PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kasım Hasadı | Oğuz Zeytin yazdı... | Trabzonspor BK Analizi



Doğan Şahin
28.11.2017, 10:16
Basketbolda lige milli maç arası verilmişken genel bir değerlendirme yapalım. Yaz dönemi transferleri ve hazırlık sürecindeki öngörülere paralel bir şekilde “çok atan ve çok yiyen” bir kimliğe sahibiz. Oyunumuzun odağında kısalar var. Gardların tempoyu fırsat buldukça yükselttiği ve (Obekpa ile Deniz hariç) dört dış oyuncunun hem şutla hem de penetreyle skor aradığı bir düzende oynuyoruz. Bu düzen, topu paylaşabildiğimiz ve savunma yapabildiğimiz dakikalarda en iyi verimliliğe ulaşıyor. Aksi durumda sistem tıkanıyor. El üstü uzak şutlara kalıyoruz. Uzunlara top inince yıllardır görmediğimiz dostumuzla karşılaşmışçasına seviniyoruz. Şimdi detaylara inelim…

Sezona 20 Eylül’de Macaristan’daki Szolnoki Olaj maçıyla girdik. FIBA Avrupa Kupası 1. Ön Eleme Turunda tek sayı farkla elenip hedeflerin Avrupa ayağında sınıfta kaldık. Obekpa’nın ilk maça götürülememesinin etkisiyle orada 108 yemiştik. Rövanşta ise gerekli farkı yakalayamadık. Henüz rollerin oturmadığı ve koç Markovski’nin ekstra işler yapması gereken dönemde ciddi bir şok yaşadık. İlk maçın son çeyreğinde 29-14, ikinci maçın son çeyreğinde 23-13 skorun aleyhimize olması takımın sinyal verdiğini gösteriyordu. Bu verinin fizikle mi, motivasyonla mı veya rotasyonla mı açıklanacağı sorgulanmaya değerdi.

Çünkü ligin ilk iki maçı olan Beşiktaş Sompo Japan ve Sakarya BŞB karşılaşmalarında da aynı sorunu yaşayacaktık. Beşiktaş’a karşı son çeyreğe 61-61 beraberlikle girip maçı 82-71 kaybedecektik. Sakarya deplasmanında ise 63-62’lik ilk üç çeyrek skoru maç sonunda 87-82 olacaktı. Kazanma noktasına getirilen, oyuncuların kapasiteleri doğrultusunda iyi mücadele sergiledikleri bu süreçte sonuca varamamanın bir sebebi olmalıydı. Son çeyrekte takım neden düşüyordu?

* Fiziksel güç: Zaman ilerledikçe takımın bir kondisyoneri olmadığını öğrendim ve birkaç yazımda belirttim. Avrupa’nın en üst düzey liglerinden birinde, organizasyon yapısındaki kritik bir eksikliği nasıl izah edebilirsiniz? Bu koçun tercihi midir, bilemiyoruz. Ancak bizler salonda veya ekran başında takımın maç sonlarındaki düşüşünü üzülerek seyrederken sanırım sorumlular da gerekeni sezon bitmeden yapacaktır.

* Rotasyon dengesi: Vasiliauskas, Browning, Heslip ve Eldridge gibi 1-2 pozisyonlarında dört yabancı tercihi ile rotasyon dengesizliği süre dağılımını etkiliyordu. Bu oyunculardan biri lig maçlarında tribüne çıkacaktı. Diğer üçünü ise 1-2-3 pozisyonlarında maça başlattığımızda banktan gelecek kısa oyuncumuz yoktu (Burak ve Alper’in katkısı yok denecek düzeydeydi).

Çözüm olarak kısa forvet Paul Harris getirildi. Harris’le enerjik - motor savunmacı ve ribaundlarda aktif oyuncu açığımızı kapatmaya çalıştık. Fakat uzun rotasyonunu Zubcic’i göndererek daralttık. İşte bu riskle, Gaziantep deplasmanında Obekpa atılınca yüzleştik. Ancak Harris, DJ White’ın arkasında durabilecek kadar güçlü ve pozisyon bilgisine sahip bir oyuncu.

Paul Harris transferinden sonra İBB, Gaziantep ve Galatasaray Odeabank’ı yenip Anadolu Efes’e uzatmada, Banvit’e ise son topta kaybettik. Peki sene başına göre değişen sadece rotasyon muydu?

Takım içi roller de daha belirgin hale geldi. Mesela Heslip’i daha verimli kullanmaya başladık. Sene başında saha içinden 38%’le şut kullanan skorer oyuncumuzun son beş maçtaki şut performansı 47%’ye çıktı. Obekpa (Gaziantep maçını dışarıda bırakırsak) 13 sayı – 10 ribaund – 2 blok ortalamasıyla oynadı. Kısacası bireysel oyuncu verimliliği artarken, takım seviyesi de yükseldi. Bunu gösteren birkaç önemli veriyi paylaşayım:

* Rakibe verdiğimiz hücum ribaundları 13’ten 10’a düştü.

