burda nike magazasi felan yok, ama ztn nikenin her formasi ayni, yani beden olarak, bir yerde hertha yada dortmund formasi deneyin, onlar olursa bizim formada olur...
karstadt sporda veya ece centerda internetsporda görmüstüm nike formalari
orada denenebilir
nike'ın reklamları vardı hane gemide felan maç eden dünya starları. bizimkilerde forma ve ürün tanıtımını yaylada çekilmiş güzel bi kliple yapsalar güzel bi kurgu ve iyi bi montaj efektlerle çok güzel olur bide tvde reklamlara verilirse deymeyin forsumuza
Ali Fuat Abi Nike'nin yeni sezon yazı ve numara stili bu mu? Bizimki böyle mi olacak, bir bilgin var mı?
O şekliyle olmayacak. Aynı mesajda fontlarla ilgili düşüncemi de paylaşmıştım.
Nike'ın bu formalar için tasarladığı kurumsal font bu.
Formalarda kullanılan yazı karakterleri de forma tasarımının bir parçası.
Olaya illa değiştirelim de ne olursa olsun diye yaklaşmamak lazım. Araba buysa direksiyonu da bu. Markanın bize önerdiği font en doğru ve güzel olanı. O fontu seçerken seçmiş olmak için seçmiyor ki adamlar.
İbbspor'un fontu güzel olmamış ve iyi ki biz kullanmıyoruz o fontu. İbbspor için doğru olabilir fakat bize gitmez.
Güzel sanatlar eğitimi almış, font tasarlamış bir grafik tasarımcı olarak yorumum: şu anki fontlarımız ve kullanılan yazı karakterleri gayet güzel.
Sadece bize ait kurumsal bir yazı karakterimiz olsun derseniz o konu ayrı bir konu. Kurumsal yazı karakterimiz olacaksa bu işin uzmanları tarafından yapılacak bir çalışmayla karar verilmeli. Kurum kimliğinin önemli bir parçası olan yazı karakteri, değiştirmiş olmak için değişmez veya 'bilgisayardan başka bir font seçsinler işte' basitliği ile değerlendirilemeyecek kadar ciddi bir konudur.
Formanın her şeyini eleştirmek zorunda gibi şimdi de formada kullanılan yazı karakterine mi taktık? Güzel olduğunu anlamak için illa kötü bir uygulama yapılması lazım. Güzel işte, karakterin bold ( kalın ) olması da beyaz etkisini artırıyor formanın üzerinde, gayet şık.
Merak eden aşağıdaki yazıyı okuyabilir.
Tipografik açıdan en temel öge olan harfin anlamı çıkarabildiğimiz bir sesi tanımlamasıdır. Tek başına tipografik harflerin bundan öte bir anlamı yoktur. Ne zaman onlar sözcükleri oluşturmak için bir araya getirilirler, o zaman nesneler, kavramlar, terimler vb. anlamlı yapılara dönüşürler. Bu anlam dünyasının en temel dışavurumu olan yazı belki de kültürel evriminde insanoğlunun kurguladığı en mükemmel şifrelemelerden biridir. Bu şifrelemenin anahtarları harfler ise düşünce ve dil örüntülerinin en küçük ögeleridir. Bu nedenle tipografinin kimyasında harfler atom, sözcükler molekül, tümceler bileşiklerdir.
Tipografinin Ana Malzemesi: Yazı Karakteri
Tipografik açıdan en temel öge harftir. Harfler insanoğlunun kültürel evriminin oldukça uzun süren sonuçlarıdır. İnsanlık tarihinin erken dönemlerinde görülen mağara resimleri belki de insanoğlunun ilk bildirişim biçimlerinden biridir. Bunların sanatın başlangıcını oluşturdukları bilinmektedir. Ernst H. Gombrich'in Sanatın Öyküsü'nde, Ernest Fischer'in Sanatın Gerekliliği'nde ve Herbert Read'in eserlerinde üstelik mağara resimlerinin oluşturulma gerekçeleri kültür ve sanat tarihi açısından değerlendirilmektedir. Ancak ne amaçla yapılmış olursa olsun, bunlar okunmak için değildir. (Aslıer 1984) İnsanlığın kültürel evriminde yazının kullanılış süresi henüz tam bilinmemekle birlikte en fazla altı bin yıl öncesine uzanmaktadır. Kazıbilimin olası yeni bulguları bu tarihleri değiştirebilir ama, bilinen en eski yazı Sümerlere aittir. Mezopotamya, Mısır ve Çin uygarlıklarında piktografik yazının farklı biçimlerinin, farklı yazma araç ve gereçlerinin kullanıldığı bilinmektedir. M.Ö. 1500'lerden 800'lere değin, Fenike halkının geliştirdiği ve ünlü sesleri içermeyen yazı günümüzün çağdaş sesçil (fonetik) yazısının temellerini oluşturmaktadır. Piktografik kökeninde bir anlam içeren, bir nesnenin, eylemin ya da duygunun belirtkesi olan yazı imleri süreç içerisinde evrilmiş, kendi çıkış kaynaklarından uzaklaşarak soyut göstergelere dönüşmüş ve çıkarabildiğimiz sesleri tanımlar olmuştur. Günümüz açısından, bu nedenle tek başlarına tipografik harflerin kendi gösterdikleri ses değerlerinden başka anlamları kalmamıştır.
