PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Trabzonspor Nereye Gidiyor? (Aralık 2006)



Nytre
03.02.2008, 23:26
Eski yazılar ancak geçirliliklerini hala sürdürüyorlar. Forumda aradım ancak bulamadım. Güzel bir çalışma paylaşmak istedim.




Trabzonspor Nereye Gidiyor? - 1

15 Aralık 2006 Cuma

Sonuncu şampiyonluğunu 1983-84 sezonunda yaşayan Trabzonspor dile kolay tam 23 yıldır şampiyonluğa hasret. Daha da kötüsü bugüne kadar kazandığı 6 Lig şampiyonluğu ve 7 Türkiye Kupası ile ligimizde İstanbul egemenliğine son veren ilklerin takımı Trabzonspor, rekabetin de gerisinde kalmış görünüyor. Sportif anlamda gerileme dönemine giren bordo mavililer, mali anlamda da arzu edilen noktadan çok uzak. Futbol pastasından aldığı pay her geçen yıl azalıyor ve rekabetçi yeteneğini de giderek yitiriyor.
Gerçekten de ne oldu Trabzonspor’a? Türk futboluna yeni bir soluk ve rüzgar getiren Karadeniz’in bu yenilmez armadası neden bugün mazisini mumla arıyor?
İşte bu yazımızda biz Trabzonspor’un içinde bulunduğu mali ve ekonomik durumun analizini yapmak istiyoruz. Bunu yaparken de Türk futbol pastasından aldığı payı baz alarak “rekabetçi denge” içindeki yerini saptamaya çalışacağız. Sportif rekabette geride kalmasına neden olan mali ve iktisadi faktörler üzerinde durmaya çalışacağız.
Türk Futbol Büyüklüğü İçinde Trabzonspor’un Yeri
Türk futbolu yaptığımız hesaplamalara göre yıllık yaklaşık beş yüz milyon dolarlık bir büyüklüğe sahip. Yaratılan bu gelir yaklaşık 13 Milyar dolarlık Avrupa futbol pastasının yüzde 3.7’sine karşılık geliyor. Bu haliyle bakınca Süper Ligi’miz çok da süper görünmüyor ama ihmal edilemeyecek kadar da bir gelir yaratabilmekte…
Süper Ligimizdeki futbol pastasının oluşumu aşağıdaki tablo ile okurun dikkatine sunuluyor.

Bu gelirler içinde en önemli gelir kalemini yüzde otuzla naklen yayın gelirleri oluştururken; bu geliri takip eden diğer önemli gelir kalemi olarak ta karşımıza %16’lık payla Sponsorluk gelirleri çıkıyor. Tribün gelirlerinin payı ise yüzde onüçe düşmüş durumda. Yüzde yirmiikilik diğer gelir kalemleri içinde ise, Sportif A.Ş.lerin temettü gelirleri, logolu ürün satım gelirleri (merchandising gelirleri), hibe ve yardım gelirleri ile kulüplerin İddaa’dan sağladıkları yıllık 30 milyon dolar civarındaki gelirler bulunuyor.
Futbol pastasının paylaşımına bakıldığında dört büyük kulübün toplam gelirin yüzde otuzdördünü kendi aralarında paylaştıklarını görüyoruz. Nitekim aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere, dört kulübün yıllık gelirleri toplamı 158,3 milyon dolara ulaşırken; diğer liglerdeki tüm 149 profesyonel kulübün payı yüzde altmışaltı civarında kalıyor.

Toplam futbol pastasının %34’ünü kendi aralarında paylaşan dört büyük kulübün gelirleri dikkate alındığında ise Fenerbahçe’nin rakipleriyle arasındaki farkı açtığını görüyoruz. Yukarıdaki tabloda yer alan verilere göre Fenerbahçe’nin futbol pastasından aldığı pay yüzde onbeş iken; bu oran Galatasaray’da yüzde dokuz, Beşiktaş’ta yüzde altı, Trabzonspor’da ise yüzde üç civarında.
Gelir Kalemleri Bazında Futbol Pastasının Paylaşımı
Dört Büyüklerin gelir kalemleri bazında Futbol Pastasından Aldıkları Paya baktığımızda ise aşağıdaki tablo ile karşılaşıyoruz.
Gelir Kalemleri Bazında Futbol Pastasının Paylaşımı


