Orijinalini görmek için tıklayınız : Büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk!
Muhammet
12.01.2009, 22:06
Benim temennim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bireyin, bu ülkeyi, milleti ve devleti seven her bireyin Atatürkçü olmasıdır.
Fatih Ersoy
12.01.2009, 23:48
Benim temennim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bireyin, bu ülkeyi, milleti ve devleti seven her bireyin Atatürkçü olmasıdır.
:alkış::alkış::alkış:
* 1996 da haiti cumhurbaşkanı öldüğünde mezar taşına şunu yazdırmış ;Bütün ömrüm boyunca TÜRKİYE'nin lideri MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ü anlamış ve uygulamış olmaktan mutlu öldüm yazdırdığını biliyormuydunuz.
* ATATÜRK'ün dünyada başöğretmen sıfatlı teklider olduğunu.
*Bir geomerti kitabı yazdığını.
*Üçgen,açı,dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (TÜRKÇE) isim babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu.
* Norveççe'de ATATÜRK gibi olmak diye bir deyimin olduğunu.
* 'Atatürk'' çiçeği'nin adını, çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi
profesörlerinden doktor Kirk Landın`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada
bu isimle üretilip satıldığını
*Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her
Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün
resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu
**Bir röportajda Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" diye
sorulduğunda "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz
üye olmak için, davet gelirse düşünürüz" dediğini ve bunun üzerine BM
yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet edilen ilk ülkenin Türkiye
Cumhuriyeti olduğunu,
*1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde,
danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu
anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için
neler
vermezdim" dediğini,
*1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;
"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına
Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini
*2000'de ABD Başkanı'nın milenyum mesajında; '' Milenyumun hiç şüphe yoktur
ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Çünkü o yılın değil asrın
lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir" denildiğini,
*2005'de Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un
önerisinin "Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk'ü örnek alsın yeter"
olduğunu,
**2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk
resimlerinin kaldırılmasının istendiğini,
BİLİYOR MUYDUNUZ!!!
Bir röportajda Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" diye
sorulduğunda "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz
üye olmak için, davet gelirse düşünürüz" dediğini ve bunun üzerine BM
yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet edilen ilk ülkenin Türkiye
Cumhuriyeti olduğunu,
BİLİYOR MUYDUNUZ!!!
Bir kaç defa okumuştum bunu. Aklıma takılan; Birleşmiş Milletler 1945'te kuruldu. Birisi beni aydınlatabilir mi?
Ömer SEVİNÇ
22.01.2009, 18:36
Yok Selim Wilson ilkeleri gereğince 1. Dünya Savaşı sonrasında Milletler Cemiyeti kuruldu. 1945'te de ismi değişti Birleşmiş Milletler oldu sanırım..
Evet araştırdım biraz, Milletler Cemiyeti'ne davet edilen tek ülkeyiz. Fakat bu cemiyet BM kadar etkin değilmiş sanırım.
Milletler Cemiyeti ülkeler arası adalet ve barışı sağlamak için kurulmuş ancak daha sonra amacından sapmıştır ve Avrupalı güçlü devletlerin tekeline girmiştir, görüyoruz ki hala değişen bişey yok..
Mustafa ÖZDEMİR
21.02.2009, 19:17
atam senin bıraktığın millet maalesef sana layık olamıyor
Emirhan Makul
14.03.2009, 18:47
Başvekil İsmet İnönü davet edildiği Rusya'dan Bulgaristan yolu ile dönüyordu. Yine o ara Bulgaristan'la aramız iyi değildi. Bulgar komitacıları Sofya'daki Türk sefaretini sarmış, İsmet Paşa'ya suikast yapmak üzere dışarıya çıkmasını bekliyorlardı... Bulgar hükümetinin dikkati çekildi..Bulgar hükümeti bililtizam (inadına,bile bile) umursamadı. Bunun üzerine keyfiyet Ankara'ya bildirildi, ilgililer toplanıp, aralarında müzakere etti... Bir çare araştırıldı...Tatminkar bir tedbir bulunamadı...Atatürk'e danışmaya karar verdiler... Atatürk sordu;
"Siz ne düşünüyorsunuz?"
" Bulgaristan'ı iktisaden tazyik edeceğiz... Şiddetle muhtaç olduğu bazı maddeleri satmamakla tehdit edeceğiz" Atatürk güldü ve;
"Telefonu verin bana" dedi... Donanmaya emir verdi... Ertesi sabah Yavuz zırhlısı İzmit'den Varna'ya gitti... Yüzbir pare top attı... Evlerin camları kırıldı, herkes yataklarından heyacanla fırladı... Bulgar hükümeti telaşlandı... Amiral, 'Türkiye Başvekili İsmet Paşa'yı almaya geldiğini' söyledi... Bulgar Hükümeti İsmet Paşa'yı Sofya'dan Varna'ya zırhlı trenle, ihtimam ve muhafaza altında getirdi... Bando ile merasim yaparak, Yavuz'a uğurladı..Amiral, kırılan camları ödeyip, Başvekili Türkiye'ye getirdi...
Kaynak (Avni Altıner/ Her yönüyle Atatürk)
Ömer SEVİNÇ
14.03.2009, 21:08
Tatil yapa yapa bu hale düştük zaten:)
Bütün dünya bilsin ki benim için tek yanlılık vardır. Cumhuriyet yanlılığı, düşünsel ve sosyal devrim yanlılığı...
Atam izindeyiz.
Tatil yapa yapa bu hale düştük zaten:)
Herkes laf yerine icrat yapsaydı bugün Atatürk'ün bıraktığından çok daha ileride olurduk.
Tatil olayını çok iyi biliyoruz gerçekten :o
EMRAH ERTEMOĞLU
16.03.2009, 00:19
Şampiyonluk gibi özlüyoruz seni Atam..
Ömer SEVİNÇ
16.03.2009, 11:37
Herkes laf yerine icrat yapsaydı bugün Atatürk'ün bıraktığından çok daha ileride olurduk.
Tatil olayını çok iyi biliyoruz gerçekten :o
Türk milleti zekidir Selim. Ama herkes kendini en zeki sanıyor. Bu zekaları kendi çıkarı için kullanacaklarına ülke için kullansalar şimdi herşey çok farklı olurdu.
Devleti soymak için bulunabilecek her türlü yöntemi buluruz biz. Ama devleti nasıl 1 adım daha ileri götürürüz? Kimse buna kafa yormaz. Herkes banane ben mi kurtaracağım bu ülkeyi havalarında.
Sen kurtaracaksın tabi ki. Sen kurtaracaksın, ben kurtaracağım, biz kurtaracağız.
Artık kimse topla tüfekle gelmeyecek ülkeye saldırmak için. Kültürle gelecek. Sinemayla gelecek. Ekonomi ile gelecek. Okuyacaksın. Öğreneceksin. Biz gerektiği zaman her türlü savaşta ülkemizi herşeyimizle savunuruz diye bir şey yok artık. Eskide kaldı onlar. Artık ülkeni savunmak demek, kitap okumak demek. Bilgili olmak demek.
Sağcısı, solcusu, Akplisi, Chplisi hepimiz böyleyiz ne yazık ki. Ama hepimiz de böyle olmadığımızı iddia ederiz işin garibi..
Devleti soymak için bulunabilecek her türlü yöntemi buluruz biz. Ama devleti nasıl 1 adım daha ileri götürürüz? Kimse buna kafa yormaz. Herkes banane ben mi kurtaracağım bu ülkeyi havalarında.
Sen kurtaracaksın tabi ki. Sen kurtaracaksın, ben kurtaracağım, biz kurtaracağız.
Artık kimse topla tüfekle gelmeyecek ülkeye saldırmak için. Kültürle gelecek. Sinemayla gelecek. Ekonomi ile gelecek. Okuyacaksın. Öğreneceksin. Biz gerektiği zaman her türlü savaşta ülkemizi herşeyimizle savunuruz diye bir şey yok artık. Eskide kaldı onlar. Artık ülkeni savunmak demek, kitap okumak demek. Bilgili olmak demek.
Sağcısı, solcusu, Akplisi, Chplisi hepimiz böyleyiz ne yazık ki. Ama hepimiz de böyle olmadığımızı iddia ederiz işin garibi..
Katılıyorum tamamen :alkış:
Yasin N.
17.03.2009, 01:24
Uzun zaman oldu foruma girmeyeli bunun sebepleri farklı tabiki. Enson açtığım başlıklardan biridir ve açarkende en mutlu olduğum başlıktır. Birkaç bişey yazayım dedim bu gece, hazır seçimlerde yaklaşmışken tabiki her görüşe saygımız var fakat istisnalar hariç ve bu istisnalarında herkes tarafından bilindiği malum bir durum.
Seçimler yaklaştıkca meydanlar harreketlendikçe ilk başlarda Atatürk'e karşı olan sahiplenme duygusu birden yok oldu onun yerine sen onu yaptın ben bunu yaptım gibisinden sadece çıkar güden ve seçimlerden dolayı nemalanmak isteyen liderlerin laf salatasıyla doldu ortalık. Ne çabuk unutuldu Atatürk' ü kimselere kaptırmayan siyaset söylemleri, ne acı ve vahim bir durumdurki herkes büyük şehirlerin liderliğini almak, metropollerde söz sahibi olmak için büyük bir çıkar savaşının içine girmiş ama kimsenin köyleri umursadığı ve '' Köylü Milletin Efendisidir '' diye söylenen bu büyük sözü hatırladığı yok, biyerlere hizmet etmekse amaç bunu ilk önce yolsuz, susuz, okulsuz ve daha birçok haktan mahrum olan o güzel köylerimizden başlanması lazım çiftçiye köylüye kimse değer vermez olmuş ne varsa büyük şehirler ne varsa metropoller. Biraz kafalarını çeviripte etraflarına bakmayı bir becerebilseler o zaman anlarlar Atatürk' ün ne demek istediğini yada Efendiliğe, hizmete, ve başarıya giden yolun nerden geçtiğini.
OLCAY ÇAKIR
18.03.2009, 12:31
Bugün 18 mart.
94 yıl olmuş.
SAYGIYLA SEVGİYLE MİNNETLE RAHMETLE ANIYORUM.
OLCAY ÇAKIR
18.03.2009, 12:46
Anafartalar Zaferi
25 Ağustos 1915’ten Ağustos sonuna kadar, Müttefikler hem Seddülbahir hemde Arıburnu’nda başarılı olamayınca, Çanakkale Boğazı’nı, geriden sarkarak ele geçirmek amacıyla harekete geçerler. Bu arada General Hamilton, Türk Ordusu’nun gerilerine sarkmak ve çember içine alıp yok etmek için, Büyük ve Küçük Kemikli Burunları arasında yeralan Suvla sahillerine çıkıp, Anafartalar’da üçüncü bir cephe açmaya karar verir. Hedef, Conkbayırı ve Koçaçimentepe blokunu ele geçirerek buradan ilerleyip, çanakkale Boğazı’na inerek hakim olmaktır.
Bu amaçla da, 9.İngiliz Kolordusu'nu ,6-7 Ağustos gecesi karanlıktan yararlanarak bölgeye çıkartır. Amaç, sabah gün ağarmadan von Sanders, Saros Grup Komutanına 7. ve 12. Tümenlerle süratle Anafartalar kesimine gitmesini ve karaya çıkan İngiliz birliklerine 8 Ağustos sabahı erkenden taarruz edilmesi emrini verir. Anafartalar Müfrezesi komutanı Yarbay Vilmer’e de, Saros’dan iki tümenin gelişine kadar, İngilizlerin ilerleyişine engel olunmasını emreder.
Liman von Sanders (http://www.canakkale.gen.tr/kisiler/liman.html), bundan sonra, Kurmay Albay Mustafa Kemal (http://www.canakkale.gen.tr/kisiler/mustafakemal.html)’i, 8 Ağustos 1915 günü saat 21.45’de, Anafartalar Grup Komutanlığına atar. Anafartalar Grup Komutanı Kurbay Albay Mustafa Kemal (http://www.canakkale.gen.tr/kisiler/mustafakemal.html), 9 Ağustos sabahı ,12. tümenle 9. İngiliz Kolordusuna. 7.Tümenle de Anzak Kolordusu ile işbirliği yapmasına engel olmak amacıyla, damakçılık Bayırı yönünde saldırıya geçer. Her iki tümenin saldırıları da başarılı olur. İngiliz Birlikleri, beklemedikleri bu karşı Türk taarruzu ile şaşkına dönmüş, ağır kayıplar verirler.
Birinci Anafartalar Muharebeleri olarak adlandırılan bu harekat sonunda, durum değerlendirmesi yapan Mustafa Kemal (http://www.canakkale.gen.tr/kisiler/mustafakemal.html) şöyle demiştir: “...Gerçekte, düşmanın bir kolordusunu zayıf bir tümenimle Kireçtepe-Azmak arasında yenmiş, Tuzla Gölüne kadar takip ederek orada tesbit etmiştim.”
http://www.canakkale.gen.tr/images/anafarta1_k.jpg (http://www.canakkale.gen.tr/anafarta1.html)
Anafartalar Grup Komutanı M. Kemal muharebe arkadaşlarıyla (1915).
Diğer taraftan yeni çıkan birliklerle güçlendirilen 9. İngiliz Kolordusu, Anafartalar yönünde iki kanat harekatı daha denediyse de başarılı olamamıştır. Ancak, Türkler açısından bu bölgede durum, savunulması güç bir konum olduğu için tehlikeli sayılırdı. Tehlikeli durumu düzeltmek için Liman von Sanders (http://www.canakkale.gen.tr/kisiler/liman.html), Kuzey Grubundaki 8 Tümeni iki alayla takviye ederek , Anafartalar grup Komutanı Mustafa Kemal (http://www.canakkale.gen.tr/kisiler/mustafakemal.html)’in emrine verir. Tümen karargahına 9-10 Ağustos gecesi gelen Grup Komutanı Mustafa Kemal (http://www.canakkale.gen.tr/kisiler/mustafakemal.html), takviyeli 8. Tümeni 10 Ağustos sabahı karanlıkta, sadece süngü kullanarak hücuma geçirir. İngilizlere çok ağır kayıplar verdirilerek harekat başarılı olur. Daha sonra, savunma yapılabilecek ek arazinin ele geçirilmesi üzerine, ulaşılan bu ileri çizgide de destek ve güçlendirmeler yapılarak savunmaya geçilir. Böylece, diğer bölgelerde olduğu gibi Anafartalar Bölgesinde de savaş, boşaltmaya kadar , siper ve mevzi savaşına dönüşmüş olur. Diğer bir deyişle, General Hamilton’un İkinci Planı da başarısız olmuş, hedefine ulaşmamıştır.
Çanakkale Savaşları kara harekatıyla ilgili olarak belirtilmesi gereken önemli bir diğer nokta da şudur: tüm bu çarpışmalar ve karşılıklı saldırılar sırasında, Türkler mertçe, dürüstçe ve kahramanca çarpışmış, insancıl meziyetlerini ve güçlü kişiliklerini sergilemişlerdir. İster Seddülbahir’de, ister Suvla’da ya da, Anafartalar’da olsun durum aynıdır. rneğin Kızılhaç çadırları ve hastane gemileri, yaralı taşıyan botlar, ya da sedyeleri hedef alan atışlar yapılmamıştır.
http://www.canakkale.gen.tr/images/anafarta2_k.jpg (http://www.canakkale.gen.tr/anafarta2.html)
Kur. Alb. Mustafa Kemal Çanakkale'de Siperde (1915)
Tepeler Türklerin elinde olmasına ve olumlu doğa koşullarına karşın, düşmanın sürekli olarak çekindiği zehirli gaz kullanılmamış, su kaynakları zehirlenmemiş, bu yöntemler hiçbir zaman mert ve dürüstçe bir tutum sayılmamıştır. Savaş alanında ele geçen esirlere ve yaralı düşman askerlerine yapılan insancıl muameleler öyle görünüyor ki, Anzakları ilkin gerçekten şaşırtmıştır. Çünkü, daha önce kendilerine anlatılan , ya da Mısır’da karşılaşıp hakkında belirli ön yargılar ve imajlar geliştirdikleri Türk askeri Abdul, Gelibolu Yarımadası’nda çok farklı bir tutum sergilemektedir.
Muhammet
18.03.2009, 12:48
Bütün şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Çok şeyi, belki de herşeyi onlara borçluyuz. Nur içinde yatsınlar.
Minnetle anıyoruz. Onlara her şeyden fazlasını borçluyuz. Özgürlüğümüzü borçluyuz.
Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramında huzurunda seni saygıyla anıyorum Paşam...
Emirhan Ömeroğlu
24.06.2009, 11:57
Bu ülkenin size ihtiyacı olduğunu düşünüyorum Atam.
Bugün anladım ki ona olması gerekenden daha çok ihtiyacımız var.
:trbyrk:
Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. ( Mustafa Kemal Atatürk )
Emirhan Makul
24.06.2009, 12:01
Gülmek En Çok Atam'a Yakışıyor.
http://img98.imageshack.us/img98/6448/y1pfhwrth9n5ahoaru0j2cvum7.jpg (http://img98.imageshack.us/img98/6448/y1pfhwrth9n5ahoaru0j2cvum7.jpg)
http://img519.imageshack.us/img519/449/atasalincaknq5.jpg (http://img519.imageshack.us/img519/449/atasalincaknq5.jpg)
http://img514.imageshack.us/img514/6614/ataturkjjjjdc2.jpg (http://img514.imageshack.us/img514/6614/ataturkjjjjdc2.jpg)
Alev Coşkun'un 6 Ay kitabını okudum ve Atamın ne kadar büyük bir insan olduğunu bir kez daha anladım.
http://img36.imageshack.us/img36/8905/4623zu.jpg
Milleti kendi benliğine sahip yapmayan, milleti asırlarca kendi hakkında gafil bulunduran hep bu cehalettir. Hükümdarların, şunun, bunun, milleti esir gibi köle gibi kullanmaları, bütün vatanı kendi özel mülkleri gibi düşünmeleri, hep milletin bu bilgisizliğinden istifade edilmek sayesinde idi. Gerçek kurtuluşu istiyorsak, herşeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün süratimizle bu cehaleti ortadan kaldırmaya mecburuz.
Mustafa Kemal ATATÜRK
http://img210.imageshack.us/img210/3788/tnataimzabc8qj6yn0yo4sdog3.gif
Özgür Meriç
08.07.2009, 20:25
Dünya'nın en karizmatik lideri...Evet gülmek en çok ona yakışıyor.Mavi göz,sarı saç en çok ona yakışıyor.Liderlik en çok ona yakışıyor.Asker kıyafeti,ceket,kıravat en çok ona yakışıyor.
Özledik seni,hiç görmemiş olsak da..Çünkü biliyoruz senin gibisi bir daha gelmeyecek Dünya'ya..
Evet dünya'nın en büyük devrimcisi
Sefa Murat Dokuz
08.07.2009, 20:27
Evet dünya'nın en büyük devrimcisi
Ve ona en çok ihtiyacımız olduğu zamanlardan birindeyiz.
Özgür Meriç
08.07.2009, 20:29
Ve ona en çok ihtiyacımız olduğu zamanlardan birindeyiz.
Kesinlikle...Devrimlerine,inkılaplarına,Dünya görüşüne,stratejilerine...Atatürk'ümüze ihtiyacımız var.
En büyük devrimci demek bana çok doğru gelmiyor.
Tarihin en büyük devrimcileri peygamberlerdir bence. (Genellikle) sapık toplumlara gönderilen ve o toplumları tamamen değiştiren insanlar...
Selim'cim, konuyu detaylandırmayacağım ama peygamberler seçilmiş kişilerdir. Seçilerek gönderiler. Seninde belirttiğin gibi sapkın kavimleri yola getirmek için, onlar birer elçidir. Yaradan'dan bizlere...
Mustafa Kemal ise daha önce cumhuriyetin c'sinden bir haber millete cumhuriyeti hediye etmiştir. Bu büyük bir devrimdir.:)
Selim'cim, konuyu detaylandırmayacağım ama peygamberler seçilmiş kişilerdir. Seçilerek gönderiler. Seninde belirttiğin gibi sapkın kavimleri yola getirmek için, onlar birer elçidir. Yaradan'dan bizlere...
Mustafa Kemal ise daha önce cumhuriyetin c'sinden bir haber millete cumhuriyeti hediye etmiştir. Bu büyük bir devrimdir.:)
Amacım tartışma çıkarmak ya da Atatürk'ün devrimlerini küçümsemek değil. Ayrıca Atatürk de Tanrı'nın Türk milletine bir armağınıdır bence ;)
Öyle bir amacın olduğunu düşünürek yazmadım zaten. Estağfurullah.
Başlığı bazen okuyunca Atatürkçü düşüncenin varlığının hiç kaybolmayacağına inancım daha fazla artıyor.
Hotaman :ok
http://img198.imageshack.us/img198/750/resim32d.jpg
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin , namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
Mustafa Kemal ATATÜRK
http://img210.imageshack.us/img210/3788/tnataimzabc8qj6yn0yo4sdog3.gif
Bence izinde değiliz Atam ; çünkü izinde olsaydık böyle olmazdık .
Bir arkadaşımın lafı bana çok dokunmuştu ve çok düşündürmüştü sözüm ona Türkiyede büyük bir güce sahip bir yere mensup bir arkadaşım
Böyle bir konu konuşuyordukta
'Atatürkçümüsün ne nesin sende demişti'
Aslında 'nesin' yerine başka bir kelime kullanmıştı ama boşver
Şaşırıp kalmıştım dövecektim az kalsın ne demekti o Atatürkçü olmayıpta ne olacaktık.Atatürkçü olmak bir siyasi kuruluş mudur (ki ilk akla gelen kuruluşlada hiçbir bağım yoktur gönül bağım dahil) aksine herkes Atatürkçü olmalıdır olmak zorundadır. Bence bu bir zorunluluktur.Vatanımız olmasaydı bu kadar şehidimiz olmasaydı acaba nerden bulacaktınız o kadar gücü yazık valla.Üzülerek söylüyorum bazı kişiler Atatürk düşmanlığı yayıyor
Not:Rica ediyorum yazımı cımbızlayıp tartışma konusu yapmayın.Kimseye bişey demedim sadece ben arkadaşımın kızdığım bir sözünü yazdım
Not2:Bazı yanlış anlaşmalar olmuş isteyenle özel msj yoluyla konuşabiliriz :)
Nazlı Ayaz
31.07.2009, 12:01
Paylasımlar için tesekkürler arkadaslar...
OLCAY ÇAKIR
07.08.2009, 10:19
http://img198.imageshack.us/img198/750/resim32d.jpg
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin , namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
Mustafa Kemal ATATÜRK
http://img210.imageshack.us/img210/3788/tnataimzabc8qj6yn0yo4sdog3.gif
G.Antepspor teknik direktörü Couceiro:
"Atatürk’e devlet adamlığı ve liderlik vasıflarından dolayı büyük bir hayranlık duyuyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, işgal edilen ülkesini eşine az rastlanan bir liderlik ile kurtarıyor. Atatürk'ü daha iyi anlamak ve tanıyabilmek için kitaplarını okuyorum. Geçen sezon Ankara deplasmanına gittiğimizde çok az bir süremiz vardı Anıtkabir’e gittim gördüm fazla kalamadım ama tekrar gitmeyi çok istiyorum. Bir de İstanbul’a Atatürk’ün öldüğü Dolmabahçe Sarayı’nı görmeyi istiyorum. Halka açık bir yer olduğunu biliyorum o yüzden geniş bir zamanda hem Anıtkabir’i hem de Dolmabahçe Sarayı’nı görmeyi istiyorum."
OLCAY ÇAKIR
11.08.2009, 15:56
BerkTS,paylaşım için teşekkürler.
G.Antepspor teknik direktörü Couceiro:
"Atatürk’e devlet adamlığı ve liderlik vasıflarından dolayı büyük bir hayranlık duyuyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, işgal edilen ülkesini eşine az rastlanan bir liderlik ile kurtarıyor. Atatürk'ü daha iyi anlamak ve tanıyabilmek için kitaplarını okuyorum. Geçen sezon Ankara deplasmanına gittiğimizde çok az bir süremiz vardı Anıtkabir’e gittim gördüm fazla kalamadım ama tekrar gitmeyi çok istiyorum. Bir de İstanbul’a Atatürk’ün öldüğü Dolmabahçe Sarayı’nı görmeyi istiyorum. Halka açık bir yer olduğunu biliyorum o yüzden geniş bir zamanda hem Anıtkabir’i hem de Dolmabahçe Sarayı’nı görmeyi istiyorum."
İkili tartışmalara girmeyelim... ;)
Teşekkürler...
Gökhan KAN
12.08.2009, 01:05
Geçenlerde bir yerde duymuştum...Bir araştırma yapmışlar sormuşlar kimin şuan hayatta olmasını isterdiniz diye bir çok insan Atatürk cevabını vermiş..
Bu günlerde kemikleri sızım sızım sızlıyordur Rahmetlinin...
Allah gani gani rahmet eylesin Atamın ruhu şad olsun...
Allah razı olsun..
M.Kemal Atatürk'ün askeri yönü çok iyiymiş gerçekten.
bmnserdar_61
17.08.2009, 14:13
Atatürk'ün Türklük ile ilgili söylediği sözler
• Türkiye Türklerindir.
• Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, başına geçireceği insanların kanlarındaki ve vicdanlarındaki cevheri asliyi tayin etmekten bir an uzak olmasın.
• Dünya üzerinde Türk’ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.
• Bir gün ressamlar Türk’ün simasını kaybederlerse yıldırımı alsınlar yapıversinler.
• Türklerin yaşadıkları her yer misak-ı milli hudutları içindedir.
• Hayattaki yegâne üstünlüğüm Türk doğmaktır.
• Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz.
• Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.
• Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
• Eğer bende bazı fevkaladelikler görüyor buluyorsanız bunları sadece ve yalnız Türk olmama, Türklüğüme bağlayınız.
• Bu ülke, tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.
• Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur.
• Taş kırılır, tunç erir. Ama Türklük ebedidir.
• Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir.
• Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.
• Türk, Türk olduğu için asildir. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın bilincinde buluruz.
• Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.
• Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı, “Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi” diyelim.
• Türk, çetin işler başarmak için yaratılmıştır.
• Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
• Bir Türk, cihana bedeldir.
• İstanbul’da çıkan bir dergiyi Kaşgar’daki bir Türk de anlayacaktır.
• Yetişecek çocuklarımıza Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine ve milli ananelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.
• Temeli yüksek Türk kültürü olan Türk milletine düşen görev, bu ülkünün gereğini yerine getirmektir.
• Japon elçisine veda ederken:”Sizinle bir gün Çin’de karşılaşacağız”
• Oğuz, Kırgız, Tatar, Özbek, Yakut yok, Türk vardır.
bmnserdar_61
17.08.2009, 14:16
Alttaki satırlarda ziya gökalp ın şiiridir.Bu sdayfaya koymanın nedeni Atatürk'ün şu sözüdür.
Benim beden babam Ali Rıza Bey fikir babam Ziya Göklap'dir.
