PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türklerin Milli Bayramı "Nardugan"



Berke6198
17.12.2017, 22:54
Bu başlık altında, hazır yeni yıl da yaklaşmışken, yüzyıllardır Hristiyanların "Christmas"ı ile karıştırılan fakat Hristiyanlardan çok daha önce Türkler tarafından kutlanan bir milli bayram olan "Nardugan" bayramı hakkında bilgi vermek istedim. Böylece milli adetlerimiz ve geleneklerimiz hakkında daha donanımlı ve daha bilinçli olabiliriz...



Çam ağacı süslemek, bir Türk geleneğidir.

Türkiye'nin en önemli Sümerologu diyebileceğimiz Dr. Muazzez İlmiye Çığ, yılbaşı kutlama ve ağaç süsleme geleneğiyle ilgili çok önemli bulguları açığa çıkardı.

Dr. Muazzez İlmiye Çığ: "Hristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel Bayramı, aslen çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır.

Eski Türklerin inancına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak eski halı ve kilimlerimizde de sıklıkla görebiliriz.

Türklerde güneş çok önemli. İnanışa göre gecelerin kısalıp, gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu bayram olarak kutluyorlar. Güneşin doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.

Bayramın adı: "Nardugan"

(Nar=güneş, Tugan, Dugan=doğan) Doğan güneş.



Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen'e teşekkür ediyorlar. Duaları tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilek diliyorlar tanrıdan.

Bu bayram için evler temizleniyor, Güzel giysiler giyiliyor, ağacın etrafında şarkılar söyleyip danslar ediyorlar.

Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek yiyip içiyorlar.


Yedikleri: Yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ile bir araya gelinip kutlanırsa ömür çoğalır, uğur getirirmiş.

Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş, bu yüzden olayın; Türklerden Hristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.

İsa'nın doğumu ile hiçbir ilgisi yok.


"Doğum, güneşin yeniden doğuşu."


Sümerolog
Muazzez İlmiye Çığ



Ek bilgi: Hristiyanların "Noel Baba" olarak tasvir ettikleri, yılbaşı gecesi geyikleri ile tek tek her çocuğa hediye dağıtıp onları mutlu eden kişi tasviri de bunlardan çok önce Türklerde "Ayaz Ata" olarak tasvir edilmiştir.


Ayaz Ata, yeni yıla bağlanan gecede "tüm yardıma muhtaçların yardımına koşan", onları hediyeleriyle mutlu eden ulu kişidir. İnternette Ayaz Ata ile ilgili çok daha detaylı makaleler bulabilirsiniz.




"Nardugan" bayramıyla ilgili daha derin bilgilere ulaşmak için kaynak olarak kullandığım makaleyi sizlerle paylaşıyorum: http://www.astrodeha.com/makaleler/cam-agaci-susleme-gelenegi-ve-turklerde-nargudan-bayrami

-Samet
18.12.2017, 02:57
Teşekkürler Berke.Forumda görmeye pek alışık olmadığımız başlıklardan,farklılıktan dolayı sevindim açıkçası.

Toplum olarak aslında bu konuyla ilgili hem çok kompleks , hem de çok basit yaşıyoruz aslında.

Kompleks yaşamamız şu nedenden dolayı , tarihteki klasikleşmiş Talas Savaşı'yla İslamiyet'e geçişimizin başlaması , Osmanlı ile birlikte çok uluslu devlet yapısı, İslamiyet'le ilgili cihat anlayışının benimsenmesi ve Arap kültürünün kendi kültürümüzle iç içe geçmesi ve sonrasında Cumhuriyet ile gelen ulus devlete dönüş gerçekleşse de , halen daha yaşamın birçok alanında bunun izlerini görüyor olmamız.Bu dediğimi İslamiyet'ten bağımsız algılayın, değindiğim nokta kendi kültürümüzden uzaklaşmış oluşumuz.

