PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sizce Lübnan'a asker gönderilmeli mi?



Mert67
02.09.2006, 16:32
Şu günlerde meclistede tartışılan bir konu.Sayın cumhurbaşkanımız buna karşı geliyor.Fakat sayın başbakanımız gönderilmesinden yana.
Bana sorarsanız gönderilmemeli.
Siz ne düşünüyorsunuz?

Mehmet_Mercanlı
02.09.2006, 16:36
EVET GÖNDERİLMELİ AMA israil KÖPEKLERİNE mermi sikmak için

omer61
02.09.2006, 20:50
GONDERİLMEMELİ... bazılarının çıkarları için orda mehemtçikler şehit olmasın!!!

Kaya
02.09.2006, 20:52
Gerek yok...

Barış Cem
02.09.2006, 21:02
israil savaş sırasında defalarca birleşmiş milletler binalarını kızılhaç araçlarını vurdu . korkarım ki çocuklarımızın kanına gireler ve hükümet böyle bir durumu her zaman olduğu gibi protesto ederek kınayarak geçiştirir.

neden böyle düşünüyorum çünkü daha bugün 6 çocuğumuz şehid edildi, hani oraya asker gönderiyor muyuz?

Murat GENEL
02.09.2006, 21:37
kesinlikle hayır...................

Remzi
02.09.2006, 21:54
ya biz kendi pisliğimizi temizleyemiyoruz bi de onlara askermi gönderilecek HAYIR!!
Bir de bundan bikaç sene önce ne çabuk unutuldu Hizbullah'ın Türkiyede yaptıkları ve BEka vadisinde PKKlılara verdiği eğitimler.
Tamam onlarda din kardeşimiz ama önce sen kendi güvenliğini sağla sonra gönderirsen gönder askerini.

Barış Cem
02.09.2006, 22:03
ya biz kendi pisliğimizi temizleyemiyoruz bi de onlara askermi gönderilecek HAYIR!!
Bir de bundan bikaç sene önce ne çabuk unutuldu Hizbullah'ın Türkiyede yaptıkları ve BEka vadisinde PKKlılara verdiği eğitimler.
Tamam onlarda din kardeşimiz ama önce sen kendi güvenliğini sağla sonra gönderirsen gönder askerini.


katılıyorum ama türkiye'deki hizbullahla lübnan hizbullahı farklı. tek benzerliği amerika tarafından zamanında sovyetlere karşı kurulup silahlandırılmış olması,

Adem Erdoğan
02.09.2006, 22:46
Ben şahsen gönderilmesinden yanayım.Çünkü türk ASkerinin olduğu yerde zulüm olmaz.O rada insanlar acı çekerken biz burdaa seyirci kalamayız.Bugün onlara geldi yarın bize gelmeyecekleri ne malum.Türkiyeninde o bölgede bi ağırlığı olması lazım.Yalnız şöyle bi durum var.Oraya giden askerlerimize israil tarafından bi saldırı yapılabilir ve buna hizbullah yaptı süsü verilebilir.Sonuç olarak bizide barış gücü değil savaşın bi parçası yapabilirler.

Emre B.
02.09.2006, 22:46
Kesinlikle gönderilmemeli.

LAZTOLGA
02.09.2006, 23:48
biz önce kendi problemimiz olan pkk yi temizleyelim. bir yere asker gönderilicekse oda musul ve kerkük e gönderilmeli oda türkiyenin cikari icin

Eyüphan
03.09.2006, 12:55
Kesinlikle gönderilmemelidir. Bu bizim savaşımız değil

Mert67
03.09.2006, 16:28
Salı günü TBMM'de tezkere oylaması yapılacakmış.

bahadır2561
04.09.2006, 10:28
tabi ki gönderilmeli ama musul'la kerkük'e..

Jade
04.09.2006, 10:58
kesinlikle hayır..çok isteyen amerika dan oğlunu çağırır gönderir!!

laz_hayri_61
04.09.2006, 11:07
önce kandile, kuzey ırak a girelim oradaki hainleri temizleyelim ondan sonrada lübnan a gidelim ama israil mermi atmaya....ancak önce içimizdeki hainleri temizleyelim

halil ibo
04.09.2006, 11:49
Türk ordusu,mongol amerikan başkanının ve siyonistlerin emrinde olmaz,olamaz.Sayın başbakan amerikanın İran'la muhtemel bir kara savaşında Hizbullah'lada uğraşmamak için orada bir tampon bölge oluşturmaya çalışmaktadır.Bunu görme kabiliyetinden uzak olan T.C.yöneticilerinin aklından şüphe duyarım yada beyinleri amerikan ipoteği altındadır.

Ayşe Aygün
04.09.2006, 12:31
Kesinlikle hayır.İsrail askerine çay ikram eden bir orduya. mehmetçik yardım edemez.

Mehmet_Mercanlı
04.09.2006, 13:32
neden Lübnan'a biz asker yolluyoruz.
bizim durumumuz onlardan kötü Lübnan kader bizde şehit veriyoruz
onlar bize asker göndersin BM bizde başvuralım bizede asker versinler PKK ile yıllardır savaş içindeyiz kim hangi ülke bize yardımcı oldu lübnan,iran,irak,suriye,..... hangisi bizneden yardımcı oluyoruz büyük ülkeyiz diyemi ....?
bzim Lübnan gönderilcek askerimiz yok.
olurda gidilirse israil ortadan kaldırmak için gidilir...
barış sağlamak işi yalan
biz onlara asker verelim ama onlar bize asker vericekmi bizim kanayan yaramıza kim nedicem.

golebshera
04.09.2006, 14:42
İsraili hizbullahdan koruma görevini bize verdiler, emre itat ediyoruz. Niye? Küresel sermaye sıcak parasını koz olarak kullanıyor, ekonomik olarak bağımlıyız çünkü.