Ortak Türk Geleceğini sizlere Ziya GÖKALP'in iki dörtlüsü ile anlatmak isterim.
Tura'nın bir ili var
Ve yalnız bir dili var
Başka dil var diyenin
Başka bir emeli var
Türklüğün vicdanı bir
Dini bir vatanı bir
Fakat hepsi ayrılır
Olmazsa lisanı bir.
İsmail Coşgun
23.08.2009, 14:48
Mustafa Kemal Atatürk Anadolu coğrafyasında yaşayan tüm unsurları kucaklayan bir devrimci lider,asker ve devlet adamıdır.''Ne Mutlu Türküm Diyene...'' sözüyle ülkede yaşayan Lazı Çerkezi Abazası Kürdü Ermeniyi kendini Türk hissederse Türk kabul eden bir anlayışa sahiptir.Çizgileri asla kesin değil,çağdaş ve yenilikçiydi.
Atatürk'ü iyi okuyup iyi anlamalıyız diye düşünüyorum...
OLCAY ÇAKIR
26.08.2009, 16:12
Ermeni ajansı Atatürk'ün mektubunu yayınladı"Türk halkının adını bu tür alçak ve iğrenç suçlamalardan temizleyiniz"
26.08.2009 12:52http://www.haberturk.com/2009/08/26/kuturesim/atamektuppkucukkk.jpgErmeni haber ajansı Novosti Armenii, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 7 Mart 1920 yılında ABD'li bir amirala gönderdiği belirtilen bir telgrafı yayınladı.
Haberde, "Ajansımızın eline çok özel bir belge geçmiştir. Ajansımız Mustafa Kemal'ın 7 Mart 1920 yılında ABD Deniz Kuvvetleri amiralı Bristol'a gönderdiği telgrafı yayınlamaya karar verdi. Bu belgede Türk lider '(sözde) Ermeni soykırımı denilen' iddiaları yalanlıyor ve tüm bunların Ermeni topluluğun Türkiye'den koparmak amacıyla yapılan bir kurgu olduğunu iddia ediyor." denildi.
Yazıda Atatürk'ün ABD'li amirala gönderdiği mektupta şu ifadeler yer alıyor: "Bizim halkımız topraklarımızın müttefik ordularca işgal edilmesininden zarar görüyor. Biz ise bu zaman içinde Montrö anlaşması sonucunda barışı bekliyorduk. Biz durumun değişeceğini ve barışçı görüşmelerle ilgili adil ve tarafsız kararlar kabul edileceğini bekliyorduk. Fakat kendi çıkarlarını kollayan birileri Anadolu'da 20 bin Ermeninin öldürüldüğüne ilişkin yalan uydurdu. Biz müttefik güç devletlerin ve Amerikan hükümetinin bu tür yalanlara inanmayacaklarını düşünüyorduk. Çünkü onların gizli istihbarat servisleri tüm Anadolu'da faaliyet gösteriyor. Fakat biz ters bir durum görüyoruz."
Ermeni topluluklardan bir kısım kayıplar yaşandığını, ancak bunların bir katliam olmadığını savunan Atatürk şu tespitlerde bulunuyor: "Herkes şunu çok iyi biliyor ki Türkler ile Fransız birlikleri ve Fransızların yanında yer alan Ermeniler arasında Maraş ve Urfa'da çıkan çatışmalarda kayıplar meydana geldi. Bu husus bir katliamın sonucunda değil, çatışmanın doğal sonucunda ortaya çıkan kayıplar sayılıyor. Bu çatışmalar ise yerel halkın Ermenilere karşı direnişleriyle başladı. Ermeni askerlerin Müslümanlara yönelik saldırısı yüzünden direnişler, karşı koymalar başladı."
İşgalci birliklerin Ermenilere silah vererek bu tür olayları tetiklediğini kaydeden Atatürk, ABD'den dünya kamuoyunu aydınlatmasını ve Türk halkına yönelik iğrenç suçlamaları temizlemesini talep ediyor. Mektupta, "Eklemek gerekir ki, eğer işgalcı birlikler insanlara aynı davranışlarda bulunsaydı ve Ermenilere silah vererek onlara bazı görevler vermeseydi, bu çatışmalar çıkmazdı. Biz müttefik ordu birliklerine ve Amerikan hükümetine ricayla tekrar sesleniyoruz: Nefrete ve hırsa dayalı Ermeni katliamıyla ilgili propagandanın gerçek ve asıl yüzünü dünya kamuoyuna aydınlatınız. Ve böylece de Türk halkının adını bu tür alçak ve iğrenç suçlamalardan temizleyiniz."
ofluhalit
26.08.2009, 19:30
Türk ulusunun yetiştirdiği en büyük lider kanımca.yok olmaya yüz tutmuş,düşmüş, harap bitap vaziyetteki Türk milletini onca düşmana (içerde ve dışarda) rağmen ayağa kaldırmayı başarmıştır.her ne kadar bazı yobazlar kabullenemese de o bize Allahın Türk milletini ve İslamiyeti koruması için gönderdiği kurtarıcıdır.bi düşünün eğer Atatürk yaşamamış olsa sevr den sonra yeryüzünde düzgün,baskısız,zorlamasız,hür bir biçimde kısacası olması gerektiği gibi İslamiyeti yaşayan millet olurmuydu.Mehmet Akif'in dediği gibi herşeyin en güzeli Türkiye'de İslamiyetin de dahil...Ne Mutlu Türküm Diyene...
Dursun Kaplan
30.08.2009, 15:57
Atam İzindeyiz !
İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler... Trene binerler ve kompartımana çekilirler.
Ertesi gün, yaveri, Atatürk’ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır. Yaveri: "Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz", der.
"Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım", der.
Yaveri: "Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik", der.
Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir:
"Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması".
hos_cocuk61
09.09.2009, 02:33
Keşke,keşke hayatta olsa idinde, şu Ülkeyi bu hallere sokanlardan bir hesap sorsa idin. ATAM izindeyiz; her zaman kalbimizdesin.
Eger vefatindan 50 sene sonra yurtdisinda dogup büyüyen bir gencin odasinda bile onun resmi asiliyorsa, onun ne kadar büyük bir önder oldugunu anlamak zor gelmiyor.
Sefa Murat Dokuz
15.09.2009, 18:05
İnsan hiç tanımadığı birisini özler mi, ben özlüyorum!
Adem Erdoğan
02.10.2009, 11:43
Saatlerce makyaj yaparak Atatürk'e benzedi
"Mustafa"ya alternatif; "Dersimiz: Atatürk"
Can Dündar’ın ’Mustafa’ filmine alternatif olarak hazırlanan Turgut Özakman’ın ’Atatürk’ filminin ilk görüntüleri medyaya yansıdı. Makyöz Derya Ergün, Ata’ya benzetmek için Halit Ergenç’e saatlerce makyaj yaptı.
Senaryosunu Can Dündar’ın yazdığı Atatürk’ün hayatının konu edildiği Mustafa filmine alternatif olduğu söylenen “Atatürk” filminin çekimleri tüm hızıyla sürüyor. Senaryosunu “Şu Çılgın Türkler” kitabının yazarı ünlü tarihçi Turgut Özakman’ın yazdığı filmde Atatürk’ü ’Binbir Gece’dizisinde de oynayan Halit Ergenç canlandırıyor. İlk görüntüleri medyaya yansıyan belgesel film, 10 Kasım’da vizyona girecek. Makyöz Derya Ergün, Atatürk’e benzemesi için hergün Aktör Ergenç’e 4 saat makyaj yapıyor. Daha önce Sarı Zeybek filminde Sümer Ezgü’ye Atatürk makyajı yapan ancak eleştirilen Makyöz Ergün’ün bu kez çok daha titiz çalıştığı ve gelen tepkilerin olumlu olduğu öğrenildi.
Özakman: Büyük ödevin adımı...
Can Dündar’ın ’Mustafa’filimini “Ana fikri yok. Yanlış, çarpıtma, sulandırma var. En büyük kusur Atatürk’ü anlatan iki önemli olgunun yansıtılmaması: Kurtuluş ve çağdaşlaşma. Laikliğin üzerinde bile durulmamış” diyerek eleştiren Özakman çekimleri süren Atatürk filmiyle ilgili olarak da şunları söyledi: “Birliğimizi, dirliğimizi, geleceğimizi korumak için büyük küçük, kadın erkek herkese doğru, gerçek Atatürk’ü anlatmak zorundayız. ” Dersimiz: Atatürk “ bu büyük ödevin bir adımıdır.”
Tarihçi Dede: Tekindor...
Yapımcılığını Birol Güven ve Serkan Balbal’ın üstlendiği, yönetmenliğini ise Hamdi Alkan’ın yaptığı, “Dersimiz: Atatürk” filminde başrolleri Halit Ergenç, Çetin Tekindor ve Batuhan Karacakaya paylaşıyor. Filmde, çocuklara ve genç nesile Ata’nın en doğru, en yalın ve en seyre değer şekliyle anlatılması öngörülüyor. Filme ismini veren dersin hocasını, yani “Tarihçi Dede” yi ise Çetin Tekindor oynuyor.
Dersimiz Atatürk filminde Atatark’ü Halit Ergenç, Latife Hanım’ı ise Doğa Rutkay canlandırıyor. Daha önce de Atatürk’ü Haluk Bilginer, Alican Yücesoy, Nursel İdiz, Bülent Emin Yarar, Oktay Kaynarca canlandırmıştı.
http://www.haberturk.com/galeriler/176401/2_k.jpg
http://www.haberturk.com/galeriler/176401/3_k.jpg
http://www.haberturk.com/galeriler/176401/4_k.jpg
http://www.haberturk.com/galeriler/176401/5_k.jpg
kaynak: haberturk.com
Dursun Kaplan
02.10.2009, 12:03
Makyajın gücü bu olsa gerek.
Gerçi dünyaları değiştirsek onun gibi bir insanı bir daha elde edemeyiz.
Minnettarız Atam !
Sende sonra çok şey değişti ama senin yaptığın değişikliklerin hiçbirinin tutmadı be Atam!
TÜRK GENCİ İNKILAPLARIN VE REJİMİN SAHİBİ VE BEKÇİSİDİR.
İzindeyiz Atam!
İskender66
25.10.2009, 20:42
"Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, S.93)
Büyük Önder, 1926 yılında ise Ali Rıza Ünal isimli yakınına, Hz. Muhammed (S.A.V.) hakkında şunları söylemiştir: "O Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Herkesin adı silinir fakat O sonsuza kadar ölümsüzdür." (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, sf.135)
“Türk milleti daha dindar olmalıdır... Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, öyle inanıyorum. Bütün dünyanın müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V.)'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm müslümanlar Muhammed (S.A.V.)'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyetin hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler." (Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., sf. 102, 1979)
"Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, sf. 66)
Dursun Kaplan
27.10.2009, 15:48
Güler yüzlü Atam.
http://imggaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/gülen%20atatürk%20fotoğrafları/atasalincaknq5iz5.jpg
http://imggaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/gülen%20atatürk%20fotoğrafları/ataturk001fv3lw9.jpg
http://imggaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/gülen%20atatürk%20fotoğrafları/ataturk021hp0gm7.jpg
http://imggaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/gülen%20atatürk%20fotoğrafları/haziran1936lkoyqebq5.jpg
http://imggaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/gülen%20atatürk%20fotoğrafları/131nu1wj6.jpg
http://imggaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/gülen%20atatürk%20fotoğrafları/211qc7.jpg
http://imggaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/gülen%20atatürk%20fotoğrafları/384gz6tg3.jpg
Emirhan Makul
27.10.2009, 16:18
Atatürk'ün neden hiç gece fotoğrafı yok?
Atatürk fotoğrafları ile ilgili bu ilginç detayı biliyor muydunuz?
http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2009/10/27/fft16_mf409414.Jpeg (http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakikaGaleri&ArticleID=1155041&PAGE=1)
Atatürk fotoğraflarından oluşan ciddi arşivini açan yazar Hanri Benazus, "Gülen ve Gülümseyen Türkiye (http://www.milliyet.com.tr/index/Turkiye)" sergisiyle, ulu önderin çoğu hiç görülmemiş, neşeli fotoğraflarını Başkentlilerle buluşturdu
Benazus ile AA arasında yapılan protokol kapsamında Anadolu Ajansı (http://www.milliyet.com.tr/index/Anadolu%20Ajansi) Sanat (http://www.milliyet.com.tr/index/sanat) Galerisi'nde açılan sergi, konuklarını Atatürk'ün yaşadığı yıllara doğru yolculuğa çıkartıyor, ulu önderin halkla ve çocuklarla ilişkilerini, çalışmalarını, neşeli dakikalarını film şeridi gibi sunuyor.
Yıllarını Atatürk'ün bilinmeyen ve farklı yönlerini gösteren fotoğrafları toplamaya adayan Benazus, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, koleksiyonunda 4 bin 800 civarında fotoğraf bulunduğunu söyledi.
Hiç ummadığı yerlerde bile Atatürk'ün görülmemiş fotoğraflarına ulaştığını belirten Benazus, "Atatürk'ün fotoğrafını almak için günü birlik Amerika (http://www.milliyet.com.tr/index/Amerika)'ya bile gittim. 1921'de Atatürk'le röportaj yapan gazeteci vardı. 1984 yılında haber geldi, 'fotoğraflar oğlunda' diye, hemen gittim aldım" diye konuştu.
ATATÜRK'ÜN HİÇ GECE FOTOĞRAFI YOK
Atatürk'ün fotoğraflarına dair ilginç bir ayrıntıya da dikkati çeken Benazus, "Kimse bilmez, Atatürk'ün kapalı yerde, gece fotoğrafı yoktur. Çünkü hem gözlerinin mavi olmasından hem de Trablusgarp'ta savaşırken gözüne şarapnel parçasının gelmiş olmasından dolayı gözleri çok hassastır. O yıllarda şimdiki gibi flaşlar yok, magnezyum çubukları yanardı, harlardı, öyle fotoğraf çekilirdi. Atatürk'ün de gözleri rahatsız olduğu için kapalı alan fotoğrafı çok çok azdır ve gece fotoğrafı hiç yoktur" diye konuştu.
Erdem Keser
08.11.2009, 17:15
Arkadaşlar konuyu farklı yerlere çekmeyelim.Mustafa Kemal Atatürk'ün başlığında tartışılacak konular değil bunlar.
Arkadaşlar konuyu farklı yerlere çekmeyelim.Mustafa Kemal Atatürk'ün başlığında tartışılacak konular değil bunlar.
Teşekkürler çok haklısınız.
Herkesin sevr antlaşmasının tamamını okuması gerektiğine inanıyorum. O zaman Ata'mızın büyüklüğünü çok daha iyi anlarız.
Her an izindeyiz Ata'm!
Mehmet Fatih Silik
08.11.2009, 17:59
Arkadaşlar konuyu farklı yerlere çekmeyelim.Mustafa Kemal Atatürk'ün başlığında tartışılacak konular değil bunlar.
Dü$üncelerimizi özgürce ifade edebilecegimi sanmi$tim...kusura bakma!
Celâl Emre Samancı
10.11.2009, 00:29
seni unutmadık Atam..
Unutturmaya çalışanlara inat unutmadık..
Devrimlerin ve cumhuriyetin bekçisiyiz..
Cem Akyüz
10.11.2009, 01:03
Atam izindeyiz..Hatta o kadar izindeyiz ki sen uyuyorsun diye bizde yıllardır yalanlar dinleyip uyuyoruz
Dursun Kaplan
10.11.2009, 09:06
" Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir. "
Fikirlerine bağlı milyonlarca genç senin yolunda ilerliyor Atam merak etme.
Nur içinde yat büyük insan.
Cengiz Çubukcu
10.11.2009, 09:19
Allah rahmet eylesin,..Nur içinde yat Atam ...
zafer6161
10.11.2009, 09:20
Ulu Önderimizi Saygıyla Anıyoruz :)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3d07eed3e9-c701-4fcd-8c54-b1fbf4508e15.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMDEuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage001.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3de53d1d80-bd6f-4441-9e1d-4fbf2c23ac2d.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMDIuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage002.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3dd4d57cc2-c4e8-4a36-9d2d-074e06564186.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMDMuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage003.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
Atatürk'ün son yolculuğuna uğurlandığı törenlerden bilinmeyen fotoğraflar..... Atatürk 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda saat 09.05'te, ardında gözü yaşlı bir ulus bırakarak son nefesini verdi. Tarihe malolmuş saygın kişiliğiyle, insanlığın yetiştirdiği unutulmaz liderler arasındaki yerini alan Atatürk'ün ölümü yalnız Türk Ulusu'nu değil, tüm dünyayı derinden üzdü. Naaşı 21 Kasım günü geçici istirahatgâhına Etnografya Müzesi'ndeki katafalka yerleştirildi.Ölümünün 15. yılında, 10 Kasım 1953'te, naaşı büyük bir törenle Anıtkabir'deki ebedi istirahatgâhına defnedildi. Naaşın nakledildiği törene ait bilinmeyen fotoğraflar internette elden ele dolaşıyor.
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/bfa6252f32044c40ab0ef99ap.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/27cdc9e666c76b4285d7940dp.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/812de20d7960b649a34a6882p.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/21c8ef1171f38d4e98449025p.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/194c448e3fef7948a574862cp.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/200c139cb6158b4b8c597edap.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/109559f185f4eb46ba0d4902p.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/103d3c9e01ae0546abe7af16p.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/f28717dfb599f14ca09ac72fp.jpg
http://i.sabah.com.tr/galeri/turkiye/81/2f6602f429367847b4fd1915p.jpg
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3d1d81c9ac-13c1-4d92-9c84-f95b5e65c1d5.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMTguanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage018.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3d9bf1439f-ecdb-4c7b-9ffa-1470a8cbcf91.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMTkuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage019.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3ddc6fc4e3-12e9-4273-8681-d4601d146eab.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMjAuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage020.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3d7f0e8c9b-0ea1-47d7-a05c-97afa933ad2c.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMjEuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage021.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3d3ba4e0c0-41a9-4653-ac5f-f4b9b9fcb6d8.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMjIuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage022.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3df73d0acc-1dc6-4cbe-bde1-bfe0da6ae023.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMjcuanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage027.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
http://sn123w.snt123.mail.live.com/mail/SafeRedirect.aspx?hm__tg=http://65.55.72.7/att/GetAttachment.aspx&hm__qs=file%3ddbfec78e-0687-4adb-a40c-185a6b181f87.jpg%26ct%3daW1hZ2UvanBlZw_3d_3d%26nam e%3daW1hZ2UwMjguanBn%26inline%3d1%26rfc%3d0%26empt y%3dFalse%26imgsrc%3dcid%253aimage028.jpg%254001C8 FBA9.66986F90&oneredir=1&ip=10.13.118.8&d=d6068&mf=0&a=01_0b0e026fbb292fabba399a458c73d123ca2c0a705acf3 ce498727d55344b9dfc (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
(1922'de Türk ordularının zaferi neticesi Anadolu'daki emelleri gerçekleşmeyen İngiltere'nin Türk düşmanı olarak bilinen Başbakanı Lıoyd George, Parlamento'da kendisine yöneltilen suçlama ve tenkitleri şöyle cevaplandırmıştır):
'Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu. Mustafa Kemâl'in dehasına karşı elden ne gelirdi.
(D. Lloyd George, İngiltere Başbakanı, 1922)
Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir... Bu olağanüstü işleri yapanlar, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmışlardır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.
(Eleftherios Venizelos, Yunanistan Başbakanı, 1933)
Bir insana ölümünden sonra bu derece sevgi ve yas gösterileri yapılması milletler tarihinde az görülen şeylerdendir.'
(ATHİNAİKA, Atina, 12 Kasım 1938)
'Atatürk'ün Türkiye'de yaptığını hiçbir tarafta, hiçbir kimse yapmadı: Ne Cavour, ne Cromwel, ne de Washington... Atatürk'ün bulduğunu, hiç kimse bulmadı ve Atatürk'ün yaptığını da hiç kimse yapmadı. İlham ettiği kimselere ve kendi prensiplerine göre yarattığı yeni kuşak, O'nun eserine devam edecektir.'
(Tipos Gazetesi)
İngiliz, Fransız ve İtalyanları Anadolu'dan uzaklaştırıp bizi de yenince,, karşımızda sıradan bir adam bulunmadığını ve O'nun gerçek yaratıcı kudretini kavramaktan uzak kalmış olduğumuzu kabul ettik. (1938)
(Yorgi PESMAZOĞLU, Yunan Ekonomi Başkanı)
Çok, pek çok devrimciler görüldü. Fakat hiçbiri Atatürk'ün cesaret ettiği ve muvaffak olduğu şeyi yapmadı.'
(Messager D'Athenes, Yunanistan Gazetesi, 11 Kasım 1938)
Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamın ismini hakedecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin zekâsı ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye'nin yaratıcısı olmuştur.
(Yugoslavya, Politika Gazetesi, 11 Kasım 1938)
Sakarya Savaşı, Sakarya Zaferi, yirmi yaşımın en kuvvetli hatırası olmuştur. O zamanlar, kendi kendime diyordum: Acaba ben de ulusumu böylesine seferber edemezmiyim, onun ruhuna kurtarıcı hamleyi, bu dizgin tanımaz ihtirası aşılayamaz mıyım?
(Habib BURGİBA, Tunus Devlet Başkanı, 1965)
Atatürk, tarihin her devresi için, insanlığın bir mucizesidir.
(Suriye)
Atatürk'ün ölümü yalnız Türk Milleti için değil, onun örneğine çok muhtaç olan bütün Doğu milletleri için en büyük kayıptır.
(ELEYYAM Gazetesi, Şam- 1938)
Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi. O, kelimenin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi. Hayatını milleti'nin mutluluğuna adadı, bu uğurda genç yaşda hayata gözlerini kapadı.
(Elifba Gazetesi, Şam- 1938)
O'nun ölümü, dünya için de derinliği ölçülmez bir kayıptır.
(Sovyetler)
Adı, Türk Milleti'nin millî kurtuluş savaşında ve Türkiye'nin siyasi alanda yeniden örgütlenmesine gayet sıkı bir surette bağlı olan Kemal Atatürk'ün ölümü gerek Türkiye için, gerekse bütün dostları için derinliği ölçülmez bir kayıptır.
Türk Milleti'nin en samimi dostları arasında bulunan Sovyetler, zamanımızın bu örneksiz devlet adamının öneminden dolayı derin bir acı içindedirler.
(İzvestia Gazetesi, Moskova, 1938)
Atatürk, dünya üzerinde yeni bir devir açmış bir insandır. Ben, O'nun Türk kadınlarına hak vererek ve bir ülkede anayı, yakışır olduğu yüceliğe eriştirerek Batı'ya ders verdiğini nasıl unuturum.
(Uluslararası Kadınlar Birliği Delegesi, Prenses Aleksandrina)
Romanya'da Atatürk'ün ölüm haberi geldiği gün, bütün okullarda dersler tatil edildi.
(Romanya-Rador Ajansı: Bükreş)
Milletimiz, en büyük Türk'ün karşısında kederli bir saygı ile eğilmektedir.
(Romanya)
Atatürk, başı dumanlı doruklarda yüce bir dağ tepesidir. Siz O'na yaklaştıkça o yükselir ve aranızdaki mesafe sonsuza değin aynı kalır. Devirlerinde büyük gözüken, zamanla küçülen benzerlerinden farkı budur ve böyle kalacaktır.
(Arriba Gazetesi, Portekiz, 1938)
Uzun bir yol aşılmış, yüce bir eser ortaya konmuş, bir çok zaferler elde edilmiştir. Bütün bunlar Atatürk'ün eseridir.
(Polanya, Kurjer Warzavski Gazetesi)
O, Türkiye'yi kurmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti. Kemal Atatürk'ün ölümüyle Müslüman dünyası en büyük kahramanını kaybetmiştir. Atatürk gibi bir önder önlerinde bir ilham kaynağı olarak dikildiği halde Hind Müslümanları bugünkü durumlarına hâlâ razı olacaklar mı?
(Muhammet Ali Cinnah-Kaidiâzam, Pakistan Cumhurbaşkanı, 1954)
Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O'nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.
(İkbal, Pakistan Millî Şairi)
'Atatürk'ün yaptıkları insanoğlunun kolay kolay yapabileceği şeylerden değildir. O; büsbütün başka bir insandı.'
(El-Mısri Gazetesi, Mısır, 11 Kasım 1938)
Türkler, Atatürk'ü olağanüstü bir tutkunlukla seviyorlar.
Bursa'ya giderken trende rast geldiğim bir çocuğa İstanbul veya Ankara'dan hangisini sevdiğini sordum. Çocuk Ankara'yı sevdiğini söyledi. Nedenini sorduğumda: 'Ankara'da Atatürk bulunduğu için..' cevabını verdi.
(Mısır, El Bela Gazetesi)
Yüzyılımızda, 'olmayacak hiçbir şey yoktur' şeklindeki tarihi gerçeği isbatlayan ilk adam olmuştur.
(Eski Ujsag. Macar.)
Budapeşte, 20 (a,a) - Macar ajansı tebliğ ediyor:
Başvekil İmredi, Atatürk'ün cenaze törenini yapılacağı 21 Kasım Pazartesi gününü Macaristan'ın millî yas günü sayarak bütün memlekette resmi binalara siyah bayraklar çekilmesini emretmiştir. Harbiye Nazırı ve Budapeşte Belediye Reisi de, askeri binalar ve belediye binaları için aynı kararı almışlar ve Belediye Reisi ayrıca, halkı da siyah bayrak çekmeye dâvet etmiştir.
(Namzetti Ujsang Gazetesi, Budapeşte-1938)
Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir.
(An Nahar, Beyrut)
Yüzyıldanberi Küçük Asya'nın çıkardığı en büyük lider.
(The Japan Chronicle, Kobe)
'Hayatının sonuna kadar milleti'nin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi görülmemiş bir karakter örneğidir.'
(Comte Carlo Sforza, İtalya Eski Dışişleri Bakanı)
Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz seziş ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda memleketine yalnız askeri, aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı.
(F. Perrone Di San Martino, İtalyan Yazarı)
'Atatürk'ün ölümü ile dünya büyük bir liderini kaybetti.'
(Gazeta Del Popolo Gazetesi, İtalya, 11 Kasım 1938)
(Lozan Üniversitesi salonunda, Lozan Türk Talebe Cemiyeti'nin hazırladığı törende.)
'Siz Türk gençleri, bugün Büyük Şef'inizi kaybettiğinizden dolayı ne kadar ağlasanız haklısınız. Üniversite, sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde bildirmeye imkân yoktur. Bu dâhinin, vatanının tarihinde işgal ettiği parlak sayfaları size hatırlatmak isterim. Türkiye'yi yaratan, tarihimizin bu en Büyük Adam'ın başımı en derin hürmetle eğerek selâmlarım.'
(Profesör MORRF)
'Atatürk, bir medeniyet kaynağı idi.'
