kutoz
27.09.2006, 21:08
Ali ÖZTÜRK’ün Günebakış gazetesinde 5 gün içinde yayınlanan iki yorumunu, okuyamayan arkadaşlarımız olabilir düşüncesiyle, buraya aktarıyorum. İlk konu ve ardından yapılan çağrı… Evet bu çağrıya kulak vermeliyiz. İki sezon önce yani Papila olayının yaşandığı sezonun başında buna benzer bir çağrı yapmıştım. Sezon başlamadan lobimizi oluşturmalıyız. Trabzon’lu Bürokrat, Sanatçı, Vekil, Doktor, Avukat ve bilimum meslek odaları, bir araya gelip “Trabzonspor’un hakkını yedirmeyiz, yiyen olursa da karşısında bizi bulur” türünden bir cümle kurulacaktı.
Ali ÖZTÜRK’ün de çağrısı bu yöndedir. Bir dev uyandı ve birileri bundan ciddi ciddi rahatsız olmaya başladı. Çünkü trilyonları, yüzüncü yıllarının boşa gitme durumu söz konusudur. Bu yüzden her türlü kirli oyunlara, masabaşı oyunlara başvuracaklardır. Onlar buna başvurmadan, kenetlenmeliyiz…
İşte o iki makale…
"Trabzonspor İçin Sokakta İmza Toplamak"
Trabzonspor 10 yıldır evinde yenemediği Galatasaray müsabakasına hazırlanırken hafta ortasında, yani müsabakaya 72 saat kala önemli bir Sivil Toplum Kuruluşu'nun başkanı kongre için imza kampanyası başlatacaklarını duyurdu. Ahmet Hamdi Bey, Galatasaray müsabakası sonucunu bile bekleyemedi.
Trabzonspor, biri UEFA maçı olmak üzere son 4 karşılaşmasında mağlup olmadı. Henüz UEFA Kupası'ndan dışlanmadı. Galatasaray'ı yenmesi halinde ise çıkış yakalayacaktı. Ama birileri rahatsız oldu. Rahatsızlığın sözcülüğü ise İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan'a kaldı. Gürdoğan, çarşamba günü günebakış’a yaptığı açıklamada "Bir Trabzonlu olarak yapılanlar beni üzüyor. Bunun için mevcut yönetimin bir an evvel kongreye gitmesi için çalışma başlattık. İmza toplayıp yönetimi olağanüstü kongreye taşıyacağız" deyiverdi.
Galatasaray maçı gibi 10 yıldır evimizde yenemediğimiz ve onur mücadelesi vereceğimiz bir müsabaka öncesi Sayın Gürdoğan'ın bu yaklaşımı kendi iradesiyle alakalı değildi! Bu yaklaşım Trabzonspor sevdasıyla da ilgili değildi! Her şeyden önce samimi bir hal olamazdı. Aksine, bize göre Trabzonspor'un toparlanma arefesinde ortaya atılan bu yaklaşım samimiyet testinden geçirilmelidir. Mesela Ahmet Hamdi Bey'e şu sorular yöneltilmelidir.
1- Trabzonspor geçtiğimiz sezonun hemen başında Rum Anorthosis takımına elenirken tarihi bir utanç yaşadık. Siz sivil toplum örgütünün temsilcisi olarak o günlerde ne yaptınız?
2- Geçen sezon ligin ilk 10 haftasında 11 puanımız vardı ve evimizde Manisa'dan 2, Kayseri'den 3 gol yerken İstanbul Ali Sami Yen'de 4 golün yanısıra tribünler "Şikeci Trabzon" diye inledi. Aynı hassasiyeti niye taşımadınız. Niçin sessiz kaldınız? Durumdan niye vazife çıkarmadınız?
Trabzonspor’un mevcut yönetiminin başarılı olduğunu iddia etmiyoruz. Tam aksine başarısız olduklarını kabul ediyoruz. Ancak sahada 1996 benzeri bir hava yakaladığımızı düşünüyoruz. Son anda kulübü ve takımı rezaletten kurtaracak ve belki şampiyonluğa taşıyacak Ziya Doğan gibi bir büyük transferin üstelik hatalarını gözden geçirmiş olarak Trabzonspor’a kazandırıldığına inanıyoruz. Ne Ziya Doğan'a ne diğerlerine yeteri kadar şans tanımadan bir yerlerden düğmeye basıldığına ve Hamdi Bey'in olağanüstü kongre çığlıklarıyla görevlendirildiğine inanıyoruz.
Trabzonspor bir sivil toplum kuruluşu... Elbette olağanüstü kongre yöntemleri onun içinde geçerli. Lakin bugüne kadar hiç denenmeyen bir yöntem bu yönetime de layık görülmemeli.Trabzonspor’un hiçbir yönetimi lanetli ilan edilmemelidir. Trabzonspor’un bu yönetimi de sokakta imza dağıtılarak gönderilmemeli.
