PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türkçe'ne Sahip Çık!..



Yasin N.
26.11.2007, 23:28
Türkcelin yeni reklamı ve dilimizin kirletilmesi:
yeni reklamları dönmeye başladı Türkcelin fakat reklamda ilginçtirki bizim kullanmadığımız harflerden oluşan bir sözcük o kadar rahatlıkla kullanılıyorki sanki bizim alfabemiz değişmiş ''m'' ''s'' ''n'' harflerini unutmuşuz yerine ''em'' ''es'' ''en'' diye telafuz edilen ingilizce okunan harfleri koyuvermişiz. Sonuçta hepimiz ''msn'' kullanıcısıyız fakat bunu telaffuz ederken neden ''emesen'' deme gereğinni duyuyoruz bunu anlayabilmiş değilim. Bu konuyla ilgili olarak ben Türkcele bir mail yolladım ve bu hatanın düzeltilerek, güzel Türkçe'mizi katletdirmeme yolunda bir adım atmış oldum. Herkesten ricam bu konuda duyarlı olmak ve Dilimize Sahip Çıkmak. ''emesen'' değil ''mesene'' tepkinizi bu linke tıklayarak yazabilirsiniz. http://www.turkcell.com.tr/bizeulasin/sizidinliyoruz

Erkan
26.11.2007, 23:35
Msn ingilizce bir anlam ifade ediyor, ingilizce soylen mesi de gayet dogal bence..

Cem Balcı
26.11.2007, 23:58
Karamanoğlu Mehmet Bey´i arıyorum, göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı: "Bugünden sonra, dîvanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste, meydanda Türkçeden başka bir dil konuşulmaya!" diye, hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını, çarşıyı, pazarı, köyü, şehri, fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim, dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere, gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker, gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey, hanım ağanın, first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

Dükkânın store, bakkalın market, torbanın poşet, mağazanın süper, hiper, gross market; ucuzluğun, damping olduğuna kananınız var mı?

İlân tahtasının billboard, sayı tablosunun skorboard, bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon; merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı, beldelerin girişinde welcome, çıkışında good-bye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın, body guard; sanat ve meslek pirlerinin duayen; itibarın, saygınlığın, prestij olduğunu bileniniz var mı?

Sekinin, alanın platform; merkezin center; büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final, özlemin hasretin, nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

İş hanımızı plaza, bedestenimizi galeria, sergi yerlerimizi center room, showroom, büyük şehirlerimizi, mega kent diye gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın adı fast food, yemek çeşitlerimizin menü; hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dupleks, üç katlı komşu evini tripleks, köşklerimizi villa, eşiğimizi antre, bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik, vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya, desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezisini picnic, bilgisayarı computer, hava yastığını air bag, oluru, pekâlâyı, okey diye konuşanınız var mı?

Çarpıcı önemli haberler flash haber,

Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,

Yıldızları, star diye seyredeniniz var mı?

Vırvırık dağının tepesindeki köyde, cafe show levhasının altında, acının da acısı kahve içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken, dilimizin çalındığını, talan edildiğini, özün el diline özendiğine içi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk, şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,

Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey´i arıyorum,

Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı...

Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?

"Karamanoğlu Mehmet Bey´i Arıyorum. Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?" başlıklı yazı Sayın Yusuf YANÇ´ındır. Türk Dili dergisinde (1999, Nisan) yayınlanmıştır...

ALINTIDIR...

ilhan
27.11.2007, 00:18
Türkçe , Turkche olmasın.. Lütfen dilimizi koruyalım..

Elimizden geldiğince!

Türk Dil Kurumu'nu kuran , Türkçe'yi resmi dil ilan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izindeyiz. Atam sen rahat uyu! İlke ve inkılaplarına her zaman sahip çıkmak ve korumak yegane temelimiz!

Yasin N.
27.11.2007, 00:27
Msn ingilizce bir anlam ifade ediyor, ingilizce soylen mesi de gayet dogal bence..

Hiçte doğal değil renkdaşım sonuçta burası Türkiye ve bizim dilimizde bu harflerin okunuşları ''me'' ''se'' ''ne'' eğer bizler ingiliz olsaydık yada ingiliz sömürgesi olsaydık o zaman ''em'' ''es'' ''en'' diye okurduk. Biz TÜRK' üz ve bundanda gurur duyuyoruz. Dilini kaybetmiş bir toplum herşeyini kaybetmiş demektir.

Great White
27.11.2007, 00:38
Keşke biz Türkler de şu MSN denen zımbırtının aynısını ya da daha kullanışlısını bir şekilde icad edebilsek de adını da safkan bir Türkçe ile isimlendirebilsek:rolleyes:

Hatta adını da Yazışım gibi bir şey koyabilirdik:)

Hiç değilse "Mesene mi yoksa emesen mi" diye bizler burada tartışacağımıza elin Avrupalısı "Yazışım mı yoksa yahzıschim mi" tartışmasını yaşayabilirdi :D

Kaya
27.11.2007, 00:44
Fakat; "computer" kelimesi yerine "bilgisayar" kullanabiliyoruz. Kimse de rahatsız olmuyor... ;)

ilhan
27.11.2007, 00:51
Savunma oyuncusu yerine neden Stoper deriz ?

Futbolda bile Türkçeyi yozlaştırıyoruz. Pivot forvet , korner , solbek , sağbek vs.

Yasin N.
27.11.2007, 01:00
Aslında bu yozlaşma giderek devam ediyor ve büyük bir boyut olarak bizi sarmaya başladı, artık hoşçakal kalktı onun yerne by, by geldi. tamam gitti yerine okey yada ok geldi. ben kendi yazışmalarımda mümkün olduğu kadar bunları kullanmıyorum hatta hiç kullanmıyorum.

Murat Hızal
27.11.2007, 02:07
Bırakın ''msn''yi de turkcell Türkçe'mi bana biri bunu açıklasın:)

antagonist
27.11.2007, 02:10
Haberlere yorum yapmanın serbest olduğu haber sitelerinde yapılan yorumlara bakınca utanıyorum.Yahu bir kişi bile doğru cümle kuramaz mı???

Ondan sonra "Biz böyle milliyetçiyiz,biz şöyle ülkemizi severiz."....Bırakalım bu işleri...

m@rdi
27.11.2007, 08:40
Bir milleti çökertmenin en iyi yolu dil ve kültürünü yozlaştırmak, hepimizin bildiği üzere.Topla tüfekle yapılamayan artık basit ama etkili yollarla yapılarak istenilen hedefe ilerleniyor,bir takım güçlerce.

Süleyman'ın bahsettiği yozlaşma,reklamlarda,dizilerde,günlük hayatta görülmekte. Kaçımız ben çok iyi Türkçe konuşuyorum diyebilirki.Hepimizde bir parça olsun bozulma mevcut. En basiti BMN başlıklarında yazılan yazılara bakıldığında da görülebilir.

Önce kendimize çeki düzen vererek Türkçemize sahip çıkmakta fayda var !

Faik Yılmaz
27.11.2007, 08:47
Meclisteki vekillerimizin açıklamlarında bile bir çok yabancı kelimeler oluyor. Bnece milletin vekilleri en az üniversite mezunu olmalı....

" Balık baştan kokuyor " çünkü

littlebighorn
27.11.2007, 09:31
Bir ulusu ulus yapan dilidir.

littlebighorn
27.11.2007, 09:33
Meclisteki vekillerimizin açıklamlarında bile bir çok yabancı kelimeler oluyor. Bnece milletin vekilleri en az üniversite mezunu olmalı....

