PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Alışamadım...



Külünkoğlu
26.04.2007, 15:11
Sene 1985'te, 11 yaşında ayrıldım Trabzon'dan. Şampiyonluklarımızı hatırlıyorum, tüm şehrin bordo maviye boyanmasını, Uzun Sokak'taki konvoyları, Beton Helva'nın camına asılan ve zamanı gelince katılacağımı zannettiğim deplasman ilanlarını çok net hatırlıyorum. O zamanlar Trabzon'la ilgili tek derdim, annemin senede 2-3 kere gerçekleşebilen, denize sadece ardışık üçüncü güneşli günde girilebilir kuralıydı, o kadar.

11 yaşımda Edirne'ye taşınmıştık ve çevremde başka Trabzonlu yoktu, arkadaşlarım genelde Uzun Sokak'ta tabutu en sık gezdirilen takımı tutuyordu, fena çocuklar da değillerdi aslında. Futbol konuşmuyorsak, bir problemimiz de olmuyordu. Futbol konuştuğumuzda da gayet iyiydim ama. O zamanlar her alanda diğer takımlardan üstün olduğumuzu düşünüyor, bu 1 yıllık şampiyonluk arasına da herkes gibi geçici gözüyle bakıyordum. Hala ülkenin en iyi futbol takımı bizimkiydi çünkü.

Kendimi her yerde Trabzon'u temsil ediyor gibi görüyordum ve bu işi seviyor, bu işten gurur duyuyordum açıkçası. Benim Trabzon'um Türkiye'nin en güzel doğasına sahipti, benim Trabzon'um Türkiye'nin en önemli sporcularını, siyasetçilerini yetiştiren şehirdi, benim Trabzon'um hilesiz hurdasız, ahlaklı bir duruşla, parayla her şeyin satın alınabileceğini zannedenleri dize getiren bir takıma sahipti.

Ulu onder Atatürk korumalarını "biz"den seçmişti, Kıbrıs'a "biz"den birileri götürülmüştü, bunlar buraya bir yerleşirse kimse çıkartamaz diye. Bizimkiler de ilk iş boş mezar açıp kapamıştı; soran olursa biz hep burdaydık, bu da dedemin mezarı demek için. Güneydoğu'ya da "biz"den birileri götürülüp arazi verilmişti yine aynı sebeple. Türkiye'nin üçüncü teknik üniversitesi, muhteşem kampüsüyle KTÜ de vardı üstelik şehrimin çehresini değiştiren. Tüm Türkiyede'ki 10-15 havaalanı sahibi şehirden biriydik, tüm Türkiye'deki 10-15 devlet tiyatrosundan biri de bizdeydi aynı zamanda. Öğretmenlerim de biliyordu bizim özel olduğumuzu, bir cinlik yaptığımda "Tabi yapacak, karadeniz zekası, hırsı." diyorlardı. Rezalet futbol oynayan beni sınıf takımına forvet koymuşlardı Trabzon'luyum diye. Üstelik iki hafta da sabretmişlerdi, daha alışamadı herhalde diyip. Ne kadar şanslıydım Allah'ım. Gurur duyuyordum şehrimin her santimiyle ve işin doğrusu diğer arkadaşlara acıyordum böyle bir şehre, kültüre ortak olamadıkları için.

Yıllar geçti üzerinden, önce sportif başarıda diğerlerine geçilir olduk, o bir yıllık ara 10 yılları buldu ama hala rahattım arkadaşlarımın karşısında öyle ya parayı bastırsak biz de şampiyon olurduk ama biz öyle şampiyonluk istemezdik. Yani sahada değil ama asil duruşta, karakterde şampiyonduk, adımız da belliydi zaten: "Gönüllerin Şampiyonu". Trabzonsporla birlikte KTÜ'ne de bi haller olmuştu, hocaların kaçtığından bahsediyordu kimileri, ÖYS, ÖSS puan sıralamasında dipte geziyordu artık KTÜ. Ama yine de zeka, beceri, vatanseverlik gibi konularda açık ara öndeydik. Kısmetsiz bir dönem geçiriyorduk sadece. Memleketim hala Türkiye'nin en güzel şehriydi, arada dalga geçenler olursa çesitli sebeplerle, cevap verebiliyorduk.

