Doğu Karadeniz'de Hidroelektrik Santrallerinin Durumu

Birkaç gündür bu konuda araştırma yapıyorum. Geçenlerde NTV'de İkizdere'de yapımı devam eden hidroelektrik santallerini protesto eden insanların yürüyüşünü gördüm. Gerçekten bu konuda çok hassasım. Böyle yapımı devam eden bir ufak santral de Akçaabat'ın Yıldızlı Beldesi'nde mevcut. Son 20 senede Doğu Karadeniz'deki çarpık yapılaşmanın sahip olduğumuz bütün tabiat güzelliklerini alıp götüreceğini düşünüyorum. Çünkü sahil boyunca olan yapılaşma ve böyle sadece yapmak için yapılan hidroelektrik santralleri bölgenin yağış rejimi değiştireceği için yeşil bitki örtüsü zarar görecektir sanırım. Bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyorum.

Doğa katliamına tümden karşıyım.

Karadeniz sahil yolu ile dünyanın en güzel kıyı şeridi katledildi.Buna sanırım Mehmet Demirkol da değinmişti.Yazıyı bulursam koyacağım.

Yazık günah.. http://www.ikizdere.net/resimhaber/mizebaraj1.jpg

bende karsiyim, karadenizin dogal güzelligini bozmaya kimsenin hakki yok

Aramızda Araklılı arkadaşlar vardır. Onlara bu konu hakkında bi soru sormak isterim.
Araklıda, bildiğim kadar inşaatı devam eden 78 MW lık akocak hidroelektrik santrali hakkında bilgi almak istiyordum :

araklı merkeze ne kadar uzaklıkda ?
inşaatı ne zaman biter biter ?
yerli halkın santral hakkındaki fikirleri nelerdir ?

Bilen arkadaşlar yanıtlarlarsa sevinirim.
Şimdiden teşekkürler...

neden hep karadeniz be kardeşim anlamıyorum zaten karadenizde çernobil vakası olmuş hala karadenize böyle tesisler yapmaya çalışıyorlar

Alıntı:

---

cableTS Nickli Üyeden Alıntı

Aramızda Araklılı arkadaşlar vardır. Onlara bu konu hakkında bi soru sormak isterim.
Araklıda, bildiğim kadar inşaatı devam eden 78 MW lık akocak hidroelektrik santrali hakkında bilgi almak istiyordum :

araklı merkeze ne kadar uzaklıkda ?
inşaatı ne zaman biter biter ?
yerli halkın santral hakkındaki fikirleri nelerdir ?

Bilen arkadaşlar yanıtlarlarsa sevinirim.
Şimdiden teşekkürler...

---

Bu yaz oradaydım geceli gündüzlü çalışma vardı.
Pazarcık deresi ile yağmurdereyi birleştirmek için dağın altından tünel kazılıyodu.

Çatak köyünün biraz daha yukarısına yapılacak baraj.

Alıntı:

---

fromTheRApBZONe Nickli Üyeden Alıntı

Bu yaz oradaydım geceli gündüzlü çalışma vardı.
Pazarcık deresi ile yağmurdereyi birleştirmek için dağın altından tünel kazılıyodu.

Çatak köyünün biraz daha yukarısına yapılacak baraj.

---

km olarak veya dakika olarak merkeze ne kadar uzaklıkda acaba öğrenebilirmiyim.?

Alıntı:

---

cableTS Nickli Üyeden Alıntı

km olarak veya dakika olarak merkeze ne kadar uzaklıkda acaba öğrenebilirmiyim.?

---

Tam olarak bilmiorum ama Araklıya uzaklığı 50 60 km gibi olması lazım.

Bu tip tesislerin elbette olması gerekir. Lazımdır. Karadeniz'e de getirilebilir. Ama doğayı katletmeye de lüzum yok.
Türkiye'deki güzelliklerimiz bu tip tesislerin varolmasından değiL, en az maliyetle yapı inşa etme düşüncesinden dolayı yokoluyor.

