Erman
27.12.2006, 13:10
Annem geçenlerde evde topyekün bir yeniden düzenlemeye gitti. Taş üstünde taş, yastık üstünde yastık bırakmadı diyebilirim. Tabii ki biz de evin erkekleri olarak kurban gittik, pardon, yardım ettik. Rafları devirirken çok eskiden kalma bir kart ile karşılaştık. İlginç ve duygusal bir öyküsü var. Sizlerle paylaşmak isterim.
Bu sene 29 Ağustos'ta kaybettiğimiz dedem (annemin babası) Salim Aksoy'un uzun yıllar mektuplaştığı Rum bir arkadaşı vardı. İsmi Folo. Ailesiyle birlikte Trabzon'da yaşarken diğer Ortodoks Rumlar gibi mübadele sırasında Trabzon'dan göçmüşler. Ama gerek eşlerine, dostlarına gerekse topraklarına olan bağlılıklarından dolayı sık sık gelip Trabzon'u gezerlermiş.
Bu gezmelerden birinde yolları dedemle kesişiyor. Dedemin o sıralarda Kunduracılar Çarşısı'nda Tuncay Konfeksiyon isimli bir mağazası vardı. Anneannemin kardeşi Tuncay Akın eski sahibi olduğundan adı böyle konulmuş. Annem ve teyzem de bu mağazada kasiyerlik yaparlardı şimdiki mesleklerinden önce. Folo Amca ve ailesi Trabzon'da gezerlerken dedem mağazanın önünde bunları görmüş. Yabancı olduklarını anlamış ve yardım etmiş. Çok da insan canlısı ve muhabbeti tatli bir adam olduğundan bu Rum aileyle ahbaplığı ilerletmiş. Onlar Yunanistan'dayken burada epey işlerini görmüş. Birlikte Trabzonspor'un maçlarını izlemişler. Velhasıl aralarında çok büyük bir dostluk gelişmiş.
Bu dostluğun meyvelerinden biri yıllarca birbirlerine gönderdikleri mektup ve hediyeler. İşte geçenlerde bulduğumuz da Folo Amca'nın Yunanistan'dan gönderdiği hediyelere iliştirdiği küçük bir kart. Tarihi yazmıyor ama epey eski olduğu belli. Karadeniz aksanlı bir Türkçe ile yazılmış bu sevimli mektubu aynen, noktasına dokunmadan aktarıyorum:
"Kardasum
Sihadum iyi deyil. Mektub yastum mektubun kelmeti. Atres yanlis? Çok selam çocuklarina, esine, kardaslarina, anene, doslara ve bidun olassinun ehalesine. Hedie kizzlara ve keline içun. Mektubiyi beklerum. Devletlerumuza sevki ve baris versun Felek - Felek çarki Felek. Kuçaklar - kuçaklar ebisime oberim. Folo"
Anlayamayanlar için açıklamalı çeviri şöyle:
"Kardeşim,
Sıhhatim iyi değil. Mektup yazdım; mektubun gelmedi. Adres yanlış? Çok selam çocuklarına, eşine, kardeşlerine, annene, dostlara ve bütün Olasa'nın (1) ahalisine. Hediye kızlar ve gelin için. Mektubunu bekliyorum. Devletlerimize sevgi ve barış versin Felek felek çark-ı Felek. Kucaklar kucaklar hepinizi öperim. Folo"
Kartın sonundaki dileğin güzelliğini görüyor musunuz? O güzel dileği bundan daha güzel dile getirmek mümkün mü? Anneannem anlatıyor; Folo Amca ve ailesi her geldiklerinde evlerine ve eski ibadet yerlerine gider, yerlere kapanıp ağlarlarmış. Bir kere anneanneme aynen şöyle demiş: "Apla, bu toprak insani çağirir kendisine. İşalla ep sevki ep baris'.
Ben kendisiyle hiç karşılaşmadım; ilk defa bu vesileyle tanımış oldum. Annem Folo Amca'nın uzun süre önce vefat ettiğini söylediğinde çok üzüldüm, bir anda gözlerim doldu. İki dost şimdi yukarıda buluşmuşlardır. Allah ikisine de gani gani rahmet eylesin.
Dedemden bana kalan bir vazifedir. Ne yapıp edip, Folo Amca'nın torunlarını bulacağım. Onlar arasındaki dostluk torunlarıyla devam edecek. Öyleyse Folo Amca gibi bitireyim ben de:
İşalla İşalla!
Not
(1) Dedemin Trabzon'daki köyü. Eşsiz bir güzelliği vardır. İnsanları Olasalı kimliğiyle övünürler. Dedem şöyle derdi: "Üç şeyle gurur duyarım: Olasalı olmak, bir. Trabzonlu ve Trabzonsporlu olmak, iki. İş Bankası mensubu olmak, üç." Anneannem ise Kalyanlıdır. Dedem Kalyan'dan nefret ederdi. Hatta bir kere Kalyan otobüsüne bindik. Dedem herkesin duyabileceği bir sesle "üff leş gibi de Kalyanlı kokuyor" diye bağırmıştı. Bir gün gene Kalyan hakkında atıp tutarken, anneannemin babası dayanımıyor ve şu efsane cevabı veriyor:
- Ula kot kafali! Afkurma! Biz Kalyan'da, derenun yukarisinda yoğurt torbalarini yikarduk, siz da aşaada ayran diye içerdunuz oni!
