Berke6198
30.08.2015, 22:13
OLACAK O KADAR
Akhisar’la 2-2 berabere kaldığımız ve kendi evimizde 2 puana veda ettiğimiz bir maçı geride bıraktık.
Maç hakkında bir analiz yapacak olursak;
Şota Arveladze geçen haftaki kazanan kadroyu bozmak istemedi ve kadroda hiçbir değişiklik yapmadan sahaya sürdü. Özer Hurmacı geçen seneden beri pek etkisiz bir oyun ortaya koyuyorken bugün ilk 11’de sahadaydı.
Ben bu düşünceyi doğru bulmuyorum. Kazanan kadro bozulmaz diye bir kural futbolda olmaz, olmamalı. Her haftanın sonunda performanslar bireysel olarak değerlendirilmeli ve kimin ne kadar katkı yapacağı göz önüne alınarak kadro seçimi yapılmalı.
Hem bireysel olarak hem de bölgesel olarak takımımızı değerlendirecek olursam, defans 4’lümüzde biri olan, biri de olması beklenen 2 transfer ile muhtemel 2 değişiklik göreceğiz. Cavanda sağ bekte Bosingwa’yı aratmayan, hatta Bosingwa’dan üstün sayılabilecek bir performans gösterdi.
Savunma açısından iyi bir görüntü ortaya koyan Cavanda, hücumda da takıma çok önemli katkıda bulundu. Hatta oyunun belli zaman dilimlerinde orta bölümde yer alıp oyun bile kurdu diyebiliriz. 3 haftadır ve özellikle bu hafta sergilediği performans ile Cavanda sağ bekin vazgeçilmezi durumunda.
Yumlu-Aykut tandemini ele alacak olursak Yumlu’nun son zamanlardaki performansıyla öne çıktığını düşünüyorum. Hem Beşiktaş olsun hem de bugünkü maç olsun Mustafa Yumlu neredeyse hatasız bir oyun sergiledi ama tabii ki gelecek transferler ile bu takımın yedeği, belki de kadro dışı kalmaya kadar gidebilir.
Aykut o kadar göze batan bir performans sergilemese de vasat bir performans ortaya koymadı ama yine de yerine muhtemelen bir transfer geleceği için pek üstünde durmayı tercih etmiyorum.
Kevin Constant sol bek yokluğunda tabii ki deneyimi ile orayı kurtaracak seviyede bir oyuncu diye düşünüyorum ancak bazen kritik hatalara imza atabilecek potansiyeli var. Ligin ilk devresi olana kadar Constant orayı yamalar. Mevkiisi olmadığı için tabii ki onu da pek eleştiri yağmuruna tutmak istemiyorum. Bugün, bu defans 4’lüsü arasındaki uyum normalin biraz üstündeydi. Bazen Aykut, Constant’ın kademesine girip ona yardım etmekte çok geç kaldı.
Orta sahaya gelecek olursak M’bia-Okay ikilisi takımımızın göze çarpan en net ikilisiydi belki de. Okay Yokuşlu genç yaşına rağmen güçlü fiziği ve maç içerisinde diri kalışıyla, tekniği, ve oyunu yönlendirme yeteneğiyle ileride adından çok bahsettireceğini hissettirdi.
Şota Kayserispor’dayken Okay üzerinde özel olarak sohbet etme fırsatı bulduğumda, ondan çok ümitli olduğunu, geleceğinin çok parlak olduğundan bahsetmişti. Hem Beşiktaş hem de bugünkü maçta bunun sinyallerini net şekilde verdi Okay bize. Yavaş yavaş Spor Toto Süper Lig temposuna alışıp büyük maçlarda oynayıp deneyim kazandıktan sonra pişmiş bir Okay olarak karşımıza çıkacaktır. Güvenimiz sonsuz, çalışmayı sürdür Okay…
M’bia’ya gelecek olursak bugün yine takımın en önemli oyuncularından biriydi.Kritik müdahalelerde bulundu, sıkıştığı pozisyonlarda topu olumlu kullandı. Mücadelelerde üstün marke etme özelliği ile rakibini sahadan sildi. Kesinlikle bir ‘Maestro’ edasıyla sahada yerini aldı.
