PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Aselsan'daki Üç Mühendisin Ölümündeki Sır Ne?



trbahmet
02.12.2007, 05:27
Aselsandaki üç mühendisin ölümüyle ilgili iddialar




Otomobilinde ölü bulunan ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen'in cebindeki intihar mektubunun, o gün işyerine gitmediği halde ofisinde bilgisayarında yazıldığı ortaya çıktı..



Sabah Gazetesi, Aselsan'da kritik noktalarda görev yapan üç mühendisin peş peşe ölümlerinin esrarını aralayacak şu habere yer verdi.



Enis Yıldırım'ın haberine göre, ASELSAN'daki üç mühendisin şüpheli ölümü sırrını korurken, 7 Ağustos 2006'da aracında ölü bulunan mühendis Hüseyin Başbilen'in cebinden çıkan "Elveda" başlıklı mektubunun, ortadan kaybolduğu gün işyerindeki bilgisayarda yazıldığı ortaya çıktı. Ailenin avukatı Birgül Güven, KANAS silahlarında uzman olan mühendisin üstünde bulunan mektubun ne zaman ve kim tarafından yazıldığının araştırılmasını istedi.



'BİLGİSAYARI DETAYLI İNCELENSİN' Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dosyayı, intihar gerekçesiyle takipsizlik kararıyla kapattığını belirten avukat Güven, "Başbilen'in anne ve babası intiharı şüpheli bulduğu için bu karara itiraz edip, sır perdesinin kalkması için bazı taleplerde bulunduk. Cep telefonu kayıtlarının geçmişe yönelik incelenmesi ve bilgisayarının detaylı bir şekilde inceleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Şimdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dosya üzerinde çalışma başlatacak" dedi.

Aynı kurumda 3 şüpheli ölüm
Hüseyin Başbilen: Makine Mühendisi... 7 Ağustos 2006'da Ankara'da otomobilinin içinde bileği ve boğazı kesilmiş olarak bulundu.
* Halim Ünsem Ünal: Elektrik Mühendisi... 17 Ocak 2007'de Eymür Gölü kenarında ölü bulundu. Ünal kafasından aldığı tek kurşunla öldü.
* Evrim Yançeken: Elektrik Mühendisi... 26 Ocak 2007'de, altıncı kattan atlayarak intihar etti.


Kaynak:internet

trbahmet
02.12.2007, 05:29
Aselsandaki üç mühendisin ölümüyle ilgili iddialar

Kuvay-ı Milliye Gazetesi'nin 13.03.2007 günlü nüshasında yer alan iddia tüyler ürpertici nitelikte. Söz konusu iddia aynen şöyle;

"Bundan bir kaç yıl öncesine kadar, F-16 üretim merkezi TAI de, uçakların dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistemin üretildiği bölüme, bir tane dahi Türk mühendisi girememekteydi. Bu sistem Türk F-16 sının bir uçak ile karşılaştığında, karşıdakinin dost mu düşman mı olduğunu pilota iletiyordu. Yalnız burada bir sorun vardı. 3

Bir Türk F-16 sı; stratejik kadim dostlarımızdan (!) ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında, onları DOST görüyordu. Bu da bir savaş halinde bu kadim dostlarımızın (!) bizi sinek avlar gibi avlayabilmesi anlamını taşıyordu. Aselsan mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede, bu uçak tanıma sisteminin hakimiyetini lehimize çevirmeyi başardı. ABD'nin yıllarca çalışarak kurduğu tezgah, dahi Türk mühendisleri tarafından kısa bir zamanda bertaraf edilmişti. Kadim dostumuz (!) ABD, sadece uçak tanıma sistemini elinde bulundurmuyordu. Bundan daha vahim ve önemli bir kozu vardı. ABD, herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter, tank, zırhlı birlikler, izleme sistemleri gibi hayati araçları, uydusundan vereceği bir emir ile saf dışı bırakabilme gücüne de sahip. Yani, kendi yaptığı bu elektronik sistemler, istendiği anda uzaktan kumanda ile uydulardan kontrol edilebiliyor.