Gelelim bugüne...Trabzonspor son 4 lig maçının ikisini derbi oynadı. Aldığı sonuçlar ve oynadığı oyunla bu yıl Büyüklerin Efendisi olduğunu kanıtladı. Elimize son yılların en büyük şansı geçti. Tek sorun Derin Trabzonspor’un etkisinden kurtulup birlik ve beraberliği sağlamak.
Derin Trabzonspor'un panzehiri kamuoyu önündeki sivil toplum örgütleri...Yani Ahmet Hamdi Gürdoğan ve diğer STÖ temsilcileri. Onlar aynı zamanda kentin vicdanı... Böyle bir sorumluluk ortamında A. Hamdi Gürdoğan kimin adına açıklama yaptı? Ya da A.Hamdi Bey'i hangi karanlık köyün kurtları kaptı?
Ali ÖZTÜRK-Günebakış-(25.09.2006)
"Trabzonspor ve Hazır Olmak"
Trabzonspor'un yükselişe geçmesi camiada yeni bir heyecan dalgası yarattı. Trabzonspor yıllardır yapamadığını yapar olarak derbi maçları almaya başladı.Ziya Doğanlı Trabzonspor'un geçmişteki başarıları da hafızalarda canlanınca bazı yürekleri korku sardı.
Önceki akşam ulusal bir TV kanalında Kartalgiller'in Kazım'ının Gökdeniz'e yönelik öfkesi ve iftira dolu sözleri gerçekten ayıplarla doluydu. Kartalgillerin utanmaz sözcüsü Gökdeniz'in halen Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandığını iddia edecek kadar da cahildi. Gökdeniz'e yapılan saldırının faillerinin halan Erzurum DGM'de yargılanmasını manüple eden Kartalgiller'in Kazım'ı 70 milyona Gökdeniz yargılanıyormuş mesajı verdi.
Gökdeniz Karadeniz'in erken gelen şöhreti taşıyamayarak büyük bir hata yaptığı doğru. Ancak hatasının bedelini de ödedi. Aynı hatayı Gökdeniz gibi yapanlar da vardı.Lakin o dönemdeki yönetim becerip Gökdeniz'i koruyamadı. Herkes biliyor ki bu işlerin arkasında Aziz Yıldırım vardı. Atay Aktuğ'un ise haberi bile olmadı! Gökdeniz Karadeniz işlediği suçun bedelini aldığı hak mahrumiyeti cezasıyla ödedi. Kendisi hakkındaki hukuk davası ise takipsizlikle sonuçlandı. Bir diğer ifadeyle süreç tamamlandı.
Şimdi ulusal televizyonlarda yargının tamamladığı süreci çarpıtanlar yeni bir kampanya başlatıyorlar. Olayı tam bir psikolojik havaya büründürüp toplum gözünde Gökdeniz'in başarılarını küçümsemek ve Gökdeniz'i moralmen çökertmek istiyorlar.
İstanbul Dükalığı Anadolu'nun başarısına hiçbir şekilde tahammül edemiyor. Ellerinde tuttukları medya gücünü Anadolu'ya sopa olarak gösteriyorlar. Bu noktada bütün mesele bize düşüyor. İki ayrı tehlikeyle karşı karşıyayız.
1- İç ayrılıklar ve aykırılıklar
2- Dış baskılar ve maniplasyonlar
Hepiniz ve hepimiz biliyoruz ki Trabzonspor'da başarının yolu kendi içinde oluşturacağı birlik ve bütünlükten geçer. Bunu sağlayamadığımız müddetçe başarılı olmamız mümkün değil. Aykırılıklarımıza saygı göstererek ayrılığı yenmemiz gerekiyor.
Dış baskılara, oyunlara ve maniplasyonlara karşı durabilmek de yine içteki birliktelikle alakalı. Trabzon ve Trabzonspor'un dinamizminin bunu sağlayacak güçte olduğunu herkes biliyor.
Evet... Trabzonspor'un sahadaki yükselişi saha dışındaki olgularına da birtakım keyfiyetler yüklemektedir. Başarıyla birlikte dışardan gelen taciz ve atraksiyonlar karşısında elbirlik olmak gerekiyor. Bugün kent içinde kendi yönetimlerindeki Trabzonspor’un başarılı olmasını isteyenler elbette bu birlikteliğe aykırı davranacaktır. Lakin ister bu birlikteliğe destek verilsin, ister dışında gezinilsin, samimiyetin ölçüsü zararsız olmaktır.
Ya Trabzospor'a fayda sağlamak veya zararsız kalmak...