büyük payı dört büyük kulübün aldığını gözlemliyoruz. Nitekim, TV yayın gelirlerinin %42’si; Tribün gelirlerinin %49’u; Sponsorluk gelirlerinin %23’ü; saha içi reklam gelirlerinin %35’i dört büyük kulübe gidiyor. Dört büyük kulübün toplam pastadan aldığı payın bu kadar yüksek çıkması aslında Türk futbolunun temel sorunlarından birisini oluşturuyor.
Süper Lig kulüplerimizin en önemli gelir kalemini oluşturan naklen yayın ve havuz gelirlerinin dağılımını incelediğimizde ise dört büyük kulübümüzün aldıkları pay 2005-06 sezonu itibariyle aşağıda görülüyor.
2005-06 Sezonu İtibariyle Trabzonspor ve Üç Büyük Kulübün SL ve Fortis Kupası Havuz Gelirleri


Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde 2005-06 sezonunu şampiyon tamamlayan Galatasaray’ın Fortis Kupası gelirleri dahil olmak üzere toplam havuz gelirleri 15,3 milyon dolara ulaşırken; Ligi ikinci sırada tamamlayan Fenerbahçe’nin Fortis Kupası’nda da final oynaması nedeniyle toplam havuz gelirleri 16,5 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmiş durumda. Beşiktaş’ın 14,1; Trabzonspor’un da 8,5 milyon dolarlık bir havuz gelirine ulaştığı 2005-06 sezonunda, Ligi ilk üç sırada tamamlayan üç büyük kulübün havuz gelirlerinde bir önceki yıla göre önemli artışlar yaşandığı görülüyor. Buna karşın ligimizin dördüncü büyüğü Trabzonspor’un sportif başarısızlığı ise havuz gelirlerinin bir önceki yıla göre 1,4 milyon dolar azalmasına neden olmuştur.
Dört büyük kulübün Süper Lig ve Fortis Kupası havuz gelirlerindeki paylarında yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere mutlak anlamda parasal olarak önemli artışlar kaydedilirken; naklen yayın gelirlerinin dağıtım kriterlerinin değiştirilmesi nedeniyle bir önceki sezona göre bu gelir kalemlerinde nispi anlamda düşüşler gözlemlenmektedir. Bu düşüşten en çok etkilenen kulüp olarak karşımıza Trabzonspor çıkıyor. Galatasaray’ın havuz ve Fortis Kupası gelirleri içindeki toplam payı %13.25’ten %12.24’e düşerken; en az düşüşü Fenerbahçe’nin yaşadığını görüyoruz. Beşiktaş’ın havuz ve Fortis Kupası sportif performans gelirleri bir önceki yıla göre %14.9 azalırken(%13.25’ten %11.28’e); Trabzonsporun bu kalemlerindeki gelir düşüşü ise %33,17 gibi dramatik bir oranda gerçekleşmiştir. (%10.25’ten %6.85’e)

2005-06 sezonu Süper lig havuz geliri ile Fortis Kupası Sportif performans gelirlerinin diğer SL ekiplerine dağılımına bakıldığında ise (SL ekipleri dışında diğer liglerde yer alan kulüplerin bu kupada elde ettikleri gelirler ihmal edilebilir düzeyde olduğu için tabloya sadece SL takımları dahil edilmiştir) diğer 14 kulübün elde etmiş oldukları havuz gelirleri toplamı 70,6 milyon dolar civarında olmuştur. (%57 civarında) Buna göre 14 kulübün ortalama geliri 5,1 milyon dolara ulaşırken; toplam içindeki ortalama payları ise %4 düzeyinde civarında gerçekleşmiştir.
(Devam edecek…)



----------------------------

Trabzonspor Nereye Gidiyor? - 2

18 Aralık 2006 Pazartesi

Trabzonspor ve Üç Büyüklerin Logolu Ürün Satım Gelirleri (Merchandising Gelirleri)
Dört büyüklerin logolu ürün satımlarını(merchandising gelirleri) incelediğimizde Fenerbahçe’nin 43 mağaza ile toplam 15,2 milyon dolar gelir elde ettiğini tahmin ediyoruz. Fenerbahçe’yi 19 mağaza ve 7,4 milyon ciro ile Galatasaray takip ederken; Galatasaray’ı 12 mağaza ve 4,3 milyon dolarla Beşiktaş izliyor. Trabzonspor ise 4 mağaza ile toplam 2 milyon dolar civarında logolu ürün satım geliri elde ettiğini tahmin ediyoruz.
Logolu Ürün Satım Gelirleri


Trabzonspor ve Üç büyüklerin İddaa Gelirleri
Dört büyük kulübün iddaa gelirlerine bakıldığında 2005-06 sezonu itibariyle Beşiktaş’ın 2,9; Fenerbahçe’nin 2,8; Trabzonspor’un 2,5 ve Galatasaray’ın da 2,4 milyon YTL İddaa geliri elde ettikleri görülüyor.