Ne olurdu; Karadeniz yoluna biraz daha bütçe ayırıp içerden yapsanız...
Ya da; zaman zaman görüyoruz. "Öyle bir yol, tünel, marmaray vs. yapacağız ki dünyanın gözü buraya dönecek" diyenler keşke adam gibi bütçe ile Karadeniz'in üstünden yol yapsalardıda istedikleri dünya gözünü bu şekilde kendilerine çevirtebilselerdi.

Gerçi bunları söylerken ne mimarlık ne de inşaat mühendisliği bilgim var.
Ama herkes gibi biz de konuşulanları dinliyor, alternatifleri okuyoruz bir şekilde.

Şimdi tek dileğim; Karadeniz Fırtınası'nın o sahil şeridini geri almasıdır. :)

böyle şeylere ihtiyaç olduğu zaman biraz fedakar olunması lazım...o zaman doğa katledilmesin diye akyazı projesinden vazmıgeçelim?ama bunların yanında doğayıda korumak gerekir

Konuyla alakası yok ama sahil yolu denilince hep çıldıracak gibi olurum.

Karadeniz sahil yolunun Rizedeki güzergahının üzerinde olan Kalkavanların Villasının etrafından nasıl S çizerek devam ettiğini birisi bana açıklasın.Devletimin bütün mahkemelerine açılan davaların hiç biri bu katliama son verecek kararı alamadı.

Nükleer santrallerdede yine aynı şey olacaktır.Türkiyenin en güzel coğrafyası katledilerek yıllarca bizi her an tehlikeyle baş başa bırakacaklardır.

Yapılması planlanan santraller ülke enerjisinin sadece yüzde 5' ini karşılayacaktır.

Bunun için o riski almaya değermi?
Evet değer diyarsanız buyrun sahne sizin!!!!

fromTheRApBZONe verdiğin bilgiler için teşekkürler.

Konuya gelince hidroelektrik santral doğaya en az zarar veren santral tipidir. Doğal su kaynakları kullanılarak elektrik üreten tesislerdir. Elbetteki bazı zararları bulunmaktadır. Yapımında kesilen ağaçlar, yerleşim yerlerinin değişmesi, iklimin değişmesi, nehrin suyu kesilerek nehirdeki yaşamı tehdit etmesi gibi zararları vardır ama bu yapılması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor maalesef.

Mümkün olduğunca enerji tasarrufu yapılmalı evlerimizde iş yerlerimizde, kolaylıkla bulabileceğimiz enerji tasarruflu lambalar kullanmalıdır. Parasını verip kullandığımız elektriği bulamayacağımız zamanlar çok uzak değil !!!


http://img442.imageshack.us/img442/4...tlbarajmk0.jpg

Alıntı:

---

LazAnisT Nickli Üyeden Alıntı

Karadeniz sahil yolunun Rizedeki güzergahının üzerinde olan Kalkavanların Villasının etrafından nasıl S çizerek devam ettiğini birisi bana açıklasın.

---

2 sebep; Kalkavan'ın varlığı & Basiretsiz yöneticiler...

konuyla ilgili bir bağlantı http://www.findiklidereleri.com

Alıntı:

---

LazAnisT Nickli Üyeden Alıntı

Konuyla alakası yok ama sahil yolu denilince hep çıldıracak gibi olurum.

Karadeniz sahil yolunun Rizedeki güzergahının üzerinde olan Kalkavanların Villasının etrafından nasıl S çizerek devam ettiğini birisi bana açıklasın.

---

Açıklayayım abi o villanın sahibinni yüksek mevkilerde tanıdıkları var ama o ağaç sahipsiz.İşte biz o ağaçlara sahip çıkmadıkça villaların etrafından dolanmak için yüzlercesi daha kesilecek.