* Sezon başında kullandığımız her iki şuttan biri üç sayılık idi. Artık beş şuttan ikisi üç sayılık. Yani çembere daha yakın oynamaya başladık. Obekpa ve Harris’in hücumda daha fazla top kullanması kadar Heslip’in değişen oyununu da vurgulamak lazım.

Heslip

- İki sezon önce İtalya’da maç başına 2,5 üç sayılık ve 7 üçlük,
- Geçen sezon Gelişim Ligi’nde 3 ikilik ve 9 üçlük şut kullanıyordu.
- Bu sezon ise 6,5 ikilik ve 7,5 üçlük denedi.

* Buna karşılık rakiplerimizin 45’e 20 olan iki sayılık / üç sayılık dengesi 41’e 24’e döndü. Yediğimiz skorda anlamlı bir fark yok. Ancak rakibin potadan uzaklaşarak oynamasıyla yaptığımız fauller 24’ten 18’e düştü. Dar rotasyonda oyuncularımızın faul sorunu yaşamaması adına sevindirici.

* Tam bu noktada eklenmesi gereken bir şey daha var. Vasiliauskas ve Heslip’in savunma zaafı, kısaların çok kolay geçilmesine sebep oluyordu. Özellikle arkada Obekpa olmayınca kolay sayılar yiyorduk. Şimdi Eldridge ve Harris gibi iki iyi savunmacı oyunda olunca topa baskıyı arttırdık. Mesela İBB maçının üçüncü çeyrek başında Eldridge’in çaldığı toplarla hızlı hücumlarda bulduğumuz sayılar sayesinde ivmelenip sonuca gittik.

Gaziantep maçında Eldridge ve Harris’in birlikte oyunda oldukları 23 dakikalık bölümde skor 62-43 (+19) lehimizeydi. Benzer durumu Galatasaray maçında yaşadık: 22 dakikada 59-32. Bu maçın ilk yarısında Vasiliauskas ve Heslip sadece 30 saniye yan yana oynadı. Maçı kazandıran farkın ilk devre elde edildiğini düşünürsek 1-2-3 pozisyonlarındaki oyuncu seçimlerinin önemini daha net görürüz.

* Dış savunma ve Harris meselesine bir de Browning üzerinden bakıyorum. Mesela Olaj serisinde Vojvoda’yı, Beşiktaş maçında Diebler’ı Browning’le tutma tercihini o dönemde eleştirmiştim. Kadroda Harris olsa eminim her şey daha farklı olurdu. Harris’le çıktığımız beş maçın üçünde rakiplerin yay gerisi şut isabet oranı 26%’nın altında. Bizim gibi tepe ikili oyunlarda eksilen ve içeriden kolay sayı yiyen takımlar dışarıdan yüzdeli yemediği sürece oyuna bir şekilde tutunur. Ancak Anadolu Efes maçında, Dunston’ın profesyonel kariyerinde ilk defa üç sayılık isabet bulması (Hem de iki tane attı) gibi olağandışı gelişmeler de oluyor. Veya Banvit deplasmanında ikinci devre boyunca hiç üçlük yemedik ama Tolga’nın son saniye şutu girdi ve o topla maçı kaybettik. Aleyhimize görünse de oyunun güzel tarafı bunlar.

Eylülde hazırlıksız yakalandığımız rüzgâra kasım ayında direndik. Şimdi ilk hasadı toplama zamanı. Eğer İzmir’de Pınar Karşıyaka maçından da galibiyet çıkarabilirsek kışı rahat geçiririz. Bunun için Markovski’nin doğru tercih sayısının, yanlışlarından fazla olmasını diliyorum. Farkın otuzlarda gittiği Galatasaray maçının ikinci devresinde, Eldridge çıktıktan sonra on dakikadan fazla aynı beşle oynayan, bu süredeki yedi sekiz top kaybını mola almadan seyreden bir koçumuz var. Diğer endişem ise maddi sorunların hortlaması. Son üç dört sezondur tekrarladığım temennim sakatlıksız ve maddi sorun yaşanmadan seneyi tamamlamak…

ÖNERİ: Sosyal medya araçlarını kullanmadığım için teknik açıdan uygunluğunu bilmiyorum ancak mümkünse @tsbasket şeklinde yazılan resmi twitter hesabındaki T ve S harfleri büyük yazılabilir mi?

