PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Elif Şafak ve Benzerleri



Travelair
02.10.2006, 15:14
Arkadaşlar izninizle böyle bir başlık açmayı uygun gördüm. Bilindiği gibi "Baba ve Piç" adlı romanından sonra hakkında Türklüğe hakaretten dava açılan Avrupa genişlemeden sorumlu komiser zatın da ilgilenmesinin ardından 1. celsede davası düşen birisi olarak bu sıralar gündemi oldukça meşgul ediyor

Ondan önce Orhan Pamuk'un da yaptığı gibi "Ben tutuyorum sen vur" anlayışında olan, yazar kisvesi altında ne idüğü belirsiz bu hasta insanları sizim yorumlarınıza sunuyorum

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=elif+safak&kw=&a=&v=&p=14

http://www.8sutun.com/node/20757

Son olarak, Amerika'daki fanatik Ermeni kuruluşlarından kendine kanıt toplayabilmek ve romanını yazabilmek için defalarca ABD'ye uçtuğu belirlenen bu insanın yazdığı kitabı okuyanlar, kitap hakkında görüşlerini de yazarsa memnun olurum

Yorumlarınızı bekliyorum

Naim
02.10.2006, 15:26
Kitabı okumadım
ama
Nihat Gencin anlattıkları ve gördüklerimizden sonra
Böyle bir Koalisyonun ortaya çıkması benim gibi birisini dahi dehşete düşürdü

birde Arka Perdelerini biliyoruz diye geçiniyorduk bu piyasada

Arka duvarında Arkası varmış
Taşnaklar- 12 Eylul maduru Eski Marksistler- 28 Şubat Madurları
Süper bir Ortaklık

Kaya
02.10.2006, 16:10
Kitabı bir bütün olarak ele almakta fayda var. Çünkü sadece kızdığımız bölümü okursanız gerçekçekten tepki vermeniz doğal ama ardından gelen yazıları okursanız tamam diyebilirsiniz. Benim de açıkçası hoşuma gitmedi yazılanlar. Türk tarihi için hassasiyeti büyük olan bu konunun bu şekilde işlenmesi bana çirkin geliyor.

Bu konudan daha çok önem vermemiz gereken hadise adliye de yaşananlardır. Resmen AB tarafından zibidiler gönderiliyor duruşmayı izlesinler diye. Bu resmen iç işlerimize karışıldığının resmidir. Türklüğe hakaret ile ilgili bir sonuç alınamayacağı açıkça belli olmuştur. Artık yeni bir dava açmaya hiç gerek yoktur.

Travelair
02.10.2006, 16:32
Olayın tek tarafının propagandasını yapması hiç de iyi niyetli bir davranış değil. Türkler katledilmedi mi orda?? Türkiye'nin imajını ayaklar altına alırken reklamını yakmaktan başka bir işe yaramıyor Yazıklar olsun diyorum hiçbir yabancı basının röportaj teklifini kaçırmıyor. Dünyaca ünlü oldu ne de olsa.

O bir aydın mı? Hiç sanmıyorum. Olsa olsa vatanını, milletini sömürgeci aşağılık devletler karşısında zor duruma düşürmekten çekinmeyen, onların yaptıklarını görmezden gelip, kendi milletinin aleyhinde propaganda yapıp adımızı "Soykırımcı millet"e çıkartmak isteyenlere çanak tutan aşağı bir insandan başka bişey değil gözümde

Erdogdu61
02.10.2006, 16:37
daha okumadim ama okuyacam, anlattiklariniza göre bu insan disarda taninsa linc edilir bence...

Külünkoğlu
02.10.2006, 16:45
Orhan pamuk gibi bir intihalcinin ilham vermesi beni hiç şaşırtmadı. Hırant dink gibi, elif şafak gibi diğerleri de gelecektir. Yeni trend bu nasıl olsa. En çok satan romanlar listesine bakalım isterseniz.

macka61
02.10.2006, 16:59
nihat gençten duyduğum kadarıyla ermeni propagandalı bir kitapmış

Naim
02.10.2006, 17:03
Orhan pamuk gibi bir intihalcinin ilham vermesi beni hiç şaşırtmadı. Hırant dink gibi, elif şafak gibi diğerleri de gelecektir. Yeni trend bu nasıl olsa. En çok satan romanlar listesine bakalım isterseniz.

Peki metin abi

Elif Şafak ın Zaman gazetesinde Yazmasına
Kitaplarının Editöryalini Eski Marksistlerin yapmasına
bu kadına Kitap Siparişinin Taşnak Partilerinden olmasına
Ne diyeceksiniz Görüşünü merak ediyorum doğrusu

Mesut AKYILDIZ
02.10.2006, 17:24
Bence de artık edebiyatçılar meşhur 301. maddeye aykırı eserler yazarak kamuoyundaki popülaritelerini artırma yoluna başvuruyorlar. Böylece kendileri bırakın Türkiyede tanınmayı onlar artık uluslararası kamuoyunun yakından takip ettigi yazarların en başında geliyorlar ve bu yazar müsvetteleri bunun için bizlerin birçok degerini hiçe sayıyorlar. Burda aslında AB nin de bu konudaki samimiyetini sorgulamak gerekir birçok ülkede ermeni soykırımı olmadıgını ifade etmek suçken bizde böyle birseyin oldugunu söylemek kaydıyla türklüğe hakaret edilmesinin şuç olması kadar dogal birsey olamaz. AB birçok konuda oldugu gibi bu konuda da Türkiyeye farklı muamele uygulamaktadır. Burda önemli olan 301. maddeye aykırı eserler cıkaran veya tutum ve davranışlarda bulunan kişileri yasaların öngördügü şekilde mahkum etme basiretini gösterebilmektir. Her kim olursa olsun herkes yazdıgı eserin söyledigi sözün nereye gidecegini ölçüp biçmeli ve bir ulusun degerlerinin bu kadar kolay yok sayılmasının önüne geçilmelidir. Bırakın 301. maddenin kaldırılmasını veya kapsamının tekrar gözden geçirilmesini bence kapsamı bu iki yazar müsvettesinin berat etmesinin önüne geçecek kadar genişletilmelidir. Ulusumuzun degerlerine kimse bu kadar saygısızlık edemez ve bu degerler üzerinden nemalanmaya çalışılabilecek kadar basit degildirler.....

kutoz
02.10.2006, 17:27
Elif Şafak, Perihan Mağden gibileri ben Nihat Genç'e havale ediyorum. O onların dilinden iyi anlıyor...

Külünkoğlu
02.10.2006, 17:31
Peki metin abi

Elif Şafak ın Zaman gazetesinde Yazmasına
Kitaplarının Editöryalini Eski Marksistlerin yapmasına
bu kadına Kitap Siparişinin Taşnak Partilerinden olmasına
Ne diyeceksiniz Görüşünü merak ediyorum doğrusu

Benim görüşümün ne önemi var ? Ama illede merak ediyorsan yarına kadar bekleyeceksin. Paydos saati.

Murat'
02.10.2006, 17:31
301 diye bişey çıkmıarttılar yook bu yazarları kısıtlıyor diye yaaa bi türk yazar neden türklüğe hakaret etsin bu kadın bence türk bile değil

Mesut AKYILDIZ
02.10.2006, 17:36
Elif Şafak, Perihan Mağden gibileri ben Nihat Genç'e havale ediyorum. O onların dilinden iyi anlıyor...

O aydın geçinen kesimin hakkından bir nihat GENÇ geliyor zaten. Bu ermeni konferansı düzenlemek isteyenlerle orhan pamuk ve elif şafagın agızlarının payını bir o veriyor. Bu arada böylesine ülke gündemini meşgul eden konulara umarım site olarak bundan sonrada kayıtsız kalmayız.

Travelair
02.10.2006, 17:49
İşin komiği 301 kaldırılsın diyen ülkelerde 301 maddesi bulunuyor :) Burda amaç ülkemizi yıpratmak. Belki farkında değiliz ama bu olayların dışında, ülkemiz hiç olmadığı kadar büyük ve ciddi tehditlerin altında

laz_hayri_61
02.10.2006, 23:24
amaçları ülkemizi bölmek..kim YÜCE TÜRK MİLLETİNE hakaret etse, kim bebek katilini savunsa, kim soykırım var dese ab den birileri geliyor mahkemeye gidiyorlar ve bu hainleri(elif piçi, hırant, orhan pamuk(bunlarda başka piçler)) tek celsede beraat ettiriyorlar..ama şunu kafalarına iyi sokcaklar BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞI KANLA SULANMIŞTIR BU TOPRAKLAR HEP TÜRKTÜ ve ÖYLEDE kalacak..TRABZON da bizim HAKKARİDE bizim, KARS ta bizim her yer bizim..hepsi bizim vatanımız..

laz_hayri_61
02.10.2006, 23:27
301 diye bişey çıkmıarttılar yook bu yazarları kısıtlıyor diye yaaa bi türk yazar neden türklüğe hakaret etsin bu kadın bence türk bile değil

kardeşim kadının TÜRK olmadığı çok açık..hangi TÜRK evladı elif piçinin, dink, pamuk piçinin yazdıklarını yazar

sheva
02.10.2006, 23:56
Kitabı okumadım
ama
Nihat Gencin anlattıkları ve gördüklerimizden sonra
Böyle bir Koalisyonun ortaya çıkması benim gibi birisini dahi dehşete düşürdü

birde Arka Perdelerini biliyoruz diye geçiniyorduk bu piyasada

Arka duvarında Arkası varmış
Taşnaklar- 12 Eylul maduru Eski Marksistler- 28 Şubat Madurları
Süper bir Ortaklık

vay beeee. neymiş şu Nihat Genç. nasıl bir insan kendi okumadığı bir kitabı ve bu kitapla beraber bir dolu insanı başka birisinin okuduğu ve yorumladığı şekliyle kabul eder dahası yargılar suçlar??. bu nasıl bir ideolojidir anlamak mümkün değil. kusura bakmayın belki haddimi aşıyorum ama sizden bu cahilliği beklemezdim.

geronimo_61
03.10.2006, 03:17
yazanlar, çizenler
edebiyatçı olamadan tarih için hüküm vermeye çalışanlar bu memlekette her daim olacaktır.
asıl olmaması gereken, afedersiniz ama türk yargısını müstemleke mahkemesi gören ab zihniyeti ve uşaklarının konuşulmaması,,, konuşturulmaması

olaya tepki gösteren ve bence çok haklı tepki gösteren bir kısma demokrasi düşmanı yaftası yapıştırılarak Lagendjik gibilerinin mahkemelerde dolaşmasını unutturmaya çalışanlar var...

ayrıca sheva kardeşime...

hükümde bulunmak her zaman mümkün olmamaktadır. baba ve pi. adlı eser hakkında hükümde bulunmak için o kitabı okuyacak hiç değilim. ama bu konu hakkında içtihat kaynağı olarak görebileceğim Nihat Genc'e de güveniyorum.

bilinmeli ki güvenilenler en azından yol gösterebilirler. bunun ideolojiyle veyahut kitabı hatim etmeyle alakası yok kanımca. kesin olan şu ki prim yapmanın uşaklıkla ele alındığı -edebiyat dünyası demeye elim varmıyor- şaşkın ördekler dünyasında elif şafak gibiler okunmaya bile layık değil aslında.

bilgi için araştırınız. orhan Pamuk adlı şahsın kendine göre milat sayılan konuşmasından sonraki ABD satışlarına ve kitap pazarlamalrına.

derin bir ermeni diasporası kokusu gelmekte

fincher
03.10.2006, 04:12
konuyu açan arkadaş dahil kaç kişi bu kitabı okudu?kitapta belirtildiği gibi hangi sözlerle Türklüğe hakaret edilmiş ve daha önemlisi bu sözleri kim söylemiş?kitaptaki ermeni karakterin ermeni soykırımı iddialarına kitaptaki diğer karakterlerin ağzından cevap verilmiş mi?ve son olarak kitap bir bütün olarak okuyucuya nasıl bir mesaj veriyor?
Eleştirdiğiniz şey Avrupa temsilcilerinin bu tür davalara temsilci göndermesi ve davaları takip etmesiyse buna karşı çıkabilirsiniz.ama burda tamamen farklı bir eleştiri ve hakaret görüyorum.davayı açan reklam meraklıları gibi kitabı okumadan insanlar için ne idüğü belirsiz,ermeni,Türk düşmanı gibi ifadeler kullanılıyor.Orhan pamuk'la bir tutulması zaten başlıbaşına bir yanlışlık.Orhan pamuk kendi fikirlerini söylemiştir ve fikirlerinden dolayı eleştirilmesi normaldir.ancak burada durum tamamen farklıdır.ne yani kitabında Türkleri çok seven bir ermeni karakteri mi kullansaydı.ayrıca eserinde ermeni karakter kullanan birinin Amerikada fanatik ermeni kuruluşlarıyla görüşmesini tam bilmiyorum,ama öyle birşey varsa bunu son derece normal hatta olması gereken birşey olarak görüyorum.işine saygı duyan her insanın yapması gereken bir hareket,tıpkı filminde seri katil kullanan bir yönetmenin veya senaristin gerçek hayattaki seri katillerle görüşmesi gibi.edebiyatta ve sanatın diğer kollarında kötü yada sevmediğimiz karakterler bulunabilir.ancak bu bize o karakteri ortaya çıkaran insana hakaret etme veya karakterin yaptıklarından dolayı kişiyi sorumlu tutma hakkı vermez.bu sanatın doğasında vardır.mühim olan eser bir bütün olarak insanlara ne mesaj veriyor?
zaten bu davanın açılması başlıbaşına bir komediydi.burda tepki gösterilmesi gereken kitabı dahi tam okumadan 301. madde çığırtkanlığı yaparak dava açanlardır.böyle saçmasapan davalar açarsan eloğlu da senin mahkemene gelip seni denetler.AB 'ye üyeysen oyunu kuralına göre oynayacaksın,birkaç kendinibilmeze bizi dünyaya rezil etme fırsatı vermeyeceksin.
son olarak kitaptan bazı alıntılar yazacağım,gelen eleştiriler hakaret boyutunda olmazsa sevinirim.Türk'lüğümle ilgili spekülasyon yapılmaması en büyük temennim.Türkoğlu Türküm ve gurur duyuyorum.(tartışma çıkması durumunda butürlü forumlarda böyle hassas konuları tartışmak istemememden dolayı karşıt görüş gelirse cevap vermeyeceğim,bu yüzden önceden gelebilecek tepkilere karşı tedbir olarak yazdım son yazdığım kısmı)

"...Ama o zamanlar savaş zamanıydı iki taraftan da insanlar öldü. Ermeni isyancıların ne kadar Türk öldürdüğünü biliyor musun? Hikayenin öteki tarafını düşündün mü hiç? Eminim düşünmemişsindir. Acı çeken Türk ailelerine ne diyeceksin?...Türk Devleti bile yokmuş (Sayfa 215)...Ermeni iddiaları abartı ve çarpıtma üzerine kurulu yapmayın bazıları iki milyon Ermeni öldürdüğümüzü bile söylüyor. Aklı başında hiçbir tarihçi bunu ciddiye alamaz (Sayfa 216)...Küçük Şuşanı'yı yakınlardaki bir Türk köyünden iki kadın buldu....Altı ay boyunca bu ana kız ona kendi çocukları gibi baktılar (sayfa 247)...Günümüzde Türklere laf eden bir sürü Ermeni'nin olması Osmanlıların onları fazla rahat bıraktığının açık bir kanıtıydı (sayfa 269)."

Hekimoğlu
03.10.2006, 09:24
misyoner çocukları

Külünkoğlu
03.10.2006, 09:36
Peki metin abi

Elif Şafak ın Zaman gazetesinde Yazmasına
Kitaplarının Editöryalini Eski Marksistlerin yapmasına
bu kadına Kitap Siparişinin Taşnak Partilerinden olmasına
Ne diyeceksiniz Görüşünü merak ediyorum doğrusu

İyi bir karışım gibi durmuyor. Afaki konuşmamak için elimizde belge olması lazım. Eğer Nihat Genç abimiz iddalarını ispatlarsa bende ona katılırım. Şu anda benim için tek gösterge Canım Türkiyem'de sahnelenen ilk ucuz roman olmamasına rağmen en çok satanlarda kimin 1 numara olduğu.

Naim
03.10.2006, 09:44
Kitabı okumadım
ama
Nihat Gencin anlattıkları ve gördüklerimizden sonra
Böyle bir Koalisyonun ortaya çıkması benim gibi birisini dahi dehşete düşürdü

birde Arka Perdelerini biliyoruz diye geçiniyorduk bu piyasada

Arka duvarında Arkası varmış
Taşnaklar- 12 Eylul maduru Eski Marksistler- 28 Şubat Madurları
Süper bir Ortaklık


vay beeee. neymiş şu Nihat Genç. nasıl bir insan kendi okumadığı bir kitabı ve bu kitapla beraber bir dolu insanı başka birisinin okuduğu ve yorumladığı şekliyle kabul eder dahası yargılar suçlar??. bu nasıl bir ideolojidir anlamak mümkün değil. kusura bakmayın belki haddimi aşıyorum ama sizden bu cahilliği beklemezdim.
1)Ortaklığın Tehlikeli boyutlarını anlamak için Elif hanıma okumak gerekmiyor

2)Kitapla ilgili Ne Edebi nede siyasi yazım manasında bir eleştri getirdim bu nedenle Kitabın okunmamış olması beni cahil yapmaz bir resmi anlamanız için illaki elinize bir anlama kılavuzu verilmesi gerekiyor sanırım?

3)Yargıladığım ve/veya Suçladığım bölüm kitabın içinden geçen yerler değil kitabın oluşturulma ve üzerinde kopartılan fırtınalara sebep olan bir kitabın faillerinden bahsediyoruz

vel hasılı
Bir arabanın Pekinde Çin-Tayland-Hongkong Ortak Yapımı olduğunu söylemek için arabayla bir tur atmayı gerektirmiyor?

Umarım anlamışsınızdır
yok anlamadıysanız söyleyin bir daha anlatayım

Naim
03.10.2006, 09:58
İyi bir karışım gibi durmuyor. Afaki konuşmamak için elimizde belge olması lazım. Eğer Nihat Genç abimiz iddalarını ispatlarsa bende ona katılırım. Şu anda benim için tek gösterge Canım Türkiyem'de sahnelenen ilk ucuz roman olmamasına rağmen en çok satanlarda kimin 1 numara olduğu.

Ben Sana İddiaları ispat edeyim
Çok uzağa Nihat gence Falan gitmeye gerek yok
Neydi iddia
1)Elif Şafak Zaman'da Yazıyor iddiasi :buyrun ispatı
http://www.zaman.com.tr/?bl=yazarlar&alt=yazarlar&trh=20061003&hn=355325

2)Kitap Editöryalını eski Marksistlerin yapması iddiası :
Metis Yayınlarının yapısını bilen biliyor bilmeyenler içinde :
http://www.metiskitap.com/Scripts/AboutMetis/
bu kadar net eski Marksist olduklarını söyleyemezlerdi her halde :rolleyes:

3)Kitap Finansmanının Ermeni Lobici Taşnaklar Tarafından Yapıldığı iddiası:
Bununla ilgili Açık istihbarat manasında bir çok nokta var
Elif şafakın kitabı yazma sürecinde ABD de bulunduğu,çeşitli düşünce kuruluşlarında eğitim ve belge desteği aldığı , Kitabı Aslen İngilizce Yazdığı ve Sonra Türkçeye Çevirdiği bunlar açık istihbaratlar
Kapalılar konusunda da sana bire bir bildiklerimi anlatırım en yakın zamanda ;)

Emorfo
03.10.2006, 09:59
Yeni moda Türk düşmanlığı...

Travelair
03.10.2006, 13:22
Emorfo / Yeni moda Türk düşmanlığı...

Evet katılıyorum

saglam
03.10.2006, 13:33
Kitabı ben de okumadım ancak yazarın Zaman Gazetesindeki yazılarını buldum. Hatta bir tanesi bugün yayınlanmış. Kitabı okumayanlar için(ben de dahil) infaz etmeden önce üşenmeyip en azından aşağıdakileri okumakta fayda var.


Bir roman yazmak... (http://forum.bordomavi.net/)


“Roman okuru okurların en yalnızıdır”, demişti Walter Benjamin. Öylesine som bir yalıtılmışlık ve yalnızlık gerekir roman okumak için.

Aileden, arkadaşlardan, gündelik uğraşlardan, her şeyden ve herkesten birkaç saatliğine de olsa uzaklaşarak, tamamen kendi içine çekilir roman okuru bir kitabı bitirirken. Hele ki sarmışsa okuduğu roman, hele ki kurulmuşsa okur ile kitap arasında bir köprü, başka kimselere geçit vermeyen. Bir yanıyla bir “sırdaşlık”tır insanın sevdiği bir romanı okurken hissettiği. Başkalarına aktarılamayan, aktarılınca efsununu kaybeden bir sırdır her roman, sadece okurunun bildiği. Ben yazarken hep o “yalnız okur”u düşünürüm; çekilmiş bir kenara, oturmuş elinde bir romanla sakin bir köşede, etrafında kimselere geçit vermeyen bir hale, kapanmış kozasına. Ben yazarken hep o “yalnız okur”u hayal ederim, kelimelerimin ona hitap ve eşlik ettiğine inanarak.

Benjamin’in eklemeyi unuttuğu bir şey var: Roman yazarı da yazarların en yalnızıdır. Ve roman üzerinden yazar ile okur arasında kurulan o yarı “sürreal” yarı “realiteyi sorgulamaya yönelten” bağ, aslında iki yalnız insanın kelimeler aracılığıyla ama tek kelime konuşmadan, paylaşarak ama yalnızlıklarını azaltmadan, yüreklerini açarak ama birbirlerini zerre kadar tanımadan geliştirdikleri özel bir sohbet biçimidir. Ve o sohbetin neye benzediğini bilmeyenlere, yani roman okumayanlara, edebiyata ve hayal gücüne kapalı olanlara, roman okumak bir yana cehaletleriyle övünenlere, kitapları okumadan yargılayanlara, işte yazar ile okur arasındaki bu “sohbet”in tadını ya da kıvamını anlatmak mümkün değildir. Ve benim nezdimde, yazdığım romanların ne dediğine veya ne demediğine karar verecek olan merci en nihayetinde gene roman okurudur. Halis, önyargısız, katıksız roman okuru.

Türkiye’de belki arzu ettiğimiz kadar değil; ama çok sayıda samimi roman okuru var. Dedikodulara, medyada inen ve çıkan dalgalara, geçici akımlara, döne döne düğümlenen yazar odaklı tartışmalara prim vermeden, bir eserin kalitesini başkalarının ne dediği üzerinden değil, doğrudan doğruya gidip o eseri okuyarak ölçen, kitaba odaklı, kitaplara sevdalı bir kesim... Onlar samimi roman okurları! Yaşça ya da sınıfça bir genelleme yapmak zor haklarında: son derece genç de olabiliyorlar, mesela üniversite ya da lise öğrencisi; çoluk çocuğu evlendirdikten sonra kendini kitaplara vermiş bir emekli öğretmen ya da ev hanımı da. İdeolojik olarak da çok çeşitli noktalardan geliyor samimi roman okurları. Aralarında Kemalistler de var, eski solcular da, muhafazakarlar da. Gündelik hayatta, politika tartışsanız belki duymaktan dahi hoşlanmayacakları şeyleri romanlarda okuyunca rahatsız olmuyorlar. Roman okuru olmanın yalnızlığı içinde gündelik hayattakinden daha esnek, daha önyargısız olabiliyor, romanın gerçekliğinin farklı olduğunun bilinciyle zihinlerinin ve yüreklerinin kapılarını açık tutuyorlar. Bu yüzdendir ki, Türkiye’de siyasetin girmediği ve giremeyeceği yerlere sanat ve edebiyat girebilir rahatlıkla. Bu yüzdendir ki siyasetin geliştiremediği empati ve anlayış dilini edebiyat geliştirebilir, bilhassa bizimki gibi siyasetin hoyrat olduğu memleketlerde.

Baba ve Piç romanında “Türklüğe hakaret ettiğim ve “hain” olduğum iddia edildi kimilerince. Bu yüzden soruşturma geçirdim, hedef gösterildim, yargılandım ve en nihayetinde beraat ettim. Aksini iddia edecek, cesaret gösterisi yapacak değilim: sonuç sevindirici olsa da tüm bu zaman zarfında bir hayli hırpalandım. Ama bu sürecin hiçbir safhasında o “yalnız okur”u ve onun için, ona yazdığımı unutmadım. Benim nezdimde, romanlarımın neyi anlattığına, ne söylediğine karar verecek olan, kitap okumadan yazar yargılayan zihniyet değil, sadece ve sadece o “yalnız okur”dur.


