PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Usta'nın ölüm yıldönümü..



omer61
30.05.2007, 19:27
3 Haziran 1963.. Büyük üstad aramızdan ayrıldı.. Ama biz onu anmaya onun şiirlerini yaşatmaya devam ediyoruz devam edeceğiz..

Karıma Mektup / Nazım Hikmet Ran

Bir tanem!
Son mektubunda:
"Başım sızlıyor
yüreğim sersem!"
diyorsun.
"Seni asarlarsa
seni kaybedersem,"
diyorsun,
"yaşayamam!"

Yaşarsın, karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;
yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı,
en fazla bir yol sürer
yirminci asırlılarda
ölüm acısı.
Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
Fakat
emin ol ki, sevgili,
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
Nazım’a!

Ben,
alacakaranlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
Karım benim!
İyi yürekli,
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim;
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dava ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.
Haydi bunlara boş ver.
Bunlar uzak bir ihtimal!
Paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı.
Ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı.




Bir kaç tane de link veriyorum arkadaşlar. Fazıl SAY'ın müthiş Nazım'ı anma konserinden görüntüler mutlaka izlenmeli..

http://www.youtube.com/watch?v=aiAWmexF8ZA

http://www.youtube.com/watch?v=MmD-QpyYdhk&mode=related&search=


http://www.youtube.com/watch?v=b9RXhAyDWc4&mode=related&search=


http://www.youtube.com/watch?v=yc7SFXjig6s&mode=related&search=



NOT: LÜTFEN BU BAŞLIĞA NAZIM HİKMET ALEHİNDE ŞEYLER YAZMAYALIM. 3GÜN BOYUNCA GÜZEL BİR ŞEKİLDE ANALIM USTAYI. TARTIŞMA ORTAMI ÇIKIP YÖNETİCİ ARKADAŞLAR KONUYU KAPATMAK ZORUNDA KALMASIN. 3HAZİRAN GECESİNE KADAR BU KONUNUN AÇIK DURMASINI RİCA EDİYORUM. NAZIM'IN ŞİİRLERİYLE SÜSLEYELİM BU BAŞLIĞI..

Misina
30.05.2007, 19:41
Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür Ve Bir Orman Gibi Kardeşçesine

Kaya
30.05.2007, 19:51
İkili tartışmalar içeren tüm iletiler silinecektir. Yorumdan uzak; sadece şiirlerini paylaşırsanız sevinirim.

Misina
30.05.2007, 19:55
Hoş Gendün Kadınım

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.


***********************

VASİYET
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
Ölürsem kurtuluştan önce yani,
Alıp götürün
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.

Hasan Beyin vurdurduğu
Irgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.

Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu
tarlalar ortamalı, kanallarda su
ne kuraklık, ne candarma korkusu

Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.

Ama bu türküleri söylemiştim ben
daha onlar düzülmeden
duymuştum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden

Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani....

Özkan
30.05.2007, 20:42
başlığın konseptine uygun olarak iki manzûmesini sizinle paylaşacağım:

ORKESTRA


"Bana bak!
Hey!
Avanak!
Elinden o zırıltıyı bıraksana!
Sana,
üç telinde üç sıska bülbül öten
üç telli saz
yaramaz!
Bana bak!
Hey!
Avanak!
Üç telinde üç sıska bülbül öten
üç telli saz
dağlarla dalgalarla kütleleri
ileri
atlatamaz!
Üç telli saz
yatağını değiştirmek isteyen
nehirlerden:-
köylerden, şehirlerden
aldığı hızla,
milyonlarla ağzı
bir tek
ağızla
güldüremez!
Ağlatamaz!
hey!
hey!
üç telli sazın
üç telinde öten üç sıska bülbül öldü acından.
Onu attım
köşeye!
hey!
hey!
üç telli sazın
ağacından
deli tiryakilere
içi afyon lüleli
bir çubuk
yaptılar! Hey!
Hey!
Dağlarla dalgalarla, dağ gibi dalgalarla dalga gibi
dağ-lar-la
başladı orkestram!
Hey!
Hey!
Ağır sesli çekiçler
sağır
örslerin kulağına
Hay-kır-dı!.
Sabanlar güleşiyor tarlalarla,
tarlalarla!
Coştu çalgıcı başı,
esiyor orkestram
dağlarla dalgalarla, dağ gibi dalgalarla, dalga gibi
dağ-lar-la. "

