Borsa Sorunu Nasıl Çözülür?

Albayrak, Trabzonspor'un borsaya açılmasını da çok büyük bir hata olarak nitelendirerek, "Ekim ayı içinde borsaya 7 Trilyon ödeyeceğiz. Biz Trabzonspor yönetimine geldiğimizde kulübe 15-16 trilyon gelir kazandırdık. Trabzonspor'un geçmişte olduğu gibi iki defteri yok. Sadece bir defteri bulunuyor. Hesaplarımız ortada. Kulüp sürekli denetleniyor. Kulübü ekonomik yükten kurtarmak istiyoruz. Eğer Trabzonspor stat projesini gerçekleştirirse ilk işimiz borsayla olan ilişkimizi kesmek olacak. Biz geçmiş yönetim gibi futbolculara iyileştirme adı altında paralar ödemedik. Paramızı en iyi şekilde değerlendirip kullanmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

spor61.net



Bunu başka bir yolu yok mu? Trabzonspor borsadan çıkamaz mı hemen? Senede 7 milyon TL büyük bir yük. İşi bilen arkadaşlarımız cevaplayabilirler mi?

İşi bilmiyorum ama Trabzonspor gibi bir kulüp yılda 7 trilyon kar payı dağıtamamz.Dağıtmamalıdır.

biz mi daha iyi anlarız ekonomiden,borsadan yoksa iş adamı albayrak mı ? o işini bilir biz merak etmeyelim(!)

parayı en iyi şekilde değerlendirdikleride çok belli.

Borsaya açıldığımız zamanları hatılıyorum da. Atay Aktuğ Tv, Tv dolaşıp borsaya nasıl açılacağımızı, gelen paraların yatırımda kullanılacağını, Trabzonspor'un halka arz tarzı ile yatırımcısını en çok memnun edecek kulüp olacağını. En fazla temettü dağıtan kulübün Trabzonspor olacağını söyleyip duruyordu. Hepimiz heycanlıydık tabi ki. Trabzonspor'un adını borsadaki şirketler listesinde görmek bize gurur verecekti. 4 büyük kulüpten biriysek onlar girdi biz de girmeliydik borsaya. (bu mantık biraz sakat). Bu konuda bilgisi iyi olanlar bu işin görüldüğü gibi olmadığını Trabzonspor'un geleceğinin ipotek altına sokulduğunu, kulübün her sene 5, 6 trilyon para ödeyeceğini, halka arz ile Trabzonspor'un bütçesinin %25 küçüleceğini bunun da bu yönetimden sonra gelecek yönetimlere zorluk çıkarabileceğini, bütün bunlara rağmen borsadan gelen para yatırımda kullanılırsa Trabzonspor bu açığını yeni yatırımıyla kapatabiliceğini, hatta kara da geçebileceğini söylemişti. Ancak maalesef borsadan gelen 20 milyon dolar civarı para iyileştirme adı altında futbolculara ve kulübün diğer giderlerine harcandı. Bir kısmı ile hisseler geri alınmaya çalışıldı.

Şu anda ise borsa bize yük olmaya başladı. O dönemlerde bazı arkadaşlarımızın öngörüsü haklı çıktı. Herşey borsadan gelen paranın olumlu işlerde kullanılmasına bağlıydı. Bu yönde de büyük bir beklenti vardı. Ancak para çok alakasız şekilde harcandı. Enazından o para transfere harcansaydı da şampiyonlar ligine katılıp tarihimize yeni bir başarıyı da ekleyebilseydik. Ancak ne yazık ki olmadı. Transfer bile yapamadık o sene büyük bir hüsran yaşadık, varlık içinde yokluk yaşadık. Bu borsa işi bize pahalıya patladı. Kulübün bütçesi %25 küçüldü. Bu da büyük hedefleri kovalamak isteyen Trabzonspor'un borçlanması demek. Atay Aktuğ'un görevi bırakırken 20 trilyon borçla bırakmasına şaşmamak lazım. Atay Aktuğ'un bir çok icraatı güzel giden saha sonuçları yüzünden fazla konuşulmadı, araştırılmadı, gündeme gelmedi.