26.09.2006



Turcophobia (http://forum.bordomavi.net/)

“Son romanınızdaki Ermeni karakterlerin sözlerinden ötürü Türkiye’de 301. maddeden yargılandınız. Hollanda’da Türk adayların ‘soykırım’ı tanımadıkları gerekçesiyle ihraç edilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz peki?” diyor telefondaki Hollandalı gazeteci.

“Kaygıyla izliyorum.” diyorum. “Hem Fransa hem Hollanda’daki gelişmelerden büyük kaygı duyuyorum. Bu hatadan bir an evvel dönülmesini arzu ediyorum. Eğer ifade özgürlüğünden yanaysak, bunun çifte standardı olamaz. İfade özgürlüğü evrensel bir değerdir. Türkiye’de 301. maddeyi ifade özgürlüğünü engellediği için eleştiriyorsam, Fransa’da çıkarılmaya çalışılan soykırım yasasını da, Hollanda’daki gelişmeleri de benzer şekilde sonuna kadar eleştiriyorum. Üstelik bu tür uygulamalar sadece ve sadece her iki taraftaki aşırı uç milliyetçilerin işine yarar. Onların daha da keskinleşmesine sebep olur. Ermeniler ve Türkler arasında dostluk ve empati bağlarını artırmaya, her iki tarafın da birbirini anlamasına çalışan barışçıl insanların elini kolunu bağlar. Aradaki köprüleri yıkar. Sadece zarar verir.”

Devlet ya da devlet erkanı tarih yazmaya kalkarsa, tek bir tarih anlayışını dayatıp diğer yorumları susturmaya kalkarsa, bunun sonucunda hem ifade özgürlüğü boğulur hem özgür düşünce. Fransa’da devletin yapmak üzere olduğu budur ve son derece tehlikelidir. Siyasetçiler tarih yazamaz. Siyasetçiler tarihi kendi oy potansiyellerini artırmak için bir seçim malzemesi olarak kullanmaya başladıklarında bundan vahim sonuçlar doğar.

Baba ve Piç romanında Ermeni ve Türk kadınlarının hafızalarına, hikâyelerine, aile sırlarına odaklandım. Büyük tartışmalar ya da makro teorilerle değil, yerel, bireysel, mikro tarih çalışmalarıyla ilgilendim. İnsanı temel alan, insanların ortak acılarını ve değerlerini temel alan bir roman yazdım. Bir edebiyatçı olarak benim işim bireylerin hikâyeleriyle. Kaybolan hikâyeleri toplarım. İsterim ki yok olmasın hikayelerimiz; isterim ki seslerimiz ve yüzlerimiz silinmesin zamanın rüzgârıyla. Hem Ermeni hem Türk anneannelerinin sergüzeştlerinden beslenen bir roman yazdım, “hafıza ve hafızasızlık” ekseninde gidip gelen ve her iki halkın ortak noktalarını gösteren, ayrılıklardan çok ortaklıklardan, düşmanlıklardan çok dostluklardan beslenen. Ben tarihin her safhasının özgürce konuşulabilmesinden yanayım, her yerde her zaman. Daha da önemlisi, benim gibi düşünmeyenlerin ifade hakkını savunmam gerektiğine inanırım. Fikirlerine zerre kadar katılmasam bile. Ben kendim “soykırım” kelimesini yanıltıcı bulsam ve kullanmamaktan yana olsam da, şuna inanıyorum ki, ne Türkiye’de “evet, soykırım oldu” diyenler, ne Fransa’da “hayır, soykırım olmadı” diyenler yasaklanmalı, susturulmalı. Okurlar, bireyler, vatandaşlar her türlü fikri özgürce duyabilmeli. Kendileri karar vermeli. Aksini iddia edenler, halkı küçümsüyor, halkın ne düşüneceğini kendileri denetlemek istiyor.

Avrupa’da giderek artan bir Turcophobia (Türk-korkusu) var. Türkiye AB’ye yaklaştıkça, hem Türkiye içinde, hem Avrupa’da bu entegrasyonu istemeyenlerin refleksleri hızlandı.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde kendi kendine sorması gereken bir soru var: “Çocuklarımıza devredeceğimiz Türkiye’nin özgür düşünebilen, farklı fikirlerden korkmayan, kendine güvenen, potansiyelini ve insanlarını harcamayan, AB üyesi, demokratik ve dinamik, İslam ile Batı demokrasisinin bir arada yaşayabileceğini tüm dünyaya gösteren bir Türkiye olmasını mı arzu ediyoruz yoksa tam tersine, korkularla yönetilen, kutuplaşmalara esir düşmüş, kendi içine kapanmış, kozasına çekilmiş, gergin ve hırçın bir Türkiye mi?” Benzer şekilde Avrupalıların da kendi kendilerine sorması gereken çok temel ve basit bir soru var. “Türkiye’yi kaybetmek mi istiyoruz kazanmak mı?” Avrupa’da ne yazık ki giderek palazlanan İslam-korkusu ve Türk-korkusunun akıbeti bu temel soruya verilecek yanıta bağlı. İki ayrı Avrupa tahayyülü var, biri çok-kültürlü ve demokratik, diğeri korkulardan önyargılardan beslenen. Ve iki ayrı Türkiye tahayyülü var...


03.10.2006

Travelair
03.10.2006, 13:47
@fincher

Fikrine saygı duyuyorum. Evet kitabı okumadım. Ama zaten kitabı tartışmıyorum. Sadece eğer kitabı okuyanlar varsa fikir beyan etmesini istedim. Benim asıl tartıştığım bu tip insanların zarar verdiği. 301. maddeyi tartışan bu insanların arkalarına sığındıkları batı "medeniyet"lerinin bizzat kendilerinde bu 301. maddeler var. Ve şimdi onlar hep bir ağızdan 301. madde kaldırılsın veya değiştirilsin diyorlar. Niye?

Fikir özgürlüğü diyorlar. Fransa baş savunucusu fikir özgürlüğünün. Evet Nihat Genç'in sözlerini tekrarlayacağım ama bu bilgisiz değil onunla aynı fikre sahip olduğumu gösterir.

Fikir özgürlüğünün üst seviyede olduğu Fransa'da başını kapatan insanlara ne gibi yasaklar konuyor?

Müslümanlara ait kaç cami var? Onu bıraktım Ermenilere ait kaç kilise var?

Fransa'nın Cezayir'de katlettiği 1,5 milyon insana karşı ne gibi açılımları oldu?

Fransa'nın sömürgelerinde katlettiği insanlara karşı ne gibi açılımları oldu?

Fransa'nın parlementosunda kabul ettiği "Ermenilere soykırım uygulandı" maddesinden sonra en azından Cezayir'de yaşananları soykırımı kabul etti mi?

Bunu dile getiren yazarları, sanatçıları destekledi mi?

Fikir özgürlüğünün bol(!) olduğu bu ülkede bu katliamları dile getiren insanlar neden mahkemelerde sürünüyor?

Fikir özgürlüğünün bol(!) olduğu bu ülkede "Ermeni soykırımı olmamıştır" diyen insanlar neden hapse atılıyor?

Elif Şafak "Türkiye'de bu bir tabu, tabuları yıkmak lazım" derken, arkasındaki batı medeniyetleri(!) de ona tamamen destek verirken, "Ermeni soykırımı olmamıştır" diyen insanların hapse atılması gerçek bir "Reform" öncesi karanlık çağ Avrupa'sını simgelemiyor mu? Asıl bu tabu değil mi?

Elif Şafak Taşnak derneklerine gidip dökümanlar edindikten sonra Türk derneklerine gidip olayın diğer tarafını da incelemiş mi? Doğal olanı bu değil mi?

Artık gözünüzü açın. Bu parçalama politikaları. Orhan Pamuk "1,5 milyon Ermeni öldürüldü" derken Osmanlı nüfus kayıtlarında toplam Ermeni sayısı 800bin civarındaydı.

İşkembeden atarak yazar, aydın olunmuyor. Bunlar belli amaçlara hizmet eden insanlar. Avrupa birliğinin zamanında parlementosuna davet edip çağırdığı medya gruplarının da desteğiyle oluyor bunlar. Dışarda sömürgecilik, nüfus çatışmaları, içerde mandacılık zihniyetinin hakim olduğu bir zamandayız. Kanımca büyük tehdit altındayız. Allah sonumuzu hayır etsin

Külünkoğlu
03.10.2006, 14:19
301. Madde " Türklüğü, cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz."

Savunma pozisyonuna geçen arkadaşlara birebir bu dava ile örtüşmesede şunları söylemek istiyorum. Kanun düşünce ve ifadelerden bahsetmiyor, hakaretten ve aşağılamadan bahsediyor. Ülkemizin birliğinin temel unsurlarına yazdıkları cümlelerde belirtilen aşağılama ve hakaretleri yapmadan kendini ifade etme yetisine yazarların sahip olması gerekir.

İngiltere'de veya diğer AB topluluğu ülkelerde özellikle ülkelerinin bölünmezliğine karşıt görüşlere ne yapıldığı hakkında fikriniz var mı ?

Hollanda'da seçim öncesi Türk adayların neden çıkarıldığını biliyormusunuz ?

Yine AB ülkelerinde hiçbir bilimsel ve tarihi gerçeğe dayanmadığı halde sözde ermeni soykırımı iddalarının varlığı konusunda şüphe eden öğretim görevlisi ve profesörlere ne yapıldığını konusunda bir fikri olan var mı ?

Sonuç olarak gerçek yazarla ucuz şöhret peşinde koşanları ayırmamız gerekir.

Adı geçen 1,5 miyon ermeni öldürüldü diyen şahsiyet 1,5 ay sonra neden " ben öyle bir şey söylemedim " dedi. Utanmadan büyük bir yüzsüzlükle bekleyeceksin taaki tv'lerde tartışma programlarına konu olana dek, yetmeyecek bu sana meclise taşınacak, gazeteler yazacak, yani bütün reklamdan nemalandıktan sonra " ben öyle bir şey söylemedim" diyeceksin.

Samimi ve dürüst insanlar böyle bir söylemin olduğunu duydukları anda tepki gösterirler. Bu intihalci zat gazeteleri ve televizyonları aramak için telefon mu bulamamıştır ?

Savunan arkadaşlar televizyondaki tartışma programlarından da görüldüğü üzere Elif Şafak'ın en büyük destekçilerinden biri olan hırant dink aşağıda yer alan sözleri etmişmidir ? yine elif şafak romanında veya röportajında aşağıdaki sözleri kullanmışmıdır ? eğer söylemişler ise ne anlama geldiğini bize bir açıklayabilirmisiniz bi zahmet.

Saygılarımla,

hırat dink ''Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeni'nin Ermenistanla kuracağı asil damarında mevcuttur''

Elif Şafak ''Bütün akrabalarını 1915'te kasap Türkler'in ellerinde kaybetmiş bir sülalenin torunuyum. Köklerime ihanet etmeyi öğrendim, soykırımı inkar etmek üzere yetiştirildim...'', ''...Sen kalk gel Orta Asya'dan, dal dosdoğru Anadolu'nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler. Orada yerleşik milyonlarca Ermeni'ye ne oldu peki? Asimile edildiler, eridiler, yetim bırakıldılar,sürüldüler, mal mülklerinden oldular ''

Tunga
03.10.2006, 14:44
konuyu açan arkadaş dahil kaç kişi bu kitabı okudu?kitapta belirtildiği gibi hangi sözlerle Türklüğe hakaret edilmiş ve daha önemlisi bu sözleri kim söylemiş?kitaptaki ermeni karakterin ermeni soykırımı iddialarına kitaptaki diğer karakterlerin ağzından cevap verilmiş mi?ve son olarak kitap bir bütün olarak okuyucuya nasıl bir mesaj veriyor?
Eleştirdiğiniz şey Avrupa temsilcilerinin bu tür davalara temsilci göndermesi ve davaları takip etmesiyse buna karşı çıkabilirsiniz.ama burda tamamen farklı bir eleştiri ve hakaret görüyorum.davayı açan reklam meraklıları gibi kitabı okumadan insanlar için ne idüğü belirsiz,ermeni,Türk düşmanı gibi ifadeler kullanılıyor.Orhan pamuk'la bir tutulması zaten başlıbaşına bir yanlışlık.Orhan pamuk kendi fikirlerini söylemiştir ve fikirlerinden dolayı eleştirilmesi normaldir.ancak burada durum tamamen farklıdır.ne yani kitabında Türkleri çok seven bir ermeni karakteri mi kullansaydı.ayrıca eserinde ermeni karakter kullanan birinin Amerikada fanatik ermeni kuruluşlarıyla görüşmesini tam bilmiyorum,ama öyle birşey varsa bunu son derece normal hatta olması gereken birşey olarak görüyorum.işine saygı duyan her insanın yapması gereken bir hareket,tıpkı filminde seri katil kullanan bir yönetmenin veya senaristin gerçek hayattaki seri katillerle görüşmesi gibi.edebiyatta ve sanatın diğer kollarında kötü yada sevmediğimiz karakterler bulunabilir.ancak bu bize o karakteri ortaya çıkaran insana hakaret etme veya karakterin yaptıklarından dolayı kişiyi sorumlu tutma hakkı vermez.bu sanatın doğasında vardır.mühim olan eser bir bütün olarak insanlara ne mesaj veriyor?
zaten bu davanın açılması başlıbaşına bir komediydi.burda tepki gösterilmesi gereken kitabı dahi tam okumadan 301. madde çığırtkanlığı yaparak dava açanlardır.böyle saçmasapan davalar açarsan eloğlu da senin mahkemene gelip seni denetler.AB 'ye üyeysen oyunu kuralına göre oynayacaksın,birkaç kendinibilmeze bizi dünyaya rezil etme fırsatı vermeyeceksin.
son olarak kitaptan bazı alıntılar yazacağım,gelen eleştiriler hakaret boyutunda olmazsa sevinirim.Türk'lüğümle ilgili spekülasyon yapılmaması en büyük temennim.Türkoğlu Türküm ve gurur duyuyorum.(tartışma çıkması durumunda butürlü forumlarda böyle hassas konuları tartışmak istemememden dolayı karşıt görüş gelirse cevap vermeyeceğim,bu yüzden önceden gelebilecek tepkilere karşı tedbir olarak yazdım son yazdığım kısmı)

"...Ama o zamanlar savaş zamanıydı iki taraftan da insanlar öldü. Ermeni isyancıların ne kadar Türk öldürdüğünü biliyor musun? Hikayenin öteki tarafını düşündün mü hiç? Eminim düşünmemişsindir. Acı çeken Türk ailelerine ne diyeceksin?...Türk Devleti bile yokmuş (Sayfa 215)...Ermeni iddiaları abartı ve çarpıtma üzerine kurulu yapmayın bazıları iki milyon Ermeni öldürdüğümüzü bile söylüyor. Aklı başında hiçbir tarihçi bunu ciddiye alamaz (Sayfa 216)...Küçük Şuşanı'yı yakınlardaki bir Türk köyünden iki kadın buldu....Altı ay boyunca bu ana kız ona kendi çocukları gibi baktılar (sayfa 247)...Günümüzde Türklere laf eden bir sürü Ermeni'nin olması Osmanlıların onları fazla rahat bıraktığının açık bir kanıtıydı (sayfa 269)."

Bravo, gerçekten bravo.

Arkadaşlar, bu kitap ortaya çıktığından beri, okuyamadığım için deliriyordum. Yahu bu kadın bu kitap da ne dedi de böyle bir infial oluştu diye. Sonra benim çok meraklandığımı bilen bir arkadaşım, bana yukarıda Külünk'ün attığı mesajdaki satırları ve benzerlerinin olduğu bir e-mail gönderdi. Burada okuduklarım gerçekten de çok çirkindi. Ama daha sonra bunların kitapda dillendirilen bir Ermeni'nin sözleri olduğunu gördüm. Bir de kitabın pek çok kesim tarafından olanca güçle çarpıtıldığını. Şimdi kitap elimde ve en kısa zamanda (Laz Kapital biter bitmez) okuyacağım.

Rahmetli Uğur Mumcu'nun çok değerli bir sözü vardı:

"Bilgisi olmayanın, fikri de olmaz".

Naim
03.10.2006, 14:50
Bravo, gerçekten bravo.

Arkadaşlar, bu kitap ortaya çıktığından beri, okuyamadığım için deliriyordum. Yahu bu kadın bu kitap da ne dedi de böyle bir infial oluştu diye. Sonra benim çok meraklandığımı bilen bir arkadaşım, bana yukarıda Külünk'ün attığı mesajdaki satırları ve benzerlerinin olduğu bir e-mail gönderdi. Burada okuduklarım gerçekten de çok çirkindi. Ama daha sonra bunların kitapda dillendirilen bir Ermeni'nin sözleri olduğunu gördüm. Bir de kitabın pek çok kesim tarafından olanca güçle çarpıtıldığını. Şimdi kitap elimde ve en kısa zamanda (Laz Kapital biter bitmez) okuyacağım.

Rahmetli Uğur Mumcu'nun çok değerli bir sözü vardı:

"Bilgisi olmayanın, fikri de olmaz".
Şimdi Şimal Abi
fikirlerine hassasiyetle Değer veririm
Ama nedir bu kitabı okumadınız söz söylemeyin havası
onu çözmüş değilim
Kaldıki en nefret ettiğim şeydir bir konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak
ama benim eleştirdiğim nokta Kitapla ilgili 1 satır dahi yok
yani kitaba 1 satır bile değinmemişim
Kitabın kimler tarafından ısmarlama yapıldığı kimler tarafında fonlandığı ve basılıp reklamlandığını açıklamışım

ikinci olarak kendisi hakkında kendisi yorum yapar ama Travelair inde bahsettiği Kitabı okumadım okuyupda yorumları olan varsa öğrenebilirmiyimdi
Ama nedense Bazıları Yazdıklarımızda ne denilmiş diye bakma gereği hissetmemişler ve bizi elifşafakı okumayıp eleştirmekle suçlayıp aynı suçu işlemişler



Not:
bu arada Laz kapital bitince Paslaşalım :D

Külünkoğlu
03.10.2006, 14:53
Şimal Yıldızı o zaman açıklarmısın bu konuda kimin fikri yok ? benim bir fikrim var ve soru soruyorum. Aynı görüşleri paylaşmadığımız için bu sana yetmeyebilir. "Bu böyle değil" diyorsanız çürütün o zaman. İfade özgürlüğü ile hakaret kolkola girmiş gidiyor. Yukarıdaki yazının 3 yazarla ilgili kısımlarına cevap vermeyip üstün körü "a öyle değilmiş, böyleymiş" demek de neyin nesi ?

Travelair
03.10.2006, 14:54
Bir zamanlar "Uçurtmayı Vurmasınlar" diye ödüllü bir film izlemiştim. Filmde önemli rollerden biri, belki de başrol bir çocuğa verilmişti. Hapis edilen bir anne ve bakmakla yükümlü olduğu çocuk mecburen hapishanede

Neyse bir sabah annesi buna kızar "Lan yine mi altına işedin" diye

Çocuk külodununa işlenmiş Miki karakterini göstererek ilginç bir cevap verir:

-Ben işemedim Miki işedi...

Tunga
03.10.2006, 15:12
ironmaster :)

Konu Türk Düşmanlığı olursa, o zaman elbette bizim de söyleyeceğimiz çok söz var. hatta söylenmesi gereken pek çok söz var. Ama kitabı tartışıyoruz. Dolayısıyla kitabı okumadan, kitabı basan, yayan eleştiriliyorsa, tamam o zaman benim yazdıklarımı dikkate almayın. Ama Türkiye'de infial yaratan kitabın dedikleri. O zaman kitabın ne dediğine bakmak lazım diye düşünüyorum.


Şimal Yıldızı o zaman açıklarmısın bu konuda kimin fikri yok ? benim bir fikrim var ve soru soruyorum. Aynı görüşleri paylaşmadığımız için bu sana yetmeyebilir. "Bu böyle değil" diyorsanız çürütün o zaman. İfade özgürlüğü ile hakaret kolkola girmiş gidiyor. Yukarıdaki yazının 3 yazarla ilgili kısımlarına cevap vermeyip üstün körü "a öyle değilmiş, böyleymiş" demek de neyin nesi ?

ironmaster'a söylediklerimi tekrar edeyim, Türk Düşmanlığı ile ilgili, ya da Türk Toplumu ile Türk Tarihi'nin arasındaki bağı koparmak hevesi ve fiiliyatı gözardı edilemeyecek şekilde suratımıza vurup duruyor. Bu konuda hemfikir olmadığımızı düşündüğünüzü sanmıyorum.

Ama tartıştığımız şey kitap ve içinde söylenilenler ise, onu okumadan bunu yaparak nereye varacağız?

Ben daha tamamını okumadan "kitap çarpıtılıyor" diyerek bir tezat oluşturduğumun farkındayım. Ancak bir kitap yayınlanır yayınlanmaz iki çok farklı kesimden iki çok farklı ses getiriyorsa, birileri, hatta bazen her iki kesim de kitabı çarpıtıyor olmalı. Düz mantık bunu gerektiriyor.

-------------

Şimdi işin benim de canımı sıkan diğer tarafına bakalım.

Aynı gün bir ulusal gazetemizin orta sayfası, politika - siyaset bölümü. Bir tarafta Elif Şafak davası ile birlikte gündeme gelen AB yetkililerinin sözleri (manşette). Bir diğer tarafta Türk Bankalarının yabancı sermaye eline geçişi ile ilgili haber ve yorumlar, bir tarafta Rum Kesimi'nin gümrük birliğine dahil edilmesinin dayatılması, bir tarafta Türk Askeri'nin Lübnan Seferi ile ilgili haberler.

Ülke elimizden gitmiş haberimiz yok! Ülkenin tüm gündemi, geleceği yabancıların elinde. Eeee nerede kaldı Atatürk ve Şehitlerimizin "Büyük Türkiye Ülküsü?".

Arkadaşlar Türk Milliyetçiliği konusunda çook dertliyim ama bu kitabın başlığı altında bunu tartışmak istemiyorum. Bu iş basit bir edebi eser ile daraltılamayacak kadar derin bir mevzu.

Bir de son not: Hollanda'daki milletvekili adaylıkları geri çekilen 3 milletvekilinden ikisi hangi partiden adaydı?

Emorfo
03.10.2006, 15:28
Ne işimiz varmış ta Orta Asya'dan buralara :)
Şu soykırımı yapmadık keşke yapsaydıkta işte o zaman iyi olacaktık. Dünyanın kanunu böyle koyarsan iyisin, koymazsan kötü. :)

Külünkoğlu
03.10.2006, 15:31
Şimal Yıldızı; sondan başlayayım 3 değil 5 aday vardı. Senin kasdettiğine gelirsek ermeni soykırım iddalarına muhalefet ettikleri için el çektirilen adaylar hristiyan demokrat partiden adaydı. Bu sorudan hangi sonuca varmayı düşündüğünü anlayamadım.

Ben biraz kalın kafalı olduğum için yukarıdaki 301. madde'nin nesinden rahatsız olduğunuzu 3 yazar hakkında düşüncelerinizi, 2 yazarında birinin söylediği diğerininde söylediği zannedilen düşünceleri (ki ben düşünce diyemiyorum) hakkındaki görüşlerinizi bekliyorum. Cevap verip vermemek size kalmış. Onlar için seni kıracak değilim ya.

Naim
03.10.2006, 15:43
ironmaster :)

Konu Türk Düşmanlığı olursa, o zaman elbette bizim de söyleyeceğimiz çok söz var. hatta söylenmesi gereken pek çok söz var. Ama kitabı tartışıyoruz. Dolayısıyla kitabı okumadan, kitabı basan, yayan eleştiriliyorsa, tamam o zaman benim yazdıklarımı dikkate almayın. Ama Türkiye'de infial yaratan kitabın dedikleri. O zaman kitabın ne dediğine bakmak lazım diye düşünüyorum.


Benim Bahsettiğimolayı tekrar anlatayım
Kitabın Yazarı çok tartışılan Elif Şafak
Kitabın Yayımcısı Metis Yayınları Eski Marksist Sosyalistler
Kitabın yazarının Günlük yazılar Yazdığı Kurum Zaman Gazetesi
Kitabın Yazımıyla ilgili Destek aldığı kurumlar Amerikadaki Ermeni Taşnak Kurumları

Şimdi Benim İrdelemek istediğim nokta Bu 3 oluşum nasıl olduda bir araya geliyor
bunların Tek ortak noktada toplanacakları menfaat nedir acaba??

