PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ne Zaman Şampiyon Olacağız?



tsmetu
04.03.2008, 21:27
ne zaman bitecek bu kahır ne zaman yüzümüz gülecek şimdi şampiyonluk bücadelesinde neden biz yokuz

Dursun Kaplan
04.03.2008, 21:31
Sanırım bu konuyu benim torunLar görücek o zaman anca.. :D:D:D

Samet Berber
04.03.2008, 21:32
valla böyle giderse çok zor dilerim en kısa zamanda bu özlemimiz sonlanır...

Cem Balcı
04.03.2008, 22:02
inşallah seneye.:)

cemilsezgin
04.03.2008, 22:02
günü geldigi zaman

Cem Balcı
04.03.2008, 22:06
günü geldigi zaman


:D:D

oda doğru.:p

TS-Tiryaki
04.03.2008, 22:09
inşallah seneye.:)



aynen öyle. seneye insallah sampiyonuz

Emre7
04.03.2008, 23:53
fener türkiye kupasını alırsa o zaman.....

Ahmet Faruk
05.03.2008, 00:18
fener türkiye kupasını alırsa o zaman.....
Ya abi ağzımdan aldın haa.:D

Arif Timurcioğlu
05.03.2008, 00:42
aynen öyle. seneye insallah sampiyonuz Hep seneye seneye diye diye yaşım geldi 22 ye hala seneye diyoruz. Artık inanmam hep aynı lafı duyuyorum.

OFLU
05.03.2008, 00:48
Hep seneye seneye diye diye yaşım geldi 22 ye hala seneye diyoruz. Artık inanmam hep aynı lafı duyuyorum.

Vallaha ayni seyler benim icinde gecerli,Fener bile uefayi alacak biz Turkiye sampiyonlugu goremeyecez ben ona yaniyorum..

Adem Erdoğan
05.03.2008, 01:26
Bu başlığa 1 milyonuncu mesajın atıldığı zaman

Mustafa
05.03.2008, 01:33
34 hafta sonunda 17 takımdan fazla puan aldıgımız zaman

Fatih
05.03.2008, 01:35
rakiplerimizin başarılarına tü kaka demek yerine şapkamızı önümüze koyduğumuz zaman

Ahmet Kuru
05.03.2008, 01:55
her sene Şampiyonluk parolasıyla gireceğimize...kendimize çeki düzen verelim 3 sene 4. sene Şampiyon olalım..bence böylesi daha mantıklı

Vkgz
05.03.2008, 01:56
seneye şampiyon olalım seneye şampiyon olan yeni sisteme göre direk şampiyonlar ligine gidecek :)

BDiler61
05.03.2008, 01:58
yaş:23 görülen şampiyonluk sayısı:0 Trabzonspor aşkı : sonsuz

Çetin
05.03.2008, 02:27
gerçekçi ya da taraftar olarak cevap verebilirim. taraftar olarak "her zaman için seneye şampiyonuzdur" ama gerçekçi biri olarak uzun süre olamayacağımız kanısındayım. zira biz hedef takımı değiliz. bunu kesinlikle iddia ediyorum. biz ne zaman kendimize bir hedef koyduysak her zaman o hedeften şaştık. tesadüfi demek istemiyorum ama başarı kimi zamanda bir şekilde gelip bizi bulmuş oluyor.

not: sadece yaşadığım dönemle ilgili yorum yapmış bulunmaktayım, yani bu yorum herhangi bir şampiyonluğu kapsamamaktadır.

Adem Erdoğan
05.03.2008, 02:38
Hep seneye seneye diye diye yaşım geldi 22 ye hala seneye diyoruz. Artık inanmam hep aynı lafı duyuyorum.

Bencede hep seneye özlemi bizi şampiyon yapmıyo.5 sene önce keşke seneye değilde 5 sene sonraya şampiyonluk hedefi koyduk deseydi camia şimdi herşey daha güzel olurdu belkide.

Gürkan
05.03.2008, 08:58
rakiplerimizin başarılarına tü kaka demek yerine şapkamızı önümüze koyduğumuz zaman

tü kaka denilen rakipler hakkımızı yemediği zaman.

onur_alabuga_61
05.03.2008, 09:00
bu sorunun cevabı çok basit HİÇ BİR ZAMAN HİÇ BİR ZAMAN HİÇ BİR ZAMAN HİÇ BİR ZAMAN HİÇ BİR ZAMAN HİÇ BİR ZAMAN HİÇ BİR ZAMAN

CAFER ÖZER
05.03.2008, 09:04
Ne zaman Şampiyon oluruz.
1-Trabzonsporu yönetceğiz iddiası ile Yönetime şeçilenler,İçlerinde kavga etmeyi bıraktığı gün.
2-Trabzonspor Yöneticileri,Kendi şahsi reklamları için değilde Trabzonspor için koşturduğu gün.
3-Ne zaman İşler kötü gitse Bizi ancak kendi evlatlarımız kurtar diyerek Olur olmadık İnsanları Trabzonsporun başına getirme hevesinden vazgeçildiği Gün.
4-Trabzonsporda İlçeler arası kavga bittiği gün,Yok bu Oflu,Bu Akçaabatlı,Bu vakfıkebirli. vs işlerinden vazgeçildiği gün.
5-Yerel medyanın Trabzonsporu Yönetme arzusunu bırakıp,Trabzonsporun başarılı olması için uğraştıkları gün.
6-Trabzon kanadı,İstanbul kanadı kavgası bittiği gün.
7-Özetle Trabzonsporda Barışın sağlandığı gün Trabzonspor Şampiyonluğun en büyük adayıdır.
Bu mümkünmü.?Biraz zor gözüküyor.
Tek kelime ile Barış yeterli,Gerisi kendiliğinden gelir.

cemilsezgin
05.03.2008, 09:09
ya şanpiyon olsan ne olurki veya tam şanpiyon olacagın zamn degişik yolarla şaanpiyonlu elinden aln takımı senin tarftarın kendi stesinde tebrik yagdırıyo gerekirse formasını giyerim diyo ne olacak şanpiyon olsan bu admımı sevindireceksin o adam zaten kim şanpiyon olursa olsun seviniyo baksana

argentina
05.03.2008, 09:39
gerçekçi olucam açıkçası inanmıyorum ben şampiyon olucağımıza,feneririn gs nin çok gerisnde kaldık artık acı ama gerçek,dunku fenerbahçe maçından sonra bir kez daha isyan ettim nurişe bizim 2 yılımızı ve onumuzdeki 5 yılı çaldığı için...

yns61
05.03.2008, 09:59
yıllardır bu yüzden kaybediyor trabzon... kadromuz o kıvama gelsin o zaman konusalım bunları

Koray
05.03.2008, 10:02
ne gerek var ki şampiyon olmamıza veya avrupa'da başarılı olmamıza baksanıza çoğumuz diğer takımın başarılarıyla epey bi tadmin oluyo...boşverin şampiyon fln olmayalım nasıl olsa her türlü seviniyo bizimkiler...

Mustafa AYDIN
05.03.2008, 13:08
Sağlam bir altyapı oluşturulup ( tesis,stat,kadro ) akıllı bir yönetim politikası uygulanırsa 2-3 yıl içinde şampiyon olabiliriz,seneyede çok büyük beklentiler içine girmemeliyiz,bu yol meşakatli bir yoldur sabırla ve azimle yol almalıyız.

