Burak
19.05.2014, 21:21
http://i.hizliresim.com/b8VMbZ.jpg
Trabzonspor'un kronik sorunlarından birisidir İstanbul.Hem gelen hem de kadrosunda bulunan futbolcular hususunda önemli bir engel teşkil eder.Kimisi İstanbul'u duyduğunda Trabzon'u beğenmez, kimi de Trabzonspor'u basamak olarak kullanır, İstanbul'un da şaşalı ama bir o kadar da insan yiyici görüntüsüne kapılarak gitmek için her yolu dener.
http://i.hizliresim.com/p4b8Pr.jpg
Yaşımın yettiği zamanlarda Ünal Karaman ve Hami Mandıralı gibi önemli isimleri izleme şerefine eriştim.Futbol yaşamlarında Trabzonspor için başarılı sezonlar geçirmelerine rağmen iki futbolcu da bir kaç kere İstanbul'un eşiğinden dönmüştü.Hatta küçük bir kızın Ünal Karaman'ı İstanbul uçağından çevirdiği anlatılır.Kendisinin de sözleriyle Fenerbahçe ile anlaşmıştır.Artık rota büyük şehirdir.Ama "Basın karşısına çıkıp bunu taraftarlarıma ben açıklayacağım" demesine rağmen Fenerbahçeli yöneticilerin haberi basına sızdırması bir kez daha Karaman'ı Trabzonspor'da bırakır.Galatasaray da Ünal Karaman ile ilgilenir.Ünal fiyatını söyler, Galatasaray başkanı ya da asbaşkanı (net hatırlamamakla birlikte) "Bilmem kime ne kadar veriyoruz, tavan ücretimiz budur, istersen" sözleri de geri adım attırır.Trabzonspor tarihine adını altın harflerle yazdıran, sadece ligde attığı 200'ün üstünde attığı gollerle farklı bir yere sahip olan ve şu anda teknik direktörlük görevini üstlenen Hami Mandıralı da Galatasaray'a gidemediği için üzgün olduğunu açıklamıştır.Hatta abisi Necati Manıdralı'nın vefatından sonra "Abimin vasiyetiydi, Galatasaray'a transfer olmamak içimde uktedir" sözlerini herkes hatırlar.İki futbolcu da Trabzonspor formasıyla verdiği hizmetle pazuband taksın takmasın saha içerisindeki kaptan olarak görüldü hep.Geminin en önemli iki ismiydiler.Ünal Karaman'ın ayrıldığı sezon, Ogün Temizkanoğlu ve Abdullah Ercan da astronomik bir rakama Fenerbahçe'ye satılır.96'da şampiyonluğu ayak oyunlarına kaptıran Trabzonspor'un kaptanları birer birer gemiyi terk eder.Trabzonspor artık sıradan bir kimliğe bürünmüş, tramva denilebilecek bu durumu atlatması üç dört sezonu alacaktır.
Alt yapıdan çıkan Gökdeniz Karadeniz, çeşitli takımlarda forma giyen Trabzon'un evlatları Fatih Tekke ve Hüseyin Çimşir ile yeni bir yapılanma sürecine giren Trabzonspor tekrar zirve yarışına ortak olur, yine hazin sonlarla ayak oyunlarına yenilir.Ayrılık elzem bir durumdur kuzeyin doğusunda.Önce Fatih Tekke çeşitli sebeplerin üstüne gelen astronomik bir rakamla Zenit'e satılır, ardından da Gökdeniz "yıldız değil" denilerek Rubin Kazan'a gönderilir.Hüseyin'in de sözleşmesi uzatılmaz ve O da Bursa'nın yolunu tutar.Bu üç ismin en önemli özellikleri Trabzonspor'dan ayrıldıkları sezon şampiyon olmalarıdır.Onca sene şampiyonluk madalyasını takamayan Trabzonspor'un kaptanları gurbette bu sevinci yaşarlar.Fatih Tekke bir de UEFA şampiyonluğuna imza atar.
http://i.hizliresim.com/1P6DNN.jpg
Sadri Şener'in 25 civarı futbolcu transfer ettiği sezonun meyveleri 2010-2011'de alınmış, Trabzonspor şampiyon olmuştur.Hazin son bir kez daha baş gösterecektir.Kadro lav edilircesine dağıtılır.Pazubandı takmamalarına rağmen sahada kaptan rolü üstlenen Egemen'den Selçuk'a, Song'dan Umut'a takımın tüm iskeleti paramparça edilir.Bazıları direkt İstanbul'un yolunu tutar, diğerleri de yurtdışı aktarmalı olarak gelir.Bir sonraki sezon da bu sefer gol kralı, "Trabzonspor için ölürüm" sözleriyle herkesin gözünü boyayan burak İstanbul uçağına atlar.