Öte yandan şimdi sokaktan çevirip 10 kişiye sorsak Türklük mü Müslümanlık mı diye , acaba kaçı Türklük , kaçı Müslümanlık diye cevap verecektir , daha doğrusu kaç tanesi Türklük ve Müslümanlığın kıyaslama yapılamayacak farklı kimlikler olabileceğini dile getirebilir , yine soru işareti.Akademisyenler , bilim insanları bile alt kimlik- üst kimlik tartışmaları arasında boğulup giderken olası cevaplar da pek garipsenemez herhalde.

Nasıl basit yaşıyoruz kısmına gelirsek , her yılbaşı gelirken "Müslüman yılbaşı kutlar mı , biz Noel mi kutluyoruz ?" gibi konular üstünden tartışılıp , sokaklarda falan birkaç bildiri dağıtılıp Noel Baba tokatlanıp konu kapanıyor :) Sonraki sene aynısı.


Kısacası , neyin kendi kültürümüze ait olup neyin olmadığına , neyin dinin kapsamında olup neyin olmadığına da karar vermek , kulaktan dolma bilgilere inanmayıp iyi araştırmak , sorgulamak ve herşeyin temelinde olduğu gibi yine eğitimden geçiyor.

UğurB
18.12.2017, 12:24
M.berke Gayretli

Cok guzel bilgiler, cok tesekkur ederim.

Biz ne zaman bize ayrilmis ozel alanlar disindaki yapilan seylere hosgoruyle yaklasmayi ogrenirsek, ne Noel kutlamasi sorun olur, ne Nevruz ne de baska birsey.

Benim gayri muslim tanidiklarim var, Kurban Bayrami'ni hayvan katliami olarak goren. Ancak bir kez olsun onlardan bir sikayet duymadim ve bircogundan bayram tebrigi aldim. Ancak bir tanesinin evinin cami, sirf camindan Noel icin suslenmis cam agaci gorunuyor diye Kurtulus'ta taslandi.

Hosgoru ve karsilikli saygi cok cok onemli.

Simdi bu yaziyi kendisini bu cam agaci suslemesine karsi cikan ama Turkcu olarak tanimlayan birisine gostersek tepkisi ne olur acaba?

Travelair
18.12.2017, 12:42
Bilgi için teşekkürler. Atalarımızı daha iyi tanıdıkça, birilerinin öğretmek istedikleri haksızlıklar, iftiralar kadük kalacaktır

Mustafa YILMAZ
18.12.2017, 12:45
kendi eksikliğimden olsa gerek ilk defa duydum saol bilgi için.

kendi kültürümüzü yaşatmadığımız için nefret ediyorum belkide dünya'daki en zengin kültürlerden biri bizde ama o kadar yabancı kaldık ki can yakıyor.

Ozan Yılmaz
18.12.2017, 13:09
Nardugan

Roma'da Satürnalya, Antik Yunan'da ise Dionysos Şenlikleri olarak kutlanan, Türklerde Güneş'in Doğuşu anlamına gelen ve Ön Türkler'deki atalar kültü döneminden günümüze kadar Orta Asya coğrafyasında Güneş kültü adına kutlanan bir bayramdır. Her yıl 22 Aralık'tan sonra gelen ilk dolunayda kutlanır. Bunun nedeni ise Türklerin eski inanışına göre tıpkı Mısır mitolojisinde olduğu gibi gece ile gündüz sürekli savaşırlar ve 21 Aralık günü en uzun gecedir ve ardından Güneş daha çok görünmeye başlar, günler uzar. Bu yüzden Türklerce Ay yılı esasına dayalı olarak 22 Aralık gününü takiben ilk dolunayın çıktığı gün yeni yılın ilk günüdür.

Festival
Bu gün içinde tüm Türkler, ölümsüzlüğün simgesi olarak kabul ettikleri ve Türk Mitolojisi'ne göre tüm insanların türediği ağaç olan Akçaçam Ağaçları'nı süsler ve bu ağaçların altında, çevresinde geleneksel oyunlar oynar, kopuz eşliğinde şarkılar söyler ve eğlenceler düzenler.