Bu Türk Ordusu'nun savaş başlamadan yenilgisi anlamına geliyor. Aselsan mühendisleri, uçak tanıma sistemlerinin millileştirilmesi konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı bu ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışıyorlardı. Bunlardan 3 gencimiz kadim dostumuz (!) tarafından ŞEHİT edildi.Bu sistem Eşref Bitliş Paşa'nın şehit edilmesinde de kullanılmıştı."

İddia oldukça korkunç. Aynı iddia 13.03.3007 günlü Milli Gazete'de de haber yapılmış.

1997 yılında Aselsan'ın Mekanik-Optik Tasarım (MGEO) Müdürlüğü'nde kıdemli uzman mühendisi olarak göreve başlayan ve kritik projelere imza atan, 31 yaşındaki Hüseyin Başbilen'in , 5 Ağustos 2006 günü Pursaklar'da arabasının içinde cesedi bulunmuş. Başbilen'in maket bıçağı ile sol bileğini ve boğazını keserek canına kıydığı öne sürülmüş. Ancak, acılı ailesi onun intihar ettiğine inanmamış. Başbilen'in bilek ve boynundaki kesik izlerinin ip izi olabileceği ve sorguya çekilerek öldürülmüş olabileceği şüphesine rağmen dosyanın "intihar etti" kararıyla kapatılmış. Hüseyin Başbilen'in ölümünün ardından birkaç ay sonra yine aynı kurumda 3 yıldır çalışan elektrik mühendisi 30 yaşındaki Âlim Ünsem Ünal , 16 Ocak 2007'de başından vurulmuş halde ölü bulunmuş. Son olarak, 26 yaşındaki elektrik mühendisi Evrim Yançeken'in 26 Ocak 2007'de 6'ncı kattaki evinin penceresinden atlayarak intihar ettiği bildirilmiş.

Ölen kişilerin üçü de mühendis,üçü de çok genç. Üstelik üçü de aynı kurumun elemanı. Söz konusu kurum, Türkiye açısından stratejik önemi olan bir kurum. Binbir mücadele ile üniversite sınavını kazanan,zor bir bölüm olan mühendisliği okuyup, iyi bir iş bulan kişilerin ihtihar etmesi kuşkulu bir durumdur. Koplo teorilerinin, teori olmadığı artık birer gerçek olduğu dikkate alınırsa, bu konunun üzerine mutlaka gidilmesinin yzaruri olduğu ortaya çıkar. Bu ve benzer olayların(örneğin Cudi Dağında öldürülen petrol mühendislerinin) çok ayrıntılı ve ülke imkanları kullanılıp araştırılarak Ülkemiz üzerinde hangi oyunların, niçin oynandığı ortaya çıkarılmalıdır.

Kaynak:internet

zeleka
02.12.2007, 06:15
Kiymetli Arkadasim okumadim bile nedeni bu konu serbest kursude acilmasi lazimdi buraya acmakla yanlis yapdiginin farkindasindir neyse forum yoneticileri bunu ya silerler yada serbest kursuye tasirlar neyse...

Yasin N.
02.12.2007, 09:32
Yazılanlar gerçeklerin birebir kendileridir. Şunları eklemekte istiyorum bir insan kendi bileğini kesebilir fakat boğazını asla kesemez bunu yapabilmek için deli oplmak lazımdır dahi değil. Bu cinayetlere ne yazıkki intahar süsü verilerek örtbas edilmeye çalışıldığını söyleyenler bile daha konuşmaz oldu. Televizyonlarda vatan millet sakarya diyen insanlar bile suskun ve bu dosyalar birdaha açılmamak üzere raflardaki yerlerinde. Yazık bu güzel ülkemizin değerlerine.

hay1699
02.12.2007, 14:15
çok acı bir gerçek.. kabullenmek zor...