Trabzonspor ve Sponsorluk gelirleri
Toplam 65 milyon dolarlık ülkemiz futbol sponsorluk gelirlerinin yüzde otuzunu üç büyük kulüp kendi arasında paylaşırken, Trabzonspor’un payı yaklaşık %3.7 civarında. Aslında ülkemizde kulüplerimiz formalarını sponsorlara satmakta zorlanıyor. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’da ana forma sponsorları Avea, ikinci forma sponsoru ise Cola Turka iken bu durum Beşiktaş’ta ise tersi durumda. Yani ana forma sponsoru Cola Turka, ikinci sponsor Avea…Ülkemizde Fenerbahçe 8,7 Milyon dolar yıllık sponsorluk geliri elde ederken, Galatasaray geçen sezon ana forma sponsorluğundan 3 milyon dolar olmak üzere toplam 6.5 milyon dolar sponsor geliri elde etti. Beşiktaş ana forma sponsorundan 4.5 milyon dolar, ikinci sponsordan da yaklaşık 500 bin dolarlık gelir elde ediyor. Trabzonspor 2,4 milyon dolarla bu alanda en az gelir elde eden kulübümüz. Trabzonspor 1.5 milyon dolar ana sponsor, 925 bin dolar da ikinci sponsordan sponsorluk geliri elde ediyor.
Trabzonlu taraftar Kulübüne Ne Kadar Bütçe Ayırıyor?
Taraftarın gerçek anlamda kulübüne önemli ölçüde finansal ve ekonomik katkı sağladığı endüstriyel futbolda ne yazık ki ülkemizde kulüplerimizin bu olanaktan yeterince yararlanamadığını gözlemliyoruz. Yaptığımız araştırmalar sonucunda;
• Ülkemizde bu anlamda kulüplerine en büyük desteği Fenerbahçeli taraftarın verdiğini,
• Ülkemiz koşullarında ortalama kişi başına düşen gelirin 4000-4500 dolar olduğu düşünüldüğünde, taraftarın gelirinin önemli bir kısmını kulübüne ayırarak, büyük bir özveride bulunduğunu,
• Özetle, kulübüne yıllık ortalama en yüksek harcamayı 1.738 dolarla Fenerbahçeli taraftarın yaptığını; bunu 1070 dolar ile Galatasaraylı taraftarın izlediğini; Galatasaraylı taraftarın hemen arkasından da 875 dolarla Beşiktaşlı taraftarın geldiğini görüyoruz. Kulübüne kendi olanakları içerisinde en az katkıyı ise yıllık 556 dolarlık harcamayla Trabzonspor’un sağladığını görmekteyiz.
Trabzon Sportif A.Ş. ve Temettü Dağıtımı
01.06.2005-31.05.2006 dönemi Trabzonsportif.A.Ş.’nin halka açılmasından sonraki ilk tam dönemi oluşturuyor. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) göre;
• Bu dönemde şirketin bilanço büyüklüğü 53,443,916 YTL’ne,
• Özkaynaklar toplamı 51,382,484 YTL’ne,
• Şirket net karı ise 25,025,650 YTL’ne ulaşırken;
Sportif A.Ş.’nin kurumlar vergisinden muaf olması ve giderinin bulunmaması nedeniyle dönem sonunda gelir=kar olarak gerçekleşmiş ve bunun sonucunda net 21,521,930 YTL (14.8 Milyon dolar) temettü olarak dağıtılmıştır. Dağıtılan temettüden kulüp dışına transfer olunan tutar ise 3,7 milyon dolardır. Halka arz gelirinin yüzde 15,41’ine karşılık gelen bu tutar, trendin devam etmesi durumunda yaklaşık 5,5 yıl sonra halka arz gelirini sıfırlamış olacaktır.