Etimoloji
Türklerin kutladığı diğer bayramlar olan Paktıgan ve Koçagan bayramlarıyla da uyumlu olan Nardugan'ın, gündönümüne dayalı bayramlarla birlikte üçlü bir yapının parçası olduğu görülmektedir. Nardugan, Moğol dilindeki Nar (Güneş), Türk dilindeki Tuqan (Doğan) sözcüklerinden oluşmuştur. Tatarlar bu bayrama Koyaş Tuğa yani Güneş Doğan günü derler. Başkurtlar, Udmurtlar Nardugan veya Mardugan, Mişer Tatarları Raştua, Çuvaşlar Nartavan ya da Nartukan, Zırizyalar Nardava, Mokşalar Nardvan adını verirler.


(Bunlar da Vikipedi bilgisi)

Yiğit Gayretli
18.12.2017, 14:11
Türk Mitolojisi çok çok çok zengin arkadaşlar.

Arap dünyasının üstümüzde bir müslümanlık baskısı yaratmasına müsaade etmişiz. Hem de İslam'ın kendisi öyle bir baskı dayatmıyorken...

Bu sebepten Yunan mitolojisi, Mısır mitolojisi vb. birçok milletin mitolojisi daha rahat aktarılmış nesilden nesile. Zamanla da daha magazinsel ve ilgi çekici hal almış.

Çok başlı ejderha, "Tulpar" isimli kanatlı at, Nartugan, Ayaz Ata gibi çokça karakter vardır. Ne yazık ki hiç anlatılmıyor bunlar.

Kültür bizim kültürümüz. Ayıp değil, günah değil, suç değil... Bizim kültürümüz! Çok zengin hem de... ÇOK!

zekeriyya
18.12.2017, 17:05
yararlı bilgiler için sağol M.berke Gayretli
öğrenmiş olduk

Mehmet
18.12.2017, 22:21
Şamanizmi hala diri tutmaya çalışan bir avuç ırkçının uydurması aslında amaç Türkleri İslam dünyasından kopartıp hıristiyanlaştırma ve hırıstiyan adetlerini hoş gösterme çabası olan bilgiler . Bayram diye yazdıklarınıZ gelmiş geçmiş en uç Türkçü ve Türk tarihçisi Nihal Atsızın da Z. Velidi Toğan'nın kitaplarında dahi olmayan bu Bayram. Trabzon da bu düşüncede insanların olduğu düşünülemez. Bunlar bir 1960’lı yıllarda çoktular ve örgütlüydüler. 1969 yılında Adana da yapılan MHP genel kurulunda Bunların lideri Nihal Atsız grubu ile Rahmetli Türkeş grubu arasında çok ciddi çatışmalar ve mücadeleler oldu. Sonra zar zor kongre yapıldı Türkeş ve kadrosu MHP yönetimine seçildiler. Kongre sonrası N.Atsız'ın gazetecilere demeci "Bugün Allah MHP'den Tanrıyı kovdu" şeklinde tek cümlelik bir beyanattı. Kongreyi kaybetmelerine rağmen MHP ve Ülkü ocaklarının yakasından düşmediler. 7-8 yıl kavgalara cinayetlere kadar varan mücadeleler oldu. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Ocak başkanı ve Rahmetli Abdullah Çatlı Yardımcısı olunca Türkeş'in emri ile bunlara bodoslama daldılar her yerde ezdiler ocaklardan partiden çıkardılar. Evlerine yurtlarına varıncaya kadar bastılar ve Elhamdülillah temizlediler. Bu temizlikten sonra bunlar bir iki kahve köşesinde meyhane köşesinde sohbetten öte bir varlık gösteremediler. Bunlardan çok tanıdığım vardı hemen hemen hepsi alkolik derecesinde içki içen aile düzenleri olmayan insanlardı. Bir kısmı intihar etti bir kısmı sefil yaşantı içerisinde kayboldu gittiler. İşte şimdi böyle sağda solda yazanlar kalıntı yazılar bilinçli olarak öne atılmaya çalışılıyor. Dinini Milliyetini örf adetlerini iyi bilmeyen gençlerimiz bunların yalanlarına kolay aldanıyor. Her belde köy ve mahallelerinde neredeyse çifte minareli camilerle %99 müslüman Trabzonluların bu tür saçmalığı elinin tersi ile iter.