(İsviçre)
Modern Türkiye'nin yaratıcısı Kemal Atatürk'ün eserleri, memleketi için yaptıkları İsveç'te çok iyi bilinmektedir. Atatürk'ün liderliği altında Türkiye'nin kalkınmasını, fevkâlâde ileri hamlelerini hayranlıkla takibettik. Atatürk'ün, hukuk alanında olduğu gibi, diğer alanlarda da getirdiği reformlarla Türkiye, içinde bulunduğu çok zor durumdan kurtarılıp kuvvetli ve güvenilir temeller üzerine yerleştirilmiştir.
(ERLANDER, İsveç Başbakanı)
'Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılâpçı olmuştur.'
(Ben Gurion, İsrail Başbakanı, 1963)
'Atatürk, askeri dehâ ile devlet adamı filozof dehâsını toplamıştır.'
(İspanya)
İslam dünyasının büyük insan yetiştirme gücünü yitirdiğini öne sürenler, Atatürk'ü hatırlamalı ve utanmalıdırlar.
(Tahran Gazetesi, İran, 1939)
Atatürk'ün ölümü dolayısı ile Kraliyet Sarayı Şehinşâhi ve hükümet bir ay resmî yas ilân etmiştir. Majeste Şehinşah, gömme töreninin sonuna kadar İran'da askerî ve resmî binalar üzerinde ve yabancı ülkelerdeki İran temsilciliklerinde bayrakların yarıya indirilmesini emir buyurmuşlardır. Bu irade-i Şehinşahî bugün bütün gazetelerde ilân edilmiştir.
(Tahran)
Bugün Türkiye, büyük ve yeni bir memlekettir. Ve savaş sonrasının dehşet, sefalet ve bitkinliğinden çıkmış olan bu yeni Türkiye, Atatürk'ün dimağında vücut bulmuştu. O, bu Türkiye'yi kendi elleriyle dünyaya getirdi.
(Dela Mail Gazetesi)
Kadınlar başka hiçbir ülkede bu kadar hızla ilerlememişlerdir. Bir ulusun bu derece değişmesi, tarihte, gerçekten eşi olmayan bir olaydır.
(İngiliz, Daily Telgraph Gazetesi)
Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletler önderiydi. O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.
(Bayan Sucheta KRIPALANI, Hint Parlamento Heyeti Başkanı)
Denilebilir ki onsuz, İslâm alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.
(Fransız, Berthe Georges-Gaulis)
Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felâketinin içine sürüklemişlerdir.
(Fransız Gazetesi Sanerwin)
Tarih çok büyükler gördü. İskenderler'i, Napolyon'ları, Washington'ları gördü. Fakat yirminci yüzyılda büyüklük rekorunu Atatürk, bu Türk oğlu Türk kırdı.
(L'Illustration, Fransa)
'Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir.'
(National Tidence Gazetesi, Danimarka, 11 Kasım 1938)
Eğer tarih bir kalbe sahip olsaydı, Mustafa Kemal'i mutlaka kıskanırdı.
(Tchang Yang Yee Pan Gazetesi, Çin, 1958)
'Atatürk, bütün Asya kıtasının Ata'sıdır.'
(Çin)
'Biz Çinliler, hepimiz bu yasa katılıyoruz. Zira büyük bir milletin, çok sevilen Büyük Ata'sının ölümü, yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır.'
(Çin Basını)
'Hiç bir ülke, Atatürk'ün Türkiye'sinin gördüğü değişiklikleri bu kadar hızlı bir şekilde görmemiştir. Bugünün Türkiye'sinin tarihi Mustafa Kemal'in tarihidir.'
(Dness Gazetesi, Bulgaristan, 11 Kasım 1938)
Türkiye'nin uluslararası ünü, prestij ve otoritesi durmaksızın yükselmiştir.
Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk'tür.
(Libre Belgique Gazetesi)
Bir yenilginin uçurumuna düştüğü halde, ilkin neticesiz sanılan İstiklâl Mücadelesini yapan Türk Milleti, önünde saygıyla eğilmeden bu satırlara son veremez.
Zafer neşesiyle kendinden geçmiş bir diplomasinin kararını 'hayır' diyerek yırtmak ve yüzlerine fırlatmak örneğini biz Almanlar, Türklere borçluyuz.
(Alman Askeri Dergisi Vissen Und Vehr)
Benim üzüntüm iki türlüdür; önce böyle büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.
(Franklin ROOSEVELT, A.B.D. Başkanı)
http://img56.imageshack.us/img56/4166/lljkljljih0.jpg (http://www.e-yolla.com/resimler.php)
Selim Turan
10.11.2009, 10:27
Sirenler çaldığında düşünüyorum ki ne anlamlı bir şey.. Dünyanın başka bir yerinde yok bu diye... Duygulanıyorum her Türk gibi...
ceserdar
10.11.2009, 10:51
Allah rahmet eylesin.
Gökhan KAN
10.11.2009, 11:02
Dünya basının ve önde gelen isimlerinin söylediklerini okuyunca gözlerim doldu..
Sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın tarihsel akışını değiştiren, 5.000 yıllık yazılı dünya tarihinde girdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen tek komutan olan, "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır" diyerek o güne kadar hiç kimse tarafından uygulanmamış olan bir taktikle dünya savaş tarihine geçen, barış zamanında, devrimleriyle bir milleti baştan yaratan, yücelten, her zaman için Türk olmakla gurur duyan büyük Ata'm ruhun şad olsun... Devrimlerinin bekçisi olmaya her zaman devam edeceğiz.
allah rahmet eylesin. mekani cennet olsun
firidin61
10.11.2009, 16:14
Ulu Önderim , ATAM ! Ruhun Şad Olsun ! ...
Özlemle, minnetle, rahmetle anıyorum seni ATAM.
Muhammet*
10.11.2009, 18:32
Ruhun Şad Olsun.
Ahmet Başkaya
10.11.2009, 18:40
Gurur duyuyorum senin gibi bir Ata'm olduğu için ve kendimi değerli hissediyorum sayende rahat uyu Ata'm biz gençler İzindeyiz !!!
Hakkını helal et...
Mekanın cennet olur umarım ...
Adem Erdoğan
10.11.2009, 19:50
Habertürk'ü açın.:)
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun minnetle anıyoruz ATAM İZİNDEYİZ HER ZAMAN
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atamızı ölümünün 71. yılında rahmetle ve büyük minnetle anıyoruz.Bize bıraktığı mirası en sonuna kadar yaşatacağımızdan şüphesi olmasın.mekanı cennet,ruhu şad olsun.
İzindeyiz Atam! Bir gün değil her gün, son nefesimizi verene kadar, sonsuza kadar.. Uğrunda ölmeyi göze alacak kadar!
Sen rahat uyu Atam!
Kurduğun bu Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır Atam...Gözün arkada kalmasın!Ebediyen bu milletin bedeninde ve ruhundasın.
OLCAY ÇAKIR
10.11.2009, 22:24
Saygıyla,sevgiyle,gururla,rahmetle...
Ruhun şad olsun ATAM.
Allah gani gani rahmet eylesin...
Gökhan KAN
10.11.2009, 22:42
Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felâketinin içine sürüklemişlerdir.
(Fransız Gazetesi Sanerwin)
Arkadaşlar 1930 da Atatürk ün uyarılarda tavsiyelerde neler söylemiş bunun hakkında bir yazı veya bilgi varmı okumak öğrenmek istiyorum...
Adem Erdoğan
10.11.2009, 23:55
<object width="425" height="344"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/NEqIOL5QBaY&hl=en&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/NEqIOL5QBaY&hl=en&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object>
hos_cocuk61
11.11.2009, 03:21
Atam izindeyiz!!!
Aziz Türk milletinin kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hakk'a yürüyüşünün 71. yıl dönümünü idrak etmekteyiz.
Necip Türk milleti için Ata'sından cismen ayrıldığı, hüzün dolu bir gün 10 Kasım; Atatürk'ün fikirlerini ve eserlerini anlamanın, geliştirmenin ve yeni nesillere aktarılmasının da bir fırsatı olarak değerlendirilmelidir.
Kahraman askerlerine ve büyük Türk milletine güveni her daim tam olan Mustafa Kemal Atatürk, varlığını Türk varlığına adayan kudretli bir komutan, siyaset ve fikir adamıdır.
O, cefakar Türk milletinin yüreğindeki bağımsızlık ateşini harekete geçirerek, Türk vatanı üzerinde hain emeller güdenlere karşı büyük bir zafer kazanmış; bu zaferi, Cumhuriyet'le ve inklaplarıla taçlandırmıştır.
Gaiz Mustafa Kemal; elde ettiği zaferler, kurudğu milli devlet ve Cumhuriyet'le mazlum ve ezilen milletlerin bağımsızlık mücadelelerinde ve kalkınma hamlelerinde bir umut ışığı ve model olmuştur.
Bugün; 20. Yüzyıl'a damgasını vuran Ulu Önder'i milletçe ebedi istirahate uğurladığımız 10 Kasım 1938'in üzerinden Atatürksüz 71 koca yıl geçmiştir.
Aziz milletimizin Ulu Önde'ini gönlünde ve zihninde yaşattığı bu 71 yılda; aziz milletimiz pek çok güçlükle Atatürk'ten aldığı feyzle mücadele etmiş, Türk vatanının ve devletinin karşı karşıya getirildiği sorunları aşmaı her daim başarmıştır.
Ancak son dönemlerde ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine karşı içeriden ve dışarıdan yapılan baskılar şiddetlenmiş; bizi millet yapan mukaddes değerlere karşı çeşitli maskeler altında öneltilen saldırıların dozu artmıştır.
"Kürt açılmı", "demokratik açılım" gibi kılıf ve maskelerle topluma sunulan ihanet projesinin; Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük eserlerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, Gazi Paşa'nın ebediyete intikalinin yıldönümüne görüşmeye açılması, Ulu Önder'le, fikirleriyle ve eserleriyle kavgalı bir zihniyetin tezahürüdür.
İhanet projesini 10 Kasım'da Kuruluş Savaşı'nı veren Gazi Meclis'e getirmek; AKP'nin Atatürk'le eserleriyle, Cumhuriyet'le ve aziz Türk milletiyle olan kavgasındaki azim ve kararlılığın ifadesidir.
Ancak Türk milletine karşı kirli hesaplar içinde olanlar bilmelidirler ki; milli mücadele ruhunun cisimleşmiş hali olan Ülkücü Hareket, Atatürk'e, eserlerine ve Cumhuriyetine sahip çıkma azim ve kararlılığına sahiptir.
Türk' kefen biçmek isteyenler, Atatürk'le ve Cumhuriyet'le hesaplaşmaya çalışanlar; Türk milletinin ve Cumhuriyet'in fikren, zihnen, bedenen kuvvetli ve üksek seciyeli muhafızları olan Ülkücü Gençliği iman dolu göğüsleriyle karşılarında bulacaklardır.
Bir kez daha ifade etmek gerekirse; büyük Türk milletinin kahraman evladı Mustafa Kemal Atatürk; düşünceleri, uygulamaları ve eserleriyle 71 yıldır aziz Türk milletinin rehberi olmuştur. Türk milleti ve Ülkücü gençler var oldukça da; bağımsızlık, özgürlük ve gelişme yolunda sonsuza dek yolumuzu aydınlatmaa devam edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, mili mücadele kahramanı aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyoruz.
Ruhları şad, kabirleri nur, mekanları cennet olsun.
Aziz Türk milletinin kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hakk'a yürüyüşünün 71. yıl dönümünü idrak etmekteyiz.
Necip Türk milleti için Ata'sından cismen ayrıldığı, hüzün dolu bir gün 10 Kasım; Atatürk'ün fikirlerini ve eserlerini anlamanın, geliştirmenin ve yeni nesillere aktarılmasının da bir fırsatı olarak değerlendirilmelidir.
Kahraman askerlerine ve büyük Türk milletine güveni her daim tam olan Mustafa Kemal Atatürk, varlığını Türk varlığına adayan kudretli bir komutan, siyaset ve fikir adamıdır.
O, cefakar Türk milletinin yüreğindeki bağımsızlık ateşini harekete geçirerek, Türk vatanı üzerinde hain emeller güdenlere karşı büyük bir zafer kazanmış; bu zaferi, Cumhuriyet'le ve inklaplarıla taçlandırmıştır.
Gaiz Mustafa Kemal; elde ettiği zaferler, kurudğu milli devlet ve Cumhuriyet'le mazlum ve ezilen milletlerin bağımsızlık mücadelelerinde ve kalkınma hamlelerinde bir umut ışığı ve model olmuştur.
Bugün; 20. Yüzyıl'a damgasını vuran Ulu Önder'i milletçe ebedi istirahate uğurladığımız 10 Kasım 1938'in üzerinden Atatürksüz 71 koca yıl geçmiştir.
Aziz milletimizin Ulu Önde'ini gönlünde ve zihninde yaşattığı bu 71 yılda; aziz milletimiz pek çok güçlükle Atatürk'ten aldığı feyzle mücadele etmiş, Türk vatanının ve devletinin karşı karşıya getirildiği sorunları aşmaı her daim başarmıştır.
Ancak son dönemlerde ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine karşı içeriden ve dışarıdan yapılan baskılar şiddetlenmiş; bizi millet yapan mukaddes değerlere karşı çeşitli maskeler altında öneltilen saldırıların dozu artmıştır.
"Kürt açılmı", "demokratik açılım" gibi kılıf ve maskelerle topluma sunulan ihanet projesinin; Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük eserlerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, Gazi Paşa'nın ebediyete intikalinin yıldönümüne görüşmeye açılması, Ulu Önder'le, fikirleriyle ve eserleriyle kavgalı bir zihniyetin tezahürüdür.
İhanet projesini 10 Kasım'da Kuruluş Savaşı'nı veren Gazi Meclis'e getirmek; AKP'nin Atatürk'le eserleriyle, Cumhuriyet'le ve aziz Türk milletiyle olan kavgasındaki azim ve kararlılığın ifadesidir.
Ancak Türk milletine karşı kirli hesaplar içinde olanlar bilmelidirler ki; milli mücadele ruhunun cisimleşmiş hali olan Ülkücü Hareket, Atatürk'e, eserlerine ve Cumhuriyetine sahip çıkma azim ve kararlılığına sahiptir.
Türk' kefen biçmek isteyenler, Atatürk'le ve Cumhuriyet'le hesaplaşmaya çalışanlar; Türk milletinin ve Cumhuriyet'in fikren, zihnen, bedenen kuvvetli ve üksek seciyeli muhafızları olan Ülkücü Gençliği iman dolu göğüsleriyle karşılarında bulacaklardır.
Bir kez daha ifade etmek gerekirse; büyük Türk milletinin kahraman evladı Mustafa Kemal Atatürk; düşünceleri, uygulamaları ve eserleriyle 71 yıldır aziz Türk milletinin rehberi olmuştur. Türk milleti ve Ülkücü gençler var oldukça da; bağımsızlık, özgürlük ve gelişme yolunda sonsuza dek yolumuzu aydınlatmaa devam edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, mili mücadele kahramanı aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyoruz.
Ruhları şad, kabirleri nur, mekanları cennet olsun.
Facebookta Okudum Bunu Güzel Yazı
Gökhan KAN
11.11.2009, 18:43
Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felâketinin içine sürüklemişlerdir.
(Fransız Gazetesi Sanerwin)
Arkadaşlar 1930 da Atatürk ün uyarılarda tavsiyelerde neler söylemiş bunun hakkında bir yazı veya bilgi varmı okumak öğrenmek istiyorum...
İsteğimi tekrarlıyorum..
İskender66
12.11.2009, 20:07
Atatürk’ün akrabalarından Ahmet Esmen’in elinde bulunan soyağacı ilk kez yayınlandı. Peki soyağacı nasıl hazırlandı?
85 yıldır ortada görülmeyen ve Atatürk’ün akrabalarından Ahmet Esmen’in elinde bulunan bu soyağacı, NTV Tarih tarafından yayımlandı.
İşte NTV Tarih Dergisi’nin Kasım sayısında ilk kez yayımlanan Atatürk’ün soyağacı, bu türden iddialara da cevap niteliği taşıyor.
Derya Tulga ile Ayşegül Parlayan’ın imzasını taşıyan haber, Atatürk’ün soyağacı konusunda yapılan çalışmaların genel bir özetini de veriyor. Ancak, asıl önemli olan, 85 yıl sonra ilk kez yayımlanan bu soyağacının doğrudan Mustafa Kemal tarafından hazırlanması. Dergide yer alan bilgilere göre, Mustafa Kemal, kendisi gibi Hacı Abdullah Ağa’nın torununun torunu olan ve Cumhuriyet’in ilk Bayındırlık Bakanlığı görevini yürüten Süleyman Sırrı Bey ile birlikte oturup soyağacını hazırlamaya başlıyor.
Dergiden takip ediyoruz:
MUSTAFA KEMAL HAZIRLADI
“Zübeyde Hanım dahil aile büyüklerinin peşpeşe hayata veda etmeleri, belki de bu kararın alınmasını etkilemiştir. Çalışmada diğer kağıtlara göre katlamaya biraz daha dayanıklı olan ve tuval olarak da kullanılan beyaz keten resim kağıdı seçilir. İş bittikten sonra Gazi, Süleyman Sırrı’ya kendisinden sonra bu şecereyi muhafaza etmesini tembihler. Fakat o sırada zor şartlarda çalışan Süleyman Sırrı Bey, 51 yaşında vefat eder. Böylece şecere, Süleyman Sırrı’nın ilk evliliğinden olan kızı Gülseren Hanım’la oğlu Fikri Ziya Aral’a miras kalır. Yeni kuşakların eski yazıdan anlamadıkları için şikâyet etmeleri üzerine Aral, 1987’de bunu Latin alfabesine çevirir, yeni kuşakları ekler ve kısa süre sonra vefat eder. Gülseren Hanım’a kalan aile emaneti 2009’da onun da vefatıyla tek çocuğu Ahmet Esmen’in eline geçer.”
SOYAĞACI AHMET ESMEN'DE
Peki ama bu kadar kıymetli bir belge, nasıl olmuş da bugüne kadar kütüphane raflarında kalmıştır? Ahmet Esmen şöyle diyor: “Durumu anlayabilecek yaşa geldiğimde annemle babam beni karşılarına alıp, ‘Tesadüfler bu kıymetli insanla aynı soydan gelmene sebep oldu. Senin bunda hiçbir marifetin yok. Ayrıca hepsinden önemlisi, akrabalığın verdiği bir mesuliyet var’ dediler.”
SOYAĞACI HANGİ YALANLARI ÇÜRÜTÜYOR
Dergİdekİ yazıda, 85 yıl sonra ortaya çıkan soyağacının bugüne kadar ortalıkta dolaşan pek çok iddiayı çürüttüğü de belirtiliyor:
“Pek çok yerde ortaya atılan Zübeyde Hanım’ın Hacı Sofiler’den olduğu iddiası bu şecereyle çürüyor. Çünkü bu aile Mustafa Kemal’in değil, şecerede görüldüğü gibi Hacı Sofilere gelin giden Gülsüm Molla yoluyla Süleyman Sırrı’nın sülalesi. Bazı kaynaklar, Zübeyde Hanım’ın babasının tam üç kere evlendiğini kaydetmesine rağmen şecerede bunu göremiyoruz. Israrla Atatürk’ün teyzesinin oğlu iddia edilen eski TKP liderlerinden Reşat Fuad Baraner de şecerede gözükmüyor, zaten şecereye göre Atatürk’ün teyzesi yok, iki dayısı var.”
http://www.internethaber.com/images/other/u.20091110094447..jpg
gerenimo
12.11.2009, 21:32
İsteğimi tekrarlıyorum..
Atatürk, Mac Arthur ile olan bir görüşmesinde şöyle diyordu:
-“ Versay Antlaşması I. Dünya Savaşı’na sebebiyet vermiş olan nedenlerden hiç birini halledemediği gibi, bilakis dünün başlıca rakiplerinin arasındaki uçurumu büsbütün derinleştirmiştir. Zira galip devletler mağluplara sulh şartlarını zorla kabul ettirirlerken, bu memleketlerin Etnik, Jeopolitik ve İktisadi özelliklerini asla nazarı itibara (dikkate) almamışlar ve sadece intikam hisleri ile hareket etmişlerdir. Böylelikle bugün içinde yaşadığımız sulh devresi sadece mütarekeden ibaret kalmıştır. Eğer siz Amerikalılar Avrupa işleri ile ilgilenmekten vazgeçmeyerek Wilson’un programını tatbik etmekte ısrar etseydiniz, bu mütareke devresi uzar ve bir gün devamlı bir sulha müncer olabilirdi (barışa ulaşabilirdi). Bence dün olduğu gibi, yarın da Avrupa’nın geleceği Almanya’nın alacağı vaziyete bağlı bulunacaktır. Fevkalade bir dinamizme sahip olan bu 70 milyonluk çalışkan ve disiplinli millet üstelik milli ihtiraslarını kamçılayabilecek siyasi akıma kendisini kaptırdı mı, er geç Versay Antlaşmasının tavsiyesine gidilecektir.”
Gökhan KAN
12.11.2009, 22:19
Atatürk, Mac Arthur ile olan bir görüşmesinde şöyle diyordu:
-“ Versay Antlaşması I. Dünya Savaşı’na sebebiyet vermiş olan nedenlerden hiç birini halledemediği gibi, bilakis dünün başlıca rakiplerinin arasındaki uçurumu büsbütün derinleştirmiştir. Zira galip devletler mağluplara sulh şartlarını zorla kabul ettirirlerken, bu memleketlerin Etnik, Jeopolitik ve İktisadi özelliklerini asla nazarı itibara (dikkate) almamışlar ve sadece intikam hisleri ile hareket etmişlerdir. Böylelikle bugün içinde yaşadığımız sulh devresi sadece mütarekeden ibaret kalmıştır. Eğer siz Amerikalılar Avrupa işleri ile ilgilenmekten vazgeçmeyerek Wilson’un programını tatbik etmekte ısrar etseydiniz, bu mütareke devresi uzar ve bir gün devamlı bir sulha müncer olabilirdi (barışa ulaşabilirdi). Bence dün olduğu gibi, yarın da Avrupa’nın geleceği Almanya’nın alacağı vaziyete bağlı bulunacaktır. Fevkalade bir dinamizme sahip olan bu 70 milyonluk çalışkan ve disiplinli millet üstelik milli ihtiraslarını kamçılayabilecek siyasi akıma kendisini kaptırdı mı, er geç Versay Antlaşmasının tavsiyesine gidilecektir.”
Sağolasın abi..Amerika yine aynı Amerika..Hala Avrupa işlerine burnunu sokuyor..
Avrupanın geleceğinin Almanya nın elinde olduğunu söylemiş..Bu dikkatimi çekti..
Halil Atalay
13.11.2009, 10:23
http://forum.bordomavi.net/showthread.php?t=2517
ata saygı için yapılan tur
"Doğum insanları eşitler, ölüm ayrıcalıklıları ortaya koyar"
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sana minnet borçluyuz.
Ama sadece minnetle de kalmayacağız,
Gerekirse son nefer, gerekirse son nefese kadar yaşatacağız bu ülkeyi.
Allah rahmet eylesin. Mekanın cennet olsun.
BALKAN 06
13.11.2009, 11:16
5-6 aylığına bi çıksan gelsen varya ahhh ah,
sen yoksun,senin üzerinden prim yapmaya çalışan samimiyetsizler ve ülkede gezen çakallara meydan kalıyor ya ona yanarım...
Emirhan Makul
13.11.2009, 15:07
Susam sokağına bile jest yapan Google, Atatürk'ün ölüm yıl dönümünü kurulu tarihi boyunca belirtmeyen google.
Ömer SEVİNÇ
13.11.2009, 19:47
Bu Google bariz Türkiye'yi bölmeye çalışıyor zaten. Ah bu şerefsiz Google var ya..
Böyle sitelerin 1-2 tanesini kapattıracaksın Taksim'de, bak bir daha yapıyorlar mı?
Coloradoydu
17.11.2009, 19:49
Sağolasın abi..Amerika yine aynı Amerika..Hala Avrupa işlerine burnunu sokuyor..
Avrupanın geleceğinin Almanya nın elinde olduğunu söylemiş..Bu dikkatimi çekti..
Evet, oldukça dikkat çekici. Almanya'nın ipi göğüsleyip bütün Avrupa'yı dize getireceğini önceden kestirmiş.
littlebighorn
13.12.2009, 11:11
5 Aralık 1934 ve kadınlar
İLK OY 1935'TE
5 Aralık 1934 günü kadınlar genel seçimlere katılma ve milletvekili seçme/seçilme hakkına kavuştular. Daha önce kadınların temsil hakkına ilişkin ilk düzenleme 3 Nisan 1930 tarihli “Belediyeler Kanunu” ile yapılmış ve kadınlara yerel seçimlere katılma hakkı sağlanmıştı. Bu önemli atılım, o dönemde daha kapsamlı bir devrimin ilk aşaması olarak değerlendirilmişti. Bu devrim 5 Aralık 1934'te gerçekleşti. Anayasa'nın 10. ve 11. maddelerinde yapılan bir düzenlemeyle 22 yaşını bitiren her Türk kadınına seçme ve 30 yaşını bitiren her kadına milletvekili seçilme hakkı verildi. Bütün yurtta sevinç yaratan bu karar, Türk Kadınlar Birliği'nin 7 Aralık 1934 günü Beyazıt Meydanı'nda düzenlediği büyük bir mitingle kutlandı. Kadınlar oy verme haklarını ilk kez 1935 seçimlerinde kullandılar.
17 ÜLKEDEN BİRİ
5 Aralık 1934 günü dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu ülke sayısı 28, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı 17 idi. Kadınlar seçme/seçilme hakkına Fransa'da 1944, İtalya'da 1945, Yunanistan'da 1952, Belçika'da 1960 ve İsviçre'de 1971 yılında kavuştular.
Atatürk Türk kadınının seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ardından şöyle seslenmiştir:
“Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla, belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve liyakatla kullanacaktır.”
5 Aralık 1934 tarihli yasa değişikliği ve bu değişiklikle ilgili olarak Atatürk'ün söyledikleri ne yazık ki gerçekleşememiştir.
Atatürk, Cumhuriyet'in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923'te de şöyle diyordu:
“Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir.”
Bir_Bilen
16.12.2009, 00:25
Biraz sonra TRT 2'de Atatürk'le belgeseli başlayacak. İzlemenizi tavsiye ederim...
Başlanıç saati: 00:45
fatih_selim68
20.12.2009, 13:17
onu ilahlaştırmadan putlaştırmadan gerçek manasıyla katıksız ve çıkarsız sevip anlaya bilenlere ne mutlu
Emanetine karşı haince saldırıların devam ettiği şu günlerde Kurtuluş Savaşımızı düşündükçe umutsuzluk çemberini kırıyoruz. Biz bir ölürüz bin doğarız!
Saltuk Buğra
26.01.2010, 13:39
bu sayfaya ilgi neden bu kadar az??
Serdar A
29.01.2010, 04:49
Her yüzyıla bir Atatürk armağan etmeyi başaran bu ecdad , na acıdır ki en seçkin örneklerinden biri olan Mustafa Kemal'den sonra bu geleneğini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır .
Daha da üzüntü verici olanı , Atatürk'ün belkide en iyi örnekleriyle ortaya koyduğu kahraman devrimci-ilerici davranış geleneğine ihanet edilmesidir . Muassır medeniyetleri işaret eden ve sürekli gelişimi öğütleyen Atatürk'ün evladı olan Türkiye cumhuriyeti ; neredeyse 100 yıl sonrasında onun önüne geçmeyi başaramamıştır .
1800'lerde kalmış gerici kafalarla mücadele eden Atatürk'ün , 1900'lerde kalmış gerici ve antidevrimci kafalarla mücadele edecek torunlara ihtiyacı vardır . Temennim , Ata'nın sızlayan ruhunun yakın bir dönemde huzura ermesidir .
Her yüzyıla bir Atatürk armağan etmeyi başaran bu ecdad , na acıdır ki en seçkin örneklerinden biri olan Mustafa Kemal'den sonra bu geleneğini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır .
Daha da üzüntü verici olanı , Atatürk'ün belkide en iyi örnekleriyle ortaya koyduğu kahraman devrimci-ilerici davranış geleneğine ihanet edilmesidir . Muassır medeniyetleri işaret eden ve sürekli gelişimi öğütleyen Atatürk'ün evladı olan Türkiye cumhuriyeti ; neredeyse 100 yıl sonrasında onun önüne geçmeyi başaramamıştır .
1800'lerde kalmış gerici kafalarla mücadele eden Atatürk'ün , 1900'lerde kalmış gerici ve antidevrimci kafalarla mücadele edecek torunlara ihtiyacı vardır . Temennim , Ata'nın sızlayan ruhunun yakın bir dönemde huzura ermesidir .
Çok haklısınız.
O Milli Mücadele dönemindeki Türk Milletini göremiyorum. Bu millet neye uğradı bilemiyorum. Belkide milleti bu hale getirmek süre gelen siyasilerin bir politikasıydı bilemiyorum. Yoksa Atatürk'ün Türk Milleti en fakir zamanlarında 10 yılda kendisini 100 yıl ileriye atabilen bir millet idi. Şimdi ki zamana bakınca dediğiniz gibi bırakın 100 yıl sonra öne geçmeyi bana kalırsa geriye gitmiş durumdayız.
Ama umudumu kaybetmiş değilim. İnanıyorum, umuyorum bu millet tekrar Ata'sına layık bir millet olacaktır.
littlebighorn
30.01.2010, 22:04
Her yüzyıla bir Atatürk armağan etmeyi başaran bu ecdad , na acıdır ki en seçkin örneklerinden biri olan Mustafa Kemal'den sonra bu geleneğini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır .
Daha da üzüntü verici olanı , Atatürk'ün belkide en iyi örnekleriyle ortaya koyduğu kahraman devrimci-ilerici davranış geleneğine ihanet edilmesidir . Muassır medeniyetleri işaret eden ve sürekli gelişimi öğütleyen Atatürk'ün evladı olan Türkiye cumhuriyeti ; neredeyse 100 yıl sonrasında onun önüne geçmeyi başaramamıştır .
1800'lerde kalmış gerici kafalarla mücadele eden Atatürk'ün , 1900'lerde kalmış gerici ve antidevrimci kafalarla mücadele edecek torunlara ihtiyacı vardır . Temennim , Ata'nın sızlayan ruhunun yakın bir dönemde huzura ermesidir .
"Her yüzyıla bir Atatürk'leri" sıralarsan sevinirim. Merak ettim listeyi. Özellikle son 10 u.
İskender66
30.01.2010, 23:54
Her yüzyıla bir Atatürk armağan etmeyi başaran bu ecdad , na acıdır ki en seçkin örneklerinden biri olan Mustafa Kemal'den sonra bu geleneğini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır .
Daha da üzüntü verici olanı , Atatürk'ün belkide en iyi örnekleriyle ortaya koyduğu kahraman devrimci-ilerici davranış geleneğine ihanet edilmesidir . Muassır medeniyetleri işaret eden ve sürekli gelişimi öğütleyen Atatürk'ün evladı olan Türkiye cumhuriyeti ; neredeyse 100 yıl sonrasında onun önüne geçmeyi başaramamıştır .
1800'lerde kalmış gerici kafalarla mücadele eden Atatürk'ün , 1900'lerde kalmış gerici ve antidevrimci kafalarla mücadele edecek torunlara ihtiyacı vardır . Temennim , Ata'nın sızlayan ruhunun yakın bir dönemde huzura ermesidir .
Atatürk gibi lider bir daha zor gelir. Hatta gelmeyebilir de. Bence böyle birşey beklememek lazım. Atatürkten sonra gelen liderleri Atatürkle karşılaştırmak hata olur. Atatürk bu ülkeyi düşmanlarların elinden kurtararak yeniden kurdu. Tabiki onun gibisi bir daha gelmez. O zamanki şartlarla şimdiki şartlar farklıydı. Şimdi işgal ve savaş içinde olmadığımıza göre Atatürk gibi bir lider de çıkmayacaktır haliyle. Atatürkten sonra gelen liderlerin içinde birkaç tane var iyi lider bence. Bana göre tabiki. Tabi bu görecelidir. Bana göre iyi lider olan başkasına göre iyi olmayabilir. :rolleyes:
Serdar A
01.02.2010, 01:07
"Her yüzyıla bir Atatürk'leri" sıralarsan sevinirim. Merak ettim listeyi. Özellikle son 10 u.
Ortada bir liste var olsa ne olacak ? Mesele , bu milletin imkanları içerisinde hemen her yüzyıl içerisinde bir yükseliş yaratabilmesidir .Kimisi ilmi ile bilim tarihinde kilometre taşı olmuş , kimi dönemin koşulları içerisindeki siyasal yetenekleri ve davranış stratejileri ile milleti bir hedefe odaklayabilmiştir .
İsim zikretmiyor oluşumun sebebi , burada sonu gelmez , saçma polemiklere girmek istemeyişimdir . Milletçe tarihimizi reddetmek üzerine programlandığımızdandır , mesela x devletinin 2. kurucusu son bin yılın en büyük devlet adamlarından biridir ve Avrupa coğrafyasının kaderini çizmiştir, eğer önemse en azından Atatürk kadar önemlidir demek yobazlık damgası yemek için yeterlidir . Ya da örneğin Otrar kentinden çıkan bir Türk bilginin çağdaş bilim tarihinin miladıdır ve muazzam bir sıçrama yaratmıştır ifadesini , yunan felsefecilere hakaret sayanların hakaretlerine maruz kalmakta kolaydır . Şekillenen milli ideoloji içerisinde yer yer vatan haini olarak anılan , vatan hainliğinin sebebi ise borç içinde batarken milyonlarca altına Kudüs'ü satmamak olan , 2010 yılında bile afrika kıtasının 1000 kilometre derinliklerinde , kabilelerce adına hutbe okutulan ruhuna dular gönderilen eski bir devlet liderini de burada tartışma konusu yapacak değilim .
Atatürk şüphesiz ki , bu geleneğimizin içerisinde en seçkin örneklerden biriydi ve bu kabiliyeti bir kez daha sancağın yere düşmesini önlendi . Ancak Mustafa Kemal hakkın rahmetine kavuştuktan sonra ilkelerinin bir bir ayaklar altına alınması uzun sürmedi . Kapattığı locaların derneklerin , oluşumların yeniden yeşermesi uzun sürmedi .
Atatürk'ün evlatları , cumhuriyetimizin ilk neslinin iftiharları mühendislerimizin ürettiği 200 uçağı ve günümüzün teknoloji yoğun sanayi devi Hollanda'ya uçak sattığını sonraki nesli göremedi . Türkiye hiç bir lisans anlaşması , bilgi transferi olmadan arabasını yaptı , yürütemedi . Cumhuriyet sanayi tarihinin her bir sayfası ayrı bir vatan hainliğine işaret ediyor .
Dünden bu güne de hiç bir şey değişmedi . Dünya yük nakliyatının %95'i denizler üzerindeyken , her yıl yüz milyarlarca dolar genişliğinde sektörler bütününü yaşatırken ve Türkiye bir deniz ülkesi olarak ne yaptı ? Sulzer lisansı altında 25 yıllık bir çift stroklu dizel motor tecrübesi ile biraz destek ile dünya piyasasında rekabete girebilecek bir motor fabrikasını 2000 yılında kapattı . Pendik tersanesi içerisinde hizmet vermiş bu tesiste artık sac ve metal plakaların kaynaklama işi yapılıyor . Yani o gün uçak üretmeyi bırakıp traktör ve pancar motoru üreten millet bu gün de , küçük bir yük gemisinde donatılarıyla birlikte adedinin milyonlar dolarlar ettiği motorları bırakıp sac kaynaklamayı uygun görmüştür . İnanın yüzlerce örnek var . İnanın yüzlerce daha örnek var .
Özetle , Önder Mustafa Kemal'in izinde olduğumuzu düşünüyorsanız , tekrar bir arkanıza bakın .
Üstü kapalı olarak , varmı Atatürk'ten büyüğü şeklindeki sorunuzun bir yüzyıl sonraki cevabının , yok saydığınız Atatürk'ün selefleri kadar yok sayılma tehlikesi taşıdığını görmek bu kadar zor olmamalı .
Serdar A
01.02.2010, 01:24
İsteyen siyasal yönüyle benimsemeyebilir , ancak Atatürk'ün bir metod olarak devrimciliğin yol haritasını çıkardığını kimse inkar edemez .
Atatürk'ün bu millete armağan ettiği en büyük mirasta ilericiliktir . Bize ilerlememiz gereken yolu işaret etti , neredeyse bir yüzyıl geçti , biz hala o yöne bakacağımıza Atatürk'ün parmağına bakıyoruz .
Ömer SEVİNÇ
01.02.2010, 16:32
farabi(Serdar) abi seni okumak büyük keyif oluyor çoğu zaman. İyi ki varsın..
İsteyen siyasal yönüyle benimsemeyebilir , ancak Atatürk'ün bir metod olarak devrimciliğin yol haritasını çıkardığını kimse inkar edemez .
Atatürk'ün bu millete armağan ettiği en büyük mirasta ilericiliktir . Bize ilerlememiz gereken yolu işaret etti , neredeyse bir yüzyıl geçti , biz hala o yöne bakacağımıza Atatürk'ün parmağına bakıyoruz .
Serdar, bu kadar iyi ifade edilemezdi.
Saltuk Buğra
02.02.2010, 00:02
3 yılda 15 sayfa olabilmiş başlık ne acı.. :(
littlebighorn
03.02.2010, 23:43
Ortada bir liste var olsa ne olacak ? Mesele , bu milletin imkanları içerisinde hemen her yüzyıl içerisinde bir yükseliş yaratabilmesidir .Kimisi ilmi ile bilim tarihinde kilometre taşı olmuş , kimi dönemin koşulları içerisindeki siyasal yetenekleri ve davranış stratejileri ile milleti bir hedefe odaklayabilmiştir .
İsim zikretmiyor oluşumun sebebi , burada sonu gelmez , saçma polemiklere girmek istemeyişimdir . Milletçe tarihimizi reddetmek üzerine programlandığımızdandır , mesela x devletinin 2. kurucusu son bin yılın en büyük devlet adamlarından biridir ve Avrupa coğrafyasının kaderini çizmiştir, eğer önemse en azından Atatürk kadar önemlidir demek yobazlık damgası yemek için yeterlidir . Ya da örneğin Otrar kentinden çıkan bir Türk bilginin çağdaş bilim tarihinin miladıdır ve muazzam bir sıçrama yaratmıştır ifadesini , yunan felsefecilere hakaret sayanların hakaretlerine maruz kalmakta kolaydır . Şekillenen milli ideoloji içerisinde yer yer vatan haini olarak anılan , vatan hainliğinin sebebi ise borç içinde batarken milyonlarca altına Kudüs'ü satmamak olan , 2010 yılında bile afrika kıtasının 1000 kilometre derinliklerinde , kabilelerce adına hutbe okutulan ruhuna dular gönderilen eski bir devlet liderini de burada tartışma konusu yapacak değilim .
Atatürk şüphesiz ki , bu geleneğimizin içerisinde en seçkin örneklerden biriydi ve bu kabiliyeti bir kez daha sancağın yere düşmesini önlendi . Ancak Mustafa Kemal hakkın rahmetine kavuştuktan sonra ilkelerinin bir bir ayaklar altına alınması uzun sürmedi . Kapattığı locaların derneklerin , oluşumların yeniden yeşermesi uzun sürmedi .
Atatürk'ün evlatları , cumhuriyetimizin ilk neslinin iftiharları mühendislerimizin ürettiği 200 uçağı ve günümüzün teknoloji yoğun sanayi devi Hollanda'ya uçak sattığını sonraki nesli göremedi . Türkiye hiç bir lisans anlaşması , bilgi transferi olmadan arabasını yaptı , yürütemedi . Cumhuriyet sanayi tarihinin her bir sayfası ayrı bir vatan hainliğine işaret ediyor .
Dünden bu güne de hiç bir şey değişmedi . Dünya yük nakliyatının %95'i denizler üzerindeyken , her yıl yüz milyarlarca dolar genişliğinde sektörler bütününü yaşatırken ve Türkiye bir deniz ülkesi olarak ne yaptı ? Sulzer lisansı altında 25 yıllık bir çift stroklu dizel motor tecrübesi ile biraz destek ile dünya piyasasında rekabete girebilecek bir motor fabrikasını 2000 yılında kapattı . Pendik tersanesi içerisinde hizmet vermiş bu tesiste artık sac ve metal plakaların kaynaklama işi yapılıyor . Yani o gün uçak üretmeyi bırakıp traktör ve pancar motoru üreten millet bu gün de , küçük bir yük gemisinde donatılarıyla birlikte adedinin milyonlar dolarlar ettiği motorları bırakıp sac kaynaklamayı uygun görmüştür . İnanın yüzlerce örnek var . İnanın yüzlerce daha örnek var .
Özetle , Önder Mustafa Kemal'in izinde olduğumuzu düşünüyorsanız , tekrar bir arkanıza bakın .
Üstü kapalı olarak , varmı Atatürk'ten büyüğü şeklindeki sorunuzun bir yüzyıl sonraki cevabının , yok saydığınız Atatürk'ün selefleri kadar yok sayılma tehlikesi taşıdığını görmek bu kadar zor olmamalı .
Sayın Farabi,
Var mı Atatürk'ten büyüğü diye bir soruyu üstü kapalı olarak sormak gibi bir niyetim yoktu. Sadece merak ettim kimleri sayarsınız diye.
Farabi zaten klasman dışı bir isim - Bence zaten bilim ve sanat konusu ırklar-milletler-dinler üstüdür. Farabi' nin önemini vurgulamanız ne antik Yunan'a hakaret sayılır, ne de Farabi' nin Bağdat'ta Antik Yunanlı düşünürlerden de etkilenmesinden bahsetmek Müslüman bilim adamlarına hakaret sayılır. Bunları tartışmak gereksiz ve saçmadır bana göre.
x devletinin sanırım 2. değil de 3. kurucusunu yazacaktınız. Benim şahsen özellikle askeri anlamda en takdir ettiğim devlet başkanlarından biridir.
Bu insanları takdir etmek neden yobazlık olsun anlam veremedim. Örneğin Fatih Sultan Mehmet’ i takdir etmek neden yobazlık olsun, kim bu sebeple yobaz olarak itham edilebilir, edilmiş anlayamadım.
3. isme katılamayacağım maalesef kendisi yanılmıyorsam 30 küsür yıl yönetmiştir. 1. meşrutiyetle –kabul etmek durumunda kaldığı 2. meşrutiyet arasını tam bir diktatör gibi (padişah zaten bir tür diktatör değil midir demeyin değildir) yönetmiş (istibdat dönemi), hükümdarlığı döneminde ülke tarihin en büyük toprak kayıplarına uğramış, Ruslar neredeyse İstanbul’u alacak duruma gelmiş, Balkanları neredeyse tamamen kaybettiğimiz bir dönemdir. Nedense anlam veremediğim bir şekilde bir kesim tarafından ısrarla çok sevilir.
Yahudilere Filistin’i satmadığı ifade edilir. Hatta bazı kaynaklarda Yahudilerin Kıbrıs’ ı satın almak istedikleri de yazılır. Tamam iyi yapmış da doğru ise bile bunun takdir edilecek bir tarafını ben bulamıyorum. Bir de satsaydı. Marifet zaten satacak değil alacak duruma gelebilmek. Satmadığı için vatan haini ilan edildiğini itiraf ederim ilk defa duydum enteresan. Acaba satsaydın da o parayla örneğin Bosna’ yı kurtarsaydık falan diye mi öyle itham etmişler? Merak ettim.
2. paragraftan sonra yazdıklarınızın %99 una katılmamak elde değil. Özellikle sanayileşme konusunda 1929-1939 arasındaki atılımların arkası maalesef getirilemedi. Hatta bazı konularda göreceli olarak geriye gidildi. Zaten şu anki tablomuz bunu net olarak gösteriyor. Bırakın sanayi ötesi bilgi toplumu haline gelmeyi hala sanayileşememiş, ekonomisi dışarıdan girecek sıcak paraya bağlı bir ülke haline gelmiş durumdayız. Uzun uzun tartışılabilir.
Benim belirtmek istediğim asıl konu dünya değişti, artık bazı kavramlar (buna Atatürkçüliğin bazı kavramları da dahil) artık günümüz dünyasını açıklamaya yetmiyor hatta yanlış kalıyor diye düşünülmesi .Siz de bunu savunuyorsunuz anladığım kadarı ile. Yanlıyorsam beni uyarın. Tabii ki Atatürkçülüğü şapka devriminden ibaret düşünüyorsa haklılar böyle düşünenler. Fakat Atatürk’ün işaret ettiği temel kavramlar halen dünyayı doğru anlamamızı, bu dünyada kendimize onurlu bir yer kazanmamızı sağlayacak geçerlilklerini koruyorlar. Tabii ki sonsuza kadar öyle kalacaklar diye bir iddiam yok, saçma olur bu. Ama kaldır çöpe at da denemez henüz. Uzun bir süre de öyle olmayacağını öngörmekteyim. Özellikle de Devletçilik, Laiklik, Milliyetçilik ilkelerinin. Bunları tarışma ortamı olursa daha sonra detaylı tartışırız ama aslında Irak’ ın bugünkü durumunu (doğru) gözlemlememiz bile çoğu konuya ışık tutacaktır.
littlebighorn
03.02.2010, 23:53
İsteyen siyasal yönüyle benimsemeyebilir , ancak Atatürk'ün bir metod olarak devrimciliğin yol haritasını çıkardığını kimse inkar edemez .
Atatürk'ün bu millete armağan ettiği en büyük mirasta ilericiliktir . Bize ilerlememiz gereken yolu işaret etti , neredeyse bir yüzyıl geçti , biz hala o yöne bakacağımıza Atatürk'ün parmağına bakıyoruz .
Prensipte haklısın tabii ki ama şöyle de bir şey var:
Geçen yıl bir kitap okumuştum NTV yayınları -gelecek 50 yıl- Çeşitli bilim adamları, düşünürler önümüzdeki 50 yıl olacakları tahmin etmişler. Yazılanları %70 i geçmiş ile ilgili idi.
Gelecek aslında geçmiştedir diye de bir söz var.
İleriye bak ama dön arada da geçmiş 'e bak. Yoksa yönünü şaşırırsın.
Daha aşamadığımız çok şey var çünkü.
Bize olan da tam bu aslında.
İlker ToSun
01.03.2010, 21:39
Sen ne muhteşem bir insansın ki bir ulusun kaderini kurtardın
Sen ne muhteşem bir insansın ki bugünlerde yaşanacakları tek tek 90 yıl öncesinde gördün
Sen ne muhteşem bir insansın ki bütün dünyaya korku salan bir komutan iken tüm dünyaya "mecbur kalmadıkça savaş cinayettir" dedin, bununla da yetinmeyip "yurtta sulh cihanda sulh" dedin
Sen ne muhteşem bir insansın ki, şimdilerde onlarının başlarını kapatamamalarının suçlusu olarak gösterilen sen, onlara yeryüzünde seçme ve seçilme onurunu veren ilk insansın
Sen ne muhteşem bir insansın ki bu toprağın insanına onların bir ırgat olmadıklarını, onların birer insan olduğunu hatırlattın
Sen ne muhteşem bir insansın ki bütün dünyayı önümüzde saygıyla eğilir hale getirdin
ve herşeyden önemlisi
Sen ne muhteşem ve ne olağanüstü bir insansın ki
Öylesine hayran bıraktın ki bizi kendine
Sana olan hayranlığımızdan hep seni bekledik belki bir gün çıkıp tekrardan geleceksin, hep ebediyete göçmüş senden bekledik bizi bugünlerden de kurtarman için
Senin bize öğrettiklerini yapmaktansa biz hep senin bize öğrettiklerini yine senin yapmanı bekledik.
Serdar A
13.03.2010, 23:22
Mustafa Kemal , bu ülkeye "başka milletlerin tarihinde görüldüğü gibi " ısmarlama getirilmiş bir önder olmadığı içindir ki ; milletin onur mücadelesi verdiği yıllarda eğer Mustafa Kemal olmasaydı , Erdal İnönü olurdu , asker olmasaydı sivil olurdu ... Ancak , mutlaka biri olurdu .
Bu satırları okuyan , nefes alan yaşayan her Türk evladı gerektiğinde ismini tarihe yazdırmaya kadirdir . Osmalının siyasi olarak allak bullak ve askeri kadrolarının , siyasi makamların büyük hızla yıkıma uğratıldığı , üstelik yıkımında kilit görevler almış sabetaycıların merkezinde örgütlenmelerin başkenti olmuş Selanik gibi bir şehirde son yüzyılın en büyük askeri yetişebiliyorsa bu 2010 istanbulunda da , Ankarasında da Trabzonunda da Diyarbakırında da bunun gerçekleşmesi mümkündür .
Atatürk bana göre olağan üstü bir insan değildi . İnsan olmasının gereği olarak şerefli ve asil bir yaradılışı vardı . Bu yaradılışının gereği olarak vatan ondan boynunun borcu olan hizmeti aldı . Atatürk bir şey bahşetmedi , bu toprakların evladı olarak , edindiği birikimlerle bir ideoloji kurgulayarak gereğini yaptı . Bu gün Türkiye coğrafyasında aynı şeref ve asalete kim sahip olursa olsun , bilsinki Atatürk'ten hiç bir farkı yoktur .
Bizden , bizim vasıflarımızdan biri olduğu içindir ki , bu gün bile Ata'dan taban tabana zıt düşünce dünyasına sahip olanlar dahi ona minnet duymaktadır .
Adem Erdoğan
26.03.2010, 00:48
Birazcık reklam ama müthiş bir reklam bence.
<object width="480" height="385"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/13O7TrFP2mE&hl=en_US&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/13O7TrFP2mE&hl=en_US&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="480" height="385"></embed></object>
İlker ToSun
07.04.2010, 14:53
Mustafa Kemal , bu ülkeye "başka milletlerin tarihinde görüldüğü gibi " ısmarlama getirilmiş bir önder olmadığı içindir ki ; milletin onur mücadelesi verdiği yıllarda eğer Mustafa Kemal olmasaydı , Erdal İnönü olurdu , asker olmasaydı sivil olurdu ... Ancak , mutlaka biri olurdu .
Bu satırları okuyan , nefes alan yaşayan her Türk evladı gerektiğinde ismini tarihe yazdırmaya kadirdir . Osmalının siyasi olarak allak bullak ve askeri kadrolarının , siyasi makamların büyük hızla yıkıma uğratıldığı , üstelik yıkımında kilit görevler almış sabetaycıların merkezinde örgütlenmelerin başkenti olmuş Selanik gibi bir şehirde son yüzyılın en büyük askeri yetişebiliyorsa bu 2010 istanbulunda da , Ankarasında da Trabzonunda da Diyarbakırında da bunun gerçekleşmesi mümkündür .
Atatürk bana göre olağan üstü bir insan değildi . İnsan olmasının gereği olarak şerefli ve asil bir yaradılışı vardı . Bu yaradılışının gereği olarak vatan ondan boynunun borcu olan hizmeti aldı . Atatürk bir şey bahşetmedi , bu toprakların evladı olarak , edindiği birikimlerle bir ideoloji kurgulayarak gereğini yaptı . Bu gün Türkiye coğrafyasında aynı şeref ve asalete kim sahip olursa olsun , bilsinki Atatürk'ten hiç bir farkı yoktur .
Bizden , bizim vasıflarımızdan biri olduğu içindir ki , bu gün bile Ata'dan taban tabana zıt düşünce dünyasına sahip olanlar dahi ona minnet duymaktadır .
Yazılarınızın tümüne baktığım zaman, hepsini bir bütünlük içinde okuduğum zaman "halkın, Atatürk diye ahlanıp vahlanacağına, durduğu yerde hala daha daha Atatürk kalkıp tekrardan gelecekmişçesine bekleyeceğine, Atatürk'ün gösterdiği yolda birşeyler yapma çabası içine girmesi gerektiği" mesajını alıyorum.
ve buna da başından sonuna katılıyorum.
ancak satır aralarında bazı cümleler var ki katılmak mümkün değil. O cümleler de koyu renkle işaretlediklerim.
bunlar hakkında da tek tek fikirlerimi söylemek isterim.
birincisi Mustafa Kemal olmasaydı, şu an Türkiye Cumhuriyeti olmazdı en azından olsa bile bu yönetim biçimine ve devlet yapısına sahip bir Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. "Mutlaka biri olurdu" sözü bence doğru bir söz değildir. Zira Mustafa Kemal devrimleri hızla gerçekleştirirken, o "mutlaka olabilecek" birilerinin daima bir takım çekinceleri olmuştu ve hatta kimi yakın silah arkadaşları Mustafa Kemal'in devrimleriyle uyum gösterememişlerdir. Mustafa Kemal'e "alternatif" olarak görülebilecek şahısların hepsi o veya bu sebepten Mustafa Kemal'e göre eksiği olan isimlerdi.
Tarihe objektif bir gözle bakabilen diğer devlet adamlarının da dile getirdiği üzere Atatürk olağanüstü bir insandı ve yaşadığı topraklara borcundan çok daha fazlasını ödedi ve bu topraklara, bu toprağın insanlarına onların unuttuğu "insan olmanın gerektiği şerefi" onlara hatırlattı. Bu toğrağın insanına, ırgat olmadığını insan olduğunu hatırlattı.
Son olarak da Atatürk ile taban tabana zıt düşünceye sahip olan daha doğrusu "düşünceye sahip" denemeyecek, başkalarının düşüncelerinin uşağı olan kesimlerin de Atatürk'e minnet duyduğu, hepimizin yıllardır kendini kandırdığı bir husustur. Çünkü o örümceklenmiş beyinler Ata'ya minnet duymaktan öte Ata'ya hergün küfür ediyorlar. Minnet duyar tarzda gözükmelerinin de tek bir nedeni var : "g.t korkusu" . Ancak ülkemiz üzerindeki değişim bu yönüyle ve bu hızıyla devam ettiği sürece artık bu ağız oyununu oynamaya da gerek duymayacaklar. Zaten ufak ufak dile getirilmeye de başlandı gerçek duygular.