Antik Çağ, Helenistik Çağ, Roma Çağı derken yazı Batı dünyasında mimariye özgü dönüştürülmüş biçimlerine kavuşarak ve miladi yüzyıllarla birlikte yazının altın çağı yaşanarak, kaligrafi araç-gereci ve yazma eserler aracılığıyla Bizans, Romanesk Dönem ve Ortaçağda olgunlaşmış ve Rönesansla birlikte çağdaş tipografik biçimlerini kazanmaya başlamıştır. Bugün kullandığımız harfler, sayılar ve yazıya ilişkin noktalama imleri Gutenberg'in hareketli hurufat dizgesiyle birlikte başlayan basımcılık yönteminin yarattğı ivme sayesinde yetkinleştirilmiştir. 15. yüzyılda Roma büyükharfleri ile küçükharfleri antik temelde tasarlayan Nicolaus Jenson; 16. yüzyılda ilk eğik (italik) hurufatı baskıda kullanan Aldus Manutius; mükemmel roman tasarımlarıyla Giovanni Cresci, aksan ve düzeltme imlerini geliştiren Geofroy Tory; Fransız estetiğini harfe yansıtan Claude Garamond; 17. yüzyıl sonunda Kraliyet kesimcisi Philippe Grandjean; 18. yüzyılda Hollanda-İngiliz biçeminin en kusursuz örneğini yaratan William Caslon; İngiliz ağırbaşlılığı ve soylu geleneğini yansıtan tasarımıyla John Baskerville; punto ölçü dizgesini geliştiren Pierre Simon Fournier, 18. yüzyılın ikinci yarısı ve 19. yüzyılda Modern hurufatları tasarlayan Firmin ve Ambrosio Didot ile Giambattista Bodoni ve diğerleri –çoğu kendi adıyla anılan ve yeri doldurulamayan- klasik basımcılığın yazı tasarımcıları ya da basımcılarıdır. (Chappel 1970)
20. yüzyılın tipografi kitaplarında okura yönelik yapılan tavsiyelerden biri, eğer varolan yazı karakterleri arasından bir seçim yapılamıyorsa, birçok tasarımcının da yaptığı gibi, geçmişin bu değerli yazı karakterlerini göz önünde bulundurmalarıdır. (Craig 1991;14) Günümüzde yaşanan sayısal (digital) karmaşa karşısında bu öneri hiç de yabana atılır cinsten değildir.
Trajan Sütunu. M.S. 112-3 yılları arasında kesilen Roma'daki Trajan Sütunu, temelden 1.15 m yükseklik ve 2.74 m genişlikteki bu (üzerine kazınmış ve oyulmuş) yazıt İmp. Trajan'ın 'Germen' ve 'Dacia' halklarına karşı savaşlarını anmakta ve 'SENATVS.POPVLVS.QVE. ROMANVS' (Roma'nın Senatosu ve Halkı) tümcesiyle başlamaktadır. Harfer arka düzlemden ön düzleme çıkabilsinler diye asıl olarak kırmızıyla renklendirilmiştir. Sözcükler, aralarındaki ortalanmış noktalarla, özellikle sayılar ise üstlerine çizgi çizilerek (çünkü Roma Rakamları günümüz sayılarından değil, harf ilişkilerinden oluşmaktadır) metinden ayrıştırılmışlardır.
En son a f s tarafından düzenlendi; 27.06.2009, 13:32.
evet bende bu fontu görmüştüm , şekli böyleydi ama delikli değildi. deliksiz hali geçen yılki fontumuzun aynısı diyenlerde olmuştu. ama avatarımdaki 6 ile katalogdaki 6yı karşılaştırıncca fark belirgin oluyor.