Trabzonspor'un başarıları karşısında herkes durumdan vazife çıkarıp kendini samimiyet testine tabi tutmalıdır.
Hedef: Elbirlik olmak... Omuz omuza dayanmak... Hataları bir kenara koyup Trabzonspor'un arkasına takılıp 25 yıllık hayali yaşamak... Hazır olanlar Osasuna maçına takılmasın.
Ali ÖZTÜRK-Günebakış-(27.09.2006)
Ali ÖZTÜRK’ün de çağrısı bu yöndedir. Bir dev uyandı ve birileri bundan ciddi ciddi rahatsız olmaya başladı. Çünkü trilyonları, yüzüncü yıllarının boşa gitme durumu söz konusudur. Bu yüzden her türlü kirli oyunlara, masabaşı oyunlara başvuracaklardır. Onlar buna başvurmadan, kenetlenmeliyiz…
İşte o iki makale…
"Trabzonspor İçin Sokakta İmza Toplamak"
Trabzonspor 10 yıldır evinde yenemediği Galatasaray müsabakasına hazırlanırken hafta ortasında, yani müsabakaya 72 saat kala önemli bir Sivil Toplum Kuruluşu'nun başkanı kongre için imza kampanyası başlatacaklarını duyurdu. Ahmet Hamdi Bey, Galatasaray müsabakası sonucunu bile bekleyemedi.
Trabzonspor, biri UEFA maçı olmak üzere son 4 karşılaşmasında mağlup olmadı. Henüz UEFA Kupası'ndan dışlanmadı. Galatasaray'ı yenmesi halinde ise çıkış yakalayacaktı. Ama birileri rahatsız oldu. Rahatsızlığın sözcülüğü ise İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan'a kaldı. Gürdoğan, çarşamba günü günebakış’a yaptığı açıklamada "Bir Trabzonlu olarak yapılanlar beni üzüyor. Bunun için mevcut yönetimin bir an evvel kongreye gitmesi için çalışma başlattık. İmza toplayıp yönetimi olağanüstü kongreye taşıyacağız" deyiverdi.
Galatasaray maçı gibi 10 yıldır evimizde yenemediğimiz ve onur mücadelesi vereceğimiz bir müsabaka öncesi Sayın Gürdoğan'ın bu yaklaşımı kendi iradesiyle alakalı değildi! Bu yaklaşım Trabzonspor sevdasıyla da ilgili değildi! Her şeyden önce samimi bir hal olamazdı. Aksine, bize göre Trabzonspor'un toparlanma arefesinde ortaya atılan bu yaklaşım samimiyet testinden geçirilmelidir. Mesela Ahmet Hamdi Bey'e şu sorular yöneltilmelidir.
1- Trabzonspor geçtiğimiz sezonun hemen başında Rum Anorthosis takımına elenirken tarihi bir utanç yaşadık. Siz sivil toplum örgütünün temsilcisi olarak o günlerde ne yaptınız?
2- Geçen sezon ligin ilk 10 haftasında 11 puanımız vardı ve evimizde Manisa'dan 2, Kayseri'den 3 gol yerken İstanbul Ali Sami Yen'de 4 golün yanısıra tribünler "Şikeci Trabzon" diye inledi. Aynı hassasiyeti niye taşımadınız. Niçin sessiz kaldınız? Durumdan niye vazife çıkarmadınız?
Trabzonspor’un mevcut yönetiminin başarılı olduğunu iddia etmiyoruz. Tam aksine başarısız olduklarını kabul ediyoruz. Ancak sahada 1996 benzeri bir hava yakaladığımızı düşünüyoruz. Son anda kulübü ve takımı rezaletten kurtaracak ve belki şampiyonluğa taşıyacak Ziya Doğan gibi bir büyük transferin üstelik hatalarını gözden geçirmiş olarak Trabzonspor’a kazandırıldığına inanıyoruz. Ne Ziya Doğan'a ne diğerlerine yeteri kadar şans tanımadan bir yerlerden düğmeye basıldığına ve Hamdi Bey'in olağanüstü kongre çığlıklarıyla görevlendirildiğine inanıyoruz.
Trabzonspor bir sivil toplum kuruluşu... Elbette olağanüstü kongre yöntemleri onun içinde geçerli. Lakin bugüne kadar hiç denenmeyen bir yöntem bu yönetime de layık görülmemeli.Trabzonspor’un hiçbir yönetimi lanetli ilan edilmemelidir. Trabzonspor’un bu yönetimi de sokakta imza dağıtılarak gönderilmemeli.
Gelelim bugüne...Trabzonspor son 4 lig maçının ikisini derbi oynadı. Aldığı sonuçlar ve oynadığı oyunla bu yıl Büyüklerin Efendisi olduğunu kanıtladı. Elimize son yılların en büyük şansı geçti. Tek sorun Derin Trabzonspor’un etkisinden kurtulup birlik ve beraberliği sağlamak.
