Sessiz Çığlık...

Dile kolay 23 yıllık bir şampiyonluk özlemine karşın hala yıkıl-a-mayan bir taraftar kitlesiyiz bizler. Her koşulda iyiyi alkışlayan kötünün karşısına abide olarak çıkan bir taraftar. Hak eden kim olursa olsun gerçekleri açık açık konuşabilen taraftarız. Biz kendi taraftarı olduğumuz takıma dahi yalakalık yapamayacak kadar onurluyuz aslında...

Son zamanlarda yaşanılan gelişmelerin getirisi olarak popülaritesini kaybeden bir taraftar kitlesi imajı ile karşı karşıyayız. Sivas maçını bulunmaz bir fırsat sayıp üzerimize gelen medya; aslında, farkında olmadığımız bir olguyu içimize kazıyor adeta. TRABZONSPOR'lu olmaktan utanır hale getiriliyoruz. Yaşanan olayların getirisimidir bilinmez ama bir gerçek var ki eskisi kadar BORDO-MAVİ forma göremiyorum sokaklarda. Başkalarını yargılamadan önce -TRABZONSPOR'lu olmaktan utanıyormuyuz diye- kendimizi sorguya çekmemiz gerekmiyor mu ? Bir spor klübünden desteğini çekmiş sponsor firmayı ya da benzeri olayları yazılı olarak protesto etmek tabii ki gereklilik arz ediyor. Ama bunun kadar etkili bir yöntem olarak günün her anında TRABZONSPOR'lu olduğumuzu haykırmamız gerekiyor. Biz sussakta giyindiğimiz o muhteşem renkler ÇIĞLIK olarak anlatacak ne demek istediğimizi. Anlamak istemeyenlere de kafasını çevirmek, gözlerini kapatmak düşecek elbet...

Şu an itibarı ile, -çok zaruri durumlar haricinde- evden çıkarken üzerimde TRABZONSPOR taraftarı olduğumu haykıracak birşeyler bulunacak. Aynı hassasiyeti sizlerden de bekliyorum. Hadi Arkadaşlar hep beraber bir SESSİZ ÇIĞLIK atalım, bu adaletsiz arena da...

onların de istedği bu inanın, karşımızda öyle sinsi öyle kötülüğümüzü ve bizler isindirmek isteyenler varki, bence bu fırtınalı günlerde bu kişileri iyi tanımak adına dah asağduyulu olmayı öneriyorum,bizi bu topraklar dışına atmak için çalışıyorlar sanki, hala daha onları korkutuyoruzdemek n egüzel, madem korkutuyoruz sağduyulu olmalıyız, olmalıyız ki korkmaya devam etsinler....

ewet son gunlerde medya cıgrından cıktı
spor yorumcularu cıgrından cıktı
trabzonspor-sıvasspor maçını yada bır baska macı yorumlarken
sankı bır turkıye-isviçre yada türkiye yunanıstan maçı gıbı yorumluyorlar

Güzel fikir aslında. Hafta sonu hepimiz sokağa formalarımızla çıkabiliriz. Bu istanbul yalakası basının dahi ilgisini çeker. Hatta meydan parkında toplanıp tezahürat dahi yapabiliriz. Adını da Herşeye Rağmen İnadına Trabzon koyabiliriz.

Medyanın üzerimize geldiği doğrudur. Ama bu sadece bugün değil, en başarılı olduğumuz ve tek bir yabancı oyuncu oynatmadan, İstanbul züppelerine derslerini verdiğimiz zaman da böyleydi. Aradaki büyük fark, artık bizim elimizin eskisi kadar güçlü olmadığıdır.

Her türlü haksızlığa "rağmen" başarılı olmuş, ülke futbolu başını yerden kaldıramazken, Avrupa'yı da titretmiş bir kulübün taraftarı olarak o zamanlar söyleyecek çok daha fazla şey oluyordu elimizde.

Olan biteni, tantanayı, yaygarayı bir yana bırakırsak, Avrupa Kupaları'nda olmayacak takımlara elenen tam başarısız bir takım var şu anda önümüzde ve diğer yaşadıklarımızda (Sivas maçı gibi) Trabzonspor'u savunmak çok daha zor oluyor.

Büyük olduğumuz için İstanbul takımlarına kıyasla az, ama diğer Anadolu takımlarına kıyasla çok bir gelirimiz var. Şimdi sorsalar, "bu kadar geliri Anadolu takımlarından fazlasıyla alıyorsunuz da, haydi Türkiyeyi geçtik, Avrupa'da nasıl bu kadar başarısız oluyorsunuz?" diye, buna gururla verilecek bir cevabımız var mı? Bence yok.

Eskiden övündüğümüz altyapımız kurudu ve Ümit Milli Takıma, o da dostlar alışverişte görsün diyerek ancak 1 oyuncu gönderebiliyoruz. Sıfatı Trabzonlu, kendi Galatasaraylı bir federasyon başkanı sadece kendine değil, Trabzonspor üzerine de çekiyor şimşekleri.

Bütün bunlar bir olunca Trabzonspor'u savunmak zor oluyor.

Ama bunların hepsi bir tarafa, kulübüyle övünerek onu sahiplenmek diğer tarafa. Şu anda Trabzonspor'a yöneltilen eleştirilerin hiçbiri, özünde Trabzonspor'u "karşılıksız" sevenlerin suçu değil. Kendi suçumuz olmayan bir olaylar silsilesi için, utanmak da doğru değil. Bu nedenle bu öneriyi çok güzel buluyorum.