" Balık baştan kokuyor " çünkü
Üniversite mezunu olması Türkçeyi düzgün kullanması (ya da kültürlü olması) anlamına gelmiyor maalesef. Böyle bir uygulamanın çok sakıncaları olur.

Faik Yılmaz
27.11.2007, 09:34
Üniversite mezunu olması Türkçeyi düzgün kullanması (ya da kültürlü olması) anlamına gelmiyor maalesef. Böyle bir uygulamanın çok sakıncaları olur.

ondan söylemiyorum onu adam önündeki metni bile doğru dürüst okuyamayacak kadar Türkçe' ye hakim değil ama milletvekili olmuş. garip oluyor çok garip.

Cengiz Çubukcu
27.11.2007, 09:57
Savunma oyuncusu yerine neden Stoper deriz ?

Futbolda bile Türkçeyi yozlaştırıyoruz. Pivot forvet , korner , solbek , sağbek vs.

stoper yerine durdurucu diyelim , savunma aynı anlama gelmiyor :) benim en çok kızdığım kelimeyse ironi , ritüel kelimeleri.. ritüel tören demekmiş , ironi de saplantı demekmiş...

TheRapZoNe
27.11.2007, 10:06
Teknolojik gelismeleri dilimize gore sekillendirip yeni kelimeler bulmak yerine,olduklari haliyle kullaniyoruz maalesef.Bu da dilimizi gunbe gun eritmekte

Bende msn"e mesene denmesinden yanayim.Turkcell yanlis yapmis..

Great White
27.11.2007, 10:43
benim en çok kızdığım kelimeyse ironi , ritüel kelimeleri.. ritüel tören demekmiş , ironi de saplantı demekmiş...

Açıkçası benim de bu forumda ve başka yerlerde sıkça kullanmak zorunda kaldığım kelimelerden bunlar:o O yüzden bunu okuyunca sanki bana söylenmişçesine bir huzursuzluk hissettim:)

Rituel kelimesi aslında tam olarak tören anlamına gelmiyor. Bir çok yerde kullanılan ve çok genişçe anlam içeren bir sözcük. Bazen ben de yazarken "Yahu şu rituel yerine ne kullansak da aynı vurguyu yapabilsek" diye düşündüğümde çoğu zaman uygun bir kelime bulamıyorum maalesef:o

Türkçemiz' i kötü kullandığımız ve gittikçe dejenere ettiğimiz kesin ama Türkçemiz' in de yeteri kadar zengin bir dil olmaması, tarih boyunca özellikle Osmanlı Dönemi' nde hiçbir şekilde sahip çıkılmamış olması, içerisine sıkça Osmanlıca, Fransızca ve İngilizce gibi onlarca dilden kelimeler karışması ve şu anki TDK' nun yeni kelimeler üretmek yerine olan kısıtlı kelime dağarcığından saçma sapan terimler üretmesi en büyük şanssızlığımızdır aslında..

Onur
27.11.2007, 11:02
Meclisteki vekillerimizin açıklamlarında bile bir çok yabancı kelimeler oluyor. Bnece milletin vekilleri en az üniversite mezunu olmalı....

" Balık baştan kokuyor " çünkü

Kayılmıyorum.

Türkçeyi düzgün konuşabilmek farklı kültürlerde yetişmiş insanlar için çok zor. Benim doğulu bir çok üniversite arkadaşım vardı hala görüşüyoruz. Adamlar düzgün konuşamıyor yada şöyle diyelim düzgün telaffuz edemiyor. Ve bence orda nasıl konuştuğundan çok ne dedikleri önemli.

Saygılar :)

Onur
27.11.2007, 11:03
Futbol terimlerine de girmişiz :)

Ne diye Futbol diyoruz ki o da sonuçta ingilizceden geldi bize. Ayaktopu diyelim :)

İskender
27.11.2007, 11:13
Tartışılan şey telaffuz hatalarımı yoksa dile giren yabancı kelimeler mi ???
Bence telaffuzun farklı olması ççokta problem değil zira bu şive farkıdır...

Asıl sorun bence dle giren yabancı kelimeler hatta diğer önemli bir unsurda kendi kelimelerimizin bize artık yabancı olması...
Bundan 50 yıl önce dedelerimizin kullandığı dili anlamaz olduk, kendi tarihimizi kendi eserlerimizi okumuyoruz okusakta anlamıyoruz...
Ama arkadaşın dediği gibi ritüel kelimesini biliyoruz, ironiyi biliyoruz.Çendan kelimesini sair kelimesini,mütenahi kelimesini bilmiyoruz...
Dil bir ülkenin asimile olmasının ilk şartıdır, dilini kaybeden kimliğini kaybeder...

Hekimoğlu
27.11.2007, 11:24
Basketbol karşılaşmalarında tam bir facia yaşanıyor.Salondaki seyirciler bile nba 'e özenip savunma yapılırken difens diye bağırıyor.

littlebighorn
27.11.2007, 11:31
Çendan kelimesini sair kelimesini,mütenahi kelimesini bilmiyoruz...

Görüşlerinize katılmakla birlikte yukarıdaki kelimelerin de yabancı olduğunu belirtmek isterim.

Misina
27.11.2007, 12:20
Herkes önce Kendi Kapısının önünü süpürsün, Kuıllanıcı adlarına baksın sonra buraya bişeyler yazsın.

tigin
27.11.2007, 12:47
Herkes önce Kendi Kapısının önünü süpürsün, Kuıllanıcı adlarına baksın sonra buraya bişeyler yazsın.

sende haklısın.

Great White
27.11.2007, 13:18
Herkes önce Kendi Kapısının önünü süpürsün, Kuıllanıcı adlarına baksın(,) sonra buraya bişeyler yazsın.

Evet, herkes önce kendi kapısının önünü süpürmeli bence de:)

Örneğin bir satırlık yazıda bile 5 tane imla hatası yapılmasın:rolleyes:

Mehmet Fırat
27.11.2007, 13:27
Evet, herkes önce kendi kapısının önünü süpürmeli bence de:)

Örneğin bir satırlık yazıda bile 5 tane imla hatası yapılmasın:rolleyes:

Öyle teker teker bakacaksak işimiz zor olmaz mı Great White?:) Mesela sen de cümlenin sonuna nokta koymamışsın.:rolleyes:

Üyelerin yazdıklarının anlaşılır olması önemli bence. Yoksa kullanıcı yerine kuıllanıcı yazılması çok da dikkat edilmesi gereken bir husus değil.:)

Great White
27.11.2007, 14:04
Öyle teker teker bakacaksak işimiz zor olmaz mı Great White?:) Mesela sen de cümlenin sonuna nokta koymamışsın.:rolleyes:

Üyelerin yazdıklarının anlaşılır olması önemli bence. Yoksa kullanıcı yerine kuıllanıcı yazılması çok da dikkat edilmesi gereken bir husus değil.:)

Ben orada smiley kullandığım için noktaya gerek duymadım aslında ama sorunumuz o değil tabii ki:)

Türkçe' yi düzgün kullanmak ile ilgili bir konuda kullanıcı isimleri üzerinden bel altına çalışmanın yanlış olduğunu vurgulamak istedim ben sadece. Tabii ki yazılanların anlaşılır olması çok daha önemli..

