PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Çıkış Teorileri



DİNÇ
05.12.2006, 09:44
Dün fransız futbol dergisi EXTRA ya göz atarken olimpik lyon ile ilgili çarpıcı ve bizim takıma benzer niteliklere rastladım...


Olimpik lyonda taktisyen ve antrenör olarak çalışan Joel Bats la bir röportaj yapılıyordu...

Joel Bats şöyle diyordu;

''2000 yılına gelindiğinde Lyon takımı son sıralarda 2. lige düşmemek için uğraş veren sıradan takım olmuştu...Borç o kadar çoktu ki,bırakıp gitsek bizi onursulukla suçlayacaklardı... Monako,Marsilya ve Paris S.G. takımları sırayla şampiyon oluyorlar ve biz de onlara imrenerek bakıyorduk.Artık klübün tek amacı avrupa kupalarına katılmak gibi sıradanlaşmıştı...Avrupa kupalarına katıldığımızda ilk turlarda eleniyorduk...
Ne yapabiliriz diye 12 saat aralıksız süren bir toplantı gerçekleştirdik...Ve bu toplantının son 2 saatinde inanılmaz önerilerle kararlar aldık...''

Gazeteci soruyor;Bunlar nelerdi?

Bats ''Bunları madde madde sıralarsak
1. Takıma işinin uzmanı bir diyetisyenler ve kondüsyonerler alınacak...Diyetisyenin görevi sporcuları maç için zinde hale getirmek olacak.Diyetisyen ve kondüsyoner koordine çalışacak...Diyetisyen, takım hedef maç için hazırlık yaparken takımın vitamin ve kalori ihtiyacını her futbolcu için ayrı ayrı belirleyecek...Sporcular diyetisyenin uyguladığı günlük yeme içme ve uyku programına harfiyen uyacaklar...Kondüsyoner ise sporcuların hedef maç için kondüsyonlarını kademeli olarak 140 dakikaya çıkaracak...Bir sporcu 140 dakikalık bir formgraph a sahip olursa sahada istediğini yapabilir...Ayrıca bazı futbolcular geleneksel yemeklerden ve içeceklerden hoşlanıyorsa koşulları uygun olarak (aşırı baharatlı, kolalı ve gazlı içecekler hariç) futbolculara takdim edilecek.Bu sporcuya Bu sporcuya (özellikle yabancı) extra rahatlama ve huzur verir.

2. Takıma Psikiyatrist ve psikoanalizci alınacak...Her futbolcu 2 ya da 3 günde bir psikiyatrist ile sorunlarını paylaşacak...Psikayrist hedef maçtan 2 gün önce Teknik direktöre futbolcular hakkında rapor verecek...Psikiyatrist asla futbolcular hakkındaki detayları teknik direktör ya da ikinci bir kişiye vermeyecek...Mesela uçaktan korkan bir sporcuyu bu sayede daha iyi motive edebildik.Uçağa bindiğinde tüm kasları ters kasıldığı için özellikle deplasmanlarda yaptığımız maçlarda verim alamadığımız sporcumuz daha verimli hale geldi....
Psikoanalizci futbolcunun futbol dışı yaşamlarını mercek altına alıp onlara çeşitli yöntemler sunacak.Gerektiğinde sosyal yaşamları hakkında öneriler sunacak...Takım içindeki beraberliği ve dostluğu pekiştirecek çeşitli aktiviteler düzenleyecek.

3. Lyon takımı ile ilgilenen herkesin önerileri dikkate alınacak...Özellikle taraftarlarımızın stadımızla ilgili,maçlarla ilgili öneri ve şikayetleri hemen giderilecek...Taraftarlarımızdan gelen futbolcu istekleri ve önerileri dikkate alınıp teknik komite ve sporcu izleme komitesi tarafından takip edilecek....Bu sayede taraftarlarımızın önediği futbolcuları dikkate alarak 20 ye yakın futbolcuyu takıma kazandırdık ve çoğu yıldız oldu...Taraftarlarımızı klübümüze daha yakın olmasını hissettirdik.Böylece taraftar klübü sahiplendi ve klüp taraftardan daha fazla para kazanmaya başladı ve kaynak bulma derdimiz azaldı...Taraftar parça parçaydı...Onları birleştirmek için çeşitli aktiviteler düzenledik...

4. Sporcularımızı asla baskı altına almadık...Sosyal yaşantıları üzerine öneri ve tavsiyelerde bulunduk...Bu konuda uzmanlardan yardım aldık...

5. Takımımızı diğer takımlara sevdirdik...Bu sayede bize olan antipatiyi ortadan kaldırdık...Bu sayede maçlarımız dostluk havasında geçti...

6. Takıma süresini doldurmuş 3-4 tane yıldız alacağımıza 1-2 tane genç yıldıza aynı parayı vererek sahip olduk...Bu sayede hem bu sporcuları başka takımlar transfer ederek daha çok para kazanmış olduk hem de gençliğin dinanizmi ve savaşçı ruhundan faydalanmış olduk...

7. Takım içindeki aşırı sorunlu düzeltilemeyen sporcu,antrenör ve teknik ekiple yollarımızı ayırdık...Bu işi onları küstürmeden ve onurlarını kırmadan yaptık...Bu sayede daha sonra onların önerileriyle çeşitli kazanımlar yaşadık...''

İşte Joel Bats'ın söyledikleri....
Olimpik Lyon bu sayede nerelere geldi görüyorsunuz...
Biz neden yapamayalım...
Nuri Albayrak ve ekibi eğer başarılı olmak istiyorsa bunları dikkate almalı....

champions
05.12.2006, 09:51
sorun şurdaki lyon yönetimi bizimki gibi bikaç başlı değil ve amaçları takımları adına doğruları yapmak ya bizimkiler ...

Naim
05.12.2006, 09:53
Dünden Beri bu konuyu konuşuyoruz
kurulduğu günden beri sıradan bir asansör takım olan Lyon 7-8 yıla yayılan bir plan ve proje içerisinde mükemmel işlere imza attı
5 yıldır üst üste şampiyon ve bu konuda fransa gibi en fazla farklı şampiyon çıkaran bir ligde istikrar abidesi haline geldi
Hem Şehrinin yapısı hem kuruluş ve işleyiz tarzları Trabzon için müthiş örnekler taşımaktadır
Trabzon artık İstanbulun izlediği yolu izleyerek Şampiyonluk sevdasından vazgeçmelidir
Trabzon Sadece kendi Geçmişinde kazandığı yapının Modernize edilmesi haliyle tekrar Başarıya ulaşabilir
Bunun en güzel Örneğide Lyondur
Aklı selim insanların Yönetime Gelmesi bu tarz bir modelin uygulanabilmesi için mutlak şarttır

Yazıyı buraya taşıyan Bmteam e teşekkür ederim:alkis: :havaya:

Emre B.
05.12.2006, 09:56
Akıllı bir yönetimle bunlar gerçekleştirilebilir.Yönetim bizim istediğimiz adamları alsa çok güzel olur.Lyon çok iyi bir takım oldu.Bu sene Şampiyonlar Liginde finale çıkabilirler.

bordox
05.12.2006, 10:16
Aslında şu sayılanların çoğu profosyonel bir takımda standart olarak bulunması gereken şeyler.Futbolcuların hazırlanmasından,takımdan ayrılma zamanlarında gösterilecek tavra kadar.Çoğu takımda Lyon kadar bu konulara dikkat ediyordur tahminim.
Ama mesala Juninho gibi bir adam olmasa ne olurdu diye düşünmüyor değilim.

DİNÇ
05.12.2006, 10:18
Aslında şu sayılanların çoğu profosyonel bir takımda standart olarak bulunması gereken şeyler.Futbolcuların hazırlanmasından,takımdan ayrılma zamanlarında gösterilecek tavra kadar.Çoğu takımda Lyon kadar bu konulara dikkat ediyordur tahminim.
Ama mesala Juninho gibi bir adam olmasa ne olurdu diye düşünmüyor değilim.

Peki Lyon Juninho yu nasıl kazandı dersin?
Adını kim biliyordu 2-3 sene öncesine kadarda bize ezberletti?
Öncelikle sistemli olmak şart...Başarı hemen arkasında...

Nebiye
05.12.2006, 10:27
Güzel bi yazı bende kendimce bişiler eklemek isterimmm
Gerçi bizim yönetim bu tür şeylerle hiç ilgilenmiyo ya neyse.
Ben olsam Trabzonun bir sürrü sokağına Trabzonspor bayrakları astırırım.İnsanların,esnafın taraftarların yumuşaması için bişiler yaparım.Ben nerde bi Trabzonspor bayrağı görsem durur bakarım çünkü..maçtan önce yağmurluklar dağıtırımm.
Gazetelere dergilere tvlere Trabzonsporumuzla ilgili,taraftarlarımızla demeçler veririm.Bunun için Yattarayı kullanabilirimm.Halkın ona büyük bi sempatisi olduğu bi gerçek.Onu kullanarak taraftarımıza destek çağrısı yaptırırımm.Daha bir sürü şey yapılabilir.Ona özel reklamlar olabilir,falan filan.
Yani yönetim istese tekrar bizi yani taraftarları havaya sokabilir.Bizi kafaya almak çok kolay.Ama yok işte,bizimkilerde tık yok.
Çok mu zor bayrak yaptırmak,en ucuzundan uyduruğundan yağmurluk gibi bişiler yapıp dağıtmak,çok mu zor...Her maç statımızı balonlarla süslemek...
Bence başlığı açan arkadaşımızın yazdıkları uygulanabilir şeyler,denenebilir yani.Hiç yoktan bizde görürüz duyarız deriz ki tamam bişiler yapılmaya çalışılıyor,bizde verelim desteğimizi,eskisi gibi.Yensekde yenilsekte.
Ama işte önce birinin bi adım atması gerek.

oskanonur
05.12.2006, 10:32
Bu yaziyi bizim yoneticilere de gondersek ya...

