PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Birlik ve Beraberlik Nedir, Ne Değildir?



Bülent Şirin
23.11.2006, 10:54
Sanırım on yıl kadar önceydi. Avrupa'ya gitmiş 1. Kuşak gurbetçilerin çocuklarından bir kısmı gelip Türkiye'de kendileriyle ilgili bilimsel bir toplantıya katılmışlardı. Bu gençlerin birinin yaptığı ilginç bir tespit gazetelere yansıdı. Şöyle diyordu:

"Bizim Almanya'daki büyüklerimiz sürekli Türkiye'ye dönmekten bahsediyorlar. Günde bin defa 'Türkiye'ye döneceğim' deyince, artık bir süre sonra Türkiye'ye dönmenin bir önemi kalmıyor, bu sürekli tekrar durumu bir tür tatmin psikolojisi duygusuna sebebiyet veriyor ve sonuçta büyüklerimiz Türkiye'ye dönmüyor, dönmek için bir çaba sarfetmez hale geliyorlar."

Kelime kelime değilse bile mealen böyleydi tespit. Bizim şu dilimize pelesenk ettiğimiz, söyleye söyleye kült haline getirdiğimiz "birlik beraberlik" meselesi de ona benziyor. O kadar çok telaffuz ettik ve ediyoruz ki, artık gerçekleştirmenin bir önemi kalmadı sanki... Hülyasının büyüsü bize yetip de artıyor.

Herkesin dilindedir o... Onu başaramamak en büyük eksikliğimizdir. Bizde her şey vardır da, bir o yoktur. Bir gerçekleşirse bütün problemler giderilecek, başımız göğe erecek, bileğimizi kimse bükemeyecektir...

Pekâlâ nasıl olacaktır bu iş? Nereden başlayıp nerede bitirecektir? Çoğunluk konuda birbiriyle paralel düşünenlerin bir araya gelmesi yeterli midir, yoksa bütün taraftar askerî tabirle tek kol aralığı saf mı tutmalıdır?

Daha da önemlisi, gerçekten böyle bir şeyi istiyor muyuz?

Nasıl olacak da, şahsınıza yakışıksız suçlamalar yöneltmiş bir renkdaşınızla bir araya geleceksiniz?

Tanışma, kaynaşma, fikir alışverişi amacıyla bir grup arkadaşla bir mekanda toplandığınızda bıraksanız saatlerce size evinin her tarafını nasıl bordo mavi renklerle bezediğini anlatacak olan birisiyle neyi konuşup, neyi halledeceksiniz?

Ya da bir dünya problem dururken "Sen bana şunu dedin, ben sana bunu dedim" çekişmesine dalmakta hiçbir sakınca görmeyenlerle?..

İşlediği ağır bir suç yüzünden bir futbolcunuzun Meydan'da dar ağacı kurulup asılmasını istemiyorlar diye, taraftarın belki yarısını bir kalemde silip atan bir anlayışla diğer kesimin birlik beraberliği başarabileceğine aklınız kesiyor mu?

Ne oldu? Çok mu karamsar geldi? Birlik beraberlik olacaksa işte bu insanlarla olacak, ne sanmıştınız?

Hayır, durum o kadar umutsuz değil... Bizden çok daha kötü durumda olanlar bunu başardılar. Zaten kısaca örneklediğim olumsuzluklar olmasa birlik beraberlik kendiliğinden gerçekleşirdi. Hâttâ gerçekleşmesine bile gerek kalmazdı, zaten içinde bulunduğumuz durumun adı birlik beraberlik olurdu. Esasen bunu başarabilmek demek, söz konusu olumsuzlukları bertaraf etmekten geçiyor.

Bizi esas yanıltan yargı, şu "sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir kitle" varsayımıdır. Zihnimizde soyut bir Trabzonsporlu kavramı var ve o Trabzonsporlu tamamen saf ve homojen bir kurşun askerden başka bir imge değil. Elbette bizzat kendimiz de o prototipe uyuyoruz ya da öyle kabul ediyoruz. Hayatta karşımıza çıkan gerçek bir Trabzonsporlu bu imgeden en ufak bir sapma gösterdiğinde ise onu tereddütsüz bir kalemde silip atabiliyoruz. Eh, birlik beraberlik kavramı da en başta yapmaya çalıştığımız tesbitte olduğu gibi bizim gözümüzde soyut ve zihinsel bir çözüm yöntemi olduğu için, hiçbir zaman fiiliyata geçmiyor, gerçekleşmiyor. Meçhul bir zaman ve mekanda ütopik bir sevgili var, bir gün ona ulaşabilme umudu bize yetiyor.

Arkadaşlar, bu dünyada kaç tane Trabzonsporlu yaşıyorsa, o kadar farklı Trabzonspor vardır. Her insanın bakış açısı farklı farklıdır ve bir ideale birlikte yürünmesi gerekiyorsa, önce bu farklılıkların kabul ve tahammül dairesine dahil edilmesi, daha doğrusu bu dairenin yeterince genişletilmesi gerekmektedir.

Herkesin her konuda aynı yönde düşünmesi, aynı açıdan bakması mümkün değildir, iyi bir şey de değildir. O zaman sizin göremediklerinizi başkaları da göremez. Örneğin sizin fazladan sempati beslediğiniz bir futbolcu ya da teknik adamın bazı eksik ve yanlışlarını gözden kaçırabilirsiniz, bu son derece doğal bir durumdur. Herkes aynı şekilde olursa bu zaaf genelleşir tabii. Fakat söz konusu şahıs ya da şahısları bir başka taraftar sizin kadar sevmiyorsa eksik ve kusur diye tanımladığımız özellikleri görebilecek ve dile getirebilecektir.

İşte birlik beraberlik tam bu noktada başlar ya da başlamaz.

Bahsini ettiğimiz konuda bizim gibi düşünmeyeni zihnimizdeki imgeye uymuyor diye taraftardan saymama yerine, göremediğimizi bize gösterdiği için kendisine teşekkür edersek, çığa dönüşecek kar topunu zirveden yuvarlamış oluruz.

Vakit kısıtlı, lakin konu çok etraflı… Söylemeye çalıştığım her şeyin beraberinde yeni soru işaretleri getirebilecek olduğunun farkındayım. Bu kötü bir şey değil, konu hakkında kafa yorulsun, fikir üretilsin… Elbet benim de göremediklerim vardır ve bunları bana gösterenlere minnettar kalırım. Yeter ki amacımız doğruya ulaşmak olsun…

Selam ve muhabbetle…

sümela61
23.11.2006, 11:30
Arkadaşlar, bu dünyada kaç tane Trabzonsporlu yaşıyorsa, o kadar farklı Trabzonspor vardır.



(haddime düşmeyerek) sanırım olayı özetleyen cümle...

ayrıca harika bir tanımlama... ellerinize sağlık...

Faik Yılmaz
23.11.2006, 11:34
arkadaişar stadın içinde 10 bin kişi birlik olamıyoruz sonra milyonlarca insanın birlik olmasını bekliyoruz.....

sümela61
23.11.2006, 11:35
arkadaişar stadın içinde 10 bin kişi birlik olamıyoruz sonra milyonlarca insanın birlik olmasını bekliyoruz.....

yazıyı okudunuz değil mi, sevgili renkdaşım?...

bordoylamavi
23.11.2006, 11:53
taraftarlar arasında birlik zor birşey çünkü sayı çok görüş farklılığı da sayıya orantılı ayrıca taraftarlık hepimizin hayatının birinci konusu değil. daha genç arkadaşların öyle olabilir tabi. iş geçim derdi eş çocuk anne baba bunlar bizim için daha öndedir. biz taraftar olarak profesyonel değiliz. yani bu işi gönülden yapıyoruz bu bir sevda. ama birlik olması gerekenler bence bu işin profesyonelleri yani futbolcular yöneticiler. onlar birlki olduktan sonra bize de düşen o birliğe ahenk sağlamak bence.

Atalay
23.11.2006, 11:57
karadeniz insanı ne yazıkki birlik olamama özürlüsü hiç bir dernek veya vakıf ne yazıkki bir araya gelemez vede faaliyet yapamaz çünkü bizim oranın insanları hepsi birer horoz kimse kimseyi takmaz herkes kendi başına buyruk yaşar...hal böyle olunca birlik beraberlik nidaları hep havada kalır.. benim şahsen bütün umudum karadeniz kökenli olmayan trabzonsporlularda onlar bizden daha fazla trabzonsporu kolluyor ve gözetiyorlar onlar daha çok birlik oluyorlar..benim tüm umudum onlarda...!!!