Zira bizler, dün vardık, yarın da burada olacağız. Yönetimler, başkanlar, futbolcular gelip geçecek. Başarısız olanlar da gelecek - gidecek, başarılı olanlar da.

Zaman zaman savunmak zor olsa da, utanacak bir durumda da değiliz Allah'a şükür:)

arkadaşlar haklısınız
bu eylem dikkat çekebilir
ben de haftaya istanbuldayım
giyeceğim formamı taksim beşiktaş mecidiyeköy gezeceğim
trabzonspor taraftarı olarak herşeye rağmen(yönetim t.d. basın ..vs)başımızı dik tutmalıyız

TRABZONSPOR'un baki kalacak iki olgusunu bir araya getirelim. BORDO-MAVİ renkler ve ONURLU TARAFTAR...

Yazıyı yazdıktan sonra oğlum ile BORDO-MAVİ taraftar tşörtlerimizi giyinerek çarşıya gittik. Sırtımda taşıdığım -her platformda uğrunda savaştığım- o renkler başlangıçta içimde acaba sorusunu uyundırmıştı açıkçası. Bu zamana kadar asla aşığı olduğum bu renkler ağır gelmedi bana. Üzerimde taşırken boynumu eğmedim ben. Başım dik onurumla yürüdüm her ortamda. Ondandır ki acaba densizin biri bir söz söylerde -oğlumun yanında sinirlerimi tutamayıp- karşılık vermek zorunda kalırmıyım tarzında idi bu düşünce...

Yürüdükçe, insanların sözleri ile değil gözleri ile birşeyler anlatmak istediklerinin farkına vardım. Her yakaladığım bakışa -Biz hala bu arenada en onurlu en şerefliyiz düşüncelerimle- olduğunca gülen sempatik gözlerle bakmaya gayret gösterdim...

Yaya geçitinin birinden henüz geçmiştik. Bir anda En Büyük TRABZONSPOR diye bir bağırış duydum. Arkamı döndüğümde siyah bir araçtan şöförün, yumruğunu sıkarak havaya kaldırarak bana bakıp gülümsediğini gördüm. Bende aynı şekilde karşılık verdim. Hiç tanımadığım birisi ve kalabalık bir caddenin orta yerinde bağırmıştı. O anı anlatmak gerçekten çok zor. Ben BORDO-MAVİ yi giyinerek SESSİZ ÇIĞLIK atacağımı düşüne dursam da, Onurlu, Şerefli bu takımın taraftarının bir ferdi zaman ve mekan gözetmeksizin destekçisi olduğunun haykırışını yaptı...

Benim anladığım şu ki, bizler BORDO-MAVİ renkleri giyinerek bir öncülük yapabiliriz. Birileri sokak ortasında haykırır sevgisini, birileri yarın aynı şekilde giyinerek destek verir belki. Ama Takımımıza sahip çıkan duyarlı bir taraftar kitlesi olduğumuzu gösterebiliriz böylelikle...

Demek ki yıllardır beri benim yaptığımda bir sessiz çığlıkmış aslında.
Daha 3 yaşına giren kızım bile biliyor bordo mavi renkleri ve kendi dilince Trabzon demeyi. Evet bende sokakta gördüğüm Trabzonspor formalı küçük çocuklara sevgi gösterisinde bulunuyor adamsın be diyerek övgüler yağdırıyor ve mutlu oluyorum.
Şehirler arası yollarda, kırmızı ışıklarda arabasında Trabzonspor amblemi veya bayrağı gördüğüm herkese selam veriyor onları kornamla, el hareklerimle selamlıyorum ve hepsini bir Trabzonspor taraftarı olduğundan dolayı seviyorum.
Trabzonsporlu olmanın ne demek olduğunu yakın bulduğum herkese anlatmaya çalışıyorum. Onurun, haysiyetin öne alındığı paranın arka planda geldiğini anlatmaya çalışıyorum. Ama maalesef bu devirde herşey para demek olduğu için kalemlerini, dillerini. nam.....larını para uğruna satan görsel ve yazılı medyayı elimden geldiğince protesto ediyorum.
Birçok yerlere bizim büyüklüğümüzü görmezden geldikleri için mailler atıyorum. Turkcell, Ülker, Vestel, Dsmart, Digiturk, Trt, Ntv, Atv, Show, Kanal D vs. vs. vs. imkan olsada yayınlansa hepsinde belkide hakarete kadar varan maillerim bulunmaktadır. Nedir bu kavgam benim çıkar sağlamakmı amacım.
Tek amacım imzamda olduğu gibi ama nerede anlayan. Ama olsun içimdeki bu kıvılcım sizin tabirinizde Sessiz çığlık birgün inanılmaz güçlü bir haykırışa dönecek ve ikiyüzlüleri, satılmışları, karaktersizleri sağır edecek.
Umarım herkesin Sessiz çığlığı benim çığlığımdan güçlü çıkar.

bi mehmet demirkolu durdurmadık ya daha ne diyim ben?adamı gs ye muhalif oluyo diye tek başına hıncal yedi yuttu yolladı kanaldan bi de bizim halimize bak!!
bence o yönetim dene mekanizma da TRABZONSPORLULUĞUNU belli edecek birşeyler yapsın kravatla şapkayla falan gösterseler de olur.yoksa ben zaten takarım.ki takıyorum.bu tip bir çağrı olmasa da buradaki birçok arkadaşımız sanırım çekirdek yiyen tayfadan değil.yani sitede bu tip bir eylemin başarılı olma ihtimali var bence