Derin Trabzonspor'un panzehiri kamuoyu önündeki sivil toplum örgütleri...Yani Ahmet Hamdi Gürdoğan ve diğer STÖ temsilcileri. Onlar aynı zamanda kentin vicdanı... Böyle bir sorumluluk ortamında A. Hamdi Gürdoğan kimin adına açıklama yaptı? Ya da A.Hamdi Bey'i hangi karanlık köyün kurtları kaptı?
Ali ÖZTÜRK-Günebakış-(25.09.2006)
"Trabzonspor ve Hazır Olmak"
Trabzonspor'un yükselişe geçmesi camiada yeni bir heyecan dalgası yarattı. Trabzonspor yıllardır yapamadığını yapar olarak derbi maçları almaya başladı.Ziya Doğanlı Trabzonspor'un geçmişteki başarıları da hafızalarda canlanınca bazı yürekleri korku sardı.
Önceki akşam ulusal bir TV kanalında Kartalgiller'in Kazım'ının Gökdeniz'e yönelik öfkesi ve iftira dolu sözleri gerçekten ayıplarla doluydu. Kartalgillerin utanmaz sözcüsü Gökdeniz'in halen Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandığını iddia edecek kadar da cahildi. Gökdeniz'e yapılan saldırının faillerinin halan Erzurum DGM'de yargılanmasını manüple eden Kartalgiller'in Kazım'ı 70 milyona Gökdeniz yargılanıyormuş mesajı verdi.
Gökdeniz Karadeniz'in erken gelen şöhreti taşıyamayarak büyük bir hata yaptığı doğru. Ancak hatasının bedelini de ödedi. Aynı hatayı Gökdeniz gibi yapanlar da vardı.Lakin o dönemdeki yönetim becerip Gökdeniz'i koruyamadı. Herkes biliyor ki bu işlerin arkasında Aziz Yıldırım vardı. Atay Aktuğ'un ise haberi bile olmadı! Gökdeniz Karadeniz işlediği suçun bedelini aldığı hak mahrumiyeti cezasıyla ödedi. Kendisi hakkındaki hukuk davası ise takipsizlikle sonuçlandı. Bir diğer ifadeyle süreç tamamlandı.
Şimdi ulusal televizyonlarda yargının tamamladığı süreci çarpıtanlar yeni bir kampanya başlatıyorlar. Olayı tam bir psikolojik havaya büründürüp toplum gözünde Gökdeniz'in başarılarını küçümsemek ve Gökdeniz'i moralmen çökertmek istiyorlar.
İstanbul Dükalığı Anadolu'nun başarısına hiçbir şekilde tahammül edemiyor. Ellerinde tuttukları medya gücünü Anadolu'ya sopa olarak gösteriyorlar. Bu noktada bütün mesele bize düşüyor. İki ayrı tehlikeyle karşı karşıyayız.
1- İç ayrılıklar ve aykırılıklar
2- Dış baskılar ve maniplasyonlar
Hepiniz ve hepimiz biliyoruz ki Trabzonspor'da başarının yolu kendi içinde oluşturacağı birlik ve bütünlükten geçer. Bunu sağlayamadığımız müddetçe başarılı olmamız mümkün değil. Aykırılıklarımıza saygı göstererek ayrılığı yenmemiz gerekiyor.
Dış baskılara, oyunlara ve maniplasyonlara karşı durabilmek de yine içteki birliktelikle alakalı. Trabzon ve Trabzonspor'un dinamizminin bunu sağlayacak güçte olduğunu herkes biliyor.
Evet... Trabzonspor'un sahadaki yükselişi saha dışındaki olgularına da birtakım keyfiyetler yüklemektedir. Başarıyla birlikte dışardan gelen taciz ve atraksiyonlar karşısında elbirlik olmak gerekiyor. Bugün kent içinde kendi yönetimlerindeki Trabzonspor’un başarılı olmasını isteyenler elbette bu birlikteliğe aykırı davranacaktır. Lakin ister bu birlikteliğe destek verilsin, ister dışında gezinilsin, samimiyetin ölçüsü zararsız olmaktır.
Ya Trabzospor'a fayda sağlamak veya zararsız kalmak...
Trabzonspor'un başarıları karşısında herkes durumdan vazife çıkarıp kendini samimiyet testine tabi tutmalıdır.
Hedef: Elbirlik olmak... Omuz omuza dayanmak... Hataları bir kenara koyup Trabzonspor'un arkasına takılıp 25 yıllık hayali yaşamak... Hazır olanlar Osasuna maçına takılmasın.
Ali ÖZTÜRK-Günebakış-(27.09.2006)