Bülent Şirin
23.11.2006, 12:26
Bordoylamavi,

Zaten kolay olduğunu kimse söylemiyor, en azından ben söylemiyorum. Birlik ve beraberliğe engel teşkil eden şeyleri saymışsınız, onları ben de saydım ve onlar olmasa zaten böyle bir çabaya gerek olmayacağını, birlik ve beraberlik atmosferinin kendiliğinden oluşacağını dile getirdim. Kabul edelim ki, Trabzonspor kimsenin (özellikle evli barklı yaşı kemale ermiş arkadaşların) 1. sıradaki önceliği değildir. Bu son derece normal bir durum. Fakat bunu başarmış kulüp taraftarları için de aynı durum söz konusudur, onların işi gücü taraftarlık değil ya…

Gökhan,

Mesele Karadeniz bölgesiyle ilgili bir birlik beraberlik konusu olsa durum çok daha vahimdi. Çünkü bizim oranın insanını ortak bir paydada buluşturmak imkansız denecek kadar zordur.

Düşünün, bir köyün su problemi var ve köy halkı bir araya gelip, büyücek bir çeşme/depo yaptırarak bu problemin üstesinden gelebilir. Ama olmuyor, çünkü adam nesiller boyu bir arada yaşadığı kapı komşusunu “biz” değil “öteki” yerine koyuyor. Onun su problemini umursamıyor bile.

Ancak burada durum farklı. Ortak bir ideal var, herkes o ideale ulaşmak istiyor ama sadece kafalar karışık, bu kafa karışıklığının giderilmesi gerekiyor. Elbette zor ama imkansız değil… Başka çare yok çünkü… Adım atmazsak, salya sümük ağlamaktan başka yapacak bir şeyimiz kalmaz.

sweetrose
23.11.2006, 12:49
Güzel ve etkili bir yazı olmuş. Tebrik ediyorum.

Birlik beraberlik konusu genel anlamıyla; hem Türkiyemizin Problemi, dar anlamda ise, Trabzon ve taraftarımızın problemi. İnsanlar arasında ki aşağılık kompleksi malesef, insanları çok değişik rollere itebiliyor. Güzel bir söz dile getirmişiniz, "Ne kadar Trabzonlu varsa o kadar Trabzonspor vardır." Bu cümle aslında herşeyi açıklamaya yetiyor.

Trabzonspor kavramı ortak bir payda olmaktan ziyade, ortak değerler sahipliği olmalıdır. Bu takımın değerlerine gereken hassasiyet verildiği sürece, ortak paydamızdan sapma olmayacağına inanıyoryum. Her ne kadar son günlerde bunların aksini yaşasakta ben, bunları istisnai durumlar olduğuna inanıyorum..

Faik Yılmaz
23.11.2006, 13:15
yazıyı okudunuz değil mi, sevgili renkdaşım?...

okudum arkadaşım yalnız beni temas etmek istediğim şey tarftar grupları arasındaki çekişme.... bu çekişmeler giderilmedikten gruplar arasında sevgi ve koordinsyon olmadıktan sonra birlik sağlanamaz.. yoksa bireysel olay çok dfarklı bi mecra.....

istersen sana bu konuda örnekte göstereyim....

sümela61
23.11.2006, 13:20
okudum arkadaşım yalnız beni temas etmek istediğim şey tarftar grupları arasındaki çekişme.... bu çekişmeler giderilmedikten gruplar arasında sevgi ve koordinsyon olmadıktan sonra birlik sağlanamaz.. yoksa bireysel olay çok dfarklı bi mecra.....

istersen sana bu konuda örnekte göstereyim....

okuduysan sorun yok... yazı güzel, ikili konuşmalara gerek yok, başlatan ben olmuşum, özür dilerim, sustum... ;)

metehan
23.11.2006, 14:58
Bülent abinin bu güzel yazısını, başkan Albayrak'ın FB maçı öncesi yaptığı "birlik" çağrısı ile ilişkilendirerek birşeyler söylemek istiyorum. Başkan da birlik ve beraberlikten bahsediyor. Elbette kulağa hoş geliyor ama Bülent abinin de vurguladığı gibi ucu açık bir konu bu. Nasıl olacak? Nerede başlayıp, nerede bitecek? Göstergeleri ne olacak? Neler olursa birlik olmuş olacağız, neler olmazsa birlik olamayacağız? gibisinden pekçok soru var ortada.

Şimdi mevcut yönetim açısından olaya bakarsak, çok da şikayet edecek bir durum göremiyorum. Bu yönetim kongrede büyük bir oy farkı ile seçildi, yani seçimlerde bu yönetim lehine birlik oldu TS delegesi. Takıma destek olma konusunda diğer dönemlerden çok da bir fark yok. "TS taraftarının takıma yeterli desteği vermediği" görüşü eskilere dayanır ve bu yönetim zamanında ortaya çıkmış değildir. TS'un çıkarlarının korunması, TS sevgisi, vs gibi konularda "Ben TSLuyum" diyen birinin bir sıkıntı yaşayacağını da sanmıyorum. Peki o zaman birlik olmakla TS bugünkü durumdan nasıl çıkacak?

Elbette TS taraftarı için asıl olan kurumdur, yönetimler gelir geçer kalıcı olan TS klübüdür. Dolayısıyla taraftar olaya bu gözle bakmalı, yönetime kızıp takıma sırtını dönmemelidir. Bu konuda hemfikiriz ve diyelim ki, taraftar da bu görevi layıkıyla yerine getirdi. Peki mevcut veya geçmiş yönetimlerin yaptığı hataları bunlar örtmeye yetecek mi? Camiaya birlik olun diyen yönetim kendi içinde birlik olabiliyor mu?

Özetle, birlik olmak güzel birşeydir ama Bülent abinin de dediği gibi sürekli söylemekle birlik olunmaz. Kaldı ki, bu şekilde içinin doldurulması çok zor olan kavramlarla da kafa bulandırmaya gerek yok, TS'a somut ve mantıklı çözüm yolları lazım.

Faik Yılmaz
23.11.2006, 15:18
okuduysan sorun yok... yazı güzel, ikili konuşmalara gerek yok, başlatan ben olmuşum, özür dilerim, sustum... ;)

arkadaşım bu bireysellik değil genel bi sorunu hep birlikte seviyeli bir biçimde tartışıyoruz... bundan güzel şey varmı.. fikir telakkisinde bulunuyoruz....

aytex
23.11.2006, 15:43
Bülent abi derin ve bir o kadar da manipüleye açık bir konuya değindi esasında...
Arka arkaya badireler atlattığımız bu günlerde birlik-beraberlik konuşulmayacakta ne konuşulacak? Beşiktaş ve Galatasaray'ı yendikten sonra bu galibiyetlerin ve takımdaki olumlu havaya birlik-beraberliğin katkısı mı vardı acaba? Sevgili dostlar, şampiyon olup birbirine sarılamıyoruz bari birbirinize sarılın ya da sarılıyor gibi yapın da kendinizi tatmin edin. Başarı yoksa birbirine sarılın. Ama başkaları şampiyon olur kupalara sarılır, Eee bizim sorun nerede? Yok sizde eski birlik-bütünlük yok..." Olduğumuz sezondan örnekler veriyorum; beş haftada sıfır çektik, sorun birlik-bütünlükte mi? Ne alakası var? Yirmi üç yıldır şampiyon değiliz tüm sorun birlik-bütünlükte mi? Yani yönetimde olmayan insanlar, başkan ve yönetici olmak için takımı dışardan karıştırıyor mu? Öyle ya takım kazanırsa işler yolundadır birlik vardır, kazanmasa takımın sportif ve mental yetersizlikleri yoktur birlik eksikliği vardır. Artık bu söyleme kimse inanmaz...
Sevgili arkadaşlar, Trabzonspor'un mevcut durumunun faturasını birlik beraberliğe çıkarmak kendimizi kandırmak olur.

Soru: Aşağıdakilerden hangisi, 'Trabzonspor neden şampiyon olamıyor' sorusunun cevabı değildir?

a) Kentin ekonomik gücü eskisi gibi şampiyon çıkarmak için yeterli değildir?
b)İstanbul takımları ile Trabzonspor arasında ekonomik ve sportif açıdan makas açılmıştır
c) Trabzonspor modelinden uzaklaşılmıştır. Şampiyon yıllardaki öz/değer kavramınından uzaklaşılmıştır
d)Camiada birlik-bütünlük yoktur.

