İsrail Katliamı ve Onun Yanında Yer Alan Şerefsizlere!..
NİHAT GENÇ:
Ece Temelkuran ruh hastası ideolojinin bir kurbanı olarak medyada solculuğun düştüğü en kepaze yeri bize gösteriyor, şuraya bakar mısın: Bugün orada Müslümanlar İsrail bombalarıyla ölürken, hanımefendi ölüler içinde ayrım yapmaya çalışıyor. Bu ölenler Hamasmış, üzülelim mi? Üzülmesek bize ABD’ci mi derler gibi zırvalıklar… Hanımefendi kahvede kendine yakışıklı mı seçiyor? Yeşil gömlekli olur, kırmızılı olmaz.
ŞABRA-ŞATİLLA'DA KATLEDİLENLER KOTLUYDU!
Bu hanımefendi Şabra-Şatilla’yı görmüş olsaydı orda Maruni ve İsrail işbirliğiyle öldürülen genç kızların hemen hepsinin kot pantolonlu olduğunu bilirdi. Şimdi biz ölen insan örtülü, kot pantolonlu diye ayrım mı yapacağız? İnsanların şerefli ölmesi için Kübalı mı, Vietnamlı mı olması lazım?
ECE TEMELKURAN İSRAİL'E GİDER Mİ?
Bu gazete daha birkaç yıl önce Güneri Civaoğlu’nu, Duygu Asena’yı İsrail’e gönderdi. İkisinin de yaptığı hizmet şuydu: İsrail tankçı generalleriyle görüştüler ve onların ne kadar barışçı olduğunu ve bu yüzden bu tanklardan korkmamamız gerektiğini Milliyet gazetesinde yazdılar. Muhtemelen İsrail Müslümanları yine öldürdükten birkaç ay sonra bir halkla ilişkiler çalışması olarak Milliyet yine bu ölüm kusan tank komutanlarıyla görüşecektir. Sanırım Ece Temelkuran yeni adaydır.
İSRAİL'E KARŞI TEK CÜMLE YAZAMIYORLAR
İnsanlar ölürken Eskimo olmaları, Çinli olmaları ne zamandan beri sol ideolojinin konusunu oluşturuyor? Medyaya geçen ve kendine solcu, sosyalist diyen bu yazarlar neden İsrail’e karşı tek cümle edemiyorlar? Çünkü o zaman medyadaki kalemleri ellerinden alınır.
DURUMLARI İÇLER ACISI
Peki ne yapıyor bu hanımefendi? İdeolojisini, ahlakını, insanlığını kökünden reddederek “İsrail’in öldürdüğü yeşil bayrak taşıyorsa, acımam” demeye getiriyor ve bu tereddütlerini güya ahlaki kalem oynatmayla dile getiriyor.
Bütün gençler şunu görsün: İşte “solcuyum, sosyalistim” diyen medyadaki yazarların içler acısı kepazeliği.
Aynı şekilde Oral Çalışlar bey de her fırsatta sosyalist olduğunu söylüyor. Ne Çalışlar, ne de Temelkuran bir kez olsun Soros’tan para alan aydınlara karşı ve hepsi de İsrail’e karşı bir tek kınama cümlesi yazmış değiller.
İnsan utanıyor.
HADLERİNİ BİLDİRECEĞİZ
Bugün orada tavuk olsun, güvercin olsun, Müslüman olsun, canlılar öldürülüyor. Bizler dünyanın neresinde olursa olsun, topraklarından sürülen, öldürülen insanların hem yanındayız, hem de ilelebet ölene kadar onların kardeşi olarak bulunduğumuz her yerde avazımız çıktığı kadar bağıracağız: Bu şeytan İsrail’e, onun işbirlikçisi medyaya ve kalemlerini kaybetmek korkusuyla onlara karşı ağzını açamayan bu kepazelere hadlerini bildireceğiz.
Şüphesiz herkes her türlü yazıyı yazabilir, ancak ahlaktan söz edemezler. Bugün orda kardeşlerimiz ölürken bu ihanetleri affetmeyeceğiz. Bir bir deftere yazıyoruz. Bunların ipliğini pazara çıkarmak, bunların rezil ahlaklarını Türkiye halkına anlatmak ve ifşa etmek bizim boynumuzun borcudur.
DÜNYANIN HER YERİNDE İSRAİL VE ABD'NİN KARŞISINDAYIZ
İki gün önce de Ertuğrul Özkök İran’ın Amerika’ya karşı verdiği mücadeleye destek veren solcular olduğunu söyleyip devrim döneminde Humenyni’nin solcuların desteğini alıp sonra solcuları öldürdüğünü yazdı. Şunu demek istiyor Özkök: Solcular siz niye İran’ın yanında oluyorsunuz? Onlar sizi öldürdü…
Ertuğrul Özkök’e ne oluyor? Ona mı kalmış? Onun gazetesi, kendisi Irak’a saldıran ABD askerinin yanındaydı. Bizler dünyanın neresinde olursa olsun tehdit edilen, bombalanan insanların yanındayız. Biz dünyanın her yerinde İsrail ve ABD’nin karşısındayız. Bundan niçin rahatsız oluyor?
Biz ABD’den çok onun köpekleri ve sözcülerine karşı her yerde savaş veriyoruz. Ne yazık ki yeryüzünü asil, yırtıcı, onurlu hayvanlar terk etti. Medyaya sadece köpekler ve tavuklar kaldı. Onlar da yemlenerek yaşarlar. Ahlakla hiçbir ilişkileri yoktur. İnsanların öldürülmeleri ve savaşlarla ilgili birkaç söz söylemek isteyenlerin önce asgari insan olması lazım.
_________________
Nihat Genç'e helal olsun.İnsanlıktan çıkmış İsrail ve onun Türkiye torpaklarındaki yardakçılarına lanet olsun.