Şimdi ne yapılmalı, borsadan çekilme diye bir şeyin olacağını sanmıyorum, Trabzonspor kulübü aracı şirketlerle anlaşıp borsadaki hisseleri geri alarak bu durumdan kurtulabilir. Bunun için de 15, 20 trilyon gibi bir para lazım. Bu da başkanın dediği gibi stat vb projelerle gerçekleştirilebilir. Aksi durumda geleceğimiz gerçekten parlak değil, kulüp resmen ipotek edilmiş gibi.

ben albayraka katılmıyorum sen şuan albayrak o paraları yiyon sen geldiğinde yönetime kasada borsadan gelen paralar vardı denetliyolarmış hadi ordan yani hala şu adamı savunan arkadaşlar yokmu atay beyle kıyaslamayın ninde biri olamaz

Alıntı:

---

Emorfo Nickli Üyeden Alıntı

Borsaya açıldığımız zamanları hatılıyorum da. Atay Aktuğ Tv, Tv dolaşıp borsaya nasıl açılacağımızı, gelen paraların yatırımda kullanılacağını, Trabzonspor'un halka arz tarzı ile yatırımcısını en çok memnun edecek kulüp olacağını. En fazla temettü dağıtan kulübün Trabzonspor olacağını söyleyip duruyordu. Hepimiz heycanlıydık tabi ki. Trabzonspor'un adını borsadaki şirketler listesinde görmek bize gurur verecekti. 4 büyük kulüpten biriysek onlar girdi biz de girmeliydik borsaya. (bu mantık biraz sakat). Bu konuda bilgisi iyi olanlar bu işin görüldüğü gibi olmadığını Trabzonspor'un geleceğinin ipotek altına sokulduğunu, kulübün her sene 5, 6 trilyon para ödeyeceğini, halka arz ile Trabzonspor'un bütçesinin %25 küçüleceğini bunun da bu yönetimden sonra gelecek yönetimlere zorluk çıkarabileceğini, bütün bunlara rağmen borsadan gelen para yatırımda kullanılırsa Trabzonspor bu açığını yeni yatırımıyla kapatabiliceğini, hatta kara da geçebileceğini söylemişti. Ancak maalesef borsadan gelen 20 milyon dolar civarı para iyileştirme adı altında futbolculara ve kulübün diğer giderlerine harcandı. Bir kısmı ile hisseler geri alınmaya çalışıldı.

Şu anda ise borsa bize yük olmaya başladı. O dönemlerde bazı arkadaşlarımızın öngörüsü haklı çıktı. Herşey borsadan gelen paranın olumlu işlerde kullanılmasına bağlıydı. Bu yönde de büyük bir beklenti vardı. Ancak para çok alakasız şekilde harcandı. Enazından o para transfere harcansaydı da şampiyonlar ligine katılıp tarihimize yeni bir başarıyı da ekleyebilseydik. Ancak ne yazık ki olmadı. Transfer bile yapamadık o sene büyük bir hüsran yaşadık, varlık içinde yokluk yaşadık. Bu borsa işi bize pahalıya patladı. Kulübün bütçesi %25 küçüldü. Bu da büyük hedefleri kovalamak isteyen Trabzonspor'un borçlanması demek. Atay Aktuğ'un görevi bırakırken 20 trilyon borçla bırakmasına şaşmamak lazım. Atay Aktuğ'un bir çok icraatı güzel giden saha sonuçları yüzünden fazla konuşulmadı, araştırılmadı, gündeme gelmedi.

Şimdi ne yapılmalı, borsadan çekilme diye bir şeyin olacağını sanmıyorum, Trabzonspor kulübü aracı şirketlerle anlaşıp borsadaki hisseleri geri alarak bu durumdan kurtulabilir. Bunun için de 15, 20 trilyon gibi bir para lazım. Bu da başkanın dediği gibi stat vb projelerle gerçekleştirilebilir. Aksi durumda geleceğimiz gerçekten parlak değil, kulüp resmen ipotek edilmiş gibi.

