Hoşgeldin Ramazan-i Şerif
evet arkadaşlar ayların en güzeli ramazan ayına bu hafta giriyoruz ve bu ayın güzelliklerini buradan başlaşalım istedim ;
Ramazan'ın ilk günü ile birlikte nur ve feyiz dolu bir mevsimi yaşamaya başlarız. Kâinat şenlenir, dünya Cennetten süzülen nurânî bir hava ile dolup taşar.. Ulvi âlemlerin masum ve mübarek sakinleri öbek öbek mü'minlerin çevresini sarar. Rahmet ülkesinden müjdeler, kâinatın Rabbinden selâmlar ve mağfiret ümitleri getirir, Ramazan ayı...
Mukaddes kelâmın nazil oluşunun yıldönümünü mü'minlerle birlikte cinler, melekler; ağacı, çiçeği, böceği, kurdu, kuşu, denizi ve deryasıyla yaşlı dünyamız da kutlar. Görünen ve görünmeyen âlemlerde tam manâsıyla bir bayram havası yaşanır.
Bu ayın Cenâb-ı Hak katında müstesna bir yeri vardır. Yüce Rabbimiz kendisine muhatap olarak seçtiği kullarına sonsuz rahmetinin en geniş tecellilerini bu aya tahsis eder. Başta Kur'ân-ı Kerim olmak üzere! Tevrat, Zebur ve İncil gibi diğer semavî kitapların da bu ayda indirilmiş olması, bu günlerin kıymet ve kudsiyetini artıran diğer bir husustur
Ramazan ayının başladığı bir günde Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurdu:
"İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah'ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah'ın rahmetinden nasibini alamayandır."
Herkese Hayırlı Ramazanlar,Allah bizlere dolu dolu Ramazanlar nasip etsin...
Horoz Şekerİ, Mantar Tabancasi, Abdullah Bey
Aşağıdaki pasaj, üyesi olduğum başka bir siteye iki sene önce yazdığım bir yazıdır.
HOROZ ŞEKERİ, MANTAR TABANCASI, ABDULLAH BEY
Pek çok konuda olduğu gibi, Ramazan'a ait en eski hatıralarımda da gene Erzurum'un izleri var. Hatırladığım en eski Ramazanlar, Ekim-Kasım aylarına gelmişti. Ben de ilk tam gün orucumu ilkokul 2'deyken tutmuştum.
İstanbul'da Ramazan'ın simgesi nasıl güllaçsa, Erzurum'da da horoz şekeriydi. Belki gene güllaç da vardı; ama ben çocuk gözümle tabii ki horoz şekerini görüyordum. Kaba, kıymıklı, kısa bir çubuğa geçirilmiş; nasıl bir maddeden yapıldığı belli olmayan, şeffaf kiremit rengi olarak tanımlayabileceğim horoz şeklinde ve mükemmel bir kokuya sahip şekerler. Erzurum'un horoz şekerlerinin benim çocukluk dünyamda çok önemli bir yeri vardır. Bu önem de büyük bölümü kokusundan ileri gelir. Kokularla ilgili pek çok hatıram var ki, onları da başka bir yazımda anlatırım.
Gene çocukluk Ramazanlarım'a ait bir başka hatıram da, mahallenin çocuklarının bir ibadetten çok eğlence amacıyla gittikleri (Haydi, içim el vermedi, "içlerinde ibadet amacıyla gidenler de vardır" diyeyim de günahlarını almayayım), teravih namazlarından sonra; bir curcuna halinde patlattıkları mantar, çatapat ve benzeri maytap malzemeleridir. Teravihin bitişi genellikle bir mantar tabancası sesiyle mahalleye duyurulur ardından yaklaşık on-onbeş dakika süren bir gürültü senfonisi başlardı.
O yıllar Üniversite lojmanlarında cami olmadığı için, boş olan bir lojman dairesi mescit haline getirilir ve Ramazan boyunca teravih namazları bu lojmanda kılınırdı. Bu teravihlerden birinde, benim de şahit olduğum ilginç bir olay yaşanmıştı: Namaz esnasında, açık olan kapıdan giren küçük, sarılı beyazlı bir kedi yavrusu, bütün herkesi geçip, oldukça ciddi ve asık suratlı sayılabilecek (kendisini tanıyanlar varsa bu tarifimden dolayı özür diliyorum ama, çocuk gözüyle ben öyle görüyordum) lokal müdürü Abdullah Bey'in ayaklarına tebelleş olmuştu. Adamcağız, namazın müsaade ettiği bütün hareketleri yapmasına rağmen, kediden kurtulamıştı. Verilen ilk selamda, kediyi ensesinden tutup, kendince makul bir uzaklığa bıraktıktan sonra tekrar devam etti. Fakat, kedinin kurulmuş bir oyucak misali, aradaki onca insanı geçip, tekrar Abdullah Bey'in ayaklarına ulaşması, sadece saniyeler almıştı. Çıkan ufak tefek gülüşmelerden, olaydan haberdar olanların sadece ben ve Abdullah Bey'le sınırlı kalmadığını anlamıştım. Bir sonraki selamda, Abdullah Bey kediyi gene ensesinden tutup, yumuşak bir şekilde bu sefer dışarı attı ve kapıyı kapattı. Şimdi düşünüyorum da, herkesi geçip Abdullah Bey'e gittiğine göre, o kedi acaba Abdullah Bey'in kedisi miydi?
Geçen yıllarla Ramazan'ın yaz aylarına kayması, mahalleden bir arkadaşımla beraber Otel Oral'ın alt taraflarında bir fırında pide kuruğuna girişimiz, "Oroç musan, horoz musan?" , "Dayanamirsan, dutma..." takılmaları, Erzurum için iftar vakti...
Hepinize güzel bir Ramazan diliyorum. Oruç tutsanız da, tutmasanız da...
Trabzonspor'da oruç tutmak yasak
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte futbol kulüplerinde başlayan oruç tutma meselesi yeniden gündeme geldi.
Önümüzdeki Perşembe günü başlayacak Ramazan ayı ile birlikte Trabzonspor'da da oruç meselesi erkenden gündem oldu.
Teknik Direktör Ziya Doğan, bu sabah yapılan idmanın son bölümünde oruçla ilgili meseleyi ağzından kaçırdı. Havaların sıcaklığını sebep olarak gösteren Ziya Doğan, bu durumun performans düşüklüğüne neden olacağı düşüncesiyle futbolcularına Ramazan ayında oruç tutmayacaklarını açıkladı.
Bazı futbolcuların olaya tepki göstereceğini düşünen Doğan, konuyla ilgili oyuncularıyla bir toplantı yapacak. Takım içerisindeki bir çok oyuncunun hocanın bu kararına tepkili olduğu öğrenildi.
internetspor