Büyük Türk Atatürk..
Mekanın cennet olsun ...
Yazdırılabilir Görünüm
Büyük Türk Atatürk..
Mekanın cennet olsun ...
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Atatürk'ü ve Cumhuriyetimizi kuran tüm büyüklerimizi anmak için sadece 10 Kasım'ı beklemediğimizi bil paşam.
Özlem ve saygıyla...
"1906 yılı, Mustafa Kemal sınıf arkadaşı Ali Fuad (Cebesoy) ile birlikte Manastır’da mektepten çıkarlar, bir yere otururlar. Derken birden bire Mustafa Kemal, Ali Fuad’a ‘’Elinde bir kâğıt var mı?’’ diye sorar. Elini cebine atan Ali Fuad, bir kâğıt bulur ve Mustafa Kemal’e uzatır. Kâğıda bir şeyler çizen Mustafa Kemal, kâğıdı tekrar Ali Fuad’a uzatır ve ‘’Fuad, şunu al, cebinin bir yerinde dursun!’’ der. Ali Fuad Paşa, alır kâğıdı, cebine koyar. Eve gelince ne olduğunu merak eder ve cebinden çıkarıp, kâğıda bakar.
Kâğıtta Misak-ı Milli’nin Türk hududlarını gösteren bir haritasını çizmiştir Mustafa Kemal. Yani 1919’da gerçekleşecek olan bir olayın sonucunu 1906 yılından ön görmüştür Ulu Önder."
(Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak)
Ruhu şad olsun.
Minnetle, saygıyla, sevgiyle...
Mekanı cennet olsun.
Allah Türk milletini bir daha kurtarıcı beklemeye muhtac etmesin... En çok da bu sebepten Ulu Önder, Gazi Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK Başbuğumuz'u anlamamız ve yolundan gitmemiz gereklidir.
Seni seven milletin, yolundan hiç ayrılmayacak PAŞAM!
Allah rahmet eylesin, minnettarız
Atamızı günlük menfaatleri uğruna seviyormuş gibi yapanlarda var. Ben geçmişten beri hep sevdim seveceğim....
Hataları vardır elbet ama bu milletin umududur , yeniden doğuşunun simgesidir.....
Allah (c.c.) rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
O zamanın kıt imkanlarıyla yaptıkları gerçek vefalı insanlarca hep hatırlanacaktır.....
Atatürk'teki üstün deha ve vizyondan bahsedeceğim ama, "Beni övmeyi bırakın, geleceğe dair neler yapacağız, onlardan bahsedin." diyor.
Her 10 Kasım gözlerimi yaşlatır, burnumu sızlatır.
Ruhun şad olsun. Mekanın cennet olsun büyük adam.
Atamızı saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyoruz. Mekanın cennet olsun.
Saygıyla anıyoruz
gelmiş geçmiş en büyük lider Atatürk. sonsuza kadar unutulmayacaksın
Ne senden geçeriz, ne de eserinden !
İyi ki vardın, iyi ki varsın !
Mekanın cennet olsun Gazi Mustafa Kemal Atatürk ...
Saygıla Anıyoruz.
Sayende Büyük Türkiyenin hedefi hep yüksek olacaktır... HEDEF DAİMA YÜKSEK
http://www.fotooptimum.com/photos/2017/11/10/91471.jpg
10 Kasım'dan bu yana, kuyruk acısı olanlar hala hareket halindeler.
"geç geldim geçitlerden geçerek...
soluk soluğa yoksul ovalardan, kayalara tutuna tutuna, ellerim paramparça...
devedikeni bozkırlardan yürüye yürüye, ayaklarım paramparça, vardım ama...
vardım, son dakikada vardım halkın kapısına,
tan sökerken vuruyorum, vuruyorum bir mektup var ...
geç geldim, güç buldum ama geldim, ama buldum...
gelinceye değin neler çektim...
kırk haramiler sardı beni, mektubu vermedim...
zalimler düştü ardıma, mektubu vermedim...
inançsızlar ormanında yolumu yitirdim,
para dediler vermedim, pul dediler vermedim...
zengin sofralar serdiler, bir lokma yemedim...
uykular sundular düş altını;
uyumadım, mektubu vermedim, mektubu getirdim...
ben bu mektubu 10 kasım perşembe aldım.
yola çıktım...
çok iş geçti başımdan, o günden bu güne veremedim!