Tunga
03.10.2006, 15:51
Şimal Yıldızı; sondan başlayayım 3 değil 5 aday vardı. Senin kasdettiğine gelirsek ermeni soykırım iddalarına muhalefet ettikleri için el çektirilen adaylar hristiyan demokrat partiden adaydı. Bu sorudan hangi sonuca varmayı düşündüğünü anlayamadım.

Ben biraz kalın kafalı olduğum için yukarıdaki 301. madde'nin nesinden rahatsız olduğunuzu 3 yazar hakkında düşüncelerinizi, 2 yazarında birinin söylediği diğerininde söylediği zannedilen düşünceleri (ki ben düşünce diyemiyorum) hakkındaki görüşlerinizi bekliyorum. Cevap verip vermemek size kalmış. Onlar için seni kıracak değilim ya.

Bir yerlerde oturup konuşsak daha iyi değil mi yahu, ben yazmaya üşenen bir adamım (!!!).

Hristiyan Parti'yi vurgulamaktaki amacım şuydu: Bu partinin, Avrupa'daki tüm versiyonlarında "yabancılara" ve de Müslüman olan "en yabancılara" bakış bellidir. Dolayısıyla sırf "Ermeni Soykırımını tanımamak" sebebiyle bu partiden adaylıkları çektirilmiş insanlar, herhalde partilerinin bu görüşünü bugün öğrenmediler. Hristiyan Demokratlar'a Avrupa'da bile pek çok kesimce bile ihtiyatla yaklaşılıyor. Zaten oradan aday olmaları abesti bence. Neyse işin burası zaten konunun dışına çıkıyor. Ben döneyim sadede ;)

Diğer bahsettiğin yazarların görüşlerini de edebi kişiliklerini de beğenmiyorum. Samimi de bulmuyorum. Bana biraz Hülya Avşar'ın edebiyat versiyonları gibi geliyorlar. İnsanlarda ego bazen öyle noktalara varıyor ki, millet, gerçek, din, kültür kavramlarını yemeye ve kendilerin bu saydıklarımın tamamının önüne koymaya bayılıyorlar, hatta yaşam gayeleri oluyor. Ben her ikisini de bu yönde değerlendiriyorum. Ama Elif Şafak'ı farklı tutuyorum; HENÜZ.

Türklüğe alenen veya dolaylı olarak hakaret edilmesini doğru bulmuyorum. Bunun ifade edilebilirliğinin serbestliği konusunda ise hemfikiriz. Kuralı olmayan tek bir kurum dahi yoktur ve tüm kurumlar önce kendi varlığını korumak zorundadır. Bu zorunluluk bir tarafa, bu ülkede "Türküm" diyen herkese Türk olma (hadi ortalık karışmasın Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olma diyelim) şansı da tanınmıştır.

O zaman bu ülkenin ekmeğini yiyen, pasaportunu taşıyanların da bu ülkeyi küçük düşürmeye hakkı yoktur.

Ama Elif Şafak bu kategoriye dahil mi, henüz bilmiyorum. Ama:


Mahkeme salonu çıkışı ona buna saldırıp hakaret edenler buna dahildir.
Mahkeme salonuna giren ve alenen davayı etkileyen AB yetkilisi buna dahildir.
Türk Mahkemelerinin hür karar almasına gölge düşürenler buna daildir.

Tunga
03.10.2006, 15:56
Benim Bahsettiğimolayı tekrar anlatayım
Kitabın Yazarı çok tartışılan Elif Şafak
Kitabın Yayımcısı Metis Yayınları Eski Marksist Sosyalistler
Kitabın yazarının Günlük yazılar Yazdığı Kurum Zaman Gazetesi
Kitabın Yazımıyla ilgili Destek aldığı kurumlar Amerikadaki Ermeni Taşnak Kurumları

Şimdi Benim İrdelemek istediğim nokta Bu 3 oluşum nasıl olduda bir araya geliyor
bunların Tek ortak noktada toplanacakları menfaat nedir acaba??

İrdelemek istersen Türkiye'de tezat mı yok:

Milliyetçilik ile ümmetçilik bir arada oluyor mu, oluyor.
Devletin tüm kurumları, devletçiliğin düşmanı kapitalistler tarafından sömürülüyor mu, sömürülüyor.
Sadece beşikaş, fener ve gs maçlarının yorumlandığı programın adı %100 futbol oluyor mu, oluyor.
Ben koyu müslümanım diyenler icazeti ABD'den alıyor mu, alıyor.

Sen tezatı uzakta arama.

Daha fazla konuşturma ironmaster, böyle giderse beni içeri alacaklar ;)

Emorfo
03.10.2006, 16:01
Mahkeme salonu çıkışı ona buna saldırıp hakaret edenler buna dahildir.
--------------------------------------

Orda onu protesto etmek için gidenler ne ona saldırdı ne de hakaret edebilme şansını elde edebildi zira, Türk polisi yukardan sağlam emir almış orda protesto için bulunanlar polisler ve Elif Şafak'ın destekçileri tarafından darp edilmişlerdir. hep tersi olurdu ama bu sefer ülkücü avukatlar dayak yedi :)

Mehmet_Mercanlı
03.10.2006, 16:05
yılardır olan şeyler bunlar , artık öyle bir duruma geldikki normal gibi karşılıyoruz ve coğumuzda eksik bilgi ve eğitimsizlikten dolayı yeterince sesimizi cıkaramıyoruz. bu yazılan ların hepsini okudum özet olarak. şunu söylim .

şimal yıldızı___________________________________________ _________
Daha fazla konuşturma ironmaster, böyle giderse beni içeri alacaklar ;)
__________________________________________________ ___________
bu cumle herşeyi anlatıyo...

Tunga
03.10.2006, 16:10
Mahkeme salonu çıkışı ona buna saldırıp hakaret edenler buna dahildir.
--------------------------------------

Orda onu protesto etmek için gidenler ne ona saldırdı ne de hakaret edebilme şansını elde edebildi zira, Türk polisi yukardan sağlam emir almış orda protesto için bulunanlar polisler ve Elif Şafak'ın destekçileri tarafından darp edilmişlerdir. hep tersi olurdu ama bu sefer ülkücü avukatlar dayak yedi :)

Bence oradaki her iki taraf da bu eleştiriyi hakediyor. Yani ülkücü, sağcı, solcu farketmez. Bu ülkenin bağımsız (öyle inanmak zorundayız) mahkemeleri varsa, ona herkesin saygı duyması gerekir. Dolayısıyla dışarılarda yaşanan tantanalar, bizim adalet sistemimizin de içler acısı durumunu sadece bize değil, dünya aleme gösteriyor. İşte ülkeyi "küçük düşürmekten" kastım. ;)

Sevgili Mehmet,

"beni içeri alacaklar"dan kastım, BMN adminleriydi.

Mehmet_Mercanlı
03.10.2006, 16:21
Sevgili Mehmet,

"beni içeri alacaklar"dan kastım, BMN adminleriydi.
:D ondan korkun olmasın abi... senin butur duşuncelerinden dolayı tebrikbile ederler.;) :D

Naim
03.10.2006, 16:22
Bence oradaki her iki taraf da bu eleştiriyi hakediyor. Yani ülkücü, sağcı, solcu farketmez. Bu ülkenin bağımsız (öyle inanmak zorundayız) mahkemeleri varsa, ona herkesin saygı duyması gerekir. Dolayısıyla dışarılarda yaşanan tantanalar, bizim adalet sistemimizin de içler acısı durumunu sadece bize değil, dünya aleme gösteriyor. İşte ülkeyi "küçük düşürmekten" kastım. ;)

Sevgili Mehmet,

"beni içeri alacaklar"dan kastım, BMN adminleriydi.

Yıllardır bu ülkede Davalar olur
Kabul edersiniz Red edersiniz Her türlü Görüşten insanlar Yargılanır
Hak Dedikleri,Özgürlük Dedikleri, İman Dedikleri, Başörtü Dedikleri ,
Hakça Kaynakların Paylaşımı anti Emparyalizim dedikleri için insanlar yargılandılar
her cepheden insanlar içerilere girdiler bazıları dışarı çıkamadı bazı davalar 26 sene sürdü
Ama Hiç bir tanesi Daha böyle TEK CELSEDE bitmedi
bugun TV ye çıkıp Ceza kanunu zorlayarak bir laf etsek
Adımız cismimiz olmadığı
Bir Cemaatlerin gölgesinde
marksistlerin yanında
dış güçlerin Kucağında olmadığımız halde
bizde Serbest kalırmıyız Tek Celsede?:rolleyes:

Külünkoğlu
03.10.2006, 16:26
:D ondan korkun olmasın abi... senin butur duşuncelerinden dolayı tebrik bile ederler.;) :D

Sen öyle san...:cool: :D Şimal Yıldızını bundan sonra yormayacağız. Yüzyüze konuşacağız. Yada mahkemede hesaplaşacağız. :D

Kaya
03.10.2006, 16:27
AB'nin arka bahçesinde bekle Türkiye. Senden alacaklarımız var. Yalnız versende AB'ye kesin gireceksin diye birşey yok...

Sen o bahçede biraz oyalan!..

Biz bitiriyoruz...

Mehmet_Mercanlı
03.10.2006, 16:31
Sen öyle san...:cool: :D Şimal Yıldızını bundan sonra yormayacağız. Yüzyüze konuşacağız. Yada mahkemede hesaplaşacağız. :D
:D
METİN abi elinden geleni yap:cool: . baksana mahkemeler artık cok geniş. :rolleyes: :) ve bu tur olaylarda cok hassas.;) ;) bişe cıkmaz yani..
:D

Travelair
04.10.2006, 00:11
Konuya sahip çıkmamız lazım

Kaya
04.10.2006, 00:49
Uçağı kaçıranda hain çıktı. :)

Artık kudurdular mı ne? Rahat duramıyorlar...

bordox
04.10.2006, 12:09
İlgimi çekmiyor, az çok tahmin edebiliyoruz ne yazıldığını konuşulanlardan,tartışılanlardan.

Ama insan adı Elif olan bir yazardan Doğu Anadolu'da Ermenilerce katledilen Eliflerin,Zeyneplerin,Ayşelerin,Fatmaların romanını da okumak istiyor.
Adı Orhan olan yazardan Balkanlarda katledilen Orhanların,Memetlerin,Hüseyinlerin romanını okumak istiyor.

İnsan acı çekmişse ne olduğu kim olduğu önemli değil ama önce kendi acını dindirirsin sonra başkalarının derdine koşarsın.
Kimseyide suçlayamazsın dıştaki isim ne olursa olsun içteki öz önemli.

sheva
04.10.2006, 13:29
1)Ortaklığın Tehlikeli boyutlarını anlamak için Elif hanıma okumak gerekmiyor

2)Kitapla ilgili Ne Edebi nede siyasi yazım manasında bir eleştri getirdim bu nedenle Kitabın okunmamış olması beni cahil yapmaz bir resmi anlamanız için illaki elinize bir anlama kılavuzu verilmesi gerekiyor sanırım?

3)Yargıladığım ve/veya Suçladığım bölüm kitabın içinden geçen yerler değil kitabın oluşturulma ve üzerinde kopartılan fırtınalara sebep olan bir kitabın faillerinden bahsediyoruz

vel hasılı
Bir arabanın Pekinde Çin-Tayland-Hongkong Ortak Yapımı olduğunu söylemek için arabayla bir tur atmayı gerektirmiyor?

Umarım anlamışsınızdır
yok anlamadıysanız söyleyin bir daha anlatayım

öncelikle siz eğer gözleriniz bağlıyken 100 metre ilerinizde duran ve herhangi bir şekilde ses çıkarmayan bir araba için "hmmm çin tayland hong kong ortak yapımıdır abi kesin. geçende bilmem kim abi demişti bu sokaktakiler öyle diye" diyorsanız ya da hiç görmediğiniz ve yan odada duran bir resim hakkında sadece odadan çıkan ve sizin tanıdığınız tek insanın yaptığı yorumlara dayanarak yorum yapıyorsanız,kusura bakmayın ama evet cahilsiniz.

ikinci olarak kitapta yazılan şeyler diasporadaki ermenilerin cemaatlerini ayakta tutabilmek için soykırımı(!) bir tutunum aracı olarak kullandıkları,geleneklerini ve tüm aile yapılarını bu ermeni meselesi ve türk düşmanlığı üzerine kurduklarını anlatıyor. yani aslında iyi bir şey söylemiyor ermeniler için. ermenisan türkiye ile ilş. geliştirmeye çalışırken,bu sizin lafını etmeye bile tahammül gösteremediğiniz ermeni diasporasının lobi çalışmaları yüzünden anayasasına soykırım maddesi eklemek zorunda kalıyor. ya da cezayir'de,afrika'da yaptıkları vahşeti görmezden gelen nice Batılı devletin yapmadığımız bir şey yüzünden bizi suçlamalarına yol açıyor.
siz konuşmaktan korkuyor,konuşmayı vatan hainliği ile eş değer tutuyorsunuz. halbuki onlar her zaman ve her yerde Türkiye ve soykırımla ilgili atıp tutuyorlar. siz kaçıyorsunuz,onlar üstüne gidiyorlar ve tabiki insanlar sizin gibi duyduklarına inanıyorlar.
hadi diyelim ki osmanlı gerçekten de ermenilere soykırım yaptı( ki ben bunun soykırım tanımı içine alınamayacağını düşünenlerdenim) çıkıp "evet. osmanlı zamanında böyle bir şey olmuş. ama o zamanlar azınlık hakları ya da insan hakları gibi kavramlar yoktu. bunlar osmanlının tebaasıydı ve padişahın kullarıydı. istediğini de yapardı padişah bunlara. biz ise Tükiye Cumhuriyeti'yiz ve Osmanlı'nın yaptığı bir şey yüzünden suçlanmak istemiyoruz" desek ne olacak?? 2. dünya savaşından sonra Almanlar çıkıp " evet hitler 6 milyon yahudiyi yaktı,kesti,biçti ama o başka bir rejimdi biz de onaylamıyorduk. biz yeni bir almanyayız. pardon" dedi de noldu?? hitleri hitler yapan alman halkıyken hem de ??
bu tür konuları siz biz konuşmazsak insanlar yalan yanlış konuşuyor. siz konuşmalarına izin vermediğinizde onlar mazlum konumuna yükseliyor.
dış işleri bakanlığı bu ermeni yasa tasarılarının önüne geçebilmek için bir proje hazırlamıştı. ermenistanla ilş. geliştirilmesi ve ermeni soykırım iddialarıyla ilgili konferanslar düzenlenmesi gibi. ama sizin gibi düşünen hükümetler tarafından gerçekleştirilemedi bu proje.
kürtlere poziitf hak verilsin diyen herkes vatan haini değil arkadaşlar. ya da ermeniler de çok fala acı çekmiş oalbilir ama bu soykırım değil başka bir şeydir diyenler de öyle. hele bu vatan haini yaftası 301. madde gibi ucu açık ve keyfe göre yorumlanmaya pek müsait bir maddeyle yapıştırılıyorsa vay bu ülkenin ,vay düşünce özgürlüğünü haline. bu durumda ben kalksam "bu meclis çalışmıyor kardeşim yatıyor hepsi " desem hapse atılabilirim,düşündünüz mü hiç bunu?
Elif Şafak'ı tanımam etmem ama Sezar'ın hakkı Sezar'a,Tanrı'nın hakkı da Tanrı'ya.
ha bir de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak var ki bu da pek sevdiğim başka bir vrcizzz sözdür.
saygılar.

Kaya
04.10.2006, 13:38
kürtlere poziitf hak verilsin diyen herkes vatan haini değil arkadaşlar. ya da ermeniler de çok fala acı çekmiş oalbilir ama bu soykırım değil başka bir şeydir diyenler de öyle. hele bu vatan haini yaftası 301. madde gibi ucu açık ve keyfe göre yorumlanmaya pek müsait bir maddeyle yapıştırılıyorsa vay bu ülkenin ,vay düşünce özgürlüğünü haline. bu durumda ben kalksam "bu meclis çalışmıyor kardeşim yatıyor hepsi " desem hapse atılabilirim,düşündünüz mü hiç bunu?

Yok Gülcan, "bu meclis çalışmıyor kardeşim yatıyor hepsi" desen hiçbir şey olmaz. Bunun daha ağırlarını söyleyenler var ve hala özgürce görüşlerini bildiriyorlar. Abartmaya gerek yok 301'i. Kaldırılacak bir durum söz konusu değil. Al işte Elif Şafak özgür yazsın, çizsin.

sheva
04.10.2006, 13:42
Elif Şafak özgür çünkü AB'ye girmek istiyoruz. yoksa 301. maddenin saçma sapan yorumlanmaya müsait bir madde olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu. nokta.

Kaya
04.10.2006, 13:43
Elif Şafak özgür çünkü AB'ye girmek istyiyoruz. yoksa 301. maddenin saçma sapan yorumlanmaya müsait bir madde olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu. nokta.

Avrupa ülkeri değiştirsin, bizde değiştiririz o zaman...

sheva
04.10.2006, 13:45
niye? göbeğimiz mi bir ?

Kaya
04.10.2006, 13:46
niye? göbeğimiz mi bir ?

Bak bu çok anlamlı oldu. AB'ye girmeden Gümrük Birliği antlaşmasını imzalayan tek ülke olan Türkiye'ye yakışır bir soru.

sheva
04.10.2006, 13:47
MADDE 301. - (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Kaya
04.10.2006, 13:48
MADDE 301. - (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Gayet yerinde. Hiçbir eksik görmüyorum.

sheva
04.10.2006, 13:48
Bak bu çok anlamlı oldu. AB'ye girmeden Gümrük Birliği antlaşmasını imzalayan tek ülke olan Türkiye'ye yakışır bir soru.
gümrük birliği anlaşması 1995'te imzalanmak zorundaydı zira Ankara anlaşmasıyla çizilen yol haritasına göre Türkiye'ye gerekli düzenlemeler yapılması için zaman tanınmıştı. ama Biz Türkler son dakika adamı olduğumuz için hiçbir düzenleme yapmayıp yapmayıp ondan sonra da küt diye bütün gümrük duvarlarımızı kaldırdık. hırsızın hiç mi suçu yok yani.

sheva
04.10.2006, 13:49
Gayet yerinde. Hiçbir eksik görmüyorum.
eksiği yok fazlası var zaten. kime göre aşağılamak neye göre aşağılamak. yapma KAya Allah aşkına hukuk devletine yakışıyor mu bu madde? evet diyorsan hukuktan nasıl geçtin sen :)

Hekimoğlu
04.10.2006, 13:50
301. madde gayet güzel.türklüğe hakaret edilemez bu topraklarda.

Kaya
04.10.2006, 13:51
gümrük birliği anlaşması 1995'te imzalanmak zorundaydı zira Ankara anlaşmasıyla çizilen yol haritasına göre Türkiye'ye gerekli düzenlemeler yapılması için zaman tanınmıştı. ama Biz Türkler son dakika adamı olduğumuz için hiçbir düzenleme yapmayıp yapmayıp ondan sonra da küt diye bütün gümrük duvarlarımızı kaldırdık. hırsızın hiç mi suçu yok yani.

Hikaye...

Özal demedi mi kardeşim AB'ye giremesekte Gümrük Birliği'ne gireceğiz. Tansu'da çaktı imzayı.

Hangi zorunluluktan bahsediyorsunuz siz. Mustafa Kemal'i biraz okuyun. Neler yaptı neler etti. Nasıl bir bataktan çıkarttı.

Yol haritası dediğiniz şey Türkiye'nin sömürülme planıdır.

sheva
04.10.2006, 13:51
Arkadaşlar ben de herkes Türklüğe ana avrat sövsün demiyorum. ama bu madde kişisel yoruma ve kötüye kullanmaya çok müsait bir madde. az sağduyu yahu!

sheva
04.10.2006, 13:53
Kaya ya şimdi beni 4 kat çıkartıp Türk dış politikası kitabını aldırma. cilt 1 ab ile ilş. Ankara anlaşması! oku bir zahmet. 1995 yılında değil tansu çiller babam olsa gümrük birliğe girmek zorundaydık. ha evet bu özal'ın uluslararası kapitalizmle eklemlenme politikasına cuk oturmuş olabilir ama o ayrı bir keyfiyet.
bir de anlamadığım niye her konuda mustafa kemal'in yaptıklarına bakmak zorundayız! adamın atıcılık ve inkılapçılık diye 2 ilkesi var. yok herşeyin en iyisini ben biliyorum deseydi sizin ona yakıştırdığınız gibi statükoculuk olsun derdi ve de ben ne dediysem o kalacak. çivi çakılmayack benden başka derdi. her durumda Atatürk'ü öne atmak sizi haklı çıkarmıyor.

Kaya
04.10.2006, 13:57
Kaya ya şimdi beni 4 kat çıkartıp Türk dış politikası kitabını aldırma. cilt 1 ab ile ilş. Ankara anlaşması! oku bir zahmet. 1995 yılında değil tansu çiller babam olsa gümrük birliğe girmek zorundaydık. ha evet bu özal'ın uluslararası kapitalizmle eklemlenme politikasına cuk oturmuş olabilir ama o ayrı bir keyfiyet.

Kitaplarla olacak iş değil bu Gülcan. Kitaplar insanı bir yere kadar götürür. İnsan analiz yaparak sonuçları kendi ortaya koyar.

Zorundaydık felan deme. Çünkü çok kötü bir kelime bu. Şimdi nelere zorlandığımızın farkında mısın?

Naim
04.10.2006, 13:58
Derki Yazar
3 çeşit cehalet vardır
birincisi bilmez ama bilmediğini bilir bu cehaletin en hafifidir en zararsızıdır
ikinci bir cehalet vardır ki bilmez bilmediği gibi bilmediğinin de farkında değildr
bu cehaletin orta basamağıdır
üçüncüsü ise bilmez bilmediğini bilmez ama kendini biliyormuş zanneder bu da cehaletin 3. katıdır cehaletin en üst noktadısıdır
Sanırım Sizin Cahil olmaya Cahil yaftası takma çalışmanız 3.derecenizden geliyor
Ziyani yok

Okumadığımız bir Kitabı eleştrilmekle suçlanıyoruz hemde okuduğunu anlayamayan dostlarımızca
Zararı yok
Dostların Letafeti Kadar cehaletine de katlanıcaz
Heyhat
defaatle anlatmaktan ben biraz bezdim
Ama sizin için tekrar tekrar anlatıcaz mühim değil inşallah derecenizi 2.ye alırız hem biz rahat ederiz hem de siz

1) Kitapla içeriği ile alakalı bir yazı yazmadım
2) Kitabın Yayın heyeti ile alakalı bir yazı yazdım
3) Bu birlikteliğin entresanlığı ile ilgili Tespitleride Alt kısımlarında anlattım




Yazınızın ikinci kısımıyla ilgili bölümlere cevap verme gereği duymadım
Cünki;
5 cümleden 2 cümlesini anlarım onuda yanlış anlarımcıysınız şimdi oturup uzun uzun makale yazıp kendimi yazmaktan yorup sizide okumayıp anlamamaktan yormayayım istedim

sheva
04.10.2006, 13:59
alla alla Ankara anlaşmasının imzalanması ve bu imzayla 1995 yılında gümrük birliğine girilmesi taahhüdü verilmesini ben kendi kıçımdan nasıl yorumlayabilirim Kaya? tabiki bu bir bilgi gerektirir.

sheva
04.10.2006, 14:02
Derki Yazar
3 çeşit cehalet vardır
birincisi bilmez ama bilmediğini bilir bu cehaletin en hafifidir en zararsızıdır
ikinci bir cehalet vardır ki bilmez bilmediği gibi bilmediğinin de farkında değildr
bu cehaletin orta basamağıdır
üçüncüsü ise bilmez bilmediğini bilmez ama kendini biliyormuş zanneder bu da cehaletin 3. katıdır cehaletin en üst noktadısıdır
Sanırım Sizin Cahil olmaya Cahil yaftası takma çalışmanız 3.derecenizden geliyor
Ziyani yok

Okumadığımız bir Kitabı eleştrilmekle suçlanıyoruz hemde okuduğunu anlayamayan dostlarımızca
Zararı yok
Dostların Letafeti Kadar cehaletine de katlanıcaz
Heyhat
defaatle anlatmaktan ben biraz bezdim
Ama sizin için tekrar tekrar anlatıcaz mühim değil inşallah derecenizi 2.ye alırız hem biz rahat ederiz hem de siz

1) Kitapla içeriği ile alakalı bir yazı yazmadım
2) Kitabın Yayın heyeti ile alakalı bir yazı yazdım
3) Bu birlikteliğin entresanlığı ile ilgili Tespitleride Alt kısımlarında anlattım




Yazınızın ikinci kısımıyla ilgili bölümlere cevap verme gereği duymadım
Cünki;
5 cümleden 2 cümlesini anlarım onuda yanlış anlarımcıysınız şimdi oturup uzun uzun makale yazıp kendimi yazmaktan yorup sizide okumayıp anlamamaktan yormayayım istedim

evet anlamamışsınız. benim bahsettiğim cahillik nihat gençi referans gösterip onun dedikleriyle hareket eden cahillikti. yoksa ben de cahil olduğumu kabul ederim. sorun değil.