Bülent Şirin
05.03.2008, 13:47
Arkadaşlar en iyisi siz şuraya bir daha bakın... Daha önce okumamış olanlar da haberdar olurlar böylece...:)

http://forum.bordomavi.net/showthread.php?p=41718#post41718

eMR3
05.03.2008, 13:55
sanırım şampiyonluqu görmeye bnm değil, bzm değil, dünyanın ömrü yetmiyecek.....:D


6) Yazılı iletişim yöntemiyle fikirlerimizi beyan ettiğimiz forumumuzda, birbirimizi daha iyi anlayabilmemiz için ana dilimiz olan Türkçemizi kullanmak ve korumak görevimizdir. Bu sebeple Bordomavi.net forumda gerek başlık açarken, gerekse mesaj yazarken Türkçe Dil Bilgisi Kuralları'na uymak zorunluluğu bulunmaktadır. Şu andan itibaren “BMN in English” dışındaki bütün forumlarda yazı yazarken "x", "q", "w" ''$'' gibi alfabemizde bulunmayan harflerin kullanılması yasaklanmıştır. Bu harflerin kullanıldığı ya da dil bilgisi kaidelerine bariz bir şekilde uyulmadığı görülen mesajların silinmesi, Bordomavi.net Yöneticileri'nin ve ilgili Forum Yöneticileri'nin yetkisindedir. Bu tür bozuk imla ve dil bilgisi ile mesaj yazan üyelerin, bunu alışkanlık haline getirmesi ve tekrarlaması durumunda, Bordomavi.net Yöneticileri ve Forum Yöneticileri, hatayı yapan üyeye 1 hafta ceza uygulayabilecektir.

ccd6167
05.03.2008, 14:30
walla inşallah nasıp kısmet olursa benım 3 tane cocugum olursa onlar bırı defans bırı ortasha bırı forvet olacak inşallah trabzonuma hayrlı olcak..artık sızden de bişiler cıkar.

6) Yazılı iletişim yöntemiyle fikirlerimizi beyan ettiğimiz forumumuzda, birbirimizi daha iyi anlayabilmemiz için ana dilimiz olan Türkçemizi kullanmak ve korumak görevimizdir. Bu sebeple Bordomavi.net forumda gerek başlık açarken, gerekse mesaj yazarken Türkçe Dil Bilgisi Kuralları'na uymak zorunluluğu bulunmaktadır. Şu andan itibaren “BMN in English” dışındaki bütün forumlarda yazı yazarken "x", "q", "w" ''$'' gibi alfabemizde bulunmayan harflerin kullanılması yasaklanmıştır. Bu harflerin kullanıldığı ya da dil bilgisi kaidelerine bariz bir şekilde uyulmadığı görülen mesajların silinmesi, Bordomavi.net Yöneticileri'nin ve ilgili Forum Yöneticileri'nin yetkisindedir. Bu tür bozuk imla ve dil bilgisi ile mesaj yazan üyelerin, bunu alışkanlık haline getirmesi ve tekrarlaması durumunda, Bordomavi.net Yöneticileri ve Forum Yöneticileri, hatayı yapan üyeye 1 hafta ceza uygulayabilecektir.

Bahattin Aydın
05.03.2008, 14:32
her seneyi seneye şampiyonuz ümidiyle geçiştirdik..artıkı hiç ümidim yok ama sonuna kadar TRABZONSPORLUYUM inşallah çocuklarımda öyle olacak :D

Muhammet
05.03.2008, 14:37
adamakıllı planlar yapıp sabırlı olduğumuz zaman..öyle 3 4 oyuncu transferiyle şampiyonluğa oynanacak kadro kurulmaz şampiyonluğa oynayacak ruh öyle yarım senede kurulmaz...sabır sabır sabır :=)

MarceloTS
05.03.2008, 14:39
ne gerek var ki şampiyon olmamıza veya avrupa'da başarılı olmamıza baksanıza çoğumuz diğer takımın başarılarıyla epey bi tatmin oluyo...boşverin şampiyon fln olmayalım nasıl olsa her türlü seviniyo bizimkiler...

:alkış::alkış::alkış:

Külünkoğlu
05.03.2008, 14:54
- İyi günler. Yarın saat iki otobüsünde Trabzon'a bilet....

- Yok!

Afallamıştı. Bu diyaloğu son birkaç dakika içinde defalarca yaşamıştı çünkü... Adamın ses tonu ve konuşma tarzından anlaşıldığına göre, o da bu sorudan bıkmıştı.

"Bir de Panteroğlu'nu arayayım" dedi kendi kendine... "Rahmetli Dedem hep onunla gider gelirdi... Hey gidi..."

Farkeden bir şey olmamış, aynı diyalog bir kez daha tekrarlanmıştı. Müthiş canı sıkılmıştı, çünkü bir miras meselesinden dolayı yarın mutlaka Trabzon'a gitmesi gerekiyordu. İş yerinde izin problemi yaşamamak için de bu seyahati hafta sonuna denk getirmeyi uygun görmüştü.

Anlaşılır gibi değildi. Neler oluyordu? Fındık ya da çay zamanı değildi. Bayram seyran hiç değildi. Okullar da tatil olmamıştı. Neyin nesiydi o zaman bu aşırı yoğunluk?

Son telefondan da aynı cevabı alınca can sıkıntısı daha da artmış, "Acaba bir de hava yollarını mı arasam?" diye mırıldanmış ama henüz telefonu kapatmadığı için karşıdan gelen "abi, uçaklarda hiç yer yok, boşuna arama" sesiyle irkilmişti.

-Yahu kardeşim ne var Trabzon'da Allah'ını seversen! diye feryat etti bizimki. Halet-i ruhiyesinin bozukluğu nedeniyle ses tonu bir hayli yüksek kaçmıştı ama karşıdaki böyle şeylere alışıktı anlaşılan. Kısa bir sessizlikten sonra:

- Abi bu hafta sonu Trabzonspor'un derbi maçı var ya... Ondan bu kalabalık.

- Ne olmuş derbi maçı varsa?

- Öyle deme abi. Sen epey zamandır Trabzon'a gitmiyorsun herhalde. Son birkaç yıldır garip şeyler oluyor. Trabzonspor'un önemli maçları öncesinde otobüs yetiştiremiyoruz. Üstelik, bu sadece önemli maçlarda böyle olmuyor. Sıradan maçlar öncesinde bile buradaki yoğunluk hissedilir derecede artıyor. Öyle zamanlarda ek seferlerle idare ediyoruz ama böyle günlerde ek sefer filan para etmiyor.

Teşekkür edip telefonu kapattı ve düşünmeye başladı. Sahi, bu hafta sonu Trabzonspor’un kendi sahasında şampiyonluk yolunda ciddi rakiplerinden biriyle önemli bir maçı vardı ama kafası miras meselesiyle meşgul olduğu için unutmuş gitmişti işte… Zaten Trabzonluydu ama Trabzonspor’u tutmuyordu. Küçük yaşlarda ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşmiş, orada büyümüştü. Çok sevdiği, saydığı bir ağabeyinin telkinlerinin de etkisiyle İstanbul kulüplerinden birine gönlünü kaptırmış, Trabzonlu olmak ile Trabzonspor’u tutmak arasındaki ilişkinin önemini idrak ettiği zaman da artık iş işten geçmişti.

Trabzonlu olmaktan elbette gurur duyuyor, bunu her türlü ortamda da dile getirmekten çekinmiyordu. Trabzonspor konusu da aslında ara sıra canını sıkmıyor değildi. Hatta Trabzonlu olmayıp da Trabzonsporlu olanları gördükçe yüreği daralıyor, ruhunu hafakanlar basıyordu. O zamanlarda “Canım ne alakası var şimdi? O ayrı bu ayrı” deyip çıkıyordu işin içinden ama bir türlü tam olarak rahat olamıyordu. Bu problematik durumla birlikte yaşamaya alışmıştı iyi kötü. Hayatta her problem çözülecek diye bir şart yoktu ya…

Evet, Trabzonspor’un bu hafta sonu önemli bir maçı vardı. Vardı ama, daha sezonun ortasıydı. Bu şampiyonluk düğümünün çözüleceği bir maç değildi. O halde Trabzon’a bu akın neyin nesiydi? İşte tam bu anda, Trabzonspor taraftarında son birkaç yılda bazı büyük değişiklikler meydana geldiğini hatırladı. Artık Trabzonspor kendi sahasındaki hiçbir maçı boş tribünlere oynamıyor, takım galip gelsin gelmesin seyircinin desteği hiç eksilmiyor; eksilmediği gibi istenmeyen bir sonuç alındığında futbolcular daha bir bağırlara basılıyor, maçtan sonra tribünlere çağırılıp alkışlanıyor, teselli edici tezahüratlar yapılıyordu. Hatta bu da yetmezmiş gibi, sonraki günlerde antrenmanlarda moral ziyaretleri yapılıyor, baklavalar ikram ediliyordu. Futbolcular da her fırsatta Trabzonspor’da oynamanın büyük bir zevk olduğunu, bu taraftara layık olabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyorlardı. Nitekim, Trabzonspor iki yıl önce şampiyonluğu son maçta son dakikada bir penaltının gole çevrilememesi sonucu kaybettiği zaman, akıllara durgunluk veren olaylar olmuş, maç biter bitmez tribünlerden bir alkış tufanı kopmuş, sahaya inen seyirciler penaltıyı kaçıran futbolcuyu omuzlarında taşımışlardı.