Sportif başarı beklemeyi bıraktığımız, duruşuyla gurur duyduğumuz takımımız diğerlerine benzemeye baslamıştı ama sonra. Üstelik beceremiyordu da onlara benzemeyi. Hani diyorduk ya biz de oyle yapsak biz de şampiyon oluruz diye, fazlasını yapıyorduk ama olamıyorduk işte. KTÜ tercih listelerinin sonuna inmiş, bölge kolejine dönmüştü. Zekasıyla övündüğümüz şehrimiz artık internetten gelen Trabzon'da kapı zili, Trabzon'da plazma tv, Trabzon'da gemi atölyesi, Trabzon'da pisuvar gibi çoğunuzun hatırlayacağı çalışmalarla ünlenmeye baslamıştı. Eskiden zeki karadeniz insanı kendi uyduruyordur bunları denilen fıkralar vardı ama şimdi apartmanın iç kısmında kalan zilin fotoğrafını neyle açıklayacaktık? Laz müteahhitler herkesin tepkisini çekmeye baslamıştı, şehircilik anlayışını bozmakla, dayanıksız evler yapmakla suçlanıyordu zeki, becerikli, girişimci hemşehrilerim. En güzel şehir dediğimiz şehrin doğası da mahvedilmişti bir yol inşaatı yüzünden. Zeki, mert Trabzon insanının bir kısmı ise şehre gelen ögrencileri sopalayıp, kazıklamakla meşguldü o aralar. Haluk Levent kendi iyi bir şeymis gibi "Alışamadım Ben Bu Şehre" diye şarkı yazmıştı, yüzyıllarca güzelliğine türküler yakılmasına alışmış şehrime. Tüm bunlara ek olarak; balıkçılık yapılırdı Trabzon'da, atıklar ve hatalı avlanma balığı bitirmişti; silah yapılırdı, yasaklanmıştı; fındık toplanırdı, Zapsu diye biri gelmişti; 1 (yazıyla bir) tane fabrikamiz vardı, peşkeş çekilmişti; ruslar vardı, gerçi onları da şahsen olmasa da biz kendimiz şeyetmistik galiba.

Trabzon hızla küçülüyordu, her alanda, ekonomi, sanat, kültür... Aslında tüm Anadolu'da küçülme vardı, ülkem İstanbul ve diğerleri diye bölünüyordu sanki. KTÜ diplerde gezerken, etrafında Çukurova Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi gibi köklü üniversiteler vardı. Artık İstanbul'da olmayan okullar okuldan sayılmıyordu. İÜ, İTÜ, BÜ, YTÜ, MSÜ ve MÜ'ne, onlarca üniversite eklenmişti. İstanbul'da olmayan, İstanbullu olmayan her şey kötüydü. Trabzon'da radyo dinlerken 1000 km ötedeki köprüdeki trafiği dinlemek normal karşılanıyordu. İstanbul'a kar yağmadan ülkeye kış gelmiyordu vs vs. Tarih tekerrür ediyordu. İstanbul ve Anadolu diye bölünüyorduk yine. Tüm Anadolu çalışıp parayı ülkenin orospusu İstanbul'a yediriyorduk aynı Osmanlı dönemindeki gibi. Anadolunun iyileri İstanbul'a gidiyor, geriye İstanbul'da tutunamayacaklar kalıyordu çoklukla. Üstelik onlar da İstanbul'da çalışan gurbetçilerin yolladığı paralarla geçiniyordu.

Trabzonspor Anadolunun İstanbul'a karşı isyanıydı, İstanbul'a karşı biz de varız diye bağıranların bayrağıydı, bu aleni çekişmenin sembolüydü fakat savaş artık kaybedilmişti. Yenilginin travmasını en ağır yaşayan şehir haliyle Trabzon oldu. Sadece Trabzonspor değil, Trabzon şehrinin efsaneleriyle büyüyen yeni nesiller, bilinç altında bu başarıyı tekrarlayamamanın, bu başarıya yaklaşamamanın mahcubiyetini duydu hep. Feneri yenemiyorduk artık ama bakın dövebiliyorduk. Kültür, sanat, bilim, sanayi elden gitmişti ama artık biz en delikanlı, en milliyetçi ve en müslüman şehirdik daha ne olsun, bir şeylerde yine birinci olmuştuk. Gidilecek Kıbrıs yoktu ama kafasına sıkılacak "hain"ler bulmak zor değildi yine de. Artık Trabzonludur, zekidir diyecek öğretmen kalmamıştı etrafımda ama Trabzonludur, kızdırma sıkar bacağına diyen pek çok iş arkadaşım vardı.