Sevgiyle kalın

bordoylamavi
23.11.2006, 15:53
sevgili bülent şirin zaten yazdıklarım sizin yazdıklarınza bir cevap veya yorum değildi. konu hakkındaki düşüncelerimdi ki zaten ana fikir olarak örtüşüyorlar. benim dikkat çekmek istediğim nokta özellikle bizi ve kulübü asıl temsil eden futbolcuların ve yöneticilerin birliğinin önemidir. ki biz zaten taraftar olarak ( Trabzonda yaşayan arkadaşlar hariç orada bu soru sorulmaz zaten) yıllarca hangi takımı tutuyorsunuz ? sorusuna verdiğimiz Trabzon cevabıyla insanları şaşırtarak birlik olmuşuz aslında da farkında değiliz

EmrahYalçınalp
23.11.2006, 15:56
Bülent abi derin ve bir o kadar da manipüleye açık Soru: Aşağıdakilerden hangisi, 'Trabzonspor neden şampiyon olamıyor' sorusunun cevabı değildir?

a) Kentin ekonomik gücü eskisi gibi şampiyon çıkarmak için yeterli değildir?
b)İstanbul takımları ile Trabzonspor arasında ekonomik ve sportif açıdan makas açılmıştır
c) Trabzonspor modelinden uzaklaşılmıştır. Şampiyon yıllardaki öz/değer kavramınından uzaklaşılmıştır
d)Camiada birlik-bütünlük yoktur.

Sevgiyle kalın
Mantıklı bir yaklaşım. Ancak ben de "3 sezon önce Hoijdonk'un freekicki 3 santim daha yukarıdan gelip direğe çarpıp auta çıksa şehrin ekonomik gücü artmış mı olacaktı, İstanbul-Trabzon arasındaki fark kapanmış mı olacaktı, trabzonspor modeline yaklaşılmış mı olunacaktı, camiada birlik mi sağlanmıştı"yı düşündüm birden.

Şampiyonluğun bir çok kişinin kafasındaki kadar ütopik olduğunu düşünmüyorum. Her şeye rağmen Trabzonspor şampiyon olabilir, olacaktır. Son 5 sezonda kazanmamız gereken hiç bir maçı kazanamadık ki. O 90 dakikalardaki performansımızı artırabilseydik en az 2 kez şampiyonduk.

Kısaca birlik başta olmak üzere tüm sayılan kavramların önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak başarının sadece optimum şartlarda gelebileceğini de sanmıyorum. Tabi ki birlik, beraberlik...

Ama Mozart sağır ve dilsizdi.

aytex
23.11.2006, 16:14
Sevgili Emrah, bak işte iş eninde sonunda şampiyonluğa dayanıyor. Bu yazıyı okuyanlar sakın yanlış anlamasın ama Trabzonspor bundan sonra şampiyon olamayacak. Hojdok'un frikiki auta gitse bir sonraki hafta defterimizi dureceklerdi. 96 kadar yaklaştık mı şampiyonluğa... Adamlar içerden topçularımızı satın aldı. Sahada izlediğin bir futbol maçı ama perde arkasında spor mafyası gerçeği var. Cem Papila'nın bize yaptığını bilmiyor musun? İşte bilmem kaç milyon dolarlık futbol pastası, bize yedirmezler. Bizde birlik bütünlük gibi lay lay lom işleri konuşuyoruz. Bizi şampiyon yapmayacaklar diyorum. Sonuç bu değil mi? Hep bu sonucu beklemiyor muyuz?

Yine de şampiyonluk imkansı mı? Değil... Ancak, bana göre şampiyon olacak kadroyu kurarken Karadeniz Bölgesi dışından oyuncu almayacaksın. Futbolcu aidiyetlik hissedecek. Ve futbolcuya seni nasıl zenci gördüklerini anlatacaksın. Çok demode bir görüş gibi gelebilir ama inanın ki bu dediğimiz yabana atmayın.

Külünkoğlu
23.11.2006, 16:20
Yine de şampiyonluk imkansı mı? Değil... Ancak, bana göre şampiyon olacak kadroyu kurarken Karadeniz Bölgesi dışından oyuncu almayacaksın. Futbolcu aidiyetlik hissedecek. Ve futbolcuya seni nasıl zenci gördüklerini anlatacaksın. Çok demode bir görüş gibi gelebilir ama inanın ki bu dediğimiz yabana atmayın.

Aytekin bunu başkası söylese neyse de sen nasıl söylersin ? Abdullah, Şota Ünal, Cengiz, Orhan, Tolunay bunlar Trabzonlu muydu ?
Çıkartalım şimdiki takımdan Stephanov'la Yattara'yı geri kalanları da eee sonuç ne olacak ?

ozcan_asanoglu
23.11.2006, 16:29
tam anlamıyla birlik beraberlik olsaydı, hoydonk o frikiği kaçırdıktan sonraki hafta da defterimizi düremezlerdi.

tıpkı may'ın 96'da olup bitenleri kenardan seyretmesi gibi..tüm gücüyle saha dışı oyunların dönmesini engellemeye çalışsaydı topu ali şen oynayamazdı...

metehan
23.11.2006, 16:40
tam anlamıyla birlik beraberlik olsaydı, hoydonk o frikiği kaçırdıktan sonraki hafta da defterimizi düremezlerdi.

tıpkı may'ın 96'da olup bitenleri kenardan seyretmesi gibi..tüm gücüyle saha dışı oyunların dönmesini engellemeye çalışsaydı topu ali şen oynayamazdı...

Özellikle 96'daki MAY örneğine yürekten katılıyorum. "Birlik olma" konusuna aslında güzel bir örnektir bu, MAY o zaman TSluluğun gereğini yapmamıştır ama bu ayrı konu.

Aslında bu "birlik olma" önerisine karşı çıkan da yok, hemfikiriz. Ancak yönetimler üzerine düşeni yapmayıp, sonra da çözümü birlik beraberlikte aradı mı, işte o zaman olmuyor. Benim vurgulamak istediğim buydu. Yoksa elbette birlik, beraberlik :-)

Bakın, bu başlıkta bile birlik olamıyoruz işte :-)

tamuğ yamtar
23.11.2006, 16:44
(90+2) Çanak Çömlek Patladı: Bu başlığa yazdığım yazıdır.

İnsanlar neden bağırmıyorlar?

Veya neden böyle gerizekalı insanlar var?

Kırdığı koltuğun takımın cebinden çıkmasını geçtik milli servettir.

Bu insanlar böyle yaparak saygı göreceklerini bekliyorlar.

Bekledikleri de oluyor. Gerizekalı az değil nede olsa.

Ben bağırırım geldiğim maçlarda. Ama bırakırım bir süre sonra.

Çünkü bu olay menfaat olayı olmuş artık.

Emir verme tripleri, küfretmeler ve kendini 1,5 saat olsada bir grubun hakimi zanneden süzmeler.

Bunlar da bize gelmez. Bu olay birliktelikle olur.

Arabesk adamların garip hareketleriyle olmaz.

Herşey Trabzonspor lafı koca bir YALAN dır.

Hayatta başka şeyler de vardır.

İşin, sevgilin, eşin, derdin, annen, baban......

İşte böyle düşünen insanların hakimiyeti olması gerekir tribünde.

Trabzonspor üzerinden nemalanan asalakların değil.

Saygılar.

aytex
23.11.2006, 17:30
Sevgili Külünkoğlu, sözünü ettiğin futbolcuların tümü Trabzon kentiyle aidiyet ilişkisi kurmuş insanlardı. En yenisi Şota bile 1993'de kente geldi; yani üç yıldır kentteydi. Geçmişe takılma diye düşüneblirsiniz ama başarılı olduğumuz bir model var. Bu model yaşanmıştır ve bu modeli denemeliyiz. Trabzon bundan sonra şampiyon olamayacak dediğimde boşa konuşmadım. Lobilerle şampiyon olmadık ama o İstanbul lobileri bizi şampiyonluklardan etti. İşim gereği eski efsane kadrodan bazi abilerimizle söyleşiler yaptım. Eski şampiyon yılları deştik. Hiçbiri de lobiler olmazsa şampiyon olamazdık demedi. Lobicilik artık daha çok paranın etrafında yapılıyor. Önce iyi bir futbol takımın olacak, paran olacak, basını etkileme gücün olacak -ki lobicilik yapmak istiyorsan medyasız olmaz-bir de sempati... Hani gönüllerin şampiyonu deniyor ya... vicdanlarda sempati oluşturmak... Biz o sempatiyi 95-96'da kurmuştuk. İyi futbol oynuyor, adaletsiz maç kazanmıyorduk. Bakın, lobilerimiz calıssaydı Cem Papila bizi bicemezdi...
Bugün yönetim şöyle bir karar alsa, dese ki, 'Arkadaş beş sene sonra şampiyon olacağız. Şampiyon takımı bugünden oluşturacağız. Her senede en az iki üç takviyeyle beşinci yılımızda şampiyonluğa ulaşacağız. Buna inanın, karşımıza Cem Papila'lar çıkaracaklar. Eğer beş yıl içinde medyada etkinlğimiz artmazsa, Trabzon kenti zenginleşmezse, yine yaşasın birlik-bütünlük diyeceğiz be birbirimize sarılacağız...