Arkadaşlar şimdi doldurulan sahillerim imara açılması da yasallaştı.

Asıl katliam şimdi başlıyor ;)

cableTS
fotoda ki o baraj, Artvin Borçka barajı. herhafta yanında geçiyorum. yarın sabah 7 civarı yine geçeceğim:)

Sahillerden daha önemlisi iç bölgelerde katliamlar var.
Bilinçsizlik had safhada.Adamın umrunda deilki ağaç kaç senede yetişiyo.Ev yapacak inşaatın tahtası için 1 numaralı adres çam ağaçları.Kışa hazırlık yapacak adres yine aynı.Fındıklık güneş alacak adres yine aynı.Tek suçlu devlet değil yani.

www.takagazete.com'da "Faciaya Kim Dur Diyecek?" başlıklı bir haber bulunmaktadır. Bu haberde santral inşaatlarının doğal güzelliklerimize nasıl zarar verdiği ortaya konulmakatadır. Maalesef yerel medyamız böyle konulara çok fazla kulak asmıyor. Bazen yerel medyada yazan yazarlarımız yaylarımızın derelerimizin vs. güzelliklerinden dem vurup neden turizm vs. gelişmediğinden falan bahsediyorlar. Ama yerel medyamızın farkında olmadığı bir gerçek var. Sahip olduğumuz tabiat güzellikleri her geçen gün kayboluyor. Bunu da aslında en iyi bölge insanı olmayıp ziyarete gelenler görüyor. Bir de haberde geçen santral inşaatının kime ait olduğunu çok kolay bulabilirsiniz. Santral Hidro Kontrol Elektrik Üretim Sanayi A.Ş. firmasına ait olup kurucularından birisi de Korkut ÖZAL'dır. Yani birileri çıkacak çevre tabiat falan dinlemeden en az parayla maksimum verim nasıl alınır diyerek santral kuracak sonra paralar çuk diye bölgeye hiçbir yararı olmayan bir adamın cebine gidecek. Olan da 10 sene sonra elimizde hiçbir tabiat güzelliği kalmayan artık belki de İç Anadolu Bölgesi'ndeki bozkırlar gibi çevreye sahip olan bizlere olacak.

Düzenleme Notu: Burada adı geçen firmaya karşı hiçbir önyargım yoktu. Sağolsunlar haberi okuduktan sonra oluştu.

Kalkınma sorunlarını henüz çözememiş ülkemizin, üretim sürecini kesintisizce sürdürebilmesi ve buna bağlı olarak, ülkemiz insanının yaşamını çağdaş koşullarda devam ettirebilmesi enerjiye bağlıdır. İhtiyaç duyulan enerji yönünden ülkemiz büyük oranda dışa bağımlıdır. Ülkemizin genel enerji ihtiyacı içerisinde elektirik enerjisinin özel bir yerinin olduğu ve doğal kaynaklarımızın, özellikle yenilenebilir doğal kaynaklarımızdan olan, su potansiyelimizin, elektirk enerjisine dönüştürülerek sanayimizin ve halkımızın hizmetine sunulması ertelenemez bir zorunluluktur.

Bunu yaparkende doğamızı en güzel şekilde koruma zorunluluğumuzun olduğunu unutmamalıyız.

çok üzücü bir durum, bir taraftan sahil yolu, bir taraftan yaylalarımızdaki çarpık yapılaşma, bir taraftan hes'ler ...göz göre göre cennet yurdumuzu katlediyoruz, bunu yapanlar üstelik kendi müteahhitimiz....bu insanlarla aynı havayı solumuş olamam, aynı dağların suyunu içmiş olamam....

İşte olay budur.......