---

15 20 yetse iyi

millet satmazki çünkü farkında mecbur almak zorunda trabzon hisselerini

ancak trabzonsporlular verir gibime geliyor

manu nun hisselerini alırken grazerler
milyonlarca dolar harcadı %1 hisse için

Türkiye de 4 büyük kulüp borsadan dertli en az yarayı fenerbahçe almış sanırım.Dünya da borsadan kar eden çok az kulüp varmış dergide okumuştum onlarda hepimizin bildiği dünyaca ünlü kulüpler

Valla bende bu hisselerden almıştım. Ama gel görki ne aradım ne sordum. Şu anda da akıbeti hakkında bir bilgim yok

kulüp de ekonomi ile ilgilenen biri olması lazım bu adam illa trabzonspor'u tutacak diye bişey de ayrıca kulüpde satış müdürü de olması lazım.Örnek verirsek hollanda da PSV kulübünün 2.5 milyon taraftarı var ts nin 3 de 1 i kadar taraftarları var yani ama kulüp o stadı 30 kişiyle dolduruyo ve kulüp ürünleriyle inanılmaz kar yapıyo ayrıca staddaki dükkan kiralarından toplam 7 milyon euro kar yapıyo bu tür kulüplerin modelleri örnek alınmalı bence az taraftarları var ama kullanmasını çok iyi biliyorlar

Eski yönetimleri savunmak için söylemiyorum ama bu yönetim bugune kadar neyi doğru yapmış ki eski yönetimleri suçluyor.. Ayrıca 20 m dolar borcu olduğu söylenmiyor muydu bu kulup ? bu kadar borcu olan kulüp nasıl oluyor da o kadar para dagıtıyor.. Ya da 15m euro degerinde futbolcu satıp bedavaya Adnan, Serkan ve jabi gibi genc! yıldızları transfer eden bir kulüp nasıl oluyorda bu kadar borcu oluyor..

Neyse, şu aralıka yı bir an önce gelse de kurtulsak şu Trabzonsporlu olduklarına bile inanmadığım yönetimden..

Alıntı:

---

Travelair Nickli Üyeden Alıntı

...Biz geçmiş yönetim gibi futbolculara iyileştirme adı altında paralar ödemedik...

---

Gecmis Yönetim 3-4 futbolcuyla yeni sözlesme imzaladi ama hesabini yaparak yapti bunu. Serkan Balci gibi siradan bir futbolcuya yilda 1,2 milyon ödemiyor. Albayrak geldigi günden beri kulübü yemeye basladi.

sattığı topçuların parasıyla ödesin!cebe atmadı ya o paraları!sanki dersin 8-9 milyon dolarlık transfer yaptı da parası yok! konuşmasın fazla,ağzıyla kuş tutsa gözümde değeri yok!

ona tek saygım oturduğu koltuktan gelmektedir!

Eski yönetim yeni yönetim tartışmasına girmeye gerek yok. Doğruları anlamak lazım. Borsaya girmenin mantığı basit bir şekilde nakit ihtiyacını karşılamaktır. Şirketin cinsi ne olursa olsun büyümek için yatırıma ihtiyaç vardır, hatta işler kötü bile gidiyor olsa yapman gereken ya kapatmak ya da büyümektir. Büyümeyi gerçekleştirecek parayı bulmak da borçlanmaktan geçer. Borsayla Trabzonspor şirket hisselerinin bir kısmını satarak borçlanmış daha doğrusu Trabzon A.Ş. için ortaklar bulmuştur. Dolayısıyla şirketin elde ettiği karın da borçlanılan kısmı kadarı ortaklara dağıtılır. Trabzonspor borsaya girerek elde ettiği parayı yatırım için kullanamayınca bu yapılan iş ciddi şekilde kulüp gelirlerini azaltan bir durum oluşturur. Bu Atay Aktuğ yönetiminin yaptığı affedilmesi güç olan bir iştir. Ne Fatih Tekkenin satılması ne Stephanov'un satılması bu kadar hayati değildir. Borsa meselesinde şu anki yönetimin ifadeleri söyledikleri en doğru şeydir. Yapılacak en iyi şey de hisseler düştüğünde bu hisseleri yavaş yavaş toplamaktır.
Bir lot için ( bir hisse diyelim ) 5.25'den satış yapılmış ve Türkiyedeki spor takımları arasındaki en ciddi gelir elde edilmişti( 25-30 trilyon ) Bir ara hisse değerleri 4.15 lere kadar geriledi ve bildiğim kadarıyla eski yönetim hatayı telafi için 8-9 trilyonluk alım yaptı. Şu an hisse 6.05 de ,bir ara 6.40 lara kadar çıktı.