çok iş geçti başımdan, bir türlü veremedim!
geçtim içli ve yanık bir ulusun gözyaşı pınarlarından...
trenine ateşler yakılan köylerden...
gece vakti ala mahşer istasyonlar...
ağıtların ulu şafağından...
geçtim umutlu ve yenik...
köy entitüsü gönen'de bir sabah çocukların halay halkasından, imece sevinciyle...
eşit rüzgarlarla boy atan halk çiçeği , kahrolasıca ellerinde geriliğin!
geçtim yaparak, yaratarak aydınların köprüsüyle karşı kıyısına halkın...
aşık veysel bağlamasıyla halkevlerinden,
sivas-erzurum demiryolunda genç mühendislerin dağdan dağa attığı köprülerden...
geçtim savaşa karşı, barışı kutsayarak...
polonya'da atlı karıncalar dönerken, savaş geldi, çocuklar vuruldu bahçelerde...
yurtta barış, dünyada barış, bayraklarda barış...
gül açan misak-ı milli sınırlarından...
geçtim uygarca, aydın...
anadolu güneşinde kızaran insanca üzüm nakışı aydınlığın,
sevinin , çalışmanın, açılmış kitapevlerinde yaprakları uygarlığın...
eflatun'un, şiller'in, çehov'un evrenlerinden...
geçtim fakir ve kırgın...
silolarca çürüyen yoksul buğdayın acısından,
yeşil keşfinden, sivas düzünden,
tutsak köylerimin insan, insan tüttüğü, sonsuz "ağa" topraklarından...
geçtim dargın ve utançla!
"demokrasi, demokrasi" diye laf ebelerinin bir taş üstünde söyledikleri on yalan!
isıtmadan yüreğini üşümüş halkımın, kardeş çorbasını soğutan ayrılık, gayrılıktan!
geçtim yunus emre'ce inanmış "tanrı uludur, tanrı uludur " diyen müslüman türkçenin, halepli arapçaya kul olduğu beş vakitlerden...
din tüccarlığında soyar halkımın gönlünü, oy alır satar çarşılardan !
geçtim öfkeyle ve aldanmış! bölüşürler bir ulusun rızkını bir büyük yağma oyununda,
derin açlığında uyurlar çırılçıplak vatandaş çocukların gecesinden...
geçtim lanetleyerek ve hınçla!
oturmuşlardı benim aşımın başına, son çorbama kaşık çalan o utanmaz suratları gördüm... geçtim o korkunç talan sofrasından!
ve toz... ve duman...
işte geçtim ellerim paramparça, ayaklarım paramparça ama mektubu getirdim!
diriliş, uyanış, kurtuluş içinde...
ister okuyun, ister okumayın...
ben görevimi yaptım! bu mektubu kapınıza bıraktım ...
yaşamak da ölmek de elinizde...
ben başkan'ın yanına dönüyorum;
yeni mektupları olabilir bir umut çayırı gibi süren kuşaklara !
bağımsız, halkçı ve kardeş,
Mustafa Kemal Türkiyesi'ni kuracaklara !
Ceyhun Atuf Kansu
her daim hatıranla. özlem ve saygıyla ATAM.
Yine bir 10 Kasım sabahındayız. İnsanın üstüne bir ağırlık çöküyor. O siren seslerini duymaya başladığında nasıl da hatırasının bu kadar canlı kalabildiğini anlıyorsunuz. Yol, okul, hastane fark etmeksizin bu ülkenin kurucusunu, kurtarıcısını unutmayan insanlarının o bir dakikalık duruşunda çok şey bulabilirsiniz.
Küçükken onu yeterince tanımıyordum. Bütün törenler, anlatımlar sıradanlaştırılmıştı-ki hala da aynı sıradanlıkla devam etmekte- dolayısıyla insan idrak edemiyor yaptıklarının büyüklüğünü. Ancak bilen, okuyan insanlar fikirlerini öğrenebiliyor, onu tanıyabiliyor. Zaman geçtikçe ülkede ülkenin kurucusuna edilmedik laflar bırakmayanların sayısı iyice arttıkça benim gibi birçok Türk genci Atatürk'ü okumaya, anlamaya başladı. Bir insan geometri kitabı okurken gözünden yaş damlar mı?
Hakkında yazmanın, konuşmanın yetersiz olduğu bir Türk büyüğü Atatürk...
Nice 10 Kasımlar geçecek ama evlatların seni nerede olurlarsa olsunlar hep hatırlayacak.