O şekliyle olmayacak. Aynı mesajda fontlarla ilgili düşüncemi de paylaşmıştım.
Nike'ın bu formalar için tasarladığı kurumsal font bu.
Formalarda kullanılan yazı karakterleri de forma tasarımının bir parçası.
Olaya illa değiştirelim de ne olursa olsun diye yaklaşmamak lazım. Araba buysa direksiyonu da bu. Markanın bize önerdiği font en doğru ve güzel olanı. O fontu seçerken seçmiş olmak için seçmiyor ki adamlar.
İbbspor'un fontu güzel olmamış ve iyi ki biz kullanmıyoruz o fontu. İbbspor için doğru olabilir fakat bize gitmez.
Güzel sanatlar eğitimi almış, font tasarlamış bir grafik tasarımcı olarak yorumum: şu anki fontlarımız ve kullanılan yazı karakterleri gayet güzel.
Sadece bize ait kurumsal bir yazı karakterimiz olsun derseniz o konu ayrı bir konu. Kurumsal yazı karakterimiz olacaksa bu işin uzmanları tarafından yapılacak bir çalışmayla karar verilmeli. Kurum kimliğinin önemli bir parçası olan yazı karakteri, değiştirmiş olmak için değişmez veya 'bilgisayardan başka bir font seçsinler işte' basitliği ile değerlendirilemeyecek kadar ciddi bir konudur.
Formanın her şeyini eleştirmek zorunda gibi şimdi de formada kullanılan yazı karakterine mi taktık? Güzel olduğunu anlamak için illa kötü bir uygulama yapılması lazım. Güzel işte, karakterin bold ( kalın ) olması da beyaz etkisini artırıyor formanın üzerinde, gayet şık.
Merak eden aşağıdaki yazıyı okuyabilir.
Tipografik açıdan en temel öge olan harfin anlamı çıkarabildiğimiz bir sesi tanımlamasıdır. Tek başına tipografik harflerin bundan öte bir anlamı yoktur. Ne zaman onlar sözcükleri oluşturmak için bir araya getirilirler, o zaman nesneler, kavramlar, terimler vb. anlamlı yapılara dönüşürler. Bu anlam dünyasının en temel dışavurumu olan yazı belki de kültürel evriminde insanoğlunun kurguladığı en mükemmel şifrelemelerden biridir. Bu şifrelemenin anahtarları harfler ise düşünce ve dil örüntülerinin en küçük ögeleridir. Bu nedenle tipografinin kimyasında harfler atom, sözcükler molekül, tümceler bileşiklerdir.
Tipografinin Ana Malzemesi: Yazı Karakteri
Tipografik açıdan en temel öge harftir. Harfler insanoğlunun kültürel evriminin oldukça uzun süren sonuçlarıdır. İnsanlık tarihinin erken dönemlerinde görülen mağara resimleri belki de insanoğlunun ilk bildirişim biçimlerinden biridir. Bunların sanatın başlangıcını oluşturdukları bilinmektedir. Ernst H. Gombrich'in Sanatın Öyküsü'nde, Ernest Fischer'in Sanatın Gerekliliği'nde ve Herbert Read'in eserlerinde üstelik mağara resimlerinin oluşturulma gerekçeleri kültür ve sanat tarihi açısından değerlendirilmektedir. Ancak ne amaçla yapılmış olursa olsun, bunlar okunmak için değildir. (Aslıer 1984) İnsanlığın kültürel evriminde yazının kullanılış süresi henüz tam bilinmemekle birlikte en fazla altı bin yıl öncesine uzanmaktadır. Kazıbilimin olası yeni bulguları bu tarihleri değiştirebilir ama, bilinen en eski yazı Sümerlere aittir. Mezopotamya, Mısır ve Çin uygarlıklarında piktografik yazının farklı biçimlerinin, farklı yazma araç ve gereçlerinin kullanıldığı bilinmektedir. M.Ö. 1500'lerden 800'lere değin, Fenike halkının geliştirdiği ve ünlü sesleri içermeyen yazı günümüzün çağdaş sesçil (fonetik) yazısının temellerini oluşturmaktadır. Piktografik kökeninde bir anlam içeren, bir nesnenin, eylemin ya da duygunun belirtkesi olan yazı imleri süreç içerisinde evrilmiş, kendi çıkış kaynaklarından uzaklaşarak soyut göstergelere dönüşmüş ve çıkarabildiğimiz sesleri tanımlar olmuştur. Günümüz açısından, bu nedenle tek başlarına tipografik harflerin kendi gösterdikleri ses değerlerinden başka anlamları kalmamıştır.