Gazetelerine “Trabzonspor tamamdır, buraya kadar… Artık dağılma süreci başlamıştır…” gibi yazılar göndermeye hazırlanan İstanbul medyası yazarları, bu manzara karşısında ne yapacaklarını bilememiş, abuk subuk şeyler yazmışlardı. Sonraki günlerde camiada öyle aman aman bir moral bozukluğu gözlenmemiş, hiçbir as oyuncu kulüpten gitmek istememiş, tam aksine bu futbolcularla yapılan transfer görüşmeleri en fazla bir iki saatte sonuçlanmış, üstüne üstlük dış transferde de hiç zorluk çekilmeden istenen her oyuncu takıma kazandırılmıştı. Geçen yıl da, geçmişte bir sefer başa gelen dağılma süreci bu kez gerçekleşmemiş, Trabzonspor kadrosunu koruduğu gibi, takviye transferler de yapmış ve sezon sonunda şampiyonluk ipini göğüslemişti.Öyle ya, her maçın bir festival havasında geçtiği bir ortamda kim futbol oynamak istemezdi? Bu öyle bir ortamdı ki, Trabzonsporlu futbolcular için büyük bir itici güç olduğu gibi, rakip futbolcuların üzerine bir felaket gölgesi gibi çöküyordu. Hayır, hayır, sahaya taş, şişe, bıçak yağdığı yoktu. Hatta uzun süredir Trabzonspor tribünlerinde küfürlü tezahürat da duyulmaz olmuştu. Fakat, tribündeki seyirciler, Türkiye’nin başka stadlarında hiç de alışık olunmayan tezahürat şekilleri sergiliyorlar, kendi takımlarını olağanüstü motive ederken, rakip takım futbolcularının konsantrasyon ve ritmlerini son derece olumsuz etkiliyorlar, hakem de bu sürrealist ortamdan ister istemez etkileniyor ve kolay kolay Trabzonspor aleyhine düdük çalmıyor, çalamıyordu.

Aslında taraftarın yaptıklarının çoğu bilinmeyen şeyler değil, Avrupa stadlarında eskiden beri görülen organizasyonlardı. Örneğin, rakip takım aut atışı kullanırken, hep bir ağızdan bir kelimeyi uzatarak bağırıyorlardı… Maç devam ederken, birden bütün stadı ölüm sessizliği kaplıyor, hakemin tartışmalı bir kararında ise bütün taraftarların birden ayağa kalkıp protestoya başlamasıyla bu ölüm sessizliği kulakları sağır eden bir gök gürültüsüne dönüşüyor, rakip futbolcular ve hakemin yüzlerindeki panik hali kameralara bile yansıyordu. Adamlarda konsantrasyondan, ritmden eser kalmıyordu haliyle… Trabzon deplasmanı en zor deplasmandı artık, antik çağda olduğu gibi…

Saha dışında da değişmişti Trabzonspor taraftarı. Trabzon’a deplasmana gelen rakip kulüp taraftarları, son derece sıcak bir ilgiyle, çiçek ve alkışlarla karşılanıyor, etki-tepki kuralından dolayı olacak, karşı taraf da buna döner bıçaklarıyla, taşla, sopayla karşılık veremiyordu. Hatta bir iki sefer böyle bir şeye yeltenecek olmuşlardı da, karşılık görmeyince bütün Türkiye’ye rezil olmuşlar, hatta İstanbul medyası bile bu durumu görmezden gelememiş ve kınamak zorunda kalmıştı. İlk bir iki gün medya buna duyarsız gibi kalınca anormal şeyler olmuş, bütün gazete ve televizyonların iletişim kanalları kilitlenmiş, özellikle yayıncı kuruluşun telefonlarına binlerce üyelik iptali başvurusu yapılmış ve sonunda bütün medya kuruluşları tavır değiştirerek yapılan “vahşi ve ilkel saldırıyı” kınayan bir sürü program ve yazı yayınlamışlardı.

Öte yandan, Trabzonspor medyada eskisinden çok daha fazla yer alıyordu. Başkan ve yöneticiler, sık sık televizyon programlarına çıkıyor, uzun uzun konuşuyorlar, yaptıklarını ve yapacaklarını rahat rahat anlatabiliyorlardı. Trabzonsporlu futbolculara eskisi gibi transfer teklifi yapılıyordu yapılmasına ama hem Trabzonspor artık eskisi gibi maddi problemlerle boğuşmayıp futbolcularına daha iyi paralar verebiliyordu, hem de futbolcular yukarıda tasvir edilmeye çalışılan ortamı bırakıp gitmek istemiyorlardı. Başka kulüplerde en ufak bir tökezlemede dünyanın başlarına yıkılacağını biliyorlardı elbet.

Yayıncı kuruluş, Trabzonspor’un maçlarını yayınlamakta eskisi gibi nazlanmıyor, maç içerisinde meydana gelen hakem hataları ayrıntılı bir biçimde inceleniyor, eğer hakemin kararı Trabzonspor aleyhine olmuş ve yorumcular tarafından haklı bir karar olarak görülmüşse bile, bu durum “Trabzonsporlu taraftarlar lûtfen kusura bakmasınlar ama…” gibi özür diler cümlelerle açıklanıyordu.

Trabzonspor’un iki yıl önceki kongresi de son birkaç kongre gibi muhteşem bir organizasyona sahne olmuştu. Onbinlerce insan oy kullanmak için Trabzon’a akmış, şehirde birkaç gün karnaval havası esmiş, iki aday listeleriyle dostça yarışmış ve sonuçta bir tanesi kazanmıştı. Kazananı ilk tebrik eden rakibi olmuş, sıcağı sıcağına yaptığı konuşmada, “Artık başkanımız odur. Bize düşen, Trabzonsporumuz’un menfaatleri için kendisine destek olmaktır” demişti.

Bu büyük değişim elbette dikkatleri çekmiş, sosyolog ve gazeteciler tarafından incelenmeye başlanmış ama bir türlü nasıl gerçekleştiği, ne zaman ve nerede başladığı anlaşılamamıştı. Medyada kaç kez yönetici, futbolcu ve taraftarlara tuzak sorular vasıtasıyla bu gelişmenin nasıl gerçekleştiği sorulmuş ama hiçbir seferinde doğru dürüst bir cevap alınamamıştı. Görünüşte hiç kimse bilmiyordu bunun sebeb-i hikmetini… Veyahut biliyorlar da söylemiyorlardı. Gerçi Trabzonspor camiası’nda böyle sebepsiz gibi görünen garip olaylar dizisi olmamış değildi geçmişte… Bütün bir Türk futbol kamuoyu, vakt-i zamanında ufacık bir Anadolu şehrinin mütevazi kulübünün ardı ardına şampiyonluklar elde etmesini, kupalara ambargo koymasını, İstanbul’un üç “büyük” kulübünü dize getirmesini de uzun süre anlamakta zorluk çekmişti. Öyle ya, onların zihniyetine göre bu işler sadece maddi güçle, yani “para” ile oluyordu. “Bunlar”da para olmadığına göre, nasıl gerçekleşmişti bunca olup biten şey?

“Sayın yolcularımız, otobüsümüz yarım saat yemek ve ihtiyaç molası vermiştir…”

Bu ses de neydi? Ne otobüsü? Ne molası? Burası da neresiydi? Rüya mıydı o olup bitenler?