Cem Balcı
02.12.2007, 14:21
olay hiçte şaşırtıcı değil.resmen suikast.galiba yakın zamanda oddülü bi mühendis bi savaş cihazı bulmuştu.onun sonuda galiba böyle olucak.

Armağan Dere
02.12.2007, 14:54
Şifreci mühendisler öldürüldü mü?
3 mühendisin birbiri ardına ölümünü şüpheli bulan mahkeme, soruşturmanın yeniden yapılmasını istedi

15.05.2007 13:34
ASELSAN'ın ölü bulunan ODTÜ'lü mühendislerinden Hüseyin Başbilen'in ölümünün yeniden araştırılmasına karar verildi. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. Başbilen'in aile avukatı Birgül Güven,

"Mühendisler NASIL ÖLDÜLER?

ODTÜ mezunu Makina Mühendisi Hüseyin Başbilen:

Geçtiğimiz yıl 7 Ağustos günü Pursaklar Ayancık yolu üzerinde otomobilinde bileği ve boğazı kesilmiş halde ölü bulunmuştu. Başbilen'in bileği ve boğazındaki kesikler ile 'elveda' başlıklı mektubu, ölümün intihar şeklinde gerçekleştiği yönünde olmuştu. Ancak ailesi ASELSAN'da önemli projeler üzerinde çalışan Başbilen'in intihar ettiğini düşünmüyordu.

ODTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Halim Ünsem Ünal:

ASELSAN'da bir süre çalıştıktan sonra 2000 yılında görevinden ayrılan mühendis Ünal, 17 Ocak 2007 tarihinde, Eymür Gölü kenarında ölü bulundu. Kafasından aldığı tek kurşunla öldüğü belirlenen Ünal'ın intihar ettiği yönünde rapor verildi.

ODTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Evrim Yançeken:

26 Ocak 2007'de Batıkent'teki oturduğu binanın 6. katından atlayarak intihar ettiği ileri sürülen Evrim Yançeken, olay yerinde hayatını kaybetmişti. ASELSAN'da görev yapan Yançeken'in psikolojik sorunları olduğu ve intihar mektubu yazdığı ifade edilmişti.


SORUŞTURMA GENİŞLETİLECEK

Kamuoyuna ilk kez Hürriyet'in duyurduğu ASELSAN'lı mühendislerin ölümünün üzerindeki şaibeler bir türlü kalkmıyor. ODTÜ'lü 3 mühendisin art arda ölü bulunması, Türkiye gündemine bir anda otururken, ölümler Meclis gündemine dahi taşınmıştı. 7 Ağustos 2006 tarihinde Ankara Ayancık yolu üzerinde otomobilinde sol el bileği iki ve boğazı 20 santim kesilmiş halde bulunan Hüseyin Başbilen'in (30) ölümüyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "intihar" kararı vererek dosyayı kapattı. Ancak, oğullarının intihar etmediğini ve kuşkularının olduğunu söyleyen Başbilen ailesi, avuklatları Birgül Güven aracılığıyla, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren Sincan mahkemesi, başsavcılığın aldığı "intihar" kararını bozdu ve soruşturmanın genişletilerek incelenmesini talep etti. Mahkemenin bu kararı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na da gönderildi.

ÖLÜMLER ÜZERİNDEKİ ŞAİBE KALKMALI

Ailenin avukatı Birgül Güven, Başbilen'in ölümü üzerinde şaibe olduğunu düşündükleri için kararın bozulmasını talep ettiklerini ifade ederek hurriyet.com.tr'ye şöyle konuştu:

"Soruşturmanın genişletilmesinde nasıl bir yol izleneceği konusunda henüz bir fikir sahibi değiliz. Ancak taleplerimiz arasında, Başbilen'in telefon kayıtlarının geçmişe yönelik tamamen incelenmesi, bilgisayarlarının en ince ayrıntısına kadar kontrol edilmesi ve ASELSAN'da yaptığı görevlerin ayrıntılarıyla incelemeye alınması da vardı. Mühendislerin art arda intiharlarının üzerinde bir şaibe olduğunu düşündüğümüz için bu başvurumuzu yaptık. Mahkemenin izleyeceği yola göre yeniden otopsi yapılması da gündeme gelebilir. Bekleyip göreceğiz."