MAKİNALAŞMAK


"trrrum,
trrrum,
trrrum!
trak tiki tak!
Makinalaşmak
istiyorum!
Beynimden etimden iskeletimden
geliyor bu!
Her dinamoyu
altıma almak için
çıldırıyorum!
Tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor
oto-direnzler lokomotifleri!
trrrum,
trrrum,
trrrum!
trak tiki tak
Makinalaşmak
istiyorum!
Mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!

trrrrum!
trrrum!
trrrrum!
trak tiki tak
Makinalaşmak
istiyorum. "



Gerçekte Nâzım Hikmetof Mayakovski'nin çok kötü bir taklitçisidir ama ülkemizde büyük bir şâîr olduğuna inanılır. Bence, bu kampanya reklâmcıların, halkla ilişkiler uzmanlarının ve sosyologların iyice incelemeleri hattâ doktora tezi yapmaları gereken bir konudur.

omer61
30.05.2007, 21:05
karlı kayın ormanı


karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?

ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
içimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?

memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
kayınların arasında
bir pencere, sarı sıcak.

ben ordan geçerken biri :
"amca, dese, gir içeri."
girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.

eski takvim hesabıyle
bu sabah başadı bahar.
geri geldi memed'ime
yolladığım oyuncaklar.

kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını memet.

kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
dün gece on bir buçukta
ölmüş berut, tanışırdık.

bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.

yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.

en acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak :
öleceğimizi bilip,
öleceğimizi mutlak.

memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
bayramoğlu, bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?

geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.

şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır moskova...


(14 mart 1956,
moskova, peredelinko)

Kaya
30.05.2007, 21:32
Bu son uyarıdır.

Sadece şiir paylaşımını rica etmekle beraber; tartışma yaratacak şiirleri bmn forumlarına TAŞIMAYIN.

omer61
30.05.2007, 21:34
Bu son uyarıdır.

Sadece şiir paylaşımını rica etmekle beraber; tartışma yaratacak şiirleri bmn forumlarına TAŞIMAYIN.

teşekkür ederim.. inşallah arkadaşlar nazım ı yalnız ŞİİRLERİYLE anarlar burda..

Adem Erdoğan
30.05.2007, 21:43
Şiirlerini hiç okumadım ama Volkan Konakın yorumuyla çok güzeller.

Gamze
30.05.2007, 21:45
Volkan Konak'ı ''Eledim Eledim''i söylerken daha çok seviyorum.

Tunga
30.05.2007, 23:27
Arkadaşlar, Değerli Arkadaşlar,

Serbest Kürsü Bölümümüz gittikçe sanat ağırlıklı olmaya başladı, bu çok güzel. Bir yanda Sanat Müziği, bir yanda Klasik Müzik, bir yanda hip hop, vs. Şiirler, kitaplar vs.

Buraya kadar bir sorun yok. Ama sorun olmaya başlayan yerler de oluyor.

BMN'de siyasete neden izin vermiyoruz? Çünkü forumumuzda bulunma sebebimiz Trabzonspor. Elbette Trabzonspor ve onun etrafındaki çevre, gerek yöre, gerek futbol açısından. Bu platformda başka bir amacımız yok.

Herkesin siyasi görüşüne saygılıyız ve öyle de olmalıyız. Hatta herkesin net siyasi görüşleri olması memleketimiz için gerekli. Buraya kadar da herşey tamam.

Ama Trabzonspor için konuşurken, tartışırken her işi bir punduna getirip de siyasi işlere çekmeye çalışmayı doğru bulmuyorum.

Dünyaya malolmuş bir şairin ölüm yıldönümünden bahsediliyor. Tıpkı gene hepimize malolmuş ve gururumuz Milli Marşımızın yazarı Akif Ersoy'u andığımız gibi anmak bu kadar mı zor?

Provokatif mesajlar elbette silinecektir. Ama silinmeye kalmadan insanlar birbirlerine hoşgörü ile yaklaşsalar bize daha yakışan birşey olmayacak mı?

Bence olacak. Lütfen!

omer61
30.05.2007, 23:31
Arkadaşlar, Değerli Arkadaşlar,

Serbest Kürsü Bölümümüz gittikçe sanat ağırlıklı olmaya başladı, bu çok güzel. Bir yanda Sanat Müziği, bir yanda Klasik Müzik, bir yanda hip hop, vs. Şiirler, kitaplar vs.

Buraya kadar bir sorun yok. Ama sorun olmaya başlayan yerler de oluyor.