Benim şehrim, her açıdan karaktersizleşmiş takımı, yok edilmeye yüz tutmuş doğası, sıradanlaşmış üniversitesi, bitmiş kültürel yaşamı, olmayan ekonomisi, dalga geçilen zekası ve lümpenleşmiş halkıyla anılıyor artık. Ülkenin en kolay kandırılarak, en hain işlerin yaptırılacağı gençlerin bizden çıkacağı söyleniyor her yerde. Bizler bu şehrin potansiyelini, güzelliklerini bilen insanlar olarak elbette gurur duymaya devam ediyoruz memleketimizle, ben şahsen hala acıyorum böyle bir şehre ortak olamayanlara ama benim gördüğüm kadarıyla insanlar artık o kadar da özenerek bakmıyor benim nüfus cüzdanıma.

İyi gelişmeler yok mu? Var elbette. Denize girmek isteyen çocuklar varsa, artık kışın bile doğru düzgün yağmur yağmıyor Trabzon'a. Ardışık 30 gün güneşli hava olabiliyor şimdilerde. Temiz yer bulabilirseniz girin denize anasını satayım. Ben oynamıyorum.

Barchu (Sinan)

POYRAZ
26.04.2007, 15:14
Hem sehir olarak hem de sportif anlamda yazilmis güzel bir yazi. Yazarini tebrik ederim. Yok olan degerler. Kisacasi yok olan her sey!

onurkaradeniz
26.04.2007, 15:14
çok güzel bi yazı:alkış: :(

sismolog61
26.04.2007, 15:15
çok güzel ve anlamlı bir yazı off offfffffffffff
Trabzonlu ve KTÜ mezunu olarak ne yazıkki bu halimizi görünce üzülmemek elde değil

Külünkoğlu
26.04.2007, 15:25
Keşke bizde o önceki devirleri yaşamış olsaydıkta şimdi alaşamıyor olsaydık....
bizim yerimizde olsan inan ki "keşke" demezsin..

Burçak
26.04.2007, 15:37
Trabzonu Trabzonsporu o güzelliklerden ayırıp bu kara günlere getirenlere yazıklar olsun.

liginefendisi
26.04.2007, 15:41
Selam;

Bu bana çok tanıdık gelen;hatta neredeyse "ben yazmışım" kadar tanıdık gelen bir yazı.İçimde durup da kelimelere dökemediğim hislerin yazıyla önüme sunulmuş hali...Mükemmel bir yazı ve kalplere hançer saplayan bir özeleştiri.Ne denilebilir ki Sinan Abi ellerine sağlık...

Fatih Efe
26.04.2007, 15:43
keşke demekle şeytanı övmekten öteye geçemeyiz.artık çok demek için çok geçen diyenlerse zaten bu duyguları yaşamamıştır(değil ki teğet geçmek.)
Hemen herşeyde farkımızı farkettirdiğin sağol Metin abi.
Yakından tanıdığım için olsa gerek duygularını ve düşüncelerini daha iyi anlayabiliyorum.
Aslında şu an çektiğimiz karın ağrısının açıkça bir beyanı tüm bu yazılanlar.Ne şehrimizle ne de takımımızla övünebilir durumdayız.Büyüklerimizin eskilerden şehrimizle ilgili anlattıklarının neden şimdi masalsı geldiğini artık daha iyi anlayabiliyorum.Küreselleşme dedikleri aslında bizim kafamızı boşaltmaktan ibaret.bizi kendi değerlerimize yabancılaştırmak.Bu yüzden anne ve babama,yakın çevreme her zaman teşekkürü bir borç bilirim:beni özümden ayırmadıkları için.
Yukarıda abimizin yazdıklarına gelince özü de bir sözü de bir yitik şehrin figüranının isyan-ı sukütu.
teşekkürler abim

kurt2000
26.04.2007, 15:45
bu yazıları okudukça hep aklıma neden sorusu gelir ... neden trabzonlular birbirlerini tutmaz ????