TEMA, Doğa Vakfı ve İkizdere Derneği’nin düzenlediği protesto mitingine, bölgeye yapılması planlanan hidroelektrik santrallerinin, vadinin doğal dengesini değiştirip, canlı yaşamını yok edeceğini savunan 7 bin kişi katıldı



MUHAMMET KAÇAR

RİZE - İkizdere Vadisi’nde yapılması planlanan hidroelektrik santrallerinin, vadinin doğal dengesini değiştirip, canlı yaşamını yok edeceğini savunan yöre halkı, İkizdere İlçesi'nde protesto gösterisi düzenledi. Yaklaşık 7 bin kişinin katıldığı gösteride konuşan İkizdere Derneği Başkanı Kadem Ekşi, vadinin, küresel ısınmanın kapıda olduğu bir dönemde ülkenin sigortası olduğunu söyledi.

İkizdere Derneği’nin organize ettiği, TEMA ve Doğa Vakfı’nın desteklediği HES protestosu, İkizdere İlçesi Cimil Yaylası yol ayrımında, tulum ve kemençe eşliğinde oynanan horonla başladı. Mitinge; ‘HES’ler İkizdere’yi çölleştirecek’, ‘Başımızın üstünden kanser kablolarının geçmesine izin yok’, ‘Dünyanın 200 ekolojik vadisinden biri olan İkizdere HES’lerle yok edilemez’ ve ‘Vadime dokunma’ pankartları ile İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere ülkenin çeşitli yörelerinde yaşayan İkizdereliler ile vadideki 28 köyün sakinlerinden oluşan yaklaşık 7 bin kişi katıldı.

‘Vur vur inlesin, hükümet dinlesin’, ‘Vadimize dokunan elleri kırılsın’ sloganları atan grup, yağmura rağmen yaklaşık 2 kilometre yürüyerek, Gürdere mevkisindeki miting alanına ulaştı. HES protestosunu, ulusal yayın organlarının yanı sıra El-Cezire televizyonu da izledi.



DERELER ÖZGÜR AKSIN



İkizdere Derneği Başkanı Kadem Ekşi, coşkuyla bir araya gelen binlerce insanının hidroelektrik santralleri (HES) protesto ettiğini belirterek, şunları söyledi:

“Bu insanlar diyor ki, dereler özgür aksın, sürdürülebilir hayat devam etsin. İnsanlar gergin bir bekleyiş içerisinde tepkilerini ortaya koyuyorlar. Buradan yetkililere bir kez daha haykırıyoruz. İkizdere Vadisi, dünyanın koruma öncelikli 200 ekolojik bölgesinden biridir. Bu vadiyi koruma ve kollama noktasında halkın iradesi ortadadır. On binlerce insan bu iradeyi ortaya koydu, koymaya da devam edecek. Bu vadi 13 Mart 2008 tarihinde Başbakanımızın imzasıyla turizm vadisi ilan edildi.

Tüm bu gerçekler ortadayken 3 tane enerji şirketi zengin edilecek diye tüm turizm potansiyelini yok etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu vadinin ekosistemine dokunmayın. Bu vadi, küresel ısınmanın kapımızda olduğu bir dönemde ülkenin sigortasıdır, sığınacak limandır. İkizdere Vadisi Türkiye’nin bir değeridir. Bu değeri koruma ve kollama insani ve vicdani en temel görevimizdir. Bu cennet vadide sadece yerel bir katliam değil, aynı zamanda ulusal ve küresel bir katliamda yaşanıyor. Bu vahşetin, bu katliamın bir an önce durdurulması ve deremizin özgür akması gerektiğini savunuyoruz. Hayat damarlarımız olan bu derelerimize sonuna kadar sahip çıkacağız.”



"BIRAKIN VADİYİ TURİZM CENNETİ YAPALIM"



Ekşioğlu Vakfı Başkanı Ali Ekşi de, “Biz önceki yıl küresel ısınmaya dikkat çekerek, ‘Derelere dokunmayın’ sloganını ortaya koyarak eylem başlattık. Bizim bu güzel vadimizi ve yeşilliğimizi bozdurmaya niyetimiz yok. Sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz. Buradan yetkilere sesleniyorum. Bırakın biz bu vadiyi turizm cenneti yapalım. HES projelerini başka yerde arayın burada değil. Bu vadide cenneti arayalım” diye konuştu.