Kısa süre sonra kendine geldi. Evet, otobüsle Trabzon’a gidiyordu ve yorgunluktan dalıp gitmiş, rüya görmüştü. Fakat ne biçim rüyaydı o öyle? Muhteşem bir Trabzonspor portresi ve fakat kendisi bir İstanbul kulübü taraftarı! İstanbul kulübü taraftarı olacağına, ölürdü daha iyiydi! Nereden zihnine yer etmiş de rüyalarına kadar girmişti? Trabzon’a da rüyasında gördüğü gibi miras meselesi yüzünden değil, önemli bir maç için gidiyordu. Hem de çok önemli bir maç… Acı dolu yıllardan sonra, kendine bile söylemeye çekinir olmuştu ama bu bir şampiyonluk maçıydı işte… Eğer kazanırsa Trabzonspor bu sene şampiyon olacaktı. Gerçi henüz Trabzonspor camiası o rüyasında gördüğü kıvama gelmemişti, “şampiyonluk hâlâ herşey demek”ti. Bu sene de şampiyonluk elden kaçarsa…

Öfff… Düşünmek bile istemiyordu böyle bir ihtimali… Trabzonspor’un böyle kritik maçları her seferinde kaybettiğini söyler dururdu babası… Ta 2. Lig’deyken bir PTT maçı oynanmış, bir beraberlik bile yetiyormuş ama yenilmiş ve o sene 1. Lig’e çıkamamış Trabzonspor…

O arka arkaya şampiyonlukların geldiği dönemden çok sonraki yıllarda, uzun süre sonra yeniden şampiyonluğa çok yaklaşılmış, yine beraberlik halinde şampiyon olunacakken, kendi sahasında F.Bahçe'ye 2-1 mağlup olarak rakibine şampiyonluğu kaptırmıştı. İşte bu maç, tam bir kırılma noktası olmuş, sonraki yıllarda camia kelimenin tam anlamıyla bunalıma girmiş, fakat 4 yıl sonra yine anlaşılmaz bir şeyler olmuş, ilk zamanlarında “büyük başkan” sıfatı taşıyan ama son yıllarda kulübü uçuruma sürükleyen bir şahıs delege iradesiyle devrilmişti. Daha sonraki yıllarda ise…

“Panteroğlu Seyahat’in sayın yolcuları…” sesi, onu daldığı geçmişte yaptığı düşünce turundan ayırmıştı… Mola süresi bitmiş, otobüs yeniden yola koyulmaya hazırlanıyordu. Böyle gerilimi yüksek zamanlarda sıkça başına gelirdi bu. Kah rüya görür, kah hülyalara dalardı. Acaba bütün Trabzonspor taraftarları böyle miydi? Öyleyse, acaba ondan mı geçmiş ayağına dolanıp duruyordu bu camianın? Başka kulüplerin de başına böyle şeyler gelmiyor değildi. Fakat onlar böyle yıkılmıyorlardı…

Hah! İşte Samsun’a yaklaşmışlar, Karadeniz’in o efsunlu mavisini görmüşlerdi… Bu ne güzel bir duyguydu Yarabbi! Anadolu Bozkırı’ndan Samsun’a indiğinde, bu eşsiz manzarayı görüp de kendinden geçmek… Sırf bunun için, evet sırf bu duyguyu yaşamak için memlekete giderken hep karayolunu tercih ediyordu.

Sonraki saatler, tam bir duygu karmaşasıyla geçti… Trabzon’a yaklaştıkça heyecandan ne yapacağını bilemiyor, uyumaya çalışıyor ama şoförün ilk fren darbesiyle yerinden zıplıyor ve içinden “Öfff… Daha gelmedik mi?” diye söyleniyor, bazen uyumaya çalışmakla Karadeniz’i ihmal ettiğini düşünüp suçluluk duygusuna kapılıyor, bir süre deniz tarafına baktıktan sonra yeniden hesap yapmaya başlıyordu, “Ortalama şu kadar hızla gidiyoruz, o halde…”

Nihayet Trabzon’una kavuştu… Kendini bir an önce Avni Aker’e atmaktan başka bir şey düşünmüyordu. Arkadaşları onu orada bekleyeceklerdi. Kısa bir telefon trafiğinden sonra arkadaşlarıyla buluşup stada girdiler. Eskisi gibi zor olmuyordu artık maçlara girmek, şampiyonluk maçı bile olsa… Kendilerine ayrılmış yerlere oturdular. Stad neredeyse tamamen dolmuştu ve öyle görünüyordu ki, maç başlayana kadar boş yer kalmayacaktı. Bu işler öyle mazideki gibi olmuyor, herkes biletini önceden alıyor, maç başlamadan kısa süre önce bile gelse kendi yerine oturabiliyordu. O kargaşa yılları geride kalmıştı. Fakat, bu sessizlik de neyin nesiydi? Trabzonspor seyircisi, son yıllarda bir hayli mesafe katetmişti ama o rüyasında gördüğü kadar değildi tabii. ““İster misin şimdi bu seyirci maç başlar başlamaz birden ortalığı yıkmaya başlasın? Yok canım, nerede?”dedi kendi kendine…

İşin en zor kısmı, yani stada girdikten sonra maç saatini bekleme aktivitesi de hayırlısıyla sona ermiş, takımlar sahaya çıkmış ve son hazırlıklarını yapıyorlardı. Seyircide gene fazla bir hareketlenme göze çarpmıyordu. Allah Allah… Şampiyonluk maçıydı bu yahu! Bu kadar heyecansızlık olur muydu? Belki de inanamıyorlardı şampiyonluğa… Bu bir rüya zannediyorlardı… Aman canım, abartmanın da lüzumu yoktu… İşte sahada kanlı canlı bir maç başlamak üzereydi. Başladı…

O da ne? Aman Allahım!.. Şiddetli bir depremin dipten yavaş yavaş yükselen o tüyler ürpertici uğultusu gibi bir gürültü, gelmiş Avni Aker’in üstüne karabasan gibi çökmüştü. Kulakları sağır eden bir tezahürat vardı tribünlerde… Şaşırmıştı bizimki… Trabzonspor’un gerek bu stadda, gerekse deplasmanlarda pek çok maçına gitmişti ama ilk kez böyle bir şeye şahit oluyordu… Şaşkınlığı fazla sürmedi, o da katıldı bu gerçeküstü senfoniye… Onun şaşkınlığı fazla sürmemişti ama rakip takım bu şoku o kadar kolay atlatamamış, uzun süre bocalamıştı. Ne olduğunu anlayana kadar 3-4 tane gol pozisyonu görmüşlerdi kalelerinde… Fakat gol gelmemiş, direkler ve kalecinin parmak uçları galibiyet sayısına engel olmuşlardı. Bu süreç bir süre sonra duruldu. Ne oluyordu? Zihninde flaşlar arka arkaya patlamaya başladı: PTT maçı… 96 Mayısı… Hami’nin frikikleri… Rüştü’nün devleşmesi… Sarılı bir kafa… Aykut Kocaman… Metin Tokat… Ali Şen… O meşum sis… Bordo-mavili bir tabut...

Hayır, buna izin vermeyecekti… Bir sağına baktı, bir de soluna… Bir de dönüp arkaya doğru… Hipnotize olmuş gibi duran binlerce kafa… Kırpılmadan sahaya bakan binlerce çift göz… Avazı çıktığı kadar haykırdı:

-Bağırsanıza ulan!!!

Haykırmaz olaydı… Sanki onu bekliyorlardı. O maçın başındaki gürültü çok daha büyük bir şiddetle gelmiş, yer gök inlemeye başlamıştı. Sahadaki takım da seyirciyle birlikte gayrete gelmesin mi? Yeniden ardı ardına gol pozisyonları başladı. Yok, olmuyordu… Devleşen kaleci, direkler, çizgiden çıkarılan toplar… Fakat olacaktı bu sefer, olmalıydı… Maçın sonları yaklaştı ama inancı bitmemişti. Hissediyordu, bu maçı ve şampiyonluğu kazanacaktı Trabzonspor... Artık uzatma dakikaları yaklaşmış ve Trabzonspor korner atışı kazanmıştı… Korner kullanıldı… İki takımın futbolcuları birlikte kafaya çıktılar… Seken top boşta kaldı… Ve yetişen bir Trabzonsporlu futbolcu bütün gücüyle topa asıldı… …………………..