OĞLUMUZUN İNTİHARINA İNANMIYORUZ

Anne Kezban Başbilen, oğlunun intahar etmediğini düşündükleri için mahkemeye itirazda bulunduklarını hatırlatarak, "Yargı bu olayı yeniden incelemeye aldı. Kararı bizler de merakla bekliyoruz. Biz ilk gün olduğu gibi bugün de oğlumuzun intihar etmiş olduğuna inanmıyoruz" dedi.

ADIM GİBİ EMİNİM HÜSEYİN ÖLDÜRÜLDÜ

Başbilen'in ikiz kardeşi Hasan Başbilen İSE, kardeşinin intihar etmediğini, “öldürüldüğünü” yineledi. "Hüseyin'in ölümüyle ilgili aklımıza her şey geliyor" diyen ikiz kardeşi, kamuoyunda yapılan spekülasyonları da eleştirerek, "Bazı gazeteler, Hüseyin'in ölümünü Mossad ve CIA'ya bağladı. Biz bu kadar net ve açık konuşamıyoruz. Ama her şeyi de düşünüyoruz. Sonuçta devletin çok önemli projelerinde çalışan üst düzey bir isimdi. Onunla her zaman gurur duyacağız" dedi.

OĞLUN ASELSAN'I ÇOK SEVİYORDU

26 Ocak 2007 tarihinde Batıkent'te oturduğu binanın 6. katından atlayarak öldüğü belirlenen yine ASELSAN'ın başka bir mühendisi Evrim Yançeken'in (26) annesi Melek Yançeken ise oğlunun bu kurumda çok mutlu olduğunu ve çalışmak istediği tek yerin ASELSAN olduğunu söyledi. Oğlunun ölümüyle ilgili konuşmak istemediğini söyleyen anne Yançeken, "Acımız çok yeni. Ancak oğlumun hayali her zaman ASELSAN'da çalışmaktı" dedi.

3 MÜHENDİS TE ŞİFRE ÇÖZÜCÜYDÜ

ASELSAN mühendisleri, uçak tanıma sistemlerinin ''millileştirilmesi'' konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışıyorlardı. Böylece ABD'nin havadaki tahtı sallantıya girmişti. Her üçü de ODTÜ mezunu olan Hüseyin Başbilen, Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken, özellikle şifre çözme konusunda oldukça uzman mühendislerdi.


SON SATIRDA YAAZN BAYA ÖNEMLİ BENCE

Nytre
02.12.2007, 22:58
bu değerlerimizi koruyamayan bir devletimiz var ne yazikki...

bu ülke için iyi şeyler yapmak isteyen insanları koruyamayacaksak bizde gidelim bu ülkeden

İskender
03.12.2007, 10:44
Türkiyede başımıza gelen hemen her olaya suikast diye yaygara kpardığımız için gerçekten bu ihtimali olanlar sümen altında kalıyor...

Bakın uçak düşüyor neden açık ve net 4,5 dk erken inebilmek için pilot uçuş rotasından çıkıyor ve dağa çakılıyor 1,5 metre daha yüksekten uçsa kurtulacaklar.Yani tamamen pilot hatası...

Ama bu tür yaygra koparmak bazı gerçeklerin üzerinin örtülmesine yardımcı oluyor...Gaffar Okkan Aselsan gibi örnekler bunun en bariz örneği...

Erkan
03.12.2007, 10:56
Türkiyede başımıza gelen hemen her olaya suikast diye yaygara kpardığımız için gerçekten bu ihtimali olanlar sümen altında kalıyor...