Yazılarınızın tümüne baktığım zaman, hepsini bir bütünlük içinde okuduğum zaman "halkın, Atatürk diye ahlanıp vahlanacağına, durduğu yerde hala daha daha Atatürk kalkıp tekrardan gelecekmişçesine bekleyeceğine, Atatürk'ün gösterdiği yolda birşeyler yapma çabası içine girmesi gerektiği" mesajını alıyorum.
ve buna da başından sonuna katılıyorum.
ancak satır aralarında bazı cümleler var ki katılmak mümkün değil. O cümleler de koyu renkle işaretlediklerim.
bunlar hakkında da tek tek fikirlerimi söylemek isterim.
birincisi Mustafa Kemal olmasaydı, şu an Türkiye Cumhuriyeti olmazdı en azından olsa bile bu yönetim biçimine ve devlet yapısına sahip bir Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. "Mutlaka biri olurdu" sözü bence doğru bir söz değildir. Zira Mustafa Kemal devrimleri hızla gerçekleştirirken, o "mutlaka olabilecek" birilerinin daima bir takım çekinceleri olmuştu ve hatta kimi yakın silah arkadaşları Mustafa Kemal'in devrimleriyle uyum gösterememişlerdir. Mustafa Kemal'e "alternatif" olarak görülebilecek şahısların hepsi o veya bu sebepten Mustafa Kemal'e göre eksiği olan isimlerdi.
Tarihe objektif bir gözle bakabilen diğer devlet adamlarının da dile getirdiği üzere Atatürk olağanüstü bir insandı ve yaşadığı topraklara borcundan çok daha fazlasını ödedi ve bu topraklara, bu toprağın insanlarına onların unuttuğu "insan olmanın gerektiği şerefi" onlara hatırlattı. Bu toğrağın insanına, ırgat olmadığını insan olduğunu hatırlattı.
Son olarak da Atatürk ile taban tabana zıt düşünceye sahip olan daha doğrusu "düşünceye sahip" denemeyecek, başkalarının düşüncelerinin uşağı olan kesimlerin de Atatürk'e minnet duyduğu, hepimizin yıllardır kendini kandırdığı bir husustur. Çünkü o örümceklenmiş beyinler Ata'ya minnet duymaktan öte Ata'ya hergün küfür ediyorlar. Minnet duyar tarzda gözükmelerinin de tek bir nedeni var : "g.t korkusu" . Ancak ülkemiz üzerindeki değişim bu yönüyle ve bu hızıyla devam ettiği sürece artık bu ağız oyununu oynamaya da gerek duymayacaklar. Zaten ufak ufak dile getirilmeye de başlandı gerçek duygular.
Genel olarak katılıyorum. Mutlaka biri olurdu bencede yanlış bir cümle. Atatürk olağanüstüden daha olağanüstü bir insandı. O yüzden böyle adamlar için mutlaka biri daha olurdu diyemeyiz. Ve bu millet çok şanslıdır ki Ulu Önder bizlere nasip olmuştur en kötü zamanlarımızda.
Atatürk ile taban tabana zıt düşünceye sahip olanların Atatürk'e minnet duyduğu hususu doğru bir husustur. Senin bahsettiklerin vatan hainlerine giriyor. Bilinçli yada bilinçsiz vatan hainlerine giriyor. Zamanında onların büyüklerini en çok acıtan kavram Mustafa Kemal'dir. Onlardan gelenleri, yada onlardan gelenler tarafından beyinleri yıkananları bu hususa katamayız. Onlar bilinçli yada bilinçsiz vatan hainliği kısmına giriyor ki her ne kadar vaziyet iyi görünmese de bu millet hepsinin hesabını illa ki soracaktır.
Burası çok güzel aynen de öyle:
"Tarihe objektif bir gözle bakabilen diğer devlet adamlarının da dile getirdiği üzere Atatürk olağanüstü bir insandı ve yaşadığı topraklara borcundan çok daha fazlasını ödedi ve bu topraklara, bu toprağın insanlarına onların unuttuğu "insan olmanın gerektiği şerefi" onlara hatırlattı. Bu toğrağın insanına, ırgat olmadığını insan olduğunu hatırlattı."
Serdar A
10.04.2010, 17:36
Bu milletin esaret altında yaşayamayacağı kararı , Atatürk'ün tek başına aldığı bir karar değildir . Bu bir millet iradesidir . Bu irade doğru zamanda yetenekli Devlet-i Aliye (yüce devlet) subayları ile değerlendirilmiştir . Atatürk bu milletin bir ferdi ise , Atatürk olmasaydı Kurtuluş mücadelesi olmazdı denemez . Kurtuluş mücadelesinin , Anadolu'nun çeşitli yerlerinde daha öncesine uzandığı gerçeği inkar edilemez .
Bağımsızlık her koşulda elde edilirdi saptamasının öznelliği , bağımsızlık için her koşulda mücadele edilirdi "sabit gerçeğini" zedelemez . Karmaşa , o gün bir amaç uğruna birleşen unsurların devlet kurulma sürecine girildiğinde ne amaçla tek tek tasviyeye uğratıldığının tam bilinememesinden kaynaklıdır . Atatürk olmasaydı milli mücadele olmazdı demek , Türk milletin geçmişine ve karakterine yapılabilecek en büyük hakarettir . Neresinden bakarsam bakayım bana rasyonel bir tespit gelmiyor , süreçlerle bağlantısı olan bir önerme gelmiyor .
Maalesef bu gün pek altı çizilmeyen konulardan biri Atatürk'ün asker kimliği dışında başarılı bir toplum mühendisi olduğudur . Ata , Avrupa kültürlerine ve yaşam şartlarına oldukça hakim-bilen bir entelektüeldi . Şüphesiz cumhuriyet yıllarında izleyeceği devrimler haritasının oluşturulmasında ve baskın devlet ideolojisinin belirlenmesinde , Atamızın kendi dünya görüşü belirleyici rol oynadı .
Yine buradan hareketle , o günün kadrolarında aynı devrimleri yürütecek başka lider yoktu , ya da aynı ideolojiye sahip olsada , kendi dünya görüşünü baskın olabilecek yetkinliğe ulaştıracak yetenekte lider yoktu demek doğru bir saptama olabilir , buna bir açıdan katılırım . Ancak Atatürk'ün dünya görüşüne oldukça zıt duran ; örneğin Hilafeti kaldırmayıp bağlarını derinleştiren , ezanı aslı gibi okunması gibi dini var olan kurallarla yaşamaya imkan veren ve yazı alfabesi olarak fusha metinlerin okunmasını kolaylaştıracak bir form benimseyen lider de yeni bağımsız devletin kuruluşuna öncülük edebilirdi düşüncesi de aynı oranda mümkündü . Bu olasılığı da yok sayamam . Çünkü defaatle tekrarladığım gibi , kurtuluş ve reformlar sıralı süreçler olduğu kadar , kurtuluşu takip eden reformların farklılık göstermesinin bir evvelki adımın sonuçlarını değiştirmeyeceği matematiğini kabul etmemiz gerekir .
Ben kendimi yaşanmış , ya da yaşanmadığı için bir kesimce özlem duyulan tüm bu devlet politikalarının doğruluğu ya da yanlışlığı ile alakalı iyidir kötüdür deme yetkinliğinde görmüyorum . Bu ülke şu an sosyalist bir cumhuriyette olabilirdi , sosyal demokrasi cumhuriyeti de olabilirdi , islam esaslarına göre şekillenmiş bir cumhuriyette ... Daha iyi kavramının "neye göre iyi " sorusuyla başlayan göreceliği ile bu meselelerden ortak sonuç çıkarılması olanaksız . Kurtuluş mücadelesi paydasının , ideolojik paylarını olmazsa olmaz göstermekte bana göre uygun değildir .
Dünyada reform(yeni düzen) hareketleri yaşamış tek millet değiliz . Örnekleriyle biliyoruz . Reformlar , ayakta tutulabildiği sürece kutsanır . Şu an Atamızın bir kısım reformların eleştirilebilen düzeye inmesinin başlıca sebebi de ayakta duracak gücünü yavaş yavaş kaybetmesidir . 100 yıl önceki reformlarımızı ayakta tutabilmek için önce bu saptamayı doğru yapmak gerekir . İnsanları gerici yobaz diye ( neye göre ... ) ötekileştirmek ve "arı" bir vatan sahipleri zümresi yaratma cabası ancak Atatürk'ün belirlediği esasların daha da yıpratılması sonucunu ortaya çıkaracaktır . Güçler ittifakını görmeliyiz . 30 sene önce ayrık ayrık fikir grupları şu an asgari mütabakat sağlayabilecek düzeye geldi . İttifak kanatlarının tümü yakın geçmişe kadar dışarıda aşağıda ayak altında tutulan-tutulmaya çalışılan kesimdi . Bundan başka bir tek ortak paydaları yok , ne bir inanç birliği ne bir ideolojik birlik .
Bu hesaplaşmaların içine alınan ulusal değerlerimizi görmek üzüntü vericidir . Demek ki dayattığımız devlet politikası kapsayıcı nitelikte değil , dolayısıyla devlet politikalarının varlık kaynağı aşındırılıyor . O halde mesele nasıl bu boyuta gelmiştir , bunun sebepleri incelenmelidir . Aksiyonun kendisinden daha önemli olan bir şey varsa o da aksiyonu ortaya çıkaran sebeplerdir .
Bana anti Atatürkçü imasında bulunmayın , çünkü öyle değilim . Olaylara ortadan , hatta gerektiğinde karşı yakadan bakamazsak hiç bir değerimizi gerektiğince koruyamayacağımızı aklımıza kazımamız gerekir . Fikirde hile yaparak , kendi vicdanımızı yanıltırak , başkalarını da aynısını yapabileceğimiz düşüncesine kapılmamak gerek .
İlker ToSun
12.04.2010, 00:01
@ Farabi
yazında ismimi kullanmıyorsun ancak içeriği itibariyle benim yazıma da bir cevap niteliği taşıdığını düşündüm.
öncelikle yazının son cümlesindeki "Bana anti Atatürkçü imasında bulunmayın , çünkü öyle değilim" cümlene bir anlam veremedim, en azından ben sana böyle birşey söylemedim, forumda da okduğum yazılar itibariyle sana bu ithamda bulunan bir kimse yok. Ama benim yazdıklarımdan sana böyle bir ithamda bulunduğum mesajını çıkardıysan ya yazdıklarımı yanlış anladın yada ben kendimi iyi ifade edemedim. ama bu yanlış anlaşılmanın ne şekilde olduğu önemli değil sonuçta sana karşı böyle bir ithamımın olmadığını bilmeni isterim.
onun dışında "Atatürk olmasaydı da bu kurtuluş mücadelesi verilirdi" düşüncesini kabul edilemez bir varsayım olarak görüyorum. Bu milletin şahadeti esarete tercih edeceği düşüncesi kabul ettiğim bir düşünce ancak mesele topluma bu düşünceyi aşılamak ve bunun arkasında dirayetli bir şekilde durmakta yatıyor zaten ve Mustafa Kemal'in sihiri de burada ortaya çıkıyor zaten. Bu toplumun kurtuluş savaşı döneminde her kesimden bireyiyle savaş verdiğini söylerken, yaşanan değişime köstek olan iç isyanları bu derece fazla ve şiddetli yaşanmış bir toplum olduğunu da unutmayalım. Mustafa Kemal bütün bunların üstesinden gelebilecek düzeyde zeka, cesaret ve güce sahip ülkenin tek insanı olmasından öte yaşadığı yüzyılın tek ismidir. Geriye dönük bir şeyi, yaşanmamış bir şeyi ispatlamak mümkün değil, dolayısıyla da bu konuda iddaalı konuşmak mümkün değildir ancak tüm bunlara rağmen son derece emin bir şekilde Mustafa Kemal olmasaydı bu mücadeleden bu şekilde galip ayrılanılamayacağını, belirli bir mücadele verilmiş olsaydı bile bunun bir millet olmak adına değil de bir ümmet uğuruna yapılacağını söyleyebilirim.
Mustafa Kemal bu toprağın insanlarına Türk'lüğün önemini ve millet olmanın büyüklüğünü öğretti ve bu amaç doğrultusunda mücadele verdirdi. Mustafa Kemal dehası bu mücadelenin öncüsü olmasaydı bizler hala daha çöllerde bizim askerlerimizi sırtından vuran "ümmet kardeşlerimiz" Arapların vizyonuyla aynı sınırlara sahip bir vizyonda savaş veriyor olacaktık.
Mustafa Kemal olmasaydı bu mücadelenin yapıl(a)mayacağının en güzel kanıtı Cumhuriyetimizin kurulmasından 87 yıl sonra bile bu modern rejimin düşmanlarının azımsanmayacak kadar çok olduğu ve hatta kimi zaman idarenin başında olabildikleridir. 87 yıl sonra artıklarının bile bu nüfus ve bu nüfuzda olabildiği bir zihniyetin takdir edersinki o mücadelenin verildiği yıllarda da sayısı oldukça fazla idi.
Bu teslimiyetçi, "ver kurtul"cu zihniyetin üstesinden gelebilecek tek isim Mustafa Kemal'di ve o yüzden de bu işi başaran o oldu. Eğer bu, herkesin yapabileceği bir şey olsaydı tonla osmanlı subayı arasından Mustafa Kemal bu işe kalkışmazdı.
Velhasıl sözün özü, senin de kendin söylediğin o güzel deyimindeki gibi Atatürk'ün işaret ettiği yola bakmak yerine Atatürk'ün parmağına bakmak ne kadar yanlışsa, Atatürk'ün yaptıklarını "insan olmanın şerefi"ne indirgemek de bana kalırsa bir o kadar yanlıştır.
Bunun doğru olmadığının en güzel kanıtı da ülkenin çok partili düzene geçtiğinden bu yana ülkenin başına gelen siyasi akımların bir çoğunun güce tapan, teslimiyetçi zihniyetler olmaları ve Cumhuriyet tarihinin büyük kısmında da iktidar olabilmeleri, kednilerine bir taban bulabilmeleridir.
Serdar A
13.04.2010, 07:47
Sevgili İlker ,
Kenarından değil , tam ortasından konuşmak gerekiyor . Uyarım yalnız size dönük değildi , yazdığım son mesajdaki ifadelerin ardından gelecek olası ithamlara yönelikti . Bu ülkede birşeyi olduğu gibi anlamaya çalışmak , olduğundan çok farklı algılanıyor .
Yazdıklarında anlamadığım bazı hususlar oldu .
Bu milletin şehadeti esarete tercih edeceğini kabul ediyor ama Atatürk olmasaydı ( x paşa yada y efendi ) kuzu kuzu işledikleri , ekmek yedikleri toprakların mülkiyetini bırakıp , sömürge bölgesi olmamıza kimse ses etmeyecekti diyorsunuz . Bunu mantıksal olarak birbirine bağlayabilmek mümkün değil .
Milletin büyüklüğünü sistemleştiren Mustafa Kemal değil , fransız devriminin kasası olan bazı aileler olduğunu biliyorum. O aileler ki ilerleyen yıllarda bununla dünyayı avucunun içine almıştır . O günden yana bu bilinç hiç bir coğrafyayı da büyütmedi . Ancak devlet bölmek ve pazar çalışmaları yapmak için bilinen en etkili politika olarak tarihte önemli bir yer almıştır .
Atanın kurgusu devlet ulusu . İfademiz , bu ülkenin ferdi olan herkes diye başlar . Bu yönüyle de tü kaka denen ama hakkında sadece cahilce atıp tutulan ümmet ( İslam'a inananlar ) anlayışının paralelinde bir mantık içerir . O dönem çok yoğun şekilde gündemde olan milliyetçilik akımları ve özellikle Balkan demografisinin yeni haritalar çizdirmesi , şüphesiz Türkiye'de de kayıtsız kalınacak bir gelişme olamazdı . Nitekim pek çok akımda olduğu gibi ( Türkiyenin elbette bir sosyalist akımlar tarihi de var , konusu olmadığı için değinmiyorum ) bunun da harici fikir kaynakları olduğu hatta mega ideanın ( pan ) Macaristan Hristiyanlarının Hun kökleri irdelemesiyle ortaya çıkan düşüncelerin köklerinden beslendiğini gördükçe hiç bir siyasi akımın bağlı bulunduğu coğrafyadan bağımsız-özgün açıklanamayacağına inancım artmaktadır .
Zaten Atanın geliştirmeye çalıştığı ideoloji bütünü , ne olursa olsun ülke ordusunun ve yönetiminin büyük bölümüne egemen İttihat ve Terakki'de etkin olan düşüncüleri görmezden gelemezdi . Halkın isteklerini görmezden gelme lüksüne sahipti ancak bu fırkanın lider kadrosuna yaklaşımda aynı şeyleri söylemek hayli güç .
Aslında yüce devleti yıkıp , yeni düzen koymak için bu günün isviçre-fransa topraklarını merkez üssü alan , o dönemin masonik faaliyetlerinde dünyanın en önemli bölgeleri arasında yer alan makedonya coğrafyasında en yoğun çalışmalarını yapmış , hatta burada 3. orduyu tamamen safına katmış bir örgüt olan İttihat ve Terakki'nin çalıştaylarında ortaya koydukları ve lider kadroların ortaya koyduğu fikirler incelendiğinde , Mustafa Kemal paşanın bir dünya görüşü oluşturmasına katkı sağladığı açıkça görülür .
Balkanlarda pek çok cemiyet ile ilişki sahibi olan İttihat ve Terakki'nin 2 meşrutiyet arasındaki faaliyetleri , aynı süreç içerisinde Osmanlı'nın Balkanları kaybetmesi , Ermeni cemiyetleri ile yapılan iş birlikleri ve ortak çalıştaylar , sonraki yıllarda halen başımıza iş açan ermeni olayları , Abdulhamit'in Filistin coğrafyası ile alakalı tutumu ve aynı süreçte örgüt üyelerin o bölgedeki faaliyetleri , inanılmaz boyutlarda devleti borçlandıran , takip eden yıllarda ülkeyi dünya harbine sokan ve daha Osmanlı'yı yıkıma uğratan onlarca olayda etkinliği görülmesi başka bir konu . Sonuçta o dönemin şartları içerisinde çok etkin ve insanların dünya görüşünü etkileyen bir siyasi akımdı .
Yeni bir insan tasviri ve yaşam modeli , ayrıca merkeziyetçi tutumu ( ahmet rıza ) , beynelminel(avrupa) toplum esaslarına uyum ve latin alfabesi ile eğitim ( i.t. kurucusu ve üstad ibrahim temo ) gibi pek çok inkılabın düşünce tohumları atamıza gökten zembille inmemiştir . İslam dininin esaslarının değişikliğine yönelik reformlarlarda yine çoğunlukla jön türklerin çeşitli uzantılarından çıkışlıdır . Hatta bazı konuşmalarında , bu günün "gerçek ılımlı islamcı" söylevlerine benzer ifadeleriyle dinin sabit(kurallarıyla belirlenmiş) konumunu eleştirdiğini biliyoruz . 30'lu yılların ilk çeyreği , ezanın hutbenin türkçe okunmasının zorunlu hale getirmesinden , büyük atamız Fatih Sultan Mehmet'in aksi olmaması için şerhettiği Ayasofya'nın kadir gecesinde ibadete kapatılmasına kadar pek çok tartışmalı kararı içerir . Ata , içinde bulunduğu toplum şartlarıyla büyüyen ve etkileşen bir kişiliktir . Herkesin olduğu gibi . Bunda garipsenecek bir durum yok . Benim garipsediğim , Atatürk'e Hz. Mehdi muamelesi yapılmasıdır .
Musta Kemal , bu toprakların bir ferdi olarak büyüdü , doğal olarak bazı fikirlerden etkilendi , bazılarından etkilenmedi . Örneğin Ziya Gökalp'ten faydalandı , prens Sabahattin'den etkilenmedi . Dünyayı gözlemledi , vicdanı ve mantığı çerçevesince ölçtü ve tarttı . Tüm bunlardan kendi dünya görüşünü ortaya çıkardı . Bunu neden ilahlaştıracak derecede kutsarız ? Mustafa Kemal kusursuz bir insan mıydı ? Mümkün değil , kusur insanın doğası . Dünya da bir tek insan gösterin ki tek bir kusurdan dahi noksan olsun .
...
Merkeziyetçi cumhuriyetçi rejimin korunup korunmaması , milli mücadelenin olup olamayacağına dair delil gösterilemez . Bir eski mesajımda iyice izah ettiğimi sanıyorum . Bir sonraki süreç , bir evelki adımın varlığını ya da yokluğunu etkileyemez, ancak varolup olmadığını açıklamada yer alır . Ancak bir önceki adım bir sonraki adımın varlığını ya da yokluğunu etkileyebilir , sonrasında gelişen süreçlere yön verebilir .
Bu teslimiyetçi ve "ver kurtul" cu kesim kimdi , merak ettim doğrusu . İdeolog , düşünür ve akım olarak ... Eğer bunları ortaya net koyabilirsek ve cumhuriyetin kurucu kadrolarını karşılaştırabilirsek daha sağlıklı hareket ederiz . Devleti var eden halkı ise ; bu halk Güneyde Kuzeyde ve Batıda çoktan direnişe başlamış ve esareti reddediyorsa , Atatürk'ün üstesinden geldiği kesimin bir iki paşa , bir kaç siyasetçiden fazlası olmadığı gerçeği ortaya çıkıyor .
Diğer anlayamadığım , sırttan vuran araplar meselesi ... Balkanlardan kopmamızın altında yatan stratejiler olduğu gibi , Hicaz , Filistin ve Güney Mezapotamya ( Osmanlı zamanındaki ismi söylense kıyamet kopar ) yani genel adıyla arap coğrafyasından kopmamızı sağlayan stratejilerin olmadığını düşünmek herhalde büyük saflık olurdu .
Pek çok arap milliyetçisinin sıkı sıkı savunduğu Osmanlı zulmü , işkencesi , ihaneti fikirlerini ortaya çıkaran kaynaklara uzanmak gerekir . Şahsen , bu meseleye girerken Arap halklarında Abdulhamit'e ve onu deviren İttihatçılara ,bunun yanında ittihatçıların uygulamalarına derinlemesine bakmak gerektiğini düşünüyorum . Cihat çağrısına uymuyan bazı arapları değerlendirirken , Cihat'ı yayınlatan fırkaya bakışı bilmek gerekiyor .
Türkiyede bu ihanetin , üzerine inşaa edildiği iki temeli var . Birincisi Şerif Hüseyin . Diğeri Emir Faysal . İkisi birbirinden hayli bağlantısız konular . Şerif Hüseyin hadisesinde Camal paşanın büyük bir taktik hatası vardı . On binlerce Osmanlı altının heba edilmesi bir yana dursun , İngilizlerin kullanabileceği büyük bir siyasi boşluğa mahal verdik .
Daha sonraki süreçte yaşanan Suriye hadisesi için , aslında şu an arşivlerde gizlilik şartı düşmüş oturumlara bakmak bile bazı sonuçlar doğuracaktır . Suriye halkının Hilafet devletini reddettiğine yönelik ne gibi bir kanıt var ?
Kaldı ki , esaret tehlikesindeki hilafet devletinin kurtuluş mücadelesinde , Hindistan'dan Mısır'a , Libya'dan Türkistan'a yer alan coğrafyada Türkiye'ye akan milyonlarca altının muhasebesini bilmeyen bir milletiz . Osmanlı'nın cephelerinde savaşan ve kayıplar veren Suriye ve Irak arapları tümenlerinin de esamesi okunmaz . (35 36 41 42 21 22 23 24 39 25 26 27 43 44 ) Libya'nın cihata ne şekilde katkı sağladığını , nerelere asker gönderdiğini , hatta ve hatta yıllar sonrasında hangi türklere orada önemli görevler verildiğini , eşine az rastlanır şekilde başbakanlığa devlet başkanlığına dahi layık görüldüğünü bilmemekteyiz . Öğrenmemekteyiz . Hal böyle olunca , söylemlerimizi ezberler üzerine oturtuyoruz .
Mesele Arap halkının ihanet edip etmemesi mi ? . O halde , bir kaç emirin ihaneti Arap halklarının tümüne mal edilebiliyorsa , T.B.M.M.'ye karşı yapılan İzmit ayaklanması , Anzavur(Balıkesir) ayaklanması , Düzce ayaklanması , Afyon-Kütahya(Çerkez Ethem) ayaklanmaları , Konya Ayaklanması , Isparta ayaklanması , Yozgat ayaklanması ve daha çoğunu hangi halka mal edeceğiz . Buralarda ihanet eden halk , ne halkıdır ?
Bana birisi Arap "halkının" ihanetini belgeleriyle açıklarsa , bende inanırım . Bana birisi bu sancağın bir şey ifade etmediğini anlatırsa , ona da inanırım .
http://imgur.com/JTCLf.jpg
http://img263.imagevenue.com/aAfkjfp01fo1i-23609/loc429/32394_0_122_429lo.jpg
Konu neden bu kadar sağa sola çekildi , onu da anlamadım . Söylediğim kısa ve net ; olayları ve insanları değerlendiriken şu mitoloji dilini bir kenara bırakalım . Tarihimizden edindiğimiz deneyimler ve önderlerimizden gördüğümüz ilkelerin geleceğimize yön vermesi gerekiyor . Bunun için her aksiyonu ve öznesini olduğu gibi kabul etmemiz ve ne olursa olsun sahip çıkmamız gerekir .
Sahip çıkmak diyorum , o kadar vakit-irtifa kaybetik ki ...
Atama duyduğum minneti ifade etmem için mutlaka onu kutsamam mı gerekir ? Ona , insan muamelesi yapmam sevgimden neyi alıp götürebilir ?
Sanırım fazla uzattım :) İşe de geç kaldım . Sevgilerimle ...
İlker ToSun
13.04.2010, 21:32
@ Farabi
bütün söylediklerinden çıkan ortak mesajı bundan önce yazdığım mesajda da söylediğim gibi doğru buluyor ve kabul ediyorum. yani ben de Mustafa Kemal'in parmağına bakmaktansa, parmağının işaret ettiği yola bakmayı tercih eden insanlardanım (hatta bu deyimi de oldukça beğendim, sağda solda mutlaka kullanırım :) ) ancak senden ayrıldığımız temel konu Mustafa Kemal'in yaptıklarını "insan olmanın şerefine" indirgeme konusu. Diğer bütün ayrı düşülen noktalarda bunun üzerine kurulmuş konular zaten.
benim yazımla ilgili anlam veremedini söylediğin kısımlarla ilgili açıklamamı da yapayım.