Cengiz Çubukcu
05.12.2006, 10:33
öncelikle kısa vadeli karizmayı kurtaracak önlemler alınmalıdır.
1.devre arasında yabancılar hariç hiçbir futbolcu bırakılmamalı sadece defansta stoper mevkisine ve orta sahanın göbeğine takviye yapılmalıdır. gelecek hiçbir topçunun gideceklerden iyi olduğunu düşünmüyorum.
2.yönetim her ne şartta olursa olsun ziya hocanın arkasında durmalı, oyunculara ve taraftarlara bunu deklare etmelidir.
3. yine yönetim takımın taraftarlarla bozulan arasını düzeltmek için basın yoluyla çalışmalar yapmalıdır.
uzun vadede yapılacaklar
1. yönetim bir sonraki seçime kadar işin başında kalmalı ama uyumsuz olan üyelerin yerine yenileri alınmalıdır.
2. takımın başına mutlaka bu işten anlayan ve camiada söz sahibi kurumsallıktan haberdar (şenol güneş biçilmiş kaptan) biri menajer vb. görevle getirilmeli ...
3. ara verilen kurumsallık çalışmalarına hız verilmeli bunun için gerekli olan profosyonel ekip yeniden oluşturulmalıdır.
4. altyapıda bilimsel eğitim için fransa ya da hollanda gibi futbolda ekol olmuş ülkelerden ekipler tranfer edilmeli , uzun vadeli planlar yapılmalı bunların yanında kendi elemanlarımzı da yetiştirmeli ve hatta uzun vadede 10-15 sene ilerisi için bazı adamları yurtdışına araştırma ve geliştirme için yollamalıyız.
5. üye kampanyaları için çalışmalar devam etmeli bunun yanında amatör ruhla çalışacak üyeler bulunmalı ve taraftarın katılımı sağlanmalıdır..

Cengiz Çubukcu
05.12.2006, 10:37
Peki Lyon Juninho yu nasıl kazandı dersin?
Adını kim biliyordu 2-3 sene öncesine kadarda bize ezberletti?
Öncelikle sistemli olmak şart...Başarı hemen arkasında...
juninho örneğine benzeyen birçok örnek zaten bizim takımda var....gökdenizi ele alalım takım iyi olduğu zamanlar türkiyede bir numaralı adam değilmiydi? takım başarısı gelince bireysel yetenekler de sivrilebiliyor....

bordox
05.12.2006, 10:39
Peki Lyon Juninho yu nasıl kazandı dersin?
Adını kim biliyordu 2-3 sene öncesine kadarda bize ezberletti?
Öncelikle sistemli olmak şart...Başarı hemen arkasında...
BMNteam.

Tabiki sistemli bir çalışma sonucu bu işler oluyor ama yukarda sayılan şeylerin tamamı profosyonel bir takımda standart olmalı diyorum.Bunlar ekstra şeyler olmamalı yani.Trilyonların döndüğü bir piyasada futbolcunu maça en iyi şekilde hazırlamak,onlara rahat bir ortam sağlamak.Onların kulübe olan verimlerini en üst seviyeye çekmek,ayrılırken insan onuruna yakışır bir şekilde ayrılmak.
Bunlar çok önemli ama:

Juninho çok özel bir futbolcu.Ender gelen bir yetenek adam.Lyon bir makine ise Juninho'da onun çipi bence.
Tıpkı Hagi'nin Gs de olduğu zamanlar gibi.
Çok nadir gelir bu tip adamlar,Lyon'un başarısı bu adamı elinde tutmayı başarıyor.
Tabi haklısın onu bulmakta ayrı bir şey ama bakalım başka bir Juninho bulabilecekler mi?Kolay değil bence.

Travelair
05.12.2006, 10:46
Simek yakın zamana kadar dil probleminden şikayet ediyordu. Bırakın diyetisyeni yabancı dil bilen yok takımda. Tesadüfe inanıyoruz gibime geliyor bazen

DİNÇ
05.12.2006, 10:56
BMteam.

Tabiki sistemli bir çalışma sonucu bu işler oluyor ama yukarda sayılan şeylerin tamamı profosyonel bir takımda standart olmalı diyorum.Bunlar ekstra şeyler olmamalı yani.Trilyonların döndüğü bir piyasada futbolcunu maça en iyi şekilde hazırlamak,onlara rahat bir ortam sağlamak.Onların kulübe olan verimlerini en üst seviyeye çekmek,ayrılırken insan onuruna yakışır bir şekilde ayrılmak.
Bunlar çok önemli ama:

Juninho çok özel bir futbolcu.Ender gelen bir yetenek adam.Lyon bir makine ise Juninho'da onun çipi bence.
Tıpkı Hagi'nin Gs de olduğu zamanlar gibi.
Çok nadir gelir bu tip adamlar,Lyon'un başarısı bu adamı elinde tutmayı başarıyor.
Tabi haklısın onu bulmakta ayrı bir şey ama bakalım başka bir Juninho bulabilecekler mi?Kolay değil bence.

Sevgili Bordox,
Lyonun kadrosuna bakarsak Juninho gerçekten ayrıcalıklı...Ama öyle bir kadroları varki,dışarıdan imreniyoruz...
Ayrıca başka bir Juninho bulabileceklermi sorusuna cevap bulmak için onların altyapılarını değerlendirmek gerekir...Bence isterlerse de bulabilirler...Şimdi ellerinde Juninho var...İkincisi şu an lüks olur.Onlar bunun bilincinde...Eğer Juninhoyu iyi paraya satarlarsa yeni bir Juninho çıkması işten bile değil...
İşte Lyonun 37 kişilik dev kadrosu....
Bu arada Lyonu deplasmanda 4-3 A.Akerde 4-1 yendiğimiz günler aklıma geldi de.....OfffOfff....

No İsim Ülkesi
----------------------------------------
Kaleciler;
1 Grégory Coupet FRA
25 Joan Hartock FRA
30 Rémy Vercoutre FRA
35 Jérémy Aymes FRA
Defans
2 François Clerc FRA
3 Cris BRA
4 Patrick Müller SUI
5 Claudio Caçapa BRA
12 Anthony Réveillère FRA
20 Eric Abidal FRA
23 Jérémy Berthod FRA
29 Sébastien Squillaci FRA
32 Sandy Paillot FRA
37 Julien Faussurier FRA
38 Mourad Benhamida FRA
43 Aurélien Brugniaud FRA
Orta Saha
6 Kim Källström SWE
8 Juninho Pernambucano BRA
10 Florent Malouda FRA
15 Alou Diarra FRA
21 Tiago POR
24 Romain Beynie FRA
28 Jérémy Toulalan FRA
40 Loosemy Karaboue FRA
41 Damien Plessis FRA
Forwed
9 John Carew NOR
11 Fred BRA
14 Sidney Govou FRA
18 Hatem Ben Arfa FRA
19 Karim Benzema FRA
22 Sylvain Wiltord FRA
27 Anthony Mounier FRA
31 Yacine Hima FRA
34 Loïc Remy FRA
36 Sylvain Idangar FRA
39 Grégory Bettiol FRA
42 Jérémy Pied FRA

İslam Sezer
05.12.2006, 10:57
Simek yakın zamana kadar dil probleminden şikayet ediyordu. Bırakın diyetisyeni yabancı dil bilen yok takımda. Tesadüfe inanıyoruz gibime geliyor bazen
Türkçe den zerre anlamazken daha iyi oynuyordu ama Türkiyeye ve Türkçeye alışalı iyice laşka oldu adamın futbolu.Umarım tez zamanda düzelir çünkü takımın iyi oyanayacal tecrübeli ve lider oyunculara çok ihtiyacı var.Ben özellikle acilen orta sahaya pas yapabilen,güçlü ve çalışkan iki oyuncuya ihtiyaç var diyorum.Juninho bulamasak bile bari Aurelio gibi bir oyuncu olsun yeter.Tabi bu kısa zamanlı çözüm önerisi yani ligde yukarı sıralara çıkabilmek adına.Lyon un yaptığı dönüşüm için planlı ve programlı bir çalışma,profesyonel bir anlayış ve tabiki yönetimde ve yönetilenlerde birlik gerekiyor.Çıkar ve menfaatin düşünüldüğü yerden başarı çıkmaz,bunu unutalım...

akdin
05.12.2006, 11:22
Çok doğru konulara parmak basmışsınız,bizim takımda henüz bir menajer yok,önemli olan futbolcu almak değil,onlardan maksimum verimi alabilmek.....Futbol basit bir oyundur,karmaşık olan,insan psikolojisidir.Devre arasında çok fazla transfere gerek yok,ortamın düzeltilip,gerçekçi plan,proğramla devam etmektir,Durum yönetime bırakılamayacak kadar ciddidir,çok geniş yönetim konseyi oluşturulmalı,bu konseyde herkes bulunmalı.........

macka61
05.12.2006, 11:54
albayrak yönetimiyle bu olmaz ama başka yönetimle belki

Nytre
05.12.2006, 12:06
Dün fransız futbol dergisi EXTRA ya göz atarken olimpik lyon ile ilgili çarpıcı ve bizim takıma benzer niteliklere rastladım...