OLCAY ÇAKIR
23.11.2006, 17:43
birlik beraberlik 2006 da ne anlama gelir bilemem ama;
oluşması için ilginç şoklar gerekiyor...

mesela biri çıksa,bu renkleri değiştiriyoruz dese?

biri çıksa,taşıyoruz takımı bu şehirden dese,
biri çıksa Trabzon kökenli topçu olmayacak dese,
biri çıksa hedef 2. lig dese...
biri çıkıp abramoviç kurtaracak bizi dese...
birleşirsin,beraberleşirsin...

bir obje seç,düşman yarat ve birleş...

varsayalım oldu?

elimizde ne kadar artı değer varmış bizi kenetlemesi gereken..!

ttrabzonsporr
23.11.2006, 18:23
birlik beraberlik bir hedefe farklı kişilerin grupların farklı ya da aynı yollardan gitmesi için güçbirliğinde bulunmasıdır.. bir kısmı bunu aynı otobüse binerek yapar bir kısmı aynı düşünceyi savunarak...

birlik olmak için illa da aynı düşünceyi savunmak gerekmiyor.. aynı hedefe inanmak aynı yere yürümek gerekiyor.

EmrahYalçınalp
23.11.2006, 18:31
Sevgili Emrah, bak işte iş eninde sonunda şampiyonluğa dayanıyor. Bu yazıyı okuyanlar sakın yanlış anlamasın ama Trabzonspor bundan sonra şampiyon olamayacak. Hojdok'un frikiki auta gitse bir sonraki hafta defterimizi dureceklerdi. 96 kadar yaklaştık mı şampiyonluğa... Adamlar içerden topçularımızı satın aldı. Sahada izlediğin bir futbol maçı ama perde arkasında spor mafyası gerçeği var. Cem Papila'nın bize yaptığını bilmiyor musun? İşte bilmem kaç milyon dolarlık futbol pastası, bize yedirmezler. Bizde birlik bütünlük gibi lay lay lom işleri konuşuyoruz. Bizi şampiyon yapmayacaklar diyorum. Sonuç bu değil mi? Hep bu sonucu beklemiyor muyuz?

Yine de şampiyonluk imkansı mı? Değil... Ancak, bana göre şampiyon olacak kadroyu kurarken Karadeniz Bölgesi dışından oyuncu almayacaksın. Futbolcu aidiyetlik hissedecek. Ve futbolcuya seni nasıl zenci gördüklerini anlatacaksın. Çok demode bir görüş gibi gelebilir ama inanın ki bu dediğimiz yabana atmayın.
Yine de böyle yazmasaydın keşke. İşin içinden gelmiş birinden bunları duyunca kötü oldum valla :(

Olsun be...! Hiç değilse şampiyon olmak için çok para harcatalım şerefsizlere. Korksunlar...

aytex
23.11.2006, 22:45
Hiç olmazsa kendi modelimize dönelim... Trabzonspor modeli diye bir model vardır ve maalesef bu modelin ne olduğunu ne okuyabiliyoruz ne de izleyebiliyoruz. Sadece o model anlatılıyor... Ajax futbolda markadır. Neden Ajax altyapısından çıkan oyuncular dünya ülkelerine tümüne dağıtılır. Musampa da onlardan biri biliyorsunuz. Biz Ajax'tan Musampa'yı alacağına altyapıdan yetiştirdiğimiz Fatih Tekke'yi Hüseyin'i Hollanda takımına göndere biliyor muyuz? Varsın olmasın bu takımın yabancısı... Prestijli ünlü topçular gelmeyiversin bize...
Eski yöneticilerimizden bir abi anlattı, dergide de yer aldi bu soylesi, Beşiktaş bir ara çoğu yöneticisini Trabzonlu yapmis, sırf Trabzon modelini daha kolay uygulayabilmek icin... Elimizde bir modelimiz var mı? Ajax modeli denince Hindistan'dandaki adam ile Norveç'teki adam altyapı diyebilir... Trabzon modeli denince ne aklımıza geliyor... Altyapı, özkaynaklar... Beşiktaş Serpil Hamdi Tüzünle bizim modelimiz üzerinden gitmedi mi?
Kendi çocuklarıyla başarıya yürüyenlerin hikayesi:Trabzonspor modeli... Dünya durdukça anlatacağımız bir hikayemiz var...
Böyle düşünmekle çok mu milliyetçi düşünüyorum bilemem. Ama hangi çağda yaşıyorsun ile globalleşme gibi ifadeleri duyar gibiyim...
Çok mevzi kaybettik arkadaşlar çok... Sürekli geriye çekilme hali... Bunu görün lütfen...

kutoz
23.11.2006, 23:41
Aslında herkesin Trabzonspor için bir kurtuluş reçetesi vardır. Fakat, nedense bu reçeteler derde derman olmuyor...

Geçmişten bugüne ne değişti? Öncelikle bunları iyi irdelemek gerek. Şampiyon olduğumuz yıllardaki birlikteliğin olmadığını söylüyoruz hep. Oysa şampiyon olduğumuz yıllardaki, mahalle kavramı bile kalmadı. Komşulukların TV dizilerine değiştiği bir ortamdan, eski komşulukları yeniden yaşamak mümkün mü? TV.nin tek kanallı olduğu yıllardı. Hatta yayın 6'da İstiklal Marşıyla başlar, 10'da yine İstiklal Marşıyla biterdir. Yani hayatlarımızın sadece 1-2 saatini işgal ederdi TV.ler. Oda şayet evinizde TV varsa. Çok iyi hatırlıyorum, mahallemde sadece bir evde TV vardı ve biz çocuklar o evin penceresinden dışarıya yansıyan görüntüye bakıp, olayın güzelliğini o zamanlar algılamaya çalışıyorduk. Mamafi, bu güzelliğin bir süre sonra hayatımızdan neleri alıp götüreceğini anlayamıyorduk.

Ali Kemal Denizci'ye ne zaman mikrofon uzatılsa "Bizler her evin çocuklarıydık" diyordu... Peki şimdi... Malesef sadece kendi ailelerinin çocukları oldu. Kazandıkları paralarla, kendilerini bir şekilde toplum dışında yaşamaya itmek zorunda kaldılar. Böyle bir ortamda, özlenen birlikteliğin sağlanması malesef çok zor gözüküyor. Ama yine de, biryerden başlamak gerek. Çünkü her geçen gün, işimiz daha da zorlaşmaktadır.

EyüpKILIÇ61
24.11.2006, 15:03
En kısa ifadeyle şuan birlik ve beraberlik doksan dakika takımına destek vermektir...Ne mi değildir maç bittikten sonra Ziya hoca istifa yönetim istifa diye bağırmamaktır....Eğer böyle bir düşünce varsa yönetimin istifası gibi bir düşünce, maçın başından sonuna kadar -önde olsan bile- bile yönetim istifa diye bağırtır...

Şuayip Aydın
24.11.2006, 16:22
trabzon bu hafta coscaz ama buradan trabzon bmn uyelerine sesleniyorum lutfen avni aker stadını doldurun ve takımızın arkasın da durun bizim burdan oraya gelememiz icin pazartesi gunu okulumuz ve ya işmimizin olmaması gerekiyo siz bizim yoklugunuzu hisettirmezsiniz biz size inaniyoruzz hayde bmn uye leri sesleriniz buradan duyulsun.......

OLCAY ÇAKIR
24.11.2006, 16:29
destek nasıl olur biliyormusunuz?

futbolcular bölümündekilere..........

özelliklede takıntı düzeyinde eleştiri yağdırdıklarımıza bir kerecikte olsa canı gönülden destek verelim..

yapalım bunu,ne kaybedersiniz...

Bülent Şirin
29.11.2006, 18:58
O eski siyah beyaz televizyon yıllarında, bir bankanın seri reklamları yayınlanırdı. Kenter tiyatrosu oyuncuları fıkra kabilinden kısa skeçler oynarlardı bu reklamlarda…

Bunların birinde rahmetli Şükran Güngör, bir sokak çalgısı rolünde kemanını çala çala sokakları dolaşıyor ve pencerelerden kendisine bahşiş atılmasını bekliyor. Belli ki sanatını da iyi icra ediyor bu çalgıcı… Fakat dolaş dolaş, kimseden tık yok… Bir an duruyor, şöyle bir pencerelere bakıyor ve ani bir kararla yayı kemanın tellerine rastgele sürtmeye başlıyor. Tabii çıkan ses iğrenç… Derhal pencerelerden bozuk para yağmaya başlıyor, skeç de orada bitiyor.