lopsang arkadaş çok doğru söyledi.Büyümek isteyen bir firma yatırım için borsaya açılır ve gelen sıcak parayla karını artırmak için hamlelerde bulunur.Yanlız bahsedilen para temettü olsa gerek ve bu paranın kar payı olarak her sene dağıtılması mecburi değil diye biliyorum.Ama eğer verilecek olan vergiyse o ayrı

http://www.gedik.com/Analiz/SR_TSPOR_140307.pdf

burda gayet güzel bi açıklama var.Biz senelik temettü dağıtmayı garanti etmişiz.Zaten bizim hisselere olan ilgi bundandır.Şuan borsanın en çok kazandıran sportif hissesiyiz :6.15 olmuş.Halka arz sırasında alanlarda karda yani

Borsada bir çok açıdan çok olumlu bir durum...

Bir kere bütün yaptığınız işleri borsaya bildirmek zorundasınız. Yani kişilerre bağımlı klüp olayı kalmıyor bu vesile ile. Ayrıca bütün harcamalartakip edilip şeffaflık sağlanıyor.

Borsaya açılmanın tek bize zarar veren yanı gelen paranın nispeten olumlu işlerde kulalnılması.

Verdiğimiz hisseleri geri toplayarak giden parayı geri kazanabiliriz.

Amam benim başka bir fikrim var. Herkes Trabzonspor hissesi alır hisse fiyatları değerlenir. Hem klüp kazanır hem biz. Ha eğer takımımzı çok seviyorsak temettüden gelen paranın bir kısmı ile orjinal ürünler yada külübe gelir getirecek herhangi bir yatırım yapabiliriz.

Beylerbeyi sarayı yapılırken zamanın Osmanlı padişahı Sultan Abdülaaziz, sadrazama "hazine zorda değil mi ? bu sarayı neyle yapıyorsunuz ?" diye sorduğunda sadrazam "Hünkarım hiç önemli değil iki tane kağıt parçasına yaptıyoruz" demişti. İki tane kağıt parçası diye küçümsedikleri senetler Osmanlıyı dünya kadar borca sokup sonunu hızlandıran en büyük etkenlerden biriydi.

Halka Arz'ın hesabı Trabzonspor'un büyüklüğü dikkate alınarak yapılmadı, daha az kısıtlı hisse arzı ile çok daha iyi paralar kazanılabilirdi. 20 Milyon dolarlık Hisseye bankalara yatan 128 milyon dolarlık teklifin gelmesi büyüklüğün hesap edilememesi açısından iyi bir örnektir. Trabzonspor Sportif A.Ş.'yi halka arz etmek son on yada yirmi yılın değil kulüp tarihinin en kritik kararlarından biriydi. Hele ki bu paranın heba edilmesi Trabzonspor tarihinin hiçbir zaman affedilmeyecek hatalarından birisi belki de en ölümcül olanıdır.

Gelirlerin yazıldığı giderlerin olmadığı bir şirket Trabzonspor Sportif A.Ş. yani tüzüğü gereği gideri olmadığı için sürekli kar hanesi kabarıyor. Naklen yayın gelirleri dahil olmak üzere bilimum gelirler bu şirkete kaydediliyor. Sene sonunda da halka açık bir şirket olduğu için ortaklara kar dağıtımı söz konusu oluyor. Trabzonspor kulübü yönetiminin bundan sonra yapacağı iş İMKB'de işlem gören hisse senetlerimizin tahtasını kapatarak veya lav ederek zaten sarsılan itibarımızı iyice dibe vurdurmak değil akılcı çözüm bulmaktır. Tüzük incelenmeli ve Trabzonspor'un aleyhine olan maddeleri minimuma indirecek değişiklikler yapılmalıdır.