Berke6198
18.12.2017, 22:45
Şamanizmi hala diri tutmaya çalışan bir avuç ırkçının uydurması aslında amaç Türkleri İslam dünyasından kopartıp hıristiyanlaştırma ve hırıstiyan adetlerini hoş gösterme çabası olan bilgiler . Bayram diye yazdıklarınıZ gelmiş geçmiş en uç Türkçü ve Türk taiihçisi Nihal Atsızında Z. Velidi Toğan'nın kitaplarında yazılı olsa dahi Trabzon da bu düşüncede insanların olduğu düşünülemez. Bunlar bir 1960’lı yıllarda çoktular ve örgütlüydüler. 1969 yılında Adana da yapılan MHP genel kurulunda Bunların lideri Nihal Atsız grubu ile Rahmetli Türkeş grubu arasında çok ciddi çatışmalar ve mücadeleler oldu. Sonra zar zor kongre yapıldı Türkeş ve kadrosu MHP yönetimine seçildiler. Kongre sonrası N.Atsız'ın gazetecilere demeci "Bugün Allah MHP'den Tanrıyı kovdu" şeklinde tek cümlelik bir beyanattı. Kongreyi kaybetmelerine rağmen MHP ve Ülkü ocaklarının yakasından düşmediler. 7-8 yıl kavgalara cinayetlere kadar varan mücadeleler oldu. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Ocak başkanı ve Rahmetli Abdullah Çatlı Yardımcısı olunca Türkeş'in emri ile bunlara bodoslama daldılar her yerde ezdiler ocaklardan partiden çıkardılar. Evlerine yurtlarına varıncaya kadar bastılar ve Elhamdülillah temizlediler. Bu temizlikten sonra bunlar bir iki kahve köşesinde meyhane köşesinde sohbetten öte bir varlık gösteremediler. Bunlardan çok tanıdığım vardı hemen hemen hepsi alkolik derecesinde içki içen aile düzenleri olmayan insanlardı. Bir kısmı intihar etti bir kısmı sefil yaşantı içerisinde kayboldu gittiler. İşte şimdi böyle sağda solda yazanlar kalıntı yazılar bilinçli olarak öne atılmaya çalışılıyor. Dinini Milliyetini örf adetlerini iyi bilmeyen gençlerimiz bunların yalanlarına kolay aldanıyor. Her belde köy ve mahallelerinde neredeyse çifte minareli camilerle %99 müslüman Trabzonluların bu tür saçmalığı elinin tersi ile iter.
İyi akşamlar Mehmet ağabey. Öncelikle mesajınızı derinlikli olarak incelediğimi belirtmek isterim. Sonrasında da yaşınıza duyduğum saygıyı belirterek, kendimin de naçizane, genç yaşıma rağmen hayli tarih okuması yaptığımı belirtmek isterim.

Mesajınızda belirttiğiniz hiçbir cümle maalesef ki konuyla alakalı antitezinizi destekler nitelikte değil. Türklük, İslâmiyet dininden çok çok evellerinde de gayet zengin bir kültür çerçevesinde idi. Bir Türk vatandaşı, özünde bu kökleri hisseden bir Türk vatandaşı, bu zengin değerlere düşman olmak bir yana dursun, dört elle sarılma gayretinde olmalıdır/olacaktır.

Şamanizm ve gök tanrı inancı Türk ırkının utanılmaması gereken bir mirası ve değeridir. Zira halen İslâmiyet'i kabul etmeyen milyonlarca Türk toplulukları mevcut olmakta.

Ancak şunu da belirtme ihtiyacı hissetmekteyim; İslâmiyet adı altında Türlük özlerinden ve Türklük milli kültüründen genç nesilleri uzaklaştırma çabasını, Türk milletini Araplaştırma çabasını ziyadesiyle reddeder, elimizin tersiyle bir kenara iteriz. Bu, bizler için kabul edilebilir değildir.