2 günde 7 şehit verdik, PKK kuzey Iraktan bize kabadayılık yapıyor, ama Irağa girip bunlara son veremiyoruz. Niye? Aynı sebepten.

Adalet elbet yerini bulacaktır..

Hüda Topaloğlu
05.09.2006, 01:57
Bukadar bencillik nedenki?? Avrupa birligine daha girmeden onlarin huylarini kendimize huy edinmisiz.
Burda sehit veriyoruz diye din kardeslerimizin katledilmesine göz yummak nekadar dogru bir dusunce?? Zannediyormusunuz elin gavuru bizim Mehmetcigimiz kadar candan savunacak Lubnan halkini. Onlarki bizim askerleri 4 gozle bekliyorlar bu yazilanlari gorseler artik belkide onlar icin son umut olan Osmanli torunlarida gelecek umudu tukenmis olacak.
"Gercek musluman kardesinin dertlerine ortak olanidir", care aramaliyiz. Bu bati zihniyetine zit olan birseydir ama malesef bizde onlara benzemeye calisiyormusuz, basliyormusuz.

Vegas
05.09.2006, 08:09
Bukadar bencillik nedenki?? Avrupa birligine daha girmeden onlarin huylarini kendimize huy edinmisiz.
Burda sehit veriyoruz diye din kardeslerimizin katledilmesine göz yummak nekadar dogru bir dusunce?? Zannediyormusunuz elin gavuru bizim Mehmetcigimiz kadar candan savunacak Lubnan halkini. Onlarki bizim askerleri 4 gozle bekliyorlar bu yazilanlari gorseler artik belkide onlar icin son umut olan Osmanli torunlarida gelecek umudu tukenmis olacak.
"Gercek musluman kardesinin dertlerine ortak olanidir", care aramaliyiz. Bu bati zihniyetine zit olan birseydir ama malesef bizde onlara benzemeye calisiyormusuz, basliyormusuz.

Bir yere bulgura giderken evdeki pirincten olmak diye bir atasozumuz vardir. Tam onunla ortusmuyor ama o aklima geldi, bizim derdimiz basimizdan askin bu yillarda. Kuzey Irak girilip o Kandil Dagi'ni tirmik ile araklar gibi araklanmasi lazim. PKK yapmak istese hergun 10 askerimizi sehit edebilir bugun adamlarin elinde o guc var artik. Bizim asker gondermemiz gereken tek yer Kuzey Irak'tir.

Bu arada biz Lubnan'a asker gonderecek olsak ne yapacak bizim askerimiz orda? Israil'i Hizbullah'tan mi koruyacakmis yoksa Lubnan halkini Israil'den? Birincisi ise eger hic ama hic gerek diyorum, Israil ne belasi varsa gorsun orda, Iran'i nasil sah-mat ederiz diye dusunup plan kuracagina ulkesini korusun. Ikinci secek ise Israil'in, oraya gidecek bir avuc Turk askerinin uzerine misket bombasi falan yagdirmasiyla es goruyorum ben. Lubnan'i bombalamak istediginde bizim askere hicbir zmana sormaz onlar derhal misket bombalarini yagdirmaya baslar.

Badaloğlu
05.09.2006, 10:50
Yıllardır pkk'ya kuçak açmış devletlerin başında gelen ülkenin adı nedir?diye soracak olursak tabiki Lübnan deriz.Neden?Çünkü bizde biliyoruzki; terör örgütü üyeleri yıllarca bu ülkede, Bekaa vadisinde eğitim görmüşlerdir.Peki bu yıllarca yapılan eğitimlerin sonunda ülkemizde şehit edilen binlerce Mehmetçiğimiz ve vatandaşlarımız'ın (köylüler,korucular,baskınlarda ölen insanlar) anaları,babaları,sevgilileri,çocukları ağlerken; bu Lübnan hükümeti ne zaman bu terör vadisindeki faaliyetlere son vermişdir?O ağlayan anaların,bacıların,çocukların göz yaşlarını zamanında Lübnan hükümeti görmemişmidir?Bence hayır görmemişlerdir.Görmüş olsalardı o kampta katil ruhlu canileri barındırmazlardı.
Ama ne oldu?Kendi ülkesinde masum insanlar ölünce, Lübnan hükümet başbakanı ''kardeşlerimizi Lübnanda görmek istiyoruz'' diye (Mehmetçiği kasd ederek) başbakanımıza hemen hergün telefonlar açarak yardım istemişlerdir.Adama sormazlarmı biz sizin kardeşiniz isek yıllarca neden Bekaa vadisindeki faaliyetlere izin verdinizde, bizi arkamızdan vurdunuz?O kadar Mehmetçiğin şehit olmasına göz yumdunuz?Tamam biz Türküz nerede bir mazlum koşalım ama körü körünede Mehmetçiği ateşe atamayız.
Türkiyenin o bölgede bir çıkarı yoktur kardeşim.Tek çıkar Kerkük ve Musuldur.Gönderebiliyorsak buraya asker göndermeliyiz.