Kazığın en büyük ve sivrisi sırada bekler.Çünkü gidecek isim Tolga Zengin'dir.Trabzonspor'da 15 sezon geçirmiş, çalınan şampiyonluklarına tanıklık etmiş, bu toprakların çocuğu Tolga'dır.Herkes O'nu kaptandan öte görür Onur ile birlikte. Tolga, Eskişehir maçında Mustafa abiyi anarken, şikeden ceza yiyen bir kulübe imzayı atar.Artık Beşiktaş'ın futbolcusu, İstanbul'un sistem elemanıdır (Bakmayın sitem ettiğime, ayrı bir yeri vardır bende ama sindiremedim hala gidişini).
Tolga Zengin'den sonra kaptanlık bandını Onur Kıvrak takar.Şimdiden bir Trabzonspor efsanesi olarak adlandırılan fahri Trabzonsporlu, sözleşmesini de kulübün menfaatleri doğrultusunda uzatır, serbest kalma maddesini de kaldırtır.
Gelinen nokta Onur'un Trabzonspor'dan ayrılacak bir durumu olmadığını gösterse de geçmişin izleri acı bir şekilde önümüzde duruyor.Bundan sonrası için ise kulübün Onur'u "onurlandırarak" takımda kalmasını sağlaması gerekiyor.Yeni Tolga, Burak ya da Selçuk vakasını yaşamak istemiyoruz.Yeniden şampiyonluk şarkıları söylemek niyetim/niz varsa, en önemli enstrümanımız kaptanımız.Kalbimizi ayırmayın bizden.
Trabzonspor'un kronik sorunlarından birisidir İstanbul.Hem gelen hem de kadrosunda bulunan futbolcular hususunda önemli bir engel teşkil eder.Kimisi İstanbul'u duyduğunda Trabzon'u beğenmez, kimi de Trabzonspor'u basamak olarak kullanır, İstanbul'un da şaşalı ama bir o kadar da insan yiyici görüntüsüne kapılarak gitmek için her yolu dener.
http://i.hizliresim.com/p4b8Pr.jpg
Yaşımın yettiği zamanlarda Ünal Karaman ve Hami Mandıralı gibi önemli isimleri izleme şerefine eriştim.Futbol yaşamlarında Trabzonspor için başarılı sezonlar geçirmelerine rağmen iki futbolcu da bir kaç kere İstanbul'un eşiğinden dönmüştü.Hatta küçük bir kızın Ünal Karaman'ı İstanbul uçağından çevirdiği anlatılır.Kendisinin de sözleriyle Fenerbahçe ile anlaşmıştır.Artık rota büyük şehirdir.Ama "Basın karşısına çıkıp bunu taraftarlarıma ben açıklayacağım" demesine rağmen Fenerbahçeli yöneticilerin haberi basına sızdırması bir kez daha Karaman'ı Trabzonspor'da bırakır.Galatasaray da Ünal Karaman ile ilgilenir.Ünal fiyatını söyler, Galatasaray başkanı ya da asbaşkanı (net hatırlamamakla birlikte) "Bilmem kime ne kadar veriyoruz, tavan ücretimiz budur, istersen" sözleri de geri adım attırır.Trabzonspor tarihine adını altın harflerle yazdıran, sadece ligde attığı 200'ün üstünde attığı gollerle farklı bir yere sahip olan ve şu anda teknik direktörlük görevini üstlenen Hami Mandıralı da Galatasaray'a gidemediği için üzgün olduğunu açıklamıştır.Hatta abisi Necati Manıdralı'nın vefatından sonra "Abimin vasiyetiydi, Galatasaray'a transfer olmamak içimde uktedir" sözlerini herkes hatırlar.İki futbolcu da Trabzonspor formasıyla verdiği hizmetle pazuband taksın takmasın saha içerisindeki kaptan olarak görüldü hep.Geminin en önemli iki ismiydiler.Ünal Karaman'ın ayrıldığı sezon, Ogün Temizkanoğlu ve Abdullah Ercan da astronomik bir rakama Fenerbahçe'ye satılır.96'da şampiyonluğu ayak oyunlarına kaptıran Trabzonspor'un kaptanları birer birer gemiyi terk eder.Trabzonspor artık sıradan bir kimliğe bürünmüş, tramva denilebilecek bu durumu atlatması üç dört sezonu alacaktır.