Gsninde bizimki gibi bir durumu vardı. Yani zarar etme ihtimali yoktu ancak daha sonra tartışmalı bir karar alarak bütün harcamalarını borsaya dahil etti. O zaman hisse fiyatı bu nednele çok düşmüştü. Bizde bu şekilde bir çözüm sunabiliriz. Bütün mali işlemler hesaba tutulursa karımız çok artmayacak dışarıda fazla para vermemiş olacağız.

verdiğimiz para azbuz değil

Trabzonspor Nereye Gidiyor?

Trabzonspor ve Üç Büyüklerin Logolu Ürün Satım Gelirleri (Merchandising Gelirleri)
Dört büyüklerin logolu ürün satımlarını(merchandising gelirleri) incelediğimizde Fenerbahçe’nin 43 mağaza ile toplam 15,2 milyon dolar gelir elde ettiğini tahmin ediyoruz. Fenerbahçe’yi 19 mağaza ve 7,4 milyon ciro ile Galatasaray takip ederken; Galatasaray’ı 12 mağaza ve 4,3 milyon dolarla Beşiktaş izliyor. Trabzonspor ise 4 mağaza ile toplam 2 milyon dolar civarında logolu ürün satım geliri elde ettiğini tahmin ediyoruz

Trabzonlu taraftar Kulübüne Ne Kadar Bütçe Ayırıyor?

• Özetle, kulübüne yıllık ortalama en yüksek harcamayı 1.738 dolarla Fenerbahçeli taraftarın yaptığını; bunu 1070 dolar ile Galatasaraylı taraftarın izlediğini; Galatasaraylı taraftarın hemen arkasından da 875 dolarla Beşiktaşlı taraftarın geldiğini görüyoruz. Kulübüne kendi olanakları içerisinde en az katkıyı ise yıllık 556 dolarlık harcamayla Trabzonspor’un sağladığını görmekteyiz.

Trabzon Sportif A.Ş. ve Temettü Dağıtımı

01.06.2005-31.05.2006 dönemi Trabzonsportif.A.Ş.’nin halka açılmasından sonraki ilk tam dönemi oluşturuyor. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) göre;
• Bu dönemde şirketin bilanço büyüklüğü 53,443,916 YTL’ne,
• Özkaynaklar toplamı 51,382,484 YTL’ne,
• Şirket net karı ise 25,025,650 YTL’ne ulaşırken;
Sportif A.Ş.’nin kurumlar vergisinden muaf olması ve giderinin bulunmaması nedeniyle dönem sonunda gelir=kar olarak gerçekleşmiş ve bunun sonucunda net 21,521,930 YTL (14.8 Milyon dolar) temettü olarak dağıtılmıştır. Dağıtılan temettüden kulüp dışına transfer olunan tutar ise 3,7 milyon dolardır. Halka arz gelirinin yüzde 15,41’ine karşılık gelen bu tutar, trendin devam etmesi durumunda yaklaşık 5,5 yıl sonra halka arz gelirini sıfırlamış olacaktır.

Trabzonspor Rekabetin Neresinde? Ne Yapmalı?