Kendini birkaç sıra aşağıda bulmuştu… Ortalık ana baba günüydü… Topu ağlarda gördüğü anı hayal meyal hatırlıyordu, o kadar… Olanca gücüyle bağırıyor ama sanki sesi çıkmıyordu… Fakat bütün stad bağırıyor, gürültü arşu âlâya yükseliyordu da, kendi sesi neden çıkmıyordu? O kargaşada bir an ayağı kayıp yere düşmüştü. Kalkmaya çalışırken, yanında sevinçten çılgına dönmüş bir arkadaşının kendisine “Kalk oğlum kalk, okula gideceksin” dediğini duymuştu… Anlamamıştı, ne okuluydu bu? Okul İstanbul’da değil miydi? Tekrar bir ses duydu.: “Oğlum kalk, geç kalıyorsun” Bu ses… Bu ses… Annesinin sesiydi…

“Hadi oğlum…"

Hayır, olamazdı… Bu da mı rüyaydı? Rüya içinde rüya mı görmüştü? Böyle oluyor muydu?

-Haksızlık bu be!!!

Kadıncağızın yüreğine iniyordu az kalsın…

-Ne haksızlığı oğlum? Ne gördün rüyanda? Ne gördün de bu kadar etkisinde kaldın?

-Tamam anneciğim, özür dilerim. Ne kadar da gerçekçiydi, Allahım… Bir şey yok anneciğim, kusuruma bakma… Sen kahvaltıyı hazırla, ben geliyorum…

Doğrulup yatakta bir süre oturdu… Rüya içinde rüya? Bu ilk kez başına geliyordu… Başına gelen arkadaşları vardı ama onlarla hep dalga geçmişti… Kalkıp elini yüzünü yıkadı. Aynaya baktı, baktı… Kahvaltısını yapıp okula gitti…

Bütün gün düşündü rüyasında gördüklerini… Daha önce hiç böyle olmamış, hiçbir rüyanın etkisinde bu kadar kalmamıştı. Kendine bile itiraf edemediği bir şey vardı, bunun rüya mı, gerçek mi olduğuna dair zihninde şüpheler uyanıyordu arada bir... Aklını mı kaçırıyordu yoksa?

"En iyisi akşam babamla konuşayım" diye karar verdi. Babası su katılmamış bir Trabzonsporlu, futboldan anlayan, gerçek bir Trabzon beyefendisiydi. Güç bela akşamı bekledi ve akşam yemeğinden sonra babasına dün gece gördüğü rüyayı anlattı. Adam birkaç saniye kadar gülümsedikten sonra:

- Oğlum, dedi. Sen şampiyonluğu yaşamışsın.

- Nasıl yani? Rüya değil miydi gördüğüm?

- Rüyaydı.

- Eeee?

Baba koltuğuna iyice yerleştikten sonra, Dede Korkut edasıyla ağır ağır anlatmaya başladı:

- Bak evlat, şampiyonluk dediğin şey, gerçeğin rüyaya en yakın olduğu duygulardan biridir. Sen bunu tersinden yaşamışsın, yani rüyanın gerçeğe en yakın olduğu duyguyu... O sevinç çok kısa sürer, çok çok da birkaç gün... Sonraki zamanlarda bu duygu yoğunluğu insana bir rüya gibi gelir. Bir sene şampiyon olan bir takımın taraftarları, sonraki sezon takım kötü sonuçlar alırsa, "Olsun, ne önemi var? Geçen sene şampiyon olduk ya, gerisi vız gelir" diyorlar mı? O birkaç günlük mutluluk, o coşku seli hatırlanıyor mu?

Kafası karışmıştı gene... Öyle ya... Kendisi Trabzonsporlu olarak şampiyonluk duygusunu hiç yaşamamıştı ama öteki takımları tutan arkadaşlarından biliyordu, tıpkı babasının dediği gibi oluyor, birkaç günlük çılgınca bir sevinçten sonra, transfer mevsimi, yaz tatili filan derken hayat kısa sürede normal akışına dönüyordu. Ve bir sonraki sezon her şey sil baştan... Bir sezon şampiyon olan bir takım, gelecek sezona birkaç puan avansla da başlamıyordu... Hele bir de geçen sezondaki performansından uzak kalmaya görsün... Ne şampiyonluk kalıyordu, ne de başka bir şey...

-Pekiyi ne olacak o zaman, şampiyonluk istemeyelim mi baba? Kötü bir şey mi şampiyonluk?

-Olur mu oğlum? Diye güldü babası. Elbette güzel bir şey... Fakat tek güzel şey şampiyonluk değil... Hele en önemli şey hiç değil...

-E nedir en önemli şey?

-Bak oğlum. 1982 Dünya Kupası'nda bir Brezilya takımı vardı. Öyle bir futbol oynardı ki, o günleri görenlerin hala damağındadır o futbolun tadı... Zico, Socrates, Eder, Falcao, Leandro... Ne goller, ne paslardı onlar... Fakat o takım o turnuvada şampiyon olamadı. Hatta çeyrek finalde elendiler.

-İtalya şampiyon olmuş, değil mi?

-Evet, İtalya şampiyon oldu. Tekme, tokat, katı savunma... O zaman kaleciler topu istedikleri kadar ellerinde tutabiliyorlardı ve kaleci Dino Zoff'a gelen her top, oyunun en az bir dakika durmasına sebep oluyordu. Dediğim gibi, Brezilya o turnuvada şampiyon olamadı ama attıkları goller hâlâ spor programlarında jeneriklerde gösteriliyor işte, biliyorsun.

-Bilmez miyim baba? O Eder'in İskoçya'ya attığı aşırtma gol, tam bir usta işiydi. Adam ölçtü biçti vurdu vallahi..

-Şampiyon olmaya yetmedi ama...

-Olsun, ne önemi var?

-Efendim? Ne dedin?

Babası bu son soruyu muzip bir ifadeyle sormuştu... Bir cevap veremedi, yutkundu... Babası tekrar sordu:

-O zaman nedir önemli olan?

Bilge baba, oğlundan cevap beklemeden devam etti.

-Şampiyonluk, futboldaki hedeflerden sadece biridir oğlum... Ve ne yazık ki, en kaprisli, en zalim olanıdır. "Beni elde etmek öyle kolay değil" der sana. "Gerekirse şike yapacaksın, teşvik vereceksin, dopinge başvuracaksın, sahada numaradan kendini yere atacak, rakip futbolcuya hakeme göstermeden olmadık haraketler yapacak, onu kırmızı kart görmeye zorlayacaksın... Onu yapacaksın, bunu yapacaksın... Yapmazsan keyfin bilir... Başkaları çoktan gönüllü bunları yapmaya..." Her istediğine boyun eğip bu iğrençlikleri yapsan bile, tam ona kavuştum dediğin anda bir de bakmışsın ki, en azılı düşmanınla bir gece ansızın kaçıvermiş... En başta da dediğim gibi, sen ona hangi yollarla kavuşursan kavuş, sana bütün vereceği o birkaç günlük sarhoş mutluluktan başka bir şey değildir. Sonra yeniden başlar önüne gelene mavi boncuk dağıtmaya, ona buna göz kırpmaya...

Büyülenmiş gibiydi. Sahi, nasıl düşünmemişti bütün bunları? Her şey, tam da babasının dediği gibi cereyan ediyordu.

-Pekala, ne yapalım o zaman baba?

-Oğlum, sen arkadaşlarınla halı saha maçı yaparken, takım halinde oynadığınız futboldan çok zevk aldığınızda, performansınız ne durumda oluyor?

-En üst düzeyde...

-İşte mesele bu... Sahadaki futbolcu oynadığı oyundan zevk alırsa, taraftar tribünde eğlenirse, bu iki unsur, yani futbolcu ve taraftar birbirini pozitif yönde beslerse bütün problemler çözülecektir. O zaman da şampiyonluk denen o aşüfte sevgili, kendi ayaklarıyla koşa koşa gelecektir senin kollarına...

Konuşmanın ortalarından beri tutmaya çalıştığı gözyaşlarını azat etmişti artık... Ayağa kalkıp yanına gitti ve sarıldı bu bilge adama..

- Babacığım, dedi... İyi ki varsın...