Ne iyi bir yazar ya da düşünür olduğum iddiasındayım; ne alkış ne de bahşiş bekliyorum. Burada yazılan ve sayfalar dolusu cevap gelen yazıları da gıcırtı yerine koyduğum yok.

Fakat beklerdim ki, pek çok kimsenin kurtuluş reçetesi olarak gördüğü bir kavram, yeterli zihinsel derinliğe sahip olduğuna inandığım BMN tarafından daha fazla tartışılsın, üzerine müzakereler yapılsın, kafa yorulsun.

Bu ilk kez duyduğumuz bir şey değil ki arkadaşlar… Zikir gibi Allah’ın günü dilimizde… “Birlik olmalıyız, beraber olmalıyız…” Tamam, ne güzel… Güzel de nasıl olacak bu iş? Kimsenin kafasında bir formül yok mudur? Daha da önemlisi, acaba gerçekten böyle bir isteğimiz var mıdır? Geçtik formülü filan…

Yoksa o 1. Kuşak Almancıların yaptığı gibi, her gün bin defa söyleyince bize gerçekleşmiş gibi mi geliyor?

aytex
30.11.2006, 00:48
Sevgili dostlar, değerli arkadaşlar, BMN forumunda acaba kim ne yazdı diye merak ettiğim birinci konu, "bu başlık..." Ancak ne hikmetse, bu tür konular ilgi çekemiyor,görüşler 3 sayfayıı geçemiyor. Bugün ayağımıza batan dikenlerin, dün ekildiğini, yarın ayağımıza batacak, içimizi acıtacak dikenlerin de bugünden ekiliyor olduğunu hatırlatayım. Ve bunun farkında olmadığımızı da...

Trabzonspor camiası geride kalan kayıp yıllarda bir nevi sivilleşememe sorunu yaşadı... Tüm herkes ve hepimiz her şeyi Trabzonspor'dan bekledik. Sportif başarı, -ki bu futbol takımının birincil görevi- kurumsal adımlar ve bu adımların ertesinde çağdaş dünya kulübü... Futbol kulüpleri zaman zaman ve hatta çoğu zaman bir yığın bürokrasi içine gömülür giderler... Bu kulüplerin çalışanları , vizyonlarıı ve imkanları ne kadar geniş olsa da, atalet anlayışı onları da sarar; bir şey yapamazlar...

Mesela, 2002 yılı ile 2005 yılı arasında profesyonel kadrolar 100 bin üye projesini başlattı. Bunun yanında kulübün lisansör ve sponsor sayısı artırıldı. Bunların yanında kulüp kendi ürününü kendi üretir hale geldi. Tüm bunları yapanlar, kulübün çalışan insanları... İki sene önce Trabzonsporlu ünlü bir reklamcı (aynı zamanda sanatçı) ağabeyimiz dedi ki, "Aytekin, kulübün dışında, kulüp için fikir üreten bir thing-thang oluşumu var mı? Gaziantepspor, beni arayıp akıl danışıyor. Neden bildiklerimi kendi takımım için kullanmayayım" diyordu...
Böyle insan sayısı fazla ama bu insanlar örgütlü bir şekilde bir araya gelemiyor. Galatasaray arama konferasları tertip ediyor, beyin fırtınaları düzenliyor; proje ekipleri kuruluyor. Oysa BMN'de binlerce fikir heba olup gidiyor. Sadece forumda yazılıp kalıyor. Dün ve evvelsi gün ne dendiğine bile bakılmıyor. Günlük bir gazeteki haberler gibi, o gün buradaki görüşler tükenip gidiyor; unutuluyor.

Biz de dergide başlık attık; halkın takımı halka açılıyor diye... Ancak, camiamız kendi taraftarına uzak, taraftar camiasına soğuk... Bakmayın, öldüresiye sevdiğimizi... Kulübümüz maalesef taraftarından bihaber... Kimine sorsan yedi milyon Trabzonsporlu var. Başka biri sekiz diyor. Doğrusunu kulüp bilir diye düşünüyorsunuz, behey, yanılıyorsunuz... Kulübün de haberi yok, sen de haklısın sen de haklıısn hali... Avrupa'nın ünlü kulüpleri, sadece taraftar sayısını bilmiyor, bir yıl içinde ne kadar forma satacağını bile hesap edebiliyor. Oysa, biz ha babam ha babam deyip forma üretiyoruz. Sonra elimizde kalıyor; depolara kapatıyoruz.

Taraftar-kurum ilişkilerini sorgularken, taraftarrına yabancılaşmış bir camiada yaşadığımız gerçeğinin altını çiziyorum. Yani, kulübü, takımı mahsenlere kapatıp, onu ulaşılmaz gösterip, dışarda bekleyen taraftara, "Haa, karışmayın, karıştırmayın, kutsalınız burada, birlik olun yeter" demek olmaz... Birlik-bütünlük denen o soyut kavramın daha da somutlaşabilmesi için kulübün gerçekten halka inmesini birinci şart olarak bir yerlere yazdıktan sonra bize düşen ne? Neden birlik olacağız? Kime karşı?

Çok uzattım farkındayım, bizim kıyıda(yani taraftar cenahında) birlik-bütünlük eşittir örgütlü olmaktır. Futbol bürokrasisine, futbolun imtiyazlı çocuklarına, bu imtiyazlı çocukları büyütenlere, elindeki imkanları spor ve futbol adına adil dağıtmayanlara... Ve, ve...

Kendi içimize bu birlik-bütünlük için söylenecek bir kaç madde de var elbette; belki yeni bir taraftar olma kültürü benimsemek gerekiyor. Katılan taraftar kültürü... Katılımcı taraftar... Sadece maça gitmeyen... Sadece forumlardan eleştiri göndermeyen, örgütlü bir çatı altında, kendi camiasının seslerini kurumsal bir yapıda veren ve ardından meramını tüm ülkeye anlatabilen. Biz söyüyoruz, biz dinliyoruz. Kapalı devre olmuyor, yetmiyor...

Şimdilik bu kadar...

Harun
30.11.2006, 11:58
Memleketi karadenizde olmayıp 90' lı yıllrda doğan kaç tane Trabzonsporlu vardır sizce?Sonuncuları biziz işte.Sebebi birtürlü gelmeyen şampiyonluk ve sürekli geri atılan adımlardır.Bize neden Trabzonspor dediklerinde mutlaka cevap verecek birşey bulur karşı taraftanda 'doğru haklısın' onayı alırdık.Fakat bugün Trabzon'lu olup Trabzonsporu tutanlara bile''tamam memleketinin takımını tutyorsunda eskindendi be kardeşim o, şimdi bi numara yok '' diye alay edenlerle dolu heryer.

Bizim asıl istediğimiz birlik beraberlikten de öte şampiyonluktur.Şampiyonluğa ulaşmamız için ise birlik beraberlikten çok sahada mücadele eden futbolcuların performansı ve bunu yönetecek hoca ve hocayı seçecek kaliteli bir yönetim oluşturmaktır.Trabzonspor şampiyon olmadan ne birlik ne beraberlik ne maddi nede kurumsal açıdan hiç bir açıdan ilerleme yapamayız.Bu aynen tribinlerde gol atmadan bağırmayan taraftar ile de ortaktır.Biz önce başarıyı bekleyen sonra desteği veren kişiler olmuşuz.Burda bile birçok öneri sunup iş organizasyon aşamasına geldiğinde''müsait değildim gelemedim herkesten özür dilerim'' diyen bir çok kişi bilirim.

Şayet bu tabuyu yıkmak istiyorsanız; buraya uzun cümleler yazmak yerine yer bulun adres verin toplanalım.

(Ne o işinize gelmedi mi?) :)

OLCAY ÇAKIR
30.11.2006, 12:01
çok güzel...

fazlaca etkisini bozmadan yazınızın,

bir fikir;belkide forumda bir gold üyelik oluşturulması gerekiyor..
hepimizin; yazarken bir şeylerde ürettiğimizi farketmemiz,etki alanı yarattığımızın farkına varmamız adına...

sorumlu yazılar yazmak,fikirler üretmek adına...kendimizi aşmak adına...


Sevgili dostlar, değerli arkadaşlar, BMN forumunda acaba kim ne yazdı diye merak ettiğim birinci konu, "bu başlık..." Ancak ne hikmetse, bu tür konular ilgi çekemiyor,görüşler 3 sayfayıı geçemiyor. Bugün ayağımıza batan dikenlerin, dün ekildiğini, yarın ayağımıza batacak, içimizi acıtacak dikenlerin de bugünden ekiliyor olduğunu hatırlatayım. Ve bunun farkında olmadığımızı da...