Naim
04.10.2006, 14:09
evet anlamamışsınız. benim bahsettiğim cahillik nihat gençi referans gösterip onun dedikleriyle hareket eden cahillikti. yoksa ben de cahil olduğumu kabul ederim. sorun değil.

Beni Tanımadağın için zannediyorsun ki

Nihat hıyar Dedi ,
bizde
hadi tuzumuz alalım koşa koşa gidelim dedik.
Malisef düşündüğün gibi değil en azından benim olaylara bakış açım
Nihat Gencin tek katkısı bu konuda;
Uzaktan Takip etmekle yetindiğim bir konu da daha derin araştırma yapmamı sağladı bu işde olmaması gerekir diye bakılan bir tarafın niyetini biraz daha derinde kurcaladık hepsi bu kadarcık
ama anlıyorum senin bu olaya neden böyle baktığını

Neyse Tanışırız birgün Derdimizi yüz yüze daha rahat anlatırız

Belki sende anlarsın ;)

Külünkoğlu
04.10.2006, 14:15
Tamda tartışma uslubunuzu düzeltirseniz iyi olacak diye mesaj atacaktım. Arkadaşlar kendi aralarında halletmişler.

Tarih, belgeler, rakamlar üzerinden tartışılırsa daha mantıklı bir iş yapmış olacağız.

Mollasalihoğlu
04.10.2006, 14:18
niye? göbeğimiz mi bir ?

Bizden bunu düzeltmemizi isteyen AB'nin köklü(!) üyelerinden Fransa ve İtalya'nin kanunlarında benzer hatta daha sert yasalar varken bizden 301. maddeyi değiştirmemizi istemeleri tamamen yeni bir bahane bulana kadar Türkiye'yi AB yolunda biraz da bu konu ile oyalamaktır..Başka hiçbirşey değil..

Siz değiştirin dediğimizde biz uygulamıyoruz diyen İtalya,uygulamadığımız halde bizde idam cezası var diye Abdullah Öcalan'ı iade etmemişti bize..

Nerde bizde dik bir duruş ve istikrarlı ve gurulu bir yol ve siyaset izleyebilecek politikacılar???

Kaya
04.10.2006, 14:27
Türkiye 1963'te Ankara Anlaşması'nı imzalarken, 1970'te katma protokol'ü yaparken öngörülen hedef; "diğer üyeler statüsünde AB'ye girmekti" Ayrıca, o zamanki "(1963'teki) AET, bugün, bir ticari ve ekonomik ortaklık olmaktan çıkmış özellikle 1991 Maastricht Anlaşması'ndan sonra, hem siyasi; hem de ekonomik bir konfederasyon haline gelmişti. 1991'de Maastricht Anlaşması yapılınca AT üyeleri, yeni yapılanma doğrultusunda derhal ulusal parlamentolarına gitmişler ve yeniden karar çıkartmışlardır. Bunun siyasi anlamı şudur: AT, Avrupa Birliği olarak yeniden yapılanmaya gidiyordu, siyasi ve ekonomik birlik alanında yeni adımlar atılıyordu, biz yolumuza devam edeceksek, ulusal parlamentonun yeniden karar vermesi gerekirdi.

Türkiye ise, 1963'te yapılan ve hedefi tam üyelik olan bir çerçeve anlaşmaya dayanarak, 6 Mart 1995 belgesini imzalmış ve tam üye olmadığı bir birliğe bazı hükümranlık haklarını devretmiştir. Bir taraftan tam üye olmadığı için, AB'nin üst karar organlarında yer almıyor, öte yandan bu organların yönettiği ve yönlendirdiği mekanizmalara ve politikalara uyma yükümlülüğü altına giriyordu.

Diğer tarafatan 1970 Katma Protokolü'nde yer alan ve tam üyeliğe gidiş için geçiş dönemi taşıyan dönemde Avrupa Topluluğu, (4) esastan (3)'ünü ortadan kaldırmıştır. 1973-1995 döneminde;

- Malların serbest dolaşımı
- İşgücünün serbest dolaşımı
- Sermayenin serbest dolaşımı
- Mali yardım (özellikle 1981, 4.Mali Protokolü)

Topluluk tarafından yükümlülüklerini yerine getirilmesi gereken temel unsurlardı. Bunlardan sadece bir tanesi (sanayi mallarında gümrüksüz ithalat) yerine getiriliyor, diğerleri gerçekleştirilmiyordu. 6 Mart belgesi de aynı niteliklidir. Geçiş döneminde topluluğun yükümlülüklerini yerine getirmesi için, başta serbest işgücü dolaşımı olmak üzere diğer yükümlülüklerini de yerine getirmesi gerekirdi.

Dolayısıyla 6 Mart belgesi, ne 1963 anlaşmasının, ne de 1970 protokolünün öngördüğü ekonomik, sosyal ve siyasal unsurları içermektedir. Türkiye lehine olan bütün unsurlar ayıklanmış, tam üyelik ise tamamen gündemden çıkartılmıştı. O halde Türkiye neyi imzalamıştı? İşte bu sorunun karşılığının, açık ve net verilmesi gerekir: Türkiye kendisini tek yanlı olarak AB'ye bağımlı kılan bir anlaşmayı imzalamıştı. Türkiye'nin tam üyeliğinin sözü bile edilmemektedir. em

sheva
04.10.2006, 14:37
neyi tartışıyoruz anlamadım Kaya. katma protokolle Türkiye gümrük birliğie girmeyi taahhüd etmiştir dedim. ve evet bu süre boyunca gümrük birliğie katıldığında zarar görmemesi için bazı uygulamalar yapması gerekiyordu. yapmadı ve evet 95 te bence Batı'nın açık pazarı haline geldik ve evet ekonomik olarak çevre ülke olan bir ülkenin AB 'ye alınması için bir sebep kalmadı. hatta AB Türkiye'ye özgü yeni kararlar çıkardı mesela tarım politikası TR için işletilmeyecek vs vs. ama AB ayrı bir konu 301. maddenin değiştirilmesi ayrı bir konu. Ne Fransa ne İtalya ne de başka herhangi bir devlet istediği için değil. kendimiz için. ayrıca 82 anayasasının da değiştirilmesi gerek. ve yine birileri istediği için değil. öyle olması demokratik,laik,insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğunu idda ettiği için Türkiye. ha ama diyorsanız ki bu Batı'nın üst yapısıdır. ben Şarklıyım. demokrasi ya da insan hakları beni bağlamaz o sizin sorununuz - ki bugün Çin de dahil olmak üzere pek çok evlet bunu söylüyor- ne ala. o zaman BAtı'yla entegre olmaya çalışmaya bir son verirsiniz. ama bu başa dönecek olursak kendi vatandaşından korkan bir devleti haklı çıkarmazzzzz.

Travelair
04.10.2006, 14:38
öncelikle.... kusura bakmayın ama evet cahilsiniz...

ikinci olarak... ermeni diasporasının lobi çalışmaları yüzünden anayasasına soykırım maddesi eklemek zorunda kalıyor....

....çıkıp "evet. osmanlı zamanında böyle bir şey olmuş. ama o zamanlar azınlık hakları ya da insan hakları gibi kavramlar yoktu. bunlar osmanlının tebaasıydı ve padişahın kullarıydı. istediğini de yapardı padişah bunlara. biz ise Tükiye Cumhuriyeti'yiz ve Osmanlı'nın yaptığı bir şey yüzünden suçlanmak istemiyoruz" desek ne olacak?? 2. dünya savaşından sonra Almanlar çıkıp " evet hitler 6 milyon yahudiyi yaktı,kesti,biçti ama o başka bir rejimdi biz de onaylamıyorduk. biz yeni bir almanyayız. pardon" dedi de noldu?? hitleri hitler yapan alman halkıyken hem de ??...

kürtlere poziitf hak verilsin diyen herkes vatan haini değil arkadaşlar....


.....Elif Şafak'ı tanımam etmem ama Sezar'ın hakkı Sezar'a,Tanrı'nın hakkı da Tanrı'ya.
ha bir de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak var ki bu da pek sevdiğim başka bir vrcizzz sözdür.....
saygılar.

Valla dostum hayli aydınlık bir yazı yazmışsın. Saygı tarafı müstesna, yazılarında önemli gördüğüm noktalara 2 söz etmek isterim

Birincisi, konu Elif Şafak'ın kitabı değil, bu tip insanların düşünce yapısı ve niyetleri

İkinci olarak vah vah diyorum. Unutma ki ülkeler çıkarları birleşmediği hiçbir yerde adım atmazlar

Diğer konu hakkında; sen Nazilerle 1915'i karıştırıyorsun. Padişah'ın emri dahilinde değerlendiriyorsun. Oysa ki Ermenilerin bu olaylardan kimleri suçlu tuttuğu çok açık

Kürtlere pozitif haklar verilsin de ne demek? Hepimiz vatandaşız, hepimiz eşit haklara sahibiz. Devlet hizmetinin standartlaştırılması dersen anlarım pozitif hak ne demek? Muğlak işlerden berrak sonuçlar doğmaz

Elif Şafak kim? Tanımadan hak nasıl verebiliyorsun? Kitabını okudun diye mi tanıdığını farzediyorsun? Benim bildiğim Amerika'dan ithal bir yazar. Daha ötesindekiler kimlerin ekmeğine yağ sürdüğü ile ilgilidir.

Bu arada veciz sözüne katıldığımı da belirtmek isterim. Olaylara bakmayın bence, olayların ilerisine, doğurduğu ve boşta bıraktığı sonuçlara bakın

Son olarak burda konumuzun Elif Şafak'ın "Baba ve Piç" adlı romanı olmadığını da tekrar belirtmek isterim. Bizim gelişmeleri tartışmamız değil Kaya dostumun dediği gibi, analiz etmemiz lazım

Kaya
04.10.2006, 14:44
neyi tartışıyoruz anlamadım Kaya. katma protokolle Türkiye gümrük birliğie girmeyi taahhüd etmiştir dedim. ve evet bu süre boyunca gümrük birliğie katıldığında zarar görmemesi için bazı uygulamalar yapması gerekiyordu. yapmadı ve evet 95 te bence Batı'nın açık pazarı haline geldik ve evet ekonomik olarak çevre ülke olan bir ülkenin AB 'ye alınması için bir sebep kalmadı. hatta AB Türkiye'ye özgü yeni kararlar çıkardı mesela tarım politikası TR için işletilmeyecek vs vs. ama AB ayrı bir konu 301. maddenin değiştirilmesi ayrı bir konu. Ne Fransa ne İtalya ne de başka herhangi bir devlet istediği için değil. kendimiz için. ayrıca 82 anayasasının da değiştirilmesi gerek. ve yine birileri istediği için değil. öyle olması demokratik,laik,insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğunu idda ettiği için Türkiye. ha ama diyorsanız ki bu Batı'nın üst yapısıdır. ben Şarklıyım. demokrasi ya da insan hakları beni bağlamaz o sizin sorununuz - ki bugün Çin de dahil olmak üzere pek çok evlet bunu söylüyor- ne ala. o zaman BAtı'yla entegre olmaya çalışmaya bir son verirsiniz. ama bu başa dönecek olursak kendi vatandaşından korkan bir devleti haklı çıkarmazzzzz.

Gülcan sen "gümrük birliğine girmeyi taahhüd" diyorsun. Ben tam üyelikten bahsediyorum. (Daha sonra Avrupa tarafından sözü edilmeyen tam üyelik)

Daha fazla uzatmaya gerek yok...

BOZOHAN
04.10.2006, 15:00
Türkiye?nin gündemine yeniden 301. madde oturtuldu. Peki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan ve AB tarafından kaldırılması istenen 301. madde ne diyor:

"Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz."


301 Maddeden yargılanan insanların şu sözleri iyice okuyun:

"Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1 milyon Ermeni, Türkiye'de 30 bin Kürt öldürüldü. Türkiye'de kimse bunları söylemeye cesaret edimiyor."
(Orhan Pamuk?un Züricher Taggesanzeigfe gazetesine demeci.)

"Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur."
(Türkçe ve Ermenice yayımlanan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink?in, gazetesindeki yazısı)

"Ben diyorum ki, hayır kardeşim, her Türk asker doğmaz. Her Türk asker doğmak, askerlik yapmak, asker ölmek, askerde ölebilmek mecburiyetinde değildir. Nasıl her Türk nükleer fizikçi, baraj mühendisi, balet, narenciye üreticisi, son ütücü doğmuyorsa, doğmayacaksa, doğmaması tercih nedeniyse; her Türk asker de doğamaz, doğmayacaktır, doğmaması gerekir"
Perihan Mağden'in yazısı.

Dün beraat eden Elif Şafak da "Baba ve Piç" adlı romanının karakterlerinden birinin sözde "Ermeni soykırımı'na değiniyor.

Şimdi arkadaşlar bu insanlar beraat etti varın siz karar verin

Naim
04.10.2006, 15:12
evet hitler 6 milyon yahudiyi yaktı,kesti,biçti ama o başka bir rejimdi biz de onaylamıyorduk. biz yeni bir almanyayız. pardon" dedi de noldu??

Keşke İkinci Dünya savaşından sonra olanlar sadece bir Pardon ile çözülebilecek olsa idi
50 yılı aşkın zamandır ödedikleri savaş tazminatları almanyada Yahudi geri dönüşümcülere verilen ekstra haklar
sadece bir Pardon dan ibaret olsa idi
Allahtan Almanya Ortadoğuda değilde Hala bir ülkeleri var ;)

Külünkoğlu
04.10.2006, 15:28
Gülcan'a tek katıldığım nokta suskun kalmamamız yönündeki düşüncesidir. bir sürü yalanlarla dolu 30 bin kitaba karşı 5-6 tane kitabımızın olması bunun açık göstergesi. Onun haricinde özellikle onlar ve siz diye ayrımını hiç de doğru bulmadığımı söylemeliyim. Eğer siz'den kasdının ne olduğunu açıklayabilirse memnun olurum tabi basma kalıp modası geçmiş dokundurmalardan uzak durarak bunu yapması kişisel temennimdir.

Genelkurmay'ın atv ana habere açtığı osmanlı arşivlerini çabuk unutmuşa benzeyen balık hafızalı yazarlarımızda atıp tutmakdan geri kalmamıştır.

Herneyse Ermenistan’ın tüm kısıtlı kaynaklarına rağmen akıldışı yayılmacı bir dış politika izlediğini, Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal ettiğini, Türkiye ve Gürcistan’dan toprak talepleri bulunduğunu, Gürcistan’da ayrılıkçı hareketlere destek olduğunu, bölgedeki en büyük emperyalist güç olan Rusya’nın bölgedeki tek kalesi olarak kaldığını, Rusya ve İran’da da ayrılıkçı eğilimlere ciddi anlamda destek verdiğini bildiğim halde, sınır kapısının açılması taraftarıyım. Aslında Türkiye bunu Ermenistan'ın ilk tanıyan ülkelerden biri olduğu için yapmalıydı. Türk devleti olarak ilk adımları atmamıza rağmen bırakın dostane tutumu nötr bir tutum göremedik.

Ermenilerin tarihinde millet olarak ulusal bilinc oluşturacak siyasi ya da askeri başarıları olmadığı için, kendilerini bir arada tutacak bir nedene ihtiyacları olduğu 1940 yılarda ermeni kilisesi tarafından farkedilmiştir. tehcir’in “soykırım” olarak efsaneleştirilmesi aşırı Ermeni gruplar ve Kilise tarafından büyük bir fırsat olarak görülmüştür. Kilise “eğitim” adı altında çok küçük yaşlardan itibaren ikinci ve üçüncü kuşak Ermenilere, atalarının Türkler tarafından yok edilmek istendiklerini, 1,5 milyon Ermeninin bu “soykırımda yok edildiğini”, Türklerin Ermenilerden nefret ettiğini ve halen bu “suçlarını inkar ettiklerini” anlatmaya başlamıştır. Bir tür “beyin yıkama” faaliyeti neticesinde ermeni kilisesi istediğini fazlasıyla almış, artık ortak başarıları, ortak acıları ve ortak hedeflerı olan bir ermeni toplumu oluşturulmuştur.

Diaspora ermenileri için ermeni sorunu bir ölüm kalım mücadelesi başka bir deyişle varolma davasıdır.

Tarihde bir çok katlimalar soykırımlar uygulamış ve yakın geçmişimizde de uygulamaya devam etmiş ülkelerin mensupları* bu davaya destek için gelirse müdahil avukatlar içeri alınmazsa tabiki bu ülkenin vatandaşıysak tepkimizi göstereceğiz. Bu kanunlar kimlere kanundur ? ne menem bir şeydir ki jet hızıyla geçer ? bu soruları sormak ifade özgürlüğüne karşıt bir görüşmüdür ? elif şafak eğer dedikleri gibiyse hatta çok daha fazlasını yazmış söylemiş ise oyunun küçükcük bir parçası dahi olamaz. Bizdeki çıkar ilişkilerin, çapraz çıkarların değme ülkelerde olmaması hasebiyle ona kızmıyorum, Çünkü herşeyi gören göz çok daha fazlasının peşindedir.


* Başta Fransa olmak üzere yakın zamanda sömürgeciliğin ne kadar iyi olduğu yönünde bir yasa geçirecekler.

sheva
04.10.2006, 15:36
peki. yanlış anlatmışım kendimi diyeyim baştan anlatmaya çalışayım bu durumda. ( yav yazmaya çok üşeniyorum:))

1- Elif Şafak'ı tanımam etmem ve kitabını okumam da ona hak verdiğim anlamına gel mez. ki ben Elif şafak haklıdır gibi bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. haksızdır da demedim ama. yani ben ermeni meselesinde takındığımız tavrı eleştirdim. genel olarak bu konuyu tabulaştırmamızın yanlış olduğunu söylemeye çalıştım.birisi çıkıp ermenistanda yaşamayan ermenilerin kendi köklerine ve geleneklerine bağlı klabilmek için sözde ermeni soykırımına sığındıkları ve çocuklarını da türk düşmanlığı ile yetiştirdiklerini Elif Şafak'ın da bunu bir romanında anlattığını söyledim. biz Sevr'in tekrar uygulanacağı paranoyası içinde üç maymunu oynarken birileri bizim bu kitapta okumaya tahammül edemediğimiz şeyleri her Avrupa parlementosunda tekrar ve tekrar anlatıyor demek istedim. ne garip bir durum ki biz onların ağzından bu düşünceleri yazan bir kadını hapse atmak istiyoruz ama bu fikirlerini her daim dile getiren insanları susturmak için hiç bir şey yapmıyoruz. benim mantığım almıyor. demek istedim ki ben siz bazı şeylerden korkarak susmaya devam ederseniz insanlar gerçeklerin başkalarının anlattığı gibi olduğuna inanır.

2- Kayacım Ab diye bir başlık aç orda tartışalım çünkü bu konuyla ilgili görmüyorum onu. ya da özel olarak ben sana AB hakkındaki düşüncelerimi açıklayayım :) ha bu arada hani Mustafa Kemal'e bakın demiştin ya aklıma geldi kadınlara seçme ve seçilme hakkını Mustafa Kemal hiçbir Avrupa ülkesini beklemeden vermişti sanırım. Daha fazla insan gibi yaşamak için birilerinin bizii ittirmesine gerek yok anlatmak istediğim buydu. ama bu zihniyetle - 80 zihniyeti- devlet vatandaşını düşman gibi görüp kendisini ondan korumaya çalıştığı sürece ne yazık ki hep aslında kendimiz için yapmamız gerektiği halde yapmadığımız şeyler ayak bağı olacak bize.

3- nazilerle jön türkleri tabiki bir tutmuyorum. o örneği vermemin sebebi geçmişi kabul etmekti. geçmişten kaçmamak. tazmnat mı vermek gerekiyor? o zaman da hukukçular girsydi devreye. Osmanlı'nın devamı olmadığını ispat etseydi Türkiye Cumhuriyet. bu söylediğim çok zor biliyorum ama bu mesele yüzünden kaybettiklerimiz yanında inanın daha basit.

4-kürtlere pozitif hak verilmeli. evet hepimiz T.C. vatandaşı kimliği taşıyoruz ancak " Bütün insanlar eşittir ama bazıları daha eşittir." Kürde kız bile verilmezken ülkemizde kimse bana hepimizin eşit olduğunu söylemesin. azınlıkların diğerleriyle eşit olabilmesi için bir takım pozitif haklar verilmelidir. tamam vermiyor musunuz? o zaman aradaki uçurumu kapatmak için canla başla çalışmanız gerekir. arada fark yok zaten diyen kendini kandırır.isterseniz bu konuyu da açarım sonra.

5-kimseye saygısızlık yapmak değil amacım muhtemelen çoğunuz abilerimsinizdir. kendimi anlatırken kalbinizi kıracak şeyle söylediysem özür dilerim.

şimdi olmuştur inşallah :)

Külünkoğlu
04.10.2006, 15:39
3. ve 4. maddeler hiç olmadı desem.

BOZOHAN
04.10.2006, 15:45
Ya arkadaşlar neyi savunuyosunuz 301. maddenin kalkaması 2. ve 3 maddenin tamamen altını oyar yok sayar. en azından ileride bu maddelleri tartışılır hale hale getirir. gülcan denilen arkadaşımız günlük düşünüyor. onada hak vermek lazım bu ülkede yaşan cumhuriyet düşmanı atatürk düşmanı o kadar şerefsiz varki onların neler yazabileceklerini bu günden düşünemiyor arkadaşımız.

immortal_TS
04.10.2006, 15:47
4.madde ye ithafen

Evet bütün T.C vatandaşları eşittir, ve kimseye pozitif hak verilmesinden yana değilim hele ki kürtlere hiç değil, bu ülkede yaşayan herkes aynı kurallara aynı yasalara tabidir, kimsenin kimseden bir farkı yoktur, hee bazı kesimler sevilmiyor olabilir bu sevilmemekte onlara pozitif hak verilmesine teşkil edemez. Bir insan birşeyi değiştirmeye adım atıyorsa buna karşılık verilmesi gerekir ki birşeyler harbiden değişsin, işte karşılık verilmediği için yada karşılık vermek isteyenleri aynı yandaşları engelledikleri için o uçurum gün geçtikçe daha da açılıyor...

Naim
04.10.2006, 16:01
peki. yanlış anlatmışım kendimi diyeyim baştan anlatmaya çalışayım bu durumda. ( yav yazmaya çok üşeniyorum:))

3- nazilerle jön türkleri tabiki bir tutmuyorum. o örneği vermemin sebebi geçmişi kabul etmekti. geçmişten kaçmamak. tazmnat mı vermek gerekiyor? o zaman da hukukçular girsydi devreye. Osmanlı'nın devamı olmadığını ispat etseydi Türkiye Cumhuriyet. bu söylediğim çok zor biliyorum ama bu mesele yüzünden kaybettiklerimiz yanında inanın daha basit.

4-kürtlere pozitif hak verilmeli. evet hepimiz T.C. vatandaşı kimliği taşıyoruz ancak " Bütün insanlar eşittir ama bazıları daha eşittir." Kürde kız bile verilmezken ülkemizde kimse bana hepimizin eşit olduğunu söylemesin. azınlıkların diğerleriyle eşit olabilmesi için bir takım pozitif haklar verilmelidir. tamam vermiyor musunuz? o zaman aradaki uçurumu kapatmak için canla başla çalışmanız gerekir. arada fark yok zaten diyen kendini kandırır.isterseniz bu konuyu da açarım sonra.