bilirmisiniz ki aslında trabzonlullar birbirlerini hiç tutmazlar .. bir rize, malatya ,diyarbakır,urfa ,antep , adana lılar nasıl tutarlar birbilerini ..

bu yazıyı okuyunca şunu farkettim hepimizde bir özlem var 19 yaşından çıktım trabzondan 28 yaşındayım istanbul'da hayat mücadelesi veriyoruz . bizi memleketimize bağlayan trabzonspor oldu hep .. maç kaybedince alaycı laflara patlattık hep cevabı " senin şehrin kaçıncı ligde ..ha amatörde ,tamam" benim şehrimin takımı 4 buyuklerde .. inkar edilsede bazen hiçe sayılsada oynanacak maçlardan once verilen istatistikler bunun cevabıdır. trabzon-antep trabzon 35 kere yenmiş antep 7 10 maç berabere daha ne olsun .. hepsi boyle ..

trabzonlullar uyanın .uyanın birbirinize sahip çıkın.. ben istanbul büyükşehir belediyesinde çalışıuyorum ... burda amirlerimiz arasında trabzonlular var .. sayıları çok fazla ama hepsi birbiri ile uğraşır .. ilk ayağı kaydırılan hep kendi hemşerisi olur , ya ses çıkarmaz yada iş birlikçidir..

ortak değerimiz trabzonlu olamak ,, ortak değerimiz TRABZONSPORLU olmak ..etrafınıza bakın trabzonluları bulun ... birleşelim artık.. yoksa trabzon efsanesi göztepe gibi deplasmanlı amatorlerde son bulacak . trabzonlu olma gururunu taşıyalım ...

hep gurur duydum hepde duyacağım .. iş gurur duyma değil icraat zamanıdır

:bmn1:

Tunga
26.04.2007, 15:45
"Bir iki transfer yapıp, iyi bir antrenörle bu iş hallolur, büyütmeye gerek yok" diyen çıkmayacak mı?

O kadar kolay ya hani gidilen yol. Eline sağlık Metin, bu yazıyı buraya taşıdığın için.
Naçizane geçen sene yazdığım bir yazıdan alıntı yapayım ben de:

"Fener Trabzon'da Trabzonspor ile oynayacak ve bahis sirketleri Trabzonspor'un galibiyetine sürpriz orani verecek. Hey gidi günler hey. Demek ki biz subjektifligimizden göremesek de bazi seyler degismis. Trabzon'da rakiplerimizi en çok korkutan sey eskiden sokaklar degil, futbol sahasiydi. simdi "sahaya kendimizi attik mi gerisi kolay" zihniyeti yerlesmis rakiplerin hafizasina."

O seneleri yaşamamış olanlar şanslıdır diyemem; çünkü biz çok şanslıydık. Ama o günleri yaşayınca, bugünün acısı katlanarak artıyor. Bu da acı bir gerçek.

fındıkoğlu
26.04.2007, 15:46
:alkış: kelimenşn tam anlamıyla muhteşem bir yazı.
trabzon başka türlü anlatılamazdı....:alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış:

Lapina
26.04.2007, 15:53
Önümüzde bizden uzak bize yakın bir yer var!
Hiç kaygımız yokmuş gibi yürüyelim güzel çocuk.
Nasıl olsa göğsümüzde bize ait soluğumuz ,
Söylenecek sözümüz var az buçuk.
Hayattan alacaklıyız yürüyelim güzel çocuk.
Kıyıları dövsün deniz.
Gel diyelim gelen biziz işte biz yine biz !
Hiç kaygımız yokmuş yürüyelim ..
Sular gibi deniz gibi dağlar gibi izinsiz..