*evet bu toprağın insanın mayasında şahadeti esarete tercih edecek bir yapının varlığına inanıyorum ancak aynı topluluğun bir kısmı için kişisel özgürlüğünden çok daha önce gelen bir hissiyatları var o da dinleri. Ve bu halkın dini duyguylarını sömüren herkes onlara esareti "özgürlük" gibi , çağdaşlığı ve özgürlüğü ise "dinsizlik" gibi sundu ve halkın üzerine oynanan bu oyun o zamanda da amacına ulaşmaya muktedirdi bu zamanda da amacına neredeyse ulaşmış durumda. Bu yüzden o devirde Mustafa Kemal gibi bir irade onların gözünü açmasaydı, onların gözünü açmaya en azından onların gözünü bu denli açmaya (o devir için konuşuyorum zira gözler yine kapanmış vaziyette) kadir bir insanın çıkacağına dair inancım sıfırdır. ama dediğim gibi bunun kanıtı yok sadece kuvvetli bir inanç.
*Merkeziyetçi cumhuriyetçi rejimin korunup korunmaması , milli mücadelenin olup olamayacağına dair delil niteliği taşır kanımca. Çünkü bugün bu rejimin karşısında duranlar o gün o milli mücadelenin karşısındaydı. (örneğin Potemya köyünün bir ferdi olan başbakan) Neden bu Potemya örneğini verdiğime açıklık getirmeye yazdıklarınızdan anladığım bilgi birikimden dolayı gerek duymuyorum.
*Bu teslimiyetçi ve "ver kurtul" cu kesim siyasi islamın ülkemizdeki temsilcileri ve bunların yandaşlarıdır. Çünkü nedense dinlerini özgür bir şekilde yaşamalarının en büyük sağlayıcılarından biri olan Mustafa Kemal'i bu ülkenin bir kısmı hala daha dinlerini yaşamalarının önündeki engel olarak görüyor.
Sözün özü :
Bu topralar üzerine emperyal güçlerin insanlık tarihinin başından beri emelleri vardır ve bu topralar Türkiye Cumhuriyeti adı altında anılmaya başladığı andan itibaren de bu güçlerin bu topraklar üzerine olan iştahları kabardı. Ve bu emperyal güçler bu topraklarda yıkımı sağlamak üzerine kurdukları her oyuna oldukça fazla destekçi bulmuştur ve şu anda da bulmaya devam etmektedir.
Şu dönemlerde de, o milli mücadele yıllarında iç isyan çıkartanların torunlarının aktif rollerde olmaları da bir tesadüf değildir.
Evet Mustafa Kemal'den bahsederken hamaset yapmaya gerek yoktur çünkü Mustafa Kemal'in buna ihtiyacı yoktur. Onun yaptıkları, bu toprağın insanına verdikleri en usta edebiyatçının bile kelimelerde ifade edebileceği hamasetin çok daha ötesindedir. Eğer Mustafa Kemal'in yaptıkları "insan olmanın şerefi" ise, kusura bakmayın ama Mustafa Kemal bu işe kalkıştığında bu topraklarda çok şerefsiz vardı.
Bilgi paylaşımı ve fikir alışveriniz için teşekkür ederim.
Sevgilerle
:)
1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantası...ndan; “Atatürk’ün Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini...
Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde,danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler
vermezdim" dediğini,
6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına
Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini
veee..
7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk
resimlerinin kaldırılmasının istendiğini, biliyor muydunuz?
Çağatay Özmen
17.04.2010, 14:41
Atatürk'ün Fikir Sofrası belgeselinde anlatılan bir anıda şu olaylar geçiyor;
bir akşam yemeğinde bıldırcın hazırlanıyor fakat yemekler geldiğinde Atatürk bıldırcın yemek istemediğini söylüyor. sofrasındakilerden birisi bunun nedenini sorduğunda Atatürk bir anısını anlatıyor. buna göre paşaya gittiği bir yurt gezisinde bir kafes içinde birkaç bıldırcın hediye edilmiş. Atatürk odasındayken kafesin kapısını açmış ve bıldırcınlar paşaya sığınmışlar. bu anıyı anlattıktan sonra Atatürk soruyu soran kişiye dönüyor ve "bana sığınan hayvanı ben nasıl yerim" diye cevap veriyor.
Bu başlık neden tartışmalara sebebiyet veriyor hala anlamıyorum...
Mustafa Kemal Paşa'yı saygı ve sevgi ile ansak yeter bize bu başlıkta...
Gökhan KAN
18.04.2010, 00:14
7 8 yıl öncesine kadar Atamıza karşı nötrdüm. Çünkü hakkında pek bişeye sahip değildim. Pek bilgim yoktu.. Ama yaşımızı aldıkça hakkında okuduklarım ve duyduklarımdan sonra ona saygım sonsuz. Seviyorum seni Atam..
İlker ToSun
18.04.2010, 16:55
Cehalet ve hurafe olan ne idi ?
İlker , emperyal güçlerden kasıt nedir ? Düğüm sanki devletler üzeri bir yapının içinde , ne dersin ? Ayrıca , şerefsizler kimlerdi , o kısmı da pek anlamadım . Halkın kendisi şerefsiz miydi mesela ? Benim için önemli ölçüt halkın kendisidir , araplar , türkler ya da kürtler farketmez . Halkın iradesini duruma göre yok sayıp duruma denklem içine almamak bana göre çok samimi değil .
Çıkan iç isyanların sebepleri içinde 23'de kurulan cumhuriyet ile 24'de var olan cumhuriyet arasındaki farklarla bir ilişkisi olabilir mi ? Bu ülke muazzam bir değişim geçirdi . Gün geldi Ezanın aslı yasaklandı , gün geldi insanlar zorla şapka giydirildi . Olayları kendi dönemleri içerisinde değerlendirmek gerek . Oldukça dışa kapalı olan Anadolu kırsalında inkılapları uygulamaya koymak şüphesiz cumhuriyetimizin kurucu kadrolarınca pek kolay olmadı . Yani otoriteye her baş kaldırı , her tepki bir vatan hainliği midir ? Hadi günümüz örnekleriyle kıyaslayalım , 77 Mayıs'ında ölen 34 işçi , yahut yaşı büyültülerek asılan 17 yaşında bir çocuk vatan haini midir ?
Devletin varlık sebebi , halkıdır . Atamız Mustafa Kemal'in , ya da evvelki onlarcasının varlık sebebi de içinde yeşerdiği halkıdır . Bunu unutmamak gerekir .
Anlaşılan "Atatürk'ün işaret ettiği yola bakmaktansa onun parmağına bakmak"ten şikayetçi olmanın dışında pek de anlaşabileceğimiz bir konuda değiliz şu anda :)
*emperyal güçler : çoğu zaman batılı devletler
*"şerefsizler" : bugün var olan rejimin, o zamanlarda da milli mücadelenin karşısında duranlar (ister halkın bir kısmı, ister idarecilerin bir kısmı)
*iç isyanların sebebi : bu toprakların Türkler'e kalmasına razı olmayacak batılı devletlerle, ümmetten millete geçişle beraber bu toprakların insanına verilen en büyük afyon olan dinin tüccarlığını yapan islam tacirlerinin çıkarlarının örtüşmesi.
*77 mayısındaki işçilerin kıyımı ve 17 yaşındaki gencin idamı : iki olayın da azmettiricileri o günlerde milli mücadelemizde savaştığımız devletler. o günlerde nasıl içimizden insanları kullandılarsa bu iki olayda da tabancayı tutanlar içimizden olsa da şarjöre mermiyi koyan ve ona o aklı verenler yine o emperyal güçlerdi. dolayısıyla onlar vatan haini değil, vatansever oldukları için öldürüldü.
Dursun Kaplan
23.04.2010, 09:29
http://www.akademycafe.com/web/images/stories/flexicontent/ataturk2.jpg
Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir.
pazarkapılı
05.05.2010, 11:53
bu arada kemal atatürke saldırmaya korkan cekinen iki yüzlü demokrat takımının gazi pasanın silah arkadaslarına saldırmasını kınıyorum....
İskender66
06.05.2010, 19:22
Tarih elbette yalan söylemez gerçek tarih elbette yalan söylemez. Yalan söyleyenleri ayırt edebilmek bilinçli olmayı sağlıyor cahil olmamayı sağlıyor işte. Öncelikle sana direk sana soruyorum bu ülkeye sen ne vermişsin ? Ciddi soruyorum! Ne vermişsin bu ülkeye de bu ülkenin bağımsızlığı için Kurtuluş Savaşlarında cephelerde savaşan herhangi bir askere 'O' diye hitap edebiliyorsun. İnan sana hiç saygı duymuyorum yazıların çok basit çünkü, ve tamamen önyargılar ile kalıplar ile dolu.
Benim derdim bu ülke için g.tlükten başka bir iş yapmayanların ülkenin bağımsızlığı için yıllarını savaşarak geçiren asker veya askerlere cahilce saygısız olabilmeleri. Allah'a havale ediyorum hepsini.
Görünce yazmadan geçemedim. Yoksa alıntıladığım mesajında benim bu yazdığımında bu başlıkta olması gereksiz.
İnan bende sana karşı aynı duygular içerisindeyim :)
Atatürk'ün resmini paramızdan, resimlerini devlet dairelerinden indiren, darbelerin önünü açan, çok partili rejime geçince halk desteğini alamayıp asker desteğiyle başa gelen, ezanı Türkçeleştiren v.s kim? Daha yaptığı pek çok şey var. saymaya kalksak uzun sürer. İlk aklıma gelen bunlar.
Ayrıca inönü milli kahraman falan değildir. Tek milli kahramanımız vardır. O da MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'tür.
Oğuz ZEYTİN
30.05.2010, 16:29
"Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. Kurtuluş Savaşı'nda benim de milletime ettiğim birtakım hizmetler olmuştur zannederim. Fakat, bunlardan, hiçbirini kendime maletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem şudur:
Şahsınız için değil fakat mensup olduğumuz millet için elbirliği ile çalışalım. Çalışmaların en büyüğü budur."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
"Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Âli'de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara'ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı'na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum."
Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK
Oğuz ZEYTİN
31.05.2010, 02:32
"Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
NOT: Tarih derslerinde "Ruslaın Akdeniz'e inme hedefi" veya "Pan-Germenizm" ya da "Megalo İdea"yı öğretenler yukarıdaki gerçekleri bizlerden saklayıp "Yurtta sulh, cihanda sulh"u ön plana çıkardılar.
Sandık ve aldandık ki başkları da Ulu Lider gibi sağduyulu. Ama su uyudu, düşman uyumadı.
Dün dört bir yana yayılırken, bugün dört bir yandan sarıldık.
Atam Bilge Kağan demiş ya "Ey Türk, titre ve kendine dön"...
Kader KORELİ
21.06.2010, 16:37
"Her insanın penceresi kendine benzer. Atatürkçülerin penceresindeki mimaride devrimlerin çizgileri vardır. Atatürk devrimlerinin Türkiye’ye açtığı penecerede ne ahşap ev pencerelerindeki kafesler, ne saray pencerelerindeki ağır perdeler, ne konak pencerelerindeki pancurlar, ne tapınak pencerelerindeki vitraylar vardır...
Atatürk’ün Türkiye’ye açtığı pencereden ışık düpedüz girer... Aklın ışığı!"
Ilhan Selçuk
Uğurlar olsun Kemalizmin ışığı Ilhan Selçuk! Nur içinde yatasın.
"Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
zaten ingilizler şeyh sait ayaklanmasını çıkartmasaydılar musul-kerkükü alacaktı Atamız.ama doğuda rahat duramadı birileri...şimdi da doğuda rahat duramıyor birileri...ne kadar ironik!
Oğuz ZEYTİN
21.06.2010, 20:27
zaten ingilizler şeyh sait ayaklanmasını çıkartmasaydılar musul-kerkükü alacaktı Atamız.ama doğuda rahat duramadı birileri...şimdi da doğuda rahat duramıyor birileri...ne kadar ironik!
İşte bunları görebilecek siyasetçi, akademisyen, işçi, esnaf, köylü, sanatçı, öğrenci... toplum olmalı.
Ne yazık ki cumhuriyet tarihimiz boyunca biz bunu başaramadık.
Aynı damardan akan derenin kolları bile birbirine yabancılaştı zamanla...
Burada eğitim (öğretim demiyorum) eksikliğinden ve hatalı kültür politikalarını sorumlu tutuyorum.
Oğuz ZEYTİN
21.06.2010, 20:45
İşte bunları görebilecek siyasetçi, akademisyen, işçi, esnaf, köylü, sanatçı, öğrenci... toplum olmalı.
Ne yazık ki cumhuriyet tarihimiz boyunca biz bunu başaramadık.
Aynı damardan akan derenin kolları bile birbirine yabancılaştı zamanla...
Burada eğitim (öğretim demiyorum) eksikliğinden ve hatalı kültür politikalarını sorumlu tutuyorum.
Düzeltme:
" Burada eğitim (öğretim demiyorum) eksikliğini* ve hatalı kültür politikalarını sorumlu tutuyorum."
Oğuz ZEYTİN
21.07.2010, 21:11
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 27 Kasım 1978 tarihinde Paris'te toplanır.
1981'in tüm dünyada "ATATÜRK Yılı" olarak kutlanması kararlaştırır.
Bu kararın açıklamasında geçen bir cümle aynen şu şekildedir:
"... Özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı açılan savaşların İLK lideri olduğu inancıyla..."
Böylece TÜRK İhtilali'nin milletlerarası değeri tüm dünyaya ilan edilmiştir.
pazarkapılı
02.08.2010, 15:39
an itibariyle hiçbir demokrasi aşıgı siyasi partinin adını bile telefuz edemedigi anti emparyalizmle mücadelemizin önderi olan büyük insana sükranlarımızı sunuyoruz....
Ulusalcı takılıp postal yalamaktan Atatürk isminin adeta lekelenmeye çalışıldığı ülkemizde Atatürk ancak eylemlerle anılır düşüncesindeyim.''Bu adamlar neden Atatürk demiyor'' diye vahlanıp ipini koparanın Anıtkabir'e giderek ''şikayet'' farizasıyla işi yobazlaştıran rozetçi Atatürkçülere karşı yapılacak en iyi mücadele Atatürk'ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilme uğraşısıdır.
Oğuz ZEYTİN
05.08.2010, 22:08
İngiltere'nin TÜRK düşmanı başbakanı Lloyd GEORGE'ı istifa etmeye mecbur kılan TÜRK Milli Mücadelesi'nin lideri hakkındaki sözleri (1922'de İngiliz meclisinde muhalefet lideri Mc Donald'ın sorularına verdiği cevaplardan):
"Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahi çağımızda TÜRK milletine nasip oldu. Mustafa Kemal'in dehasına karşı elden ne gelirdi?"
- Sizin Gibisi Gelmedi Hala ...Nur İçinde Yat...
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 11:14
İngiltere'nin TÜRK düşmanı başbakanı Lloyd GEORGE'ı istifa etmeye mecbur kılan TÜRK Milli Mücadelesi'nin lideri hakkındaki sözleri (1922'de İngiliz meclisinde muhalefet lideri Mc Donald'ın sorularına verdiği cevaplardan):
"Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahi çağımızda TÜRK milletine nasip oldu. Mustafa Kemal'in dehasına karşı elden ne gelirdi?"
Bu yazımı pek iyi ifade edemediğimi düşünüyorum:
Dönemin İngiltere Başbakanı, Yunanistan'a destek vermişti. Anadolu'nun paylaşılacağı, boğazların da İngiltere'ye bırakılacağına dair kendi parlamentosunda szö vermişti. Bunun karşılığında Yunanistan'a hazine ve askeri yardımda bulunmuşlardı.
Ancak olmadı. Zafer TÜRK'ün olmuştu.
Haliyle muhalefet partisi başbakan Llyod George'a hesap sordu.
O da meclis kürsüsünde (1922) "Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahi çağımızda TÜRK milletine nasip oldu. Mustafa Kemal'in dehasına karşı elden ne gelirdi?" diye konuştuktan sonra istifa etti.
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 11:16
Eski Yugoslav Elçisi Branco Aczmoviç: " Atatürk dehası tarihte, TÜRK milletinin taşıdığı ruhun faziletine en yüksek örneklerden birinin teşkil edecektir."
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 11:18
Rumen Independence gazetesi:
" Atatürk; tarihte teşkilatçı bir dahi, TÜRK milletinin harikalar yaratan yöneticisi ve dağılan Osmanlı'nın kurtarıcısı olarak kalacaktır."
pazarkapılı
06.08.2010, 11:26
yüksek komutanlık kademesinin suanki çizgisini yeterli görmüyoruz....burda arkadaslar postal yalayan ulusalcılar diye tabir kullanmıs....suanki cizgiyi iyi tahlil edemedigini düsünüyorum....türkiyenin en zayıf kurumuna kim sahip cıkacak?....
anti-emperyalist durusunu yitiren kemalizmin son kalesi yıkılmak üzere....tarikatlara,demokrasi asıklarına maglup olmak üzere....kurtuluş yolu öneriyorum;merkez solun ya kendini düzenlemesi yada alternatif solun sendikaları ve işci haklarını ön plana cıkracak politikalar üretmesi....evrensel ideoloojik sistemlerde sömürünün gösterimi bir sonuctur...iyi anlatılabilirse tarikatlar yıkılabilir....
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 12:30
"Ulusalcılık" bugünkü kullanımıyla içi boş bir kavramdır!
Düne kadar "sosyalizm-komünizm-devrim" şarkıları söyleyip kızıl bayraklarla Stalin-Lenin-Marks hayranlığını saklamayanların SSCB'nin yıkılmasıyla karşılaştıkları gerçektir aslında "Ulusalcılık".
İşte bu solcu güruhun bir kısmı liberalleşirken diğer bir kısmı da ırkçı-kafatasçı dedikleri TÜRK milliyetçilerinin haklılığını gördüler. Ancak onların doğrularını kabul edebilmeyi dışa vuramadıklarından yeni bir kelime (kavram bile değil aslında) sundular: Ulusalcılık!
TDK sözlüğünü açıp bakın: Ulus=Millet, ulusal=milli, ulusalcılık=milliyetçilik!
Oğuz Kağan ile başlayan, Ergenekon'dan aşan, Ötüken'de var olan, Tanrı Dağı'na yükselen, Orhun'da abideler diken, Satuk Buğra'yla İslam'ı tanıyan, Anadolu kapılarına Selçuklu'yla gelen, İstanbul'u Osmanlı'yla TÜRK yapan, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ile 20. asırda ellerine vurulmak istenen kelepçeyi söküp atan TÜRK milletinin, çağlar aşan TÜRK milliyetçiliğinin/Türkçülüğün, uydurma bir kavrama indirgenmesi ne derece kabul edilebilir?
Son söz: “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk
NOT: Kelimelerin salt anlamlarından ziyade, ifade etmeye çalıştıkları felsefeyi derinlemesine tartışmayı tercih ederim. Bu sayfanın amacının Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü daha iyi tanıma-tanıtma olduğunu düşünüyorum.
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 12:36
"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK - 1922
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 12:38
"TÜRK çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Milletimiz, kuvvetli karakter, sarsılmaz sistem, ateşli milliyetçilik, iktisadi muvaffakiyetlerden doğup çoğalacak imkanlarla da kuvvetlendirilmelidir."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK - 1924
pazarkapılı
06.08.2010, 13:03
aslında gazi paşanın söylemleri ve icraatleri cok acıkken yalnızca işimize gelen kısmını alıyoruz....burada gazi pasanın düsünce sistematigi irdelenmiyor ki....kimi demokrasi için gaziyi kullanıyor kimi müzik için kimi laikligi egip büküyor kimi çagdaslıgı kendine göre yorumluyor....kimi de ilkelerini....
ulusalcılık bambaska bir akım olabilirdi....merkez solun destekledigi içine merkezden bircok ismin dahil olabildigi geniş bir taban olabilirdi....yalnız burada yıllardan beri süregelen milliyetcilik fikriyatıyla cok çakıstı....ilk baslarda farkını ortaya koyabilseydi solcu kesimin daha büyük destegini alabilirdi....yinede merkez sol ulusalcılıkta ısrar edip geliştirme yönlerini aramalı....merkez sol için biraz daha sola yakın duran ulusalcı anlayıs kısa vadeli belki orta vadeli tek cözüm yolu....yeni baskanın kongre konusması sola göz kırptı devamı da gelecek gibi....
burada merkez solu elestirim hiçbirzaman statükoculugu üzerine olmaz olamaz....partinin iç yapısı sorunun kendisi politikaları degil....milliyetcilik ve ulusalcılık kavramlarının farkı ortaya konulmalı....sol ideoloji ön plana cıkmazsa orta vadede ideolojisiz kısır politikalar görecez....
ayrıca,bi kac kelam da merkez sola fikri önderlik edecek olan zamanın hızlı solcuları günümüz sagcılarını da anlamak mümükün degil....sol ideolojinin en büyük tahribatcısıyla ortaklık yapmaları demokrasi kavramıyla acıklanamıyor yalnızca....ab,abd diger ulusal güclerle işbiriligi içindeki sermayecilerle isbirliği yapmak yasamlarına bence yaptıkları en büyük ihanettir....notlarımızda yeralıyor....
ulusalcılık=milliyetcilik demek sırf silivri için an itibariyle cok ama cok büyük haksızlık olur diye düsünüyorum.....
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 13:46
Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=ulusalc%FDl%FDk&ayn=tam
Sözcüklerin taşıdığı anlamlar aynı gibi görünse de; evet bugün adına Ulusalcılık denilen ancak ne olduğu belli olmayan siyasi düşünce akımı, asla ama asla TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ değildir!
Fransız Devrimi sonunda açığa çıkan çağdaş anlamda milliyetçilik kavramının Namık Kemal'in bağımsızlık ve vatan düşünceleriyle birleşmesi, Ziya Gökalp'in kültür milliyetçiliğiyle şekillenmiştir (Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "etimin babası Ali Rıza Bey, fikirlerimin babası Ziya Gökalp'tir" demiştir).
Özellikle Azaerbaycan'dan ve diğer Turan coğrafyasından esen Türkçülük rüzgarları da Anadolu'da karşılık buldu. Mehmed Emin, İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçura, Ağaoğlu Ahmed ve Zeki Velidi Togan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda fikirleri ve eylemleriyle katkıda bulunmuşlardır. İstanbul Üniversitesi'nde dersler vermişlerdir. Anadolu'yu gezip, milli devlet fikrini yaymışlardır.
Konu, hassas ve derin. Yazdıkça uzayacak.
Sonuç şu ki, bugünkü siyasi yelpazede ulusalcılık diye lanse edilen kavram asla MİLLİYETÇİLİK değildir, olamaz da. Fikri temelleri yoktur. #pazarkapılı# arkadaşımızın da ısrarlı vurguladığı gibi günümüz solunun çıkış yapmak için kullandığı bir aracıdır. Solun beslendiği kaynaklar da bellidir. Stalin-Lenin-Mao çizgisiyle millilik mi yapacaklardır, merak konusu? Ay-Yıldızlı bayrağa karşı, orak-çekiç mi taşıyacaklardır? ABD'ye hayır diyip, Rusya-Çin'e mi yakın olacaklardır?
İşte, TÜRK Milliyetçiliğinin/Türkçülüğün/Turancılığın farkı buradadır. Her türlü emperyalizme, kapitalizme karşı olduğu gibi bunların çeşitli varyasyonlarından olan sosyalizme de karşıdır. Solu-sağı yoktur tam ortadadır.
@ "postal yalayıcılık" ithamı hakkında...
Yukarıdaki ifade hiç hoş değildir. Kimsenin başkasını suçlamasına gerek yoktur. Demokrasinin geçerli olduğu ülkelerde darbenin iyisi-kötüsü olamaz. Siyasi kurumlar ve kişiler de darbeye çanak tutar gibi yönetimlerde bulunmamalıdır. Ancak "kendi ülkemin askerine destek vermek, benim askerim diyebilmek" de postal yalayıcılık şeklinde nitelendirilmemelidir. Yarın öbür gün, o kışlalara bizler de gireceğiz inşallah. O üniformaları bizler de giyecğiz. Vatan savunmasında bizler de görev alacağız. Vatandaşlık ödevimizi bizler de yerine getireceğiz...
Askerin hatalarının da açığa çıkması gerekir. Bunlar kin-nefret-rövanş gibi bilinçaltındaki düşmanca duygularla yapıldığında kimseye faydası olmayacağı gibi ucu millete dokunacaktır. Huzursuz, güvensiz, sağlıksız bir toplum haline gelinecektir.
pazarkapılı
06.08.2010, 14:16
simdi arkadasımızın dedigi gibi konu gercekten cok hassas ve derin bir konu....yazdıklarının sınırını iyi çzimek gerekiyor...her an her yere kayabilir nitelikte oldugu için oldukca dikkat etmeye özen gösteriyoruz....
milliyetcilik ve ulusalcılık ayrımının benim ve bigben arkadasımızın son iki yazısıyla anlatıldıgı kanaatindeyim....tek fark,o milliyetciligi üstün tutuyor(ben ulusalcılıgın evrim asamasında oldugunu düsünüyorum;suan tarafımca destek yok)....
burada ortada duran bir ideoloji diye tasvir etmiş milliyetciliği bu nokta yazıda katılmadıgım ana nokta....ne sagdır ne soldur ve bu sayede anti emperyalisttir tanımlamasını burada kendi sol düsüncemle acıklayamam....ama ideolojik olarak da sanırım acıklanması zordur....yalnız söyle diyebiliriz;kemalizm....bunu anlarım....ancak arkadasımızın kastettiginin bu oldugunu düsünmüyorum....sol ideoloji jargonu içinde ne sag ne sol demek emperyalizme hayır dememek oldugu için bu acıklama tarafımca kabul görmez....lakin;kemalizmi anlamak ve ideologlarınıın bile kısmen de olsa kabul ettikleri kemalist ideolojiyi savunmak solcuların reddetmemesi gereken fikirdir bence....
ulusalcıların savundukları kemalizmin yeniden yaratılması mı?onu ilerde görecez....belki yapabilirler....yalnızca bunu saglayacak gücleri oldukca yıpratılıyor ve sindiriliyor....kemalizm yukardan basladı öle gitmeli....belkide eksikligi bu halka tam acılamamak....statükocu ve askerci tanımlamaları uluslararası güclerin işine geliyor ve ideoloji yasatılamıyor....bu arada bizim ideolojimizi bizden calan ve amerika dergilerine 21.yy da bir kemalist;putin diye kapak olan rusya basbakanı modernize etttigi ve zaten varolan düsünce temelini yeni haliyle uygulayınca eski gücüne kavustu diyebiliriz....
ulusalcılıgın önündeki en büyük engel halka inenememek bunu da sol ideolojiyle harmanlanmasıyla gerceklestirebilir baska bir cözüm yoktur....
Oğuz ZEYTİN
06.08.2010, 22:34
Sayın pazarkapılı,
Amacım uzatmak değil; yanlış anlamayın. Sadece şunu belirteyim: "... tek fark o, milliyetçiliği üstün tutuyor..." demişssiniz.
Böyle bir amacım yok. Bahse konu iki kavramın naçizane açıklamasını yaptım dilim döndüğünce. Yoksa bir artı-eksi kıyasında değilim. İdeolojilerin, fazla-eksik gibi değerlendirilmesinden ziyade şahsa ve onun dünyasına hitap ederken sağladığı uyumun tartıldığına inanıyorum.