1980’li yılların sonundan itibaren futbolda başlayan endüstriyel transformasyon, kulüpleri yeni gelişmelerle yüz yüze bıraktı. Bu gelişmelerin farkına varan ve buna göre hareket planını belirleyen futbol kulüpleri, parasal gelirlerini artırıp marka değerlerini yükselterek, başlangıçta kendilerine rekabet üstünlükleri sağladılar. Kazanılan rekabet üstünlüğünün itici etkisiyle sportif başarılarını daha da artıran bu kulüpler, yeşil sahalarda kazandıkları başarılarını zaman içinde ekonomik olarak ta taçlandırmasını bildiler. Daha sağlıklı ve güçlü mali yapılara ulaştılar. Bu mali yapının sağladığı rekabet avantajlarını da kullanarak, sportif alanda yeni başarılara uzandılar. Bu döngüsel süreç içinde bu kulüpler devasa bütçelere ulaşırken, rakipleriyle aralarını sportif ve mali olarak ta açtılar. Bu endüstriyel dönüşüm trendini yakalayamayan ve buna göre kendi organizasyonel yapısını yeniden konumlandıramayan kulüpler ise geçmişin başarılarıyla avunmak durumunda kaldılar.
İşte Trabzonspor’un sportif ve mali tarihsel sürecinin arkasında yatan temel neden bu. Bu değişim ve gelişimin farkına varamayan yönetimler, dünya markası olabilecek Trabzonspor’un vizyonunu daralttılar ve lokal başarıların peşinden koşarak, kulübün küçülmesine neden oldular. Kısır ve sonu gelmez tartışmaların takıma olumsuz yansıması, Trabzonspor’un enerjisinin dağılmasını beraberinde getirdi. Ülke genelinde bir güçbirliği yaratılamadığı gibi, var olan yapı da zaman içinde dejenere oldu, eski sinerjisini yaratamaz hale geldi.
Trabzonspor bugün Süper Lig’de diğer kulüplerimiz gibi üç büyüklerin gölgesinde kalmış durumda. Mevcut futbol pastasından aldığı pay her ne kadar diğer kulüplerimizin üzerindeyse de, üç büyüklerle arasındaki fark her geçen gün gittikçe açılıyor. Sportif başarısızlık nedeniyle özellikle performans kriterlerinin ön plana çıktığı yeni havuz gelirleri dağıtımından ve Fortis Kupası’ndan daha az pay almaya devam ediyor ve bu trend adeta kronik bir hal almış vaziyette. Bu olumsuzluk ta doğal olarak İstanbul egemenliği karşısında rekabetin Trabzon’un aleyhinde işlemesine neden oluyor. Bugünkü parasal büyüklükleri göz önüne aldığımızda yukarıda da ortaya koyduğumuz gibi Trabzonspor’un;
İstanbul takımlarının gerisinde kaldığı görünüyor. Bunun yanısıra Trabzonspor’un bu yarışta salt sportif başarısızlık nedeniyle de geride kaldığını iddia etmek pek gerçekçi olmaz. Özellikle Süper Ligimizdeki dengesiz ve çarpık yapılanma, Üç büyükler lehine haksız bir rekabetin konumlandığını bize gösteriyor. İstanbul ekseninde şekillenen ve rekabetçi dengesi zayıf, futbol kalitesi düşük Süper Lig’in kendi yapılanması bizatihi haksız rekabetin kaynağını oluşturuyor. Ancak bütün bu yapısal olumsuzluklara karşın, Trabzonspor’da yönetsel kargaşa ve kaosun bir türlü bitmek bilmemesi; çok sık teknik adam değişikliğine gidilmesi; isabetli transferlerin gerçekleştirilememesi; gelir kaynaklarının çeşitlendirilememesi ve gelirlerin artırılmasını sağlayacak gerekli stratejik aksiyonların alınamaması Trabzonspor’un sportif başarısının önünü kesiyor. Sportif başarısızlık ise mali başarısızlığın alt yapısını oluşturuyor. Trabzonspor’un dengede rekabet olanağını bir türlü yakalayamamasının arka planında, bahsettiğimiz yapısal çarpıklıkların yanısıra bu olumsuzlukların da büyük rolü bulunuyor.
Ayrıca Trabzonspor’un orta ve uzun vadede rekabet üstünlüğünü olumsuz etkileyecek bir başka gelişme de Sportif A.Ş.’nin yapılanması ve halka arz modelindeki yanlışlıklardan kaynaklanan her yıl ciddi temettü dağıtım politikasıdır. Gelirlerin Sportif A.Ş.’de, giderlerin kulüpte bırakıldığı bu model, biçimsel olarak farklılıklar gösterse de öz olarak tipik bir Galatasaray ve Fenerbahçe modeli olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl minumum 3 ila 3.5 milyon dolar arasındaki bir paranın kulüp dışında temettü olarak ödenmesi, kulübün orta ve uzun vadede aktifinin erimesine ve mali bünyesinin zayıflamasına yol açacak olumsuz bir yapılanmadır. Sportif A.Ş.’nin her ne kadar İMKB’deki halka açık kısmının mülkiyetini gösteren finansal enstrümanın adı hisse senedi olsa da, gerçekte bu senetler birer gelir ortaklığı senedi olarak varlığını devam ettiriyor. 2005 yılında halka arz olunan Trabzonspor bugüne kadar dağıtmış olduğu temettü ile halka arz gelirinin daha şimdiden %15.41’ini kulüp dışına transfer etmek durumunda kalmıştır.
Trabzonspor’un sorunları çözülmeyecek ve içinden çıkılmayacak sorunlar değildir. Ancak sorunlara, taraftarın baskısına boyun eğmeksizin, palyatif çözümlerden uzak durarak, sağlıklı ve uzun erimli yaklaşmak gerekiyor. Yönetsel bütünlüğün sağlanması, camianın desteğinin tekrar kazanılması, kısa süreli sportif sonuçlara göre yönetsel ve stratejik kararlar alınmaması Trabzonspor’un önünü açacaktır.
Trabzonspor’un parasal gelirinin ve marka değerinin arttırılması en öncelikli hedef olmalıdır. Trabzonspor’un Türk futbol pastasından aldığı pay bugün yüzde üç civarındadır. Devlerle rekabette bu pay ne yazık ki bugün yeterli değildir. Bu nedenle bu payın artırılmasını sağlayacak plan ve projelerin yapılması; gerekli önlemlerin alınması, belki de bir arama konferansı düzenlenmesi ilk etapta akla gelen önerilerdir.
Kulübün naklen yayın gelirlerine bağlı yaşam biçimini hızla terkederek, yeni gelir kaynakları yaratması gerekiyor. Öncelikle endüstriyel gelir kalemlerinin toplam gelirler içindeki payını artırmak öncelikli amaç olmalıdır. Sponsorluk, reklam, logolu ürün satımı gelirleri bu anlamda ilk gözönünde bulundurulması gereken gelir kalemleridir. Bu amaçla kulübün marka değerinin yükseltilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Tribün gelirlerinin artırılmasına yönelik olarak, taraftar müşterinin kulübüne yaptığı harcama tutarını artırabilmenin yolları aranmalı; bu bağlamda Avni Aker belki de reorganize edilmelidir.
Kaynakların çok etkin ve efektif kullanılması her kulüpte olduğu gibi Trabzonspor için de vazgeçilmez bir sorundur.
Kısacası Trabzonspor’un geçmişteki rekabet üstünlüğünü yeniden yakalayabilmesi Türk futbolu için de acil bir gereksinimdir!..