Bakın uçak düşüyor neden açık ve net 4,5 dk erken inebilmek için pilot uçuş rotasından çıkıyor ve dağa çakılıyor 1,5 metre daha yüksekten uçsa kurtulacaklar.Yani tamamen pilot hatası...

Ama bu tür yaygra koparmak bazı gerçeklerin üzerinin örtülmesine yardımcı oluyor...Gaffar Okkan Aselsan gibi örnekler bunun en bariz örneği...

abi bir pilot, deneyimli bir pilot hic inmedigi bir havaalanina inerken boyle bir hareket yapacagina inanabiliyormusun? Ben sahsen o deneyimde bir pilotun o hatayi yapmayacagini dusunuyorum..

ilhan
03.12.2007, 11:04
Bakın uçak düşüyor neden açık ve net 4,5 dk erken inebilmek için pilot uçuş rotasından çıkıyor ve dağa çakılıyor 1,5 metre daha yüksekten uçsa kurtulacaklar.Yani tamamen pilot hatası...




Pilotu günah keçisi ilan etmekte bir yaygara değil midir?

LazAnisT
03.12.2007, 11:17
Bu olayların ilk olduğu günlerden beri gazete haberlerini takip ediyorum.Gerçi gazetelerin çoğu hiç bir zaman olayın detayına inemedi açıkcası bende bu intaharların tesadüf olmadığını düşünüyorum

Hekimoğlu
03.12.2007, 11:22
aselsan çok değil 5 sene sonra çok yüksek kabiliyetlere ulaşacak.savunma sanayimizin gözbebeği dışa bağımlılığımızı adım adım sonlandırmamız için çok önemli bir kuruluş iddialar komplo teorisi deyip geçiştirilemez sonuna kadar araştırılmalı tedbirler arttırılmalı.

İskender
03.12.2007, 13:03
Bunu ben demiyorum tamamen resmi açıklamalar...
Pilot insandır hata yapar hepimiz gibi, buna yaygara denmez beşer olma vasfı denir...

Pilot deneyimli olabilir belkide sorun bu vakit kazanmak için rotadan çıkıyor kendim inerim diyerek yardım alabileceği sistemi devre dışı bırakıyor...

Neyse konu aselsan ve dediğim gibi bu konu tamamen soru işaretleriyle dolu...
Açıklanmasına ve konuşulmasına ne meydan bırakılıyor ne gündeme getiriliyor...

Fatih BALTA
24.12.2007, 19:12
ASELSAN'da arka arkaya intihar eden ve öldürüldükleri iddia edilen mühendislerden Başbilen'in ölümünü Adli Tıp Kurumu raporu da aydınlatamadı. 3 uzman 'cinayet' dedi

ASELSAN'da arka arkaya 3 mühendisin arka arkaya ölmesiyle ilgili giz perdesi İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun raporu da aralayamadı. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin intihar olaylarını incelemek üzere görevlendirdiği Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'ndaki 10 uzmanın hazırladığı rapor kafaları karıştırdı. Kuruldaki uzmanlardan 7'si Hüseyin Başbilen olayının “intihar'' olduğu görüşünü savunurken, kalan 3 uzman itiraz ederek rapora şerh koydu. Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nun raporunda Başbilen'in vücudunda bulunan kesiklerden birinin boynun sol tarafından başlayan 20 santimetrelik, diğerinin ise el bileğinde 8 santimetrelik yara olarak yer verilirken, ölümün yaralamalar sonucu oluşan damar açılmasına bağlı oluşan dış kanama ile gerçekleştiği belirtildi. On uzmanın hazırladığı raporda boyundaki kesitlerin “tereddüt kesikleri'' olduğuna işaret edilerek, kişinin kendisi tarafından yapılmasının mümkün olduğu görüşü oy çokluğu ile 7'ye karşı 3 kabul edildi.

