esra61
08.04.2017, 22:55
Günler haftaları haftalar ayları kovalarken bitti denilen bir sezonu nasıl küllerinden alevlendirebilirsin?
Cevap basit :Trabzonspor.
Şöyle bir bakıyorum da ilk devreye nasılda kötü bir Trabzonspor. Kabul bazı maçlar iyiydik ama futbol şansı her zamanki gibi yine yanımızda değildi. Sonra?
Sonra her hafta mutsuz ,stresli, futbol konuşmak istemeyen, maç günleri gelmesin diye dua eden bir profilden bugüne nasıl evrildik?
Çoğumuzun hatırladığı Medical Park Arena’nın açılışı kuran tilavetiyle oluşu ve ardından 2017 yılının bizim için güzel başlamasıyla süregelen bir süreç. Ve bugün...
“Derler ya galip sayılır bu yolda mağlup”, tam da bugüne özgü bir söz olsa gerek.
Bugün yine heyecanla uyandık güne Günlerden Trabzonspordu ama bugün farklıydı yani. Sevdiğine koşar gibi koştu tüm sevdalılar. İmkanı olanlar stada, gidemeyenler TV başına.
Sosyal medyadan takip ettim Trabzonu ve tüm Trabzonspor camiasını.
Öyle çok özlemişim öyle hasret kalmışız ki bu güzel günlere , takıma olan güven, oyunculara karşı hissedilen inanç biran beni 2010-2011 sezonundaki Olimpiyat stadında oynanan 61 bin kişilik deplasman rekoru kırılan o tarihi maça götürdü. Unutamadığım , unutamayacağım bir atmosfer yaşamama vesile olan o gün. Stada giden yolda duyulan kemençe sesleri, yolun kenarında durup kolbastı oynayan gençler ve en önemlisi takıma olan güven. Tıpkı o günkü gibiydi bugünkü hissettiklerim. Tek farkla o sene şampiyon olduk bu sene gelecek sene için Şampiyonluk yolunda atılan büyük bir adım oldu.
Darılmak, küsmek yok. Bu takım bizim.
Golden sonra sevinen Arjantinli Mas gibi heyecanımız, Portekizli Pereire gibi çevik, Ndoye gibi karakterli Onur gibi kaybetmeye tahammülü olmayan biziz. Genç Yusuf Yazıcı gibi yeni filizlenen bir yaprak gibi heyecanımız. Dozer Cemil gibi oynamaya başlayan takımımız Yeni yeşermeye başlayan bir bahar gibi sevdamız elbet Kazım gibi sevecektir de .
Korkuya mahal yok, Endişeye lüzum yok performans olarak kızabileceğimiz isimler var elbette ama karakter olarak tek laf edebileceğimiz bir isim yok bu takımda. Önemli bir süreçten geçen Trabzonspor temel taşları yerine oturttuktan sonra gerekli takviyeler ile arzu edilen bir takım oluşacaktır, Sabır.
Özlem bu denli fazla olmasa ne anlamı kalırdı sevgilerin yahut ne önemi kalırdı kavuşmanın?
Dar sokakların çocukları, Yağmurda ıslanmaya devam ederken Güzel günler elbet yakındır.
Selametle...
Cevap basit :Trabzonspor.
Şöyle bir bakıyorum da ilk devreye nasılda kötü bir Trabzonspor. Kabul bazı maçlar iyiydik ama futbol şansı her zamanki gibi yine yanımızda değildi. Sonra?
Sonra her hafta mutsuz ,stresli, futbol konuşmak istemeyen, maç günleri gelmesin diye dua eden bir profilden bugüne nasıl evrildik?
Çoğumuzun hatırladığı Medical Park Arena’nın açılışı kuran tilavetiyle oluşu ve ardından 2017 yılının bizim için güzel başlamasıyla süregelen bir süreç. Ve bugün...
“Derler ya galip sayılır bu yolda mağlup”, tam da bugüne özgü bir söz olsa gerek.
Bugün yine heyecanla uyandık güne Günlerden Trabzonspordu ama bugün farklıydı yani. Sevdiğine koşar gibi koştu tüm sevdalılar. İmkanı olanlar stada, gidemeyenler TV başına.
Sosyal medyadan takip ettim Trabzonu ve tüm Trabzonspor camiasını.
Öyle çok özlemişim öyle hasret kalmışız ki bu güzel günlere , takıma olan güven, oyunculara karşı hissedilen inanç biran beni 2010-2011 sezonundaki Olimpiyat stadında oynanan 61 bin kişilik deplasman rekoru kırılan o tarihi maça götürdü. Unutamadığım , unutamayacağım bir atmosfer yaşamama vesile olan o gün. Stada giden yolda duyulan kemençe sesleri, yolun kenarında durup kolbastı oynayan gençler ve en önemlisi takıma olan güven. Tıpkı o günkü gibiydi bugünkü hissettiklerim. Tek farkla o sene şampiyon olduk bu sene gelecek sene için Şampiyonluk yolunda atılan büyük bir adım oldu.
Darılmak, küsmek yok. Bu takım bizim.
Golden sonra sevinen Arjantinli Mas gibi heyecanımız, Portekizli Pereire gibi çevik, Ndoye gibi karakterli Onur gibi kaybetmeye tahammülü olmayan biziz. Genç Yusuf Yazıcı gibi yeni filizlenen bir yaprak gibi heyecanımız. Dozer Cemil gibi oynamaya başlayan takımımız Yeni yeşermeye başlayan bir bahar gibi sevdamız elbet Kazım gibi sevecektir de .
Korkuya mahal yok, Endişeye lüzum yok performans olarak kızabileceğimiz isimler var elbette ama karakter olarak tek laf edebileceğimiz bir isim yok bu takımda. Önemli bir süreçten geçen Trabzonspor temel taşları yerine oturttuktan sonra gerekli takviyeler ile arzu edilen bir takım oluşacaktır, Sabır.
Özlem bu denli fazla olmasa ne anlamı kalırdı sevgilerin yahut ne önemi kalırdı kavuşmanın?
Dar sokakların çocukları, Yağmurda ıslanmaya devam ederken Güzel günler elbet yakındır.
Selametle...