AnadoluEfesSK
GSBasketbol
BanvitBK
BJK_Basketbol
TofasSporKulubu örneklerindeki gibi marka kaygısı olan organizasyonların hesap adlandırmasına değer verdiğini görüyoruz. Sonuçta bu kanal, Trabzonspor’un bir ürünü. O ürünü doğru yerde ve doğru şekilde konumlandırmak gerekir. Buna ürünün adından başlamak doğru olacaktır. Dolayısıyla “TS” markasını ileri götürmek için yukarıdaki önerimin dikkate alınacağını ve mümkün ise yenileneceğini ümit ediyorum.

BAŞ SAĞLIĞI: Basketbola yöneldiğim dönemde yorumlarını ilgiyle takip ettiğim duayen Mehmet Baturalp’ı kaybettik. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Ve yine basketbola başladığım zamanlarda çalışma şansı yakaladığım Trabzonspor Asistan Koçu Osman Ekici’nin babası vefat etmiş. Hocama ve ailesine sabır, babası Mustafa Ekici’ye ise Allah’tan rahmet dilerim.


Oğuz ZEYTİN

Yiğit Gayretli
28.11.2017, 10:36
Eline sağlık Oğuz. Güzel bir analiz olmuş...

Cengiz Çubukcu
28.11.2017, 10:39
Oğuz Zeytin = Kaan Kural...

Doğan Şahin
28.11.2017, 10:48
Kalemine sağlık Oğuz...

<iframe src="https://www.bordomavi.net/index.php?page=ayrinti&hid=7491" width="700px" height="1500px"></iframe>

gurur6134
28.11.2017, 11:52
Ayrintili ve guzel bir analiz olmus..

Oğuz ZEYTİN
28.11.2017, 12:32
Teşekkürler. Uzatmamak için her konuya değinemedim. Biraz yüzeysel kalmış olabilir. Vasiliauskas'ın oyuna konsantre olduğunda takımı iyi yönetmesinden, Eldridge'in güvenli şutundan, geldiğinde kronik sakat denilen Green'in ortalama 35 dk. oyunda kalıp her şeyi yapmasından, Obekpa'nın yediği fakelerden ve oyun dışı disiplinsizliğinden, Deniz'in savunma yapmamasından vs. bahsetmedim.

Ogün YAZICI
28.11.2017, 12:40
Eline sağlık abi.Kasım hasadı şık olmuş

zekeriyya
29.11.2017, 08:14
Oğuz ZEYTİN
senin TS basketbol yönetiminde olmaman
camia açısından büyük kayıp

Doğan Şahin
29.11.2017, 10:40
Oğuz ZEYTİN
senin TS basketbol yönetiminde olmaman
camia açısından büyük kayıp

Yönetimden ziyade profesyonel kadroda veya danışman olarak görev alması takımın daha faydasına olur.

cyberentalpi
01.12.2017, 23:24
Basketbol izlemeyi de çok severim. Genelde Alanım Nba aslında. Fena değilimdir. Türkiye de belki onunla büyümekten olsa gerek Efes e karşı sempatim büyüktür. Keşke ülkemizde basketbol onların sevdirdiği oyun kalsa idi. Keşke onların yerleştirdiği kültürle devam etse idi.
Yazılarınızı hayranlıkla okuyorum. Umarım bir gün basında basket yazarlığı yaparsınız. Türkiye de basket yazarlığı ciddi bir iştir ve çoğu gerçekten özel insanlardır. Futbol şarlatanlarına benzemezler benzeyemezler.

Oğuz ZEYTİN
01.01.2018, 12:35
Eylülde hazırlıksız yakalandığımız rüzgâra kasım ayında direndik. Şimdi ilk hasadı toplama zamanı. Eğer İzmir’de Pınar Karşıyaka maçından da galibiyet çıkarabilirsek kışı rahat geçiririz. Bunun için Markovski’nin doğru tercih sayısının, yanlışlarından fazla olmasını diliyorum. Farkın otuzlarda gittiği Galatasaray maçının ikinci devresinde, Eldridge çıktıktan sonra on dakikadan fazla aynı beşle oynayan, bu süredeki yedi sekiz top kaybını mola almadan seyreden bir koçumuz var. Diğer endişem ise maddi sorunların hortlaması. Son üç dört sezondur tekrarladığım temennim sakatlıksız ve maddi sorun yaşanmadan seneyi tamamlamak…

Millî maç arasindan sonra, üç maç kazanabilecegimiz seriden 0 G - 6 mağlubiyetle çıktık.

UğurB
02.01.2018, 14:51
Oğuz ZEYTİN

Ödeme sorunu çözülmeden, bir iki değişiklik yapılmadan istikamet 1. Lig...
Yönetim ile ilgili birkaç sözüm var...
Akşama radyoda :)

Nihat Günay
02.01.2018, 19:08
Perşembe toplantı varmış. Sanırım istifa edecekler.