OZDEN61
26.04.2007, 15:55
duygularınızı güzel ifade etmissiniz

Cengiz Çubukcu
26.04.2007, 16:03
Mükemmel bir yazı..çocuk yaşta memleketinden ayrılmış ve hayal meyal son şampiyonluğu hatırlayan biri olarak kendimden de çok şeyler buldum....her geçen gün şehrimin, bölgemin her yönden küçüldüğünü, yozlaştığını gördükçe moralim bir o kadar da bozuluyor...
fakat beni en çok umutlandıran şey düşünce yapısı olarak BMN ailesinin eski ruhu yaşatıp gelecek nesillere ışık tutma konusunda yardımcı olacağıdır...

crazyboy
26.04.2007, 16:33
mükemmel bir yazı kardeşim eline sağlık.

capa
26.04.2007, 16:38
Tek kelimeyle mükemmel bir yazı, tebriker

Külünkoğlu
26.04.2007, 16:39
Yazıyı sinan kardeşimizin yazmış olduğunu bir kez daha hatırlatırım.

Serdar ÖZCAN
26.04.2007, 16:51
Yazıyı okurken duygulanmamak mümkün diil. Mükmmel bir yazı Tebrikler:alkış:

Furkan
26.04.2007, 17:01
gözümü ilk açtığımda trabzondaydım ama büyürken annemden başka bir trabzonluyu görmek pekte mümkün olmadı.muğlada büyüdük ama 2-3 yılda bir gelebildiğimiz trabzonu ve trabzonsporu sevdik burda belki trabzonsporlu yoktu ama herkeste bi saygı vardı trabzonla oynanacak bi maçın zor geçeceği kazanmanın hiçte kolay olmayacağını söylerdi herkes bundan bi iki sene öncesine kadar.. ama artık öyle değil malesef ki artık erciyes maçından önce bile trabzon bu maçı alamaz diyen çoğunluk haklı çıkıyo malesef ki büyük takımlarla oynanan maçlarda trabzona şanş veren yok ve malesef ki takımı yönetenlerin küçüldüğümüzden, küçültülmeye çalıştığımızdan galiba haberi yok!!! yazıyı yazana teşekkürler....

Emorfo
26.04.2007, 17:10
Harika yazılmış bir yazı. Fazla söze gerek yok.

Serdar ÖZCAN
26.04.2007, 17:11
Aklımda bayadır vardı bu fikir. Sizlerde düşünmüşsünüzdür mutlakta da:) . Bu yazıyı okuduktan sonra belirtmek istedim.Bmn de yeni oldugum için daha önce yapıldımı bilmiyom ama :confused: Özellikle Trabzonumuzun ve Trabzonsporumuzun zor günler gecirdiği bir dönemde Trabzona ve Trabzonspora dair bununla ilgili bir nostaji gecesi düzenlesek güzel olmazmı?:confused:

eys_61
26.04.2007, 17:13
Hislere tercüman cinsten muazzam bir yazı,teşekkürler.

Küçükalioğlu
26.04.2007, 17:20
Yazı çok güzel fakat bunda Trabzon şehrinin de çok suçu var. 1990 lı yılların başında Trabzon'da dövmeli, küpeli, saçlar örülü gençler görülmeye başlandı. Tabikide insanın kendi tercihidir diyenler olacak ama bu tarz kendi kültürümüzünde yok olmasına neden oldu. Artık kemençe yerine yabancı müzik dinlenir oldu. Bugün Trabzon'a gidin gençlerin çok azı Trabzonspor'a önem veriyor ama aynı Trabzon'a gidin bakın binlerce İlhan Mansız modelinde gençler görürsünüz. artık önüne geçilemez bir değişim var Trabzon sokaklarında fener formalı çocuklar dolaşacak kadar. Biraz ağır oldu ama benim düşüncem bu yönde.

alideniz
26.04.2007, 18:03
:alkış: FORUMDA NE KADAR BAŞLIK VARSA , NE KADAR PROBLEM VARSA ÇOĞUNUN NEDENİ BU PARAGRAFLARIN İÇİNDE GİZLİ.TEK KELİME İLE BRAVO.

Mehmet_Mercanlı
26.04.2007, 18:13
HELAL olsun kardeşim süper bir yazı bu yazıyı herkez okumalı

macka61
26.04.2007, 18:13
çok güzel bir yazı metin abi bende Trabzonsporumu böyle görmeye alışamadım

ilhan
26.04.2007, 18:17
Yazıyı anlatmaya kelimeler yetmez.. Harika olmuş.. Yazarının eline , yüreğine sağlık.

Erman
26.04.2007, 18:39
Bu Trabzonspor bizi kahrede kahrede kelam ustası yapacak belli ki. Sinan Bey'i tebrik ediyorum, muazzam bir yazı olmuş.

