Lig Başlamadan: Temiz Futbol
Gökdeniz Karadeniz olayı vuku bulduktan sonra hepimiz aldığımız bu ağır darbenin şokunu yaşıyoruz. Biraz atlattık, biraz atlatmaya çalışıyoruz.
Bu olay vasıtasıyla artık Türkiye'de şike ve bahis dendi mi maalesef haber fotografı olarak gökdeniz'in bordomavili formalı fotografları kullanılmakta. Bunun en son örneği bugünkü Milliyet gazetesi. İsterseniz önce bir haberi okuyun, zira yazacaklarımın o haberle de ilişkisi var. Buyrun adres şöyle:
http://www.milliyet.com.tr/2006/07/17/spor/aspo.html
Şimdi bu haber bana henüz doğmamış çocuğa don giydirmek gibi geldiği için bu seneye damgasını vurabilecek bazı olaylara şimdiden sesimizin yükselmesini istedim.
Gökdeniz olayını (affetsek de, affetmesek de) kolay unutamayacağımız aşikar. Ama bu İstanbul despotlarına meydanı boş bularak atıp tutma hakkını vermiyor vermemeli.
Onlar bazı olaylar anlatmış, ben de diğerlerini anlatayım.
Evet teşvik de şikedir. Değişen bir şey mi oldu? Fener'in Beşiktaş ve Trabzonsporla çekişirken İstanbulspor'a yedirdiği paraları ne çabuk unuttuk. Peki Galatasaray'ı yenmeleri için Ankaragücü'ne gönderdikleri teşvikleri?
Trabzonspor'un yaşadığı rezaletler de cabası. Hele 2002-03 sezonunda bir Gençlerbirliği maçı var ki unutulmaz, yaşayanlar bilir. İki sezon öncesinin Papila - Fener zaferi? Bunlar ve daha niceleri münferit hadiseler değildir. Hepsi amaçlı, programlı, "UZAKTAN KUMANDALI" ORGANİZASYONLARDIR.
Haberde 1992-93 sezonuna kadar geriye giderek "Zalad" olayı (Eskişehirsporlular bu olayı hala türlü hakaretlerle yad eder ve Zalad o günden sonra eşyalarını almak için bile Eskişehir'e gidememiştir) hatırlanır da, iki üç sezon önceki teşvikler ve pespayelikler unutulur. Unutulur ve unutturulur. Amaç belli, çiçeği burnunda "deneyimli" başkan Azize'yi masada desteklemek.
İstanbul basınını artık yadırgamıyorum ama biz de bildiklerimizi hiç unutulmamak üzere paylaşmalıyız diyorum.
Türkiye'de "Para, şike işte fener işte" diye tezahürata konu olan ve tüm takımların dilinden düşmeyen bu slogana vesile olacak kadar ileri gitmiş feneri bize temiz diye yutturmayın sakın. Yutmayız!
Fener ablalarına özenen ve diğer iki büyük olduğunu iddia edenlerin de, fenerin yapabildiklerini yapmaya çalıştığını ama bu işi o kadar profesyonelce beceremediklerini de biliyoruz. Ama önemli olan niyet! Onlarında niyeti bozuk!
Velhasıl Türkiye'de yerleşmiş geleneklerimize, teamüllerimize aykırı davranışlardan kaçının.
Türkiye'nin şike ile en çok anılan markası olan feneri unutmayın, unutturmayın. Yıllardır İstanbul basını yaz(a)masa da bilinen, ispatlı tek şikeci fener'in hakkını yemeyin.
Yeni bir sezon başlıyor. Bakın İtalya'ya, mafyanın anavatanına ve örnek alın. Eğer o boyutta soruşturmalardan geçebilseydi, kaç şampiyonluğuna veda edecekti, kaç yıldız kaybedecekti hesaplayın. Bir de bakın fenerin bu şekilde kaybedebileceği şampiyonluklar kime yazılacaktı?
Biz bilek hakkıyla kazanılan şampiyonlukların oluşturduğu TEK YILDIZIMIZLA gurur duyuyoruz. Hak yiyerek kazanılan yıldızların yerine, helal tek yıldızımızla gurur duyuyor ve o yıldızı kalbimizin en özel yerinde saklıyoruz.
SAHADA TRABZON, MASADA FENER
BİZİM GÜCÜMÜZ KARANLIĞA YETER!
Yeni bir sezon başlıyor. Malum takımın 100. bizim 40. yılımız. Sıkıyorsa gelin bu ligi de Temiz Lig yapalım. Ya da sizler pisliğinizde oynamaya devam edin, bize daha bulaşmayın!