Ortadoğuda daha çok kanlar akacaktır.Çünkü bu bölgede bulunan devletler zamanında hepsi İngilizlerle bir olup Osmanlı'yı siyonizme satmışlardır.Şimdi ise yaptıklarının bedelini ödüyorlar.Osmanlı zamanında o bölgede kimsenin burnu kanamadan yaşayan insanlar, bölgenin petrol bölgesi olmasından dolayı İngilizler'in oyununa gelerek bizi arkamızdan hançerlemişlerdir.

Irakta olan biten tüm insanlara ibret-i alem niteliğindedir.hatırlayın A.B.D askeri Irak'a girdiğinde Iraklıların sevinç gösterilerini.Güya bağımsız,demokratik bir ülke olacaklardı.Aha ne oldi?hergün yüzlerce masum insanın kanı oluk oluk sokaklarda akıyor.Ve bu olup bitenlere rağmen tüm insanlık sadece ve sadece seyretmek durumunda kalıyor.Çünkü o bölgeye A.B.D yerleşti,orada artık ne huzur olur, ne de insanlar gün yüzü görür?Adamların tek derdi İsrailin çıkarlarını korumaktır.İsrail çıkarları demek A.B.D çıkarları demektir.O bölge ne kadar karışık olursa A.B.D istediği gibi at koşturur.

oskayb
05.09.2006, 11:03
ortadoğudaki nesnel saflaşmada türkiyenin yeri neresidir?
büyük ortadoğu projesini uygulayacağım ve 24 islam ülkesinin sınırlarını değiştireceğim diyen abd ve onun pitbull köpeği israilin yanı mı yoksa bu sözkonusu sınırları değişecek 24 ülkeden biri (ve en önemlisi ) olarak diğer tehdit altındaki ortadoğu ülkeleri ve halkları ile direnenlerin safı mı?

türk hükümeti bu konuda çok yanlış konumlanıyor ve tabanına ve milletin ezici çoğunluğuna rağmen asker gönderme ısrarında.
ama türkiye büyük bir ülkedir ve bu kadar önemli bir saflaşmada türkiye gibi ciddi devlet geleneği olan bir ülkeyi ,BOP'un eşbaşkanlığı ile türkiye cumhuriyeti başbakanlığını karıştıran kişiler kendi hayati çıkarları ile taban tabana zıt bir pozisyona sokamazlar ,meclis gruplarını dün geceden beri ikna için kampa aldılar ,tezkere meclisten çıksa bile asker lübnana gitmeyecektir. türkiye intiharı seçmeyecektir.

Mert67
05.09.2006, 15:17
şu sıralarda mecliste tezkere oylanıyo.

Emre B.
05.09.2006, 15:43
Askerlik yan gelip yatma yeri değil diyen başbakandan ne beklenirki?Büyük ihtimalle askerlerimiz Lübnana gider.Allah hepsine yardımcı olsun.

Gürkan
05.09.2006, 16:42
pkk yı besleyen bır ulke nasıl bızım kardesımız olur.
kesınlıkle yollanmamalı.

Kaya
05.09.2006, 19:03
Lübnan'ı felan boş verin. Bu ordunun girmesi gereken tek yer K.Iraktır...

tigin
05.09.2006, 19:15
Bi taraf olan bertaraf olur

Tunga
05.09.2006, 19:17
Yıllardır pkk'ya kuçak açmış devletlerin başında gelen ülkenin adı nedir?diye soracak olursak tabiki Lübnan deriz.Neden?Çünkü bizde biliyoruzki; terör örgütü üyeleri yıllarca bu ülkede, Bekaa vadisinde eğitim görmüşlerdir.Peki bu yıllarca yapılan eğitimlerin sonunda ülkemizde şehit edilen binlerce Mehmetçiğimiz ve vatandaşlarımız'ın (köylüler,korucular,baskınlarda ölen insanlar) anaları,babaları,sevgilileri,çocukları ağlerken; bu Lübnan hükümeti ne zaman bu terör vadisindeki faaliyetlere son vermişdir?O ağlayan anaların,bacıların,çocukların göz yaşlarını zamanında Lübnan hükümeti görmemişmidir?Bence hayır görmemişlerdir.Görmüş olsalardı o kampta katil ruhlu canileri barındırmazlardı.
Ama ne oldu?Kendi ülkesinde masum insanlar ölünce, Lübnan hükümet başbakanı ''kardeşlerimizi Lübnanda görmek istiyoruz'' diye (Mehmetçiği kasd ederek) başbakanımıza hemen hergün telefonlar açarak yardım istemişlerdir.Adama sormazlarmı biz sizin kardeşiniz isek yıllarca neden Bekaa vadisindeki faaliyetlere izin verdinizde, bizi arkamızdan vurdunuz?O kadar Mehmetçiğin şehit olmasına göz yumdunuz?Tamam biz Türküz nerede bir mazlum koşalım ama körü körünede Mehmetçiği ateşe atamayız.
Türkiyenin o bölgede bir çıkarı yoktur kardeşim.Tek çıkar Kerkük ve Musuldur.Gönderebiliyorsak buraya asker göndermeliyiz.

Ortadoğuda daha çok kanlar akacaktır.Çünkü bu bölgede bulunan devletler zamanında hepsi İngilizlerle bir olup Osmanlı'yı siyonizme satmışlardır.Şimdi ise yaptıklarının bedelini ödüyorlar.Osmanlı zamanında o bölgede kimsenin burnu kanamadan yaşayan insanlar, bölgenin petrol bölgesi olmasından dolayı İngilizler'in oyununa gelerek bizi arkamızdan hançerlemişlerdir.