Olimpik lyonda taktisyen ve antrenör olarak çalışan Joel Bats la bir röportaj yapılıyordu...

Joel Bats şöyle diyordu;

''2000 yılına gelindiğinde Lyon takımı son sıralarda 2. lige düşmemek için uğraş veren sıradan takım olmuştu...Borç o kadar çoktu ki,bırakıp gitsek bizi onursulukla suçlayacaklardı... Monako,Marsilya ve Paris S.G. takımları sırayla şampiyon oluyorlar ve biz de onlara imrenerek bakıyorduk.Artık klübün tek amacı avrupa kupalarına katılmak gibi sıradanlaşmıştı...Avrupa kupalarına katıldığımızda ilk turlarda eleniyorduk...
Ne yapabiliriz diye 12 saat aralıksız süren bir toplantı gerçekleştirdik...Ve bu toplantının son 2 saatinde inanılmaz önerilerle kararlar aldık...''

Gazeteci soruyor;Bunlar nelerdi?

Bats ''Bunları madde madde sıralarsak
1. Takıma işinin uzmanı bir diyetisyenler ve kondüsyonerler alınacak...Diyetisyenin görevi sporcuları maç için zinde hale getirmek olacak.Diyetisyen ve kondüsyoner koordine çalışacak...Diyetisyen, takım hedef maç için hazırlık yaparken takımın vitamin ve kalori ihtiyacını her futbolcu için ayrı ayrı belirleyecek...Sporcular diyetisyenin uyguladığı günlük yeme içme ve uyku programına harfiyen uyacaklar...Kondüsyoner ise sporcuların hedef maç için kondüsyonlarını kademeli olarak 140 dakikaya çıkaracak...Bir sporcu 140 dakikalık bir formgraph a sahip olursa sahada istediğini yapabilir...Ayrıca bazı futbolcular geleneksel yemeklerden ve içeceklerden hoşlanıyorsa koşulları uygun olarak (aşırı baharatlı, kolalı ve gazlı içecekler hariç) futbolculara takdim edilecek.Bu sporcuya Bu sporcuya (özellikle yabancı) extra rahatlama ve huzur verir.

2. Takıma Psikiyatrist ve psikoanalizci alınacak...Her futbolcu 2 ya da 3 günde bir psikiyatrist ile sorunlarını paylaşacak...Psikayrist hedef maçtan 2 gün önce Teknik direktöre futbolcular hakkında rapor verecek...Psikiyatrist asla futbolcular hakkındaki detayları teknik direktör ya da ikinci bir kişiye vermeyecek...Mesela uçaktan korkan bir sporcuyu bu sayede daha iyi motive edebildik.Uçağa bindiğinde tüm kasları ters kasıldığı için özellikle deplasmanlarda yaptığımız maçlarda verim alamadığımız sporcumuz daha verimli hale geldi....
Psikoanalizci futbolcunun futbol dışı yaşamlarını mercek altına alıp onlara çeşitli yöntemler sunacak.Gerektiğinde sosyal yaşamları hakkında öneriler sunacak...Takım içindeki beraberliği ve dostluğu pekiştirecek çeşitli aktiviteler düzenleyecek.

3. Lyon takımı ile ilgilenen herkesin önerileri dikkate alınacak...Özellikle taraftarlarımızın stadımızla ilgili,maçlarla ilgili öneri ve şikayetleri hemen giderilecek...Taraftarlarımızdan gelen futbolcu istekleri ve önerileri dikkate alınıp teknik komite ve sporcu izleme komitesi tarafından takip edilecek....Bu sayede taraftarlarımızın önediği futbolcuları dikkate alarak 20 ye yakın futbolcuyu takıma kazandırdık ve çoğu yıldız oldu...Taraftarlarımızı klübümüze daha yakın olmasını hissettirdik.Böylece taraftar klübü sahiplendi ve klüp taraftardan daha fazla para kazanmaya başladı ve kaynak bulma derdimiz azaldı...Taraftar parça parçaydı...Onları birleştirmek için çeşitli aktiviteler düzenledik...

4. Sporcularımızı asla baskı altına almadık...Sosyal yaşantıları üzerine öneri ve tavsiyelerde bulunduk...Bu konuda uzmanlardan yardım aldık...

5. Takımımızı diğer takımlara sevdirdik...Bu sayede bize olan antipatiyi ortadan kaldırdık...Bu sayede maçlarımız dostluk havasında geçti...

6. Takıma süresini doldurmuş 3-4 tane yıldız alacağımıza 1-2 tane genç yıldıza aynı parayı vererek sahip olduk...Bu sayede hem bu sporcuları başka takımlar transfer ederek daha çok para kazanmış olduk hem de gençliğin dinanizmi ve savaşçı ruhundan faydalanmış olduk...

7. Takım içindeki aşırı sorunlu düzeltilemeyen sporcu,antrenör ve teknik ekiple yollarımızı ayırdık...Bu işi onları küstürmeden ve onurlarını kırmadan yaptık...Bu sayede daha sonra onların önerileriyle çeşitli kazanımlar yaşadık...''

İşte Joel Bats'ın söyledikleri....
Olimpik Lyon bu sayede nerelere geldi görüyorsunuz...
Biz neden yapamayalım...
Nuri Albayrak ve ekibi eğer başarılı olmak istiyorsa bunları dikkate almalı....


işte sana çıkış teorisi. hiç uzaklara gitmeye gerek bile yok..

hüseyin takımda psikolog istemeyip "biz deli miyiz?" gibi bir yorum yapmıştı.. şimdi takımda psikolog yok...
diyetisyen var mı bilmiyorum..
taraftarın istekleri dikkate alınıyor mu? asla...
kondüsyonerimiz var (ziya doğan) ama taktik verecek kimse yok...
şimdi sen bütün bunları görmezden gelersen tabi ki başarılı olamazsın...

sen gerçekten bir takımı kurtarmak istiyorsan ve bir reçete arıyorsan karşında bir sürü başarılı takımın başarı reçetesi var hepsi de hemen hemen birbirine benziyor..

ve bu reçeteler uzayda ya da ulaşılamayacak bir yerde değil.. onun için şu anda yapılanlar artık bana SAMİMİ gelmiyor..

Nytre
05.12.2006, 12:09
bir şey demeyi unuttum ...
adam diyor ki 12 saat toplantı yaptık... daha bizimkiler birlik olup toplanamıyor.. bu onların sorumsuzluklarının umursamazlıkların ve gerçekten bu takıma bir şeyler yapmak istemediklerinin apaçık ispatıdır.

Mustafa Enez
05.12.2006, 12:48
takımda hiç yabancı oyuncu olmasın ama teknik heyet ve yönetim yabancı olsun o zaman düzelir gidişat

metehan
05.12.2006, 12:55
"TS bu durumdan nasıl çıkabilir?" diye kendi kendime düşünürken, TS'un bu konuda bir danışmanlık hizmeti alabileceği fikri belirmişti kafamda. Bu başlığı okuyunca hemen o geldi aklıma. İşte size örnek. Gidin Lyon klübüne, bu konuda danışmanlık hizmeti almak istiyoruz diyerek yardım isteyin. Mesela şu röportajı veren adam bile pekala bu işi yapabilir. Tabi öneri almak yetmez, o önerileri de kararlılıkla uygulamak gerekir.

Egemen Yılmaz
05.12.2006, 17:23
bunları yapmak için önce tutarlı ve istikrarlı bir yönetime ihtiyacımız var...

DİNÇ
05.12.2006, 17:55
bunları yapmak için önce tutarlı ve istikrarlı bir yönetime ihtiyacımız var...

O da yakında olur inşAllah....

degok
05.12.2006, 18:00
İlk olarak arkadaşlar geçen sene ben lyonun incelenmesi gereken bir takım olduğunu yazmıştım ve sitede bazı arkadaşlardan tepki almıştım. O yazımda şunu belirtmiştim. Biz bu lyonu içerde 4 dışarda 4 atarak elemiştik. Ama adamların geldiği duruma bakın birde bizim geldiğimiz duruma demiştim. Bu takım kesinlikle bir şeyler yaptı ki bu şekilde bir değişim yaşadı ve başarılı oldu demiştim. Hep beraber taraftar olarak lyonu destekleyelim belki bizim yöneticilerin dikkatini bu yöne çekeriz demiş ve bitirmiştim. Bir dünyada tepki almıştım.