Aslında stadyum projesi için kazma vurulduğunda bu konuda da bir rahatlama olabilir. Kulüp stadyum için yaptığı harcamayı gider olarak göstereceği için temettü dağıtmaktan kurtulabilir. Böylece para kulüp içinde kalır. Yalnız burada bahsedilen bir durum yani Trabzon A.Ş'nin hiçbir şekilde gider gösteremiyeceği vaki ise o zaman tek çare hisseleri toplamaktır. Anlamadığım mesele ise örneğin borsaya giriş şekli aşağı yukarı aynı olan Galataşaşkınlarının halka arz edilen hisse senedi % 71 iken bu durumla nasıl başettikleridir.

bu borsa işi gerçekten saçmalıktı...ordan gelen para ile iyi bir yatırım yapıp oradan gelir elde edebilseydik daha iyi olurdu

aman yaa,bu konu albayrak için sorun mu ? sorun bile değil,çok mu sıkıştın sat gökdeniz,yattarayı öde parayı :) peehhhhhhh

borsaya trabzonspor için sorun diyene bakın asıl TS için sorun sizlersiniz...!

Geçen sene bu parayı ödememişler miydi? O zaman herşey iyiydi de şimdi mi kötü oldu? Bu da küçülme politikasının bir parçası herhalde. Stadı da küçültün eliniz değmişken. 5.000 kişilik olsun. Arsinsporla beraber kullanırız...