Irakta olan biten tüm insanlara ibret-i alem niteliğindedir.hatırlayın A.B.D askeri Irak'a girdiğinde Iraklıların sevinç gösterilerini.Güya bağımsız,demokratik bir ülke olacaklardı.Aha ne oldi?hergün yüzlerce masum insanın kanı oluk oluk sokaklarda akıyor.Ve bu olup bitenlere rağmen tüm insanlık sadece ve sadece seyretmek durumunda kalıyor.Çünkü o bölgeye A.B.D yerleşti,orada artık ne huzur olur, ne de insanlar gün yüzü görür?Adamların tek derdi İsrailin çıkarlarını korumaktır.İsrail çıkarları demek A.B.D çıkarları demektir.O bölge ne kadar karışık olursa A.B.D istediği gibi at koşturur.

Yazının tamamına katılıyorum ve bu nedenle de koyulaştırıyorum, kusura bakmayın.

Hadi İngiltere ya da Amerika, hatta Fransa'ya destek vermeleri bir tarafa da, bir de onlarla bir olup, Osmanlı Mehmetçiğine kurşun sıkan ellere ben ne dost diyebiliyorum, ne de din kardeşi.

Bu din kardeşi ayakları koktu. Türk Askeri Lübnan'a da gidebilir, Irak'a da, Afganistan'a da. AMA BU ÜLKENİN ÇIKARLARI İÇİN. YOKSA PARA İLE VATAN TOPRAĞINI SİYONİSTLERE SATAN "SÖZDE DİN KARDEŞLERİNE" YARDIM İÇİN DEĞİL.

Eğer Lübnan'a giden yol, K. Irak'tan geçecekse, ben de bir kere daha askerlik yapıp, oralara gitmeye razıyım, hazırım.

Sevgi
05.09.2006, 19:47
Lübnana Asker gönderilmemeli.

AtalaY_BuğrA
05.09.2006, 21:22
Tezkere çıktı. Allah Mehmetciğimizin kardeşlerimizin yanında olsun,yardımcısı olsun.

Recep Çaltepe
05.09.2006, 21:24
Evet maalesef artık olayın "bizce"si falan kalmadı, askerimiz Lübnan'a gidiyor. Çok yazık oldu çok. Tarih bu tezkere kararını da yazacaktır ama umarım askerimiz oradayken kötü şeyler yazmaz.

since1967_
05.09.2006, 21:35
allah mehmetçiğin yanında olsun. yolları açık bahtları güzel olsun.

trap_zone_61
05.09.2006, 22:03
evet asker gönderioruz oylama sonuçlandı

saglam
05.09.2006, 22:07
Hayırlısı olsun. Bence Türk askerinin o bölgede bulunması gerekiyordu. Ortadaoğu stratejik bir bölge ve burada söz sahibi olmak istiyorsanız, bir şekilde ağırlığınızı koyacaksınız. Keza Türk askerinin silahlı bir çatışmaya girmeyeceği, Hizbullah'ı silahsızlandırma gibi bir görev almayacağı hatta istediğimiz an askerimizi geri çekebileceğimiz de teskere şartları altında belirtildi.

Recep Çaltepe
05.09.2006, 22:25
Hayırlısı olsun. Bence Türk askerinin o bölgede bulunması gerekiyordu. Ortadaoğu stratejik bir bölge ve burada söz sahibi olmak istiyorsanız, bir şekilde ağırlığınızı koyacaksınız. Keza Türk askerinin silahlı bir çatışmaya girmeyeceği, Hizbullah'ı silahsızlandırma gibi bir görev almayacağı hatta istediğimiz an askerimizi geri çekebileceğimiz de teskere şartları altında belirtildi.

Arkadaşım görüşlerine saygı duymakla birlikte şunları da söylemek istiyorum. Günümüzde Amerika'nın hiç bir şekilde dediklerinin dışına çıkamayan liderlere sahip ülkelerin oluşturduğu sözkonusu yerde, bizim askerimizin de bulunması en ufak bir ağırlığımızın oluşmasına sebebiyet vermeyecektir. O coğrafyada bırakın güç dengelerinin bizim lehimize bozulmasını, en ufak bir şekilde ibrenin bize dönmesine bile hiç bir şekilde izin verilmeyecektir. Tezkere de belirtilen şartlar çok hafifmiş gibi görünüyor olabilir ama maalesef Irak'ta falan görüyoruz, intihar bombacıları çok büyük kayıplara uğratıyorlar askerleri. Yani bizim görevimiz kolaydır belki ama böylesine tehlikeli bir ortamda bu kolaylığın hiç bir değeri yoktur. Allah korusun her an her şey olabilir bu karmakarışık coğrafyada.

saglam
05.09.2006, 22:38
Arkadaşım görüşlerine saygı duymakla birlikte şunları da söylemek istiyorum. Günümüzde Amerika'nın hiç bir şekilde dediklerinin dışına çıkamayan liderlere sahip ülkelerin oluşturduğu sözkonusu yerde, bizim askerimizin de bulunması en ufak bir ağırlığımızın oluşmasına sebebiyet vermeyecektir. O coğrafyada bırakın güç dengelerinin bizim lehimize bozulmasını, en ufak bir şekilde ibrenin bize dönmesine bile hiç bir şekilde izin verilmeyecektir. Tezkere de belirtilen şartlar çok hafifmiş gibi görünüyor olabilir ama maalesef Irak'ta falan görüyoruz, intihar bombacıları çok büyük kayıplara uğratıyorlar askerleri. Yani bizim görevimiz kolaydır belki ama böylesine tehlikeli bir ortamda bu kolaylığın hiç bir değeri yoktur. Allah korusun her an her şey olabilir bu karmakarışık coğrafyada.