5-kimseye saygısızlık yapmak değil amacım muhtemelen çoğunuz abilerimsinizdir. kendimi anlatırken kalbinizi kıracak şeyle söylediysem özür dilerim.

şimdi olmuştur inşallah :)
İlk iki Çok Tartışıldı yeniden Değerlendirmeye Gerek yok
ama 3 ve 4 nolu başlık için bir kaç şey yazmak lazım

3) Nazi Yapılanması ile Jön türkler diyerek Değil belki İttihad ve Terakki yi Karşılaştırma yapılabilir
fakat bu durumda dahi Çok abes bir karşılaştırma olur
Çünki; Evet ittihat ve Terakki fırkası Milliyetci ve militarist bir politika izlemiş Ülkelerinin çökmesine büyük oranda sebep olmuş olsalar dahi temel anlamda yapmaya çalıştıkları Bulundukları topraklarda mevcüdiyetlerini sürdürmek
Yaklaşık 400 yıldır atalarının sahip oldukları coğrafyada kalmak idi
bu yapı ile Nazi almanyasını Karşılaştırmak senin gibi Okumuş Yazmış bir arkadaşa yakışmaz
Kaldıki eğer Tehcir adı verilen olaylar ile Nazi Almanyasının Genosid yapması örtüştürülmek isteniyorsa (Nazi Partsi sadece Yahudileri değil doğu avrupa ve almanyada bulunan milyonlarca çingene sakat ve sol görüşlü kişiyide öldürmüştür) bunlar birbirleriyle örtüşmesi çok uzak olaylardır
Nasıl Yahudilerin savaş sırasında Alman Temiz Su kaynaklarına Topu ölümlerler için zehir atmaları bugun tartışılmıyorsa tehcir sırasında ölen bır kısım Osmanlı vatandaşında kayıpları aynı çerçevede değerlendirilmeli
Sonuçta iki hususta Devamlılığını sürdürmeye çalışmıştır
Kaldıki 2.dünya savaşında Abd nin doğu kıyılarında ki tüm Uzak doğu kökenli aileleri Orta Eyaletlerde toplamam kamplarına götürmeside Genosidolarak adlandırılabilir mi?

4)Pozitif Ayrımcılık Terimi Genel itibariyle Avrupa hukukuna Kadın Haklarının korunması ve nüfüsü Devam Ettirilmesi sıkıntıda olan Etnik haklar için anılan durumlardır

annelerinden Kürtçe öğrenen vatandaşların ülkenin annelerinden Türkçe öğrenen Vatandaşlardan Hukuki manada hiç bir farkı yoktur
Bireylerin kişisel ilişkileri Aile yapıları ile ilgili tercihleri tamamen kendilerini bağlamakla beraber ülkede Her hangi bölgede ki vatandaşlar Arasında Bölgesel fark götürülmediği ülke anayasası Her nekadar Despotik ve militarist olsada buna izin vermemektedir

Kaldıki anayasa Türk milleti olarak Adlandırılan millet (ve size göre Ayıcalıklı olduğunu söylediğiniz kişiler )
Türkiye cumhuriyetine Vatandaşlık Bağıyla Bağlı olan herkes
yani Türkiye cumhuriyetinin tüm Vatandaşları sizin Sahip olduğunuz haklara yasal olarak sahiptir
ama Uygulamada bu ülkedeki en zor iş Gerçekten Türk olmaktır
Ne Düşünceleriniz için bir insan hakları derneği yardımınıza koşar
nede Avrupada ki finans Kaynağı olan vakıflar veya AP AB gibi oluşumlar

Velhasılı kelam Bu ülkede birilerine Pozitif Ayrımcılık yapılması gerekiyorsa Bunlar;
Ekonomik durumu sınıf atlamaya yetmeyen,
Ankaradaki Yönetim-yargı militer sınıfına Mensub olmayan
Ülkedeki Her hangi Etnik - Azınlık unsuru içerisinde olmayan
Farklı ve aykırı ilişkiler yumağında Olmayan
bir Avrupalı Sahipleri olmayan
Çoçukları doğdunda ilk cümleleri Vatan millete Hayırlı evlat olsun diyen
Sıradan Sokaktan bir insan olan
Kardeşi Abisi Evladı öldüğünde Vatan Sağolsun diyen
Kızını okutmak için Tarlasını satıp Dershaneye yollayan
ama bu şekilde universiteye giremezsin denilen
bir oğlumu verdim Diğerinide Veririm diyenlere
yada Bir oğlum gitti bunun hesabını niye sormuyorsun denildiğinde hain gibi gösterilenler gerçekte
Pozitif Ayrımcılığa Sahip olması Gerekenlerdir

Külünkoğlu
04.10.2006, 16:02
4. madde ile ilgili dip not: İngiltere Kuzey İrlanda için sadece o bölgede uygulanması için yasa çıkardığını biliyormusunuz ?

Bizim ülkemizde etnik ayrımcılığa özel yasa çıkarıldığını ne duydum nede gördüm.

Gülcan yanlış anlamada 4. maddeyi neye dayanarak yazdın. memur, milletvekili, grup başkan vekili, Devlet bakanı, Başbakan yardımcısı, Başbakan, Cumhurbaşkanı bunlardan hangisini olamıyor Kürt kökenli vatandaşlarımız ? yada şimdiye kadar olmadıklarını mı idda ediyorsun. Başka bir yönden bakalım, bu makamlarda bulunanların, büyük holding sahiplerinin bir tanesi de çıkıp da "ne konuşuyorsun aha zenginlikse zenginlik ben nasıl oldum ? İşte devletin en üst kademelerinden birindeyim yapılsa idi bana yapılırdı" demeyişindenmidir senin bu düşüncelerin ?

Evlilik müessesine atıfta bulunmayı ihmal etmemişsin. Kimse kızını vermiyormuş, iyi güzelde Karadeniz'in hırçın kızlarının 4. veya 5. eş olarak gelin gideceğine senin aklın alıyor mu ? benim almıyor, almadığını için " niye kızlarınızı vermiyorsunuz " gibi tabirinide ciddiye alamıyorum.

Hekimoğlu
04.10.2006, 16:03
3 ve 4 felaket.aslımızı inkar etmemiz ve kürtlere ayrıcalık.dehşet içinde okudum.

Travelair
04.10.2006, 16:05
Tabiki anlıyoruz sheva dostum. İyiniyetinden de şüphem yok

Elif Şafak'ı tanımıyorum ama Sezar'ın hakkını da Sezar'a verin dedin diye öyle düşündüm

Bir de açıkçası şu Kürtlere verilmesi gereken pozitif haklar nelermiş 2dir söylüyorsun biraz açarsan sevinirim

Burda şunu görmemiz lazım. Komşularımız bize karşı düşmanlık besliyor. Geçmişten gelen kinleri var ve sn Külünk'ün de söylediği gibi geç gelişmiş milliyetçilik hareketini ayakta tutmak için radikal olmak, yalnız kaldığı dünyada yandaş bulabilmek için ise yandaş bulma peşinde, Türkiye'yi düşman göstererek kendine kutup yaratma peşinde.

Tabi bu arada Azerbaycan'da işledikleri katliamları ve işgal ettikleri topraklarını hesabını da bu şekilde kamufle ediyor

Şimdi tam olarak araştırmadığım konulara da girmek istemiyorum. Ama anayasalarındaki, parti tüzüklerindeki yazılanlardan topraklarımızda gözleri olduğu hatta Ağrı dağını kendilerine simge yapıp kullandıkları hedef belirledikleri açık.

1915 olaylarından ise ilk önce paşaları sonra da Atatürk'ü sorumlu tutyorlar. Atatürk'ün yıpranması kimin işine gelir? Dini alet eden insanların işine gelir. Ülkeyi bölüp parçalamak isteyen insanların işine gelir. Kimin işine gelmez? Devrimi korumakla yükümlü olan ordunun işine gelmez. Hedef bizi yıpratmaktır

Hedefler neden örtüşüyor?

Burda hedef Amerika ve İngiltere için küçük devletlere ayrılmış, sorun çıkarmayacak ülkecikler.

Bölgesel güç haline gelen bir Türkiye istenmiyor.

Avrupa Birliği'nin hedefi ise Türkiye'yi daha ufak lokmalara bölüp öyle yutmak. Şu anda boğazlarından geçmiyoruz. Hatta bir Avrupa parlementerinin dedikleri bunu daha da belirginleştiriyor:

"Eğer Türkiye'nin sadece batısını birliğe almamız söz konusu olsaydı sizi hemen birliğe alırdık. Ama doğunuz da var"

Irak'ın kuzeyinde resmi olarak ayrılmasa da herşeyiyle ayrı, kurallardan muaf bir oluşum var. Eğer kuzeyimizde böyle bir devlet kurulursa ne olacak biliyor musunuz?

İran, Irak, Suriye kürtleri kaynamaya başlayacak. Ve Barzani'nin Amerika'nın arkasından Türkiye'yi tehdit eden Talabani'nin, Türkiye kardeşlerimize çözüm bulmalı, askeri harekata izin vermeyiz, silahlı grupları destekleriz diyen bu insanların Megali idea'ları gerçekleşme yolunda adım atacak

Yugoslavya parçalandı. Gürcistan sarsılıyor. Ermenistan istim üzerinde. Gelişmeleri kabul etmeyen Türkiye'ye "Madem öyle size Kuzey Irak'ı verelim ama siz de o zaman Konfederasyon" olun diyerek "40 satır ya da kırk katır" anlayışını dahi önümüze koyabilecek duruma geliyoruz.

Yunanistan ise son sürat silahlanmakta. Arap dünyası zaten bir alem. Kendilerine yardım etmekten acizler

ve biri çıkacak, Ermenileri kaşıyacak, adı roman olacak. Karakterleri dillendirecek, ben demedim o dedi diyecek. Görüş yansıttım, ifade özgürlüğü diyecek.

Bir hatırlatma, Batı bu özgürlük politikalarını, insan haklarını kullanarak yeni pazarlar açmayı, bu yolla ülkeleri bölmeyi yeni kullanmıyor, bunun tarihi 200 seneden eski.

Şunu anlayalım. Demokrasi? İnsan hakları? İfade özgürlüğü? Eşitlik? Bunlar ütopya. Çıkarlar tek gerçek. Ne olur Fareli köyün Kavalcısının arkasından gitmeyelim. Fare de görülsek, kendimize sahip çıkalım, kültürümüze sahip çıkalım

Tunga
04.10.2006, 16:11
Kurtuluş Savaşı yılları, Yunanlılar Eskişehir'e gelmiş dayanmış, Ankara'yı tehdit ediyor. Meclisin Kayseriye taşınması gündemde. O sırada söz alan Dersim (Tunceli) Milletvekili (ismini şu an hatırlamıyorum) diyor ki:

- Beyler, bir taraftan halka "düşmana karşı durun, vuruşmadan, ölmeden toprak bırakmak yok" derken, bir diğer taraftan bunu diyen bizlerin meclisi doğuya taşımasını nasıl açıklayacağız. Olmaz öyle şey!

Aynı zamanda bir aşiret lideri olan bu Kürt Milletvekilinin sözleriyle başlayan muhalefet ve sayesinde, meclis Ankara'da, olması gereken yerde duruyor.

Bu olayların üstünden yaklaşık 85 sene geçmiş. Eğer bugün geldiğimiz noktada, bu yukarıda anlatılan noktadan çok uzak bir yerlerde duruyorsak ve bunu da sadece devletin Kürtlere karşı olan tavrı ile açıklıyorsak, çook eksik bıraktığımız şeyler var demektir.

Her etki, bir tepkiyi doğuruyor. Devleti yönetmekle, organik olmayan bir sistemi yönetmek çok farklı. İşin çok ciddi bir sosyal boyutu var atladığınız. Benim akrabalarım içinde Ermeni Zulmünden nasiplenmemiş kimse yok. Biraz da belki abartılı olarak anlatılan mezalim ile çok acılar çeken Türkler de var, bunu biliyoruz. Bu ,insanların suratına tükürür gibi, Ermenilerden özür dilenecek olunursa, o özrü dileyenler altında ezilirler. Böyle birşey yapılamaz.

Devletleri şirket gibi, kar etmeye endeksli bir sistem haline getirme çabalarının ürünü bir mukayese sistemi oluştu Türk Gençliğinde. Ne kazandım, ne kaybettim. Kazan kazan. Ver al.

Devletler mertebesinde pazarlık, pazardan elma alınır gibi yapılmıyor. Türk Devletlerinin tarihi boyunca beceremediği bir pazarlık. Rasyonel düşüncelerin rafa kalktığı, irrasyonel dayatmaların tavan yaptığı pazarlıklar, teorik düşünmeye tahammülü olmayan Türk Politikacılarına çok ters geliyor. Beceremiyoruz. Sonunda da haklı olduğumuz pek çok konuda haksızlığa uğruyoruz.

Burada bahsi geçen anlaşmaları bir profesyonel kadar iyi değerlendiremeyebilirim. Ancak, Rum - Yunan, Türk - KKTc ilişkilerinde hassas ve tarafsız davranamayarak, Rumları AB'ye alan bir kurum ve zihniyetle neyin pazarlığını nasıl yapacağız. Yaptığınız anlaşmalar size dokunduğu sürece geçerli, onlara dokununca güncelliğini yitirmiş oluyorsa, o zaman bu kaypak zeminde pazarlık yapmak (eğer gerekiyorsa) ekstra yeterlilikler gerektiriyor. Ben hayatım boyunca tanıdığım politikacıların hiçbirinde böyle bir özellik görmedim. Ama politikacılar dışında, hele ki Dışişleri Bakanlığında çok yetkin, pek çok bürokrat var, bu ülkenin onbinlerce dolar ödeyerek yetiştirdiği.

Bu ülkede ayrımcılığı yaratan devlet değildir ve olamaz da. Ama bazı durumlarda devletin de mekanizmalarını kendi yönünde, bazen aşırı sert biçimde uyguladığı bakidir. Belki sadece bu tartışılabilir.

Ama halkının %80'inin şehit verdiği PKK terörü, ya da bir o kadar insanı yaralamış Ermeni sorunu sebebiyle bu konuda Türkiye'den özür beklemek bence sadece hayalciliktir.

Son not: Bu arada hala Elif Şafak'ı bunun dışında tutuyorum, çünkü bilmiyorum.

Mesut AKYILDIZ
04.10.2006, 16:23
Allah aşkına kimse burda tck nın 301. maddesinin kaldırılması gerektigini savunmasın aynı içerige sahip maddeler birçok ab ülkesi anayasasında yer alırken vede soykırım olmamıştır demenin dahi şuç oldugu bazı ab ülkeleri oldugu halde bizler eger bu maddeyi yine o ab ülkelerinin dayatmalarıyla kaldıracaksak burda ulus devletimizin bağımsızlıgından vede AB'nin adaletli bir oluşum oldugundan söz etmemiz mümkün değildir.

Bu ülkenin değerlerine kimse dolaylı yada dogrudan dil uzatamaz, ulusumuz önemsediği bu degerleri sayaseinde batılı emperyalist güçlere karşı kurtuluş savaşını kazandı ve bizi bu güçlerden farklı kılan degerlerimize olan sadakatimizdir, bu emperyalist güçler bir şekilde bizlerin bu degerlerine olan sadakatini ellerindeki AB kozuyla yok etmeye çalısıyorlar, ama amaçlarına ulaşmazlar çünkü bu ülke bu değerleri üzerine inşa edilmiştir.

Mollasalihoğlu
04.10.2006, 18:08
Ne Hukuk ne de ''medeniyet'' konusunda Avrupa bize ders vermeye kalkmasın..İktidarların AB sevdası sayesinde bize medeniyet mi öğretecek yıkanmayı bizden öğrenene kadar vebadan sürünen insanlar??

301. madde kaldırılsın diye bize akıl veren züppelerin bazılarının ülkesinde ''sözde'' ermeni soykırımını reddeden insanlar için tutuklama emri çıkarılıyor..Ne güzel özgürlük değil mi??
Bunların ülkesinde sermaye sahipleri rahat rahat at koştursun diye çıkarılan yasaları eleştiren öğrenciler yemiyor mu bi araba dayak??

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Devleti'nin devamı olmadığını ispat ederdik belki o zamanlarda,lakin bu yaşanmış o gurur kaynağı tarihe ve tapılası insanlara ihanet olurdu..

Gelelim Kürtlere kız verilmemesine.. :) Kız arkadaşlarımdan birisinin annesi de Trabzonlu'ya kız vermem,çapkın olurlar diyordu..Nerde o zaman benim pozitif haklarım??? Nasıl ki herkesin hakkı varsa insanların da istediği ile evlenme hakkı vardır..Cebinde T.C. yazan nüfüs cüzdanı taşıyan herkes eşittir..Kürtlerin ayrımcılığa tabi tutulduğu tamamen şişirme bir balondur ve umarım şişirenlerin içinde patlar..

Kemençeci
05.10.2006, 20:48
Ya yemişim ermenisini mesle o değil de, söylemesi ayıp bu Elif Şafak bana acaip çekici geliyor böyle esrarlı bakışları var, başka da hiçbir şey ifade etmiyor. Yazar diye muhatap alıp yorum yapacak değiliz ya:D

sheva
05.10.2006, 21:01
keşke kız vermek üstünden değil de başka bir örnek üstünden açıklamaya çalışsaydım. Metin abi evet Kürt kökenli insanlar dediklerinizin hepsini oluyor ama Türküm dediğinde,Kürdüm dediğinde olamıyor.. poziitif haktan kastım nedir onu anlatayım isterseniz.ayrılsınlar kurtulalım demişim gibi bir izlenim oluşmuş olmalı ki herkes dehşet içinde okumuş. kültürel haklardan bahsediyorum. biz nasıl lazca şarkı söyleyen kazım koyuncuyu dinleyebiliyorsak onlar da kürtçe şarkı söyleyen bilmem kimi dinleyebilsin diyorum. zaten siz bu özgürlüğü verdiğinizde dinlemeyeceklerdir. hani bir zamanlar çok büyük fırtına koparan kürtçe kursları şimdi napıyor ? kaç kişi gidiyor ? herkesin potansiyel terörist gibi görülmesi ve böyle muamele görmesine benim itirazım. ha bu arada merak edenler varsa Türküm Kürt değil.

3. maddede de o kadar vahim bir şey söylemişim gibi gelmiyor. Osmanlı Devleti'ne olan hayranlığımı bilen bilir. ama Türkiye Cumhuriyeti zaten bu mirasın reddi üzerine kurulmuştur. Osmanlı yapısı devam etse zaten bugün bunları tartışıyor olamayacaktık. Osmanlıyı reddedeben ben değilim yani bu ülke kurulurken bizzat Mustafa Kemal yaptı bunu. evet Lozan'la ardıl devleti olduğunu kabul ettik ama borçların bile % 60 civarını biz ödemişken Osmanlının yaptığı herşeyden zaten sorumlu tutulamayız.

TCK 301 de değişmelidir. yine derim yine derim. içimde patlamasını dileyen arkadaşlara da selam ederim.

Not: Verdiğim örnekler adı üstünde örnek. bunları çoğaltabiliriz tabi ama sabahtan 6 buçuğa kadar okuldaydım ve inanın yazmaya çok üşeniyorum :)

Metin abi siz kim diye sormuşsun. hani denir ya " sen öyle yaparsan adamda böyle yapar" yani o senin içinde ben de varım bazı yerlerde. bazı yerlerde de siz benim görüşlerine katılmadığım arkadaşlar demek.

tigin
05.10.2006, 21:12
daha önce bu forumda futbol ve siyasetin bir arada yürümeyeceği defalarca tecrübe edildi.Eğer bu başlıkda öncekiler gibi tartışma değilde kavga ve(ya) hakaret içerikli mesajlarla dolarsa gereken yapılır.Herkes mesajını ona göre yazsın.kimse kimsenin Trabzonsporluluğunu sorgulamaya da kalkışmasın.

Mesut AKYILDIZ
05.10.2006, 22:32
Elif Şafak'ın anılan kitabında özet olarak şu ifadeler yer almaktadır:

Amerikalı genç kadın Rose, ABD'de Ermeni kökenli bir Amerikalı ile evlidir. Ailenin ilk kuşak yaşlıları tehcir sonrasında Türkiye'den ABD'ye göç edip San Francisco'ya yerleşmiştir. Çiftin Armanuş adını verdikleri bir kızları olur, ama Ermeni ailenin aşırı baskı ve müdahalesi sonucu kısa sürede boşanırlar. Rose bu boşanmayı hazmedemez, kocasının ailesini suçlu bulur ve onlardan intikam alma arzusu tutku haline gelir. Bir Türkle beraber olmasının en iyi intikam yolu olacağını düşünür, çünkü Ermeni aile Türklere karşı tarihten kaynağını alan büyük kin ve nefret duygularıyla doludur. 'O cadı babaanne benim bir Türkle beraberliğimi görse tüyleri diken diken olur, Çakmakçıyan sülalesi için bundan büyük kâbus düşünemiyorum'. Rose'un karşısına bir tesadüf eseri Mustafa adlı Türk çıkar. Mustafa ABD'de yalnız yaşayan, içe kapanık bir jeologdur. Rose onunla evlenir.
Ermeni aile evlilik haberiyle çılgına döner. Torunları bir Türk üvey baba tarafından büyütüleceği için isyan içindedir. 'Bu masum kuzu ilerde ne söyleyecek arkadaşlarına? Bütün akrabalarını 1915 de kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum ve bir Türk tarafından büyütüldüğüm için köklerime ihanet etmeyi öğrendim, soykırımı inkâr etmek üzere yetiştirildim mi diyecek? Torunumuzu nasıl olur da bu kadar kederli olmamızdan sorumlu olan Türklerin ellerine bırakırız?' Tüm aile bireyleri öfke ve çaresizlik içindedir. Armanuş zaman zaman anne yanında, zaman zaman babasının aile ortamında yaşayarak, iki ailenin taban tabana zıt görüş ve değer yargıları etkisinde büyür. Üvey baba Mustafa iyi bir insandır ve Rose eşiyle mutludur. Armanuş bu yıllarla ilgili duygularını şöyle ifade etmiştir: 'Doğduğum günden beri eşikte kaldım. Mağrur ama travmalı bir Ermeni aile ile histeri ölçüsünde Ermeni karşıtı bir Amerikalı anne arasında gidip geldim'. Armanuş için büyük sorun her iki tarafın da üzerine aşırı düşmeleridir; onların sevgi ve şefkatle örtülü kuşatması altında boğulur. Üstelik kafasında yanıtını bulamadığı pek çok soru vardır. Amerikalı anne Ermenilerle ilgili olan her şeye karşıdır. Diyasporadaki insanlar ve baba ailesi fanatik biçimde Türk düşmanıdır. Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığına inanarak tartışmaya bile yanaşmazlar. Onlara göre Ermeniler hâlâ ıstırap çekmektedir. Savundukları tez şudur: 'Türkler kalkıp Orta Asya'dan geldiler, dosdoğru Anadolu'nun ortasına daldılar ve Ağrı Dağı çevresinde yaşayan milyonlarca Ermeniyi asimile ettiler, ülkesinden kovdular, katlettiler, yetim bıraktılar, sürdüler, malından-mülkünden ettiler'.
Armanuş kendi değer yargılarını ve kişiliğini bulmakta zorlanır. 'En başta Ermeni olmayı başaramadım. Kimliğimi bulmam gerek. Ailemin geçmişine bir yolculuk yapabilsem, geçmişimi kaşfedebilsem' diye düşünür. Türkiye'deki Ermeni köklerini nesnel olarak değerlendirmek amacıyla ani bir kararla , üvey babasının ailesinin yanına İstanbul'a gider. Armanuş, 19 yaşındaki bir genç kız, bundan 91 yıl önce savaş sırasında olanların hesabını şimdiki kuşaklardan soruyor 'nasıl bu kadar pervasız ve gamsız olabilirsiniz?' diyor.

Kitabın bir yerinde Armanus'a ABD'den bir arkadaşından gelen bir mesaj aktarılır:
- Sıradan Türklerle ne konuşacaksın? Eğitim görmüşleri bile ya milliyetçidir ya da cahil. Sıradan insanlar tarihi gerçekleri kabul ederler mi sence? Sizi katliamdan geçirip sürdüğümüz, sonra da bütün bunları inkâr ettiğimiz için özür dileriz diyecekler mi sanıyorsun?

