Sevgili arkadaslar,
<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" />
Biliyorsunuz bu sezon basinda altyapidan gelen 4 genç oyuncumuz A Takim?a alindi. Hatta Trabzonspor Dergisi?nin Agustos sayisinda kapak konusu olmuslardi. Biz de sevinmis, ?<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bak ne güzel, demek altyapidan bir seyler gelmeye basladi[/B]? diye umutlanmistik. Sonraki günlerde, önce sezon basinda Çaglar?in Orduspor?a, Ocak transferinde de Selim?in Bursaspor?a kiralik olarak verildigini ögrendik.
Koca bir ilk yari bitti, ikinci yari basladi ve devam ediyor fakat geriye kalan diger iki genç futbolcudan ses seda yok. Yine Dergi?nin son sayisinda, bu sefer kapakta degil de iç sayfalarda iki genç arkadasla, yani Ufuk ve Yusuf ile yapilmis bir röportaj var. Özetle, ?<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bizi ya oynatin ya da deneyim kazanmamiz için baska takimlara kiralayin. Deneyim ancak oynayarak kazanilir[/B]? diyorlar.
Öyle ya da böyle, bu gençleri bu sene Trabzonspor formasi altinda göremiyoruz. Su anki gerçek bu. Içimizden hatirlayanlar çikacaktir, yillar önce G.Saray Sampiyonlar Ligi maçinda A.Sami Yen?de Barcelona ile oynayacagi zaman, rakip takimin ilk onbirinde daha önce adini hiç duymadigimiz bir futbolcu gözümüze çarpmisti. Ilk kez ilk onbirde sahaya çikiyordu bu futbolcu ve henüz ilk grup maçiydi, yani Barcelona gruptan çikmayi garantilemis de formalite maçlari oynuyor degildi. Sergi adindaki bu futbolcu, sonraki yillarda Barcelona?nin degismez oyuncusu oldu, hatta yillarca takim kaptanligi yapti.
Johann Cruyff?un o gün yaptigi siradisi bir uygulama olarak kabul edilebilir. Tamam da bizim hiç mi rahat maçimiz olmuyor? Ya da ne bileyim, son on-on bes dakikasina rahat girdigimiz maçlar? Futbolcu dedigin bugün vardir, yarin yoktur. Hiçbir yere gitmeseler bile birkaç yil sonra yaslanacaklar, futbol hayatlari sonbaharina yaklasacak. Allah korusun, bunun kalici sakatligi var, su var bu var. Vakti zamaninda efsane kadro vardi ve bu kadro 20-25 yas arasi gençlerden olusuyordu, bu gözden kaçirilmamali. Sonraki yillarda Trabzonspor?da, yolda görsek tanimayacagimiz gençler top kosturmaya basladi ve sampiyonluklar yine de arka arkaya geldi.
Tam bu noktada, Trabzonspor Dergisi?nin Ocak ayi sayisinda, efsane kadronun önemli bir futbolcusuyla, yani Bekir Barçin ile yapilmis söylesideki önemli bir ayrintiya bakmamiz icap ediyor. Bekir Barçin der ki:
??<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Trabzonspor da, ikinci ligden birinci lige çikma maçinda PTT?ye 2-1 maglup olmus ve birinci lige çikma basarisi gösterememisti. Efsane takimin kurulmasina bu maç vesile olmustur. Iyi ki de Trabzonspor o maçi kaybetti, yoksa efsane takim ve Trabzonspor efsanesi diye bir sey olmayacakti. Çünkü takim, bir an önce sampiyon olup birinci lige çiksin diye disaridan pek çok kisiyi transfer etmis ama olmamisti. PTT?ye kaybeden Trabzonpor?da idareciler, dis transfer yapmak yerine, civar bölge takimlarindan yetenekli gençlerle bir takim yapmaya karar verdi. Trabzon Gençlerbirligi o dönemde kendi kategorisinde Türkiye sampiyonu olmustu ve Necati, Ihsan, Ilyas, Aziz gibi oyuncularla ben de Trabzonspor?a transfer olduk. Yine, Ali Kemal ve Sener Rizespor?dan, Senol ile Kadir Sebat?tan, Turgay Çimentospor?dan ve Hüseyin de Erzurumspor?dan gelmisti.(?.)[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Bu maçin kaybedilmesi Trabzonspor efsanesini olusturdu. Eger Trabzonspor, o maçi kazanip birinci lige çiksaydi, ne bu kadro olusturulacak, ne de efsane Trabzonspor diye bir sey olacakti? PTT maçi kazanilip Birinci Lig?e çikilsaydi, disaridan transferler olacak, sehirdeki amatör takimlardaki yetenekli futbolculara bakilmayacakti bile. Basari da gelmezdi muhtemelen. Hele sampiyonluklarin gelmesi, imkansizdi[/B].?
Evet, hâlâ yanip yakildigimiz PTT maçi, hayirlara vesile olmus da bizim haberimiz yokmus. Dogrusu bize hatirlattigi için sevgili Bekir Barçin?a tesekkür borçluyuz.
Simdi burada bir yanlis anlasilma olmasin. Trabzonspor?un futbolcu kadrosu tamamen yörenin genç ve yetenekli futbulcularindan olussun diye bir iddiada bulunmuyorum. Trabzonspor?un en iyi zamanlarinda yöre disindan gelen futbolcular vardi ve en az Trabzon kökenli futbolcular kadar yararli olmuslar ve en az onlar kadar sevilmislerdi.
Dünya futboluna bakildiginda karsimiza çarpici örnekler çikiyor. Yine hatirlayanlar çikacaktir, 1980?li yillarin ortalarinda bir Real Madrid firtinasi esiyordu ve ilk onbirin tam 8 futbolcusu altyapidan gelmisti. Ve inanin, bugünkü söhretler karmasi halinden çok daha basariliydi o takim. Santiago Bernabeu stadina Avrupa?nin hangi takimi çikarsa çiksin, fark yemeyince kendini basarili addediyordu. Ha, sunu da ilave edelim, ilk onbirin kalan oyuncularini da yine (yerli ya da yabanci) söhretli futbolcular olusturuyordu, o yillarda Meksikali Hugo Sanchez, Alman Bernd Schuster, Yugoslav Jankoviç bunlara tipik örneklerdir.
Uzun lafin kisasi, Trabzonspor?un bir altyapi takimi olmaktan baska çikar yolu yoktur. Az önce vurgulamaya çalistigim gibi, bu da disaridan az sayida da olsa, kaliteli transfere kapali olmasini gerektirmemektedir. Fakat Trabzonspor?un yapisi kendine Milan gibi her daim söhretli futbolcu vitrini olan kulüpleri örnek almaya asla müsait degildir.
Saygi ve selamlarimla?