BMN'de siyasete neden izin vermiyoruz? Çünkü forumumuzda bulunma sebebimiz Trabzonspor. Elbette Trabzonspor ve onun etrafındaki çevre, gerek yöre, gerek futbol açısından. Bu platformda başka bir amacımız yok.

Herkesin siyasi görüşüne saygılıyız ve öyle de olmalıyız. Hatta herkesin net siyasi görüşleri olması memleketimiz için gerekli. Buraya kadar da herşey tamam.

Ama Trabzonspor için konuşurken, tartışırken her işi bir punduna getirip de siyasi işlere çekmeye çalışmayı doğru bulmuyorum.

Dünyaya malolmuş bir şairin ölüm yıldönümünden bahsediliyor. Tıpkı gene hepimize malolmuş ve gururumuz Milli Marşımızın yazarı Akif Ersoy'u andığımız gibi anmak bu kadar mı zor?

Provokatif mesajlar elbette silinecektir. Ama silinmeye kalmadan insanlar birbirlerine hoşgörü ile yaklaşsalar bize daha yakışan birşey olmayacak mı?

Bence olacak. Lütfen!


anlayışın için çok teşekkür ederm tunga.. inş burdkai arkadaşlar da senin kadar anlayışlı olurlar..

Cyzio
30.05.2007, 23:58
"Yürek boynun büker balam, Erzurumlu türkülere
Halim selimdir Erzurum'un adamı
Ve lâkin...
Gözü dönmesin bir kere..."

Miraç Atalay Çiftçi
20.09.2007, 17:49
Nazım Hikmet’in mezarının Türkiye’ye getirilmesi yeniden gündeme geldi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Biz vatan hasretiyle, yurdumuzun dışında ölmüş herkesin mezarının Türkiye’ye getirilmesinden yanayız” dedi.

Türk şiirinin “Mavi gözlü dev”i Nazım Hikmet’in vasiyeti, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da gündeminde. Günay, büyük ozanın "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömülmesi ve başında bir çınar ağacı olmasını” istediği vasiyetini yerine getirmek için çalışma başlatacak.
Ünlü Şilili Şair Pablo Neruda'nın, "Biz onun yanında şair bile sayılmayız" dediği, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı öncesinde milli bir şiir yazılması amacıyla çağırttığı iki şairden biri olan Nazım Hikmet Ran’ın mezarının Türkiye’ye getirilmesi yeniden gündeme geldi.
Türkiye’nin en ünlü 'fikir suçlusu' ve memleket hasretini en duyarlı dizelerle anlatan mısralarının yazarı Nazım Hikmet Ran’ın ölümünün 44’üncü yılında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, GAZETEPORT’a önemli açıklamalar yaptı.
Günay, “Bu konuda daha önceki çalışmaları inceleyeceğim. Neler yapılmış, bilmek istiyorum” dedi.
'VATAN HASRETİ İLE ÖLDÜ'
Uzun yıllar cezaevinde yatan ve Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan ünlü şairin vatan hasretiyle yaşadığına dikkat çeken Günay, “Biz vatan hasretiyle yurdumuzun dışında ölmüş olan herkesin mezarının Türkiye’ye getirilmesinden yanayız. Kaldı ki, Nazım Hikmet’in böyle bir vasiyeti var” diye konuştu.
VASİYET TARTIŞMASI
Nazım Hikmet’in Moskova’da Kızlar Manastırı’ndaki mezarının Türkiye'ye getirilmesi zaman zaman gündeme geldi. Eski Kültür Bakanı İstemihan Talay, bu yönde girişimde bulundu, ancak girişim sonuçsuz kaldı.
Geçen yıl ünlü şairin mezarını ziyaret eden eski Meclis Başkanı Bülent Arınç da Nazım’ın Anadolu’da bir köy mezarlığına defnedilmeyi vasiyet ettiğini anımsatarak, en uygun yerin memleketi Manisa’nın Kaşıkçı köyü olduğunu söyledi. Ancak, bu açıklamanın ardından bazı yerel yöneticiler karşı karşıya geldi.
Malatya’nın Arguvan Belediyesi ilk resmi başvuruyu kendilerinin yaptıkları gerekçesiyle, Kaşıkçı köylülerine karşı çıktı. İlerleyen günlerde tartışmaya Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesi de katıldı. Şairin gömütünün Hacıbektaş'a getirilmesi için Belediye Meclisi’nde karar alan Hacıbektaşlılar, aldıkları kararı TBMM Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da gönderdi.
Fakat bu kez de Karadeniz Ereğli’den itiraz sesi yükseldi. Son seçimde DP’den milletvekili adayı olduğu için görevinden istifa eden dönemin belediye başkanı Halil Posbıyık, Nazım Hikmet’in Rusya’ya gitmek için Ereğli’ye geldiğini savunarak, “Nazım Hikmet, Rusya’ya gitmeden önce Ereğli’ye gelir; İnönü Parkı’nda bulanan çınarın altında oturur ve ‘Ben öldüğümde buraya gömün’ der. Ben bu vasiyetin altında eziliyorum.” dedi ve Nazım’ın mezarının Ereğli’ye getirilmesini istedi.