Kitabın bu ifadelerinde açıkça görüleceği üzere Türk milletine hakaret düzeyinde ifadeler yer almıştır. Ayrıca anılan yazar, cehaletle milliyetçiliği aynı zaviyeden değerlendirerek içler acısı bir mantık hatasını ortaya koymuştur.Türklerin en eğitimlisinin bile cahil ya da milliyetçi olduğu ifadelerinden hakaretten başka ne anlaşılabilir ki! Kaldı ki bu kadar nazik bir dönemde roman konusu olarak bu kadar sulandırılmaya çalışılan bir konunun işlenmesine ne gerek vardı ki? İşte tam bu sırada AB'ye uyum adı altında TCK.301. maddesinin değiştirilmesi bir koro halinde dillendirilmeye başlandı. Gerekçe her zaman ki basitti: İfade özgürlüğü...! Oysa ki TCK.301.maddesi eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarını suç kapsamında değerlendirmemiştir. Yani kanun maddesinin özünde ifade özgürlüğünün hak olduğu kabul edilmektedir. Adı geçen kanun maddesi hakareti, aşağılamayı suç olarak kabul etmektedir. Bir çok Avrupa ülkesinde Ermeni soykırımını bile reddetmek suç olarak kabul edilirken, bu durum ifade özgürlüğünün hangi unsuruyla örtüştüğünü ifade özgürlüğü silahşörleri bir açıklasın! peki Elif Şafak bu çelişkili durumla ilgili bir makale yazmak istemez mi? Yorum sizin

kutoz
05.10.2006, 22:52
Türkiye Cumhuriyeti üzerine birilerinin açıkça planı var. Bu planın parçalarını burada anlatmama gerek yok sanırım. En başta kürtlere azınlık hakkı, bartelemousun ekümeniliği, ermeni soykırımının kabul edilmesi, kuzey ırakta kurulması düşünülen sözde kürt devletinin sınırlarının, amerikada yayınlanan haritayla ülke sınırlarımıza kadar girmesi falan filan...

Elif Şafak ve onun gibiler, yukarıda yazdıklarımın altına imza atabilecek insanlardır. Daha fazla derine inmek istemiyorum. Lütfen, herkes gözünü açsın. Ülke üzerine oynanan oyunları iyi analiz etsin. Ülkeye yön vermek için ortaya çıkan vakıfların finansörlerini (Soros) iyi tahlil etsin. Bu insanlar neden Türkiye'de ki vakıflara, milyonlarca dolar akıtıyor acaba. Anadolu insanını eğitmek ve kendi çıkarları doğrultusunda eğitmek nedendir.

Kısacası, hiç kimse Elif Şafak'ın yazdığı kitap çok iyi demiyor. Ama nedense bölünme, kitabın içeriğinde yazdıklarında yaşanıyor. Oysa bu kitap beş para etmezken, yapılan reklamla ülkenin önde kitapçılarının bir çoğunda, en fazla satan kitap sıralamasında birinci sırada yer alıyor.

abd. ankara büyükelçisi Ross Wilson bilir bilmez Türkiye'nin içişlerine burnunu sokan demeçler verir ve birde buna "kakofonik, gürültü" deme cesareti gösterirse, bir kat değil bin kat dikkatli olmalıyız sevgili arkadaşlar.

hayat61
06.10.2006, 05:04
Bu saatte tüm yazıları dikkatlice okumaya çalıştım.Daha sonra bir daha okuyacağım.
Dünya görüşüm uymamasa bile yazdıkları bana birşeyler katacağını düşündüğüm,kalemlerinin kiralık olmadığına inadığım herkesin kitabını korurum. Elif Şafak'ın(ve onun gibilerin) kitabını okumadım;okumayacağım.Kitabı yeni çıktığında bir gazeteye verdiği röportajı okuduğumda reklam peşinde koşan,kafasında bir şeyleri oturtamamış,kendi geçmişinden haberi olmayan birisi gibi geldi.Dava açıldığında da istediği reklama kavuştu dedim.
301. maddenin kalması ama netleştirmesi taraftarıyım.Bize kaldırın diyen ülkelerin durumu ortada.
BM yaptığı soykırım tanımına(Soykırım suçunun tanımı, 1948 tarihli BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde yapılmıştır. Sözkonusu Anlaşmanın 2. maddesine göre, “soykırım” suçunun temel öğesini, belli bir grubun tamamını veya bir bölümünü yok etmeye yönelik “niyet” oluşturmaktadır) ve yasal zemine oturmamış(Uluslararası hukuka göre, sadece yetkili mahkeme soykırım suçunun işlenip işlenmediğine karar verebilir. Bu mahkeme, topraklarında soykırım yapıldığı iddia edilen Devletin mahkemesi, veya anlaşma taraflarının, yetkisini kabul ettikleri bir uluslararası ceza mahkemesi olabilir.Bu tür yetkili bir mahkemenin kararının olmaması durumunda, soykırım suçunun “hukuki” olarak varlığı kabul edilemez ve soykırım iddiası yasal zeminde savunulamaz ve ileri sürülemez.) soykırım iddalarını kabul eden ülkeler niyetlerini ortaya koyuyor zaten.
Eğer gerçekten soykırım olsaydı neden 1921'de İngilizler tutukladıkları hiç bir Jön Türkü soykırım suçundan mahkum ettiremeyip serbest bıraktı?Ermeni bir araştırmacı bile kanıt bulamadığı davadan sonra böyle bir suç var nasıl denir?
Yapmadığımız soykırımın özrü olmaz.
Her devirde kiralık kalemler var;var olmaya da devam edecek.Bizler geçmişimizi hatlarıyla sevaplarıyla bilerek;üzerimize oynanan oyunları iyi okuyarak bunların oyunlarına gelmeyeceğiz.
Not:
1.Parantez içindeki terimler bir siteden alınmıştır.Eğer bir ifade yanlışlığı varsa af ola.
2.FRANSA Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ermenistanda yaptığı açıklama üzerine sinsi siyasette Fransanın eline kimsenin su dökemiyeceğini gösterdi.1.Dünya savaşında kullandıkları ermenileri hala ne güzel oynatıyorlar.

aydingursoy
06.10.2006, 10:45
arkadaşlar, sizin bu kitabı almanız ERMENİ KÖPEĞİNİ yüceltmektedir... bu ve bunun gibi VATAN HAİNLERİNİ,ABD ve AB destekli, iç işlerimize karıştırmaya çalışmak en büyük görevleridir...

'' LÜTFEN BUNLARIN KİTAPLARINI ALIP,BİR DESTEKTE SİZ ÇIKMAYIN ''

saglam
06.10.2006, 14:43
Öncelikle "baba ve piç" isimli romanı okuduğumu söyleyeyim. Hatta kitaptaki bazı bölümleri işaretledim, uygun bir zamanımda onları sizlerle paylaşacağım.

Şafak'ın yazdıkları nedeniyle yargılanmasının kendisinin ve kitabının şanını artırdığı yönündeki görüşlere katılıyorum. Ortalarına kadar sürükleyici bir roman havasında giderken, araya giren tasvirlerle (belki de ingilizceden tercüme olmasındandır) can sıkıcı bir hal almaya başlıyor.

Yazarın Ermenilerle Türkleri yüzleştirme, iki millet arasında geçmişe yönelik ortak bir iz, kader olduğunu gösterme çabası mevcut. Hatta bunu yaparken bir ağabeyin kız kardeşine tecavüzü sonucu doğan kız çocuğu "Asya'nın" kitabın başrolünde olmasından kaçınmamış.

Bence bu kitapta eleştirilecek en büyük ayıp bu olmalıydı, aynı "dönüş yok" filmindeki tüple kafatası ezme sahnesi gibi sivrilen, okurken midenizi bulandırmanın da ötesinde, elinizdeki kitaptan tiksinmenize yol açan bir ağabeyin kız kardeşine tecavüz etmesinin bir haltmış gibi tasvirlerle anlatılışı.

Kitaptaki "sözde soykırım" hakkındaki rahatsızlık verici bölümlere gelince; aklıma Doğuş grubunun sponsorluğunda, yönetmenliğini dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in oğlu Tolga örnekin hazırladığı Gelibolu isimli belgesel geldi. Şanlı tarihimize yaraşır yapımların olmadığı bir endüstride, önemli bir askerimizin oğlunun elinden çıkan ve büyük umutlarla izlediğim belgesel, Deniz Kuvvetlerinin arşivindeki görüntülerle de beslenmiş, lakin izleyince sanki "vah vah, şu Anzaklara da yazık oldu taaa nerelerden gelmişler" demeye getiriyordu. Savaşa düşman kuvvetlerinin gözüyle bakılmış, "bir kuşatmaya giden askerlerin yaşadıkları" resmedilmişti.

Bu benim için bir hayalkırıklığıydı. Anzakların mücadelesi önemli olabilirdi ama beni fazla ilgilendirmiyordu. Aynı bu kitapta defalarca tekrarlanan "24 Nisan 1915 Cumartesi akşamı, İstanbul'da yaşayan 234 siyasi, yazar gazeteci, dinadamından oluşan grubun akıbetinin sorgulanması" gibi.

Nihat Genç mahkeme süreciyle ilgili olarak "mahkemenin emir aldığı" yorumunu yapmış ancak ben romanda Türk ulusuna ve değerlerine direk bir hakaret göremedim ve beraat kararına da pek şaşırmadım. Elbette yadırgadığım, kültürümüzle bizlerle çelişen çok sayıda olay vardı (romanın kurgusu dahil). Bir yandan temcit pilavı gibi ısıtılan ve yukarıda bahsettiğim 1915 olayına değinilirken, öte yandan bu yaşananların soykırım olarak kabul edilemeyeceği de vurgulanmaya çalışılmış(!).

sheva
06.10.2006, 15:58
tebrik,takdir ve teşekkür ediyorum abicim :)

Travelair
08.10.2006, 21:13
Pamuk, Nobel için güçlü aday / Sabah

Nobel'in açıklanmasına 4 gün kala New York Times "Ödül ya Suriyeli şair Adonis'in ya da Orhan Pamuk'un" diye yazdı.



http://img.sabah.com.tr/i/yildizlar2.gif
New York Times'ın adayı Pamuk

Dünyanın en prestijli ödülü Nobel'in edebiyat dalında en güçlü iki adayından biri Türk yazar Orhan Pamuk. Diğer aday ise Suriyeli şair Adonis.

Önümüzdeki perşembe günü açıklanacak Nobel Edebiyat Ödülü'nün favorileri arasında Orhan Pamuk ön sıralarda sayılıyor. İsveç Akademisi'nden önceki gün yapılan duyuruda dünyanın en prestijli edebiyat ödülleri arasında yer alan Nobel'in 12 Ekim'de sahibini bulacağı kaydedildi. Nobel'in internet sitesindeki duyuruya göre, ödülün sahibi aynı zamanda 1.4 milyon dolarlık para ödülü de alacak.

New York Tİmes yazdı
Ödül için adayların herhangi resmi bir listesi yok. Ancak Amerika'nın saygın gazetesi New York Times, "kapalı kapılar ardındaki söylentiler Suriyeli şair Adonis veya tartışmalı yazar Orhan Pamuk'u işaret ediyor" ifadesini kullandı. Diğer adaylar arasındaysa Amerikalı yazarlar Joyce Carol Oates ile Philip Roth ve İsveçli şair Thomas Transmorter yer alıyor.

İlk kez tarih açıklandı
Akademi genellikle son ana kadar tarihi açıklamaktan kaçınma adetini ilk kez bir kenara bıraktı. Önceki yıllarda edebiyat ödülünün hangi perşembe verileceği, bir önceki salı günü duyurulurdu. Ödüller ise 10 Aralık'ta İsveç Kralı Carl XVI Gustaf'ın elinden alınacak.

////

Gelişmelere bakarsak Orhan Pamuk alacak ödülü

Remzi
08.10.2006, 21:27
ödülü orhan pamuk alır bizimkiler de TebRİK EdeRtelefonla arayıp...

saglam
09.10.2006, 01:56
Talihsiz sözleri olmasa, bu ödülü almasına en çok sevinenlerden birisi olurdum herhalde. Kitabı 34 dile çevrilip, "en çok bilinen Türk yazarlarından birisi" olarak tanınması bizi mutlu etmişti şüphesiz. Maalesef aydınlarımız(!) laflarının ucunun nereye gittiğini görmeden konuşuyorlar. Belki de anlık gazla yapılan bu çıkışlar, merhemi olmayan bir yara gibi iz bırakıyor içimize.

Travelair
12.10.2006, 12:32
"Ermeni Soykırımını İnkarcılara Hapis" yasası Fransız parlementosunda şu anda görüşülüyor

Yasa teklifi kabul edildi

saglam
12.10.2006, 14:01
Pamuk, Nobel için güçlü aday / Sabah

Nobel'in açıklanmasına 4 gün kala New York Times "Ödül ya Suriyeli şair Adonis'in ya da Orhan Pamuk'un" diye yazdı.



http://img.sabah.com.tr/i/yildizlar2.gif
New York Times'ın adayı Pamuk

Dünyanın en prestijli ödülü Nobel'in edebiyat dalında en güçlü iki adayından biri Türk yazar Orhan Pamuk. Diğer aday ise Suriyeli şair Adonis.

Önümüzdeki perşembe günü açıklanacak Nobel Edebiyat Ödülü'nün favorileri arasında Orhan Pamuk ön sıralarda sayılıyor. İsveç Akademisi'nden önceki gün yapılan duyuruda dünyanın en prestijli edebiyat ödülleri arasında yer alan Nobel'in 12 Ekim'de sahibini bulacağı kaydedildi. Nobel'in internet sitesindeki duyuruya göre, ödülün sahibi aynı zamanda 1.4 milyon dolarlık para ödülü de alacak.

New York Tİmes yazdı
Ödül için adayların herhangi resmi bir listesi yok. Ancak Amerika'nın saygın gazetesi New York Times, "kapalı kapılar ardındaki söylentiler Suriyeli şair Adonis veya tartışmalı yazar Orhan Pamuk'u işaret ediyor" ifadesini kullandı. Diğer adaylar arasındaysa Amerikalı yazarlar Joyce Carol Oates ile Philip Roth ve İsveçli şair Thomas Transmorter yer alıyor.

İlk kez tarih açıklandı
Akademi genellikle son ana kadar tarihi açıklamaktan kaçınma adetini ilk kez bir kenara bıraktı. Önceki yıllarda edebiyat ödülünün hangi perşembe verileceği, bir önceki salı günü duyurulurdu. Ödüller ise 10 Aralık'ta İsveç Kralı Carl XVI Gustaf'ın elinden alınacak.

////

Gelişmelere bakarsak Orhan Pamuk alacak ödülü

Ödülü aldı.

AtalaY_BuğrA
12.10.2006, 14:05
Evet bende bunu yazacaktım. Ajanslar geçmeye başladı haberi. Orhan Pamuk aldı ödülü.

Naim
12.10.2006, 14:09
Hangi Eseriyle Nobel Aldı Orhan Pamuk
hiç konuşulmuyorda bu konu?

Berat
12.10.2006, 14:12
Başarılı(!) ve faydalı(!) hizmetlerinin ödülünü aldı nihayet.. gözü aydın olsun..

saglam
12.10.2006, 14:18
http://www.svenskaakademien.se/index-filer/storalogo.jpg
Basın bildirisi
12 Ekim 2006


2006 Nobel Yazın Ödülü
Orhan Pamuk


2006 Nobel Yazın Ödülü,

”Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan”.

Orhan Pamuk’a verilmiştir.

Daimi Sekreter




Zannedersem "İstanbul, hatıralar ve şehir" kitabından bahsediliyor.

BOZOHAN
12.10.2006, 14:29
harbi harbi o şerefsiz ödül aldımı şimdi.

Travelair
12.10.2006, 14:31
Alacaktı tabi. Hazır bulmuşlar Türklerin içinden kendi milletine atıp tutan bir yazar(!)

Onu desteklemeleri lazım ki, süslü laflar etmeleri lazım ki hakkında, millet de birşey sansın, dediklerine inansın. Uyutmaya devam etsinler

Naim
12.10.2006, 14:34
Helal olsun Ermenilere be 5 milyon ermeni
koca avrupayı taktılar Anahtarlığa şakır şakır sallıyorlar
Meclisten Karar geçiriyorlar Soykırımcılara nobel veriyorlar
Ne denirse Densin
Şuan türkiye 3-0 malup durumdadır
Elif şafakın ,Orhan pamugun, ver fransız meclisin attığı gollerle
Sayın RTE den de bekliyoruz bir gol
ama sanırım başbakanın gücü ancak Tahkim Kurumuna Yetiyor
olsun be kasımpaşalı Yağmasanda gürle

saglam
12.10.2006, 14:39
Helal olsun Ermenilere be 5 milyon ermeni
koca avrupayı taktılar Anahtarlığa şakır şakır sallıyorlar
Meclisten Karar geçiriyorlar Soykırımcılara nobel veriyorlar
Ne denirse Densin
Şuan türkiye 3-0 malup durumdadır
Elif şafakın AOrhan pamugun ver fransız meclisin attığı gollerle
Sayın RTE den de bekliyoruz bir gol
ama sanırım başbakanıngücü ancak Tahkim Kurumuna Yetiyor
olsun be kasımpaşalı Yağmasanda gürle

Yasa tasarısı Fransa'da meclise sunuldu, buna mukabil İsveç'ten de ödül geldi.

Kasımpaşalı ancak seçim meydanlarında konuşur. Kritik konularda Bush ne derse o olur, kendi açıklaması için öncelikle Amerika'ya gidip izin istemesi(!) lazım.

Külünkoğlu
12.10.2006, 14:42
Talihsiz sözleri olmasa, bu ödülü almasına en çok sevinenlerden birisi olurdum herhalde. Kitabı 34 dile çevrilip, "en çok bilinen Türk yazarlarından birisi" olarak tanınması bizi mutlu etmişti şüphesiz. Maalesef aydınlarımız(!) laflarının ucunun nereye gittiğini görmeden konuşuyorlar. Belki de anlık gazla yapılan bu çıkışlar, merhemi olmayan bir yara gibi iz bırakıyor içimize.

Aydın sayılmam Serkan ama Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'yi yazarken Fuad Carım'ın Kanuni Devrinde İstanbul'dan. Benim Adım Kırmızı'yı yazarken Umberto Eco'nun "Gülün Adı adlı kitabından, Kar'ı yazarken Dostoyevski'nin "Ecinniler" adlı romanından birebir intihal yaptığı gün gibi ortada iken sen dahil bu yazara olan sevgiyi anlayabilmiş değilim.

saglam
12.10.2006, 14:46
Aydın sayılmam Serkan ama Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'yi yazarken Fuad Carım'ın Kanuni Devrinde İstanbul'dan. Benim Adım Kırmızı'yı yazarken Umberto Eco'nun "Gülün Adı adlı kitabından, Kar'ı yazarken Dostoyevski'nin "Ecinniler" adlı romanından birebir intihal yaptığı gün gibi ortada iken sen dahil bu yazara olan sevgiyi anlayabilmiş değilim.

Metin abi, söylediklerine itirazım yok, dünyada "kitabı 34 dile çevrilen bir Türk yazar" olarak tanınmasına vurgu yapmaya çalıştım.

Zira ödülü alışına sevinmiyorum, bazılarının vatan hainleri için sarfettiği "tamam şöyle böyle olabilir ama ben sanatını seviyorum" sözlerini de ne Orhan Pamuk ne başkası için diyemem.

Hekimoğlu
12.10.2006, 14:47
nobel almanın formulünü biliyoruz artık gayet basitmiş ruhunu haysiyetini satacak ve türkiye'ye küfredeceksin.

Tunga
12.10.2006, 14:48
Arkadaşlar;

Ermeni Sorunuyla ilgili bugün bir e-mail aldım. İlginizi çekebilir diye düşündüm. Buyrun:

Googleda "Armenian Genocide" (ermeni soykýrýmý) yazdýgýmýzda ilk 100 sayfa
tamamýyla sahte ermeni iddalarýný anlatan ermeni siteleridir.
Bunlarýn tümü ermeni siteleridir! !!! Bu sýralama sitelerin hit oraný (her
gün girilme
oraný) ile yapilir. Bizim tezimizi anlatan siteleri yukari tasimanin tek
yolu bu sitelere
Girmektir. Lütfen bizim tezimizi anlatan sitelere her gun en az bir kere
týklayin.
Bunun en kolay yolu bu siteleri acýlýs sayfamýz yapmaktýr. lutfen
asagýdaki siteyi
acýlýs sayfanýz yapýn. Ulkenize destek vermek bu kadar kolay!!!! Hadi hemen
Þimdi!!!
baslat'tan denetim masasýna girin, internet seceneklerini týklayýn. Giris
sayfasý yazan
yerin altýndaki adres yerine asagidaki adresi yazin ya da yapistirin.

http://www.ermenisorunu.gen.tr/english/index.html

ve lutfen bu siteyi baskalarýna da gonderin. Ulkemiz icin bu kadarini
yapabiliriz! !!!
sanýyorum.. Hepinize selam ve sevgiler yolluyorum, tesekkur ediyorum.

Professor Tevfik Dalgic
University of Texas-Dallas
Richardson, 75083, Texas, USA

tigin
12.10.2006, 14:52
Vay be dünyanın parasını alcak bizim pamuk orhan.
(olaya bide bu yönden bakmak lazım :D )

laz_hayri_61
12.10.2006, 15:21
Helal olsun Ermenilere be 5 milyon ermeni
koca avrupayı taktılar Anahtarlığa şakır şakır sallıyorlar
Meclisten Karar geçiriyorlar Soykırımcılara nobel veriyorlar
Ne denirse Densin
Şuan türkiye 3-0 malup durumdadır
Elif şafakın ,Orhan pamugun, ver fransız meclisin attığı gollerle
Sayın RTE den de bekliyoruz bir gol
ama sanırım başbakanın gücü ancak Tahkim Kurumuna Yetiyor
olsun be kasımpaşalı Yağmasanda gürle

bu hainlere hırant dink gibi hainlaride eklemek lazım..bizim başbakanın gücü fındık mitingini dağıtmaya, şehit ailerini azarlamaya yetiyo.hala bush denen şerefsizden medet umuyo

Jester
12.10.2006, 15:51
Orhan Pamuk ne bir vatan haini, ne de ülkesini satan biridir.
Demokrasiye inanan bir aydın, ondan çok daha önemlisi de dünya çapında bir yazardır.
Bu ödülü almasının da birçok arkadaşımızın zannettiği gibi Ermeni meselesiyle alakası yoktur.
Ben bu ödülü aldığı için bir Türk olarak gurur duyuyorum.
Umarım bu ödül Türkiye'ye sağlayacağı diğer faydaların yanısıra Pamuk'un anlatmak istediği şeylerin daha iyi anlaşılmasına bir vesile olur.

Hekimoğlu
12.10.2006, 16:01
deme be biz ne kadar körmüşüz.ah ah gerçekleri göremeyip hakaret ediyoruz bu vatansever türk evladına desene!demokrasiye inanan aydın pehh.

saglam
12.10.2006, 16:04
Orhan Pamuk ne bir vatan haini, ne de ülkesini satan biridir.
Demokrasiye inanan bir aydın, ondan çok daha önemlisi de dünya çapında bir yazardır.
Bu ödülü almasının da birçok arkadaşımızın zannettiği gibi Ermeni meselesiyle alakası yoktur.
Ben bu ödülü aldığı için bir Türk olarak gurur duyuyorum.
Umarım bu ödül Türkiye'ye sağlayacağı diğer faydaların yanısıra Pamuk'un anlatmak istediği şeylerin daha iyi anlaşılmasına bir vesile olur.

(Belki de burada tartışamayacağımız bir yöne doğru gidiyoruz. )

Eğer bahsettiğiniz "daha önce Nobel ödülünü alan kişilerin kendi ülkelerine ters görüşlerinin etkili olduğu" konusu ise haklısınız, Orhan Pamuk yurtdışında daha ziyade siyasi düşünceleriyle değil, yazdıklarıyla biliniyor. Fakat Orhan Pamuk'un sarfettiği talihsiz sözleri bir Türk olarak sindirmek ne mümkün? Bu sözleri hangi kefeye koyuyoruz?

Külünkoğlu
12.10.2006, 16:26
Orhan Pamuk ne bir vatan haini, ne de ülkesini satan biridir.
Demokrasiye inanan bir aydın, ondan çok daha önemlisi de dünya çapında bir yazardır.
Bu ödülü almasının da birçok arkadaşımızın zannettiği gibi Ermeni meselesiyle alakası yoktur.
Ben bu ödülü aldığı için bir Türk olarak gurur duyuyorum.
Umarım bu ödül Türkiye'ye sağlayacağı diğer faydaların yanısıra Pamuk'un anlatmak istediği şeylerin daha iyi anlaşılmasına bir vesile olur.