Bülent Şirin

Hasan61
05.03.2008, 17:33
ne zaman oluruz bilemem ama bu sene olamayız o kesin

vurgun_kiz_61
05.03.2008, 17:35
ne zaman seneye sampiyon oluruz demeyi biraktigimiz zaman

Fatih
05.03.2008, 18:00
tü kaka denilen rakipler hakkımızı yemediği zaman.

hakkımız yenilse bile pes etmedğimiz zaman:rolleyes:

TSKara61
05.03.2008, 18:49
Ersun Yanal'in isteklerini gerceklestirdigimiz 2. veya 3. sezon

aaahmet61
05.03.2008, 18:53
ne zaman bütçemiz istanbul takımlarının bütçesine denk olur o zaman şampiyon oluruz.

galyanlim
05.03.2008, 19:00
böle giderse hiçbi zaman doğduğuumz yerdenmidir bilmem ama
üstümüzde hep kara bulutlar dolaniyor
şans ise hiç yok
hayat desen o da yok
sürün ALLAH sürün


bu dün yanin kahrini çek babam çek :(

Serkan Bozyiğit
05.03.2008, 19:01
beni başkan seçerseniz eğer TSde şampiyon olur :D:D

Ömer SEVİNÇ
05.03.2008, 19:02
Çağırın falcıları, kahinleri söylesinler.

Başlığa bak çay demle..

ozturk
05.03.2008, 19:04
5 sene daha KESİN olamayız da sonra Allah kerim...(bkz. fenerbahçenin kadrosu)

Cafer Bulur
05.03.2008, 19:20
5 sene daha KESİN olamayız da sonra Allah kerim...(bkz. fenerbahçenin kadrosu)
gercekten de öyle.dün aksam f.bahcenin ceyrek finale cikmasi beni cok üzdü.zaten f.bahceyle aramizda olan maddi ucurum onlarin bu basarisiyla daha da acilacak.sadece bu sezonki basarilariyla gelecek sezon icin eldeki kaliteli kadrosuna daha iyilerini katmak adina önemli bir adim attilar.önümüzdeki sezon bile sampiyonluga oynayabilecegimizi düsünmüyorum.bizim en azindan bir 2sezonluk sampiyonluk plani yapmamiz gerekiyor.bunun ilk adimi da önümüzdeki sezon yanal la devam edilecegini aciklamaktir.ardindan da transfer calismalarini trabzonlu teknik adamlarin raporuyla degil yanalin istegiyle yapmalidir.yanala da kendisinden gelecek sezon degil ama bir sonraki sezon sampiyonluga oynayacak bir yapi istenmelidir.bu yapilmazsa biz degil 2 sene 5 sene icinde bile sampiyonluga oynayamayiz.umarim yanal la devam etmeme gafletine düsmezler...

Cem Balcı
05.03.2008, 19:44
5 sene daha KESİN olamayız da sonra Allah kerim...(bkz. fenerbahçenin kadrosu)


niyeki?5 sene sonra alex ile carlos bizemi gelcek yoksa.:)

önümüzdeki sezon iyi değerlendirilirse;neden 5 sene olsunki 1 sene değilde...

UmutBaykan
05.03.2008, 20:07
Kolay kolay şampiyon olacağımızı sanmıyorum..İnşallah bu yönetimler şaha kalkarız..

Erkut Ay
05.03.2008, 21:38
Trabzonspor kimliğini sahaya yansıttıktan sonra mutlaka şampiyon olsun diye bi aceleci düşüncem yok zaman gösterecektir....

önce iyi bir kadro yönetim ve hocada sorun yok.....


bu tür sorularda saçma geliyor bana onuda söylemeden geçmeyeceğim........

Samet Yildirim
05.03.2008, 21:42
Cok basit

Iyi bi Yönetim Istikari.....iyi bi hoca istikrari....iyi bi kadro istikari....

bu 3 madde olursa ozaman oluruz...

tsmetu
05.03.2008, 22:05
Bu başlığa 1 milyonuncu mesajın atıldığı zaman
o zaman 1 milyon mesaj atalım

tsmetu
05.03.2008, 22:13
demekki şampiyonluktan yana kimsenin umudu yok bu kadar umutsuz olmayalım bende bıktım aslında seneye seneye demekten

buckler
06.03.2008, 15:47
bence türkiye liginde şampiyon olmak zor bişe değil.. biz ne zaman hatalarımızın farkına varıp doğru yolu bulursak o zaman çok rahat bi şekilde şampiyon oluruz. biz ne zaman başka takımların kadrosuyla yönetimiyle ilgilenmeye başladıysak işte biz o zaman bugünlerin temelini atmış olduk. bakıyorum bazı arkadaşlar fenerin kadrosunu falan örnek gösteriyor. yaa bize ne fenerden galatasaraydan beşiktaştan yada diğerlerinden?? biz kendimize bakalım biz önce kendi içimizde bir olalım(taraftarıyla,futbolcusuyla,yönetimiyle beraber). ondan sonrası kolay arkadaşlar bu kadar abartmayın şampiyonluğu.. tamam senelerdir şampiyon olamıyoruz çoğumuz şampiyonluk sevinciinin nası bişe olduğunu bile bilmiyor bende dahil olmak üzere. ama bugünlere gelmemizin sebebi başkalarına özenip onlarla uğraşmaktandır. onlarla uğraşa uğraşa kendi içimizde bölündük,parçalandık.. yane işin özeti tekrar bir bütün olmaya başladığımız zaman şampiyonda oluruz avrupayada gideriz vs...

kudu_61
06.03.2008, 16:03
iyi yerli futbolcuları istanbula kaptırmadan sağlam yabancılar alırsak bu işin yarısını çözeriz
lobimiz kuvvetli olursa diğer yarısının çeyreğini çözeriz
tribünler seyirci değil tribün olurlarsa yarının diğer çeyreğini çözeriz

ve bu şekilde YARIM+ÇEYREK+ÇEYREK = TAM olur ve ipi göğüsleriz

ibrahim tolgun
06.03.2008, 16:21
şampiyonluk umuudum yok neden? haala takımın başında birisi varken,kötülemek içinde elinden geleni ardına koymayan sandıgımız trabzonsporlular,işleri güçleri takım biraz toparlandıgı zaman kötülemek yanii kısacası bunlardan ne kjöy olur nede kasaba,bu kafaları degiştirmek lazım böyle olmuyor....

ibrahim tolgun
06.03.2008, 16:23
ersun yanal-sabır-şampiyonluk

ÜNAL
06.03.2008, 16:39
Şampiyonluk inanç işidir her ince detayını o zorlu yolda hissederek planlayarak varılır..

Ben Sadri Şener ve Ersun hocaya güveniyorum..Ve Şampiyonluğu bu taraftar yaşayacaktır ..öyle karamsar taraftar grubu ile bir yere varılmaz .

Ali Bektaş
06.03.2008, 16:42
nuriş gibi adamlara kurtarıcı diye sarılmaktan,önümüzdeki karalahana çorbasını içmek yerine başkasının çikolatalı pastasına özenmekten vazgeçtiğimiz zaman

Hasan61
06.03.2008, 16:44
iyi bir yönetim(sadri şener yönetimi),iyi bir t.d(ersun yanal) kafa kafaya verip iyi bir oyuncu kadrosu kurup taraftarı arkasına alıp başarıya yolculuk olacaktır

mehmets61
06.03.2008, 16:47
öncelikle yıldız transferler yapmamalıyız trabzonda yaşayabilecek yabancılar almalıyız.kendini ispat etmek için oynucak olan oyuncular almalıyız.taraftara şirin görünmek içinismi duyulmuş yaşlı futbolcularla bu iş olmaz.slovakya çek cumhuriyeti polonya meksika bu tür yerlerden iyi araştırmalar sonucu genç başarıya aç futbolcular alırsak bunuda yerli bi kaç güzel transferle süslersek güzel bi kodra oluşuruz ve tabiki sabır bu kadroya...

Cafer Bulur
06.03.2008, 22:08
sadri sener ersun yanalla devam etmeme yanlisina düserse önümüzdeki 3 sene icinde birakin sampiyonlugu zirveye bile oynayamayacagimizi düsünüyorum.transferleri teknik direktörünün degil de trabzonlu eski futbolcularin tavsiyeleriyle yapmayi planlayan bir yönetim trabzonsporu sampiyonluga tasiyamaz.bilmem anlatabildim mi......