"Yarayı kendisi yapamaz"
Olayın cinayet olduğunda ısrar eden uzmanlar ise Başbilen'in kendini keserken ellerine kan sıçramış olması gerektiğine işaret ederek, “Kişinin olay yerinde bulunuş şeklinin otopsi raporunda tarif edilen kesik tarzındaki yaraların nitelikleri ile oluşturdukları harabiyete göre kendisi tarafından yapılmasının mümkün olmadığını'' dikkat çektiler.

http://www.milliyet.com.tr/2007/12/24/son/sontur70.asp

Cem Balcı
24.12.2007, 19:24
ASELSAN'da arka arkaya intihar eden ve öldürüldükleri iddia edilen mühendislerden Başbilen'in ölümünü Adli Tıp Kurumu raporu da aydınlatamadı. 3 uzman 'cinayet' dedi

ASELSAN'da arka arkaya 3 mühendisin arka arkaya ölmesiyle ilgili giz perdesi İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun raporu da aralayamadı. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin intihar olaylarını incelemek üzere görevlendirdiği Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'ndaki 10 uzmanın hazırladığı rapor kafaları karıştırdı. Kuruldaki uzmanlardan 7'si Hüseyin Başbilen olayının “intihar'' olduğu görüşünü savunurken, kalan 3 uzman itiraz ederek rapora şerh koydu. Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nun raporunda Başbilen'in vücudunda bulunan kesiklerden birinin boynun sol tarafından başlayan 20 santimetrelik, diğerinin ise el bileğinde 8 santimetrelik yara olarak yer verilirken, ölümün yaralamalar sonucu oluşan damar açılmasına bağlı oluşan dış kanama ile gerçekleştiği belirtildi. On uzmanın hazırladığı raporda boyundaki kesitlerin “tereddüt kesikleri'' olduğuna işaret edilerek, kişinin kendisi tarafından yapılmasının mümkün olduğu görüşü oy çokluğu ile 7'ye karşı 3 kabul edildi.

"Yarayı kendisi yapamaz"
Olayın cinayet olduğunda ısrar eden uzmanlar ise Başbilen'in kendini keserken ellerine kan sıçramış olması gerektiğine işaret ederek, “Kişinin olay yerinde bulunuş şeklinin otopsi raporunda tarif edilen kesik tarzındaki yaraların nitelikleri ile oluşturdukları harabiyete göre kendisi tarafından yapılmasının mümkün olmadığını'' dikkat çektiler.

http://www.milliyet.com.tr/2007/12/24/son/sontur70.asp


evet bu haberi bende okudum bugün.zaten cinayet olduğu bariz.olağandışı bi durum yok bence.şaşırmamak lazım.

Egemen
24.12.2007, 19:34
oyunun amerika tarafından oynandığına 20 dolarına bahse girerim..

Cem Balcı
24.12.2007, 20:13
oyunun amerika tarafından oynandığına 20 dolarına bahse girerim..

evet.ya abd ye gidersin ya da böyle meçhul bir ölüm olur.

macka61
24.12.2007, 22:02
bu doğru arkadaşlar maalesef Türkiye abd istemesse hiç bir uçağı kaldıramaz bu sistemi bulan mühendislerimizin ne durumda olduğu ortada

Cem Balcı
24.12.2007, 22:08
galiba odtü lü prof da bi icat yapmıstı.yakında aynı son onuda bekleyebilir.

Nytre
24.12.2007, 23:17
ülkesi için yararlı bir şeyler yapmaya çalışan insanların o ülkede öldürüldüğü 2 ülke var ise dünyada birisi biziz.

kendi değerlerimizi koruyamıyoruz. ancak gereksiz bir çok şeyi saçma sapan nedenlerle koruyabiliyoruz.

yazıklar olsun..

Cem Balcı
24.12.2007, 23:49
ülkesi için yararlı bir şeyler yapmaya çalışan insanların o ülkede öldürüldüğü 2 ülke var ise dünyada birisi biziz.

kendi değerlerimizi koruyamıyoruz. ancak gereksiz bir çok şeyi saçma sapan nedenlerle koruyabiliyoruz.

yazıklar olsun..

bu dahilerimizi devlet himaye etmiyor.ozamanda abd devreye giriyor.dahilerimiz abd yi isterse kurtuluyor,istemesse meşru bir ölüm...