1 Mart teskeresinde doğru karar verip vermediğimiz halen tartışılmakta. Irak'a girseydik, malumunuz Kuzey Irak'ta konuşlanacaktık. Kuzey Irak'ın yıllardır bizim için sorunlu bir bölge olduğu aşikar. Bekaa vadisinde yetişen teröristler de Kuzey Irak'a yerleştiler, orada beslendiler, eğitimlerini, operasyon hazırlıklarını orada sürdürdüler. 1991 yılında kurulan Kürt devleti (kimse böyle bir devlet yok demesin, bayraklarını bile ayırdılar, Erbil'e giderseniz pasaportunuza Kürdistan damgası vuruluyor) ile ne gibi sorunlar yaşayacağımız ise, kocaman bir soru işareti olarak karşımızda durmakta. Ama ne yapabiliyoruz? Hiç birşey, sınırötesi operasyon yapmaya kalksak kıyametler kopuyor.

Lübnan'a gitmekten kaçmamalıyız, Türk askeri her gittiği yerde farklılığını ortaya koymuştur, inanıyorum ki Lübnan'da da öyle olacaktır. Tarihi bağımızın olduğu bu topraklarda bize söz hakkı tanınmayacağını düşünebilirsiniz ancak yaptığınız yatırımların size geri döneceğini de gözardı etmemeniz gerekmektedir.

İslam Sezer
05.09.2006, 22:38
bende suikastlerden çekiniyorum,inşallah burunları dahi kanamadan geri döner mehmetçik.

Bartuğ13
05.09.2006, 22:44
her geçen gün teröre şehitler verirken,hakkımızı savunmaz ve bu gidişe dur demek için k.ıraka bile giremezken,kimseye söz geçiremeyip,kimseden destek alamazken,lübnana asker göndermenin alemi nedir?
türkiyenin başbakanı öncelikle bu ülkenin sorunlarıyla ilgilenmelidir.askerimizi ucuz bulmuyoruz.yarın gelen bir şehit haberi hepimizin yakını olabilir,olmasa vatanımızın evladıdır.buna dur diyemeyen hükümet göz boyamak için bu tipp işlere kalkışmamalıdır

Recep Çaltepe
05.09.2006, 22:44
1 Mart teskeresinde doğru karar verip vermediğimiz halen tartışılmakta. Irak'a girseydik, malumunuz Kuzey Irak'ta konuşlanacaktık. Kuzey Irak'ın yıllardır bizim için sorunlu bir bölge olduğu aşikar. Bekaa vadisinde yetişen teröristler de Kuzey Irak'a yerleştiler, orada beslendiler, eğitimlerini, operasyon hazırlıklarını orada sürdürdüler. 1991 yılında kurulan Kürt devleti (kimse böyle bir devlet yok demesin, bayraklarını bile ayırdılar, Erbil'e giderseniz pasaportunuza Kürdistan damgası vuruluyor) ile ne gibi sorunlar yaşayacağımız ise, kocaman bir soru işareti olarak karşımızda durmakta. Ama ne yapabiliyoruz? Hiç birşey, sınırötesi operasyon yapmaya kalksak kıyametler kopuyor.

Lübnan'a gitmekten kaçmamalıyız, Türk askeri her gittiği yerde farklılığını ortaya koymuştur, inanıyorum ki Lübnan'da da öyle olacaktır. Tarihi bağımızın olduğu bu topraklarda bize söz hakkı tanınmayacağını düşünebilirsiniz ancak yaptığınız yatırımların size geri döneceğini de gözardı etmemeniz gerekmektedir.


Anladım arkadaşım dediklerini. Umarım bizim için en hayırlısı olur ve askerlerimiz burunları bile kanamadan geri dönerler.

Harun-61
05.09.2006, 22:46
hayirli olsun.
Allah yardimcilari olsun

saglam
05.09.2006, 23:05
Bu da bugünkü meclis oturumunda tartışılan Teskere Metni;


Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Lübnan'da 12 Temmuz 2006 tarihinde başlayan ve çok tehlikeli biçimde tırmanan çatışmalar bu sorunlu bölgede barışın yeniden tesisi için sürdürülen uluslararası çabalar sonucu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 11 Ağustos 2006 günü oybirliğiyle kabul ettiği 1701(2006) sayılı Kararla durdurulmuştur.

Bir aydan fazla süren Lübnan krizi büyük can kaybına yol açmış, Lübnan'ın nüfusunun dörtte 1'ini oluşturan yaklaşık bir milyon kişi yerlerinden edilmiş ve sivil altyapı büyük ölçüde tahrip olmuştur.