Alt yapıdan çıkan Gökdeniz Karadeniz, çeşitli takımlarda forma giyen Trabzon'un evlatları Fatih Tekke ve Hüseyin Çimşir ile yeni bir yapılanma sürecine giren Trabzonspor tekrar zirve yarışına ortak olur, yine hazin sonlarla ayak oyunlarına yenilir.Ayrılık elzem bir durumdur kuzeyin doğusunda.Önce Fatih Tekke çeşitli sebeplerin üstüne gelen astronomik bir rakamla Zenit'e satılır, ardından da Gökdeniz "yıldız değil" denilerek Rubin Kazan'a gönderilir.Hüseyin'in de sözleşmesi uzatılmaz ve O da Bursa'nın yolunu tutar.Bu üç ismin en önemli özellikleri Trabzonspor'dan ayrıldıkları sezon şampiyon olmalarıdır.Onca sene şampiyonluk madalyasını takamayan Trabzonspor'un kaptanları gurbette bu sevinci yaşarlar.Fatih Tekke bir de UEFA şampiyonluğuna imza atar.
http://i.hizliresim.com/1P6DNN.jpg
Sadri Şener'in 25 civarı futbolcu transfer ettiği sezonun meyveleri 2010-2011'de alınmış, Trabzonspor şampiyon olmuştur.Hazin son bir kez daha baş gösterecektir.Kadro lav edilircesine dağıtılır.Pazubandı takmamalarına rağmen sahada kaptan rolü üstlenen Egemen'den Selçuk'a, Song'dan Umut'a takımın tüm iskeleti paramparça edilir.Bazıları direkt İstanbul'un yolunu tutar, diğerleri de yurtdışı aktarmalı olarak gelir.Bir sonraki sezon da bu sefer gol kralı, "Trabzonspor için ölürüm" sözleriyle herkesin gözünü boyayan burak İstanbul uçağına atlar.
Kazığın en büyük ve sivrisi sırada bekler.Çünkü gidecek isim Tolga Zengin'dir.Trabzonspor'da 15 sezon geçirmiş, çalınan şampiyonluklarına tanıklık etmiş, bu toprakların çocuğu Tolga'dır.Herkes O'nu kaptandan öte görür Onur ile birlikte. Tolga, Eskişehir maçında Mustafa abiyi anarken, şikeden ceza yiyen bir kulübe imzayı atar.Artık Beşiktaş'ın futbolcusu, İstanbul'un sistem elemanıdır (Bakmayın sitem ettiğime, ayrı bir yeri vardır bende ama sindiremedim hala gidişini).
Tolga Zengin'den sonra kaptanlık bandını Onur Kıvrak takar.Şimdiden bir Trabzonspor efsanesi olarak adlandırılan fahri Trabzonsporlu, sözleşmesini de kulübün menfaatleri doğrultusunda uzatır, serbest kalma maddesini de kaldırtır.
Gelinen nokta Onur'un Trabzonspor'dan ayrılacak bir durumu olmadığını gösterse de geçmişin izleri acı bir şekilde önümüzde duruyor.Bundan sonrası için ise kulübün Onur'u "onurlandırarak" takımda kalmasını sağlaması gerekiyor.Yeni Tolga, Burak ya da Selçuk vakasını yaşamak istemiyoruz.Yeniden şampiyonluk şarkıları söylemek niyetim/niz varsa, en önemli enstrümanımız kaptanımız.Kalbimizi ayırmayın bizden.