Bu ikilinin önündeki Özer’i ele aldığımız zamansa gerçekten üzülüyorum. Trabzonspor’a transferi gerçekleştiği ilk günden beri maalesef Trabzonspor kalibresinde bir oyuncu olmadığını, performans olarak ciddi bir katkıda bulunamayacağını söylemiştim. Takımın önemli ataklarında, pas alışverişlerinde bu dengeyi bozup takıma el frenliği yapan hep Özer Hurmacı oldu.
Şota’nın kazanan kadroyu bozmak istemeyişinden dolayı ilk 11’de forma verdiği Özer’i ikinci yarı oyundan alması için televizyondan yalvarıp, yakardım adeta. Ancak Şota belki de bu maçtaki en kritik hatasına imza atıp Özer’i oyunda tuttu ve ofans bölgesindeki varlığımızın 0’a inmesine 60 dakika kadar göz yumdu.
Cardozo’nun en çok başını ağrıtan ‘performans düşüklüğü’ konusunu bugün açık seçik gördük. İlk yarıdaki N’Doye, performansı kötü diye kenara alınan Cardozo ile aynı kaderi yaşadı. Burdan da anlıyoruz ki sorun santraforlarımızda değil, tamamen forvet arkası oyuncularımızın görevlerini yerine getirmemesi ve sistemin santrafor oyuncularını etkin edememesi.
Acilen Özer Hurmacı’nın ilk 11’den kesilmesi gerekiyor. Takıma ne ofansta ne defansta herhangi bir katkısı olmadığı gibi çoğu atakta yanlış top kullanma, yanlış şut tercihi ile takıma el frenliği yaptı.
Özer’in insiyatif alması gereken alanlardaki boşluktan dolayı N’Doye orayı kapatmaya çalışınca orta alanda otomatik olarak bir dengesizlik oluyor ve santraforlarımız isim fark etmeksizin pozisyon bulmakta zorlanıyorlar.
Özer hakkında düşündüklerim net bir çizgi. Kadro dışı bırakılması hepimiz açısından yerinde bir karar olacaktır.
İki kanat oyuncumuzu da ele alacak olursak, Yusuf şu ana kadar çizdiği görüntü ile tam bir çizgi oyuncusu, Erkan ise orta saha ile devamlı pas alışverişi halinde bulunan bir kanat. Yusuf önüne atılan paslarda topu kontrolüne alıp pozisyon yaratmaya çalışırken, Erkan top kendi bölgesine sıkıştığı zaman topu diğer kanada yönlendirmekle görevlendirilmiş durumda.
Kabul etmek gerekirse Yusuf oyun zekâsı düşük bir kanat oyuncusu ancak gole çok yakın. Erkan Yusuf’a oranla daha düzgün pas döngüsü sağlayabiliyor ve o da bir o kadar gole yakın bir isim. Ancak iki oyuncuda da tam olarak eksik olan şey ‘adam eksiltmek’, iki kanadımızda da bu eksikliğin verdiği orta kısırlığını yaşıyoruz. Adam eksiltmeden içeriye orta açmaya çalıştıkları için ya çoğu zaman rakipten dönüyor top, ya da santraforlarımızla alakasız bir bölgeye düşüyor.
N’Doye’a gelecek olursak bugün şanssızlık eseri bir penaltı kaçırdı, ardından önüne düşen topu kalenin üstünden auta gönderdi. Futbolun cilvelerinden biri diyebiliriz, olur. Ama araya gönderdiği toplar ile, orta sahaya gelip pas döngüsüne katkısı ile bayağı iş yaptı. Fakat yine dediğim yere çıkıyor olay…
Özer Hurmacı N’Doye’un sergileyeceği performansı yarı yarıya düşürdü. Etkinliğini 18 içinden ve çevresinden çekip, orta sahaya yaklaştırdı. Tabii bu da çoğu zaman içeride yerini alamamasına sebep oldu.
Sonradan giren oyuncuları bir değerlendirecek olursak ilk olarak Ekici oyuna dahil oldu. Sakatlıktan yeni çıkmış olması dolayısıyla formu düşüktü ve pek mücadeleye girmedi. Buna rağmen önemli sayılabilecek bir noktadan frikik kazandırdı ve isabetli paslar attı.
Sonra Trabzonspor’un yıldızı Oscar Cardozo oyuna dahil oldu. Zaten Şota’nın çok daha erken bu hamleyi yapması gerekirken yapmaması belki de maçın kaderini etkileyen en etkili etkenlerden biriydi.
Eğer elinizde Cardozo varsa, onu oynatırsınız. Cardozo’yu kullanırsınız her daim. Ve kendisinin neden ‘Cardozo’ olduğunu da attığı gol ile çok net gözler önüne serdi diye düşünüyorum. Dünyada sayılı futbolcunun vuruş yapabileceği bir noktadan vuruş yapıp, üstüne üstlük bunu gole çevirmesini bildi. Gerçekten ‘top class’ bir forvet. Önümüzdeki maçlarda N’Doye ile birlikte çift forvet sistemi ile değerlendirilmeli.
Ardından Marko Marin oyuna dahil oldu. Aslında bu bir “tutarsa” transferi oldu takımımız adına. Ama bugün oyuna dahil oluşuyla birlikte 2.golün gelmesinde direkt etkisi vardı. Oyunun kısa süresinde attığı çalımlar ve üstün tekniği ile bize kim olduğunu gösterdi. Emin olun, formunu geri kazandığı zaman Trabzonspor’un ön alandaki en etkili isimlerinden biri olacaktır ve belki de formayı vermeyecektir.
Sizleri bilmem ama beraberlik beni üzmedi. Bugünkü Trabzonspor takımı gerçekten yemyeşil bir ışık yaktı ligin önümüzdeki zamanları için. Daha her şey için çok erken. Takımın birbirine ısınıp kaynaşması ve alışma sürecini atlatması gerekiyor. Eminim ki bu süreç atlatıldıktan sonra ortaya çıkacak Trabzonspor kadrosu ligde fırtınalar estirecek düzeyde olacaktır…
Olacak o kadar!
Akhisar’la 2-2 berabere kaldığımız ve kendi evimizde 2 puana veda ettiğimiz bir maçı geride bıraktık.
Maç hakkında bir analiz yapacak olursak;
Şota Arveladze geçen haftaki kazanan kadroyu bozmak istemedi ve kadroda hiçbir değişiklik yapmadan sahaya sürdü. Özer Hurmacı geçen seneden beri pek etkisiz bir oyun ortaya koyuyorken bugün ilk 11’de sahadaydı.
Ben bu düşünceyi doğru bulmuyorum. Kazanan kadro bozulmaz diye bir kural futbolda olmaz, olmamalı. Her haftanın sonunda performanslar bireysel olarak değerlendirilmeli ve kimin ne kadar katkı yapacağı göz önüne alınarak kadro seçimi yapılmalı.
Hem bireysel olarak hem de bölgesel olarak takımımızı değerlendirecek olursam, defans 4’lümüzde biri olan, biri de olması beklenen 2 transfer ile muhtemel 2 değişiklik göreceğiz. Cavanda sağ bekte Bosingwa’yı aratmayan, hatta Bosingwa’dan üstün sayılabilecek bir performans gösterdi.
Savunma açısından iyi bir görüntü ortaya koyan Cavanda, hücumda da takıma çok önemli katkıda bulundu. Hatta oyunun belli zaman dilimlerinde orta bölümde yer alıp oyun bile kurdu diyebiliriz. 3 haftadır ve özellikle bu hafta sergilediği performans ile Cavanda sağ bekin vazgeçilmezi durumunda.
Yumlu-Aykut tandemini ele alacak olursak Yumlu’nun son zamanlardaki performansıyla öne çıktığını düşünüyorum. Hem Beşiktaş olsun hem de bugünkü maç olsun Mustafa Yumlu neredeyse hatasız bir oyun sergiledi ama tabii ki gelecek transferler ile bu takımın yedeği, belki de kadro dışı kalmaya kadar gidebilir.
Aykut o kadar göze batan bir performans sergilemese de vasat bir performans ortaya koymadı ama yine de yerine muhtemelen bir transfer geleceği için pek üstünde durmayı tercih etmiyorum.
Kevin Constant sol bek yokluğunda tabii ki deneyimi ile orayı kurtaracak seviyede bir oyuncu diye düşünüyorum ancak bazen kritik hatalara imza atabilecek potansiyeli var. Ligin ilk devresi olana kadar Constant orayı yamalar. Mevkiisi olmadığı için tabii ki onu da pek eleştiri yağmuruna tutmak istemiyorum. Bugün, bu defans 4’lüsü arasındaki uyum normalin biraz üstündeydi. Bazen Aykut, Constant’ın kademesine girip ona yardım etmekte çok geç kaldı.
Orta sahaya gelecek olursak M’bia-Okay ikilisi takımımızın göze çarpan en net ikilisiydi belki de. Okay Yokuşlu genç yaşına rağmen güçlü fiziği ve maç içerisinde diri kalışıyla, tekniği, ve oyunu yönlendirme yeteneğiyle ileride adından çok bahsettireceğini hissettirdi.
Şota Kayserispor’dayken Okay üzerinde özel olarak sohbet etme fırsatı bulduğumda, ondan çok ümitli olduğunu, geleceğinin çok parlak olduğundan bahsetmişti. Hem Beşiktaş hem de bugünkü maçta bunun sinyallerini net şekilde verdi Okay bize. Yavaş yavaş Spor Toto Süper Lig temposuna alışıp büyük maçlarda oynayıp deneyim kazandıktan sonra pişmiş bir Okay olarak karşımıza çıkacaktır. Güvenimiz sonsuz, çalışmayı sürdür Okay…
M’bia’ya gelecek olursak bugün yine takımın en önemli oyuncularından biriydi.Kritik müdahalelerde bulundu, sıkıştığı pozisyonlarda topu olumlu kullandı. Mücadelelerde üstün marke etme özelliği ile rakibini sahadan sildi. Kesinlikle bir ‘Maestro’ edasıyla sahada yerini aldı.
Bu ikilinin önündeki Özer’i ele aldığımız zamansa gerçekten üzülüyorum. Trabzonspor’a transferi gerçekleştiği ilk günden beri maalesef Trabzonspor kalibresinde bir oyuncu olmadığını, performans olarak ciddi bir katkıda bulunamayacağını söylemiştim. Takımın önemli ataklarında, pas alışverişlerinde bu dengeyi bozup takıma el frenliği yapan hep Özer Hurmacı oldu.
Şota’nın kazanan kadroyu bozmak istemeyişinden dolayı ilk 11’de forma verdiği Özer’i ikinci yarı oyundan alması için televizyondan yalvarıp, yakardım adeta. Ancak Şota belki de bu maçtaki en kritik hatasına imza atıp Özer’i oyunda tuttu ve ofans bölgesindeki varlığımızın 0’a inmesine 60 dakika kadar göz yumdu.
Cardozo’nun en çok başını ağrıtan ‘performans düşüklüğü’ konusunu bugün açık seçik gördük. İlk yarıdaki N’Doye, performansı kötü diye kenara alınan Cardozo ile aynı kaderi yaşadı. Burdan da anlıyoruz ki sorun santraforlarımızda değil, tamamen forvet arkası oyuncularımızın görevlerini yerine getirmemesi ve sistemin santrafor oyuncularını etkin edememesi.
Acilen Özer Hurmacı’nın ilk 11’den kesilmesi gerekiyor. Takıma ne ofansta ne defansta herhangi bir katkısı olmadığı gibi çoğu atakta yanlış top kullanma, yanlış şut tercihi ile takıma el frenliği yaptı.
Özer’in insiyatif alması gereken alanlardaki boşluktan dolayı N’Doye orayı kapatmaya çalışınca orta alanda otomatik olarak bir dengesizlik oluyor ve santraforlarımız isim fark etmeksizin pozisyon bulmakta zorlanıyorlar.
Özer hakkında düşündüklerim net bir çizgi. Kadro dışı bırakılması hepimiz açısından yerinde bir karar olacaktır.
İki kanat oyuncumuzu da ele alacak olursak, Yusuf şu ana kadar çizdiği görüntü ile tam bir çizgi oyuncusu, Erkan ise orta saha ile devamlı pas alışverişi halinde bulunan bir kanat. Yusuf önüne atılan paslarda topu kontrolüne alıp pozisyon yaratmaya çalışırken, Erkan top kendi bölgesine sıkıştığı zaman topu diğer kanada yönlendirmekle görevlendirilmiş durumda.
Kabul etmek gerekirse Yusuf oyun zekâsı düşük bir kanat oyuncusu ancak gole çok yakın. Erkan Yusuf’a oranla daha düzgün pas döngüsü sağlayabiliyor ve o da bir o kadar gole yakın bir isim. Ancak iki oyuncuda da tam olarak eksik olan şey ‘adam eksiltmek’, iki kanadımızda da bu eksikliğin verdiği orta kısırlığını yaşıyoruz. Adam eksiltmeden içeriye orta açmaya çalıştıkları için ya çoğu zaman rakipten dönüyor top, ya da santraforlarımızla alakasız bir bölgeye düşüyor.
N’Doye’a gelecek olursak bugün şanssızlık eseri bir penaltı kaçırdı, ardından önüne düşen topu kalenin üstünden auta gönderdi. Futbolun cilvelerinden biri diyebiliriz, olur. Ama araya gönderdiği toplar ile, orta sahaya gelip pas döngüsüne katkısı ile bayağı iş yaptı. Fakat yine dediğim yere çıkıyor olay…
Özer Hurmacı N’Doye’un sergileyeceği performansı yarı yarıya düşürdü. Etkinliğini 18 içinden ve çevresinden çekip, orta sahaya yaklaştırdı. Tabii bu da çoğu zaman içeride yerini alamamasına sebep oldu.
Sonradan giren oyuncuları bir değerlendirecek olursak ilk olarak Ekici oyuna dahil oldu. Sakatlıktan yeni çıkmış olması dolayısıyla formu düşüktü ve pek mücadeleye girmedi. Buna rağmen önemli sayılabilecek bir noktadan frikik kazandırdı ve isabetli paslar attı.
Sonra Trabzonspor’un yıldızı Oscar Cardozo oyuna dahil oldu. Zaten Şota’nın çok daha erken bu hamleyi yapması gerekirken yapmaması belki de maçın kaderini etkileyen en etkili etkenlerden biriydi.
Eğer elinizde Cardozo varsa, onu oynatırsınız. Cardozo’yu kullanırsınız her daim. Ve kendisinin neden ‘Cardozo’ olduğunu da attığı gol ile çok net gözler önüne serdi diye düşünüyorum. Dünyada sayılı futbolcunun vuruş yapabileceği bir noktadan vuruş yapıp, üstüne üstlük bunu gole çevirmesini bildi. Gerçekten ‘top class’ bir forvet. Önümüzdeki maçlarda N’Doye ile birlikte çift forvet sistemi ile değerlendirilmeli.
Ardından Marko Marin oyuna dahil oldu. Aslında bu bir “tutarsa” transferi oldu takımımız adına. Ama bugün oyuna dahil oluşuyla birlikte 2.golün gelmesinde direkt etkisi vardı. Oyunun kısa süresinde attığı çalımlar ve üstün tekniği ile bize kim olduğunu gösterdi. Emin olun, formunu geri kazandığı zaman Trabzonspor’un ön alandaki en etkili isimlerinden biri olacaktır ve belki de formayı vermeyecektir.
Sizleri bilmem ama beraberlik beni üzmedi. Bugünkü Trabzonspor takımı gerçekten yemyeşil bir ışık yaktı ligin önümüzdeki zamanları için. Daha her şey için çok erken. Takımın birbirine ısınıp kaynaşması ve alışma sürecini atlatması gerekiyor. Eminim ki bu süreç atlatıldıktan sonra ortaya çıkacak Trabzonspor kadrosu ligde fırtınalar estirecek düzeyde olacaktır…
Olacak o kadar!