Nazım Hikmet Ran vasiyetini bir şiirle dile getirmişti:

VASİYET
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
Ölürsem kurtuluştan önce yani,
Alıp götürün
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan beyin vurdurduğu Irgat Osman yatsın bir yanımda
Ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
Kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
Seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
Tarlalar orta malı, kanallarda su
Ne kuraklık, ne jandarma korkusu.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
Toprağın altında yatar upuzun,
Çürür kara dallar gibi ölüler,
Toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemişim ben Daha onlar düzülmeden,
Duymuşum yanık benzin kokusunu
Traktörlerin resmi bile çizilmeden.
Benim sessiz komşulara gelince,
Şehit Ayşe’yle ırgat Osman
Çektiler büyük hasreti sağlıklarında
Belki de farkında bile olmadan Yoldaşlar,
ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
Ve de uyarına gelirse,
Tepemde bir de çınar olursa
Taş maş da istemez hani...

61viya
21.09.2007, 18:27
"Yani sen elmayı seviyorsun diye,
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
..
Tahir olmak da ayıp değil,Zühre olmak da..
Hatta sevda uğruna ölmek de ayıp değil..."


Saygıyla,yüreğimdesin Nazım...

Misina
22.09.2007, 15:51
NAZIM HİKMET'İ BİZİM KÖYE GÖMÜN
http://www.karadenizgazete.com.tr/images/haber/23998_b.jpg
Nazım Hikmet?in "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni" vasiyetine Ardeşen?den cevap geldi. Belediye Başkan Danışmanı Burhan Okutan, ünlü şairin Ardeşen'e gömülmesi için dilekçe verdi

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay?ın Türk Edebiyatının mümtaz şairi Nazım Hikmet?in naaşının Moskova?dan Türkiye?ye getirilmesi hususunda "Bu, insani ve dini bir görevdir" sözü üzerine Nazımseverler harekete geçti. Nazım Hikmet?in, "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni" vasiyetini Rize Ardeşen Belediye Başkan Danışmanı Burhan Okutan, ünlü şairin naaşının Rize Ardeşen Seslikaya köyü Seslikaya Camii avlusuna defni için resmi müracaatta bulundu. Okutan?ın müracaatında "Sayın Bakanımızın Nazım?ın naaşının getirilmesi hususunda (Bu insani ve dini bir görev) sözünü medyadan öğrendik.
Bizim bu kadirşinas gayretlerinin sonuç getireceğine olan inancımız tamdır. Nazım?ın (Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni) vasiyeti mucibince ilk başvuru taliplisi olma ümidiyle kabrinin Rize?nin Ardeşen ilçesine bağlı Seslikaya köyündeki Seslikaya Camii avlusuna defnedilmesini talep ediyoruz. Gereğini?" ifadelerini kullandı.

Mustafa
22.09.2007, 16:33
helal olsun işte karadeniz insanı böyle duyarlıdır.

littlebighorn
22.09.2007, 18:30
Kuvayi Milliye Destandan alıntı -Karayılan' ın hikayesi

Karayılan
Karayılan olmazdan önce
Antep köylüklerinde ırgattı.
Belki rahatsızdı, belki rahattı,
bunu düşünmeğe vakit bırakmıyordular,
yaşıyordu bir tarla sıçanı gibi
ve korkaktı bir tarla sıçanı kadar.
Yiğitlik atla, silâhla, toprakla olur,
onun atı, silâhı, toprağı yoktu.
Boynu yine böyle çöp gibi ince
ve böyle kocaman kafalıydı
Karayılan
Karayılan olmazdan önce.

Düşman Antep'e girince
Antepliler onu
korkusunu saklayan
bir fıstık ağacından
alıp indirdiler.

Altına bir at çekip
eline bir mavzer
verdiler.

Antep çetin yerdir.
Kırmızı kayalarda
yeşil kertenkeleler.
Sıcak bulutlar dolaşır havada
ileri geri...