Trabzonspor camiası geride kalan kayıp yıllarda bir nevi sivilleşememe sorunu yaşadı... Tüm herkes ve hepimiz her şeyi Trabzonspor'dan bekledik. Sportif başarı, -ki bu futbol takımının birincil görevi- kurumsal adımlar ve bu adımların ertesinde çağdaş dünya kulübü... Futbol kulüpleri zaman zaman ve hatta çoğu zaman bir yığın bürokrasi içine gömülür giderler... Bu kulüplerin çalışanları , vizyonlarıı ve imkanları ne kadar geniş olsa da, atalet anlayışı onları da sarar; bir şey yapamazlar...

Mesela, 2002 yılı ile 2005 yılı arasında profesyonel kadrolar 100 bin üye projesini başlattı. Bunun yanında kulübün lisansör ve sponsor sayısı artırıldı. Bunların yanında kulüp kendi ürününü kendi üretir hale geldi. Tüm bunları yapanlar, kulübün çalışan insanları... İki sene önce Trabzonsporlu ünlü bir reklamcı (aynı zamanda sanatçı) ağabeyimiz dedi ki, "Aytekin, kulübün dışında, kulüp için fikir üreten bir thing-thang oluşumu var mı? Gaziantepspor, beni arayıp akıl danışıyor. Neden bildiklerimi kendi takımım için kullanmayayım" diyordu...
Böyle insan sayısı fazla ama bu insanlar örgütlü bir şekilde bir araya gelemiyor. Galatasaray arama konferasları tertip ediyor, beyin fırtınaları düzenliyor; proje ekipleri kuruluyor. Oysa BMN'de binlerce fikir heba olup gidiyor. Sadece forumda yazılıp kalıyor. Dün ve evvelsi gün ne dendiğine bile bakılmıyor. Günlük bir gazeteki haberler gibi, o gün buradaki görüşler tükenip gidiyor; unutuluyor.

Biz de dergide başlık attık; halkın takımı halka açılıyor diye... Ancak, camiamız kendi taraftarına uzak, taraftar camiasına soğuk... Bakmayın, öldüresiye sevdiğimizi... Kulübümüz maalesef taraftarından bihaber... Kimine sorsan yedi milyon Trabzonsporlu var. Başka biri sekiz diyor. Doğrusunu kulüp bilir diye düşünüyorsunuz, behey, yanılıyorsunuz... Kulübün de haberi yok, sen de haklısın sen de haklıısn hali... Avrupa'nın ünlü kulüpleri, sadece taraftar sayısını bilmiyor, bir yıl içinde ne kadar forma satacağını bile hesap edebiliyor. Oysa, biz ha babam ha babam deyip forma üretiyoruz. Sonra elimizde kalıyor; depolara kapatıyoruz.

Taraftar-kurum ilişkilerini sorgularken, taraftarrına yabancılaşmış bir camiada yaşadığımız gerçeğinin altını çiziyorum. Yani, kulübü, takımı mahsenlere kapatıp, onu ulaşılmaz gösterip, dışarda bekleyen taraftara, "Haa, karışmayın, karıştırmayın, kutsalınız burada, birlik olun yeter" demek olmaz... Birlik-bütünlük denen o soyut kavramın daha da somutlaşabilmesi için kulübün gerçekten halka inmesini birinci şart olarak bir yerlere yazdıktan sonra bize düşen ne? Neden birlik olacağız? Kime karşı?

Çok uzattım farkındayım, bizim kıyıda(yani taraftar cenahında) birlik-bütünlük eşittir örgütlü olmaktır. Futbol bürokrasisine, futbolun imtiyazlı çocuklarına, bu imtiyazlı çocukları büyütenlere, elindeki imkanları spor ve futbol adına adil dağıtmayanlara... Ve, ve...

Kendi içimize bu birlik-bütünlük için söylenecek bir kaç madde de var elbette; belki yeni bir taraftar olma kültürü benimsemek gerekiyor. Katılan taraftar kültürü... Katılımcı taraftar... Sadece maça gitmeyen... Sadece forumlardan eleştiri göndermeyen, örgütlü bir çatı altında, kendi camiasının seslerini kurumsal bir yapıda veren ve ardından meramını tüm ülkeye anlatabilen. Biz söyüyoruz, biz dinliyoruz. Kapalı devre olmuyor, yetmiyor...

Şimdilik bu kadar...

Faik Yılmaz
30.11.2006, 12:53
bence birlik beraberlik sesimizin gür çıkmasıdır...

her alanda sesimizi duyurabilmektir.....

takımımza destek olmaktır.... onlar koşmasa oynamasa bile destek olarak ellerinden tutarcasına ooynayana kadar bağırmaktır....

galibiyetler kadar mağlubiyetleri paylaşmaktır.....

poetricus
30.11.2006, 13:02
Eski hal muhal. Ya yeni hal ya izmihlâl!
Geçmişin doğruları geçmişteki hayata aitti ve bugün geçerlilikleri yok. Hayat değişti, duyuş ve düşünüş tarzları değişti, yaşama şekilleri değişti, tüketim alışkanlıkları, beklentiler ve davranışlar değişti. Âdâd-ı muşaret kuralları değişti. Ve bizler şampiyon olduğumuz yıllara göre neredeyse tamamen değişmiş olan bugünün dünyasında yaşıyoruz. Ya bu dünyanın gerçekleri ve gereklerini iyi kavrayıp ayakta kalmanın yollarını bulacağız ya da her geçen gün biraz daha eriyeceğiz. Ya birleşip bir derya haline geleceğiz yahut da damla damla tükeneceğiz.

Birlik ve beraberlik!
Nerede ve nasıl?
Merhum Gaspıralı yıllar önce "dilde, fikirde işte birlik" demişti. Ya biz ne diyeceğiz? Nereden başlayacağız. Galiba önce histe birlik dememiz gerekiyor. Zira en büyük gücümüz, temelimiz olan dugu bütünlüğünü bile kaybetmeye başladık.

kudu_61
30.11.2006, 13:24
Başarı olursa çok rahat tribünlerin dolduğunu, deplasman maçlarında kendimize ayrılan yerlerde boşlukların kalmadığını, stad ta çok güzel dörtlü yapıldığını, maçlara bayraklarla gidildiğini, şehirde rakip takımın renklerini taşıyan tabutların taşındığını, gazetelerin attığı gurur duyulacak başlıkları, puan cetvelindeki yerimizi, atılan sloganları, gurbette gururlu gururlu gezmenin ne olduğunu kısacası başarı varsa birlik ve beraberliğin olduğunu biliyoruz...
Kimse çıkıp sahaya atılan koltukların savunuculuğunu yapmasın bizim ülkemizde sinir böyle boşalıyor bu hareketi düzeltmek istiyorsanız türk insanının yapısını değiştirmeniz gerekir bu yüzden kimse kırılan koltukları atan taraftarı kınamasın
Birlik beraberlik içerisinde başarıda da başarısızlıkta takımımızın yanında olmalıyız buna da hem fikirim.
Anlamadığım birşey var hergün bmn ye girerim başarısızlığın faturası şu an taraftarca kesilmiş durumda ve kesinlikle doğru teşhis niye birlik beraberlik içerisinde bu faturayı sahibine vermiyoruz da hala aramızda ziyayı yönetimi alkışlayanlar var tamam burası fikirlerin paylaşıldığı yer ama neden hala kikinin oynatılmamasını protesto etmeyenler var neden keçelinin, hasanın, hüseyinin, ferhatın ilk onbirde oynatıldıklarının hesapları sorulmuyor, niye hürriyeti köleliğe satıyoruz ziya almış eline trabzonu nuri almış eline trabzonu bir oyana bir oyana sallıyorlar neden hala birlik beraberlik içerisinde hesap sormuyoruz takımımızın iyiliği için birlik beraberlik içerisinde olacaksak bu iyi günde de kötü günde de olacak birlik beraberlik naraları atarken kötü olan bir şeyi desteklersek kaybediriz cem papilayı protsto ettik haklıydık şimdi niye kimse ziyayı nuriyi protesto etmiyor yoksa haksız mıyız...