Ben şunu anlamakta güçlük çekiyorum. Sorunları böylesine noktası noktasına kavrayabilen, futboldan anlayan insanlara sahip olan bir camia nasıl olur da bugünleri görür? Bu camia ne zaman değerlerinden yararlanmayı öğrenecek?

gerisiyalan
26.04.2007, 19:03
Böylesi bir yazıyı başka hangi takımın taraftarı yazabilir ki? Trabzonsporun büyüklüğü budur, bu yazıyı okuyan her Trabzonsporlu tuttuğu takımla ne kadar gurur duysa azdır.

Geçmişteki başarıların sebebini, şimdiki başarısızlıkların sebebini iyi anlamak lazım. Anlaşılan eskiden bir duruş, bir tarzmış Trabzonsporda oynamak, yöneticilik yapmak, takımı tutmak vs. Bunu da özellilklerinin farkında olan insanlar bilinçle ve gururla yapıyorlarmış. Sonra özentilik dolu seneler geçmiş, başarı için temel olan memleket ruhu yitirilmiş. Şehir kendi değerlerine sahip çıkacağına, küçük istanbul rolüne soyunmuş. Takımın hali de şehirle paralel olarak sönükleşmiş.

Peki çaresi ne? Trabzon şehrini ve dolayısıyla Trabzonsporu özüne döndürmek nasıl olur?

yunus__emre
26.04.2007, 19:08
[quote=gerisiyalan;765063)

Peki çaresi ne? Trabzon şehrini ve dolayısıyla Trabzonsporu özüne döndürmek nasıl olur?[/quote]
bencede asıl sorulması gereken soru bu

Erdal
26.04.2007, 19:09
görünen o ki hepimiz sinan ız ....aynı şeyleri hissediyoruz ...aynı maziyi arıyoruz ...rahat olun bu meselelere kafa yoran insanlar oldukça ve bu insanlar daha fazla iletişim kurdukça eski olmasada eskiyi çok da aramayacağımız günler gelecektir ... hiç değilse TRABZONSPOR için ...

mali uzuner
26.04.2007, 19:13
mükemmel anlatılmıs tranzonumuzun hali. her açıdan sehrimizin hali öyle güzel bir dille anlatılmıs.tebrikler.

Gürkan
26.04.2007, 23:38
Yukarılara cıksın bu güzel yazı okunmalı...

KOCAMANOGLU
26.04.2007, 23:39
Birader eline sağlık be ...

Bulut61-34
27.04.2007, 01:25
Yazının bir çok bölümüne katılmadığımı söylemek istiyorum.
Ayrıca çok dramatize edilmiş. Meğer ne acınacak halimiz varmış. Bu her değişime negatif bakış olduktan sonra daha neler yazılmaz ki.
Değişen bir çok şey olduğu doğru ama sanki hep kötü şeyler olmuş. Bence öyle değil.

kalavara
27.04.2007, 02:11
TRABZON seni çok seviyorum.yakında gelip boztepeden haykıracağım bunu sana.sen benim karakterimsin trabzon,kimliğimsin benim.seni çok seviyorum TRABZON.

Hüda Topaloğlu
27.04.2007, 04:06
Öncelikle bu güzel yazinin yazari Sinan Abimize sonsuz sükranlarimi sunuyorum,ellerine saglik...

Trabzon insaninda belli bir potansiyel oldugunu kimse inkar edemez, bu yuzden yaptigimiz hiçbirsey normal bir seviyede olmuyor, "Bir Ebu Bekir (ilk halife) egerki müslüman olmasaydi Ebu Cehil (en Büyük münafik) olurdu" Bizimkide su an o misal, insallah yönümüzü düzeltirsek herseyin en iyisine ulasmak ve en yükseklere tirmanmak bizden baska bir millete nasib olacagini hiç sanmiyorum...

My
27.04.2007, 06:00
Vallaha iyice darlandım. Neler oluyor bize yahu!

Sinan eline yüreğine sağlık.

Ayşe Aygün
27.04.2007, 15:45
Öss girerekn bile İlk tercihim KTÜ olmuştu ve istediğimi almıştım. İstanbul dabüyüyen biri olarak hiç kabullenemedim zaten buraları. Oralıyım orda okudum ve oranın takımını tutuyourm.ve hep oralarda olacağım.Ama bizi bundan soğutmak için çok uğraşıyolar.Ne kadar üzülsekte ne kadar içimizde kan ağlasa bu Trabzonspor bizim.