Trabzonspor Rekabetin Neresinde? Ne Yapmalı?
1980’li yılların sonundan itibaren futbolda başlayan endüstriyel transformasyon, kulüpleri yeni gelişmelerle yüz yüze bıraktı. Bu gelişmelerin farkına varan ve buna göre hareket planını belirleyen futbol kulüpleri, parasal gelirlerini artırıp marka değerlerini yükselterek, başlangıçta kendilerine rekabet üstünlükleri sağladılar. Kazanılan rekabet üstünlüğünün itici etkisiyle sportif başarılarını daha da artıran bu kulüpler, yeşil sahalarda kazandıkları başarılarını zaman içinde ekonomik olarak ta taçlandırmasını bildiler. Daha sağlıklı ve güçlü mali yapılara ulaştılar. Bu mali yapının sağladığı rekabet avantajlarını da kullanarak, sportif alanda yeni başarılara uzandılar. Bu döngüsel süreç içinde bu kulüpler devasa bütçelere ulaşırken, rakipleriyle aralarını sportif ve mali olarak ta açtılar. Bu endüstriyel dönüşüm trendini yakalayamayan ve buna göre kendi organizasyonel yapısını yeniden konumlandıramayan kulüpler ise geçmişin başarılarıyla avunmak durumunda kaldılar.
İşte Trabzonspor’un sportif ve mali tarihsel sürecinin arkasında yatan temel neden bu. Bu değişim ve gelişimin farkına varamayan yönetimler, dünya markası olabilecek Trabzonspor’un vizyonunu daralttılar ve lokal başarıların peşinden koşarak, kulübün küçülmesine neden oldular. Kısır ve sonu gelmez tartışmaların takıma olumsuz yansıması, Trabzonspor’un enerjisinin dağılmasını beraberinde getirdi. Ülke genelinde bir güçbirliği yaratılamadığı gibi, var olan yapı da zaman içinde dejenere oldu, eski sinerjisini yaratamaz hale geldi.
Trabzonspor bugün Süper Lig’de diğer kulüplerimiz gibi üç büyüklerin gölgesinde kalmış durumda. Mevcut futbol pastasından aldığı pay her ne kadar diğer kulüplerimizin üzerindeyse de, üç büyüklerle arasındaki fark her geçen gün gittikçe açılıyor. Sportif başarısızlık nedeniyle özellikle performans kriterlerinin ön plana çıktığı yeni havuz gelirleri dağıtımından ve Fortis Kupası’ndan daha az pay almaya devam ediyor ve bu trend adeta kronik bir hal almış vaziyette. Bu olumsuzluk ta doğal olarak İstanbul egemenliği karşısında rekabetin Trabzon’un aleyhinde işlemesine neden oluyor. Bugünkü parasal büyüklükleri göz önüne aldığımızda yukarıda da ortaya koyduğumuz gibi Trabzonspor’un;
1. Süper lig havuz gelirlerinde,
2. Fortis Kupası performans gelirlerinde,
3. Merchandising gelirlerinde,
4. Sponsorluk gelirlerinde,
5. Reklam gelirlerinde,
6. Tribün gelirlerinde,
İstanbul takımlarının gerisinde kaldığı görünüyor. Bunun yanısıra Trabzonspor’un bu yarışta salt sportif başarısızlık nedeniyle de geride kaldığını iddia etmek pek gerçekçi olmaz. Özellikle Süper Ligimizdeki dengesiz ve çarpık yapılanma, Üç büyükler lehine haksız bir rekabetin konumlandığını bize gösteriyor. İstanbul ekseninde şekillenen ve rekabetçi dengesi zayıf, futbol kalitesi düşük Süper Lig’in kendi yapılanması bizatihi haksız rekabetin kaynağını oluşturuyor. Ancak bütün bu yapısal olumsuzluklara karşın, Trabzonspor’da yönetsel kargaşa ve kaosun bir türlü bitmek bilmemesi; çok sık teknik adam değişikliğine gidilmesi; isabetli transferlerin gerçekleştirilememesi; gelir kaynaklarının çeşitlendirilememesi ve gelirlerin artırılmasını sağlayacak gerekli stratejik aksiyonların alınamaması Trabzonspor’un sportif başarısının önünü kesiyor. Sportif başarısızlık ise mali başarısızlığın alt yapısını oluşturuyor. Trabzonspor’un dengede rekabet olanağını bir türlü yakalayamamasının arka planında, bahsettiğimiz yapısal çarpıklıkların yanısıra bu olumsuzlukların da büyük rolü bulunuyor.