Tarafların, 14 Ağustos 2006 tarihi itibariyle uyacaklarını açıkladıkları çatışmaların durdurulmasını, kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını ve ihtilafa uzun dönemli bir çözüm bulunmasını amaçlayan 1701 (2006) sayılı Kararda;

- Çatışmaların tam olarak durdurulması, özellikle, Hizbullah'ın bütün saldırılarına ve İsrail'in bütün saldırı amaçlı askerî operasyonlarına derhal son vermesi,
- Lübnan Ordusunun onbeşbin askerinin ve halihazırda ikibin kişi olan Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücünün (UNIFIL) onbeşbine kadar çıkartılacak birliklerinin Mavi Hat ile Litani Nehri arasında kalan ve yabancı silahlı unsurlardan arınmış tampon bölgeye konuşlandırılması, bu konuşlandırmanın başlamasıyla birlikte ve buna paralel olarak İsrail ordusunun Güney Lübnan'dan çekilmesi,
- UNIFIL'in sayı ve teçhizat bakımından takviye edilmesi, görev yönergesi ve görev bölgesinin genişletilmesi ve görev süresinin 31 Ağustos 2007 tarihine kadar uzatılması,
öngörülmüştür.
1701 (2006) sayılı Kararın tüm yönleriyle uygulanmasını sağlayacak olan UNIFIL'e, mevcut görev yönergesine ek olarak şu görevler verilmiştir:
- Çatışmaların durdurulmasını gözlemlemek,
- İsrail Kuvvetleri Lübnan'dan çekilirken Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin Mavi Hat boyunca olan bölgeler dahil, bütün Güney Lübnan'a konuşlanmasına nezaret etmek ve destek olmak.
- Bu konudaki faaliyetlerini İsrail ve Lübnan Hükümetleriyle koordine etmek.
- Sivil halka insanî yardım ulaştırılmasına ve yerlerinden olmuş kişilerin gönüllü ve güvenlik içinde geri dönüşlerine yardımcı olmak.
- Tampon bölgenin oluşturulması için atılacak adımlarda Lübnan ordusuna yardımcı olmak.
- Lübnan Hükümetinin talebi üzerine Lübnan'ın sınırlarının ve diğer giriş noktalarının, silah veya bağlantılı maddelerin girişine karşı güvenlikli hale getirilmesine yardımcı olmak.
Bunun yanı sıra UNIFIL, birliklerinin konuşlu bulunduğu alanlarda ve yeteneklerinin elverdiğini değerlendirmesi halinde;
- Operasyon sahasının çatışma amaçlı faaliyetler için kullanılmamasını sağlamak üzere gerekli bütün önlemleri almaya,
- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi görev yönergesi altında yürüttüğü faaliyetleri engellemeye yönelik teşebbüslere güç kullanarak karşı koymaya,
- Birleşmiş Milletler personeli, tesisleri ve tesisatını koruyamaya, Birleşmiş Milletler personelinin ve insanî yardım çalışanlarının güvenliğini ve hareket özgürlüğünü teminat altına almaya ve ani fizikî şiddet tehdidi altında bulunan sivilleri korumaya,
yetkili kılınmıştır.

saglam
05.09.2006, 23:05
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bu kararı, İsrail ve Lübnan hükümetleri ile bu hükümetleri oluşturan tüm koalisyon ortakları ve liderleri tarafından da kabul edilmiştir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin anılan Kararında yer alan, görev yönergesi ve bilahara hazırlanan "harekât konsepti" ve "çatışma kuralları", UNIFIL'in meşru savunma ve çok istisnaî durumlar dışında muharip görev üstlenmesini ve çatışmalara girmesini öngörmemektedir. Temel amacı Lübnan ve İsrail arasındaki istikrar ortamının sürmesine katkıda bulunmak olan Birleşmiş Milletler Gücünün temel işlevi, Lübnan Hükümetinin egemenliğinin tüm ülke sathında tesisinde ve güney Lübnan'daki güvenlik sorumluluklarını yerine getirilmesinde Lübnan ordusuna yardım etmek olacaktır.

Söz konusu Kararda, ayrıca, tüm devletlerin vatandaşları tarafından veya toprakları üzerinden ya da bandıralarını taşıyan gemiler veya uçaklarla Lübnan'a Lübnan Hükümetinin veya UNIFIL'in yetkilendirmediği her türlü silah, mühimmat veya benzeri maddelerin satışını veya ulaşımını engellemek için gerekli önlemleri almaları ve bu tür teçhizatın kullanımına ilişkin teknik eğitim sağlanmasının da engellenmesi istenmektedir.

Çatışmaların durdurulmasını mümkün kılan 1701(2006) sayılı Kararda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın UNIFIL'in öngörülen bu işlevleri yerine getirebilecek hale gelmesini teminen gerekli önlemleri acilen almasını istemiş ve Birleşmiş Milletler Üyesi ülkelere UNIFIL'e uygun görecekleri katkılarda bulunmayı değerlendirmeleri ve bu Gücün yardım taleplerine olumlu karşılık vermeleri konusunda çağrıda bulunulmuştur.

Bugüne kadar UNIFIL'e katkı yapmaya hazır olduklarını açıklayan ülkeler şunlardır: İtalya, İspanya, Almanya, Bangladeş, Belçika, Hırvatistan, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Endonezya, Finlandiya, Fransa, Gana, Hindistan, Hollanda, İrlanda, İsveç, Malezya, Lüksemburg, Nepal, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovenya, Ukrayna ve Yunanistan.

Türkiye, geniş bir bölgeye yayılma ve çok ciddi boyutlar kazanma istidadı gösteren Lübnan krizinin başlangıcından itibaren bu tehlikeli gidişatın önlenmesi amacıyla yoğun çaba harcamıştır.

Bunun yanı sıra Türkiye, Lübnan'daki insanî sorunların hafifletilmesi için gerekli katkılarda bulunmuş, Lübnan ve Filistin halkına acil insanî yardımları sürdürmüş ve Lübnan'dan 2 000 vatandaşımızın Türkiye'ye dönüşünün yanı sıra 10 000'den fazla üçüncü ülke vatandaşının Türkiye üzerinden tahliyesini sağlamıştır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1701 (2006) sayılı Kararı, sıcak çatışmalara dönüşme riski yüksek gerginliğin hüküm sürdüğü bu bölgede ihtilafların uzun vadeli ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için bir fırsat penceresi aralamış ve bunun için gerekli şartların ve zeminin hazırlanmasına imkan sağlamıştır.