Benim kullanıcı adım, sevdiğim bir müzik grubunun adını taşıyor olabilir ama sonuçta Türkçemiz' e layık olduğu önemi elimden geldiğince göstermeye çalışıyorum..

Şurada bir çok yorumcu arkadaşımızın gerçek hayatta kullanmış oldukları isimlerin bile bir çoğunun Türkçe kökenli olmadığı ihtimalini göz önünde bulundurduğumuzda, burada kullanmış olduğumuz takma isimlerin pek de bir anlamı olmadığını düşünüyorum açıkçası:rolleyes:

littlebighorn
27.11.2007, 14:14
Herkes önce Kendi Kapısının önünü süpürsün, Kuıllanıcı adlarına baksın sonra buraya bişeyler yazsın.
sayın Misina, haklısınız Türkçe karşılığı olan kelimeler yerine yabancı kökenli kullanmak doğru değil. Ben kendi adıma savunmamı yapayım, benimki özel isim bir yer adı. Kullanıcı adları da özel isim oldukları için Türkçe karşılığı aramak yanlış olur. Örneğin Misina yerine olta ipi anlamsız olur.

Faik Yılmaz
27.11.2007, 14:21
valla kullanıcı adımı dünyalara değişmem....

ancak genel teamül olarak bütün kullanıcı adları isim ve soyisimle oluşturulursa bende uyarım...

İskender
27.11.2007, 14:41
Çendan : gerçi
sair : diğer
mütenahi : sınırlı anlamında kullanır...
Bunların hepsini dedelerimiz bilir...
Şuan kullandığımız kelime sağarcığı 750 -1500 kelime arası Osmanlı ve Cumhuriyetilk dönemlerinde bu sayı 15.000 kelime idi...
yani uyutuluyoruz, bir ingiliz 3 asır önce ki sheakspere rahatlıkla okuyup anlıyor, bir rus tolstoyu okuduğunda anlayabiliyor...Ama biz ne Mevlananın mesnevisini ne Yunusu anlayabiliyoruz...

Yasin N.
27.11.2007, 14:43
Bence kullanıcı adlarında bir sorun yok sadece bir yabancı özentisinden kaynaklandığı kesin o kadar. Ben yabancı dile karşı değilim tam aksine öğrenilmesinden yanayım, fakat ne yazıkki yabancı dili yabancıymışız gibi kullanıyor ve tarzancaya benzeyen birşey ortaya çıkarıyoruz. Ayrıca bazı kelimeleri de yazıldığı gibi okumak varken değiştirip ingiliz harflerinin okunuşlarıyla söylüyoruz, işte bende buna karşıyım eğer bu kelime Türkçe olarak okunabiliyorsa o zaman Türkçe okunsun örnek olarakta ''mesene'' gayet anlaşılır, gayet hoş ve kendi alfabemizde bulunan harflerden oluşmuş. Mesela annaneme ''cafe'' nin kafe okunduğunu anlatamazsınız o her zaman ''cafe'' kelimesini ''cafe'' diye okur ama biz kafe diyoruz bu alışkanlıktan ibaret ama tabiki yanlış bunlara bir çözüm bulmamız ve herşeyden önce bu tür işyeri sahibi olan arkadaşlarımıza yada açmak isteyen arkadaşlarımıza bu konuları anlatmamız lazım.

Faik Yılmaz
27.11.2007, 14:44
maalesef öyle 1200 yılındaki kitapları anlayabiilen İngilizler ile

40 yıl öncesinin yazılarını hiç anlamayan Türkler.

littlebighorn
27.11.2007, 15:30
Bence kullanıcı adlarında bir sorun yok sadece bir yabancı özentisinden kaynaklandığı kesin o kadar. Ben yabancı dile karşı değilim tam aksine öğrenilmesinden yanayım, fakat ne yazıkki yabancı dili yabancıymışız gibi kullanıyor ve tarzancaya benzeyen birşey ortaya çıkarıyoruz. Ayrıca bazı kelimeleri de yazıldığı gibi okumak varken değiştirip ingiliz harflerinin okunuşlarıyla söylüyoruz, işte bende buna karşıyım eğer bu kelime Türkçe olarak okunabiliyorsa o zaman Türkçe okunsun örnek olarakta ''mesene'' gayet anlaşılır, gayet hoş ve kendi alfabemizde bulunan harflerden oluşmuş. Mesela annaneme ''cafe'' nin kafe okunduğunu anlatamazsınız o her zaman ''cafe'' kelimesini ''cafe'' diye okur ama biz kafe diyoruz bu alışkanlıktan ibaret ama tabiki yanlış bunlara bir çözüm bulmamız ve herşeyden önce bu tür işyeri sahibi olan arkadaşlarımıza yada açmak isteyen arkadaşlarımıza bu konuları anlatmamız lazım.
Yabancı kullanıcı adı kullanan herkesi yabancı özentisi diye suçlamanız kabul edilemez. Yazdıklarınıza dikkat edin biraz.

littlebighorn
27.11.2007, 15:46
Çendan : gerçi
sair : diğer
mütenahi : sınırlı anlamında kullanır...
Bunların hepsini dedelerimiz bilir...
Şuan kullandığımız kelime sağarcığı 750 -1500 kelime arası Osmanlı ve Cumhuriyetilk dönemlerinde bu sayı 15.000 kelime idi...
yani uyutuluyoruz, bir ingiliz 3 asır önce ki sheakspere rahatlıkla okuyup anlıyor, bir rus tolstoyu okuduğunda anlayabiliyor...Ama biz ne Mevlananın mesnevisini ne Yunusu anlayabiliyoruz...
Çendan farsça kökenli, sair de bildiğim kadarı ile arapça. Mevlana' nın Mesnevisini okumaya gelince (Yunus da daha az zorlanırsınız), okuma yazma oranının %5 leri geçmediği zamanlardan bahsediyoruz. Sanat dilinin Farsça, yönetim yani resmi dilin Osmanlıca olduğu dönemde halk ise Türkçe konuşuyordu. Söylediğiniz eserleri ancak iyi eğitim görmüş mutlu azınlık okuyabiliyordu. O günlerden %90 okuma yazma oranlarına geldik. Sorunun çözümü ise Mesnevi' nin Türkçe tercümesini okumanız, illa orjinalini okuyacağım diyorsanız Farsça öğrenmeniz gerekecek. (Osmanlıca bilseniz de Mesnevi'nin orijnalini okuyamazsınız)

Yasin N.
27.11.2007, 16:15
Yabancı kullanıcı adı kullanan herkesi yabancı özentisi diye suçlamanız kabul edilemez. Yazdıklarınıza dikkat edin biraz.

sevgili renkdaşım bunda alınacak gocunacak ne var ki anlamış değilim, sonuçta herkesin kendi tercihi isteyen Türkçe yazar isteyen İngilizce ben sadece bu ingilizce isimlerin özentiden ibaret olduğunu söyledim ve bu fikrimde de halen daha sabitim. Ayrıca kimseyi suçladığım da yok, bu olay dükkan isimlerinde bile bol bol kullanılıyor nerdeyse Teksas bozması sokaklarda yürür olduk. Her yerde anlamını bilmediğimiz bir tabela ve bunların çoğalmasının en büyük sebebide bilgisizlik, özenti ve vurdum duymazlık.