Ayrıca Trabzonspor’un orta ve uzun vadede rekabet üstünlüğünü olumsuz etkileyecek bir başka gelişme de Sportif A.Ş.’nin yapılanması ve halka arz modelindeki yanlışlıklardan kaynaklanan her yıl ciddi temettü dağıtım politikasıdır. Gelirlerin Sportif A.Ş.’de, giderlerin kulüpte bırakıldığı bu model, biçimsel olarak farklılıklar gösterse de öz olarak tipik bir Galatasaray ve Fenerbahçe modeli olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl minumum 3 ila 3.5 milyon dolar arasındaki bir paranın kulüp dışında temettü olarak ödenmesi, kulübün orta ve uzun vadede aktifinin erimesine ve mali bünyesinin zayıflamasına yol açacak olumsuz bir yapılanmadır. Sportif A.Ş.’nin her ne kadar İMKB’deki halka açık kısmının mülkiyetini gösteren finansal enstrümanın adı hisse senedi olsa da, gerçekte bu senetler birer gelir ortaklığı senedi olarak varlığını devam ettiriyor. 2005 yılında halka arz olunan Trabzonspor bugüne kadar dağıtmış olduğu temettü ile halka arz gelirinin daha şimdiden %15.41’ini kulüp dışına transfer etmek durumunda kalmıştır.
Trabzonspor’un sorunları çözülmeyecek ve içinden çıkılmayacak sorunlar değildir. Ancak sorunlara, taraftarın baskısına boyun eğmeksizin, palyatif çözümlerden uzak durarak, sağlıklı ve uzun erimli yaklaşmak gerekiyor. Yönetsel bütünlüğün sağlanması, camianın desteğinin tekrar kazanılması, kısa süreli sportif sonuçlara göre yönetsel ve stratejik kararlar alınmaması Trabzonspor’un önünü açacaktır.
Trabzonspor’un parasal gelirinin ve marka değerinin arttırılması en öncelikli hedef olmalıdır. Trabzonspor’un Türk futbol pastasından aldığı pay bugün yüzde üç civarındadır. Devlerle rekabette bu pay ne yazık ki bugün yeterli değildir. Bu nedenle bu payın artırılmasını sağlayacak plan ve projelerin yapılması; gerekli önlemlerin alınması, belki de bir arama konferansı düzenlenmesi ilk etapta akla gelen önerilerdir.
Kulübün naklen yayın gelirlerine bağlı yaşam biçimini hızla terkederek, yeni gelir kaynakları yaratması gerekiyor. Öncelikle endüstriyel gelir kalemlerinin toplam gelirler içindeki payını artırmak öncelikli amaç olmalıdır. Sponsorluk, reklam, logolu ürün satımı gelirleri bu anlamda ilk gözönünde bulundurulması gereken gelir kalemleridir. Bu amaçla kulübün marka değerinin yükseltilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Tribün gelirlerinin artırılmasına yönelik olarak, taraftar müşterinin kulübüne yaptığı harcama tutarını artırabilmenin yolları aranmalı; bu bağlamda Avni Aker belki de reorganize edilmelidir.
Kaynakların çok etkin ve efektif kullanılması her kulüpte olduğu gibi Trabzonspor için de vazgeçilmez bir sorundur.
Kısacası Trabzonspor’un geçmişteki rekabet üstünlüğünü yeniden yakalayabilmesi Türk futbolu için de acil bir gereksinimdir!..


Tuğrul Akşar

Cem Balcı
03.02.2008, 23:30
çok güzel bir yazı...

Allah sonumuzu hayır etsin...

macka61
04.02.2008, 00:06
amin demekten başka bir şey gelmiyor elimden böyle giderse çok kötü günlere gidiyor

ilteriş
08.02.2008, 15:20
Şu yönetimden kurtulalım işler rayına girecek arkadaşlar.Allah böyle bir yönetimi bize bir daha göstermesin.

_ERHaN_
01.04.2008, 12:47
Nereye gidiyoruz bende bilebiyorum bilmekte istemiyorum...

_SaMeT_
04.04.2008, 20:10
Trabzonspor Tek Kelİmeyle KÜmeye Gİdİyor Akilli Olunn!!!!