Bu çerçevede, Birleşmiş Milletler Lübnan Görev Gücü'nün Güvenlik Konseyi Kararında öngörülen görev ve işlevleri yerine getirmede başarılı olması, sürekli ateşkesin sağlanması, soruna kalıcı bir çözüm bulunması ve Akdeniz ve Ortadoğu bölgelerinde güven ve istikrarın tesisi bakımından önem arz etmektedir.

Lübnan'da çatışmaların durdurulmasından sonra Türkiye bu fırsat penceresinin çok iyi değerlendirilmesini teminen diplomatik çabalarını yoğun biçimde sürdürmüş ve bu kapsamda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve dost ve müttefik ülkelerin liderleriyle sürekli temas halinde olunmuş, Dışişleri Bakanımız Lübnan, İsrail, Filistin ve Suriye'yi ziyaret ederek, üst düzey siyasî temaslarda bulunmuş; bunun yanı sıra, bir çok ülkenin Dışişleri Bakanlarıyla da çeşitli vesilelerle görüşmeler yapmıştır.

"Bu görüşme ve temaslardan Lübnan'daki tüm grupların, İsrail, Suriye ve Filistin yetkililerinin Türkiye'nin bölgede barış ve istikrarının tesisindeki rolüne ve UNIFIL'e katkı sağlamasına büyük önem verdikleri anlaşılmıştır.

Bölge ülkelerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Anan ile birçok dost ve müttefik ülke de, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Gücüne katkıda bulunmasına büyük önem verdiklerini dile getirmişlerdir.

Lübnan krizinin gündeme girmesinden bu yana Hükümetimizin savunduğu üç temel ilkeden birincisi, çatışmaların durdurulmasını ve ihtilafa uzun dönemli bir çözüm bulunmasını amaçlayan bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının kabul edilmesi, ikincisi bölgedeki tarafların krizin bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde çözümüne ülkemizin katkısını istisnasız arzu etmeleri ve üçüncüsü de ülkemizin katkısının çatışmalara değil, barışa destek olacak şekilde saptanması olmuştur. 1701 (2006) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararının kabulü ve ilgili bütün taraflarla gerçekleştirilen temaslar ışığında, halihazırda oluşan ortamın her üç ilke bakımından da Hükümetimizin aradığı koşulları karşıladığı değerlendirilmektedir.

Türkiye'nin uluslararası barış ve istikrarın korunması konusundaki rolü ve ağırlığına ilişkin beklentilerin yüksek olmasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin başta Balkanlar ve Afganistan olmak üzere çeşitli ihtilaf bölgelerinde üstün başarıyla yaptığı görevlerin büyük payı olduğu muhakkaktır.

Türkiye, bölgesinde istikrar unsuru olan güçlü bir ülkedir. İçinde yaşadığımız bölgede hüküm süren gerginlik ve ihtilafların Türkiye'nin güvenliği üzerinde olumsuz yansımaları olduğu bir vakıadır. Bu nedenle, barış ve istikrarı tehlikeye düşürecek gelişmelere karşı kayıtsız ve ilgisiz kalamayacak olan Türkiye'nin barış ortamının korunması yönündeki uluslararası çabalara etkin destek vermesi millî sorumluluğumuzun icabı olarak görülmektedir.

Hükümetimiz, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701 (2006) sayılı Kararında, üye ülkelere yapılan UNIFIL'e destek ve katkı çağrısını bu temel mülahazalar ışığında değerlendirmiştir.

Bu çerçevede, UNIFIL'in faaliyetlerine katkıda bulunmak amacıyla Türkiye'deki bazı liman, havaalanı, tesis ve üstlerin dost ve müttefik ülkeler tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararında öngörülen amaçlar doğrultusunda kullanımına izin verilmesi Bakanlar Kurulunca 28 Ağustos 2006 tarihinde kararlaştırılmış ve keyfiyet Birleşmiş Milletlere bildirilmiştir. Buna göre, dost ve müttefik ülkeler ihtiyaca göre belirlenecek havaalanı, liman, üst ve tesislerden 1701 (2006) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararında öngörülen amaçlar doğrultusunda yararlanabilecektir.

Bu düşüncelerle hareket eden 59 ucu Cumhuriyet Hükümeti, uluslararası meşruiyetin gereklerini karşılayan ve uluslararası toplumun ortak iradesini temsil eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701(2006) sayılı Kararında öngörülen amaçlar doğrultusunda Lübnan'da görev yapacak Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücünün faaliyetlerine iştirak ederek bölgenin barış ve istikrara kavuşmasına yardımcı olmak üzere aşağıda belirtilen katkıları sağlamayı ve bu amaçla Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca Yüce Meclisimizden izin istenmesini kararlaştırmıştır.

Yüce Meclisimizin bu konuda vereceği karara bağlı olarak, UNIFIL'e katkımızın askerî ve teknik yönlerine ilişkin düzenlemeler Hükümetin vereceği görev ve yetki çerçevesinde ilgili kuruluşlarca yapılacaktır.