Kaan
06.03.2008, 22:10
Bu sorunun cevabı çok basit ;

Şampiyon olduğumuz zaman , ŞAMPİYON olacağız...! :D

ççç

Cafer Bulur
06.03.2008, 22:12
arkadaslar bu konuyla alakali degil ama bordo-mavi net forum ödülleri basligi nereye gitti.kimler ödüle layik görüldü?

TolgaTopçu61
06.03.2008, 22:15
arkadaslar bu konuyla alakali degil ama bordo-mavi net forum ödülleri basligi nereye gitti.kimler ödüle layik görüldü?
baslik serbest kürsüye alindi

vaslat
06.03.2008, 22:27
Şampiyonlar ligi kupasını aldıktan 1 yıl sonra...

Cafer Bulur
06.03.2008, 22:27
baslik serbest kürsüye alindi
tesekkürler.basliga gittim ama hayal kirikligina ugradim.

Süleyman50
07.03.2008, 11:27
inşallah şu yalan dünyadan bir şampiyonluk görmeden gitmeyiz...

ilteriş
07.03.2008, 12:25
1995 de treni kaçırdık.Ondan sonra bir türlü toparlanamadık.İnşallah ölmeden önce bir şampiyonluk görürüzde turlamaya Taksime gideriz.

sanatik
07.03.2008, 13:05
muammer saka: stad olimpik olmicak :)

(basin tribunu canli yayin)

iyi haber :--)

"turuncu formali" artik saha icine girmesine gerek yok kenardanda tokat atabilir.




saka saka

Harun-61
07.03.2008, 13:07
iyi haber :--)

"turuncu formali" artik saha icine girmesine gerek yok kenardanda tokat atabilir.




saka saka

:D:D:D:D

süperdi :)

eses_61
07.03.2008, 13:35
takımı önce biraz gençleştirmek ve trabzon ruhunu tekrar yaratmak gerekir. Durmadan iyi oyuncu alacağız iyi takım kuracaüız derken bir türlü istikrarı yakalayamıyoruz. Üst Üste birkaç sene zirveye oynasak (bir istikrar yakalasak) Aşmpiyonluk peşinden gelecektir...

Kasım Hilal
07.03.2008, 13:41
Bugün olmazsa yarın, bir gün mutlaka...

vurgun_kiz_61
07.03.2008, 14:45
valla allah bilir

krdnz
07.03.2008, 15:10
Tribünler 90 dakika takımını desteklediği zaman,

Futbolcular giydiği formanın büyüklüğünü idrek ettiği zaman,

Teknik direktörler "sıçrama tahtası" mantığından vazgeçtiği zaman,

Yönetim dik durmayı öğrendiği zaman,

Galip gelmenin normal,mağlup olmanın süpriz karşılandığı zaman,

.............

Cafer Bulur
07.03.2008, 18:48
kulübü yönetmeyi teknik direktör degistirmekten ibaret sanan bir yönetimimiz oldukca hicbir zaman sampiyonluk göremeyecegiz.aci ama gercek olan budur...

MarceloTS
07.03.2008, 18:55
sadri şener yaparsa yapar yoksa hiçkimse yapamaz bu takımı şampiyon

OYılmaz
07.03.2008, 18:58
Şampiyonluk Transfer değil yürek ve azim ister...

Muhalif
07.03.2008, 19:40
Steven Gerrard'ın ajansspor'da açıklamaları vardı bir 10 gün kadar önce... önümüzdeki sezonlara bakmaktan bıktım demiş:) 90'dan beri şampiyonluk göremedi Liverpool'da... Ya biz ne yapalım Gerrard! Ama mesele değil... Şair şiirinde bitip tükenmek bilmeyen bir yer davası için hakim karşısına çıkan bir vatandaşın ağzından şöyle diyor:

Yaşım yetmiş iki usandım gel git
Bini geçti burda yediğim zılgıt
Eğer diyeceksen bana ne öl,git?
Oğlumun bir oğlu oldu hakim bey!

ben göremezsem oğlum görsün diye Trabzonspor'lu yetiştiriyoruz onu işte:D

iril
07.03.2008, 23:57
Valla şampiyon olurmuyuz bilmem ama çok da önemli değil. Bu takım isterse amatör kümeye düşsün yinede vazgeçmem Trabzonsporu tutmaktan, Başka takım da tutmam.

Emirhan Makul
08.03.2008, 00:40
Yönetimimiz Radikal Kararlar Aldıktan Takımımızda Futolcular Geldikden Taraftarlarımız Taraftar oldukdan ve bütün trabzonspor çatısı altında herkezin birbirine inanarak hedefe doğru ilerledikleri zaman şampiyon oluruz

zeleka
08.03.2008, 01:10
Seneye;) Olmassa!!! Obur Seneye:)

Seda
08.03.2008, 01:20
Ne zaman Gökdeniz ve Yattara'nin yedek klübesinde oturdugu bir kadromuz olursa :D

Adem Erdoğan
08.03.2008, 01:21
Ne zaman Gökdeniz ve Yattara'nin yedek klübesinde oturdugu bir kadromuz olursa :D

Ziya Doğan gelince mi demek istedin yani:D

SERDAR-61
08.03.2008, 09:05
dünya tersine döndüğü zaman

ismail tüfekçi
09.03.2008, 10:19
nezaman trabzonda sağcı solcu dinci ayrımcılığı biterde herkezin tek hedefi trabzonun şampiyonuğu olursa ozaman mutlu son bizim olur rakimiz hep kendimizdir ne şansal ne hakemler nede federasyon birleşirsek bizi kimse tutamaz

abdus061
09.03.2008, 10:37
yorum yapan arkadaslara tesekkurler herkesın dusuncelerı aynı hemen hemen.gorunen koy klavuz ıstemez atasozunden yola cıkarsak trabzonun onu acık degıl vede 4-5 sene adam akıllı ıcraat polıtıka ızlenmesse dahada uzun seneler bekler dururuz.Artık tslı olarak el takımı dıyorum ama mıllıyetcı olursak bızım takımımız fenerın bu basarısıyla kendımızı duygulandırır sevınç yasarız.Mevlam bızı bu taraftar durumuna dusuren tum yonetıcı dıye hıtap edılen gercı o sevıyede degıller ya hepsınden bızlerı korusun.Mevlam sabırlı kullarından eylesın.

HAYRETTİN
11.03.2008, 03:10
Deplasmandan mağlup döndüğünde hava alanında takımı karşılayıp destek verdiğimiz zaman

Süleyman50
11.03.2008, 15:04
Ne zaman Gökdeniz ve Yattara'nin yedek klübesinde oturdugu bir kadromuz olursa :D



doğru söze ne denir katılıyorum...

Emiroğlu
11.03.2008, 15:16
Ne zaman Gökdeniz ve Yattara'nin yedek klübesinde oturdugu bir kadromuz olursa :D

Aman canııım , dileğin kısmen oldu sayılır.Artık yedek kulübesinde de yoklar...

Özkan
11.03.2008, 15:37
Takımdan giden bir topçunun ardından ağıtlar yakmadığımız zamân şampiyon oluruz.

Colakoglu
11.03.2008, 17:17
Inat ettik sampiyon olmuyoruz :D

TSezgin61
11.03.2008, 17:33
seneye sampiyon olacagiz... neden kimse inanmak istemiyor yaaa... ben delirdimmi naptim

ama kendimi ne olursa olsun seneye sampiyonluga hazirliyorum... herkes inansa keske, taraftar öyle hazirlansa

Atakan
11.03.2008, 17:38
gelecek 10 yılda 2. yıldızı alırız büyük ihtimal....