Ayrıca söylediğim gibi: Dilimizde ulusalcılık kavramı, milliyetçilikten farksızdır. Ancak siyasi yelpazedeki yeri ne yazık ki bugün o fikri sahiplenenler tarafından dahi belirlenememiştir.
Açıklamak istediğim bir diğer nokta daha var. "Sol" adı verilerek genişletilen ve giderek bir marka haline getirilen düşünce yapısının içinde liberal sol da var, sosyalist sol da ve belki milli sol da.
Sağın ne olduğunu ise şahsen bilmemekteyim. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde TÜRK milliyetçiliği fikrini savunan fikir ve siyaset insanları kendilerini hiçbir zaman sağcı olarak tanıtmamışlardır.
Milletin adı: Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk Halkına Türk Milleti, denir.
Devletin şekli: Türkiye Cumhuriyeti Devleti Üniter bir Devlettir.
Dil: Türkçedir (Resmi ve Eğitim dili)
Bayrağı : Kırmızı zemin üzerine AY YILDIZLI Türk bayrağıdır.
Marşı: İstiklal Marşıdır.
Başkenti: Ankara”dır.
Din ve Vicdan hürriyeti,siyasetin daima dışında olacaktır.
Ekonomisi, Karma ekonomidir.
Yukarıdaki temel kabullerle birlikte MERKEZ'de bulunur TÜRK milliyetçiliği. Bunu yönlerle açıklamak yetersiz kalır.
Umarım ilerleyen zamanlarda daha kapsamlı fikir alışverişinde bulunabiliriz. Şimdilik bu kadarını yeterli görüyorum. Sorularınız olursa özelden devam edebiliriz.
Bu seviyeli tartışmaya zaman ayırdığınız için teşekkürler ( Ulusalcılık kavramına atıf yapan arkadaşımız bir başkasıydı, kendisine dolaylı da olsa böyle bir tartışmaya zemin hazırladığı için teşekkür ederim).
İyi geceler...
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK: "Gençler, siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız.
Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir, Cumhuriyeti biz tesis ettik, onu i'la ve idame ettirecek sizsiniz."
(30 Ağustos 1924)
Oğuz ZEYTİN
11.08.2010, 21:55
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK: "TÜRK milleti daha dindar olmalıdır. Yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, öyle inanıyorum." (Şubat 1924)
"Bizim dinimiz akla en uygun ve en tabii bir dindir ve ancak bundan dolayı son din olmuştur.
Bizim dinimiz, milletimize aşağılık miskin ve hor görülmeyi tavsiye etmez. Aksine Allah da, Peygamberimiz de, insanların ve milletlerin yücelik ve şereflerinin muhafaza etmelerini emreder." (1923)
Oğuz ZEYTİN
28.08.2010, 08:56
Yaşayan en önemli tarihçilerimizden Yılmaz ÖZTUNA'nın bugünkü yazısında Gazi'yi diktatörlükle itham edenlere verdiği cevabı sizlerle paylaşmak istiyorum:
" Büyük Zafer’in 88. yılını kutluyoruz. 30 Ağustos 1922 Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nde Anadolu’yu kana bulayıp yakıp yıkan hayasız bir istilâ ordusunu imha etmiştik. (Türkiye Büyük Millet Meclisi Reîsi ve Başkumandan) resmî sıfatlarını, (müşîr=mareşal) askerî rütbesini ve (Gazi) şeref unvanını taşıyan 41 yaşındaki Mustafa Kemal Paşa, birkaç gün sonra İzmir’i, Bursa’yı, akabinde İstanbul’u, Edirne’yi geri aldı.
9 Eylülde İzmir’e giren Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kasım 1934-Kasım 1938 arasında son 4 yılında taşıdığı ve bugün kullandığımız son ismiyle Atatürk, 1000 yıl için millî kahramanımızdır. Üç ayrı alanda münakaşasız dehâ eseri gösterdi: Askerlik, dış politika ve iç reformlar.
1922 eylülünde, Atatürk’ün 16 yıl sürecek olan otoriter şahsî (tek adam) yönetimi başlar. İlk ve son söz onundur. İç âleminde Fransa ve daha fazla Anglo-Sakson demokrasisine hayrandır ama, bunu uygulamadı. Uyguladığı takdirde, Ziyâ Gökalp öğretisine göre gerçekleştirdiği radikal inkılâplarının münakaşaya açılacağından endişe etmiştir. Zaten bütün Avrupa’da bugünkü gibi demokrasi değil, otokrasi rüzgârları egemendir.
Tarih metodolojisinden habersiz kişiler, Atatürk’ü 2010 dünyası şartları ile kıyaslayıp, totaliter yönetimle, bazı icraatına da epey mübalağa katarak eleştiriyorlar. Zira 1918-1939 Avrupası‘nı bilmiyorlar.
DİKTA REJİMİ HAKİMDİ
Bu 21 yılda Avrupa, Dünya egemenliğinin zirvesini yaşadığı halde, otoriter ve totaliter Sağ ve Sol devletler kıt’ası hâlindedir. Devlet kurucu ve tarih oluşturan en muazzam 4 imparatorluk hanedanı düşmüştür: Rusya’da Romanovlar (1917), Avusturya-Macaristan’da Habsburglar (1918), Almanya’da Hohenzollernler (1918), Türkiye’de Osmanoğulları (1922, 1924). Hepsi cumhuriyet oldu.
Demokrasi, Kuzeydoğu Avrupa’ya sığınmıştı: İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, İsveç, Norveç, Danimarka, İsviçre. İşte o kadar. Diğer Avrupa devletleri dedikleri dedik -yat kalk diye- çaldıkları düdük otoriter, totaliter, diktatör şef, lider, başbuğların elinde, demokrasi ile ilgisi olmayan cumhuriyetlerdir:
Başta on milyonlarca kişi öldürten Rusya’da Lenin ve Stalin ile Almanya’da Hitler olmak üzere: İtalya’da Mussolini, Polonya’da Mareşal Pilsudski, Finlandiya’da Mareşal Mannerheim, Yunanistan’da Gen. Pangalos ve Gen. Kundylis, Bulgaristan’da Kral Boris, Arnavutluk’ta Kral Ahmed Zogo, Yugoslavya’da kral nâibi Prens Paul, Macaristan’da kral nâibi Amiral Horthy, Çekoslovakya’da Masarik ve Beneş, Avusturya’da Şuşnig, Romanya’da Mareşal Antonescu, Portekiz’de Prof. Salazar, İspanya’da birkaç diktatörden sonra komünist cumhuriyetçilerle milliyetçi monarşistler arasında 1 milyon kişinin öldüğü İç Savaş ve General Franco vs. vs...
ASLA KAN DÖKMEDİ...
İşte böyle bir Avrupa. Böyle bir Avrupa’da Atatürk’ü, o tipik ve karakteristik 20 Avrupa yılının şartları içinde mâkul olduğu derecede reformist, kan dökmeyen, üstelik dehâ sahibi bir lider kabûl etmek gerekir. Yukarıda anılan isimlerin muhtemelen en iyisidir. Yukarıda anılan Avrupalı diktatörler “alçak dağları ben yarattım!” pozisyonunda kişilerdir. Bütün o liderler arasında bugün de saygınlığını muhafaza eden tek kişinin Atatürk olduğunu vurgulamak isterim.
Atatürk’ün Fransız usulü laikliği abarttığı eleştirisine şu cevap verilebilir: Bazı alanlarda abarttığı doğrudur. Ancak bütün otoriter yöneticiler dinî kısıtlamalar getirirler (yukarıda sayılan ülkelerin hemen hepsinde böyle oldu). Din, Allah adına konuştuğu için, devlet otoritesinin çekingenliğini anlamak zor değildir. İkincisi, Osmanlı’nın, dini, devlet organları, dolayısıyle devlet otoritesi içine alan tek Müslüman devlet olmasıdır. Osmanlı’nın meşîhat müessesesi hiçbir Müslüman devlette yoktur.
Büyük Zafer’le Atatürk, Türk toplumunun tek cumhuriyetçisi oldu. Subayı kesinlikle politikadan çekti. O alanda Mareşal Çakmak’a, bürokraside 1937’ye kadar Org. İnönü’ye güvendi. Diğer bütün Millî Mücadele arkadaşlarını tasfiye ettiği, bazılarının idam talebiyle İstiklâl Mahkemesine verildiği görülür. Ancak Atatürk 57 yaşında ölmese, hiç değilse 1948’i görebilse idi, bugün Türkiye’nin manzarası çok daha olumlu gerçekleşirdi. Reformlarını olgunlaştırıp 45 dünyasına derhal uyum sağlayıp demokrasiye geçecekti. 1943 baharında Cihan Savaşı’na katılacağından eminim. Bugün Türkiye, rahat sınırlar içinde olacaktı. Fâtih 49 (1481) ve torunu Yavuz 50 (1520) yaşlarında ölmeyip 10’ar yıl daha yaşasa idiler, Rönesans’a derinlemesine girecek olan Türkiye, 1500’de İran’ı Sünnî’likten çıkarıp başka bir Türkmen devleti kurarak Şîî’leştiren Şâh İsmail’in, Türk’ü ortasından ikiye bölen bu eylemini de düzeltecekti.
KENDİMİZİ TOPARLAYAMADIK
1945’te günümüzün modern demokrasi dünyası ve tek komünist ülke Sovyetler iken insanlığın üçte birini ele geçiren bir komünist dünyası oluştu. Avrupa devleti olarak Türkiye, demokrasiye geçişte, faşizmin dik âlâsını yaşayan Almanya, İtalya, Japonya gibi cihan mağlûplarının birkaç yılda başardıkları hârikulâde geçişi başaramadı. Bugün de Avrupa standartlarında bir demokrasiye ulaşmış değiliz. Niçin böyle oldu? 2700 yıl içinde tarihte büyük işler başaran Türk, neden mahrum kaldı? Başka bir yazının konusudur.
1930’da tam 2 milyar nüfuslu bir dünyada yaşıyoruz ve Türkiye’nin nüfusu 15 milyondur. Bir sömürgeler dünyasıdır ve sadece 60 bağımsız devlet vardır. Bu rakamlar bile ne kadar başka bir âlemde yaşadığımızı gösteriyor.
Zafer Bayramı için ebedî Türk devletini kuran ve yaşatan milletimizi, muzaffer ordumuzu kutluyorum, Avrupa kriterlerini benimsemiş dünyanın en modern ve güçlü silâhlı kuvvetlerinden biri olmanın eşiğindedir. Zaferin başkomutanı Atatürk’ü saygı ve sevgiyle anıyoruz. 1918-1939 Avrupası’nın şartlarını unutmayarak Atatürk’ü tarihçilerin eleştiri ve değerlendirmelerine elbette açık tutacağız. Ama Atatürk üzerinden Türk düşmanlığı varsa, bunu kaldıramayız. Atatürk’ün her çağda millî kahraman kimliğiyle anılacağına, fakat tabu falan olmadığına eminim."
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/makaledetay.aspx?id=459591
Onun Isıgı Hic Bir Zaman Sönmeyecek
Oğuz ZEYTİN
16.09.2010, 23:25
Devletimiz tarihinde en çok olumlu görüş bildirilen meclis Birinci Büyük Millet Meclisi'dir.
Bu meclis bugünün DEMOKRASİ havarisi/sözcüsü/sevdalılarına örnek olmalı.
Çünkü, bu meclis M. Kemal'in bir teklifine "evet" derken, bir başkasına "hayır" diyebiliyordu. Yanlış yapan bakanları istifa ettirip, yerine daha iyisini seçtirebiliyor. Üyelerinin birçoğu halkın içinden esnaf-köylü-öğretmen-din adamı-çiftçi... Aydın-halk bütünleşmesi var, sonraki dönemlerdeki gibi ayrık değiller.
Çok yüksek milli onur, haysiyet ve şuurla dolu her bir üyesi.
Demokrasiyle yaşama iddiasındaki yönetimlerin idealini, 20. asrın başında sergilemiş bu millete "sahtesini" yutturma peşindekilerin Ulu Önder'i anlamasını beklemek belki hayal...
NOT: Birinci Meclis'in üyelerinin yaş-eğitim durumu-memleket-medeni durumları-mesleklerine göre dağılımlarına ilişkin detaylı bilgi için
"Yrd. Doç. Dr. Ali Güler tarafından yazılmış Atatürk'ü ve Cumhuriyeti Anlamak, TRUVA Yayınları"
Oğuz ZEYTİN
20.09.2010, 10:57
Sakarya Meydan Muhaberesi’nin kazanılmasından sonra, 19 Eylül 1921 tarihinde, TBMM’since Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK’e, “MAREŞAL” rütbesi ile “GAZİ” ünvanı verilmiştir.
Oğuz ZEYTİN
29.09.2010, 12:04
Bize Gazi'nin karga kovalamasını anlatanlar onun bilime, tarihe, dile, kültüre...vs. olan merakının üstüne pek gitmemişlerdi.
Okuduğu kitaplardan ise Anıtkabir'i ziyaret edemeyenler bihaberdir belki de...
İşte o kitaplardan bazıları:
Ahmet Vefik Paşa : Lehçe-i Osmani
Necip Asım : Türk Tarihi
Ziya Gökalp : Türk Medeniyeti Tarihi
Şemseddin Sami : Kamusu Alam (6 cilt)
H.Z. Ülken : Aristo Metafizik
Süheyl Ünver : İbn-i Sina
(Devamı... http://www.ataturk.net/ata/okudugu.html)
Oğuz ZEYTİN
30.09.2010, 19:55
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bizzat yazdığı GEOMETRİ kitabında yer alan terimler:
"Boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap,kesek, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, iç ters açı, dış tersaçı, taban, eğik, çekül, dikey, üçgen, dörtgen, beşgen, eşkenar, paralelkenar, yamuk, artı, eksi, çarpı, eş,t, toplam, oran, orantı, türev..."
Bunlar ve daha fazlasını türeten kişi: ATATÜRK!
*
NOT: TDK Yayınları'ndan çıkan bu Geometri kitabından Anıtkabir'i ziyaretimde fazlaca almıştım. Okumak-çalışmak isteyen ilk Trabzonsporlu arkadaşla paylaşmaktan şeref duyarım.
Oğuz ZEYTİN
10.10.2010, 11:26
Türk Kadını hakkında...
“Türk kadınını yanlış görüp yanlış anlatanlar, özellikle büyük şehirlerimizde, gelişmiş, medeni zannedilen yerlerde bazı Türk hanımlarının dış görünüşlerine bakarak aldanıyorlar. O kadınların dış görünüşlerini aleyhimizdeki kötü yorumlara uygun zemin olarak alıyorlar. Düşmanlarımıza, özellikle içimizdeki kötülere yalan sermayesi veren görüntülere en fazla İstanbul’da rastlanılıyor.
Onların aldanmalarına neden olan nokta, yabancılarla temas edebilecek konumda bulunan kadınlarımızın tavırlarının ve hareketlerinin milli işlerimizin ve hareketlerimizin simgesi olmayıp, Avrupa taklitçisi olarak görülmesidir. Gerçekten memleketimizin bazı yerlerinde, en fazla büyük şehirlerinde, giyim şeklimiz, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirlerdeki kadınlarımızın giyim ve örtünme biçiminde iki şekil oluşuyor; ya ifrat ya da tefrit görülüyor. Yani; ya ne olduğu bilinemeyen, çok kapalı, çok karanlık bir dış görünüm ya da Avrupa’nın çok serbest balolarında bile dış kıyafet olarak giyilemeyecek kadar açık bir giyim. Bunun her ikisi de şeriatın teklifi, dinin emri dışındadır. Bizim dinimiz kadını o aşırılıktan da, bu aşırılıktan da arındırır.
Dinimizin önerdiği örtünme hem hayata, hem erdeme uygundur. Giyim şeklimizi aşırılığa vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine göre gelenekleri, kendine has âdetleri, kendine göre milli özellikleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne de kendi milliyeti içinde kalabilir. Bunun sonucu şüphesiz ki zarardır.
Bizim için kadınlarımızın hayatında, kadınların giyim şeklinde yenilik
yapmak söz konusu değildir. Milletimize bu konuda yeni şeyleri bellettirmek zorunda değiliz. Kadınlarımız fert olarak her türlü şekilleri uygulayabilir, kendi zevkine, kendi arzusuna, kendi terbiye ve seviyesine göre istediği kıyafeti seçebilir. Bazı milletlerin zevk âlemlerini memleketimizde uygulamaya kalkmak doğal olarak hatadır. Kadınlarımız yalnız şıklıkta, incelikte Avrupa kadınlarını geçmeyi amaçlarlarsa varmak istediğimiz mutlu inkılaba ulaşmakta zorlanırız. İslam dinimizin tarif ettiği şekilden yararlanmak ve onu hayatımıza uygulamak amaca varmak için yeterlidir. Kadın meselesinde görünüşteki şekil ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele alanı, kadınlarımızı nur ile irfan ile gerçek faziletle süslemek ve donatmaktır...”
*
Sadece şu sözleri anlayabilme kapasitesine sahip yöneticilerimiz (Yalancı din istismarcıları ve sahte Atatürkçü sözüm ona laikçileri kastediyorum) olsa, bugünkü gereksiz tartışmalardan sıyrılabilirdik.
Çok şey istedim sanırım... O'nu anlamak? Evet, zor ;)
(Günümüz Bilgi Çağı, fakat örnek aldığımız Batı'nın Ortaçağ'daki Skolastik karanlığını bugün yaşıyoruz. Büyük Türk milletinin iki eli, kendisine bunları layık görenlerin yakasındadır. Hepsine yazıklar olsun.)
Oğuz ZEYTİN
14.10.2010, 11:18
Bir önsezi, bir talimat
" Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttekifimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını bugünden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir...
Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir , özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak . Dil bir köprüdür. İnanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (dış Türklerin) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz . Bizim onlara yaklaşmamız gerekli..."
( 29 Ekim 1933 )
NİÇİN ?
Bu halkın başında bir kahraman var,
Şan onundur ama millete yarar.
Haklıdır bu şandan korksa düşmanlar
Dostlardan da varmış tiksinen, niçin?
Arttıkça bu dahi Türk'ün şöhreti
Dağılan milletin arttı vahdeti
Sulhta da faydalı böyle kuvvetli
Yıpratmak daha harp bitmeden niçin?
Toplandı Lozan'da dostlar, düşmanlar
Lloyd George saçıyor yine bühtanlar
Lâzımken müttehit olmak bu anlar
Ayrılanlar varmış sürüden niçin?
Millet fedâidir kahramanına
Kim taş atabilir onun şanına?
Dil uzatma sakın Türk aslanına!
Anlatayım sana bilemezsen niçin...
O millî dehanın tam Kemâl'idir
Türk 'ün hem celâli , Hem cemalidir
Mefkûre görünmez, o timsalidir
Mefkûreye çattın, söyle sen niçin?
Uyanık bulun ey Türk gençleri!
İrtica sevemez bu hür rehberi
Susturun mantıkla, kin güdenlerin
Borcumuz savaşmak ebeden, niçin?...
ZİYA GÖKALP
Oğuz ZEYTİN
18.10.2010, 14:23
"Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna, bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Oğuz ZEYTİN
24.10.2010, 20:51
"Türkiye Cumhuriyeti, her manası ile büyük TÜRK milletinin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek ve ebediyen yaşayacaktır."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Ahmet Başkaya
24.10.2010, 21:05
Onu anlatmak kelimelere yetmez , cümlelere sığmaz .
Umarım biz gençlere hala o nur yüzünle bakıp gülümsüyorsundur .
Umarım biz gençlere hala güveniyorsundur.
Oğuz ZEYTİN
28.10.2010, 11:04
2 Ekim 1919, İrade-i Milliye Gazetesi, Sivas
“Türk köylüsü çalışkandır.
Türk genci zekidir.
Türk toprağı feyyazdır (bereketlidir). Türk Devleti dili diline, dini dinine uymayan milletleri hariçten tahrik ve teşvik edildikleri halde, müsavi (eşit) hak bahşederek asırlarca idare ve mahzarı adalet etmiştir.
Binaenaleyh, Türk Devleti mütedebbirdir (ileriyi gören).
Türk Milleti bugünkü hareketi ile ispati rüşt etmiştir.
Türkler sağdır, medenidir ve yaşayacak, yükselecek ve pek ziyade yükselecektir”.
*
Nutuk'tan değil bu satırlar. Tarihe dikkat çekerim: 1919! Yani ortada meclis de yok cumhuriyet de. Yukarıdaki içerik bile göstermektedir ki, Yeni Türk Devleti kararlı-bilinçli-milletine inanan ve gücünü ondan alan Gazi'nin zihninde böyle şekillenmişti.
Bölücü Kürtçüler, Doğu Anadolu'da masum Türk köylüsünü katleden soykırımcı Ermeniler, AB sevdalıları, ABD uşakları, Rus-Çin hayranları... Moda bunlar!
Milliyetçiliğe, Türklüğe saldırmaktan keyif alırlar; ırkçılıkla suçlarlar! Sonra Hepimiz Kürdüz, Ermeniyiz, Arabız, Lazız, Çerkeziz diye sokaklara dökülürler! Eşit haklardan, vatandaşlıktan bahsedip farklı dillerde eğitim hakkı talep ederler. Sonra da insan hakları, demokrasi ve özgürlük kılıflarıyla masum ayağına yatarlar!
Türk'ten, Türlükten, Türk kültüründen, Türk dilinden, Atatürk'ten bahsetmek; ılımlı filan değil "sade ve sadece müslümanım" demek suç!
Cümle aleme karşı, Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan-Kırgızistan-Türkmenistan-Özbekistan-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrakları şanla dalgalanıyor!
O bayrakların her birinde, yüce İslam'ın hilaline büyük TÜRK milleti gururla sahip çıkıyor!
Çekemeyen iç ve dış tüm düşmanlara titizlikle duyurulur: Çatlasanız da patlasanız da bu milleti, mezhep-köken olarak bölemeyeceksiniz. İki - üç tane sığ düşünceli siyasetçinin peşinden gitmeyecek sağ duyulu milyonlarca yürek çarpıyor bu coğrafyada.
Tüm bu koşullara rağmen, Cumhuriyetimiz bir kez daha kutlu olsun!
Oğuz ZEYTİN
10.11.2010, 10:50
"Ben bu mukaddes dâvaya inanmış bir insan sıfatiyle buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hattâ hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu âciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim."
Gazi M. Kemal Atatürk
Serdar A
10.11.2010, 14:23
"Bir milletin başarısı, mutlaka bütün milli güçlerin bir istikamette oluşmasıyla mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak, ayni esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim."
İlker Akçay
14.01.2011, 12:34
Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Annesi,hepimizin Annesi Zübeyde Hanım'ı Ölüm Yıldönümünde Rahmet,Sevgi ve Saygı ile Anıyoruz....
Mekanını Cennet,Ruhu Şad Olsun..
Oğuz ZEYTİN
14.01.2011, 12:49
Allah rahmet eylesin.
Açıkçası bilgim yoktu İlker, sağol.
* Anıt mezarı; İzmir'in Karşıyaka ilçesinde Alaybey mevkii Osman Bey Camisi bahçesindeymiş.
Travelair
20.01.2011, 22:26
Çok şey borçluyuz. Değerini bilmemiz lazım. Allah ondan razı olsun
İlker ToSun
20.01.2011, 23:05
İzindeyiz, mirasının bekçisiyiz
Emirhan Makul
20.01.2011, 23:06
İlker'e Teşekkür ediyorum Az önce Genel'de açtığı başlık için ;
Hem başlığın içeriği açısından hemde forumumuzda "Atatürk" başlığına ne gerek var diyen yığınla insan olduğunu gördüğümüz için.
Çok Enteresan Vallahi. Allah Şaşırtmasın.
Oğuz ZEYTİN
20.01.2011, 23:27
İnşallah bu sayfaya olan ilgi bir geceyle sınırlı kalmaz...
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK dönemi ekonomik durumumuzun özetini paylaşayım:
1924-1938 arasında sadece 1925 bütçesi açık vermiştir (Aşar Vergisi'nin kaldırılmasının etkisiyle). On bir dönem denk, üç dönem ise fazla vermiştir.
Bu on beş yılda enflasyonsuz ortalama %4-6 reel büyüme gerçekleşmiştir, ki 1929 Buhranı da bu döneme rastgelmiştir.
Sanayileşmede %9,6'lık artış olmuştur.
1919'daki 158 milyon banknot hacmi, 1938'e kadar sadece %20 artarak 194 milyona çıkmıştır. Bu da enflasyonu engellemiştir, parayı değerli kılmıştır.
Kaynak: Ekrem PAKDEMİRLİ (Yayının tam adını bulamadım notlarımda. Araştırıp daha sonra eklerim.)
İlker'e Teşekkür ediyorum Az önce Genel'de açtığı başlık için ;
Hem başlığın içeriği açısından hemde forumumuzda "Atatürk" başlığına ne gerek var diyen yığınla insan olduğunu gördüğümüz için.
Çok Enteresan Vallahi. Allah Şaşırtmasın.
Daha neleri var burda abi.
pReN@_61
20.01.2011, 23:37
http://i1101.hizliresim.com/2011/1/20/3391.jpg (http://urlal.com/dqqf)
Serdar Ersoy
20.01.2011, 23:48
Bir daha gel, gel samsun'dan. Sarı saçlım, mavi gözlüm...
http://img2.blogcu.com/images/i/l/h/ilhankoruyucu/ataturk.jpg
http://www.ressim.net/61/upload/9e230d4e.jpg (http://www.ressim.net)
İnşallah bu sayfaya olan ilgi bir geceyle sınırlı kalmaz...
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK dönemi ekonomik durumumuzun özetini paylaşayım:
1924-1938 arasında sadece 1925 bütçesi açık vermiştir (Aşar Vergisi'nin kaldırılmasının etkisiyle). On bir dönem denk, üç dönem ise fazla vermiştir.
Bu on beş yılda enflasyonsuz ortalama %4-6 reel büyüme gerçekleşmiştir, ki 1929 Buhranı da bu döneme rastgelmiştir.
Sanayileşmede %9,6'lık artış olmuştur.
1919'daki 158 milyon banknot hacmi, 1938'e kadar sadece %20 artarak 194 milyona çıkmıştır. Bu da enflasyonu engellemiştir, parayı değerli kılmıştır.
Kaynak: Ekrem PAKDEMİRLİ (Yayının tam adını bulamadım notlarımda. Araştırıp daha sonra eklerim.)
Türk milli bilincinden uzaklaşmış bir halkın milli değerlerine sürekli bir şekilde ilgili olmalarını beklemem, bekleyemem. Türk halkının en büyük milli değeri olan Türk'ün Ulu Hakanı Mustafa Kemal Atatürk konusunda bile sürekli olarak ilgi beklemiyorum. Bu durumun sonuçlarını yaşamaktayız. (Konuşmam genel değerlendirmemdir.) Hayalimdir, milli değerlerine sıkı sıkıya bağlanmış bilinçli bir halkın ferdi olmak.
http://www.ressim.net/61/upload/9e230d4e.jpg (http://www.ressim.net)
Paylaşımınız için teşekkür ediyorum. Bende olmayan, harika bir resim.