İskender
27.11.2007, 16:18
Nedir bundan kasıt günümüz Türkçe bize yeterli anlayamıyorsan lugattan bakmı...
Diller tabiki birbirinden etkilenir arapça ve farsçadan etkilenmemiz gayet normal onların Türkçeden etkilendiği de muhakkak...
Bu dediğim kelimeler Osmanlıya malolmuş aklıma gelen birkaç örnek sadece bunları çoğaltmak mümkün bilsem çok daha fazlasını yazardım...
Ama nihayetinde kendi eğer kendimizi Osmanlının devamı sayıyorsak (ki ben sayanlardanım) Osmanlıca yazılan eserleri açıp okuyamamanın savunulacak bir yanını göremiyorum...
Kendi tarihimizi yazmaktan acizken birde yazılanı okuyamamak fecaat...
Okuma yazma oranının % 5 olması ise yazdıklarının içinde en ilginçi Osmanlıda her yerde medrese var idi ve bu medreselerde sadece dini bilgiler değil fenni bilgilerde verilmekteydi...
Onca Bilgin, alim, ulemanın yetiştiği bu topraklarda okuma yazma oranının bu kadar düşük olduğunu söylemeyi kabul etmiyorum...

Yasin N.
27.11.2007, 16:21
Nedir bundan kasıt günümüz Türkçe bize yeterli anlayamıyorsan lugattan bakmı...
Diller tabiki birbirinden etkilenir arapça ve farsçadan etkilenmemiz gayet normal onların Türkçeden etkilendiği de muhakkak...
Bu dediğim kelimeler Osmanlıya malolmuş aklıma gelen birkaç örnek sadece bunları çoğaltmak mümkün bilsem çok daha fazlasını yazardım...
Ama nihayetinde kendi eğer kendimizi Osmanlının devamı sayıyorsak (ki ben sayanlardanım) Osmanlıca yazılan eserleri açıp okuyamamanın savunulacak bir yanını göremiyorum...
Kendi tarihimizi yazmaktan acizken birde yazılanı okuyamamak fecaat...
Okuma yazma oranının % 5 olması ise yazdıklarının içinde en ilginçi Osmanlıda her yerde medrese var idi ve bu medreselerde sadece dini bilgiler değil fenni bilgilerde verilmekteydi...
Onca Bilgin, alim, ulemanın yetiştiği bu topraklarda okuma yazma oranının bu kadar düşük olduğunu söylemeyi kabul etmiyorum...

Bu görüşüne aynen katıldığımı belirtmek isterim.

littlebighorn
27.11.2007, 16:45
Nedir bundan kasıt günümüz Türkçe bize yeterli anlayamıyorsan lugattan bakmı...
Diller tabiki birbirinden etkilenir arapça ve farsçadan etkilenmemiz gayet normal onların Türkçeden etkilendiği de muhakkak...
Bu dediğim kelimeler Osmanlıya malolmuş aklıma gelen birkaç örnek sadece bunları çoğaltmak mümkün bilsem çok daha fazlasını yazardım...
Ama nihayetinde kendi eğer kendimizi Osmanlının devamı sayıyorsak (ki ben sayanlardanım) Osmanlıca yazılan eserleri açıp okuyamamanın savunulacak bir yanını göremiyorum...
Kendi tarihimizi yazmaktan acizken birde yazılanı okuyamamak fecaat...
Okuma yazma oranının % 5 olması ise yazdıklarının içinde en ilginçi Osmanlıda her yerde medrese var idi ve bu medreselerde sadece dini bilgiler değil fenni bilgilerde verilmekteydi...
Onca Bilgin, alim, ulemanın yetiştiği bu topraklarda okuma yazma oranının bu kadar düşük olduğunu söylemeyi kabul etmiyorum...
Osmanlı Devleti’nin son yıllarında nüfusun eğitim düzeyinin oldukça düşük olduğu görülmektedir. 1897 yılı istatistiklerine göre Okuma yazma bilenlerin oranı % 10’un altındadır. Okuyan öğrencilerin cinsiyet dağılımına bakıldığında ilkokul’da cinsiyet oranı (Kız/Erkek) 0,40 iken bu oranın ortaokulda 0,15’e düştüğü görülmektedir.

Kaynak: DİE, Osmanlı Devletinin İlk İstatistik Yıllığı 1897, (Ankara 1997)

1927 de yapılan nüfus sayımında Türkiye’deki yetişkin nüfusun (7 yaş ve üzeri) ancak % 10,5’i okuma yazma bildiği tespit edilmiştir. Erkeklerin % 17,4’ü ve kadınlarda % 4,6’sı okuma yazma bilmektedir.

Yukarıdaki iki rakam örtüşüyor. 1927 de %10,5, 1897 de %10 un altında.
Araştırın belki farklı sonuç bulursunuz paylaşalım.(şunu da ekleyeyim Medreselere kız öğrenci -yani toplumun %50 si alınmıyordu).

EMRAH ERTEMOĞLU
27.11.2007, 16:47
Çok önemli konu uyulması gerekir..

Misina
27.11.2007, 17:14
Evet, herkes önce kendi kapısının önünü süpürmeli bence de:)

Örneğin bir satırlık yazıda bile 5 tane imla hatası yapılmasın:rolleyes:

Onları vurgulama yapmak için o şekilde yazdım.

Kaldıki imla hatası Türkçe nin yapısını bozmaz.

İskender
27.11.2007, 17:31
Üstadım şunda anlaşalım söylenen şeylerin tamamının doğruluğunu tek tek sorgulama ile bir fayda geçmez elimize...
Konunun özeti şuki, Osmanlıdan günümüze kalan herhangi bir eseri okuduğunda anlayan var mı??
Onu geçtim Açın nutuku kaç kişi anlayacak tamamını veya safahatı açalım okuyalım ne kadarını sözlük kullanmadan anlayabileceğiz...
Bunlar bizim kültür zenginliklerimiz bunları inkar edemeyiz...
Kadınların eğitim kısmına gelince Sıbyan mektebinde kızlarda eğitim alabilmekteydi, tabii bu çok yetersiz idi ama o tarihlerde Tüm dünyada kadının eğitimi erkek eğitimin çok gerisinde bunu sadece bize has göstermek yanlış olur...
O dönemde bilimde avrupanın ne kadar gerisinde ise Kadın eğitiminde de o kadar gerisinde idik...

Ahmet Kuru
28.11.2007, 02:09
Türkçenin içinde bu kadar çok yabancı kelimenin kullanılmasında televizyon kültürünün de etkisini görmeden geçemeyiz.Gelişmiş ülkelere bakın kıtap okuma oranı televizyon izleme oranından her zaman fazladır. Ama yanılmıyorsam Türkiye'de televizyon izleme oranı % 97 olması gerek. Sanırım bu herşeyi ifade ediyor.

Ayrıca arkadaşımın bana gönderdiği birşeyi de sizinle paylaşmak istiyorum

Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım. Nasıl bir edâ takınacağıma
hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra
kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm
vardı.Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı
şerifleriniz hayrolsun' dedim."

Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.Ne yapacağıma karar veremedim,
heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum,
yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı. Üstüme çeki düzen verdim,
kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim."

Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım. Nitekim ne yapacağıma hükûm
veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra
kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm
vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar'
dedim."

Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım. Fenâ hâlde kal geldi yâni. Ama bu
iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim.
Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim."

Yıl: 2006
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni. Oğlum bu iş bizi kasar
dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni. Ama concon muyum ki ben,
baktım ki o da bana kesik. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar yu
yavrum?'

Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden. Off, ay dont nov âbi yaa.
Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita. 'Hay beybi..'

littlebighorn
28.11.2007, 08:16
Üstadım şunda anlaşalım söylenen şeylerin tamamının doğruluğunu tek tek sorgulama ile bir fayda geçmez elimize...
Konunun özeti şuki, Osmanlıdan günümüze kalan herhangi bir eseri okuduğunda anlayan var mı??
Onu geçtim Açın nutuku kaç kişi anlayacak tamamını veya safahatı açalım okuyalım ne kadarını sözlük kullanmadan anlayabileceğiz...
Bunlar bizim kültür zenginliklerimiz bunları inkar edemeyiz...
Kadınların eğitim kısmına gelince Sıbyan mektebinde kızlarda eğitim alabilmekteydi, tabii bu çok yetersiz idi ama o tarihlerde Tüm dünyada kadının eğitimi erkek eğitimin çok gerisinde bunu sadece bize has göstermek yanlış olur...
O dönemde bilimde avrupanın ne kadar gerisinde ise Kadın eğitiminde de o kadar gerisinde idik...
Ben kız öğrencilerin medreselere alınmamasını okuma yazma oranının düşüklüğünü göstermesi açısından verdim. (Sanırım sizin düşündüğünüzden daha düşük olduğunu araştırmışsınızdır). Osmanlının ilk dönmelerinde Avrupada da kızlar orta ve yüksek öğrenim hakkından mahrumdular ama Osmanlı bu konuda maalesef geriden takip etmiştir. bildiğim kadarı ile ancak Tazminat döneminde o da sadece orta öğretime alınmaya başlanmışlardır.

Neyse asıl konumuza dönersek Osmanlının sanat dili olarak Farsçayı yönetim dili olarak da Arapçayı seçmesi son derece yanlış kararlardır. Halkın sanattan ve yönetimden uzaklaşmasına neden olmuştur. Günümüzde eleştirdiğimiz yabancı kelimelerin (çoğunlukla İngilizce kökenliler) Türkçemizi bozmasından farkı yoktur. Ayrıca sistematik bir şekilde yapılmıştır. Daha kötüsü o dönemde Arapça dilbilgisi (gramer) yapısı da Türkçeye girmiştir.

littlebighorn
28.11.2007, 08:18
sevgili renkdaşım bunda alınacak gocunacak ne var ki anlamış değilim, sonuçta herkesin kendi tercihi isteyen Türkçe yazar isteyen İngilizce ben sadece bu ingilizce isimlerin özentiden ibaret olduğunu söyledim ve bu fikrimde de halen daha sabitim. Ayrıca kimseyi suçladığım da yok, bu olay dükkan isimlerinde bile bol bol kullanılıyor nerdeyse Teksas bozması sokaklarda yürür olduk. Her yerde anlamını bilmediğimiz bir tabela ve bunların çoğalmasının en büyük sebebide bilgisizlik, özenti ve vurdum duymazlık.
Yaptığınız hatanın hala farkında olmadığınıza göre sorun yok.

TheCrow
28.11.2007, 12:34
stoper yerine durdurucu diyelim , savunma aynı anlama gelmiyor :) benim en çok kızdığım kelimeyse ironi , ritüel kelimeleri.. ritüel tören demekmiş , ironi de saplantı demekmiş...

İroni,saplantı demek değil,Fransızca "ironie",Türkçe karşılığı yok,"söylenen sözle aslında tam tersini kastetmek,bu şekilde alay etmek" gibi bir anlamı var,çok zorlarsak,sadece bazı durumlarda,"kinaye" kelimesini ironi yerine kullanabiliriz,ama o da Arapça kökenli olduğundan,böyle bir uygulama anlamsız olur...

Şunu da belirteyim, "ironi" kelimesinden yabancı diye hazzetmeyip,"kinaye" kelimesine saygı duyanlarımızın sayısı azımsanamayacak kadar fazla...Söz konusu Türkçe ise,ikisinin birbirinden farkı yok aslında.

İskender
28.11.2007, 12:39
Bence iş iyice çıkmaza girdi...
İroni ile kinaye yi nasıl bir tutabiliriz...Kinaye artık bize mal olmuş bir kelime, ironi kaç yıldır kullanılıyor...
İsterdim ki bir dil bilimcisi aramızda olsa idi...
Cünkü tek tek örneklerle ortaya çıkıp bu böyleyse benimki doğrudur diyoruz...
tartışılan her konuda doğru ve yanlışlar vardır muhakkak ve herkezde doğru olan kısmından bakarak tartışır...
Burda sorun Türkçenin giderek daralması bir ingiliz 25.000 kelimeyle günlük konuşurken bizim 1000 kelimeyle konuşur hale gelmemiz...

TheCrow
28.11.2007, 12:45
Aynı tutamayız,sadece bazı durumlarda ironi yerine kinaye kullanılabilir,ama yerini tutmaz.İroni yerine yeni bir kelime bulmadığımız sürece "ironi" demek zorundayız,onu demek istedim...Halbuki çok da basit anlatmaya çalıştım,benimki doğrudur gibi bir iddia yok zaten...Ama kelime yabancı bir dilden geldiyse,Farsça da olsa İtalyanca da olsa yabancı dilden gelmiştir.Nitekim misina da İtalyanca "messina" dan gelmiştir,ona kızmıyorsak,ironiye de kızmamalıyız.

littlebighorn
28.11.2007, 14:27
İroni' nin iki anlamı var:

1. si için gülmece kullanılabiliyor.
2. Tersini söyleyerek alay etme bunun Türkçe karşılığı yok. Edebiyatta bir sanat olarak The Crow ' un dediği gibi yeni bir kelime bulana kadar bunu kullanmalıyız. Günlük kullanımda ise bence yanlızca "alay" kurtarır.

Türkçeye yeni kelimeler kazandırmalıyız, bunun için TDK ya çok önemli görevler düşüyor. Örneğin bilgisayar gayet güzel bulunmuş bir kelime yoksa hala kompüter diyor olacaktık.

Aslında asıl tehlike sözcüklerden çok dil bilgisi kurallarının da yabancılaşması ve yabancı kelimeleri artık kelime türetmekde kullanmamız. Osmanlıca dediğimiz dil de bunu (Farsça ve Arapça) yapmıştı aslında, onun için sürekli vurgu yapıyorum.

Great White
28.11.2007, 20:46
Nitekim misina da İtalyanca "messina" dan gelmiştir,ona kızmıyorsak,ironiye de kızmamalıyız.

Misina sözcüğü Messina' dan mı gelmiş:eek:

Doğrusu ilk kez şimdi duydum:)

Desenize bir çoğumuzun kapısının önü pek de temiz değilmiş:D

Yasin N.
28.11.2007, 20:57
Tarafıma verilen cevap::)

Messenger kelimesi İngilizce bir kelime olduğu için MSN kısaltması da İngilizce telaffuz edilmiştir.

Görüşleriniz için teşekkür ederiz.

Saygilarimizla,
TURKCELL Iletisim Hizmetleri A.S.

Tülay Kılıç
Müsteri Çözüm Merkezi

ilhan
28.11.2007, 20:58
Nickler, imzalar, avatarlar istediği kadar İngilizce içersin ilgilendirmiyor şahsen beni. Ben yazım diline bakarım. Kelime kargaşası yaşarız ama elimizden geldiğince özen göstermeliyiz doğru bir dil kullanmaya. ( Devrik cümle oldu biraz :) ) Forumda imlası güzel olan kişilerin yazılarını okumaktan ayrı bir haz alıyorum. Şahsen Türkçenin doğru kullanılmadığı mesajları okumamaya çalışıyorum.