Fatih Efe
25.12.2007, 00:00
çıkmaz sokak ama adresi belli olan bir yer gibi

Mehmet Fırat
09.05.2008, 10:33
ASELSAN'da 4. şüpheli ölüm!

ASELSAN'da arka arkaya 3 mühendis intihar etmişti. Şimdi de savunma projesinde çalışan elektrik mühendisini askerde hayatını kaybetti.

Bir dönem ASELSAN’da çalışan mühendis asteğmen, önemli bir savunma projesi hazırladığı günlerde, görev yaptığı tugayın trafo bakımında elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Zafer Oluk, Türkiye'nin en gizli askeri/teknolojik çalışmalarının yapıldığı ASELSAN'ın kaybettiği 4. mühendis oldu. Daha önce de ASELSAN'ın 3 önemli mühendisi intihar etmiş ve intiharları şüpheli bulunmuştu.

ASELSAN'DAN ASKERE

Zafer Oluk, Gaziantep Fen Lisesi’ni bitirdikten sonra üniversite sınavında Türkiye 85’incisi oldu. ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği’ne girmeye hak kazandı. Bu okuldan da başarıyla mezun olup ASELSAN’da yazılım mühendisi olarak görev yaptı. Ardından askere gitti. İstanbul 1’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda vatan borcunu ödüyordu.

TERHİSİNE 74 GÜN KALMIŞTI

Tugayın elektrik tesisatının bakımından sorumluydu. Terhisine 74 gün kala trafo bakımında elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Çok önemli bir savunma projesi üzerinde titizlikle çalıştığı günlerde şehit oldu. Zafer Asteğmen, 26 Ocak’ta hayatını ODTÜ Gıda Mühendisliği’ni üçüncülükle bitiren ve Norveç’te çalışan Güldem Hanım ile evlendi.

BALAYI NORVEÇ’TE OLACAKTI

Ama düğünü ve balayını askerden sonraya bırakmıştı. Adana Orduevi’nde düğün yapacak, Güldem Oluk’un çalıştığı Norveç’te balayını geçireceklerdi. Şehit olmadan 2 gün önce Norveç vizesi de çıkmıştı. Ancak talihsiz olay Türkiye’nin önemli bir değerini yitirmesine neden oldu. Babası Ahmet Oluk oğlunun ölümüne inanamadığını belirterek şunları söyledi:

BABASI HALEN İNANAMIYOR

‘Onun için her şeyi yapmaya hazırdım. Aldığım memur maaşıyla sıkıntıya girmeden eğitimini tamamlamasını sağladım. Tek isteğim vatana hayırlı bir evlat yetiştirmekti. İstediğim gibi de olmuştu. Ne yazık ki görev yaptığı tugayın trafo bakımında şehit oldu. Uzman olduğu konu yazılım ve elektronik sistemlerdi. Böyle bir değer bir anda gitti...’

ASELSAN’DA 4. VAKA

ASELSAN’da görev yapan Zafer Oluk'un askerlik görevini yaptığı birlikte elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirmesi geçtiğimiz iki yılda yaşanan 3 mühendis ile bir işçinin arka arkaya intihar etmesi olaylarını akıllara düşürdü.

ÖNEMLİ BİR SAVUNMA PROJESİ HAZIRLIYORDU

ASELSAN’da yazılım mühendisliği görev yapan Zafer Oluk’un, önemli bir savunma projesi hazırladığı dönemde şehit olması komplo teorilerini gündeme getirdi...

internethaber.com

Fatih BALTA
09.05.2008, 11:58
Çok üzücü bir durum.
Yine Aselsan da görevli bir elektrik mühendisi,
yine akıllarda soru işaretleri bırakan bir ölüm.