İntihalleri hakkındaki görüşlerini merak ettim. Bizimle paylaşırsan berhudar olacağız.

onurkaradeniz
12.10.2006, 16:33
aynen metin abi şu intihallere de bi değinse!

Nytre
12.10.2006, 16:52
türkler ermenileri ve kürtleri öldürmüştür diyen bir yazara nobel verilmesi hiç bir TÜRKÜ sevindirmemelidir...
sevinenlerden şüphe duyarm...
üstelik bu nobel ödülünü aldığı tarih ile fransızların kabul ettiği tasarı tarihi aynı

BOZOHAN
12.10.2006, 20:40
Orhan Pamuk ne bir vatan haini, ne de ülkesini satan biridir.
Demokrasiye inanan bir aydın, ondan çok daha önemlisi de dünya çapında bir yazardır.
Bu ödülü almasının da birçok arkadaşımızın zannettiği gibi Ermeni meselesiyle alakası yoktur.
Ben bu ödülü aldığı için bir Türk olarak gurur duyuyorum.
Umarım bu ödül Türkiye'ye sağlayacağı diğer faydaların yanısıra Pamuk'un anlatmak istediği şeylerin daha iyi anlaşılmasına bir vesile olur.

yuhhh be. şaka gibisin. sana katılıyorum ama gülmekten katılıyorum. :)

Mesut AKYILDIZ
12.10.2006, 21:00
Yazar olarak dünyanın en büyük ödülünü almış olsa dahi asla bu millete ettiği hakaret yüzünden bizlerin yüreğinde aklanamaz, o aldığı ödülleri unuturum ama milletimize ettiği hakareti asla unutmam mümkün değil.Türkler bir milyondan fazla Ermeni'yi ve Kürt'ü katletti diyen bu zata böyle bir ödülün bugünde (Fransa da malum yasanın kabul edildiği gün.)verilmesinin bir tesadüf olmadığı kesin.

Anlaşılan Elif SAFAĞIN da nobeli alabilmesi için TÜRK milletini aşağılama konusunda biraz daha çaba sarfetmesi gerekiyor ama bu azimine bakılırsa seneye de nobel bir T.C. vatandaşına gidecek. Malesef Türkülüğe hakaretin prim yaptığı bir dönemden geçiyoruz ve bir çok yazar müsvettesi bunu olabildigince kendi menfaatine kullanmaya çalışıyor. Bu gidişle biz daha çooooookkk nobel ödülleri alırız.

Yarın Avrupa medyası da şöyle başlıklar atmaya başlar: Nobel ödüllü yazar ülkesinde 301. madeden yargılandı.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE(nobel verilene değil)

sweetrose
12.10.2006, 21:26
alıntıdır... (Fransız mallarına boykot adlı konudan/sayfa4)


Bugün bazı aydınlarımız; kısasa kıssasın yanlış olacağını, tepkinin olumsuz olmaması gerektiğini ve en kötüsü Fransayı kaybedebileceğimizi açıkladılar. Bu en son cümle bu ülkeye, bu vatan ve bu millete ihanetten başka birşey değildir. Elif Şafak denen ortalık fahişesi ise tepki vermememiz gerektiğini ve bu tepkilerin AB ile diyalog sürecini etkileyeceğini söyledi ve sonuna ekledi cümlesinin; seneye kitabım fransızcaya çevrilecek ve Fransa da yayınlanacak. Bende bu fahişeye hatırlatıyorum; Fransız edebiyatçıları böyle içi boş kitaplara ödül verecek kadar salak değiller.

Orhan Pamuk dallamasıda Nobel edebiyat ödülünü aldı bugün itibariyle. Ne mutlu Türklüğe hakaret edenlere, Türklüğü aşağılayanlara ve bu milleti salak yerine koyanlara ki, nobel ödülünü artık bu yoldan kazanmak daha kolay... Gerçi Elif Şafak Fahişesine hangi dalda verecekler o da bir muamma. AB onun içinde bir yasa çıkartır ve bunun yolunu kolayca bulur...

Yukarıda da ifade ettiğim gibi; Nobel ödülünü almanın yolu, Türklüğe hakaret, aşağılama ve bu ülkeyi satmaktan geçiyor... Artık Orhan Pamuk bazıları için örnek teşkil ediyor... Sıra nicelerinde...

Nytre
12.10.2006, 21:38
fransanın da danimarkanın da avrupanında canı cehenneme...
biz bize yeteriz...

o "onları kaybederiz" diyenler kendi para musluklarının kesileceğinden korktukları için öyle diyorlar herhalde.

Nytre
12.10.2006, 21:44
orhan pamuku bir keseye koymaya çalışıyorum "nobel ödülü"nü aldığını duyduğumdan beri... ve o keseyi az önce buldum...

orhan pamuk ne ise ahmet kaya da odur benim için...

Travelair
13.10.2006, 10:15
Açıklamayı yapan genel sekreterin yüzü, mimikleri herşeyi anlatıyordu

ts_fan
13.10.2006, 10:32
'Canım, kabul etsek ne çıkar?'

Hiç kuşku yoktur ki, bazı iyi niyetli insanlar, "Bitsin artık soykırım lafı" demektedirler.
Nasıl bitecek?
Türkiye, Birinci Cihan Savaşı'nda Ermenilere soykırım yapıldığını kabul ederse bitecek.
Yine o iyi niyetlilerin, "Kabul edelim gitsin, ne çıkar?" dediklerini duyar gibiyiz.
Ne mi çıkar?
Önce soykırım bedeli olan tazminatı isterler.
Diyelim bunu da verdik, bitsin bu laf, diyoruz ya!
Verdik tazminatı, açtık sınırı, tarihe "Soykırım yaptıklarını kabul eden Türkler" olarak geçtik, yetecek mi?
***
Arkadan ne gelecek biliyor musunuz?
Toprak talebi...
Soykırımı kabul etmişsin, tazminatı vermişsin, şimdi de elimden aldığın toprakları ver bakalım.
Sen istediğin kadar "Oraları ne zaman Ermeni yurdu oldu ki?" diye çırpın, kim dinler?
***
Evet, bazı iyi niyetliler, lafın arkasını düşünmeden, "Bitsin bu soykırım lafı!" diyerek ortaya çıktıkları zaman bunları da düşünmelidirler.
***
Batılılar, Osmanlı devletinin, sınırları içinde yaşayan Ermenileri "tehcire tabi tutmasından" dolayı soykırım yapıldığını ileri sürer.
Peki, tehcir niçin yapılmıştır?
Tehcir zorla göç ettirmek demektir.
Peki, niçin yapılmıştır?
Çünkü Osmanlı ordusu, doğuda Ruslarla savaşırken, Ermeniler ayaklanmışlar, hatta Osmanlı ordusundaki askerlerin silahlarını alarak Rusların yanına geçmişlerdir.
Osmanlı devleti ve Türk halkı iki ateş arasında kalınca tehcire başvurmuş, Doğu Anadolu'daki Ermeniler güneye, Suriye'ye Lübnan'a gönderilmişlerdir.
Bütün Ermeniler mi tehcir edilmiştir?
Hayır, Katolik, Protestan olan ve sanatkârlar tehcir edilmemiştir, bunun da belgesi vardır.
***
Bu sorun nasıl çözülecektir, gerçek nasıl ortaya çıkarılacaktır?
Tarihçilerin yaptıkları araştırmalarla...
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu diyor ki:
"Araştırmalardan çıkacak sonuç Birinci Dünya Savaşı sırasında her iki toplumun savaş ortamı içinde birbirlerini katlettikleri, devlet tarafından planlanmış bir katliamın olmadığı, hukuki anlamda olayın soykırım olarak tanımlanamayacağı, dünyanın pek çok bölgesinde olduğu gibi Osmanlı Devleti topraklarında da 1914-18 arasında, bütün katmanların trajik olaylar yaşadığı, dolayısıyla bütün dünya halklarının başına gelenlerin, Ermenilerin, Türk ve Müslümanların başına geldiği, her iki tarafın da, büyük kayıplar verdiği, bu kayıplardan üzüntü duymamanın mümkün olmadığı sonucu çıkacaktır." (x)
***
Halaçoğlu, Türk-Ermeni ilişkilerindeki tarihi gerçeği Howard M. Sachardin'in şu cümlesinde bulur:
"Bütün o savaş yıllarında, Ermenilerin bile Türkler kadar kanı akmamıştı." (xx)
Lakin, "En iyi Türk ölü Türktür!" diyenlere bu cümle ne ifade eder ki!
——
(x) Sürgünden Soykırıma, Babıâli Kültür Yayıncılığı.
(xx) The Emergence of the Middle East (Ortadoğu'nun Doğuşu).

---------------------------------------------------------------->Hasan PULUR.

champions
13.10.2006, 10:50
Pamuk'un ABD'de vereceği ermeni soykırımı konferansı ertelendi

Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Orhan Pamuk'un, 16 Ekim Pazartesi günü Minnesota Üniversitesi'nde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili bir konferans vereceği açıklandı. Daha sonra üniversitenin internet sitesinde bugün yapılan açıklamada Pamuk'un vereceği konferansın bu yılın sonunda belirsiz bir tarihe ertelendiği duyuruldu. Duyuruda ertelenme nedeni olarak ödülün anonsuyla birlikte ortaya çıkan tartışmalar gösterildi.
Ünlü yazar Orhan Pamuk'un Nobel Ödülü'nü kazanması dünya basınında da geniş yankı buldu.

WASHINGTON TIMES: NOBEL BİLE SİYASETTEN KAÇAMADI

Romancı Orhan Pamuk'un bu yılki Nobel edebiyat ödülüne layık görülmesi ABD basınında geniş yankı bulurken, aşırı sağ eğilimli Washington Times gazetesi, ''Nobel bile siyasetten kaçamadı'' yorumunu yaptı.
Gazetenin yorum-haberinde, ''Bu post modern Türk romancısı, geçen yıl büyük şöhret kazandı, ancak eserlerinden çok, ülkesinde Türklüğe hakaret suçundan yargılanmasından dolayı'' ifadesi kullanıldı.
Washington Times, Amerikalıların, bu yılki tıp, fizik, kimya ve ekonomi dallarında Nobel kazandığını, ancak edebiyat alanında ödülü kaçırdığına dikkati çekerken, gazeteye konuşan yayıncı Roger Kimball, İsveç Kraliyet Akademisi'nin edebiyat dalında Nobel ödülleri için ''Üçüncü Dünya ülkelerinden'' gelen yazarları tercih etmesinden şikayet etti.
Gazete, 54 yaşındaki Pamuk'un Nobel ödülünü kazanan en genç yazarlar arasında olduğunu kaydetti.
Los Angeles Times gazetesi ise Orhan Pamuk'un Nobel ödülü için seçilmesi konusunda, ''kısa süre önce cezaevine girme tehlikesi altındayken, o zengin bir melankoli içeren romanlarıyla şimdi bir Nobel sahibi'' ifadesini kullandı.
Gazete, ''Pamuk'un sanatı geniş övgü görüyor, ancak birçoklarına göre siyasi eylemciliği, İsveç Kraliyet Akademisi'nin kararının arkasında yatıyor'' yorumunu yaptı.
Los Angeles Times, Pamuk'a diğer Türk yazarlarından ve hükümetten kutlamaların yağdığını, milliyetçi çevrelerin ise tepki gösterdiğini yazdı.

RUSYA'YA GÖRE ÇELİŞKİ VAR

Rus Eko Moskova radyosu, Avrupa'da dün Fransa'nın 'Ermeni soykırımı'nı inkarı suç sayan yasayı kabulü ile İsveç'te Orhan Pamuk'a Nobel Edebiyat Ödülü verilmesinin birbiriyle çeliştiğini duyurdu. Eko Moskova'da bu sabah yayımlanan yorumda, Fransız Meclisi'nin dün kabul ettiği kararın düşünce özgürlüğüne karşı bir hareket olduğu belirtilerek, "öte yandan İsveç, Nobel Ödülü'nü Pamuk'a ülkenin çoğunluğundan farklı düşünceleri dile getirdiği için veriyor. Dolayısıyla bir yanda ifadeyi yasaklayan bir karar, diğer yandan düşünceyi ifadeye ödüllendirme" denildi.
Yorumda, "Orhan Pamuk, bir İsviçre gazetesine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 1 buçuk milyon Ermeni ve 30 bin Kürdün öldürüldüğünü ve bu düşüncesinden dolayı kimsenin kendisini sevmediğini söyledi. Dolayısıyla Orhan Pamuk, Ermeni soykırımını kabul ederek bu konu hakkında değişik düşünce sergiliyor. Bir Avrupa ülkesi, insanları farklı düşünceleri yüzünden hapis cezasıyla korkuturken, diğer bir Avrupa ülkesi farklı düşüncesini ifade eden birini Nobel Edebiyat ödülüyle onurlandırıyor" ifadesi kullanıldı.

KANADA BASININDA TÜRKİYE VARDI

Yazar Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü alması ve Fransa Meclisinin sözde Ermeni soykırımının kabul edilmemesini suç sayan yasa teklifini kabul etmesi, Kanada basınında da geniş yer buldu.
Kanada’da ulusal ve yerel bazda yayınlanan gazetelerin tamamında Associated Press’in haberi kullanılırken, Toronto Star Gazetesi, "muhalif Türk yazar Nobel kazandı" başlığını tercih etti. Haberde, Pamuk ile 2005 yılında yapılan ve hakkında dava açılmasına sebep olan röportajdan bölümlere yer verildi. National Post Gazetesi de "Türk Yazar Nobel Edebiyat Ödülü kazandı" başlığı ile aynı haberi kullandı.
Öte yandan, Fransa Meclisinde sözde Ermeni soykırımının kabul edilmemesini suç sayan teklifin kabul edilmesi de Kanada basınında yer aldı.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün, "Fransa bu ayıpla yaşayacak" sözlerine yer veren Toronto Star, Toronto Sun ve National Post Gazeteleri, "yasa Türkleri kızdırdı" değerlendirmesini yaptılar.
Kanada’nın ulusal ve yerel televizyon kanalları Global TV, CTV, CBS, City TV, CH TV de haber bültenlerinde Orhan Pamuk’un Nobel ödülü alması ve Fransa Meclisinin kararına yer verdiler.

caykarali_erdal
13.10.2006, 11:38
Arkadaslar ben bunlara aynen sunu diyorum.
"hayatlarinda hic bir sey edinemiyen mahlukatlar"

iki kurus icin anasini babasini sulalesini satan lar baska kelime soylenmez bunlara bunlar insan olamamislar mahlukat dan baska birseyde olamazlar.

dunya bir kac duzen ustune kurulmusdur ama hebsi ayni kapiya cikiyor oda sudur "zionistlerin duzeni"

komunisligide emperialismide ozentiyide zengin fukura ve buna benzer ser seyin duzenini kuranlar"zionistler"
kendi plan projelerini gerceklestirmek icin kendilerinden saymadiklari ve kendilerini allah huzunda secilmis insanlar sayan bu jahudiler her zaman insanlari ulkeleri bolmeye devam edeceklerdirler.

BOZOHAN
13.10.2006, 14:32
"BU SON LİMAN,BU SON GEMİ BAŞKA YOL YOK
ANLAYIN ARTIK ANLAYIN
TÜRKÜN TÜRK'TEN BAŞKA DOSTU YOK.."

bunu bizler anlaya kadar iş işten geçecek.

Turgut Altun
13.10.2006, 14:36
orhan pamuk nobel edebiyat ödülünü aldı.

bu mili takımın dünya şampiyonu olması,türk takımın şampiyonlar ligi şampiyonu olması gibi birşeydir.

voltaire der ki " fikirlerinize katılmayabilirim ama onları özgürce savunabilmeniz için canımı bile veririm "

Murat'
13.10.2006, 14:37
bir dahaki sene de elif şafak alır nobeli

Travelair
13.10.2006, 15:03
Voltaire olmalı

bordox
14.10.2006, 12:53
İnsan adı Elif olan bir yazardan Doğu Anadolu'da Ermenilerce katledilen Eliflerin,Zeyneplerin,Ayşelerin,Fatmaların romanını da okumak istiyor.
Adı Orhan olan yazardan Balkanlarda katledilen Orhanların,Memetlerin,Hüseyinlerin romanını okumak istiyor.

İnsan acı çekmişse ne olduğu kim olduğu önemli değil ama önce kendi acını dindirirsin sonra başkalarının derdine koşarsın.
Kimseyide suçlayamazsın dıştaki isim ne olursa olsun içteki öz önemli.

Bizim acılarımızın hiç önemi yok mu?5 milyon insanımız öldü,tarihin gördüğü en büyük acıları yaşadık.
Bir romancı veya edebiyatçı için bundan daha işlenebilir bir konu olamaz ki?
Nobel ödülü almış bir yazar bakalım bu konuya ilgi duyacak mı?

Hangisi daha olası acaba Ermenistan'da yaşayan bir yazarın Türklerin Ermenileri katlettiği bir masaldır diye konuşmasımı yoksa Orhan Pamuk ve Elif Şafak gibi yazarların Müslüman Türk'ün yaşadığı dramı roman yapması mı?

Travelair
14.10.2006, 13:00
+ o yazarlardan Fransızların Rusların kışkırtması sonucu Ermeni isyanının başladığını, nasıl destek olduklarını, Ermeni çetelerin oradaki Türk halka nasıl zulüm ettiklerini, camilere insanları toplayıp nasıl ateşe verdiklerini, insanları nasıl kurşuna dizip tecavüz ettiklerini, yeni doğmuş bebeleri havalara atıp nasıl kılıçtan süngüden geçirdiklerini de anlatmalarını beklerim

Ama yürekleri yetmez bunları araştırıp yazmaya

Mesut AKYILDIZ
16.10.2006, 00:30
www.kuvvaimilliye.net 'ten alıntıdır.

KERİNÇSİZ NOBEL'E DAVA AÇACAK
Önce Orhan Pamuk, sonra Elif Şafak"a açtığı davalarla gündeme gelen Kemal Kerinçsiz şimdi de Nobel Akademisi"ne dava açmaya hazırlanıyor.


Kerinçsiz, “Orhan Pamuk da, ödülü de bizim gözümüzde şaibeli” diyor.
Orhan Pamuk"un Nobel Edebiyat Ödülü almasına karşı dava açacağınız doğru mu? Böyle bir dava örneği var mı?
Evet. İsveç"te açacağız. İlk dava örneği olacak bu şekliyle.

İSVEÇ MEVZUATINI İNCELEYECEĞİZ
Davayı hangi gerekçeyle ve hangi mahkemede açmayı düşünüyorsunuz?
Bunun temal altyapısını henüz oluşturmadık. İsveç mevzuatı bu konuda çok önem taşıyor. Ödülün verildiği kurum İsveç Akademisi olduğu için mutlaka İsveç yasalarına göre açacağız. Muhtemelen sözkonusu akademik kurulun uyguladığı bir mevzuat var. O mevzuat, özel de olsa, geleneksel de olsa ödülün o mevzuat içerisinde objektif, genel ve eşitlik kurallarına uygun olarak verilmesi lazım. Tamamen bilimsel, akademik ve sanatsal değerlerin özümsenerek eserlerin tespit edilmesi lazım. Asla siyasallaşmaması ve siyasi kriterlerden uzak kalması lazım. Burada biz şu kanaatteyiz: Orhan Pamuk"a verilen ödül tamamen siyasallaştırılmıştır. Ermeni diasporasının gayretleriyle verilmiştir. Saat yarım sularında bir yandan Fransız Meclisi"nden çıkan karar hemen akabinde Orhan Pamuk"a aynı konuda, onun yapmış olduğu sözde Ermeni soykırım açıklamaları konusunda ödülün verilmiş olması aslında bu ödülün genellikle objektiflikten, bilimsellikten, edebilikten, sanatsal özelliklerin korunmasından çok daha uzak doğrudan doğruya belli bir çevrenin baskısıyla, himayesiyle verildiğinin göstergesidir.

Menfaat ve hak kriteri ne olacak? Büyük Hukukçular Derneği adına mı davayı açacaksınız?
Evet.

Orhan Pamuk"un kitaplarını okudunuz mu?
Okudum, okudum.

Hangi kitaplarını okudunuz? Edebi olarak nasıl eleştirdiğinizi öğrenebilir miyiz?
Kar romanını okudum. Bir iki eserine de başladım ama emin olun 50-55 sayfadan sonra götüremedim. Zamanımın boşa harcandığı kanaatiyle uzak kaldım ama Kar romanını başından sonuna kadar okudum. Onu da edebi değeri son derece düşük, ikinci-üçüncü sınıf romancıların yazabileceği kitap olarak görüyorum.

BİZ DAVA AÇMASAYDIK DA PAMUK NOBEL"İ ALACAKTI
Nobel Ödülü"nün Orhan Pamuk"a verilmesini siyasi kriterlere bağlıyorsunuz. Peki Pamuk"un bu ödülü kazanmasında sizin de katkınızın olduğunu düşünüyor musunuz?
İşin bir gerçeği şu var: Eğer biz dava açmamış olsaydık dahi emin olunuz ki yine o sözlerden ötürü Orhan Pamuk"a yine ödül verilecekti, çünkü geçen sene Ekim ayında duruşmalar oluşmadan adaylar arasında Pamuk"un ismi geçiyordu. Güçlü adaylar arasında adı geçiyordu. Geçen sene bu ihtimal bir noktada önümüzdeki döneme aksetti. Bu duruşmaların oluşması aslında ödülün verilmesini pekiştirdi. Adeta Orhan Pamuk Ermeni diasporasının fikirlerinin militanvari savunucuları arasında yer aldı.

İsveç"e ne zaman gidiyorsunuz?
Yasal mevzuatı toplayacağız. İsveç"te açabileceğimiz davanın genel ilkelerini koyacağız. Nobel Ödülü"nü hangi mevzuata uygun olarak verildiğini tespit edeceğiz. Ondan sonra davayı açacağız. Emin olun ödülü şaibeli hale getireceğiz. Çünkü Orhan Pamuk da bizim gözümüzde şaibeli, ödül de şaibeli. Biz ödüle şu gözle bakıyoruz: Türk milletinin değerlerine hakaret etmenin bir bedeli ve diyeti var.

YAZARLAR "KİTABIMI GÖNDEREYİM DE MEŞHUR EDİN" DİYOR
Sizin Elif Şafak davasındaki tutumunuz da biliniyor. Yazarların korkulu rüyası haline geldiniz.
Korkulu rüyası değil. Bilakis... Arada bir köşe yazılarını okuyorum, “Kemal Bey kitaplarımı size göndereyim de sıkıntılı olan bölümlerini işaretleyim, ömrümüzün son dönemlerinde belki bize de bir Nobel Ödülü aldırmanın, meşhur etmenin yolunu açarsınız” gibilerden... Korkulu rüyadan ziyade bilakis teşvik gibi geliyor bana. Söylenen sözler maksatlı.

Ama sizde edebiyatçı değilsiniz hukukçusunuz ama kitapların edebi değeri üzerinde söz söylüyorsunuz.
Ben kişisel fikrimi söylüyorum. Bir romanı tahlil etme, değerlendirme hakkına sahip değil miyim?

Birçogunuza Av. Kemal KERİNÇSİZ'in açtıgı bu davalar sov amaçlı gelebilir ama ben kimsenin meydanı boş zannetmemesi adına çok daha fazla Kerinçsizlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum, inşallah bu davasında amacına ulaşır.

Murat'
16.10.2006, 15:14
yaa arkadaşlar daha önce hiç okumamıştım bu kadını yazdıklarını ama buldum gerçekten de inanılmaz ağır şeyler yazmış türklere bu kadın nasıl beraat etmiş yaaa işte yazdıkları..

Başbakan Elif Şafak ve Orhan Pamuk gibi Ülke namusu, Gelenek ve Tarihine küfreden yazarları İLK kutlayanlardan....

Ülkemizde tartışma gündemini meşgul etmeye devam eden,
Türklüğü alenen aşağılamaktan dolayı yargılanan ve beraat eden Elif Şafak gündemdeki yerini koruyor.

Peki, AB?nin, hükümetin, içimizdeki sözde aydınların ve yazarların ceza almaması için uğraş verdiği bu sözde yazar

"Baba ve Piç" adlı romanında neler söylemişti?