Emiroğlu
28.11.2007, 21:06
Nickler, imzalar, avatarlar istediği kadar İngilizce içersin ilgilendirmiyor şahsen beni. Ben yazım diline bakarım. Kelime kargaşası yaşarız ama elimizden geldiğince özen göstermeliyiz doğru bir dil kullanmaya. ( Devrik cümle oldu biraz :) ) Forumda imlası güzel olan kişilerin yazılarını okumaktan ayrı bir haz alıyorum. Şahsen Türkçenin doğru kullanılmadığı mesajları okumamaya çalışıyorum.

Eklemek istediğim başka bir hususta,mesela bir cümle olsun örnek olarak, " Ersun Yanal,Trabzonspor ile anlaştı"

Forumda bu cümleyi :

-ErSuN yAnAl,TrAbZoNsPoR iLe AnlaŞtI

olarak görmek kadar miğdemi bulandıran başka bir şey yok ! Asla tahammül edip okuyamıyorum ne yazık ki...
Tamam,herkesin hata yaptığı cümleler olabilir.Kimi zaman devrik olur,kimi zaman özne yüklem karışır,tuhaf bir şey çıkar ortaya...

Ama Allah aşkına bu ne şimdi ?

ilhan
28.11.2007, 21:09
Hay sen çok yaşa renkdaşım.

Great White
28.11.2007, 21:15
Tarafıma verilen cevap::)

Messenger kelimesi İngilizce bir kelime olduğu için MSN kısaltması da İngilizce telaffuz edilmiştir.

Görüşleriniz için teşekkür ederiz.

Saygilarimizla,
TURKCELL Iletisim Hizmetleri A.S.

Tülay Kılıç
Müsteri Çözüm Merkezi

Turkcell' in de bu konuda işi zor:)

Telefon, fax, modem, cell, messenger, mobile gibi terimlerin Türkçe alternatifleri olmadığı ya da kullanılabilir olamadığı için bunları kullanmak zorundalar..

Ne de olsa cep telefonuna "Taşımalı Konuşgaç" diye isim takan bir TDK' na sahibiz:D

Bu arada Müşteri Çözüm Merkezi de neyin nesi yahu:p

champions
28.11.2007, 21:35
Lazolii ve İlhan'a katılıyorum

Gamze
28.11.2007, 21:38
Bu tür terimleri devşirme yoluyla sokuyoruz dilimize mecburiyetten dolayı. Çözümlerin en kolayı bu çünkü. Yeni bir sözcük oluşturmak için yapılan çalışmaların ne denli yeterli ve geçerli olduğu tartışılır.

Tabi oturduğumuz yerden ahkam kesmek de kolay. Çok zorlasak hatayı dilbilimcilerde aramak yerine teknolojik olarak geride kalışımızın ilk günlerine gider, Osmanlı'ya keseriz faturayı :) Yapılacak çok şey yok bu konuda bence, eminim ki dilbilimciler de çabalıyorlardır.

Esas sorun bu olmamalı bence. Türkçe karşılığı gayet yaygın bir şekilde kullanılan sözcüklerin İngilizcelerini kullanan, yani İlhan'ın imzasında söylediği gibi Türkçe'yi ''Turkche''leştirenlerle olmalı işimiz...

Ben İngilizce Mütercim-Tercümanlık okuyorum. Aynı zamanda Almanca da alıyorum. Liseden beri...Ama henüz hiç kimseye cevaben ''Okey'' demedim, demem, diyemem. ''Tamam'' dururken... Olur olmadık sözcükler, olur olmadık yerlerde ağız burun kıvırarak söyleniyor, deli oluyorum.

Arapça, Farsça vs. Bunlar öteden beri topraklarımızda kullanılan diller. Etkileri ve kalıntıları aşikar, ama yadırganması gerekenler bunlar değil. Bir dönem Fransızca, uzun yıllardır İngilizce... Yediniz, bitirdiniz bizi yau!

Biçim olarak bakarsak da, yukarıda hem Lazolii'nin hem de İlhan'ın söylediklerine katılmamak mümkün değil. Dil kullanımı sadece anlamı vermek değil, bu işin sözdizimi var, biçimi var, imlası var, konuşma sırasında tonlaması var vs..Kaldı ki bunlar olmadıkça anlamı da tam olarak vermek mümkün olmuyor.

''Oku oku adam ol, baban gibi eşek olma''

''Oku oku adam ol baban gibi, eşek olma.''

İki cümle arasındaki tek büyük farkı bulunuz. :)

ilhan
28.11.2007, 21:42
Ya birde bizim ülke insanımız çok ilginç. Bir insanı yanlış Türkçe kullandığı için uyarıyorsun aldığın tepki şu ;

- Sanane! Sen mi kurtaracaksın Türkçeyi.

Yanılıyor muyum?

Erkan
28.11.2007, 21:43
Bu tür terimleri devşirme yoluyla sokuyoruz dilimize mecburiyetten dolayı. Çözümlerin en kolayı bu çünkü. Yeni bir sözcük oluşturmak için yapılan çalışmaların ne denli yeterli ve geçerli olduğu tartışılır.

Tabi oturduğumuz yerden ahkam kesmek de kolay. Çok zorlasak hatayı dilbilimcilerde aramak yerine teknolojik olarak geride kalışımızın ilk günlerine gider, Osmanlı'ya keseriz faturayı :) Yapılacak çok şey yok bu konuda bence, eminim ki dilbilimciler de çabalıyorlardır.

Esas sorun bu olmamalı bence. Türkçe karşılığı gayet yaygın bir şekilde kullanılan sözcüklerin İngilizcelerini kullanan, yani İlhan'ın imzasında söylediği gibi Türkçe'yi ''Turkche''leştirenlerle olmalı işimiz...

Ben İngilizce Mütercim-Tercümanlık okuyorum. Aynı zamanda Almanca da alıyorum. Liseden beri...Ama henüz hiç kimseye cevaben ''Okey'' demedim, demem, diyemem. ''Tamam'' dururken... Olur olmadık sözcükler, olur olmadık yerlerde ağız burun kıvırarak söyleniyor, deli oluyorum.

Arapça, Farsça vs. Bunlar öteden beri topraklarımızda kullanılan diller. Etkileri ve kalıntıları aşikar, ama yadırganması gerekenler bunlar değil. Bir dönem Fransızca, uzun yıllardır İngilizce... Yediniz, bitirdiniz bizi yau!

Biçim olarak bakarsak da, yukarıda hem Lazolii'nin hem de İlhan'ın söylediklerine katılmamak mümkün değil. Dil kullanımı sadece anlamı vermek değil, bu işin sözdizimi var, biçimi var, imlası var, konuşma sırasında tonlaması var vs..Kaldı ki bunlar olmadıkça anlamı da tam olarak vermek mümkün olmuyor.

''Oku oku adam ol, baban gibi eşek olma''

''Oku oku adam ol baban gibi, eşek olma.''

İki cümle arasındaki tek büyük farkı bulunuz. :)
\1 incisinde babasi gibi olma, digeri baban gibi ol...:p

Great White
28.11.2007, 21:45
"Oturduğu yerden ahkam kesmek"

"Faturanın Osmanlı' ya kesilmesi"

Açıkçası bu iki ifade peş peşe geçince bana da üzerime alınmak kaldı sanırım:o

Zira Osmanlı örneğini bir tek ben vermiştim yanılmıyorsam..