Tarih sahnesine ilk çıkışları şamanist, paganist ve budist olup, şimdilerde Hristiyanlık veya Müslümanlık dini ile yaşamakta olan hiçbir topluluğun, zengin kültür değerlerini reddettiklerini söyleyemeyiz. Özellikle İskandinav toplulukları bu anlamda tüm dünyaya gerçek bir örnek teşkil etmektedir. Şimdilerde neredeyse tüm İskandinav coğrafyasından Hristiyan olarak bahsetmemiz bir realiteyken, yine "mit"lerine ve Hristiyanlık öncesi inançlarına bağlılıklarını sürdüren en önemli topluluklardan birincisi veya ikincisi olarak bahsetmemiz, onlar adına mümkündür.

Yine, şimdilerde Mısır coğrafyası genel olarak Müslümanlık kimliğini taşısa da zamanında birçok farklı inancın getirdiği farklılıklardan müthiş bir kültürel zenginlik edinmişlerdir ve bulundukları topraklar tarih çağlarını şüphesiz aydınlatmaktadır.



Velhasılıkelam, tüm dünya milletleri için mitleri ve tarihsel gelişimlerindeki kültürel birikimleri bu kadar önemliyken, onlar bu hususlara sonsuz önem addederken, sizlerin bu duruma basit bir şüphecilik ve komploculukla yaklaşıp, "bunlar bir takım şamanizm propagandasıdır" demeniz hayli üzücü ve düşündürücü oluyor.

Bu başlık altında, Türkiye'nin siyasi karnesini paylaşıp değerlendirmeniz ve olayı bu bakış açısından tartmanız hiç doğru olmayacaktır. Zira konunun Türkiye'nin siyasi bakış açısıyla hiçbir alakası bulunmayıp, tamamen Türk tarihçilerinin araştırma alanına dahil olmaktadır.

Yine de aynı fikir üzerinde kendinizi ifade etmek isterseniz, sizin fikrinizi çürütebileceğine inandığım, daha sağlam argümanlar ve örneklendirmelerden de bahsedebilirim dilerseniz, saygılar.

Oğuz ZEYTİN
19.12.2017, 07:09
Şamanizmi hala diri tutmaya çalışan bir avuç ırkçının uydurması aslında amaç Türkleri İslam dünyasından kopartıp hıristiyanlaştırma ve hırıstiyan adetlerini hoş gösterme çabası olan bilgiler . Bayram diye yazdıklarınıZ gelmiş geçmiş en uç Türkçü ve Türk tarihçisi Nihal Atsızın da Z. Velidi Toğan'nın kitaplarında dahi olmayan bu Bayram. Trabzon da bu düşüncede insanların olduğu düşünülemez. Bunlar bir 1960’lı yıllarda çoktular ve örgütlüydüler. 1969 yılında Adana da yapılan MHP genel kurulunda Bunların lideri Nihal Atsız grubu ile Rahmetli Türkeş grubu arasında çok ciddi çatışmalar ve mücadeleler oldu. Sonra zar zor kongre yapıldı Türkeş ve kadrosu MHP yönetimine seçildiler. Kongre sonrası N.Atsız'ın gazetecilere demeci "Bugün Allah MHP'den Tanrıyı kovdu" şeklinde tek cümlelik bir beyanattı. Kongreyi kaybetmelerine rağmen MHP ve Ülkü ocaklarının yakasından düşmediler. 7-8 yıl kavgalara cinayetlere kadar varan mücadeleler oldu. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Ocak başkanı ve Rahmetli Abdullah Çatlı Yardımcısı olunca Türkeş'in emri ile bunlara bodoslama daldılar her yerde ezdiler ocaklardan partiden çıkardılar. Evlerine yurtlarına varıncaya kadar bastılar ve Elhamdülillah temizlediler. Bu temizlikten sonra bunlar bir iki kahve köşesinde meyhane köşesinde sohbetten öte bir varlık gösteremediler. Bunlardan çok tanıdığım vardı hemen hemen hepsi alkolik derecesinde içki içen aile düzenleri olmayan insanlardı. Bir kısmı intihar etti bir kısmı sefil yaşantı içerisinde kayboldu gittiler. İşte şimdi böyle sağda solda yazanlar kalıntı yazılar bilinçli olarak öne atılmaya çalışılıyor. Dinini Milliyetini örf adetlerini iyi bilmeyen gençlerimiz bunların yalanlarına kolay aldanıyor. Her belde köy ve mahallelerinde neredeyse çifte minareli camilerle %99 müslüman Trabzonluların bu tür saçmalığı elinin tersi ile iter.

