Almanya'daki Deniz Feneri E.V. Derneğinde Dolandırıcılık !
04/09/2008
Vicdan sömürüsüne devam...
Halktan topladığı paraları şirketler için kullandığı ortaya çıkan Gözlerini gerçeğe kapatanlar, insanların vicdanlarını sömürmeye devam ediyor
Topladıkları milyonlarca Avro’yu milli görüş bağlantılı şirketler için kullanmakla suçlanan sanıkların mahkeme önünde yaptıkları itiraflar, halkın dini ve insani duygularının nasıl sömürüldüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Gözlerini gerçeğe kapatanlar adı altında dernek kurup yoksul ve muhtaç insanlara yardım götürüleceği vaadiyle milyonlarca Avro toplayanlar bu paraları milli görüş bağlantılı şirketler ve kurumlara aktardıklarını itiraf ettiler.
Yolsuzluk ve vurguna rağmen Gözlerini gerçeğe kapatanlar adlı derneğin Türkiye ve Avrupa’da hala halktan bağış toplayabilmesi ve bunun engellenmemesi soru işaretleri yaratıyor. Ramazanın gelmesiyle birlikte birçok televizyon kanalına ve gazeteye ilan vererek, sokaklara afiş ve pankartlar asarak din ve vicdan sömürüsü yapan Gözlerini gerçeğe kapatanlar ve benzeri kuruluşlar arsızca halkı soymaya devam ediyor. Halk, yaşananlara anlam veremezken, emekli maaşından kısıp her ay bağış yapan kadından, yardım bekleyen insanlara kadar herkes artık neye güveneceklerini bilmediklerini söylüyor.
Emekli maaşını yatırdı
Deniz Feneri’ne bağış yapan Keriman Kumantaş ile bankadan çıkarken karşılaşıyoruz. Elinde Gözlerini gerçeğe kapatanlar'a yaptığı 150 YTL’lik makbuzunu gösterirken iddialar karşısında şaşkına dönüyor. Bir yıldan uzun bir süredir, her ay 700 YTL emekli maaşının 250 YTL’sini bağış olarak veren Kumantaş¸”Nereye verdiklerini bilmiyordum” diyerek üzüntüsünü makbuzu gösterirken yineliyor. “Hep mümkün olsa daha fazla versem diye düşünürdüm. Bunu duyunca kahroldum. Yoksullara gönderiyorlar diye verdim ben. Sonuçta televizyonda çok cazip geliyordu. Nereden bilebiliriz” diyen Kumantaş, buradan, ‘Kimse Yok mu?’ adlı yardım kuruluşuna para yatırmaya gidiyor.
‘Kimse Yok mu?’ yardım kuruluşuna ilişkin ‘O iyi midir?’ diye soran Kumantaş, artık neye güveneceğini bilmediğini söylüyor. Yine de, “Bir alışkanlık yine de gidip son defa da olsa vereceğim” diyen Kumantaş, “Artık yardımlarımı gidip elimle götürüp veririm. İyi niyeti suiistimalden başka bir şey değildir. Söyleyecek bir şey bulamıyorum çok üzgünüm” diye konuşuyor.
Fakirlerin gözünü boyuyorlar
Yıldırım Akkaya da, “Üç beş kişinin parasını alıp kendi keselerini genişletiyorlar. Vebali günahı onların boynuna. Derneklerin paraları artık nereye gönderiyorsa neden devlet fatura etmiyor” diyor.
“Kurban Bayramı’nda, mahallemizdeki çoğu insan kurbanlarını onlara vermişti. Ama çoğu kendine çalışıyor. Fakirlere de göstermelik bir şeyler yapıp göz boyuyorlar” diyen Ali Saygılı, her zaman Gözlerini gerçeğe kapatanlar'ın yardım toplayıp fakirlere dağıttığını düşünürmüş eskiden.
Mehmet Şeri Gül, “Millet perişan olmuştur. Gözlerini gerçeğe kapatanlar'ın aldığı paralar herhalde devlete gidiyordur bilmiyorum ki nereye gidiyor. Devlet, fakir fukaraya bakmıyor. Millet bu ramazan ayında marketlere yakalaşamazken. İnsanlar da yardım kuruluşlarına koşuyor. Devlet de izin veriyor” diye konuşuyor.
‘Hiçbir şeye güvenemez olduk’
“Valla aldığı yardımları, biraz kendi yandaşlarına, biraz da fakire veriyorlar. Gözlerini gerçeğe kapatanlar gibi yardım kuruluşlarının gerçekten dürüstçe yaptığına inanmıyorum “ diyen Ayşe Çakal halktan aldığı paraları şirketlere aktarmasının terbiyesizlik olduğunu söylüyor.
Gözlerini gerçeğe kapatanlar'ın halktan aldığı paraları yoksullara gönderdiğine inanmadığını söyleyen Süleyman Arslan, “Bir takipçisi olması lazım. İnsanların duygularını, paralarını istismar etmeleri kabul edilemez. Artık hiçbir şeye güvenemez olduk” diyor. Gökhan Demirbilek de, bu yardımların kesilikle yerine ulaşmadığını söyleyerek, “Zaten gündemde olduğu ve kendilerinin itiraf ettiği gibi. Kendi çıkarlarına uygun hareket ediyorlar. Halka yansımıyor bu. Halktan alınan paralar, kendi yandaşlarına gidiyor” diye konuşuyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Gözlerini gerçeğe kapattıkları için hep karanlıkta kalanlara sevgilerimle!