Antik Çağ, Helenistik Çağ, Roma Çağı derken yazı Batı dünyasında mimariye özgü dönüştürülmüş biçimlerine kavuşarak ve miladi yüzyıllarla birlikte yazının altın çağı yaşanarak, kaligrafi araç-gereci ve yazma eserler aracılığıyla Bizans, Romanesk Dönem ve Ortaçağda olgunlaşmış ve Rönesansla birlikte çağdaş tipografik biçimlerini kazanmaya başlamıştır. Bugün kullandığımız harfler, sayılar ve yazıya ilişkin noktalama imleri Gutenberg'in hareketli hurufat dizgesiyle birlikte başlayan basımcılık yönteminin yarattğı ivme sayesinde yetkinleştirilmiştir. 15. yüzyılda Roma büyükharfleri ile küçükharfleri antik temelde tasarlayan Nicolaus Jenson; 16. yüzyılda ilk eğik (italik) hurufatı baskıda kullanan Aldus Manutius; mükemmel roman tasarımlarıyla Giovanni Cresci, aksan ve düzeltme imlerini geliştiren Geofroy Tory; Fransız estetiğini harfe yansıtan Claude Garamond; 17. yüzyıl sonunda Kraliyet kesimcisi Philippe Grandjean; 18. yüzyılda Hollanda-İngiliz biçeminin en kusursuz örneğini yaratan William Caslon; İngiliz ağırbaşlılığı ve soylu geleneğini yansıtan tasarımıyla John Baskerville; punto ölçü dizgesini geliştiren Pierre Simon Fournier, 18. yüzyılın ikinci yarısı ve 19. yüzyılda Modern hurufatları tasarlayan Firmin ve Ambrosio Didot ile Giambattista Bodoni ve diğerleri –çoğu kendi adıyla anılan ve yeri doldurulamayan- klasik basımcılığın yazı tasarımcıları ya da basımcılarıdır. (Chappel 1970)
20. yüzyılın tipografi kitaplarında okura yönelik yapılan tavsiyelerden biri, eğer varolan yazı karakterleri arasından bir seçim yapılamıyorsa, birçok tasarımcının da yaptığı gibi, geçmişin bu değerli yazı karakterlerini göz önünde bulundurmalarıdır. (Craig 1991;14) Günümüzde yaşanan sayısal (digital) karmaşa karşısında bu öneri hiç de yabana atılır cinsten değildir.
Trajan Sütunu. M.S. 112-3 yılları arasında kesilen Roma'daki Trajan Sütunu, temelden 1.15 m yükseklik ve 2.74 m genişlikteki bu (üzerine kazınmış ve oyulmuş) yazıt İmp. Trajan'ın 'Germen' ve 'Dacia' halklarına karşı savaşlarını anmakta ve 'SENATVS.POPVLVS.QVE. ROMANVS' (Roma'nın Senatosu ve Halkı) tümcesiyle başlamaktadır. Harfer arka düzlemden ön düzleme çıkabilsinler diye asıl olarak kırmızıyla renklendirilmiştir. Sözcükler, aralarındaki ortalanmış noktalarla, özellikle sayılar ise üstlerine çizgi çizilerek (çünkü Roma Rakamları günümüz sayılarından değil, harf ilişkilerinden oluşmaktadır) metinden ayrıştırılmışlardır.
Senin bu başlıktaki bilgilendirici yazılarını ilgiyle okuyorum, a f s. Ayrıca formalarla ilgili eleştirilere de böyle bir zorunluluğun olmadığı halde neredeyse tek başına göğüs geriyorsun. Ben bütün formalarımızı beğeniyorum, mutlaka bir kusur bulmak istedikten sonra Barcelona formasının bile eleştirilecek yanlarını bulabiliriz diye düşünüyorum. Çalışmalarında başarılar dilerim.
bence bizim fontlar daha ciddi duruyor . ve ali fuat abinin de dediği gibi formada bütünlük sağlıyor. beyaz şort beyaz tozlukla mükemmel bi görüntüsü olacaktır formaların. yakalarda ve reklamlardaki beyaz da güzel bi etki yapacaktır. hele bi sahada o stadyum ışıkları altında görelim formaları daha da çok seveceğiz muhakkak
Yorum