Mümtazer Türköne veya Soner Yalçın okumuş gibi hissettim. Milliyetçilikle alakalı bu kadar sade suya tirit bir yazıyı ancak onlar yazabilirdi. Size tek sorum olacak:

1969 Kurultayı sonrası referans gösterdiğiniz Atsız Bey'in beyanatını, lütfen hangi gazete(ci)ye verdiğini kanıtlayınız. Dijital arşivler artık açık ve herkesin kullanımındadır. Lütfen o iddianızı kaynağa dayandırınız, eğer bulabilirseniz Milliyetçi camianın kırk yıldır cevaplayamadığı bir soruyu siz çözüp tarihe geçmiş olacaksınız.

*

(Bu arada Türkçülere attığınız "alkolikler, aile düzeni olmayanlar" çamuru tutmaz. Belli ki muhafazakar hassasiyetlerini olan birisiniz, lakin iftiradan sakınmıyorsunuz. Yüzünüz kızarmayacak ise sizi en kısa zamanda babamla tanıştırabilirim. Üstelik kendisi 69'da Adana'da o havayı soluyanlardandır, olan biteni kuvvetli hafızasından faydalanarak öğrenebilirsiniz.

Şu Yazıcıoğlu - Çatlı meselesi de bir bitmedi, dediğim gibi cemaatçi Türköne'den fazla etkilenmişsiniz sanırım. Aynı zamanda mantar gibi baş gösteren Facebook'taki Türkçü görünümlü grupların dili bu... Bilgi olmayınca ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Yine Atsızcı çizgide şuurlu Türkçü olan babamın önce İstanbul'da ve yetmişlerde Maraş, Yozgat ve Ankara'da hem parti hem de diğer teşkilatlarda (Ülkü-Bir) aldığı görevleri, kimin kimi ezdiğini kendisinden dinleyebilirsiniz. Eğer siz de iddialarınızı yazılı veya canlı bir kaynakla somut hale getirirseniz, yeni şeyler öğrenmekten keyif alırım, çekinmem.)

*

Konuya döneyim: Berkeciğim, eline sağlık. Güzel bir paylaşım. Ancak;

"Alkol kullanmayan (Neden önemliyse), Allah'a şükür aile düzenini kimseye sorgulatmayan, genç yaşlardan itibaren Türkeş'in partisinde görev yapmış, Şaman örfünün Anadolu'da kalan birkaç ögesini Çepni obalarında öğrenmiş Atsız çizgisinde bir Türkçü" olarak bahse konu olguyu, milli bayramım olarak görmüyorum.

Esenlikler dilerim.

Burak DERELİ
19.12.2017, 08:50
Tamamen kendi açımdan yorumladığım bu konuyu milli bayram olarak değil Türklerin ilk zamanlarında ki dini bayramları olarak görüyorum. Türklerin yaşadığı o zamanlarda ki inançlarını/dinini bugün kutsallaştırmak/yüceltmek gibi bir yanlışa düşmemeliyiz.
Milletimizin gerçek tarihini araştırmak ve bilmek güzel bir şeydir ancak yukarıda Samet in de bahsettiği gibi Türklük ile İslam arasında seçim yapmamalıyız. Tarihimize bu açıdan bakarak değer ölçütü vermeliyiz.

Travelair
19.12.2017, 10:12
Milli değil de dini bayram olduğu konusuna katılıyorum. Dini övünç kaynağı değil de kültürel bilgi olarak baktığımız sürece, nerden nereye geldiğimizi görmemiz açısından tarihimizi bilmemiz önemli. Belki bugün bu bilgiyle Roma'yı, antik Yunan'ı, Mısır'ı etkilediğimizi öğreniriz, belki yarın bize anlattıkları gibi göçebe, vahşi, medeniyetten bihaber barbar bir topluluk olmadığımızı, aksine onların medeniyetlerinin başlangıcı olduğumuzu öğreniriz. Kim bilir?