Düşman tutmuştu tepeleri,
düşmanın topu vardı.
Antepliler düz ovada
sıkışmışlardı.
Düşman şarapnel döküyordu,
toprağı kökünden söküyordu.
Düşman tutmuştu tepeleri.
Akan : Antep'in kanıydı.

Düz ovada bir gül fidanıydı
Karayılan'ın
Karayılan olmazdan önceki siperi.
Bu fidan öyle küçük,
korkusu ve kafası öyle büyüktü ki onun,
namlıya tek fişek sürmeden
yatıyordu yüzükoyun.

Antep sıcak,
Antep çetin yerdir.
Antepliler silâhşor olur.
Antepliler yiğit kişilerdir.
Fakat düşmanın topu vardı.
Ve ne çare, kader,
düz ovayı Antepliler
düşmana bırakacaklardı.

«Karayılan» olmazdan önce
umurunda değildi Karayılan'ın
kıyamete dek düşmana verseler Antep'i.
Çünkü onu düşünmeğe alıştırmadılar.
Yaşadı toprakta bir tarla sıçanı gibi,
korkaktı da bir tarla sıçanı kadar.

Siperi bir gül fidanıydı onun,
gül fidanı dibinde yatıyordu ki yüzükoyun
ak bir taşın ardından
kara bir yılan
çıkardı kafasını.
Derisi ışıl ışıl,
gözleri ateşten al,
dili çataldı.
Birden bir kurşun gelip
kafasını aldı.
Hayvan devrildi kaldı.

Karayılan
Karayılan olmazdan önce
kara yılanın encâmını görünce
haykırdı avaz avaz
ömrünün ilk düşüncesini .
«İbret al, deli gönlüm,
demir sandıkta saklansan bulur seni,
ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm.»

Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
bir tarla sıçanı kadar korkak olan,
fırlayıp atlayınca ileri
bir dehşet aldı Anteplileri,
seğirttiler peşince.
Düşmanı tepelerde yediler.
Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
bir tarla sıçanı kadar korkak olana :
KARAYILAN dediler.

«Karayılan der ki : Harbe oturak,
Kilis yollarından kelle getirek,
nerde düşman varsa orda bitirek,
vurun ha yiğitler namus günüdür...»

Ve biz de bunu böylece duyduk
ve çetesinin başında yıllarca nâmı yürüyen
Karayılan'ı
ve Anteplileri
ve Antep'i
aynen duyup işittiğimiz gibi
destânımızın birinci bâbına koyduk

sümela61
23.09.2007, 00:44
her ne kadar soyadım "yoldaş" da olsa, hiç alakam olmadı ne siyasetle ne de herhangi bir görüşle... belki de bu bir eksiklik, ya da kayıp benim için... ama olmadı işte... ve bu sebepledir ki (bölücülük hariç) her siyasi görüşe eşit mesafede ve saygılıyım; hepsinin içinde güzellikler olduğunu düşünüyorum...

Nazım'a gelince... hiç umrumda değil siyasi görüşü, ideolojisi... tıpkı Kazım'da, Volkan Konak'ta olduğu gibi, hiç umrumda değil...

Nazım bir üstad... önünde ceket iliklenesi, eğilinilesi bir üstad... mekanı cennet olsun... eserlerini okumak, dinlemek büyük keyif... Allah hepimizin kadar O'nun da günahlarını affetsin...

antagonist
23.09.2007, 00:54
Nazım Hikmet'in en sevdiğim iki şiiri:"Hoşçakal kardeşim deniz" ve "Karlı kayın ormanı".Bir de bunları Zülfü Livaneli'den dinlersem,değmeyin keyfime...

Hoşçakal Kardeşim Deniz

İşte geldik gidiyoruz
Hoşçakal kardeşim deniz
Biraz çakılından aldık
Hoşçakal kardeşim deniz
Biraz masmavi tuzundan
Hoşçakal kardeşim deniz
Sonsuzluğundan birazcık
Hoşçakal kardeşim deniz
Birazcıkta kederinden
Hoşçakal kardeşim deniz
Birşeyler anlattın bize
Hoşçakal kardeşim deniz
Denizliğin kaderinden
Hoşçakal kardeşim deniz

Biraz daha umutluyuz!
Hoşçakal kardeşim deniz
Biraz daha adam olduk
Hoşçakal kardeşim deniz
İşte geldik gidiyoruz
Hoşçakal kardeşim deniz