Cengiz Çubukcu
11.03.2008, 17:44
futolcuların kaçmak için değil gelmek için can attıkları bir takım olduğumuzda

Çetin
11.03.2008, 17:52
bilmem kaç sene önceki 6 şampiyonluğumuzu bir kenara koyup biraz düşünen -düşünen derken kendini düşünen değil- insanlar tarafından yönetildiği zaman.

mustafaHorozoğl
11.03.2008, 17:53
ne zaman bitecek bu kahır ne zaman yüzümüz gülecek şimdi şampiyonluk bücadelesinde neden biz yokuz
İstanbul takımlarıyla başa çıkabilmek için kaliteli futbolcular alacağına, eldeki kaliteli 3-4 futbolcudan birini gönderirsen, nasıl şampiyon olacak bu takım diye biz taraftarlar, böyle forum sayfalarında birbirimize dert yanarız. Trabzonspor'un başkanlığına talip olan kişiler, daha bismillah demeden takımın en faydalı adamını sattılar. Bu belki Trabzonspor için karlı bir alışveriş oldu ama yönetime talip olan sn.sadri şener başkanımız bu takımı nasıl şampiyon yapmayı planlıyor acaba diye merak ediyorum. Takımda değerli futbolcu kardeşlerim var ama Ulusal veya Uluslararası arenada adından bahsettirecek bir takım kurmak için iyi insan olmak kadar iyi birer futbolcu olmakta gerekiyor. Kezman, appiah, alex, lincoln, song, bobo, ricardinho, delgado,cisse gibi veya daha iyi yabancıları, uğur boral, gökhan güleç, gökhan ünal, mehmet topuz, burak yılmaz, sabri , arda, serdar, servet gibi kaliteli oyuncuları kadroya katmadığı sürece biz daha çok bekleriz şampiyonluğu diye düşünüyorum. Geçen bir yöneticimiz beyanat vermişti; bizim forma satışlarımız istanbul takımlarından çok düşük, onlar çok para kazanıyorlar, bu durum transferlerine etkili oluyor diye. İyi de kardeşim ben kalkıp hasan üçüncü'nün formasını mı alacağım. Alves'i, cruoch'u, torres'i aldın da ben formasını mı almadım. Bu düşünce bile bizim yöneticilerimizin ne kadar dar düşündüklerinin göstergesidir diye düşünüyorum. saygılarımla.

ErayAkyüz
11.03.2008, 18:03
fatih gokdeniz simdide son yattara gidince o zmn oluruz yeni keceliler aymanlarla sampiyonluk yakındır!!!

Emre B.
11.03.2008, 18:34
fatih gokdeniz simdide son yattara gidince o zmn oluruz yeni keceliler aymanlarla sampiyonluk yakındır!!!

Fatih, Gökdeniz ve Yattarayla çok şampiyon oldukya.

ihsanbayram
13.03.2008, 03:37
ah ulan ah ,az önce koltugumun kenarina sivimis uykuya dalmisim ,o kadar derin dalmasimki birden sampiyonlar liginin sembol müzigini rüyamda dinler gibi oldum ,karanlikta sampiyonlar ligi müzigi caliyor ve zaman gectikce ses tonu daha da yükseliyor ,birden karanlik aydinlik bir stad oluyor ,,stadin cikis tünelinde hami mandirali elinde ts bayragiyla kaptan olorak arkasinda tolga zengin fatih tekke baris memis gökdeniz tayfun cora ve szymek kosuyor,tribünler bordo mavi diye inliyor ,sonra cikis tünelinde steven gerard li liverpool takimi cikiyor ve trübünlerin cok sesli sekilde isliklamasi o arada uykudan uyandim.
galiba bu gidisle trabzonsporla ilgili bütün isteklerimizi sadece rüyamizda görecegiz !!!!!!!!!!

GolaMTuRi
13.03.2008, 04:43
Forumda en son sampiyonlugu goren cok az insan var..Allah herkese uzun omur versin ama gun gelecek sampiyonlugu goren insan kalmayacak..
Son yillarda hep sattik hep sattik, transfer denince akla acaba bu sefer hangi iyi futbolcumuzu gonderecekler diye dusunmeye basliyorum..Yani hicbir zaman elimizdekilerin ustune birsey koymadik, kazara transfer ettigimiz iyi adamlarida sattik.Istanbul takimlarina bakiyorsun, birde bizim takima bakiyorsun..Ucurum gittikce buyuyor..
Ustte bir arkadas sampiyonluk transfer degil yurek ister demis..O zaman 11 tane hasani koyun sahaya ve oyle oynayin.O yurek neye yetecek beraber gorelim.
Sampiyonluk iyi futbolcularla ve iyi bir teknik ekiple kazanilir..Bunlar oldugu zaman taraftarda takima daha fazla destek verir,daha fazla inanir.Yoksa son yillarda oldugu gibi takima kazmalari,ne idugu belirsizleri doldurursan ve gevrek gevrek sampiyonluga oynuyoruz dersen millet de bir tarafiyla guler..
Benim anlamadigim bir yonetici cikip da, "yahu beyler iyi satiyoruz ama biz sampiyonluga oynayan bir takimiz,boyle iyileri satarak degil alarak sampiyon oluruz" demiyormu..Bu yoneticiler ne zaman bu cumleyi kurarsa o zaman sampiyon oluruz..

Cem Balcı
13.03.2008, 16:55
yıldızlarımızı kaybetmeye devam edersek(gerçi bi yattara kaldı) şampiyonluk biraz sıkıntıdır...

hodlu
13.03.2008, 16:58
Hiçbir zaman olamayacağız bu transfer politikası ile.Aurelio gitmese idi 2005 te şampiyonduk.Sonra Fatih gitti,şimdi Gökdeniz.Takımı güçlendiremiyoruz ki.Şampiyonluk işte böyle gidiyor elimizden...

Can
13.03.2008, 20:22
şampiyon olmayalım diye uğraşsak belki olabilrdik aslında :):D

delfino
13.03.2008, 20:26
bizde sms kampanyası başlatsak nasıl olurrr....

delfino
13.03.2008, 20:27
en azından sivasspordan daha fazla yardım kampanyası toplarızz faydamız olurr trabzonsporumuza ... bu konu dşünülmeli...

Yunus Emre AYAZ
14.03.2008, 23:22
cevap veriyorum : hiç bir zaman ama malesef bu kafalar değişmedikçe hüzünnnn :(

gerçek
14.03.2008, 23:29
Ne zaman Şampiyon oluruz.
1-Trabzonsporu yönetceğiz iddiası ile Yönetime şeçilenler,İçlerinde kavga etmeyi bıraktığı gün.
2-Trabzonspor Yöneticileri,Kendi şahsi reklamları için değilde Trabzonspor için koşturduğu gün.
3-Ne zaman İşler kötü gitse Bizi ancak kendi evlatlarımız kurtar diyerek Olur olmadık İnsanları Trabzonsporun başına getirme hevesinden vazgeçildiği Gün.
4-Trabzonsporda İlçeler arası kavga bittiği gün,Yok bu Oflu,Bu Akçaabatlı,Bu vakfıkebirli. vs işlerinden vazgeçildiği gün.
5-Yerel medyanın Trabzonsporu Yönetme arzusunu bırakıp,Trabzonsporun başarılı olması için uğraştıkları gün.
6-Trabzon kanadı,İstanbul kanadı kavgası bittiği gün.
7-Özetle Trabzonsporda Barışın sağlandığı gün Trabzonspor Şampiyonluğun en büyük adayıdır.
Bu mümkünmü.?Biraz zor gözüküyor.
Tek kelime ile Barış yeterli,Gerisi kendiliğinden gelir.

Budur.....+

Tüm taraftarın maddi olarak kulübe katkılar yaparak her sene bütçesini arttırdığı ve bedava bilet yüzünden iki paralık yöneticiler için bağırmadıkları gün...

Cafer Bulur
14.03.2008, 23:31
ilk etapta birakin sampiyon olmayi sampiyonluga oynamaya bile raziyim.bir kac sene önce lig 2.liklerini bile begenmiyorduk.simdi ise avrupa kupalarinda olamamanin ezikligini yasayacagiz.nerden nereye....

Egemen Yılmaz
14.03.2008, 23:52
"seneye" ççç

Travelair
14.03.2008, 23:56
Başarısızlığımızın hıncını Trabzonspor üzerinden almadığımız zaman

iKeLa
15.03.2008, 07:27
ne zaman sampiyon oluruz demeyi bırakıp gelecege ilişkin atılımlar yaptıgımız ve birlik cagırısında bulunanlar samimi ise biraraya geldikleri zaman

ÖmerFarukYılmaz
15.03.2008, 08:07
Bu lafları bırakınca:cool: