My
23.08.2014, 14:09
Kulaçoğlu'nun son derece doğru tespitlerinin mesajlar arasında kaybolmasını istemedim. Çok iyi bir Trabzonsporlu ve hayalimdeki başkandır Hakan Kulaçoğlu.
Kulaçoğlu'ndan transfer yorumu!..
Trabzonspor'un 26 Mayıs 2013'deki kongresinde başkan adayı olan Hakan Kulaçoğlu transferleri yorumladı.
23 Ağustos 2014 Saat: 13:45
http://www.trabzonajans.com/img/haber/kulacoglundan-transfer-yorumu_953.jpg
İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Trabzonspor Başkanlığına seçildiği 26 Mayıs 2013'deki kongrede aday olan yazar ve doktor Hakan Kulaçoğlu bordo mavili kulübün transferlerini yorumladı.
Resmi maçlar başlamadan ve transfer dönemi sona ermeden düşünceleri paylaşmak istediğini söyleyen Kulaçoğlu'nun sosyal medya aracılığıyla verdiği mesajlar şöyle;
''Trabzonspor, dönem dönem başvurduğu aşırı transfer, ciddi harcama yöntemini bu kez daha da belirgin uyguluyor. Bir tarzdır, bizim tarzımız olmasa da tümden reddetmemiz, karşı çıkmamız doğru olmaz. Ayrıca, harcamalar zaten yapılmıştır, geri alınması mümkün değildir; bundan sonra en akıllı yaklaşım, yapılan harcamaların başarıya dönüşmesi için fikir beyan etmek, enerji-sinerji oluşturmaktır.
Elbetteki günümüzdeki futbol sisteminde kapalı zümre olarak hayatı devam ettirmek pek olası değildir. Sabırlı, sistemli ve ekonomik bir kalkınma modelini planlayıp hayata geçiren yöneticiler bile takımlarının saha başarısı için yıldız sporculara, nokta transferlere, hazır güçlere ihtiyaç duyarlar. Belli oranlarda bu tercihi kullanmak yararlı olmaktadır. Bir kadronun bu karma düşünce ile kabaca %70 / %30 oranları ile kurulması iyi sonuçlar verebilir.
Trabzonspor'un bu sezona başlarken uyguladığı transfer politikası için kişisel düşüncem (Halilhodziç gelmeden önce yapılan transferlerin bazılarının kadro dışı bırakılması veya hemen başka kulüplere verilmesi konusu ayrı bir başılkta değerlendirilmek üzere) seçilen yöntemin eksikli değil tam uygulanması gerektiğidir. Yüksek maliyetli ama aslında iddialı bir kadro kurmak istiyorsak, hedefimiz şampiyonluk veya CL ise başlanılan iş tamamlanmalıdır. Zira, eksik harcama en büyük harcamadır. Trabzonspor'un şu anki kadrosu şampiyon olabilecek ya da CL'ne gitme hakkı elde edecek düzeyde görünmemektedir. Bu durum, takımın zamanla aşama kaydedeceği ümidine veya gerçeğine rağmen böyledir.
Bu nedenle (kulübün mevcut durumuna, kurumun Trabzon'da kulüp binasında yapılan yönetim kurulu toplantıları ile değil, İstanbul'da yaşayan iki kişi tarafından yönetilmesi gerçeğine, bunun diğer bazı benzer dönemlerdeki gibi sadece kurum personeli açısından değil, teknik ekip ve oyuncu kadrosu için de psikolojik dezavantaj ve verim düşüklüğü yaratıcı etkisine, böyle bir atmosferdeki kurumdan şampiyon bir takım çıkma olasılığının düşük olduğu deneyim ve düşünceme rağmen) takımın eksik mevkilerine de kaliteli transfer yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu ekstra harcamalar, daha önce yapılan harcamaların bir etki ve gelir yaratması şansını artıracaktır. Aksi taktirde Trabzonspor'un ligi yine 4. bitirmesi olasılığı çok yüksektir.
Elbette bu sene alınacak bir 4.lük ile seneye yine Avrupa'ya gidilebilir ve sonraki senelerde daha üst dereceler elde edilerek başarı duygusu ve maddi gelir anlamındaki büyük açıklar kapatılabilir. Ancak bunca harcama ve ümitlenme sonrasında ligde geçen sezon ile aynı derecenin yapılması ciddi bir hayal kırıklığı ve muhalafet de oluşturabilir.
Futbol yöneticiliği ve sistematiği açısından görüşüm bellidir. Sabırlı, sistemli ve ekonomik, tüketen değil üreten bir Trabzonspor oluşturmak. Bunu icat etmek değil, yeniden yaratmak. Bununla birlikte, mevcut yönetim belli bir yol seçmiştir ve bu yol özellikle genç taraftarlar arasında önemli ölçüde destek bulmuştur.
Trabzonspor'un geleceği olan bu büyük genç ama sabırsız kitlenin en kısa sürede önemli başarılar yaşaması açısından tercih edilen yöntemin eksiksiz uygulanması gerektiği tekrarlamak istiyorum. Trabzonspor'un mevcut yetkililerinin açıklamaları, transfer politikalarının ölçüsüz bir harcama yaratmadığını, alınan ve verilen sporcuların toplam maliyetleri açısından belki de bir pozitif balans bile oluşturulduğunu işaret etmektedir. Bunun yanında, yapılan ucuz kredi operasyonlarının kulübü maddi açıdan rahatlattığını belirtmekteler.
Durum böyle olmasa bile, kaygı maddi açıdan çok çok büyük bir açık ve bazı eski köklü kulüpler gibi batma tehlikesi ise ve aramızdan kötümser yorum yapanlarımız bu noktada gerçekten haklı ise, Trabzonspor şu ana kadarki harcamaları ile zaten batacak demektir ve tek çıkış noktası büyük saha başarılarından gelecek UEFA gelirleri ile taraftar katkılarıdır.
Malumunuz bir profesyonel kulübün gelir kaynakları bellidir.
1. Yayın gelirleri (büyük, kısmen başarıya endeksli)
2. UEFA katılım payları (büyük, tümüyle başarıya endeksli)
3. Borsa stratejileri (büyük, yasal kısıtlamalı)
4. Federasyon maç geliri (orta-küçük, tümüyle başarıya endeskli)
5. Oyuncu bonservis satışları (değişken, genelde negatif)
6. Tribün gelirleri (orta ve başarıya endeksli)
7. Lisanlı ürün satışları (genelde küçük ve başarıya endeskli)
8. Yan şirketlerin proje ve uygulama gelirleri (küçük, orta, büyük; dönemsel ve nadir, örneğin HES)
Kulüplerin harcamaları ise daha az sayıda madde halinde sıralanabilir.
1. Oyuncu bonservis ve hak ediş ücretleri (büyük ve çok büyük)
2. Altyapı yatırımları (genelde 'maalesef' çok küçük)
3. İdari personel giderleri (orta)
4. Teknik kadro ödemeleri (orta)
5. Kurum maintenance giderleri (küçük, orta)
6. Borsa kayıpları (küçük, orta, büyük)
7. Cezalar (küçük, orta; SPK kaynaklı ise orta, büyük)
8. İnşaat yatırımları (dönemsel, orta ve büyük)
Bu durum göz önüne alındığında Trabzonspor'un transfer harcamaları zaten 3 Temmuz 2011 sonrasındaki iki yönetim tarafından had safhaya yükseltilmiştir. Çare, harcamaların karşılığının alınması, yani bunun en geleneksel tezahürü olan saha başarısıdır. Yani, gelir kalemlerinden 2, 4, 6 ve 7 için çaba sarf etmektir. Bu çaba, Trabzonspor terbiyesi ve felsefesi için için bugüne kadar şike harcaması olmadığına ve bundan sonra da olmayacağına göre, yolunda şu anki uygun seçenek, bir parça daha maddi risk yüklenmek, yan, 1 nolu gider kaleminde marj artırımını kabullenmek olabilir.
Bu sezon kişisel olarak benim de en heyecan duyduğum sezonlardan biridir. Camiadaki hareketlenme ve coşku tarafımdan mutlulukla karşılanmaktadır. Camiada, bu yönetimin başarısız olup gitmesini arzu edenlerin de her zamanki gibi azınlıkta kalmasını umut ederek, takımın belirgin bir çıkış göstermesini yürekten diliyor ve bekliyorum.
Ayrıca, yine bu sezon artık maddi açıdan bir çıkmazın eşiğine geldiği düşünülen kurum için de o çok can alıcı soruya en net (ve futbol taraftarı açısından düşük olasılıkla da olsa 'nihai' bir) yanıt bulmak için bir şanstır:
"Sabırlı, sistemli, ekonomik ve üretken bir kalkınma mı yoksa yıldız transferleri yaparak parayla para kazanmayı başarmaya çalışmak mı?"
Bu sorunun cevabını, çok uzun süredir birinci tercihi savunan, bunun için hiç değilse teorik anlamda çalışan bir Trabzonspor'lu ve temiz futbolsever olarak en azından kendim için görmek istiyorum. Bugüne kadar yanıldıysam, yanıldığımı kabul edeceğim. Tabiidir ki, bu benim için çok mutlu bir yanılgı olacak.
Daha önceki görüşlerimin doğru çıkması halinde ise klasik bir 'Bakın biz demiştik' tavrını asla sergilemeyeceğim konusunda sizleri temin ederim. Bizim doğrularımız geçerli kalırsa, sadece öyle kalmış olacaktır; onları bir gün Trabzonspor'a tekrar lazım olabilir düşüncesi ile içimizde vakur bir şekilde muhafaza edeceğimize söz veriyorum.
Zira, gerçek bir tanedir ama doğru yol birden fazla olabilir.
Trabzonspor'un 2013 Mayıs ayında yapılan olağanüstü seçimli kongresinde birlikte hizmete aday ve talip olduğumuz bazı değerli arkadaşlarımın da düşünce ve deneyimlerinden faydalanarak transfer sezonu bitmeden ve yeni sezon başlamadan tarihe kendimizce not düşmeyi, görüşlerimizi paylaşmayı görev bildik.
Okuyan, paylaşan tüm futbolseverlere şimdiden teşekkür ediyor, şerefli başarılar diliyoruz. Saygılarımızla...''
Kulaçoğlu'ndan transfer yorumu!..
Trabzonspor'un 26 Mayıs 2013'deki kongresinde başkan adayı olan Hakan Kulaçoğlu transferleri yorumladı.
23 Ağustos 2014 Saat: 13:45
http://www.trabzonajans.com/img/haber/kulacoglundan-transfer-yorumu_953.jpg
İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Trabzonspor Başkanlığına seçildiği 26 Mayıs 2013'deki kongrede aday olan yazar ve doktor Hakan Kulaçoğlu bordo mavili kulübün transferlerini yorumladı.
Resmi maçlar başlamadan ve transfer dönemi sona ermeden düşünceleri paylaşmak istediğini söyleyen Kulaçoğlu'nun sosyal medya aracılığıyla verdiği mesajlar şöyle;
''Trabzonspor, dönem dönem başvurduğu aşırı transfer, ciddi harcama yöntemini bu kez daha da belirgin uyguluyor. Bir tarzdır, bizim tarzımız olmasa da tümden reddetmemiz, karşı çıkmamız doğru olmaz. Ayrıca, harcamalar zaten yapılmıştır, geri alınması mümkün değildir; bundan sonra en akıllı yaklaşım, yapılan harcamaların başarıya dönüşmesi için fikir beyan etmek, enerji-sinerji oluşturmaktır.
Elbetteki günümüzdeki futbol sisteminde kapalı zümre olarak hayatı devam ettirmek pek olası değildir. Sabırlı, sistemli ve ekonomik bir kalkınma modelini planlayıp hayata geçiren yöneticiler bile takımlarının saha başarısı için yıldız sporculara, nokta transferlere, hazır güçlere ihtiyaç duyarlar. Belli oranlarda bu tercihi kullanmak yararlı olmaktadır. Bir kadronun bu karma düşünce ile kabaca %70 / %30 oranları ile kurulması iyi sonuçlar verebilir.
Trabzonspor'un bu sezona başlarken uyguladığı transfer politikası için kişisel düşüncem (Halilhodziç gelmeden önce yapılan transferlerin bazılarının kadro dışı bırakılması veya hemen başka kulüplere verilmesi konusu ayrı bir başılkta değerlendirilmek üzere) seçilen yöntemin eksikli değil tam uygulanması gerektiğidir. Yüksek maliyetli ama aslında iddialı bir kadro kurmak istiyorsak, hedefimiz şampiyonluk veya CL ise başlanılan iş tamamlanmalıdır. Zira, eksik harcama en büyük harcamadır. Trabzonspor'un şu anki kadrosu şampiyon olabilecek ya da CL'ne gitme hakkı elde edecek düzeyde görünmemektedir. Bu durum, takımın zamanla aşama kaydedeceği ümidine veya gerçeğine rağmen böyledir.
Bu nedenle (kulübün mevcut durumuna, kurumun Trabzon'da kulüp binasında yapılan yönetim kurulu toplantıları ile değil, İstanbul'da yaşayan iki kişi tarafından yönetilmesi gerçeğine, bunun diğer bazı benzer dönemlerdeki gibi sadece kurum personeli açısından değil, teknik ekip ve oyuncu kadrosu için de psikolojik dezavantaj ve verim düşüklüğü yaratıcı etkisine, böyle bir atmosferdeki kurumdan şampiyon bir takım çıkma olasılığının düşük olduğu deneyim ve düşünceme rağmen) takımın eksik mevkilerine de kaliteli transfer yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu ekstra harcamalar, daha önce yapılan harcamaların bir etki ve gelir yaratması şansını artıracaktır. Aksi taktirde Trabzonspor'un ligi yine 4. bitirmesi olasılığı çok yüksektir.
Elbette bu sene alınacak bir 4.lük ile seneye yine Avrupa'ya gidilebilir ve sonraki senelerde daha üst dereceler elde edilerek başarı duygusu ve maddi gelir anlamındaki büyük açıklar kapatılabilir. Ancak bunca harcama ve ümitlenme sonrasında ligde geçen sezon ile aynı derecenin yapılması ciddi bir hayal kırıklığı ve muhalafet de oluşturabilir.
Futbol yöneticiliği ve sistematiği açısından görüşüm bellidir. Sabırlı, sistemli ve ekonomik, tüketen değil üreten bir Trabzonspor oluşturmak. Bunu icat etmek değil, yeniden yaratmak. Bununla birlikte, mevcut yönetim belli bir yol seçmiştir ve bu yol özellikle genç taraftarlar arasında önemli ölçüde destek bulmuştur.
Trabzonspor'un geleceği olan bu büyük genç ama sabırsız kitlenin en kısa sürede önemli başarılar yaşaması açısından tercih edilen yöntemin eksiksiz uygulanması gerektiği tekrarlamak istiyorum. Trabzonspor'un mevcut yetkililerinin açıklamaları, transfer politikalarının ölçüsüz bir harcama yaratmadığını, alınan ve verilen sporcuların toplam maliyetleri açısından belki de bir pozitif balans bile oluşturulduğunu işaret etmektedir. Bunun yanında, yapılan ucuz kredi operasyonlarının kulübü maddi açıdan rahatlattığını belirtmekteler.
Durum böyle olmasa bile, kaygı maddi açıdan çok çok büyük bir açık ve bazı eski köklü kulüpler gibi batma tehlikesi ise ve aramızdan kötümser yorum yapanlarımız bu noktada gerçekten haklı ise, Trabzonspor şu ana kadarki harcamaları ile zaten batacak demektir ve tek çıkış noktası büyük saha başarılarından gelecek UEFA gelirleri ile taraftar katkılarıdır.
Malumunuz bir profesyonel kulübün gelir kaynakları bellidir.
1. Yayın gelirleri (büyük, kısmen başarıya endeksli)
2. UEFA katılım payları (büyük, tümüyle başarıya endeksli)
3. Borsa stratejileri (büyük, yasal kısıtlamalı)
4. Federasyon maç geliri (orta-küçük, tümüyle başarıya endeskli)
5. Oyuncu bonservis satışları (değişken, genelde negatif)
6. Tribün gelirleri (orta ve başarıya endeksli)
7. Lisanlı ürün satışları (genelde küçük ve başarıya endeskli)
8. Yan şirketlerin proje ve uygulama gelirleri (küçük, orta, büyük; dönemsel ve nadir, örneğin HES)
Kulüplerin harcamaları ise daha az sayıda madde halinde sıralanabilir.
1. Oyuncu bonservis ve hak ediş ücretleri (büyük ve çok büyük)
2. Altyapı yatırımları (genelde 'maalesef' çok küçük)
3. İdari personel giderleri (orta)
4. Teknik kadro ödemeleri (orta)
5. Kurum maintenance giderleri (küçük, orta)
6. Borsa kayıpları (küçük, orta, büyük)
7. Cezalar (küçük, orta; SPK kaynaklı ise orta, büyük)
8. İnşaat yatırımları (dönemsel, orta ve büyük)
Bu durum göz önüne alındığında Trabzonspor'un transfer harcamaları zaten 3 Temmuz 2011 sonrasındaki iki yönetim tarafından had safhaya yükseltilmiştir. Çare, harcamaların karşılığının alınması, yani bunun en geleneksel tezahürü olan saha başarısıdır. Yani, gelir kalemlerinden 2, 4, 6 ve 7 için çaba sarf etmektir. Bu çaba, Trabzonspor terbiyesi ve felsefesi için için bugüne kadar şike harcaması olmadığına ve bundan sonra da olmayacağına göre, yolunda şu anki uygun seçenek, bir parça daha maddi risk yüklenmek, yan, 1 nolu gider kaleminde marj artırımını kabullenmek olabilir.
Bu sezon kişisel olarak benim de en heyecan duyduğum sezonlardan biridir. Camiadaki hareketlenme ve coşku tarafımdan mutlulukla karşılanmaktadır. Camiada, bu yönetimin başarısız olup gitmesini arzu edenlerin de her zamanki gibi azınlıkta kalmasını umut ederek, takımın belirgin bir çıkış göstermesini yürekten diliyor ve bekliyorum.
Ayrıca, yine bu sezon artık maddi açıdan bir çıkmazın eşiğine geldiği düşünülen kurum için de o çok can alıcı soruya en net (ve futbol taraftarı açısından düşük olasılıkla da olsa 'nihai' bir) yanıt bulmak için bir şanstır:
"Sabırlı, sistemli, ekonomik ve üretken bir kalkınma mı yoksa yıldız transferleri yaparak parayla para kazanmayı başarmaya çalışmak mı?"
Bu sorunun cevabını, çok uzun süredir birinci tercihi savunan, bunun için hiç değilse teorik anlamda çalışan bir Trabzonspor'lu ve temiz futbolsever olarak en azından kendim için görmek istiyorum. Bugüne kadar yanıldıysam, yanıldığımı kabul edeceğim. Tabiidir ki, bu benim için çok mutlu bir yanılgı olacak.
Daha önceki görüşlerimin doğru çıkması halinde ise klasik bir 'Bakın biz demiştik' tavrını asla sergilemeyeceğim konusunda sizleri temin ederim. Bizim doğrularımız geçerli kalırsa, sadece öyle kalmış olacaktır; onları bir gün Trabzonspor'a tekrar lazım olabilir düşüncesi ile içimizde vakur bir şekilde muhafaza edeceğimize söz veriyorum.
Zira, gerçek bir tanedir ama doğru yol birden fazla olabilir.
Trabzonspor'un 2013 Mayıs ayında yapılan olağanüstü seçimli kongresinde birlikte hizmete aday ve talip olduğumuz bazı değerli arkadaşlarımın da düşünce ve deneyimlerinden faydalanarak transfer sezonu bitmeden ve yeni sezon başlamadan tarihe kendimizce not düşmeyi, görüşlerimizi paylaşmayı görev bildik.
Okuyan, paylaşan tüm futbolseverlere şimdiden teşekkür ediyor, şerefli başarılar diliyoruz. Saygılarımızla...''