Ben orada tek sorumlunun Osmanlı olduğunu söylemedim ama onun da payının olduğunu belirttim sadece..

Üstelik yanıldığımı da hiç sanmıyorum:)

Gamze
28.11.2007, 21:52
Hiç kimseye dokundurma yapmak değildi niyetim, yanlış anlamayın lütfen. Ben de eleştirdim, 'oturduğu yerden ahkam kesmek' benim için de geçerli olabilir. Özeleştiriydi bu ;)

Osmanlı konusunda ciddiyim ben de, 'ironi' değil :) Bu konuda size katıldığımı belirteyim.

Demek ki neymiş; yazışma dilinde Türkçe'yi ne kadar doğru kullanırsan kullan, sanal alemin ses ve tonlama unsurunu ortadan kaldırması yanlış anlaşılmalara mahal veriyormuş. :)

littlebighorn
29.11.2007, 11:27
Hiç kimseye dokundurma yapmak değildi niyetim, yanlış anlamayın lütfen. Ben de eleştirdim, 'oturduğu yerden ahkam kesmek' benim için de geçerli olabilir. Özeleştiriydi bu ;)

Osmanlı konusunda ciddiyim ben de, 'ironi' değil :) Bu konuda size katıldığımı belirteyim.

Demek ki neymiş; yazışma dilinde Türkçe'yi ne kadar doğru kullanırsan kullan, sanal alemin ses ve tonlama unsurunu ortadan kaldırması yanlış anlaşılmalara mahal veriyormuş. :)
Osmanlı tartışmasına bir arkadaşımızın İngilizce kelimeler yerine Osmanlıcadan kalan Arapça ve Farsça kelimeler önermesi nedeniyle geldik. Great White' a katılıyorum hepsi yabancı kaynaklıdır.

Yalnız yazınızdaki birkaç küçük hatayı düzeltmeme izin verin:

1. Osmanlılar dil konusundaki hatayı teknolojik olarak geri kaldığımız günlerde değil aksine bilimde ve sanatta ileri olduğumuz dönemlerinde yapmışlardır.

2. Arapça ve Farsça öteden beri bu topraklarda kullanılan diller değildir, çok küçük o zamanlar elit sayılabilecekler tarafından konuşulan dillerdir. Üzerine basa basa söylüyorum bu topraklarda yaşayan halk Türkçe hem de öz be öz Türkçe konuşuyordu.

Osmanlı tartışmasını uzatmayayım, tartışmak isteyen olursa -konu başlığı açılırsa uzun uzun tartışılabilir.

Misina
29.11.2007, 11:51
''Oku oku adam ol, baban gibi eşek olma''

''Oku oku adam ol baban gibi, eşek olma.''

İki cümle arasındaki tek büyük farkı bulunuz. :)

ikinci cümlede virgül çok büyük bi anlam karışıklığını engelliyor.:D

Gamze
29.11.2007, 15:19
Osmanlı tartışmasına bir arkadaşımızın İngilizce kelimeler yerine Osmanlıcadan kalan Arapça ve Farsça kelimeler önermesi nedeniyle geldik. Great White' a katılıyorum hepsi yabancı kaynaklıdır.

Yalnız yazınızdaki birkaç küçük hatayı düzeltmeme izin verin:

1. Osmanlılar dil konusundaki hatayı teknolojik olarak geri kaldığımız günlerde değil aksine bilimde ve sanatta ileri olduğumuz dönemlerinde yapmışlardır.

2. Arapça ve Farsça öteden beri bu topraklarda kullanılan diller değildir, çok küçük o zamanlar elit sayılabilecekler tarafından konuşulan dillerdir. Üzerine basa basa söylüyorum bu topraklarda yaşayan halk Türkçe hem de öz be öz Türkçe konuşuyordu.

Osmanlı tartışmasını uzatmayayım, tartışmak isteyen olursa -konu başlığı açılırsa uzun uzun tartışılabilir.

Sanırım yanlış anlaşıldım.Şöyle düzelteyim;

Teknoloji konusunda üretici değil tüketici olduğumuz için bir şekilde ilgili terimleri dilimize geçirmek durumunda kalıyoruz. Teknolojik gelişmeler konusundaki bu edilgen halimiz bizim için mecburi kılıyor devşirmeyi. Şu günlerde de iyice ayyuka çıktı bu konu. Eğer bu yönden bakarsak ve biraz da zorlamayla, Osmanlıyı tenkit edebiliriz son 200 yılını düşündüğümüzde :) İroni burada eğer varsa :) Ama Great White' a da Osmanlı döneminde Türkçe'nin katıksız halini korumak için hiç bir girişimde bulunulmayışı konusunda katılıyorum.

Özetle :)

İskender
29.11.2007, 16:54
Forumda bu tür başlıkların açılmasını bir katma değer olarak gördüğümü söyleyerek başlamak istiyorum yazıma..
Zira bir diğer arkadaşımdan birçok şey öğrenebiliyorsun yeterki atgözlü olunmasın...
Edebiyat Öğretmenliğini okuyamayıp ayrılmak durumunda olan birisi olarak düşüncelerimi konu ile bütünleştirip yazmış idim...
Okulu okuyamama nedenim Osmanlıca idi 20,19,18,17... yy diye her dönem dersler görüyorduk...
İnanılmaz zorlanıyordum ki ilk dönem okuduğumuz 20 yy da bile oldukça zorlanıyorduk...
Nihayetinde 100 yıl öncesinden bahsediyoruz ve o dönemden kalma eserleri anlamak için lugat kullanmak durumunda kalıyoruz, benim dayanak noktam burası...
Okuduğunu anlamamak okumamak anlamına geliyor aynı zamanda bakın batı klasikleri onca sayıda okunurken bizim Türk klasikleri bir tabirimiz bile yok literatürde...
Bu o devirde yazılı eserler yok anlamına gelmiyor, tam tersine bir çok eser var fakat bunları anlayan veya tercüme eden yok...

İkinci problem olarak gördüğüm konu ise kullandığımız kelime haznesinin inanılmaz daralması.
1000 kelime ile konuşuyoruz artık Osmanlıda ise bu 25.000 kelime idi...
Şimdi sorarım size dünyanın en güzel kelimesi seçilen yakamoz aslında farsçadır bize gelmiştir diyebilirmiyiz, veya bunu ok demek ile aynı kefeye mi koymalıyız...

Gamze
30.11.2007, 18:52
...
Şimdi sorarım size dünyanın en güzel kelimesi seçilen yakamoz aslında farsçadır bize gelmiştir diyebilirmiyiz, veya bunu ok demek ile aynı kefeye mi koymalıyız...

Bu bölüm bana sanırım :)

Bir örneklemeydi o ve beni bir hayli rahatsız ediyor günük yaşantımda. Ben Türk dili üzerine okumuyorum, ama dil bölümündeyim ve biz diğer dillerden daha çok Türkçe üzerine çalışıyoruz. Çünkü kendi dilini ekiniyle birlikte bilmeyen birinin bir başka dili ve ekini sindirmesi, üstüne üstlük çeviri yapması mümkün değil. O yüzden, Türkçe'nin kullanımı konusunda hassasım, hassasız. 'Full dolu'yu duyduğumda ne denli rahatsız oluyorsam, 'Ok' 'mersi' vs. gibi sözcükleri duyduğumda da o denli rahatsız oluyorum. Anadolu topraklarında ezelden beri Arapça da Farsça da kullanılmıştır. Etkileri ve kalıntıları ortada demiştim. Öyle. Ve bunlardan rahatsızlık duymuyorum, 'teveccüh' kelimesi beni huzursuz etmiyor mesela. Bu, 'ok' ile 'yakamoz'u da aynı kefeye koymadığımın işaretidir. Katılırsınız, katılmazsınız ama ben Avrupa dillerinin Türkçe'nin içinde eritilmesine fena halde bozuluyorum. Paradoks, konsultasyon, refüze etmek ve nicesi. Çok sinir bozucu. :rolleyes:

Yasin N.
01.12.2007, 01:38
Full dolu'yu duyduğumda ne denli rahatsız oluyorsam, 'Ok' 'mersi' vs. gibi sözcükleri duyduğumda da o denli rahatsız oluyorum.