Muhalif
30.11.2006, 21:48
Birlik ve beraberlik!
Nerede ve nasıl?
Merhum Gaspıralı yıllar önce "dilde, fikirde işte birlik" demişti. Ya biz ne diyeceğiz? Nereden başlayacağız. Galiba önce histe birlik dememiz gerekiyor. Zira en büyük gücümüz, temelimiz olan dugu bütünlüğünü bile kaybetmeye başladık.
Merhum Gaspıralı'nın bu veciz sözünün en başına 'ruhta birlik' ibaresini eklemiş olmasını çok isterdim.. Hissiyatta birlik olmadıktan sonra dilde,fikirde ve işte birlik maalesef yüzde yüz netice vermiyor..
(@Poetricus; Gaspıralı'nın sözünü buraya yazdığını gördükten sonra devamında yazdıklarını okumadan direkt alıntılayıp yazmaya koyuldum, üstteki düşüncemi yazdıktan sonra baktım ki sende aynısını yazmışsın.. değiştirmek de istemedim vallahi yüzde yüz aynı düşünmüşüz) Yıllardır içimde uhdedir Gaspıralı'nın bu sözün başına Histe veya Ruhta birlik kavramlarını eklememiş olması..
Evet, önce hissiyatta birlik olacak.. işin içine bir tane bile olsa 'ben' girdimi bize varmak için oluşturulan zincirin bir halkası zayıf kalıyor.. malum ki zincir de en zayıf halkası kadar güçlüdür ancak.. Bu bağlamda ben 'birlik ve beraberlik' kavramlarından öncelikle hissiyatta birlik olmayı algılıyorum.. Zaten geçmiş ve şimdinin en büyük farkı bu 'hissiyat' kavramını yok edilmiş olmasıdır.. Takım için varını yoğunu seferber eden yöneticiden-meşhur olup iş bitirmek için uğraşan yöneticiye,yenilince soyunma odasında ağlayan futbolcudan-hiç birşey olmamış gibi eğlenceye giden futbolcuya, sırtındaki ceketi satıp maç parası eden taraftardan-'şu kadar para vermezseniz taşkınlık yapıp ceza aldırırız(veya beleş bilet vermezseniz şöyle yaparız,böyle yaparız) diyen taraftara vardık değişen zamanla.. ve tabii ki havada kalır bu birlik ve beraberlik kavramları.. Çünkü hissiyatta birlik yok en başta..
Hissiyatta birlikten sonra, aynı dili konuşan,ortak kararlar alıp fikirler üreten ve bunları uygulamaya koyan insanlara yönetim kadrosunu teslim etmeli ki başarı gelsin..
Neyse.. birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz şu günlerde........ yok galibiyete ihtiyacımız var beraberlik kesmez:)

Emre B.
30.11.2006, 21:55
Birlik ve beraberliği ilk önce tribünde sağlamalıyız.

Bulut61-34
01.12.2006, 00:11
taraftarlar arasında birlik zor birşey çünkü sayı çok görüş farklılığı da sayıya orantılı ayrıca taraftarlık hepimizin hayatının birinci konusu değil. daha genç arkadaşların öyle olabilir tabi. iş geçim derdi eş çocuk anne baba bunlar bizim için daha öndedir. biz taraftar olarak profesyonel değiliz. yani bu işi gönülden yapıyoruz bu bir sevda. ama birlik olması gerekenler bence bu işin profesyonelleri yani futbolcular yöneticiler. onlar birlki olduktan sonra bize de düşen o birliğe ahenk sağlamak bence.

Hep aynı hatayı yapıyoruz; yapılması gerekli olanları hep başkalarına bırakıp beklemeye geçiyoruz. Bırakın futbolcular, yöneticiler bir olmasın, biz bir olalım. Onalrın sayıları ne ki, birlik olsalar ne yazar olmasalar ne yazar. Taraftarların sayısı onların kat be kat üzerinde ve bu büyük topluluğun birliği karşısında hangi güç durabilir.
Başlığı açan arkadaşımız herzaman ki gibi çok güzel yazmış. Sonuna kadar katılıyorum. Ama bu yazıyı doğru algılayanların sayısı ne olacak acaba?

Ali Özcan
01.12.2006, 00:48
Biz biziz; biz biriz; biz Trabzonsporluyuz diye bir slogan canlandı gözümün önünde...Yukarıda Harun arkadaşımın yazdıklarına tamamiyle katılıyorum...Bizi bir ve beraber yapacak olan saha sonuçları, dolayısiyle şampiyonluktur...Bu olmadan ne taraftar sayın artar, ne de bir ürününü pazarlayabilirsin...İlk önce bir marka oluşturursun, sonra markayı yönetirsin...Bizdeki marka 23 yıldır şampiyonluk görememiş bir futbol takımı...Reytingi hala yüksek ama eğilim eksi yönde...Kan kaybediyoruz...Bir şampiyonluk hepimizi kendimize getirecek...Acilen gelmesi gerekiyor bu şampiyonluğun ve korkarım ki bi 3-5 yıl içinde daha gelmezse bi daha hiç gelemeyebilir...Kenetlenmeliyiz...Biz istersek, kenetlenirsek Şampiyon oluruz...Olucaz...

aytex
01.12.2006, 01:51
Haa gayret iyi gidiyoruz. Kim ne yazarsa yazsın, birlik beraberliğin ne olduğunu yazıyor. Ya da tersten okursak ne olmadığını... Harun'un, "Bize bir şampiyonluk lazım" sözüne evet diyorum ve ekliyorum, "Ondan sonra bir tane daha:)"
Futbolcular şu anda uyuyor muhtemelen ve yarın sabahki idman derdinde. Yöneticiler, ne zaman kazanacağız da üzerimizdeki baskı hafifleyecek modunda... Trabzon kentinde havalar bozuk, esnaf işler tıkırında olsa da, "NE olacak ki, takım kötü abi; boşver sen işleri takıma bak takıma" sözünde... Taraftar, yani bizler, kulüp doktorundan, taraftar organizasyonuna, Musampa'dan Keçeli'ye, full tartışma halindeyiz. Bizim payımıza da birlik-beraberlik düştü...
Dün ve bugün bizim uşaklari bi yoklayayım dedum... Trabzonsporlular ya,,, hepsine kulüpte sence ne sorun olabilir. Sen bu kulubün idarecisi olsan nelerden şüphelenirdin" diye soruverdim...
Kimi futbolculardan girdi, kimi de suçu Trabzon'daki gariban Ali abimle, Ayşe yengemin üstüne attı... Birlik-beraberlik nedur dedum; sizce böyle bir sorun var midur? Bana ne desinler beğenirsin?
"Şimdi başımuza sorun çıkarma... Takım kazanamayi, birak kazanmayi berabere kalmayi, sen nerden bahsediyorsun" dediler.
Evet, sevgili arkadaşlar kardeşler; mini bir Trabzonspor prototipine göre takımın maç kazanamamasından öte başka büyük sorun yok(muş)...

Ferşat Balcı
01.12.2006, 03:05
aslında birlik beraberliği sağlayan trabzonspordur. normalde camianın bütünleşmesi sonucu çok kuvvetli bir trabzonspor doğması gerekirken düşünceme göre Trabzonspor konumu camianın durumunu netleştiriyor. yani trabzonspor her zaman bizden bir adım önde olmuştur. açıkcası hangisinin doğru olduğuna tam karar veremedim. yani çok güçlü bir trabzonspor mu birlik beraberliği oluşturuyor .? yoksa birlik beraberlik mi çok güçlü bir trabzonsporu meydana getiriyor ?

fazla uzağa gitmeden en yakın çevreme bakıyorum. ne yazık ki ortada tam bir skor taraftarlığı var. bunun en büyük nedeni ise trabzonsporun ne demek olduğunu bilmeyen hemşehriler. bu insanlar hiç bir zaman düşünmemiştir trabzonsporun yokluğunu. ya da trabzonsporun trabzona ne kazandırdığını. sadece maçları izlemekle taraftar olunmayacağını bilememişler. yada sorumluluklardan kaçarak yıllarca takımın sahibinin başkanlar olduğuna inandırmışlar kendilerini. başarısızlıklarda kendilerini hiç pay çıkarmamışlar çünkü trabzonsporu hiç sahiplenmemişler,hep kolay yolu seçmişler trabzonspor varsa bende varım yoksa bu sevda yürümez.aslında bunlara fazla kızamıyorum demek ki onların da trabzonsporu anlamaya ihtiyacı var. ama bunu kim nasıl yapacak ? yani trabzonluya trabzonsporu kim nasıl anlatılacak ?

işte bu zor durumlarda trabzonspor hep devreye girer kendi de zor zamanlar geçirir tabi ama yıkılmaz hep ayaktadır, önce esmeye başlar yavaş yavaş, sonra sesi gürleriş, zamanla hızlanır fırtınaya dönüşür artık. işte bu tam bu nokta da hemşehriler çıkar sahneye. formalar, bayraklar,atkılar çıksın işte... artık sokaklarda daha dik yürüyebilirler,gururla trabzonlu, trabzonsporlu olduklarını söyleyebilirler. kahraman yine gelmiştir, hemşehrilerini her zaman koruyan ve kollayan bir kahraman.

ne yazık ki bu kahramanın yokluğunda yok olup gideceklerinin yine farkında değiller.

Cyzio
01.12.2006, 09:37
Ne zaman Trabzonspor'da bir "Birlik ve Beraberlik" mesajı işitsem, tüylerim diken diken olur. Anlarım ki, işler kötü gidiyor; anlarım ki, düzelme ihtimali de yok; ve anlarım ki bu kötü gidiş sürecek. Yani "Birlik ve Beraberlik" mesajının açılımı şudur:

-"Ey taraftarlar. Şu anda beklenen performansı gösteremiyoruz. Buna karşı, hiç bir tedbir almayı da düşünmüyoruz. Ama siz gene de bizi DESTEKLEMEYE DEVAM EDİN."

Son yirmi yıldır, maalesef Trabzonspor'da başarısızlıklar çokça olduğu için, "Birlik ve Beraberlik" mesajlarını da çok sık duymaya başladık, Sayın Bülent Şirin'in de belirttiği gibi, kavramın içi boşalmış oldu.

İşin benim açımdan kötü tarafı, bu "Birlik ve Beraberlik" çağrılarının hep "Öz Evlâtlar" için yapılması. Dikkât ettiyseniz, hep Şenol, Giray, Ahmet Suat, Ziya dönemlerinde taraftarlar "Birlik ve Beraberliğe" davet edilir. Hiç Breams, Leekens ya da Halilhodzic döneminde bu çağrıyı duydunuz mu?

Marcelinho, formasını yere attığında, ya da Yattara Anorthosis maçında düdük çaldıktan sonra ikinci sarı gördüğü için mangalda kül bırakmayan yönetim, bahis oynayıp altı ay ceza yiyen Gökdeniz için "Birlik ve Beraberlik" çağrısı yapar.

Ben yokum böyle "Birlik ve Beraberlik"lerde.

Ya her durumda yaparsınız, ya da en iyisi susarsınız.

Bülent Şirin
07.12.2006, 09:40
Bizim başlık pek ilgi görmedi. Sanırım bu da ortaya attığım tezi doğruluyor. "Birlik beraberlik" söylemi bizim için söylene söylene zihinlerde kendine garip bir yer edinmiş, sanki söylendikçe gerçekleşiyor yanılgısına sebebiyet vermiş; ya da ileride bilinmeyen bir gelecekte gerçekleşip bizi mesut bahtiyar kılacak olması varsayımı gerçeğin yerini almış. Bu da bize yetip gidiyor.

Bu başlık açılıp da kafi miktarda okunduktan sonra forumda "Birlik beraberlik" söyleminin telaffuz sayısında herhangi bir düşme oldu mu, olduysa ne kadar oldu bilmiyorum. Yine de birkaç beyinde "Sahi, söyleyip duruyoruz ama bunun nasıl olacağını şimdiye kadar hiç düşünmemiştik...." diye bir ışık yandıysa ne mutlu... Zaten şurada karaladığımız birkaç satır yazının Fukuyama'nın makalesi etkisi yapmasını bekleyecek halimiz yok.

Vesselam.

Harun-61
28.03.2008, 10:23
Hayirli Cumalar Arkadaslar,

gurbet'de büyüyen ve yasayan bir Trabzonspor taraftari olarak uzun zamandir size sormak istedigim bir soru var.

Yillardir Gazetecilerin, eski Futbolcularimizin, Yöneticilerin ve hatda Trabzon sokaklarinda/ esnaflarinda yapilan sohbetlerde duydugum bir söz.

"Camiaya birlik ve beraberlik gelmedikten sonra bu Takim basarili olamaz!"

Acin Tv programlarini, yerel kanal olsun olmasin hep bu söz.

1) Camiamizdaki birlik ve beraberlige kim köstek oluyor?
2) Birlik ve Beraberlik nedir, nasil basarabiliriz?
3) ...

.

Burçak
28.03.2008, 10:26
bi tabir vardır Burnu büyük olmak,
ön plana çıkma telaşı.
bu ne yazıkki bizim insanımız da var.

Çağatay_
28.03.2008, 10:47
Şimdi Türkiyeyi ele alalım.

İş gücü var, doğa var, turizm imkanı var , şanli bir tarihin var, ders alacak çok şey var , osmanlı gibi bir örnek önünde yatıyor , Atatürk gibi bir liderin , bir yol göstericin var..

Birşeyler kötü gidiyorsa rant arayışı var demektir.

Trabzonspor un durumu da bundan farksızdır.

Bülent Şirin
28.03.2008, 10:53
Hayli zaman önce bu konuyla ilgili bir yazı karalamıştım. Bir göz atın isterseniz.

http://forum.bordomavi.net/showthread.php?t=5151

Faik Yılmaz
28.03.2008, 10:54
Bizde eleştiri külrtürü var.... Elimizi taşın altına koymuyoruz. Klübe üyemisin yok. Dergi alırmısın yok. Maçlara gidermisin yok. Orjinal ürün alırmısın yok. Ama sana kalsa bütün her şeyi değiştireceksin. Olmaz öyle şey.

Takım iyi haldeyken herkes maça gider. Bakın Fenere biletler karaborsa oldu. Milyarlardan bahsediliyor. Ama 2 maç yenilince 55 bin ikişilik stadyumda 20 bin kişi zor oluyor. Bu bizdede böyle maalesef.

herkes kahve köşelerinde kumar oynarken takımı çok güzel kurtarıyor ama gerçeklerle oradakli durum çok farklı.

Kaya
28.03.2008, 11:38
Birlik-beraberlik mesajı verip, bu mesajın başına kendi ismini yazdırma sevdalıları olduktan sonra mesaj havada kalır.
Zira birlik-beraberlik içinde olmaktan öte; görev başındakileri zor durumda bırakacak hadiseler oluşturmasalar yeter.

Lakin ben bu mesajı verenlerden daha çok korkuyorum. :)

Ertan OKUMUŞ
28.03.2008, 11:39
Şimdi Türkiyeyi ele alalım.

İş gücü var, doğa var, turizm imkanı var , şanli bir tarihin var, ders alacak çok şey var , osmanlı gibi bir örnek önünde yatıyor , Atatürk gibi bir liderin , bir yol göstericin var..

Birşeyler kötü gidiyorsa rant arayışı var demektir.

Trabzonspor un durumu da bundan farksızdır.


harika bir tesbit:alkış::alkış::alkış::alkış:

poetricus
28.03.2008, 11:43
1) Camiamızdaki birlik ve beraberliğe kim köstek oluyor?
En çok "birlik ve beraberlikten" bahsedenler.

2) Birlik ve Beraberlik nedir, nasıl başarabiliriz?
Birlik ve beraberlik: Bir veya birkaç yalancı ve binlerce yamacının oluşturduğu sarsılmaz ittifakla her nevi yeniliğe, eleştiri ve sorgulamaya karşı tek vücut halinde karşı çıkma.
Bu haliyle zaten başarmış durumdayız.

TSezgin61
28.03.2008, 12:16
camiamizda nezaman karambole isler iyi gitse ve sampiyonluga oynasak biranda "ooooo ben zaten TRABZONSPORLUYDUM" diyip öne atlayanlar olur ve bilrik beraberlik dogar, herkes birbirini bir anda sever. kötü gidincede "yau tabi birlik olmak iyi olurdu" laflari, ve birbirinin kuyusunu kazmalar, küsmeler darginliklar...

ikisindede bilrik ve beraberlik olmasi icin önce Trabzonsporu düsünmek gerekiyor. bizde her yenilginin arkasindan aglardik, sonuc noldu, gözyaslarimizi silmekten takimin erimesini ve yok olmasini göremedik...

herkes TRABZONSPORU, o efsaneyi yaratanlarla hesaplasacak ahirette, soracaklar "ey camia,ne terler, ne kanlar döktük, ne canlar verdik TRABZONSPORU ezdirmemek icin, siz naptiniz?"

TRABZON sehrinin insanini seviyorum, memleketimi canimi herseyimi. hep biz önde olalim derler, yani hersey TRABZON, 61 Cilginligida burdan geliyor zaten.... Toplu halde birlik oluyoruz

Ama aynisini nedense Trabzonspor icin yapamiyoruz...

Cafer Bulur
28.03.2008, 22:07
kulüpte birligi saglamak yönetimin elinde olan bir seydir.önceden albayragin yaptigi yönetimler gerekli ortami hazirlamamis iseler birlik beraberlikten bahsetmek abesle istigaldir.yönetim iyi bir teknik kadronun(ersun yanal) eline iyi bir kadro verirse camia otomatikman birli beraberlik icinde olacaktir.zira basarinin bu sekilde gelmesi muhtemeldir.siz iy transfer yapmaz ve teknki kadroda istikrara devam etmezseniz birlik beraberlik söylemleriniz laftan öteye gecmeyecektir...

ÜNAL
06.04.2008, 14:03
Birlik ve beraberlik statta,içeride ve dışarıda tek yürek olmaktır..gruplaşma değil birleşmedir..