Külünkoğlu
27.04.2007, 16:41
Dünü olamadık belki ama yarını bizler ve bizden sonra gelecek olanlar olacak.
Başka Trabzon başka da Trabzonspor yok.

Harun-61
27.04.2007, 17:01
Dünü olamadık belki ama yarını bizler ve bizden sonra gelecek olanlar olacak.
Başka Trabzon başka da Trabzonspor yok.


+1967
..........

Egemen Yılmaz
27.04.2007, 18:57
Selam;

Bu bana çok tanıdık gelen;hatta neredeyse "ben yazmışım" kadar tanıdık gelen bir yazı.İçimde durup da kelimelere dökemediğim hislerin yazıyla önüme sunulmuş hali...Mükemmel bir yazı ve kalplere hançer saplayan bir özeleştiri.Ne denilebilir ki Sinan Abi ellerine sağlık...

aynen katılıyorum. özellikle istanbulla ilgili bölüm düşüncelerimi aynen yansıtmış...

dr.muhsin
27.04.2007, 19:03
Çok güzel bir yazı olmakla beraber Trabzon şehrinin futbol dışı gerçekleri de yansıtılmış. Fakat nedense okuyan herkes sadece nostaljiye takılmış herzamanki gibi içgüdüsel olarak Trabzonspor' u yorumlamış. Halbuki çöküşün diğer faktörleri de acaba futbolu etkiledi mi? Sözgelimi işsizliğin artması, ekonominin dibe vurması, kültürel yozlaşmalar vs..
Keşke yazının bu boyutunu da görebilsek de burdan nasıl çıkacağımızı da bilebilsek. Demek ki sadece sportif değil başka şeyler de Trabzonspor'umuzu bugünlere getirmiş!!!

Bulut61-34
27.04.2007, 20:00
Çok mazoşist bir toplum olmuşuz vesselam. Trabzonda dünden bügüne çok şeyler değişmiş ama sanki hep kötüye gidiş olmuş gibi gösteriliyor. Bu da tamamen bakış açısıyla alakalı birşey.
Örneğin lümbenleşme ve kültürel gelişme konusund bişeyler söylemeliyim. Ben şuan doğuda bir yerde mecburi hizmetimi yapmaktayım ve buraları benim 30 sene önce i Akçaabatıma benziyor hatta daha da geri. Salı günü Akçaabatın halk pazarı kurulur, eskiden her salı 3-4 kişi vurulurdu. Burda top sakal bırkanlara dik-dik bakıyorlar, kot pantolon giymiş bir bayan gördüklerinde 1 kilometre boyunca süzen bakışlarla karşılaşıyoruz. Sokaklarda 100 erkeğe 1 bayan düşüyor.
Zamanında bizim oralarda da denize mayolu şekilde giren bir bayan oldu mu bütün bakışlar oraya dönerdi. Ama artık 1-2 metre ötedeki biknili bayan rahatca denize girebiliyor.
Yani anlayacağınız, yapılan değerlendirmeler nereden baktığınıza göre çok değişebiliyor.
Bu mazoşistliği bırakalım lütfen. Hepimiz çocukluğumuzu özlemle anarız, yazıyı yazan arkadaşımızda çocukluk yıllarını özlemiş. Yoksa süper bir yazı falan değil.
Elbette kötü gelişmeler oldu. Bir zamanlar Türkiyenin 8. büyük iliyken şimdi ilk 20'ye bile giremekte zorlanıyor. Ama her değişim kötü değildir. Kimine göre kayıp olan kimine göre kazançtır.
İnsanına da , doğasına da kurban olayım Memleketimin.

pReN@_61
27.04.2007, 22:03
Çok Harika Bir Yazı... :alkış: :alkış: :alkış:
:(

mensure 61
28.04.2007, 11:22
Mükemmel bir yazı... Teşekkürler.

Mustafa AYDIN
28.04.2007, 15:43
Hep okuyoruz hep okuyoruz,peki biz bu güzellikleri ne zaman yaşıyacağız.??