Romanı okuduğunuz zaman tepki göstermemek mümkün değil!
Okuyun da Elif Şafak?a kimlerin sahip çıktığını görün!
Türk milletine ve atalarına karşı küstahça sözler kullanan sözde yazarın kitabından iddianameye taşınan bölümlere bir bakın Alah
aşkına...

....... 63. sayfa:
"Bütün akrabalarını 1915?te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum. Köklerime ihanet etmeyi
öğrenip, soykırımı inkar etmek üzere yetiştirildim."
65. sayfanın 4. paragrafı:
" "sen kalk gel Orta Asya?dan, dal dosdoğru Anadolu?nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca
Ermeni'ye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Yetim bırakıldılar! Sürüldüler! Mal mülklerinden oldular! " "
130. sayfanın 7. paragrafında:
"... Sıradan Türklerle ne konuşacaksın? Eğitim görmüşleri bile ya milliyetçi ya cahil. Sıradan insanlar tarihi gerçekleri kabul
eder mi sence? Sizi KATLİAMDAN geçirip sürdüğümüz, sonra da bütün bunları inkar ettiğimiz için özür dileriz mi diyecekler
sanıyorsun? "
170. sayfanın 1.paragrafı:
"... Ayaş'ta sağ kalan olmamış. Çankırı'ya götürülenler de peyderpey öldürülmüşler. Sopalarla, balta saplarıyla dövülmüşler.?
171. sayfanın 6. paragrafı:
"...bazıları açlıktan ölmüş, bazıları da öldürülmüş."
172. sayfanın 3. ve 7. paragrafı:
"Türkler yapmış, dedi Armanuş, söylediklerinin ucunun nereye vardığına dikkat etmeden...."
"...Türklerdi 1915?te bunları Ermenilere yapanlar.?
185. sayfanın 10. ve 186. sayfanın 1. paragrafı:
"... 1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden.. Bunlar sana bir şey hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın
mı? Hiç..."
192. sayfanın 1.paragrafı:
".... toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm
bile esirgendi bizden...?
238. sayfanın 3. paragrafı:
"...Erkek bırakmıyorlar ortada. Silah arama bahanesiyle Ermenilerin evlerine girip, sonra da yağmalıyorlar..." .......

Evet sevgili okurlarım, bu sözler fikir özgürlüğü olabilir mi?

Bu alçakça sözler ?Ne var yani?? denilerek geçiştirilmek istenebilir mi?

Bir Ermeniden çok, sözde Ermeni soykırımına böylesine destek veren bu yazarı savunanlar acaba hangi kimliği taşıyorlar?

Benim ülkemin insanları Fransa'da, İsviçre'de benim atalarımı savunurken "Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır" sözlerine yargı
yolu gösterilip tehdit edilirken,

benim ülkemde üstelik Türk kimliği taşıyan küstah bir sözde yazarın böylesine Türklüğü alenen aşağılaması,
soykırımcı göstermesine karşılık ülkemi yönetenler de dahil
medyanın büyük bir kesiminin fikir özgürlüğü altında bu küstah kadına sahip çıkmasını şiddetle kınıyorum.

Oldu olacak Elif Şafak'a bir de "Cibilliyetsiz nasıl olunur?" diye bir roman yazdırsınlar!

Bir düşünün, bu ülkenin başbakanına hakaret edenlere başbakan tarafından açılan davalarla tazminat cezaları verilirken,
bu ülkenin milletine, atalarına küstahça saldıran, aşağılayanlara yine onlar tarafından "AB kızmasın" diye fikir özgürlüğü adı
altında sahip çıkılmak istenmesi
bu milletin tarihine ihanet değil mi?

Beraat kararının ardından iki gün geçmeden o küstah kadının, bir İtalyan gazetesine demeç verip,
kendisine tepki gösteren Türk milletini küçük bir azınlık olarak gösterip,
"Küçük bir grubun linç kültürü" değerlendirmesi yaparken kitabını da "Ermenilerin acısını paylaştım" diye küstahça savunma
cesaretini kendinde bulması
devletimize meydan okumak değil mi?

bu ülkeyi yönetenler Elif Şafak'ın sözlerinden kitaptaki alçakça ifadelerinden rahatsız değiller,

Ayıptır beyler..
Günahtır, yazıktır.

Bu vatan, bu bayrak, bu millet için canlarını seve seve veren atalarımızın kemiklerini sızlatmaya kimin hakkı var?
Bakın, bugün kim Türk düşmanlığı yapıyorsa, kim Türk?e silah sıkıyorsa, kim Türkiye Cumhuriyetini içeriden parçalamak istiyorsa,
onların velinimeti hiç kuşkusuz Avrupa Birliği ve onun içimizdeki taşeronları oluyor.

Vatanseverlerin; bayrağını, milletini, askerini sevenlerin fikir özgürlüğü hakkı olmuyor da
vatansızların, ihanet odaklarının, ülkeyi parçalamak isteyen sözde yazar ve aydınların, bu millete, bu cumhuriyete,
bu ülkenin ordusuna küfür edenlerin fikir özgürlüğü hakkı oluyor.

Türkiye'yeye Elif Şafak'ı desteklemek adına gelip, mahkemesini izleyen, 301. maddeyi toptan kaldırın! diye talimat veren AB
Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Kretchmer?in
üstüne üstlük aynı anda Türk Silahlı Kuvvetlerimize ,Sivil otorite şart! diyerek küstahca saldırmasını bile içine sindiren ülke
benim ülkem olamaz!

Peki, Elif Şafak davasından rahatsız olanlar, o küstah kadını arayıp geçmiş olsun diyenler kimler?

Net bir şekilde ortaya koyalım, bugün Türk mileti AB'nin kriterleri adı altında linç edilmek isteniyor!

Çünkü, meydan AB ve ABD'nin kontrolünde, Soros gibi vakıfların desteklediği işbirlikçi kurum ve kuruluşların elinde.
Soruyorum:
Şu AB sürecinde hakaret edilmedik milli ve manevi hangi kimliğimiz kaldı?

Peygamberimize dahi dil uzatan onlar. Atatürk'e hakaret eden yine onlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırıp Genelkurmay Başkanımız Büyükanıt'ın önünü kesmeye çalışanlar da yine onlar...

Milliyetçi ve ulusalcıları vatan haini gibi göstermeye çalışan, Azınlık hakları adı altında Türk milletini parçalama uğraşı veren,
Ruhban Okulu'nun açılması için mücadele verende onlar..

Soruyorum bu vatanın sahibi kim?
Onlar mı yoksa Türk milleti mi?

Cabri61
17.10.2006, 19:13
Can Dündar: Aslında 301 ya da düşünce özgürlüğü diye tartıştığımız şeyin arkasında temelde ermeni meselesi var ve devlet henüz bunu etraflıca tartışmaya hazır değil. Dolayısıyla orada bir tahammül sorunu var. Temel sıkıntı buradan kaynaklanıyor diyor. Sizde roman temelde ermeni sorununu konu alıyor. Nasıl karşılıyorsunuz bu görüşü?
Elif Şafak: Şimdi tabi ermeni meselesinin tartışılması zor konulardan biri olduğu bir gerçek. Son yıllarda bu konuda önemli değişiklikler olduğu da bir gerçek ama ben 301 ile ilgili tartışmaları daha geniş bir düzlemde tartışmaktan yanayım açıkçası. Bence sormamız gereken şey; bizde ifade özgürlüğü var mı? Bu sadece 301 ile ilgili bir şey de değil. Bence onu çevreleyen zihniyet, onu çevreleyen siyasi kültürü de tartışmamız gerekiyor. Çünkü açıkçası şu noktada ben bir sıkıntı yaşıyorum. Mesela kendi davamda da bunu çok dile getirmeye çalıştım. Fazlasıyla şahsileştiriliyor kimi 301 davaları. Halen şu anda 301’den soruşturma geçiren veya yargılanan çok fazla sayıda insan var. Geçmişte de böyleydi. 301 orada olduğu ve bu şekilde yorumlandığı sürece daha da pek çok insan olacak. Bunların arasında editörler var, yayıncılar var, gazeteciler var, köşe yazarları var, hatta çevirmenler var kitapların çevirmenleri ve bu kitapları yazılara baktığımızda çok farklı konularda kitaplar yazılar bunlar. Onun için daha temelde bence tartışmamız gereken şey.
Can Dündar: İfade özgürlüğünü tartışmamız lazım.
Elif Şafak: İfade özgürlüğü. Biz buna inanıyoruz. İfade özgürlüğüne inanmaktan da ben çok basit bir soruyu insanın kendi kendisine sormasını anlıyorum. Benim gibi düşünmeyen bir insanın da kendisini ifade edebilme hakkına saygı duyuyor muyum? Bence bu kadar basit bir soru kendimize sormamız gereken.

Can Dündar: Zannediyroum Elif Şafak tartışma konusu burada sorsak Özcan bey’e ya da Vural bey’e ifade özgürlüğünü elbette varız diyeceklerdir ama hakaret burada tartıştığımız şey, aşağılama yasanın öngördüğü şeyler. Siz mahkemeye gitseydiniz bu suçlamalarla karşı karşıya gelecektiniz. Nasıl bir savunma yapacaktınız?
Elif Şafak: Tabi mahkemede ben iki temel üzerine oturtmayı arzu ediyordum kendi savunmamı. Birincisi, dediğim gibi bir ifade özgürlüğü boyutu. İkincisi de bence benim davamda daha belki ilginç olan ve ses getirmesinin belki bir sebebiyde buydu; roman yargılandı ve hatta roman karakterleri, romandaki kimi ermeni karakterlerin söylediği kimi sözler üzerinden benim Türklüğü aşağıladığım iddia edildi. Fakat kitabı okuyanlar bilirler, çok çeşitli Türk karakterler var orada ve ermeni karakterler var. Bu Türk karakterlerden bir kısmı da ermeniler aleyhine bir sürü şey söylüyor. Eğer sonuçta ben bir hikaye anlatıyorum. Bir roman böyle okunmaz, karakterleri cımbızlayarak, onların lafları üzerinden yazarı itham ederek okunmaz. Bir de böyle bir boyutu vardı benim davamın.
Can Dündar: Bir konuya açıklık getirmek için şunu sormak istiyorum; bir romanda bir karakter gerçekten çok ağır bir küfür olabilir bu ya da çok aşağılayıcı bir şey olabilir. Böyle bir hakkı var mıdır mesela? Yani bu mesela yargılanabilir mi sizce? Siz yani genelde roman asla yargılanamaz mı diyorsunuz? Yoksa benim romamında bir hakaret yoktu mu diyorsunuz?
Elif Şafak: Ben edebiyatı böyle yaklaşılmamasından yanayım bir kere herşeyden önce.
Can Dündar: Yani hiçbir yargılama konusu olamaz diyorsunuz edebiyat?
Elif Şafak: Çünkü eğer böyle suç unsuru arayacaksak o kadar çok örnek sayabiliriz ki hiç basılmaması gereken o kadar çok kitap var ki Dostoyevski’den başlamak üzere Türkiye’de. Ben açıkçası şu yaklaşımı çok sakıncalı buluyorum; eğer sanata da, edebiyata da bu gözle bakacak olursak o zaman Türkiye’de bundan sonra roman yazılamaz, film çevrilemez. Yönetmenler yazarlar yarattıkları karakterleri sansürlemek durumunda kalırlar. Bu insanın hayal gücüne ket vurması demektir ve bunun vahim sonuçları olacağını düşünüyorum ama bunun da ötesinde yani belki kendi özelimde de şunu söylemek istiyorum açıkçası; ben bu romanda herhangi bir hakaret olduğunu düşünmediğim gibi tam tersi 8 Mart’ta çıktığından beri roman Türkiye’nin çok farklı kesimleriden o kadar olumlu tepkiler aldım ki. Yani sivil toplumdan çok farklı farklı ideolojik ve kültürel anlamda farklı geçmişlerden gelen insanlardan ve basından.

candundar.com
26.09.2006- NTV`de yayınlanan NEDEN

Travelair
18.10.2006, 10:51
Türkiye'ye söven kendisini edebiyatçı sayıyor. Edebiyata saygısızlık, ifade özgürlüğü yok bilmemne.

Şimdi de yeni bir dal bulmuşlar. Ben demedim ki diyor romandaki karakter dedi...

Aynı "Uçurtmayı Vurmasınlar"daki çocuğun, yatağına işeyince annesine külodunun üstündeki Miki resmini gösterip "Ben işemedim ki Miki işedi" demesi gibi

Tabi burda Elif Şafak bir çocuk değil

Travelair
29.10.2006, 11:05
Orhan Pamuk'a dosttan kazık

Ermeni soykırımını savunan Akçam, yeni kitabında Orhan Pamuk'un eski bir mektubuna yer verdi: Bu kitap organize yok edişin kusursuz bir muhasebesidir.

Türkiye'yi Ermeni soykırımıyla suçlayan kitapların yazarı Taner Akçam, daha önce yazdığı bir kitabı genişleterek "A Shameful Act" (Bir Utanç Eylemi) adıyla ABD'de piyasaya çıkarıyor. Akçam, kitabın arka kapağında Nobel'li Orhan Pamuk'un şu sözlerine yer verdi:

Eski mektuptan aldım
"Bu kitap, hayatını olayları tarihsel kayda geçirmeye adamış cesur bir Türk akademisyen tarafından yazılmış ve Osmanlı Ermenilerine yönelik organize yok edişin kusursuz bir muhasebesidir..." Akçam, bu ifadeleri Pamuk'un kendisine 1999'da yazdığı kitaptan sonra yolladığı mektuptan aldığını söyledi.

Pamuk'u zorda bırakacak
Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Orhan Pamuk Türkiye'de gördüğü tepkiler üzerine Ermeni olayları konusunda yumuşak bir tavır almaya çalışırken, Taner Akçam'ın kitabına koyduğu bu ifadeler kendisini yeniden zor duruma sokacak.

Katılmadığı konferansa akçam aracı olmuştu Orhan Pamuk, Nobel ödülünü alınca, Minnesota Üniversitesi'nde Ermeni vakfının da sponsor olduğu konferansa katılmaktan vazgeçmişti. Taner Akçam da aynı üniversitenin tarih bölümünde öğretim görevlisi.


http://img.sabah.com.tr/i/yildizlar2.gif
Pamuk'a dost kazığı

Ermeni soykırımını savunan görüşleriyle tanınan Taner Akçam, Orhan Pamuk'un yıllar önce yazdığı bir mektuptaki sözlerini yeni kitabının arka kapağında kullandı.

Taner Akçam, ABD'de yayımlanacak, Ermeni meselesini anlattığı "A Shameful Act" (Bir Utanç Eylemi) adlı kitabına Orhan Pamuk'un "Bu kitap Osmanlı Ermenilerine karşı organize yokedişin kusursuz bir muhasebesidir" sözlerini kullandı. Akçam'ın bu kitabı 1999'da yayımlanan "İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu" isimli kitabının geliştirilmiş hali olarak kasımın ilk haftası ABD'de yeniden yayımlanacak. Kitabın ilk versiyonu yayınlandığında Orhan Pamuk yazara, kitabı öven bir mektup gönderdi. Akçam ise yıllar sonra yeni isimle yayımladığı kitabının arka kapağına mektupta yer alan "Bu kitap, hayatını olayları tarihsel kayda geçirmeye adamış cesur bir Türk akademisyen tarafından yazılmış ve Osmanlı Ermenilerine yönelik organize yok edişin kusursuz bir muhasebesidir" ifadesini koydu.

AKÇAM: SAKINCA GÖRMEDİM
Akçam'ın yıllar sonra ve üstelik Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra Pamuk'un bu sözlerini kitabında kullanması dikkat çekti. Hala Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Akçam, SABAH'a yaptığı açıklamada Pamuk'un mektubunu doğruladı. Akçam, şöyle konuştu: "Orhan Pamuk kitabım için bir mektup gönderdi. Mektupta "Bu kitap Osmanlı Ermenilerine karşı organize yokedişin kusursuz bir muhasebesidir" sözleri de yer alıyordu. Türkçe adıyla "Bir Utanç Eylemi" isimli kitabım daha önce yayımlanan kitabın daha gelişmiş ve aktüel halidir. Arka kapağında Pamuk'un bu sözlerini kullanmakta bir sakınca görmedim. Ancak bu sözlerin Pamuk'un aleyhine kullanılmasını istemem." Kitabı neden farklı bir isim koyduğu konusunda ise Akçam, "Bir Utanç Eylemi" sözünü 24 Nisan 1920'de Atatürk'ün söylediğini belirterek, "Atatürk bunları meclisin kapalı oturumunda söylemiştir. Bir gerçeği dile getirmiştir. İsminin Atatürk'ün sözlerinin olmasını istedim" dedi.


Necla GÖRGEÇ - HABER MERKEZI / Sabah

Mesut AKYILDIZ
30.10.2006, 02:28
Elif Şafak ödüllendiriliyor

İtalya'da süreli yayınların yayıncısı RCS grubu, uluslararası gazetecilik dalında Elif Şafak'a ödül veriyor.

19 Kasım 2001'de Afganistan'da yaşamını yitirmiş olan Corriere della Sera muhabiri Maria Grazia Cutuli'nin adına dağıtılmakta olan ödüllerin bu yılki sahiplerinden biri de Baba ve Piç romanıyla Türklüğe hakaret etmekten yargılanan Elif Şafak.Orhan Pamuk'un Nobel ödülünden sonra Türklüğe hakaret suçundan yargılanmış olan bir başka yazarın da ödüllendiriliyor olması dikkat çekici.

Milano'da bugün düzenlenen basın toplantısında, uluslararası gazetecilik dalında Elif Şafak ve RAİ3 Televizyonu muhabiri Giovanna Botteri'nin ödüllendirilmesinin uygun görüldüğü açıklandı. Ödüller, Cutuni'nin mezarının bulunduğu Sicilya adasındaki Catania'ya bağlı Santa Venerina beldesinde 18 kasımda düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek.

Milano'da Corriere della Sera gazetesinin Montanelli Salonu'nda, gazetenin genel yayın yönetmeni Polo Mieli ve RCS Genel Müdürü Antonello Perriceno tarafından düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'de iki gazetede köşe yazarlığı yapan, Berliner Zeitung, Washington Post ve Wall Street Journal'de de makaleleri yayımlanan Elif Şafak'ın da ödüle layık görüldüğü duyuruldu. Basın toplantısında, Elif Şafak'ın Baba ve Piç romanı nedeniyle Türkiye'de 301. maddeden yargılananlar arasında yer aldığına da dikkat çekildi.

Yavaş yavaş yaptığı hakaretlerin meyvelerini toplamaya başladı.

Kaya
30.10.2006, 11:13
Tebrik ederim...

Hem Orhan Pammuk'ku hem de Elif Şaffak'kı..

sweetrose
30.10.2006, 12:22
alıntıdır... (Fransız mallarına boykot adlı konudan/sayfa4)




Orhan Pamuk dallamasıda Nobel edebiyat ödülünü aldı bugün itibariyle. Ne mutlu Türklüğe hakaret edenlere, Türklüğü aşağılayanlara ve bu milleti salak yerine koyanlara ki, nobel ödülünü artık bu yoldan kazanmak daha kolay... Gerçi Elif Şafak Fahişesine hangi dalda verecekler o da bir muamma. AB onun içinde bir yasa çıkartır ve bunun yolunu kolayca bulur...

Yukarıda da ifade ettiğim gibi; Nobel ödülünü almanın yolu, Türklüğe hakaret, aşağılama ve bu ülkeyi satmaktan geçiyor... Artık Orhan Pamuk bazıları için örnek teşkil ediyor... Sıra nicelerinde...


Elif Şafak ödüllendiriliyor

İtalya'da süreli yayınların yayıncısı RCS grubu, uluslararası gazetecilik dalında Elif Şafak'a ödül veriyor.

19 Kasım 2001'de Afganistan'da yaşamını yitirmiş olan Corriere della Sera muhabiri Maria Grazia Cutuli'nin adına dağıtılmakta olan ödüllerin bu yılki sahiplerinden biri de Baba ve Piç romanıyla Türklüğe hakaret etmekten yargılanan Elif Şafak.Orhan Pamuk'un Nobel ödülünden sonra Türklüğe hakaret suçundan yargılanmış olan bir başka yazarın da ödüllendiriliyor olması dikkat çekici.

Milano'da bugün düzenlenen basın toplantısında, uluslararası gazetecilik dalında Elif Şafak ve RAİ3 Televizyonu muhabiri Giovanna Botteri'nin ödüllendirilmesinin uygun görüldüğü açıklandı. Ödüller, Cutuni'nin mezarının bulunduğu Sicilya adasındaki Catania'ya bağlı Santa Venerina beldesinde 18 kasımda düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek.

Milano'da Corriere della Sera gazetesinin Montanelli Salonu'nda, gazetenin genel yayın yönetmeni Polo Mieli ve RCS Genel Müdürü Antonello Perriceno tarafından düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'de iki gazetede köşe yazarlığı yapan, Berliner Zeitung, Washington Post ve Wall Street Journal'de de makaleleri yayımlanan Elif Şafak'ın da ödüle layık görüldüğü duyuruldu. Basın toplantısında, Elif Şafak'ın Baba ve Piç romanı nedeniyle Türkiye'de 301. maddeden yargılananlar arasında yer aldığına da dikkat çekildi.

Yavaş yavaş yaptığı hakaretlerin meyvelerini toplamaya başladı. eh gecikmemişler yazımın üzerinden ne kadar zaman geçti ki daha..

Hüda Topaloğlu
30.10.2006, 15:39
nasil dusman kesilmesinler, Tehlikenin farkinda olan herkes, papadan baslayin Orhan pamuga kadar herkes ama herkes, Islamin sancagini tasiyacak olan Türk milletine dusman kesilmesinde kalkip paralari har vurup harman savuran vurdumduymaz araplarimi dusman bellesin, gayet dogal bu gelismeler, bunu gunden gune ozellikle burda yasayarak daha iyi idrak ediyorum...

Egemen
01.11.2006, 23:18
YÜZDE yüz bir pislik var ki kanında,
Soykırımı icadı yaptı sonunda.
Türkiye’nin şu en hassas anında,
Onu yalanlayan tarihe kızar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Nerden çıktı şimdi durup dururken?
Dört yandan ülkeyi düşman bürürken,
AB’ye gün be gün hesap verirken,
Hayâlî ölüye mezarlar kazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Kıvırmayı bırak, erkek ol erkek,
Bir buçuk milyonu saydın mı tek tek?
Üç kuruş paraya satılmış *****
Eline bir kemik geçince azar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Dönen dolapları ibretle seyret,
Ermeni bu kadar göstermez gayret.
Kraldan daha çok kralcı, hayret!
Kafayı ’soykırımı’ sözüyle bozar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Eğer bir soykırımı varsa ortada,
Türklere yapıldı Erzurum, Kars’ta.
Tarihi git öğren, birazcık sus da,
Doğu baştan sona hep toplu mezar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Azerbaycan’a git, gör soykırımı,
Yürekler acısı Türk’ün durumu.
Bir daha bilmeden yapma yorumu,
Azeri kanıyla doluyken Hazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Batı’nın gözünde arttı değerin,
Onlardan bir daha kaptın ’aferin’.
Küpe de taktı mı efendilerin?
Midesi dolunca dili hep uzar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Anan mı Ermeni, baban mı senin?
Ailenden var mı hiç katledilenin?
Seni bu ülkede ’aydın’ edenin...
Alçaklık yaptıkça bulursun pazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Ekmeğini yediğin bu Devlete,
Seni adam sayan yüce millete,
ihanet ederek düştün zillete!..
Aman ha dikkat et, değmesin nazar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

Bir adam olursa doğuştan yamuk;
Soyuna düşmandır, düşmana pamuk.
ERBABÎ, yakana yapışır CMUK,
Unutma, bu millet oyunu bozar,
Böylesi hainler oluyor yazar.

OZAN ERBABÎ-KAYSERİ

orhan pamuk için yazılmış. paylaşayım dedim..

Kaya
01.11.2006, 23:22
Teşekkürler Egemen...

Salih61
06.11.2006, 20:58
Yeni moda Türk düşmanlığı...
Türklüge küfret nobeli kap...
ELİF ŞAFAK ve ORHAN PAMUK derhal vatandaşlıkdan çıkarılmalıdırlar

sweetrose
06.11.2006, 21:51
Egemen çok güzel dörtlükler...