Kartın resimleri
http://img141.imageshack.us/img141/1741/folosu5.jpg
http://img135.imageshack.us/img135/4981/foloarkamo7.jpg
Bu sene 29 Ağustos'ta kaybettiğimiz dedem (annemin babası) Salim Aksoy'un uzun yıllar mektuplaştığı Rum bir arkadaşı vardı. İsmi Folo. Ailesiyle birlikte Trabzon'da yaşarken diğer Ortodoks Rumlar gibi mübadele sırasında Trabzon'dan göçmüşler. Ama gerek eşlerine, dostlarına gerekse topraklarına olan bağlılıklarından dolayı sık sık gelip Trabzon'u gezerlermiş.
Bu gezmelerden birinde yolları dedemle kesişiyor. Dedemin o sıralarda Kunduracılar Çarşısı'nda Tuncay Konfeksiyon isimli bir mağazası vardı. Anneannemin kardeşi Tuncay Akın eski sahibi olduğundan adı böyle konulmuş. Annem ve teyzem de bu mağazada kasiyerlik yaparlardı şimdiki mesleklerinden önce. Folo Amca ve ailesi Trabzon'da gezerlerken dedem mağazanın önünde bunları görmüş. Yabancı olduklarını anlamış ve yardım etmiş. Çok da insan canlısı ve muhabbeti tatli bir adam olduğundan bu Rum aileyle ahbaplığı ilerletmiş. Onlar Yunanistan'dayken burada epey işlerini görmüş. Birlikte Trabzonspor'un maçlarını izlemişler. Velhasıl aralarında çok büyük bir dostluk gelişmiş.
Bu dostluğun meyvelerinden biri yıllarca birbirlerine gönderdikleri mektup ve hediyeler. İşte geçenlerde bulduğumuz da Folo Amca'nın Yunanistan'dan gönderdiği hediyelere iliştirdiği küçük bir kart. Tarihi yazmıyor ama epey eski olduğu belli. Karadeniz aksanlı bir Türkçe ile yazılmış bu sevimli mektubu aynen, noktasına dokunmadan aktarıyorum:
"Kardasum
Sihadum iyi deyil. Mektub yastum mektubun kelmeti. Atres yanlis? Çok selam çocuklarina, esine, kardaslarina, anene, doslara ve bidun olassinun ehalesine. Hedie kizzlara ve keline içun. Mektubiyi beklerum. Devletlerumuza sevki ve baris versun Felek - Felek çarki Felek. Kuçaklar - kuçaklar ebisime oberim. Folo"
Anlayamayanlar için açıklamalı çeviri şöyle:
"Kardeşim,
Sıhhatim iyi değil. Mektup yazdım; mektubun gelmedi. Adres yanlış? Çok selam çocuklarına, eşine, kardeşlerine, annene, dostlara ve bütün Olasa'nın (1) ahalisine. Hediye kızlar ve gelin için. Mektubunu bekliyorum. Devletlerimize sevgi ve barış versin Felek felek çark-ı Felek. Kucaklar kucaklar hepinizi öperim. Folo"
Kartın sonundaki dileğin güzelliğini görüyor musunuz? O güzel dileği bundan daha güzel dile getirmek mümkün mü? Anneannem anlatıyor; Folo Amca ve ailesi her geldiklerinde evlerine ve eski ibadet yerlerine gider, yerlere kapanıp ağlarlarmış. Bir kere anneanneme aynen şöyle demiş: "Apla, bu toprak insani çağirir kendisine. İşalla ep sevki ep baris'.
Ben kendisiyle hiç karşılaşmadım; ilk defa bu vesileyle tanımış oldum. Annem Folo Amca'nın uzun süre önce vefat ettiğini söylediğinde çok üzüldüm, bir anda gözlerim doldu. İki dost şimdi yukarıda buluşmuşlardır. Allah ikisine de gani gani rahmet eylesin.
Dedemden bana kalan bir vazifedir. Ne yapıp edip, Folo Amca'nın torunlarını bulacağım. Onlar arasındaki dostluk torunlarıyla devam edecek. Öyleyse Folo Amca gibi bitireyim ben de:
İşalla İşalla!
Not
(1) Dedemin Trabzon'daki köyü. Eşsiz bir güzelliği vardır. İnsanları Olasalı kimliğiyle övünürler. Dedem şöyle derdi: "Üç şeyle gurur duyarım: Olasalı olmak, bir. Trabzonlu ve Trabzonsporlu olmak, iki. İş Bankası mensubu olmak, üç." Anneannem ise Kalyanlıdır. Dedem Kalyan'dan nefret ederdi. Hatta bir kere Kalyan otobüsüne bindik. Dedem herkesin duyabileceği bir sesle "üff leş gibi de Kalyanlı kokuyor" diye bağırmıştı. Bir gün gene Kalyan hakkında atıp tutarken, anneannemin babası dayanımıyor ve şu efsane cevabı veriyor:
- Ula kot kafali! Afkurma! Biz Kalyan'da, derenun yukarisinda yoğurt torbalarini yikarduk, siz da aşaada ayran diye içerdunuz oni!
Kartın resimleri
http://img141.imageshack.us/img141/1741/folosu5.jpg
http://img135.imageshack.us/img135/4981/foloarkamo7.jpg