Şu yukarıdaki açıklamalar aslında çok zeki bir kafanın ürünü değil. Yani hemen hemen herkesin düşünüp varabileceği sonuçlar bunlar. Ama ne lazım aklı başa alaıp sorunu çözme isteği lazım. Bu nedenle bizim yöneticilere çok kızıyorum. Olay atla deve olayı değil akıl olayı.

1-Diyetisyen ve kondisyoner. Yoruma gerek bile yok çok çok önemli zaten. Bizim takımda durum ne belli değil.
2-Psikiyatrist ve psikoanalizci. Arkadaş senin en değerli varlığın nedir bir takımda taraftardan başka. Futbolbolcu hemde her biri tirilyonlarca yatırım yapılan kişiler. Hangi yatırımcı tirilyon ödediği bir yatırımın başını boş bırakırki bizim yöneticilerden başka. Uzman bir psikolog şart bence de.
3-

Lyon takımı ile ilgilenen herkesin önerileri dikkate alınacak...Özellikle taraftarlarımızın stadımızla ilgili,maçlarla ilgili öneri ve şikayetleri hemen giderilecek...Taraftarlarımızdan gelen futbolcu istekleri ve önerileri dikkate alınıp teknik komite ve sporcu izleme komitesi tarafından takip edilecek....Bu sayede taraftarlarımızın önediği futbolcuları dikkate alarak 20 ye yakın futbolcuyu takıma kazandırdık ve çoğu yıldız oldu...Taraftarlarımızı klübümüze daha yakın olmasını hissettirdik.Böylece taraftar klübü sahiplendi ve klüp taraftardan daha fazla para kazanmaya başladı ve kaynak bulma derdimiz azaldı...Taraftar parça parçaydı...Onları birleştirmek için çeşitli aktiviteler düzenledik...



bunu alıntı yapmadan duramadım arkadaşlar. Adam taraftarın beğenip önerdiği topçuyu bile izlemiş ve almış. Çoğuda yıldız oldu diyor. Bunun altında ne yatıyor. Taraftar takımını yöneticiden bile daha fazla benimsiyor. Hiçbir taraftar çıkarı var diye topçu önermez arkadaşlar. Bu madde en önemlisi bence.

tsmaniac
05.12.2006, 19:32
çıkış için tek yol var oda GO HOME ALBAYRAK!

tsmaniac
05.12.2006, 19:48
bu arada hazır aklıma gelmişken yönetimi savunan bazıları vardı onlarda değerli yorumlarından mahrum etmesinler bizi

Yağız
05.12.2006, 21:06
Trabzonsporun çıkışı için bunun gibi iyi reçeteler her zaman yazılabilir.Ama bu genede hastalığı yenmiyor yenemiyor.Çünkü hasta reçeteyi kenara koyup yine bildiğini okuyor.

Siz Bu yönetimin Atay Aktuğ döneminin ve Özkan Sümer dönemin nasıl başarısız olduğunu düşünüyorsunuz?

yönetim Birileri kendini ön plana çıkarmak istediği için, gruplaştıkları için futbolcuları gruplaştırdıkları için başarısız oldular. Aynı uygulmalardan ders alacağını düşündüğümüz aynı hataları yapmayacağını söyleyen bu günkü yönetim ise daha beter halde başkan asbaşkan trabzon kanadı yönetim kurulu kaça bölündü bilen yok. takım içinde birlik beraberlik olmadığı zaten saha sonuçlarından belli.

bu guruplaşmalar iddalaşmalr dalaşmalar TS yi kaoslara sokuyor.Her yönetim kurulu üyesinin neredeyse bir menajeri var.bu menajerler TS ye futbolcu satıyorlar komisyonunu alan kaçıyor.Kimbi
lir kimler yolunu buluyor. İsimlerini az araştrırın bulursunuz.

Özkana SÜMER in yalnız kaldım demesinin Fenere karşı olduğunu sanıyorsunuz.hayır biz içten yıkılıyoruz.İçten birbirimizi çelmeleyerek yıkılıyoruz.

Vahid hoca ailem istemiyor diyen hoca al ittihat a gidiyor.ne olduda adam aravistana kaçtı.Kimlere güvenemedi neler gördü.Peki lig sonunda edilen şu sözün anlamı nedir? Bu takımda arkadaşlık daha iyi olsaydı dhaa iyi yerde olurduk. aslında bunu tam Türkçeye çevirirsek dediği şu bu takımda arkadaşlık yok.

Arkadaşlık nasıl kurulacak yönetim kurulunda sağlanamayan birliktelik sahada tribünde camiaada nasıl sağlanacak?

Evet reçete çok güzel ama bizim çok çalışmamız lazım çok.

omerfarukyilmaz
05.12.2006, 22:52
walla tam bir cıkıs teorisi insallah dier yonetime nasıp olur
yoksa bunların eline en garanti formulu bile versen beceremezler

kutoz
05.12.2006, 23:08
Benim bu konudaki tek önerim, Trabzon kökenli en az 6 futbolcu takımda, en az 2 futbolcu yedek olacak. Sahadaki 6 futbolcu üzerine 2 tane anadoluda öne çıkmış, hırslı futbolcu, kalan 3 futbolcuda avrupadan alınacak. Ama bu alınacak futbolcular, kesinlikle futbolu bir yaşam biçimi olarak kabul etmiş, yaşantısı ile çevresine örnek olabilecek türden yetenekli futbolcular olmalı. Parası ne olursa olsun, kesinlikle de paraya kıyılıp alınmalı.

Biliyorum, bazı arkadaşlar kafa tasçılığı yaptığımı düşünebilir. Ama malesef, Trabzonspor modeli budur. Trabzonspor'u başarıya getirecek hırs, sahadaki 6 Trabzon'lu futbolcunun ateşleyeceği takımla olacaktır. Aksi takdirde, bugün yaşadığımız gibi sadece ağlarsa Hasan, Hüseyin ve Gökdeniz ağlar, gerisi yalan ağlar...

Bunlar futbol takımının izlemesini istediğim yol. Taraftar tribünlerin olmazsa olmazı. Hafta sonu Ankaraspor maçında da ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır. Taraftar, kesinlikle kendisini çeki düzen vermek zorunda. Gruplar, kişisel egolarını bir tarafa bırakıp Trabzonspor Taraftarı kimliğine bürünmeli. Birbiriyle yarışandeğil, omuz omuza yürümeyi öğrenmeliyiz artık. İkincisi, takıma sahip çıkıp küçük olumsuzluklarda homurdanmak yerine, bütün tribünler tek ağızdan marşlar söyleyerek takımı ateşlemeliyiz. (Bunu ben görebilir miyim bilemiyorum. Gördüğüm gün birkaç fakiri sevindireceğim).

Sonrası ise, istikrar, başarı ve güzel günler diye düşünüyorum...

MİSSE_MİSSE
06.12.2006, 11:50
lyonun taktiğini daha ileri götürebiliriz.taraftarlar gelecek sezonda trabzonsporda görmek istediği futbolcuların isimlerini belirler ve oylamayla bir sıralama yapılır.daha sonra bir banka hesabına para bağışında bulunulur ve biriken para hangi sıradaki futbolcuya yetiyorsa o transfer edilir. böylece hem taraftarla kulüp yakınlaşır hem de takımımıza katkımız olur

eren_61
06.12.2006, 12:19
harika bir olay.yönetim bunları uygulasa zaten başarı gelir.ancak bunu uygulayacak yönetim nerde?????

Cüneyt Canlıca
06.12.2006, 12:19
hüseyin takımda psikolog istemeyip "biz deli miyiz?" gibi bir yorum yapmıştı.. şimdi takımda psikolog yok...
diyetisyen var mı bilmiyorum..


Hüseyinin yerine bi psikolog çıkıp oynasa önliberoda daha basarılı olur..

Lyon un yaptıgı atılımı yapmak için işin ciddiyetini kavramıs yönetici ve futbolcularla çalışmak lazım..Şimdi yukarıda hüseyin in belirtiği gibi sadece deli olanlara psikolog lazım zanneden,bu engin kültür birikimiyle yasayan futbolcularla bu iş yürümez..

Bunu bi kenera bırak sen bir diyetisyen tutacaksın futbolcuya diyeceksinki ''arkadasım bunu yeme şunu ye daha iyi koşarsın'' ve bizim senede 2 trilyon para kazanan engin kültürlü yeteneksiz topcumuzda bunu dinleyecek...Çek bi yağlı yerinden pilav üstü döner...bir buçuk olsun

gene ihale hüseyine kaldı denilecek ama bu takımda bölünmenin hizpleşmenin
1 numaralı sebebi bizim 5 numaramızdır..Dün geceki maçta gs li gencecik mehmet güven in yaptıgı hareketin benzerini yapsın gelip Avni Akerin ortasında ayaklarını öpeyim..Adam kapmıs kapıyı açmıs kolları ne altyapıdan biri gelebiliyor onun yüzünden ne başka bir takımdan transfer yapılabiliyor..
Adam resmen kabus gibi çöktü takımın üzerine valla geceleri rüyama giriyor.

sarman61
06.12.2006, 12:34
BMNTEAM Abi süper bir yazı eklediğin için saol. Bu gerçekten klavuz olmalı bizim yönetim için. Profesyonel klüplerin uyguladığı sırdan işler aslında bunlar. Ama bizim ülkemizde uygulanamıyor. Albayraka bunu iletmek lazım.

