türkler siz türklüğe en büyük düşmanlığı yaptınız....
"Becerememe"nin sonu Ogün Samast mı?
Sağduyulu yaklaşımın için çok teşekkürler Ahmet… Ben yazarken arada baktım ve senin yazıyı gördüm, az kalsın “Benimkine gerek kalmadı” diye vazgeçecektim.
Arkadaşlar,
İki farklı, fakat birbirine bağlı konulardan bahsedeceğim:
Birincisi, bu gibi adrenalin dozu yüksek konularda BMN ahalisinin sara nöbetine yakalanmış bir hasta gibi davranması… Güya tartışmaya başlıyoruz, ancak perşembenin gelişi çarşambadan bellidir misali başlığın kapatılması kaçınılmaz oluyor.
Birkaç gün önce de benzer bir başlığı Ahmet (Badaloğlu) kapatmak zorunda kalmıştı, hem de “Bu konuları tartışmayı beceremiyoruz, açmayın şu başlıkları…” gibi ne yazık ki son derece haklı bir tespitle beraber…
Bu “becerememek” tanımı sizlere çok ağır gelmiyor mu? Neden beceremiyoruz? Hepimiz okumuş yazmış, hâttâ okumakta yazmakta olan, aklı başında insanlar değil miyiz? Yurt ve Dünya meselelerini neden salim kafayla, sağlıklı analizler yaparak, medeni insanlar gibi tartışamıyoruz?
“Burada sadece Trabzonspor konuşalım/konuşulmalı” anlayışı, şu “becerememek” tespitinin (tekrar ediyorum, ne yazık ki haklı bir tespit bu) sonucu üzerine bina edilmek zorunda kalınmış bir anlayıştır.
Bu çok büyük bir eksikliktir, çünkü bir ülkede birleşik kaplar teorisi örneğinde olduğu gibi sanat, siyaset, ekonomi, kültür, spor gibi unsurlar birbirinden bağımsız değildir. Hepsi karşılıklı etkileşim içindedirler.
Velhasıl, derdimiz zorumuz sadece Trabzonspor bile olsa, diğer bütün unsurlardan etkilenen bir derttir bu. Sonuçlardan şikayet edeceğiz, onların olumsuz olanlarını bertaraf etmek için kafa yoracağız, fakat sebepleri konuşmayacağız. Çünkü “beceremiyoruz.” Ne kadar sağlıklı çözümlere ulaşabiliriz?
Bir ülkede uygulanan siyasi, iktisadi, ahlaki, kültürel politikalar yüzünden açlık almış yürümüş, millet birbirinin karnını deşme noktasına gelmiş, bizse kaynatacağımız çorbanın markasından, cinsinden, ham maddesinden gayrısını konuşamıyoruz. “Hangi marka refah düzeyimizi istediğimiz noktaya yükseltir?” diye hababam nefes tüketiyoruz. Daha da acısı, onu tartışmayı da beceremiyoruz. (Aslında başka bir örnek verecektim ama bin türlü yere çekilebilir diye vaz geçtim)
Görüyorsunuz işte, malûm cinayetin Trabzon ve Trabzonlular ile; ve dahi Trabzonspor ile doğrudan ilgisi bulunuyor ama biz burada bunlar üzerine kafa yoramıyor, tartışamıyoruz. Sizce de bir yanlışlık yok mu bu durumda? Ne zaman, nerede, hangi platformda, hangi yaştan sonra tartışabileceğiz?
Bir grup Ermeni fanatiği bilmem nerede toplanmış da Türk bayrağı yakmışlar… Yahu Allah aşkına, bizim memlekette yakılmayan bayrak kaldı mı? İtalyanından, Fransızından, İngilizinden, Amerikasına kadar… Hangisinin itibarından bir damla yere düştü? Bizim itibarımız ne kadar yükseldi? Adamlar gözünü bile kırpmıyor, bir telefonla Türkiye’den bir gecede birkaç milyar dolar döviz çıkışı yapıyorlar, ertesi sabah bakıyoruz ki cebimizdeki paranın yarısı buhar olmuş… Sen burada istediğin kadar bayrak yak, istediğin kadar küfret… Sonra da İMF’nin bahşedeceği üç kuruş sadakaya (o da kimbilir neler karşılığında) kırk takla at…
Hrant Dink’ten ve dahası bütün bir Ermeni milletinden nefret edebilirsiniz. Ancak bu cinayetin Türkiye’nin etrafında olup bitenlerle son zamanlarda biraz fazla ilgilenmeye başlaması karşısında verilmiş bir göz dağı olduğunu görmüyor musunuz? Üstüne bir de zaten hayli zamandan beri pişirilen “Trabzonlu” sosu eklendi, tadından yenmez oldu. (Ki o da elbette oyunun çok ince bir parçasıdır) Şimdi işin yoksa tartış babam tartış, ne Musul kaldı ne de Kerkük… Ayrıca Trabzonlu’nun itilmek istendiği noktanın tam da “Hepimiz Ogün Samast’ız” noktası olduğunu lûtfen görün, anlayın… Silahsız bir adama arkadan kurşun sıkan hasta ruhlu bir gençle mi özdeşleştiriyorsunuz kendinizi? Bunun neresi mertliktir, delikanlılıktır?
Daha uzatmayayım, konunun derinlerine inmeyeyim.
Özelde BMN, genelde Trabzon(spor)lu, daha da genelde Türk insanı artık bu gibi konuları tartışabilecek olgunluğa kavuşmalıdır. Başta söylediğim gibi, meselemiz sırf Trabzonspor bile olsa, bu mesele ülkedeki diğer alanlardaki gelişmelerden birebir etkilenmektedir, onları sağlıklı bir şekilde tartışıp analiz edemezsek, burada yaptığımız işin havanda su dövmek kadar bile yararını göremeyiz.
Selam ve muhabbetle…