İKİZDERE'DEKİ HES İNŞAATLARI



28 köy ve 12 mahalleden oluşan 74 kilometrekarelik İkizdere Vadisi boyunca toplam 1.344 GWH gücünde, 16 regülatör ve Hidroelektrik Santrali (HES) inşa edilecek. İkizdere Derneği yetkililerine göre, vadiden üretilecek enerji, Türkiye toplam üretiminin sadece binde 7.02’sini karşılayacak. Rize’de, İkizdere, Senoz ve Fındıklı vadileri boyunca yıllık ortalama 5.3 milyar KWS elektrik enerjisi üretecek toplam 62 HES projesinin yapılması planlanıyor. (dha)

Hepimiz buna karşıyız amaenerji ihtiyacı nasıl sağlanacak ülkenin? öss'ye çalışan biri bile o esnada şunu öğrenmiştir , Türkiye hidroelektirik potansiyeli açısından zengindir. Bu potansiyel değerlendirilemeyecek mi?

Hidrolik Santralların Artıları, Eksileri

Bir barajın yapımı ve öncesinde; uzun süreli yağış, su, jeolojik çalışmalar yapılması, su altında kalan arazi için ödenen istimlâk bedelleri, baraj yapım maliyetinin yüksek olması ilk yatırım maliyetinin çok fazla çıkmasına neden olur ki bu bir dezavantajdır.
Başka bir dezavantajı ise ister istemez büyükçe bir ekili alanın hatta bazı yerleşim yerlerinin, kimi yerde antik bölgelerin su altında kalacak olmasıdır. Dezavantajlarına karşın; ilk yatırım yapıldıktan sonra, enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim maliyeti çok ucuz olmaktadır. Yakıtlı santralar gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Ayrıca barajların, elektrik üretiminin yanı sıra;

1 – Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama,

2 – Sel ve taşkınları önleme,

3 - Tarım arazilerini sulama

4 - Balıkçılık

5 – Ağaçlandırmaya katkı , erozyonu önleme

6 - Turizmi geliştirme

7 - Ulaşım

8- İklimde yumuşama gibi yararları bulunur.

Artıları ve eksileri ile ve de uzun yıllar kullanılacakları değerlendirildiğinde tartışmasız olumlu yanları ağır basmaktadır. Ülkedeki her akar su potansiyelinin enerjiye dönüştürülmesi mutlaktır.

Onur Kul'a katılıyorum ayrıca dere kurutulması safsatadan ibaret aldığı suyu geri veriyor dere kurumuyor.

Alıntı:

---

maxell Nickli Üyeden Alıntı

Onur Kul'a katılıyorum ayrıca dere kurutulması safsatadan ibaret aldığı suyu geri veriyor dere kurumuyor.

---

Milletçe çok ateşliyiz, bu özelliğimize bayılıyorum ... Fakat ! Herşeye hemen hayır, hemen evet demekte üstümüze yok. Araştırma yapmıyoruz; Ne, Neden, Nasıl, sorularına cevap vermiyoruz, bir kişi ya da kurum ortaya çıkıyor bizde peşine takılıyoruz ne yazık ki...

Bu santral belki zararlıda olabilir, ama bunca yazan kişi şu benim yazdığım santralin yararlarını biliyor muydu?

Tepkiyi seviyoruz ama niye neden tepki verdiğimizi bilmiyoruz... Laf olsun torba dolsun diye yazıyoruz çoğu zaman, üzerine alınan varsa cevap verebilir arkadaşlar..

Gürcü-rus savaşı başlığında da 40 yıllık kahve geyikleri dönüyor, fikir yok , düşünce yok...

Hayırlısı olsun da ne bileyim ya ..