Ama yapacağı ilk icraat yönetimdeki revizyon olacaktır. ( Azize gibi olacak ses çıkarını şutlayacak)

erdal6167
06.12.2006, 12:57
TESTİ KIRILMADAN YOL GÖSTERİYORUM
Trabzonspor'un efsane hocası Özyazıcı'dan Karadeniz'e özel açıklamalar... ÖZYAZICI: "Trabzonspor'un taze bir kana ihtiyacı var. Kötüde ısrar etmenin anlamı yok. Yönetimin güven tazelemeye ihtiyacı var. Bunu yapmalılar bence ama yine de karar onların..." ÖZYAZICI: "Bugünlere geleceğimiz belliydi. Görünen köy kılavuz istemez. Başarı için kadro ve antrenörde istikrar şart. Fatura sürekli hocaya çıkmamalı. Ziya Doğan bu takımı ayağa kaldırır"

tsmaniac
06.12.2006, 12:58
yönetim galiba devam ediyormuş çıkış teaorileri işe yaramayacak bu konu kapanır yakında

TSSKY
06.12.2006, 13:09
ÇikiŞ Yolu..tabİ O Yazilanlarin Hepsİ ŞÜphesİz Çok Mantikli Ama O Yapilanlaradn Soora BaŞari İÇİn Bİraz Beklenmesİ Lazim Ve Kabul Edelm Kİ Karadenz İnsannda Bu Yok Hadİ Taraftarimizi GeÇtİm Medyamiz Bu İŞİn Araksizda Durmaz 2 MaĞlubİyette Medya Al AŞaĞi Eder Herkesİ Çok Objektİf Nİ Davraniyolar Sankİ Trabzonspora Gelİnce Haksiz Miyim...trabzonspor Bu Trabzonsporludan BaŞka Sevenİ Var Mi Kİ????

liginefendisi
07.12.2006, 20:45
Selam

Öncelikle yazı için teşekkürler gerçekten çok faydalı bilgiler...Bunların hiçbiri sır değil ama uygulamayla beraber başarı gelince tabii ki bu bilgiler daha da değerli oluyor...
Lyon her açıdan örnek bir kulüp.Yunanistan,Portekiz,İskoçya,Belçika gibi ülkelerin takımları kendi liglerindeki düşük rekabet ortamından dolayı Avrupa kupalarında sürünüyor; oysa Lyon 5 yıldır kendi ligini süpürmesine rağmen başarıya aynı açlıkla saldırıyor, hem de hemen her yıl takımlarındaki en önemli yıldızını satarak!!!!
Benim bu listeye ekleyeceğim tek şey var.Malumunuz forumlarda ve taraftarın dilinde sürekli dolanır " masaya yumruğunu vuracak,hakkımızı arayacak başkan istiyoruz" dileği.Bence bu yanlış bir tercih,yöneticilerimiz kavgacı değil uzlaşmacı olmalı...T.S. nin kısa tarihine dönüp bakın bu camia sülüklerin aksine hiçbir zaman gerilimle yaşamayı beceremedi...Takım stres altında oynadığı bütün maçları kaybetti...Bu sebepten şeçilen yöneticilerin tavrı, hak hukuk arama sloganlarıyla kendini reklamını yapmak olmamalı...T.S. kavgaların içinde olmamalı ve yine eski sempatik kimliğine kavuşturulmalı...Bu takımın hiçbir zaman 30 milyon taraftarı olmadı ama biz herkesin 2. takımıydık.Başarıyı getiren sebeplerden biri de takımın lehinde esen bu olumlu havaydı...Kavganın bize ne getirip ne götürdüğü ortadayken her puslu havada ortaya çıkıp içi boş laflarla sahte bitirimlik yapmanın ya da hakemlere " sizi son kez uyarıyoruz akıllı olun" demenin faydasını bilen varsa yazsın...Sonuç olarak bize takım adına kendi reklamını yapacak yöneticiler değil takıma adını kullanmadan hizmet edecek beyinler lazım(bence).

Taner Gündoğdu
08.12.2006, 01:04
bir şey demeyi unuttum ...
adam diyor ki 12 saat toplantı yaptık... daha bizimkiler birlik olup toplanamıyor.. bu onların sorumsuzluklarının umursamazlıkların ve gerçekten bu takıma bir şeyler yapmak istemediklerinin apaçık ispatıdır.

olay bitmiştir işte! evet bizimkiler daha toplantı yapamıyor ki ortaya çözüm koysunlar. üstelik önlerinde bize her yönüyle çok benzeyen bir model var birşey üretin bile demiyoruz uygulayın diyoruz...ama nerde? herkes kendi hesapları içinde!

Hüseyin Çümen
08.12.2006, 01:14
valla ziya doğanla devam edersek yazık olacak bize bu kesin hala daha defansa revizyon dior adam tamam defansımız kötüde orta sahamız bitik bizim bu adam akıllankmıycak

cyberentalpi
08.12.2006, 02:52
Benim bu konudaki tek önerim, Trabzon kökenli en az 6 futbolcu takımda, en az 2 futbolcu yedek olacak. Sahadaki 6 futbolcu üzerine 2 tane anadoluda öne çıkmış, hırslı futbolcu, kalan 3 futbolcuda avrupadan alınacak. Ama bu alınacak futbolcular, kesinlikle futbolu bir yaşam biçimi olarak kabul etmiş, yaşantısı ile çevresine örnek olabilecek türden yetenekli futbolcular olmalı. Parası ne olursa olsun, kesinlikle de paraya kıyılıp alınmalı.

Biliyorum, bazı arkadaşlar kafa tasçılığı yaptığımı düşünebilir. Ama malesef, Trabzonspor modeli budur. Trabzonspor'u başarıya getirecek hırs, sahadaki 6 Trabzon'lu futbolcunun ateşleyeceği takımla olacaktır. Aksi takdirde, bugün yaşadığımız gibi sadece ağlarsa Hasan, Hüseyin ve Gökdeniz ağlar, gerisi yalan ağlar...

Bunlar futbol takımının izlemesini istediğim yol. Taraftar tribünlerin olmazsa olmazı. Hafta sonu Ankaraspor maçında da ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır. Taraftar, kesinlikle kendisini çeki düzen vermek zorunda. Gruplar, kişisel egolarını bir tarafa bırakıp Trabzonspor Taraftarı kimliğine bürünmeli. Birbiriyle yarışandeğil, omuz omuza yürümeyi öğrenmeliyiz artık. İkincisi, takıma sahip çıkıp küçük olumsuzluklarda homurdanmak yerine, bütün tribünler tek ağızdan marşlar söyleyerek takımı ateşlemeliyiz. (Bunu ben görebilir miyim bilemiyorum. Gördüğüm gün birkaç fakiri sevindireceğim).

Sonrası ise, istikrar, başarı ve güzel günler diye düşünüyorum...

Abi ne yaptin ya o zaman Ts nin Bilbao dan ne farki kalir.Bilbao ne yapmis. Gokdeniz belki simdi agliyorda zamaninda timsah gozyasi ile aglamiyor mu idi. Hasan Huseyin gibi Trabzonlu futbolcu olacagina hic olmasin emin ol daha iyi.
Bu takim Unal Orhan Abdullah larida gordu. Ha Trabzonlu futbolcu olsun mu dersen elbette olsun. Alt yapi degilse nasil olusacak

TheCrow
08.12.2006, 03:51
Konu çok güzel ve çok geniş.
Taraftarın önerdiği futbolcular konusunda:
Uğur Boral'ı daha Dardanel'de oynarken resmi sitenin forumunda ısrarla yönetime tavsiye eden bir arkadaş vardı,adını hatırlamıyorum,adam her gün bıkmadan onu almamız gerektiğini kendi söyledi,kendi işitti...
Gökhan Zan Dardanel'de oynarken,yine resmi sitede defalarca adı geçti,geleceği parlak alınmalı denildi.
Hasan Kabze ve İbrahim Akın da aynı forumda taraftarlarca yönetimin dikkatine sunuldu. Ama taraftarı dinleyen yönetimimiz hiç olmadı.Aktuğ yönetimi biraz dinler gibi gözüktü,o kadar.
Diyetisyen işine gelince,o iş yaş...Çünkü futbolcularımız profesyonel değil,gerçi transfer zamanı tam profesyonellik örneği sergiliyorlar ama o kadar,sahada profesyonel değil duygusallar!!!Sigara içen adama ne gerek diyetisyen,değil mi ama?..

Dip Not: Röportaj yapılan kişi (Joel Bats) Fransa milli takımının eski kalecilerinden.

Gökhan Bozyiğit
08.12.2006, 08:37
Benim bu konudaki tek önerim, Trabzon kökenli en az 6 futbolcu takımda, en az 2 futbolcu yedek olacak. Sahadaki 6 futbolcu üzerine 2 tane anadoluda öne çıkmış, hırslı futbolcu, kalan 3 futbolcuda avrupadan alınacak. Ama bu alınacak futbolcular, kesinlikle futbolu bir yaşam biçimi olarak kabul etmiş, yaşantısı ile çevresine örnek olabilecek türden yetenekli futbolcular olmalı. Parası ne olursa olsun, kesinlikle de paraya kıyılıp alınmalı.

Biliyorum, bazı arkadaşlar kafa tasçılığı yaptığımı düşünebilir. Ama malesef, Trabzonspor modeli budur. Trabzonspor'u başarıya getirecek hırs, sahadaki 6 Trabzon'lu futbolcunun ateşleyeceği takımla olacaktır. Aksi takdirde, bugün yaşadığımız gibi sadece ağlarsa Hasan, Hüseyin ve Gökdeniz ağlar, gerisi yalan ağlar...

Bunlar futbol takımının izlemesini istediğim yol. Taraftar tribünlerin olmazsa olmazı. Hafta sonu Ankaraspor maçında da ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır. Taraftar, kesinlikle kendisini çeki düzen vermek zorunda. Gruplar, kişisel egolarını bir tarafa bırakıp Trabzonspor Taraftarı kimliğine bürünmeli. Birbiriyle yarışandeğil, omuz omuza yürümeyi öğrenmeliyiz artık. İkincisi, takıma sahip çıkıp küçük olumsuzluklarda homurdanmak yerine, bütün tribünler tek ağızdan marşlar söyleyerek takımı ateşlemeliyiz. (Bunu ben görebilir miyim bilemiyorum. Gördüğüm gün birkaç fakiri sevindireceğim).

Sonrası ise, istikrar, başarı ve güzel günler diye düşünüyorum...


Erkan abi çok güzel yazmışsın fakat takımda o kadar Trabzonlu futbolcu olmasından ziyade Orhan Çıkrıkçı gibi Ünal gibi hatta Şota gibi genç yaşta Trabzonspora gelip, Trabzonlu olmasa bile gerçek Trabzonsporluluk ruhunu yakalayan futbolculara ihtiyacımız var.

Eskiden Trabzonspora tüm Türkiye'den takımlar taranarak en yetenekli gençler alınıyordu, şimdi ise sadece Karadeniz'den bile bunu başaramıyoruz.

Faik Yılmaz
08.12.2006, 08:41
yukard ayazı yazan arkadaşa katılıyorum.....

takıma hami , abdullah, ogün gibi isimler bulunursa altyapıdan isimler katılmalı.. her sıradanoyuncu bu takımda oynamamalı... çokö zellikli ve yetenekli futbolcular alınmalı... hasan hüseyin igib futbolcular istemiyoruz artık......

evet bilbao böyle yapıyor ama ne şampiyon oldular nede avrupada başarıları var.. belkide oyuncu almaya paraları yoktur.. böyle avununyolar....

sweetrose
16.12.2006, 15:38
Trabzon doğumlu en az 6-7 futbolcunun takımda sabit olarak oynaması.. öze dönüş başka nasıl sağlanabilir..'!?

6Şafak Aydın1
16.12.2006, 19:35
Dün fransız futbol dergisi EXTRA ya göz atarken olimpik lyon ile ilgili çarpıcı ve bizim takıma benzer niteliklere rastladım...


Olimpik lyonda taktisyen ve antrenör olarak çalışan Joel Bats la bir röportaj yapılıyordu...

Joel Bats şöyle diyordu;

''2000 yılına gelindiğinde Lyon takımı son sıralarda 2. lige düşmemek için uğraş veren sıradan takım olmuştu...Borç o kadar çoktu ki,bırakıp gitsek bizi onursulukla suçlayacaklardı... Monako,Marsilya ve Paris S.G. takımları sırayla şampiyon oluyorlar ve biz de onlara imrenerek bakıyorduk.Artık klübün tek amacı avrupa kupalarına katılmak gibi sıradanlaşmıştı...Avrupa kupalarına katıldığımızda ilk turlarda eleniyorduk...
Ne yapabiliriz diye 12 saat aralıksız süren bir toplantı gerçekleştirdik...Ve bu toplantının son 2 saatinde inanılmaz önerilerle kararlar aldık...''

Gazeteci soruyor;Bunlar nelerdi?

Bats ''Bunları madde madde sıralarsak
1. Takıma işinin uzmanı bir diyetisyenler ve kondüsyonerler alınacak...Diyetisyenin görevi sporcuları maç için zinde hale getirmek olacak.Diyetisyen ve kondüsyoner koordine çalışacak...Diyetisyen, takım hedef maç için hazırlık yaparken takımın vitamin ve kalori ihtiyacını her futbolcu için ayrı ayrı belirleyecek...Sporcular diyetisyenin uyguladığı günlük yeme içme ve uyku programına harfiyen uyacaklar...Kondüsyoner ise sporcuların hedef maç için kondüsyonlarını kademeli olarak 140 dakikaya çıkaracak...Bir sporcu 140 dakikalık bir formgraph a sahip olursa sahada istediğini yapabilir...Ayrıca bazı futbolcular geleneksel yemeklerden ve içeceklerden hoşlanıyorsa koşulları uygun olarak (aşırı baharatlı, kolalı ve gazlı içecekler hariç) futbolculara takdim edilecek.Bu sporcuya Bu sporcuya (özellikle yabancı) extra rahatlama ve huzur verir.

2. Takıma Psikiyatrist ve psikoanalizci alınacak...Her futbolcu 2 ya da 3 günde bir psikiyatrist ile sorunlarını paylaşacak...Psikayrist hedef maçtan 2 gün önce Teknik direktöre futbolcular hakkında rapor verecek...Psikiyatrist asla futbolcular hakkındaki detayları teknik direktör ya da ikinci bir kişiye vermeyecek...Mesela uçaktan korkan bir sporcuyu bu sayede daha iyi motive edebildik.Uçağa bindiğinde tüm kasları ters kasıldığı için özellikle deplasmanlarda yaptığımız maçlarda verim alamadığımız sporcumuz daha verimli hale geldi....
Psikoanalizci futbolcunun futbol dışı yaşamlarını mercek altına alıp onlara çeşitli yöntemler sunacak.Gerektiğinde sosyal yaşamları hakkında öneriler sunacak...Takım içindeki beraberliği ve dostluğu pekiştirecek çeşitli aktiviteler düzenleyecek.

3. Lyon takımı ile ilgilenen herkesin önerileri dikkate alınacak...Özellikle taraftarlarımızın stadımızla ilgili,maçlarla ilgili öneri ve şikayetleri hemen giderilecek...Taraftarlarımızdan gelen futbolcu istekleri ve önerileri dikkate alınıp teknik komite ve sporcu izleme komitesi tarafından takip edilecek....Bu sayede taraftarlarımızın önediği futbolcuları dikkate alarak 20 ye yakın futbolcuyu takıma kazandırdık ve çoğu yıldız oldu...Taraftarlarımızı klübümüze daha yakın olmasını hissettirdik.Böylece taraftar klübü sahiplendi ve klüp taraftardan daha fazla para kazanmaya başladı ve kaynak bulma derdimiz azaldı...Taraftar parça parçaydı...Onları birleştirmek için çeşitli aktiviteler düzenledik...

4. Sporcularımızı asla baskı altına almadık...Sosyal yaşantıları üzerine öneri ve tavsiyelerde bulunduk...Bu konuda uzmanlardan yardım aldık...

5. Takımımızı diğer takımlara sevdirdik...Bu sayede bize olan antipatiyi ortadan kaldırdık...Bu sayede maçlarımız dostluk havasında geçti...

6. Takıma süresini doldurmuş 3-4 tane yıldız alacağımıza 1-2 tane genç yıldıza aynı parayı vererek sahip olduk...Bu sayede hem bu sporcuları başka takımlar transfer ederek daha çok para kazanmış olduk hem de gençliğin dinanizmi ve savaşçı ruhundan faydalanmış olduk...

7. Takım içindeki aşırı sorunlu düzeltilemeyen sporcu,antrenör ve teknik ekiple yollarımızı ayırdık...Bu işi onları küstürmeden ve onurlarını kırmadan yaptık...Bu sayede daha sonra onların önerileriyle çeşitli kazanımlar yaşadık...''

İşte Joel Bats'ın söyledikleri....
Olimpik Lyon bu sayede nerelere geldi görüyorsunuz...
Biz neden yapamayalım...
Nuri Albayrak ve ekibi eğer başarılı olmak istiyorsa bunları dikkate almalı....


imza ..... kendi insanimiza inanamiyorsak illa fransizdan ögrenecegiz demek

6Şafak Aydın1
16.12.2006, 21:49
3.cü noktaya dikkat

macka61
16.12.2006, 22:11
evet çok doğru bir tespit ama şuanki tek çıkış yönetim ve hocanın değişmesi

pReN@_61
16.12.2006, 22:13
galiba Tek çıkış yönetim istifa!

bordoomavii
24.12.2006, 23:18
lyonun yıllarca önce yaptığı bu maddeleri biz bilmeden zaten ısrarla kulübümüz uygulasın diye yırtınıyoruz. yani böyle maddeler denenmiş ve ortaya dört dörtlük bir takım çıkmış. biz taraftarlar olarak bunlardan haberimiz yoktu ama yırtınıp bunlar ve bunlar gibi onlarca madde sayıp durduk. Biz gerçektende futbolu biliyoruz Trabzon halkı olarak. Ama yöneticilerimiz bu işi maalesef zerre kadar bilmiyor.

woollss
25.12.2006, 01:29
TEK ÇIKIŞ YOLUMU:
bence tek çıkış yolumuz yönetimin gitmesi zaten bu yönetim trabzonspora hizmet için değil siyasi çıkarlar için buradadır tek amaçları seçimlerde kaybettikleri trabzon şehrini ytekrar kazanmak bunu özkan sümer kongre zamanı dile getirdi ama hiç kimse dinlemedi ve takım şimdi bu halde
derhal yönetim istifa etmeli ve yerine gerçekden takıma hizmet edecek kişlerin gelmelidir...

maçkaloji
25.12.2006, 01:36
Tek çözüm 7 maç yenilen takımda kimseyi kadro dışı nırakmayan yönetim ve ziya doğandır. eskiden 3 maç yenildikten sonra ne kaptanlıklar değişir ve en az 4,5 oyuncu kadro dışı kalırdı. Bence kısa zamanda çıkış yakalayabilmek için kaptanlık gökdenize verilmeli, ziyanın kulağı çekilmeli ve yönetimin bazı topçuları oynatması için ziyayı zorlaması lazım. Eğer hala inat ederse yol gösterilmeli ziyaya. Yukarda yazılan öneriler uzun vade için geçerli. 3.maddeyi yönetim dikkate almalı . biz kimi sitiyosak onu almalılar kimi istemiyosak onu göndermeliler.

WERTHeR
25.12.2006, 01:49
Bu tür konuda yorum yaparken bence olması gerekenden değilde olandan yola çıkarsak daha mantıksal sonuçlara varabiliriz.Trabzonsporumuz Türkiyenin sosyal açıdan orta seviyede bir takımı. Ortadaki örnek ise dünyada kültür merkezi sayılabilecek bir ülkenin takımı. Siz oradaki mantaliteyi buraya yerleştirmeye kalkarsanız sadece kötü bir kopya etme olayı olur. Türk insanına psikolog dersen kaçar. Oysa modern insanın bir ihtiyacı bu. Bu tip düşünceden siz lyonun varmış olduğu bu seviyelere erişmesini beklemeyin. Kurumsallaşmanın önünü kesen bir yönetimden bu tür çağdaş anlayışları dikkate alacak bir tavır beklemek çok safça olur. Profesyonel yöneticieri biz bu takımın başında ölene kadar göremeyiz.Şunu kabul edelimki Trabzonspor bir markadır. Ancak bu markanın yöneticileri hep bu durumu görmezden geldiler. Trabzonspora vermek yerine daima almayı tercih ettiler. Mehmet ali yılmazın bu ülkede bunca tanınma sebebi onun servetimidir, kişisel özelliklerimidir yoksa trabzonspormudur? 2007 kasım seçimlerinde benim milletvekili adayım nuri albayrak meczubu:)) (zaman beni haklı çıkaracaktır)

WERTHeR
25.12.2006, 01:51
Bu tür konuda yorum yaparken bence olması gerekenden değilde olandan yola çıkarsak daha mantıksal sonuçlara varabiliriz.Trabzonsporumuz Türkiyenin sosyal açıdan orta seviyede bir takımı. Ortadaki örnek ise dünyada kültür merkezi sayılabilecek bir ülkenin takımı. Siz oradaki mantaliteyi buraya yerleştirmeye kalkarsanız sadece kötü bir kopya etme olayı olur. Türk insanına psikolog dersen kaçar. Oysa modern insanın bir ihtiyacı bu. Bu tip düşünceden siz lyonun varmış olduğu bu seviyelere erişmesini beklemeyin. Kurumsallaşmanın önünü kesen bir yönetimden bu tür çağdaş anlayışları dikkate alacak bir tavır beklemek çok safça olur. Profesyonel yöneticieri biz bu takımın başında ölene kadar göremeyiz.Şunu kabul edelimki Trabzonspor bir markadır. Ancak bu markanın yöneticileri hep bu durumu görmezden geldiler. Trabzonspora vermek yerine daima almayı tercih ettiler. Mehmet ali yılmazın bu ülkede bunca tanınma sebebi onun servetimidir, kişisel özelliklerimidir yoksa trabzonspormudur? 2007 kasım seçimlerinde benim milletvekili adayım nuri albayrak meczubu:)) (zaman beni haklı çıkaracaktır)

Yanlış yazmışım. Trabzonspor türkiyenin sosyal açıdan orta seviyede bir şehrinin takımı olacak...:tsbayrak:

6Şafak Aydın1
26.12.2006, 10:44
Bu dönüşüm niçin? Henüz serbest piyasa ekonomisine geçilmemiş, küreselleşme de başlamamıştı! Yok yok! Onlarla ilgili falan değil. Ya ne? Düşünce yetersizliği mi? Fiziki yetersizlik mi? Yoksa bıkkınlık, yılgınlık ya da yorulmamı. Vallahi de billahi de bunların hiçbirisi değil! Parasızlık, parasızlık ve yine parasızlık… Kolay mı geliyor size kentin ekonomik gücünü aşan bir futbol takımını yönetmek? Her yıl var olan bütçe açığını tamamlayacaksınız, takımı kesin yarışmacı olarak oynatacaksınız ve de şampiyon da olacaksınız! İnanın ki, o yıllarda bu bile camiayı tam tatmin etmiyordu. O, ötelerde bile bir şeyler istiyorlardı. Alışılmış bir düzendi. Şamil EKİNCİ Başkan, kurmayları göreve devam… Haziran 1980. Ekinci kesin olarak Başkanlığı bıraktı. Alışıla gelen düzen yıkıldı. Bir ses yükseldi, Başkan adayım! Hem de kulübe 25 milyon lira verebileceğini deklere ederek. Ne oldu sonra? Çok geniş bir taban buldu. Herkes yönetici olabilmek için siyah smokinlerini giyerek koşuştular onun peşine. Eee… Ünlü bir fotoğraf çektirebilmenin en güzel yolu bu olduğu biliniyordu da ondan. Gerisi önemli değil. Nasılsa dün dündür, bugün bugündür. Sözünün altına sığınabilme kolaylığı var. Ağzına sağlık Sayın Cumhurbaşkanım. Neyse ki, o süreçte Ahmet Celal ATAMAN çıktı ortaya. Trabzonspor, zar zor onurla geçti bu seferlik köprüyü. Ataman, 15 ay sonra gidiyorum dedi. Bir başkası çıkmadı, yada çıkamadı Başkan adayı olarak ortaya. Son anda birileri çıktı ama onları da kimse ciddiye almadı. Çünkü 25 milyonluk Sayın Mustafa GÜNAYDIN ve yandaşları artık yönetim otobüsüne binmiş gibiydi. Bu ekip 03 EKİM 1981 de geldiler, 02 EKİM 1982 de gittiler. Kaldığı süreçte deklere edilen paradan, ne kadarını verdi kulübe. Onu ben bilemem! Bilenler o yönetimde görev yapanlardır. Hepside hayattalar. Sağlıklı ömürler dilerim onlara. Merak edeniniz varsa onlara sorabilirsiniz… Kulübe bırakılan borcu soruyorsanız onu söyleyeyim. 31.150.000 TL. Nereden biliyorsun diye de sorabilirsiniz. Canım izin verinde o kadarını bileyim. İlk YILMAZ yönetiminde "On başı" rütbesiyle bende vardım. 02 EKİM 1982’nin öncesi Trabzonspor’da ekonomik bağlamda yine bir Olağanüstü durum vardı. Bunu gidermek için dönemin İstanbul temsilcisi İbrahim CEVAHİR, Trabzonspor camiasınca tanınmamış bir iş adamını taşıdı buraya. Başkanlık için 30 milyon lira verecek, güvencede benim diye söyledi. İki EKİM’de yapıldı kongre. Mini bir yarış oldu YILMAZ ile GÜNAYDIN arasında. Aslında yarış Cevahir ile Günaydın arasındaydı. Yılmaz Başkan, ekibi yönetim oldu. Peki, Yılmaz vaadini yerine getirdi mi? Kat kat fazlasıyla… Ama 1996-2000 yılları arası buna dahil değildir. Mehmet Ali YILMAZ, 21 Kasım 1991’de Spordan Sorumlu Devlet Bakanı oldu. Trabzonspor’a yine bir Başkan gerekiyordu. Ocak 1992’de yarış; Sadri ŞENER ile Mustafa GÜNAYDIN arasında geçti. Sadri ŞENER ve ekibi kazanıyor. 1993 Ocak ayında aynı kişiler arasında bu yarış bir defa daha tekrarlanıyor. Yine Sadri ŞENER Başkan. Sonrası… Sayın ŞENER, özel işlerinin yarattığı sıkıntılar üzerine EYLÜL 1994 de Başkanlığı bıraktı. Oradaki tavrı ve davranışı mükemmeldi. Hem kendisini hem de kulübü hiç spekülasyon yaşamaya taşımadı. Üstelik O gün, var olan kişisel alacağını da kulübe bağışlayarak… Bildiğim kadarıyla bu bağış 20 milyar’ın üzerindeydi. Netini öğrenmek isteyen dönemin Genel Sayman’ı Ali Zafer ÖZDEMİR’e başvurabilir! Yıl 2005 ay Aralık! Trabzonspor’da yine yönetim seçim yarışı var. Adaylar Özkan SÜMER, İskender ÖNAL ve Nuri ALBAYRAK. Sonuç: Nuri ALBAYRAK 1223 oy. Ve 14. Trabzonspor Başkanı. Sümer ile Önal’ın oy toplamı ise 1217. Trabzonspor camiası son 20 yıl hiç mutlu değil. Çünkü Şampiyon olamamış. Bunun 16 yılını hareketli Başkanlar yönetmiş. Ayrıca bu süreci irdelediğinizde Trabzonspor’un var olan üstün başarıları hep yerleşik Başkanlar döneminde yaşanmış. Nasıl olur da bu camia oyları yine hareketli Başkana verir? Niçin vermesin ki? Para deyince akan sular duruyor bu ülkede! Sayın Başkan da o süreçte iki yıldız oyuncu ve modern bir stadyum vaat etmişti. Kongre üyeleri de oyları oluk oluk O’na ve ekibine akıtmıştı. Kimler mi? Kimler akıtmadı ki! Bakın Trabzonspor’un ilk ve en büyük başarılarına imza atmış hocası Ahmet Suat ÖZYAZICI ne söylüyor! "Bende bu Başkana inandım. Oyumu ona verdim. Ama yanıldım. Bir daha vermem." Sevgili hocam, daha vermene gerek yok! Atı alan Üsküdar’ı geçti. Ancak yürüyebileceği yol var mı? Onu pek kestiremiyorum. Sevgili hocam; bu 25 yıllık süreci ve hareketli Başkanlar dönemini en iyi yaşayanlardan birisiniz. Eğer siz yanılıyorsanız, Başkalarına ne söyleyebilirim ki? Eee… Bu büyük hocamız yanıldığına göre, daha ne yanılanlar vardır. Ama onlar saklanıyorlar. Hocamızın takdir edilir bir yanı da var ki, yaptığını ne dün ne de bugün hiç gizlememiştir. Ben isterdim ki o yanılıp saklananlar da en az hocam kadar yüreklerini ortaya koyabilseler. Belki bu gelecekte Trabzonspor’a bir yarar sağlar. Bu Albayrak yönetimiyle Trabzonspor 10 ay sonra nerededir? Sportif olarak ülkenin gözetebildiği yerde. Ekonomik olarak da son Divan toplantısında belirlenmeye çalışılan yerde. Mayıs ayı itibariyle bütçe açığını Başkan Albayrak 15 trilyon, Genel Sayman Kahraman 22 trilyon diye söylediler… "İADE" Son Divan toplantısının ertesi günü Başkan yardımcısı Sayın Hacıosmanoğlu, Divan Kurulu üyelerini incitici sözler sarf etti. Anladığım kadarıyla bazı tepkiler aldı ki, bu defa kulübün resmi web sitesine bir açıklama yapma ihtiyacında bulundu. Bu sefer de Divanı yönetenlerle, katılıp izleyenlere bir şey söylemediğini belirtti. Benim açıklamam, orada konuşma yapanlara yönelikti dedi. Kimler konuştu Divan kürsüsünde! Nevzat ŞAKAR, Serdar BALİ, Metin ATASOY, Kenan ATALAY ve Ali ÖZBAK. Bunlar ne söylediyseler, kurumla ilgili söylemeye çalıştılar. Kişisel olarak kimse ile bir alıp verecekleri yoktu! Zaten de olamaz. Daha sonra o kürsüye kulübün Başkanı, Asbaşkanı ve Genel Saymanı çıktı. Onlar da bir şeyler söylediler. Ama bu senin söylediğinle uzaktan yakından hiç örtüşür yanı yoktu. Hatta söylenen önerilerin bazılarını da olumlu karşılamışlardı. Tüm bu gelişmeler cereyan ederken siz de orada oturuyordunuz. Madem bu yetmezlikleri tespit ettiniz de, neden orada çıkıp fikrinizi açıklamadınız? Doğru olanı yakışık alanı da buydu! Siz gidip başka platformlarda konuşuyor ve ilave ediyorsunuz ki; "ben insanların arkasından değil yüzlerine karşı konuşurum." Acaba bu yaptığınız öylemidir? Merak ettiğim başka şey, siz bunları başka düzlemlerde konuştuğunuza göre Divan kürsüsünde konuşan Başkan, Asbaşkan ve Genel Saymanınızı hiçe mi sayıyorsunuz? Yoksa onlar ayrı yönetim, siz ayrı yönetim misiniz? Biz kendimizi mücadele verdiğimiz kulüplerin yetkililerinden mi, yoksa bizim yetkililerimizden mi koruyacağız. Bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Şu bilinmelidir ki; orada konuşulanların kapasite yetmezliği, fikir üretme eksikliği gibi bir durumları yoktur. Tam tersine; bunların Trabzonspor tarihi süreci içerisinde bahsettiğiniz özelliklere sahip olduklarını görebilirsiniz. Ancak yaşanmış Trabzonspor tarihini biraz araştırma zahmetine katlanabilmelisiniz! Bu doğrultuda Trabzonspor’u biraz daha öğrenebilme şansını da yakalamış olursunuz.

http://www.k-ekspres.com

WERTHeR
12.01.2007, 16:51
Takımımızın kötü durumu herkesçe malum. Yönetim ise bu gidişata duyarsız kalmaktadır. belki bir işe yaramayacak ama ben burada bu kötü gidişe dur denilebilmesi için neler yapılmalı neler yapılmamalı konusunu tartışırsak faydalı olabileceğini düşünüyorum. Belki bir yönetici taraftarları dikkate alırda yola gelirler.Benim önerilerim:

1- İyi oynayan kötü oynayan ayrımı yapılmaksızın tüm futbolculara azami destek verilmeli.

2- Futbolcuları mative edebilmek ve özgüvenlerini yerine getirebilmek için imkan varsa efsana futbolcularımızla yeni futbolcularımız buluşturulmalı.

3- Takımımız alt yapısından potansiyeli olan gençlere ikinci yarıda kadroda yer verilmeli.( malum bu sezon bitti)

4- Eğer imkanımız varsa forum sayfasına futbolcularımız konuk olarak getirilmeli.(tabi burada hep destek tam destek mantığı geçerli olduğu zaman aksi takdirde zarar verir)

5- Lig başlamadan teknik heyet ya değiştirilmeli ya da sezon sonuna kadar bu teknik heyetle devam edilmeli( Mart ayı gibi yapılacak bir teknik heyet değişimi bize 4-5 maça patlayabilir)

6- Yönetim istifa ederek kongreye gitmeli Nuri Albayrak tekrar başkan seçilse bile yönetim kurulundaki sorun çıkartan üyelerden kurtulmalı hem de bu sayede camianın güvenoyunu almalı.

7- Yönetime transfer konusunda baskı kurulmalı (şimdi)

8- Transfer politikalarında menejer sisteminden izleme komitesi sistemine geçilmeli ve bu komite üyeleri yönetici değil profesyonel olmalı.

9- Futbolcu izleme komitesi en kısa zamanda çalışmalara detaylı bir şekilde başlamalı.(gelecek sezon için)

10- Kulübün durmuş olan kurumsallaşma süreci tekrar harekete geçmeli.

11- Ts club ürünleri biraz daha ucuza satışıa sunularak geniş bir kitleye ulaşılabilmeli. (taraftar profilimiz ortada biraz daha kalitesiz yaparsın herkes lisanslı ürün kullanır. biz fener değiliz)

12- Taraftarlar imkanları ölçüsünde maddi olarak fedakarlıkta bulunmalı.( üyelik, kombine, lisanslı ürün gibi)

13- Taraftar grupları arasında ayrılıklar giderilmeli.( Bir taraf ulusoya destek verirken bir taraf tarafsız veya karşı durmamalı. Ortak bir bilinçle hareket edilmeli)

14- Avni Aker futbolcularımız için cehennem olmaktan çıkarılıp eskisi gibi rakip takım futbolcuları için cehennem olmalı.(Bu durumda suçlu biz taraftarlarız)

15- Trabzonsporumuz her ne olursa olsun kesinlikle boş tribünlere oynamamalı.

16- Stadyumda maç izlerken takımımıza zarar verebilecek davranışlardan kaçınılmalı. ( Kaç bin ytl ceza ödedi kulüp kaç defa sahası kapandı takımın. en önemlisi ise osasuna maçı)

benim bir çırpıda aklıma gelenler bunlar...