Helede bu full dolu kelimesi yokmu ben bu kelimeyi kulanan arkadaşlarıma affınıza sığınarak söylüyorum salak diyorum, be kardeşim İngilizceyi bilmiyorsun onu anladıkta bari Türk! çeyidemi bilmiyorsun Full=dolu Dolu=full :D

Great White
01.12.2007, 01:55
Niye yalan söyleyeyim..

Ben de kimi zaman "Depoyu tam doldur" demek yerine daha tembelce bir edayla "Fulle" demeyi tercih ediyorum:o

Ama bunu pek de sık yapmıyorum. Zira çoğu zaman fullemek nasip olmuyor zaten:D

littlebighorn
01.12.2007, 10:26
Niye yalan söyleyeyim..

Ben de kimi zaman "Depoyu tam doldur" demek yerine daha tembelce bir edayla "Fulle" demeyi tercih ediyorum:o

Ama bunu pek de sık yapmıyorum. Zira çoğu zaman fullemek nasip olmuyor zaten:D
Dil ile ekonomik durumun ilişkisi ancak bu kadar güzel anlatılabilir!

littlebighorn
01.12.2007, 13:57
Osmanlıca Türkçe Batı dillerinden gelen biçim

mutabakat uzlaşım konsensüs
katliam soykırım jenosit
tecrit yalıtım izolasyon
kıstas ölçüt kriter
hakikat gerçek realite
ehlihibre, ehlivukuf bilirkişi eksper
nesil kuşak jenerasyon
muasır çağdaş modern
şekil biçim form
cihaz araç aparat

Birkaç örnek, ben Türkçelerini tercih etmeye çalışıyorum.

Misina
01.12.2007, 15:43
Misina sözcüğü Messina' dan mı gelmiş:eek:

Doğrusu ilk kez şimdi duydum:)

Desenize bir çoğumuzun kapısının önü pek de temiz değilmiş:D

İtalyancadan gelip gelmediğini bilmiyorum fakat günlük hayatımızda sıkça kullandığımız Polis,Doktor gibi Türkçeye uyarlanmış bir kelime.Tamamen yabancı olmaktansa böyle olmak daha iyidir.

littlebighorn
01.12.2007, 16:26
Bu arada yakamoz dilimize Farsçadan değil Rumcadan geçmiş.

Remzi
01.12.2007, 17:20
Türkçe Sözlük'ten

hazırun çokluk, isim, eskimiş (ha:zıru:nu) Arapça hazirun Bir toplantıya katılanlar. hazırun cetveli isim Bir toplantıya katılanları gösteren liste.

Yabancı Kelimelere Karşılıklar

ambargo : Fransızca kökenli ambargo (embargo) sözü dilimizde "1. Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, 2. Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, 3. Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme." anlamlarında kullanılmaktadır. Sözün her bir anlamı için Kurumumuzca engelleyim karşılığı önerilmiştir.



DAĞARCIĞINIZA HER GÜN İKİ SÖZ
E-POSTANI BİLDİR HER GÜN İKİ KELİME ADRESİNE GELSİN

Türk Dil Kurumu, elektronik posta adresini bildiren herkese günde iki kelimeyi, anlamı ile birlikte ücretsiz olarak gönderiyor. (ek tablo)

Aralarında gazeteciden yazara, öğrenciden polise her meslekten 45.000'i aşkın kişiye iki sözcük e-posta yoluyla gönderiliyor. Talep her geçen gün artıyor. Son yıllarda özellikle gençlerin kullandığı kelime sayısının azalmasını göz önünde bulundurarak alternatif çalışmalar üreten TDK, gençlerin İnternet'e olan ilgilerini değerlendirdi.

Kurum, ‘www.tdk.org.tr’ adresinden 'Dağarcığınıza Her Gün İki Söz' yazısına tıklayıp, elektronik posta adresini bırakan herkese anlamları ile birlikte her gün iki sözcük göndermeye başladı. TDK Sözlük Kolu uzmanları tarafından seçilen kelimelerin günün tarih ve önemiyle ilgili olmasına dikkat ediliyor. Örneğin cemrenin düşmesi ile birlikte e-postalara ‘cemre’, 29 Ekim’de ‘cumhuriyet’, Kurban Bayramı’nda ‘kurban’ sözü ile ilgili açıklayıcı bilgiler sunuluyor. Kelimelerin anlamlarının yanında gönderilen sözcüğün içinde geçtiği atasözleri ve deyimlere de yer veriliyor. Ayrıca, türü, söylenişi, vurgusu, yabancı kökenli ise Türkçeye hangi dilden geçtiği konularında bilgi veriliyor. Yabancı kelimelere bulunan Türkçe karşılıklar da e-posta sahiplerine bildiriliyor. TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, halkın Türkçenin zengin söz varlığından yeteri kadar faydalanmadığını söylüyor. “Çok kısıtlı sayıda sözcük bilgimiz var.” eleştirisini yapan Akalın, Türk Dil Kurumu olarak amaçları doğrultusunda, teknolojiyi de kullanarak bu durumun önüne geçmek istediklerini belirtiyor. “Amacımız kişilerin söz varlığını geliştirmek ve Türkçenin zengin söz varlığından faydalanmalarını sağlamak.” ifadelerini kullanan TDK Başkanı Şükrü Halûk Akalın, e-posta adreslerini bırakanların sayısının her geçen gün arttığını kaydediyor.

Uyarılar
1. Bilgisayarlarında e-posta yazılımı (outlook vd.) yüklü olanlar Dağarcığınıza Her Gün İki Söz bağlantısını tıklayarak e-posta adreslerini gönderebilirler. Bilgisayarlarında e-posta yazılımı olmayanların ise e-posta hesaplarının bulunduğu sunucudan (yahoo, hotmail vd.) bilgi@tdk.org.tr adresine e-posta hesaplarını göndermeleri gerekmektedir.

2. E-posta hesaplarını Kurumumuza gönderdikleri hâlde "Dağarcığınıza Her Gün İki Söz" iletilerini alamayanların e-posta hesaplarının limitlerini, e-posta kutularının dolu olup olmadığını kontrol etmelerini,

3. E-posta hesaplarını değiştirenlerin eski e-posta hesaplarını da belirterek yeni e-posta hesaplarını göndermelerini,

4. E-posta grubundan çıkmak isteyenlerin, bu istediklerini belirten e-posta iletisi göndermelerini rica ederiz.

Türk Dil Kurumu



TÜRK DİL KURUMU
Türkçe Sözlük'ten Sözler ve Yabancı Kelimelere Karşılıklar
Elektronik Posta Hizmeti
Tarih: 05.04.2005
Gönderim Nu.: 316

TDK'nın Böyle bir ÇAlışması Var..Herkesin Üye Olmasını tavsiye ederim:)