Bu metni okumak her zaman tüylerimi diken diken eder.
“Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis–i Âli’de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara’ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı’na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum” (1920–Birinci Büyük Millet Meclisi’nin gizli celsesinde, Gazi Mustafa Kemal).
Budur zafer! Zafer bir kere bile sesini duymadığı, bir kere bile yüzünü görmediği komutanının: " Ben sizlere ölmeyi emrediyorum! " komutu üzerine ölüme koşmaktır. " Ordular ! İlk hedefiniz Akdenizdir. " emriyle, komutanından önce İzmir'e girmektir.
" Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. " Mustafa Kemal Atatürk
Onur Şeref
21.01.2011, 00:45
Neredesin sarı saçlım mavi gözlüm...
ApoCaN28
21.01.2011, 01:26
"Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim, bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım." Mustafa Kemâl ATATÜRK
Kitapların ne derece önemli olduğunu çok güzel anlatmış .
"Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim, bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım." Mustafa Kemâl ATATÜRK
Kitapların ne derece önemli olduğunu çok güzel anlatmış .
Tam da bunu paylaşmak için girmiştim başlığa.
Erdem Koltuk
21.01.2011, 12:56
Bugün midem bulandı.Genelde açılan başlığa saçma sapan tepkiler verenleri görünce nefret ettim içinde bulunduğum zamandan.
Atam sen rahat uyu tek kişi bile kalsam ben mücadelemi ederim.
ApoCaN28
21.01.2011, 13:54
Tam da bunu paylaşmak için girmiştim başlığa.
Ben erken davranmışım =)
"Atatürk Seni Sevmek Milli İbadettir" der Celal Bayar...
Bu söz oldum olası çok hoşuma gitmiştir...
Mekanı cennet olsun Atamızın...
Barış Burak
21.01.2011, 18:11
Allahın özene bezene yarattığı ulu önderimiz.yaşadığı yüzyılın deha beynine sahip TEK kişisi.bunu sadece ben değil,o zamanki süper güç ingilterenin başbakanıda söylüyor.
Biz Atamızın değerini bilmiyoruz ama...Allah onu başka millete nasip etseydi,düşmanlarımıza nasip etseydi halimiz ne olurdu bilinmez.
Serdar Ersoy
25.01.2011, 12:04
Ömrüm boyunca borçlu olacağım büyük lider...
Hakkın ödenmez, mekanın cennet olsun...
OLCAY ÇAKIR
27.01.2011, 23:14
Atam içimden geldi.
Ne kadar da asilsin...
Oğuz ZEYTİN
28.01.2011, 10:32
"Bugünkü Türk milletinin siyasî ve toplumsal yapısı içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hâtta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır. Fakat mazinin baskıcı devirlerinin ürünü olan bu yanlış isimlendirmeler birkaç düşman âleti, mürteci beyinsizden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir durum meydana getirmemiştir. Çünkü, bu milletlerin bireyleri de tüm TÜRK toplumu gibi aynı müşterek maziye, tarihe, ahlâka, hukuka sahip bulunuyorlar."
Fazla söze gerek yok sanırım...
İlker Akçay
30.01.2011, 14:06
"Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.'' Mustafa Kemal ATATÜRK
''Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en
merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında
bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz!
Bilâkis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle
cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte
hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.'' Mustafa Kemal ATATÜRK
Bir de küçük bir anımı anlatmak istiyorum, Kahire’yi en arka sokaklarından başlayarak gezdiğimde yoksulluk ödümü koparttı ve tüm dünya tarihinde okuduklarım dışında bambaşka tarifsiz adı konmamış aklımızın ermediği bir yoksullukla karşılaştım..
Ve hatırıma hemen 1910’lu yıllardan kalmış çöp yığınlarıyla kapanmış koleralı acıklı çaresiz İstanbul’un fotoğrafları geldi, oysa burada tarih 2000’lerdi, arada nasıl bir fark vardı, şöyle, bu şehirde dedim Mustafa Kemal eksik..
Nihat Genç
Serdar A
04.02.2011, 03:01
Ortadaoğunun yaşadığı kabuk değişimi esnasında Gazi'nin şu sözlerini hatırlamak anlamlı olacaktır :
"Ben bugünkü (1937) Fransız idarecilerinin, Suriye ve Lübnan'a öyle kolay kolay, İstiklâl vereceklerinden emin değilim; zaten tatbikatı, birtakım yersiz bahânelerle üç sene sonraya tâ'lik etmeleri (ertelemeleri) buna delil telâkki edilebilir. Binaenaleyh , biz hareketimizi onlara da teşmil ederek, kısa yoldan gerek Suriye ve gerekse Lübnan'ın özledikleri gerçek istiklâllerini temin edebiliriz..."
İlker Akçay
05.02.2011, 16:57
''AL Bayraktan,GÖK Bayrağa Selam Olsun'' Mustafa Kemal ATATÜRK (Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nin kuruluşunu Türkiye Cumhuriyeti'ne müjdeleyen telgrafa cevaben gönderilen telgraf)
Gulca Katliamı'nın 14.Yılında ATATÜRK'ün Doğu Türkistan ve TÜRK Dünyası'na bakışını ne kadar biliyoruz ve ne kadar özümsüyoruz??
GULCA Şehitlerinin Ruhları Şad Olsun...
Serdar A
06.02.2011, 03:30
İlker , bir de Gazi'nin Suriye münasebeti var . Siyasi maksatlı anlaşılır diye yaz(a)mıyorum . Mustafa Kemal Atatürk'ün tek derdinin şimdiki Türkiye sınırları içi olmadığını inşallah yakın gelecekte anlarız .
İlker Akçay
08.02.2011, 15:05
Serdar Abi,kesinlikle haklısın bir an önce bunun farkına varmak lazım zira her geçen gün aleyhte..Ortadoğu'da ve Orta Asya'da değişim rüzgarları eserken Gazi'nin fikirleri doğrultusunda hareket etmek hem Türkiye hem de Ortadoğu ve Orta Asya için faydalıdır...Türk kültürü ile ilgili yaptırdığı kayıp kıta Mu,Orta Asya Türkleri ve Mayalar araştırmaları bile Atatürk'ün düşüncelerini anlamak için işarettir..
Barış Burak
09.02.2011, 01:20
İlker , bir de Gazi'nin Suriye münasebeti var . Siyasi maksatlı anlaşılır diye yaz(a)mıyorum . Mustafa Kemal Atatürk'ün tek derdinin şimdiki Türkiye sınırları içi olmadığını inşallah yakın gelecekte anlarız .
Abi özür dilerim ama,biz onu biraz zor anlarız.Onu anlayabilseydik şimdi ne bizim politikalarımızı bu kadar kıt olurdu,nede ortadoğuda insanlar bu kadar acı çekerdi.
Serdar A
09.02.2011, 09:46
Abi özür dilerim ama,biz onu biraz zor anlarız.Onu anlayabilseydik şimdi ne bizim politikalarımızı bu kadar kıt olurdu,nede ortadoğuda insanlar bu kadar acı çekerdi.
Ben o derece karamsar değilim . Yani , su elbet yatağını bulur .
Atatürk'ün ideolojisinin salt Türk milliyetçiliği üzerinden geliştiğini düşünmek benim aklıma yatmıyor , bu yönde düşünenlere saygı duyuyorum tabi . Yukarıda Suriye'nin ismi ile kısacık bir şey yazmaya çalışmamın anlamı şuydu ; düşlenen devlet , küllerinden doğan yeni bir yüce devletti .
Sadece Hatay'a ömrü yetti .
İlker Akçay
09.02.2011, 11:25
Serdar Abi,ATATÜRK'e öyle dar bir çerçeve çizip bize anlatmışlar ki daha bilmediğimiz ne çalışmaları,ne fikirleri vardı kim bilir...İnanılmaz bir deha...Savaşı,savaş sonrası Türkiye'yi ve Dünya düzenini özellikle Ortadoğu ve Orta Asya başta olmak üzere planlamış ve hayal etmiş..Maalesef ki ömrü sadece Hatay'a yetti..Yoksa bugün Musul,Kerkük hatta Adalar bile TÜRK toprağı olmuştu...
Oğuz ZEYTİN
10.02.2011, 10:49
İlker,
Misak-ı Milli'ye göre;
* Güney ve doğu sınırımız İskenderun Körfezi'nin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma İstasyonu arasındaki Cerablus Köprüsü'nün güneyinde Fırat Nehri'ne uzanan ve oradan Deyrizora (Suriye'nin kuzeydoğusunda bir şehir) inen, doğuya doğru ise Musul, Kerkük, Süleymaniye'yi içeren bir hat olduğu ve Türk, Kürt ve İslâm unsurlarının yaşadığı bu yerlerin vatanımızın bölünmez bir parçasını teşkil ettiği kaydedilmiştir.
* Kars, Ardahan ve Batum
* Boğazlar
* Batı Trakya
* Ege Adaları da vatan toprağı kabul edilmiş.
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün planlarını eğer coğrafi anlamda değerlendireceksek tablo yukarıda. İşte bu sınırlar, yalnız kuru topraktan ibaret değildir. İçinde RUH vardır. Ruhtan kasıt MİLLET'in var olmasıdır.
Millet nedirin cevabı ise "dini dinimden, dili dilimden"dir. Diğerlerine ise sonsuz hoşgörü vardır.
Kısacası Gazi'nin planı, şanlı geçmişine yakışır bir medeniyetin devamıdır.
İlker Akçay
10.02.2011, 11:43
Oğuz,
Şu an bile hayaliyle yaşıyoruz bu yerlerin ve daha fazlasının..Keşke Gazi'nin ömrü yetseydi de bu yerleri yaban elde bırakmak zorunda kalmayasaktık veya ondan sonra gelenler onun %1'i kadar onun fikirlerine ve cesaretine sahip olsaydı...
Öksüz o bölgeler bizsiz,biz de onlarsız...Dirilmenin,başımızı ayağa kaldırmanın zamanıdır çok geç olmadan...
Adem Erdoğan
21.02.2011, 09:53
http://www.isteataturk.com/
Serdar A
21.02.2011, 14:25
Yukarıda belirtilen , tam sınırları kesin olmamakla birlikte milli yemindir .
Türk yunan mübadelesi ve devamındaki süreçte orada kalan azınlığına sahip çıkmayan , yaşanan trajedilere sessiz kalan devletimiz aslında bir bakıma bu sınırlarını kağıt üzerinde değişikliğe uğratmıştır .
Bu güne geldiğimizde ise ; Musul Kerkük Süleymaniye hattındaki Türk nüfusun toplam nüfusa oranı son derece cılız kalmıştır . Daha önemlisi , geçmiş yıllarda önemli bir sınır ticaretine sahipken Türkmen nüfusunun herhangi bir imtiyazı yoktu . Kürt halkı ise 50 yıldan fazla zamandır bölgedeki hristiyan-yahudi emperyal gücün güdümündeki bir kaç aşiretin dayatımına bırakılmıştır . Özellikle Barzani ailesinin tescilli uşaklığı babadan oğula hep üst düzeyde olmuştur .
Batı Trakya ise Doğu Makedonya hattında ( Selanik-İskeçe ) kent nüfusunda Türkler önemli bir oran teşkil edememekte . Son dönemde kazanılan demokratik haklar ise kayda değer .
Geçmişte asıl büyük acılar Bulgaristan da yaşanmış olsa da bu gün ibrenin hızla tersine döndüğü ülke de yine burasıdır . Toplam nüfusun %15'ine ulaşan Türkler , bazı Balkan etnik unsurları ile neredeyse %20'lik bir temsil gücüne ulaşmış vaziyette . Hem Türkiyeden oraya yatırım yapmaya giden yatırımcılar hem de o bölgede yaşayan Türkler bu gün bazı sektörleri eline almış vaziyette . Bunların başında inşaat sektörü geliyor . Asıl çekinilen konu ise , mafyanın büyük oranda Türklerden oluşması , kumarhanelerin , otellerin büyük bölümü onların denetimi altında . Ayrıca bir çok illagal işin içindeler . Yakın gelecekte Türklerin iktadar koalisyonu içinde bakanlıklarla temsil edilmesi kaçınılmaz görünüyor .
Bugar devleti özellikle son dönemde büyüyen bu güce karşı dini ayrımcılığı kullanmış , Alevilere ayrı bir statü vermiş ve klaslandırmıştır . Ayrıca Bulgaristan'ın bilinen bir diğer özelliği , PKK yandaşı binlerce öğrenciye üniversite imkanı sağlamış olmasıdır .
Kars antlaşması ile bağımsızlık verdiğimiz Acaristan da bu gün Türk Müslüman etkninin son derece sıfırlandığı bir bölgedir . 91'de yeniden şekillenen Güney Kafkasya da Gürcü devletine katılan Acar özerk bölgesi , kademe kademe tüm özerklik haklarından mahrum bırakılmıştır . Bu baskıdan elbette müslümanlarda payını almıştır . En büyük asimilasyonu da hem dönemin lideri Abaşidze hem de merkezi yönetimin hedefinde kalan müslümanlar yaşamıştır . Ezanlar yasaklanmış , devlet okullarında sistemli devlet propagandası yapılmıştır . Geçmişte önemli bir liman sahası olan Batum , bu sebeple sosyal ve ekonomik olarak müslümanların geri itildiği ve haklarının gaspa uğratıldığı bir şehir oldu .
Günümüzdeki resmi sayımlarda , etnik olarak bir Türk varlığı olmamakla birlikte müslüman nüfusta tamamına yakını kırsalda üstelik çok ciddi bir gerileme içindedir ve bir siyasi güç olabilmekten uzaktır .
...
Maalesef milli yemine karşı net bir yaklaşım devlet nezdinde hiç olmadı . Kıyıma uğratılan Kıbrıs halkına karşı iki defa seferberlik ettik , o karara imzasını atanların her birine bedel ödettirildi . Dönemsel şartlar içinde bölge bölge zorluklardan söz edilebilir , doğrudur da . Ancak hiç bir plan revizyonu da yapılmadı . Sloganist bir yaklaşımla ve hiç bir demografik gelişmeyi takip etmeden hep söyledik durduk ; misak-ı milli diye.
Günümüzde bu kavram çok açık biçimde yeniden tahlile ve programlamaya ihtiyaç duymaktadır . Çok fantastik siyasi düşüncelere kapılan arkadaşlarında ayrıca unutmaması gereken artık bölgesel savaşlarla sınır değiştirmenin mümkün olmadığı. Artık başka bir dünyadayız . Eğer bu yeni dünyayı iyi anlayabilirsek devlet olarak bunu iyi tahlil edebilirsek , belki gelecekte aynı sınırlar içinde olmasa dahi mutlaka bu coğrafyada büyük bir güç yükselecektir .
Belki de Atatürk'ün hayali tam olarak buydu .
Söylecek çok şey var ancak yalnış anlaşılmaktan da imtina ediyorum ; son sözüm , bu yemine sadık arkadaşlarımın Atatürk'ün söylemlerini TİKA'da aramaları , olaya bir de bu perspektiften bakmalarını isterim .
Oğuz ZEYTİN
28.02.2011, 14:44
Ne güzel söylemiş Ali Şir Nevai: "...Cihanda Türk Edebiyatı bayrağını dalgalandırmak suretiyle Türkleri tek millet haline soktum! Hiç ordum olmadığı halde, Çin sınırına ve Tebriz'e kadar bütün Türk illerini, sadece divanımı göndermek suretiyle fethettim..."
Anlatmak istediğimiz "ruh" budur: kültür (dil, din ... vs.)!
Siyaset bunun neresinde?
İşte, Gazi M. Kemal Atatürk de milli kültürün takipçisiydi. Ülkeler arası sınırlardan önce gönüller arası sınırları aşmak gerekir.
Arkadaşlar dün televizyonda gördüm atatürk'le ilgili kitaplar veriliyormuş.Bir gazeteden kupon toplanarak.Hangi gazete olduğunu bilen var mı unuttum gazete adını ama dün televizyonda gördüm eminim.Gazete bayisinde göz attım gazetelere ama göremedim.Bilen lütfen söyleyebilir hangi gazete olduğunu?
Arkadaşlar dün televizyonda gördüm atatürk'le ilgili kitaplar veriliyormuş.Bir gazeteden kupon toplanarak.Hangi gazete olduğunu bilen var mı unuttum gazete adını ama dün televizyonda gördüm eminim.Gazete bayisinde göz attım gazetelere ama göremedim.Bilen lütfen söyleyebilir hangi gazete olduğunu?
Lütfen bilen söylesin de kampanya zamanı bitmeden başlıyim biriktermeye.(keşke bir yere not alsaydım gazete adını ah kafam ah)
Oğuz ZEYTİN
03.03.2011, 16:57
Lütfen bilen söylesin de kampanya zamanı bitmeden başlıyim biriktermeye.(keşke bir yere not alsaydım gazete adını ah kafam ah)
Hürriyet. S. Süreyya AYDEMİR'in "Tek Adam" ve "İkinci Adam" serilerini kastediyorsan, Hürriyet gazetesi veriyor.
Hürriyet. S. Süreyya AYDEMİR'in "Tek Adam" ve "İkinci Adam" serilerini kastediyorsan, Hürriyet gazetesi veriyor.
Yok abi dün tv'de gördüm sanırım 7 kitap diyordu.Sarı Mustafam da dahildi bunların içine.Teşekkür ederim yine de.Arkadaşlar bilen var mı?
Oğuz ZEYTİN
03.03.2011, 23:28
Üzgünüm, bahsettiğin kampanyayı bilemiyorum.
Oğuz ZEYTİN
18.03.2011, 14:25
İstanbul'da verilen davette bir çift göz saygısızca Gazi'ye yönelmişti. Bu küstah adam dik dik Atatürk'e bakıyordu. Mustafa Kemal, farkına varınca yaverine gidip adamla konuşmasını ve derdini öğrenmesini söyler. Yaver, adamla konuşup Atatürk'ün yanına gelir.
"Paşam; kendisine size karşı neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi."
Atatürk'ün cevabı:
"Git sor bakalım, babasının Çanakkale'de ne işi varmış?"
*
Bayraktaroğlu
21.03.2011, 14:08
İngiliz lordu Atatürk'ün daveti üzerine İstanbul'a gelir. İngiliz lordu şerefine verilen yemekte servis yapan Türk elindeki tepsiyi devirir. Herkes büyük bir şaşkınlık içinde kalmıştır ve Atatürk'ün ne tepki vereceği beklenirken, Atatürk ingiliz lorduna dönerek:
"Halkım herşeyi beceriyor da bir tek uşaklığı beceremiyor
tsburak08
21.03.2011, 14:51
Bende ufak bır anımı anlatmak ısterım..Otobüsle Kadıköy'den Üsküdar'a gıdıyordum yanıma Iran'lı bırısı oturdu bır soru sordu ıngılızce cevap verdım sonrasında Türkçe konuştu ben dedım kı Türkıye'yı beğendınız mı dıye sordum evet çok güzel özgür bır ülke dedı ve evet öyledır dedım..Sen nerelısın dıye sordum Iran dedı Iran'da çok güzel ülke güzel yerlerı var ama başındakıler bütün pıslıklerı adılıklerı yapıyorlar sonra dın ıçın yaptık dıyorlar dedı..Ve burası dedı kı Iran'da ham bır şey vardı ama bır tek Atatürk yoktu dedı ..ve tabı kı büyük bır gurur duydum ınsanın hoşuna gıdıyor..
Bayraktaroğlu
05.04.2011, 13:35
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!
Bayraktaroğlu
05.04.2011, 13:40
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
''Beş sene evvel ilk defa Samsun'a ayak bastığım zaman bana kuvvet-i kalp veren vatandaşlarımın ilk safında kahraman Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım.Sakarya melhamei kübrasına üçüncü fırka ile yetişen Trabzon evlatlarının meydanı muharebede gösterdikleri fedakarlığın kıymetli hatırası daima dimağımda menkuş kalacaktır.''
Mustafa Kemal Atatürk
16.09.1924 Trabzon
"Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim."
Mustafa Kemal Atatürk
(2 Aralık 1930)
"Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim."
Mustafa Kemal Atatürk
(2 Aralık 1930)
:alkış::alkış::alkış:
.... Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere,memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve
dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler...
M.Kemal ATATÜRK
İleri görüşlülük...
Yurdumuzda garip bırakıldık ATAM!
''Beş sene evvel ilk defa Samsun'a ayak bastığım zaman bana kuvvet-i kalp veren vatandaşlarımın ilk safında kahraman Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım.Sakarya melhamei kübrasına üçüncü fırka ile yetişen Trabzon evlatlarının meydanı muharebede gösterdikleri fedakarlığın kıymetli hatırası daima dimağımda menkuş kalacaktır.''
Mustafa Kemal Atatürk
16.09.1924 Trabzon
Atamıza bizim büyük dedelerimizin kahramanlıklarını övdüğü için sonsuz teşekkürler.Atamızı burdan tekrar rahmetle anıyorum.Atam bize böyle bir memleketi Türkiye Cumhuriyeti'ni emanet ettiğin için çok teşekkür ederiz seninle ne kadar gurur duysak ne kadar övünsek o derece azdır.
Çağdaş DENİZ
24.05.2011, 12:42
yazıları okurken tüylerim diken diken oldu ya...
e..d..a..
24.05.2011, 19:50
" Yüksek Türk senin için yükseliğin hududu yoktur. İşte parola budur!"
izindeyiz Ata'm.... senin ve senin gibi gerçek vatanseverlerin.. sonsuz teşekkürler sana ve silah arkadaşlarına sonsuz teşekkürler ki bu güzel topraklar bizim sonsuz teşekkürler ki bu şanlı tarih bizim...
" Yüksek Türk senin için yükseliğin hududu yoktur. İşte parola budur!"
izindeyiz Ata'm.... senin ve senin gibi gerçek vatanseverlerin.. sonsuz teşekkürler sana ve silah arkadaşlarına sonsuz teşekkürler ki bu güzel topraklar bizim sonsuz teşekkürler ki bu şanlı tarih bizim...
İzindeyiz diyince siz İzindesiniz biz çalışıyoruz diyen gerizekalılar varya ;
Atam iyi ki canlı şahit olmadın böyle lavuklara...
Bayraktaroğlu
31.05.2011, 13:22
Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Bayraktaroğlu
31.05.2011, 13:23
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Kader KORELİ
25.06.2011, 18:28
Mühim olan kendini Atatürkçü görmek, kemalist saymak değil; Atatürk'ü anlamak, Atatürk gibi düşünmek ve davranmak.
Bayraktaroğlu
30.06.2011, 11:25
Yurtta sulh, cihanda sulh.
Bayraktaroğlu
30.06.2011, 11:26
Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
Oğuz ZEYTİN
10.07.2011, 20:50
(Günün anlamına uygun olacaktır)
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK: "Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben; sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlâklısını severim."
Sefa Murat Dokuz
27.10.2011, 01:24
"O zaman ilkokulun ihtiyari sınıfındaydım. Bir sabah okula geldiğim zaman çocukların bahçede toplanmış olduğunu gördüm. Din dersleri muallimi Hafız Halil Efendi''nin konuşacağını söylediler[/URL]. Halk da okulun bahçesinde toplanmıştı. Az sonra Hafız Halil Efendi kürsüye çıktı. Titrek fakat heyecanlı bir sesle:
''- Din kardeşlerim, sizi Şeyh Sunusî Hazretlerinin bir tebşiri için (http://forum.donanimhaber.com/m_6390486/tm.htm#) buraya topladım'' dedi ve şu vakayı anlattı:
''- Şeyh Sunusî Hazretleri bir gece Peygamberimizi rüyasında görmüş ve koşup elini öpmek istemiş. Peygamber kendisi[URL="http://forum.donanimhaber.com/m_6390486/tm.htm#"]ne sol elini uzatmış, buna şaşıran ve mahzun olan Şeyh, Peygambere hitaben:
- Ya Resulâllah niçin sağ elinizi vermediniz? Diye sual edince şu cevabı almış:
"Sağ elimi Ankara''da Mustafa Kemal''e uzattım."
Bu rüyayı anlatan Hafız Halil Efendi''nin elleri, çenesi ve dili titriyordu. Gözleri dolu doluydu; hitabesi kalabalığı etkilemişti. Birden gür ve imânlı bir sesle:
-Ey ahali, Mustafa Kemal muzaffer olacak, Peygamber Efendimizin sağ eli onun elindedir. Buna iman edin!.. diye haykırdı ve kürsüden indi.
Sonradan öğrendiğime göre, Merhum Hafız Halil Efendi bu rüyayı camide va''zetmiş ve onu imanlı tefsirlerle tamamlamıştır."
"Avni Altıner, Her Yönüyle Atatürk, s. 153-155"
Sefa Murat Dokuz
28.10.2011, 17:12
29 Ekim 1937, Doktorların katılmaması ısrarına rağmen törenlere katılan Mustafa Kemal Atatürk Fransa Büyükelçisine "...Ben toprak büyütme dileklisi değilim: barış bozma alışkanlığım yoktur; ancak antlaşmaya dayanan hakkımızın isteyicisiyim. Onu almasam edemem. Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden milletime söz verdim: Hatay'ı alacağım! Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getiremezsem onun huzuruna çıkamam, yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilemem; yenilirsem bir dakika yaşayamam!"
29 Ekim 1938 , Törenlere katılamayacak durumda olan Gazi, Ölmününden 12 gün önce hasta yatağından Türk ordusuna mesajı;
"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu!
Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyet'in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.
Bugün, Cumhuriyet'in 15. yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda kahraman ordu, sana kalbî şükranlarımı beyan ve ifade ederken, büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum.
Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve âmade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabikalar ve silahlarla bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragat-i nefs ve istihkâr-ı hayatla her türlü vazifeyi ifaya müheyya olduğunuza eminim. Bu kanaatle kara, deniz, hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi bütün ulusun muvacehesinde beyan ederim.
Cumhuriyet Bayramı'nın 15. yıldönümü hakkınızda kutlu olsun..."
CUMHURİYET BAYRAMI'NIN 88. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN
http://img408.imageshack.us/img408/6291/ataturkanitkabirveturkb.jpg (http://imageshack.us/photo/my-images/408/ataturkanitkabirveturkb.jpg/)
HAKAN KADİR
09.11.2011, 22:25
Bütün varlığını mensubu olmakla gurur duyduğu yüce Türk milletine adamış olan, Türk milletinin önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, dâhi asker ve büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, ebediyete intikalinin 73’üncü yıl dönümünde saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz.
http://http://www.yukleresim.com/di-AQKN.jpghttp://http//www.yukleresim.com/di-ASBS.jpg
http://http://www.yukleresim.com/dm-AQKN.jpg
Sefa Murat Dokuz
10.11.2011, 12:11
Kasımda hüzün başka, Hele 10 Kasımda...
Çocukluğumdan beri 10 Kasım'ları sevemedim..
Bağışla Atam...
Erdem Koltuk
06.01.2012, 17:01
Keşke kalkabilsen yattığın yerden....
vBulletin v4.2.5, Copyright ©2000-, Jelsoft Enterprises Ltd.