Transfer politikamız başlığını reddediyorum. Sebebi de olmayan şeyle ilgili fantastik bir söylemin başlığı olması.
Özellikle teknik, taktik konularda yazmamaya çalışıyorum. Haddim değil. Ama iş kulüp menfaatleri ve de maç sonu taraftar ve hatta futbolcu isyanları olunca iş bizi de ilgilendirir bir hal alıyor.
ÖRNEK: Lazaroni Denizli maçına santraforsuz çıktı. Kendisi de açıkladı. "Pas yüzdesini arttımak istedim". Bence doğru değil ama makul. Yani yanlış bile olsa içinde bir mantık yatıyor.
Bu doğruları tartışmak belki de gerekli ama bana anlamsız geliyor. Ama bazı gerçekler var ki, yüzümüze tokat gibi vuruyor. En çarpıcı örneği de transfer muhasebemizde yatıyor. Haydi başlayalım:
Sn. Nuri Albayrak seçilmeden önceki o felaket durumumuzu hatırlayalım. Az çok eksikliklerimiz konusunda hemfikiriz sanırım:
- Oyun kurabilen orta saha
- Kaleci (belki)
- Sol bek
- Sağ bek
- Stoper
- Sol saha
- Fatih Tekke yanına forvet
Toplam: "7"
Yeni yönetim bu durumdaki bir takımı ele aldı. Sn. Nuri Albayrak yönetimi ile gerçekleştirdiğimiz transferler:
- Ahmet Şahin (Kaleci)
- Cem Demir (Forvet)
- Çağdaş Altan (defans)
- Ersen Martin (forvet)
- Fatih Akyel (defans)
- Ferhat Çökmüş (defans)
- Feridun Sungur (orta saha)
- Marcelinho (orta saha)
- Djokaj (orta saha)
- Stepanov (defans)
- Murat Ocak (defans)
- Musa Büyük (orta saha)
- Ömer Rıza (forvet)
- Umut Bulut (forvet)
- Mustafa Keçeli (orta saha)
Şampiyon olmak istiyorsak yapmamız gereken transferler vardı ve yaptık. Az çok 6 transfer bekliyorduk hepimiz. zira bunlar acil ihtiyaçlardı. Bu ihtiyaçları karşılamak için yapılan toplam transfer sayısı "15". İsimler de hiç yabana atılır cinsten değil. Gerçi otuz transfer yapılınca içlerinden 2-3 iyi transfer çıkması dünya istatistiklerine göre zaten süpriz değil. Bunu daha önceleri bir çok kez biz de test ettik. Biliyorduk yani.
Şimdi bu 15 transfer yapılınca mantık, eksikliklerimizi kapatmamızın gerektiğini söylüyor değil mi? Hayır yanıldınız. Bakalım gene Trabzonspor kamuoyunun üzerinde iyi-kötü fikir birliğine vardığı ihtiyaçlarımız neler?
- Fatih Tekke'nin yanına forvet
- Fatih Tekke'nin Yerine forvet
- Oyun kurucu orta saha
- Sağ açık (orta saha)
- Kaleci (belki)
- Sağ bek,
- Sol bek
Toplam: "7"
Bu sayıları futbol nedir, kaç kişiyle oynanır bilmeyen birine sorsanız herhalde futbol oyununun 30 kişiyle oynandığını düşünecektir. Ama dikkat!! Futbol 11 kişiyle oynanıyor!
İhtiyaç 7, alınan 15, güncel ihtiyaç 7. Bir de alınan isimlere bakın. Her biri (bence yarısı hariç) iyi denebilecek oyuncular.
Peki bu nasıl iş yahu? İşin muhasebesine ya da analizine devam edelim.
Böyle bir tabloda, iki ihtimal görünüyor. Birincisi alınan oyuncuların kalitesinin düşük olması. Ama listeye bakınca bu pek mümkün görülmüyor.
İkincisi ise plansız, programsız, hatta mazur görün, maymun iştahlılıkla yapılan çoğu da anlamsız transferler. "Yaptım" diyebilmek için. Neden "yaptım" demek ihtiyacı var? Çünkü verilen tek söz bu!
Peki ki senedir aynı duruma düşüp, biz neler yapmışız? Başarısız sonuçların ardından çok da süpriz olmayacak şekilde yönetimleri göndermişiz.
Mikro sonuç: PLANSIZ, PROGRAMSIZ, HEDEFSİZ ve ALELACELE seçilmiş yönetimler.
Makro Sonuç: Sene bitsin diye şükreden taraftar ve yönetici gurubu.
İşte Laz işi transfer ve onun muhasebesi;) . Yönetim kim olursa olsun artık bu işi çok profesyonel kişilere bırakmanın zamanıdır. Brezilya'da akıbeti belli olmayan yöneticilerle yapılacak iş değildir transfer. Kulüp idaresi de aynı şekilde ama bunu konuyu dağıtmamak için burada tartışmayacağım.
Issız yuvanda tektin
Çekilmez çile çektin
Kim derdi gülecektin
Çile bülbülüm çile, çile bülbülüm çile, çile bülbülüm ----- ALLAH!