Türkiye'nin UNIFIL'e katkısı aşağıda belirtilen konularda olacaktır:

- Doğu Akdeniz'de devriye görevi yapacak Deniz Görev Gücü için yeterli kuvvet tahsisi,

- Taleplerin tek tek değerlendirilmesi kaydıyla dost ve müttefik ülkeler için deniz ve hava ulaşım desteği sağlanması,

- Lübnan ordusuna eğitim verilmesi,

Ayrıca, bölgede Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından icra edilecek insanî yardım faaliyetlerinin gerektireceği ve başta bu unsurların güvenliğini sağlayacak kuvvet koruma birlikleri olmak üzere, hudut, şümul ve miktarı Hükümetçe belirlenecek askerî unsurlar.

Söz konusu kuvvet, bölgedeki silahlı unsurların silahtan arındırılması dahil olmak üzere, yukarıda belirtilen taahhütlerin dışında hiçbir görevde kullanılmayacaktır.

Yeterli kuvvetle katılacağımız Deniz Görev Gücü, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701 (2006) sayılı Kararının verdiği yetkiye uygun olarak Doğu Akdeniz'de ve Lübnan kıyılarına mücavir bölgelerde deniz kontrolünü sağlamak için keşif ve devriye görevlerini icra edecektir.

Bu düşüncelerle; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 11 Ağustos 2006 tarihli ve 1701 (2006) sayılı Kararında öngörülen amaçlar doğrultusunda görev yapacak Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesinde yukarıda belirtilen çerçevede faaliyette bulunmak üzere, gereği, kapsamı, zamanı ve süresi Hükümetçe belirlenecek şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin Lübnan'a gönderilmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılmasına, Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesini saygılarımla arz ederim.

Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan

Beytullah
05.09.2006, 23:08
tabi yaa nasılsa sizin ogullarınız gitmiyor ....

Beytullah
05.09.2006, 23:12
Hayırlısı olsun. Bence Türk askerinin o bölgede bulunması gerekiyordu. Ortadaoğu stratejik bir bölge ve burada söz sahibi olmak istiyorsanız, bir şekilde ağırlığınızı koyacaksınız. Keza Türk askerinin silahlı bir çatışmaya girmeyeceği, Hizbullah'ı silahsızlandırma gibi bir görev almayacağı hatta istediğimiz an askerimizi geri çekebileceğimiz de teskere şartları altında belirtildi.

nasıl garanti verecekler orda bi askerimizin olmeyecegini??catısmaya girmeyecek demekle olmuyor malesef..

saglam
05.09.2006, 23:17
nasıl garanti verecekler orda bi askerimizin olmeyecegini??catısmaya girmeyecek demekle olmuyor malesef..

Garantiyi Allah verebilir sadece. Eğer ne sebeple orada olacağımızı okursan; fiili bir çatışmada yer almayacağımızı görebilirsin. Münferit olayların olmaması tabii ki temennimiz.

Adem Erdoğan
05.09.2006, 23:30
Türk askeri oraya barış gücü olarak gidecek.Mehmetçik afganistanada gitti kosovayada gitti zamanında koreyede gitmişti.Türk askerinin olduğu yerde zulüm olmaz.Oraya giden yardımlar da böylece sağlama alınmış olacak.Ne belliki önceki yardımların israilin elinde kalmadığı.Yanıbaşımızda olan olaylara seyirci kalamayız.Unutmayalımki bugün ürdün yarın suriye sonra iran ve sonra......

Beytullah
05.09.2006, 23:33
Garantiyi Allah verebilir sadece. Eğer ne sebeple orada olacağımızı okursan; fiili bir çatışmada yer almayacağımızı görebilirsin. Münferit olayların olmaması tabii ki temennimiz.


evet bende onun için diyorum..basımızdakı buyukler işte sagolsunlar git demek kolay ee lüblanda onların cocuklarınıda gormek isteriz..

saglam
05.09.2006, 23:39
Sende "Çıkarsa tezkere, Bilal gitsin askere" diyenlerdensin anlaşılan :) . Bilal'in durumunu bilmiyorum ancak her Türk genci askerliğini yapmak durumundadır, bir ayrıcalık yapılması düşünülemez.

Adem Erdoğan
05.09.2006, 23:59
Türkler korktu gelemediler dedirtmek dahamı iyi.Çanakkale ye sarıkamışa gidenler bizden dahamı az biliyodular.Bu savaş dinler savaşıdır ve bizde müslüman olduğumuza göre bu savaşın içinde olacağız.

Beytullah
06.09.2006, 00:06
Sende "Çıkarsa tezkere, Bilal gitsin askere" diyenlerdensin anlaşılan :) . Bilal'in durumunu bilmiyorum ancak her Türk genci n baskerliğini yapmak durumundadır, bir ayrıcalık yapılması düşünülemez.


ayrıcalık yapılmamalı zaten..vatan bu sonucata nerde olursa olsun yapılır ama kendi ogullarına cıfte standart uygulayıp paşalar gibi askerlik yaptırılmasını karsıyım.bole gitsin demekle olmuyor malesef ben bilala ozel demiyorum millet vekillerin ogulları hep torpilliler..buna uyuz oluyorum

antagonist
06.09.2006, 00:07
Tansu Çiller'in oğlu villasının önünde askerliğini yapmıştı..."Çıkarsa tezkere, Bilal gitsin askere"

saglam
06.09.2006, 00:07
Türkler korktu gelemediler dedirtmek dahamı iyi.Çanakkale ye sarıkamışa gidenler bizden dahamı az biliyodular.Bu savaş dinler savaşıdır ve bizde müslüman olduğumuza göre bu savaşın içinde olacağız.

Güzel kardeşim, böyle bir mantık olamaz. Oraya asker gönderiyorsak prestijimiz açısındandır, bölgedeki etkinliğimizi ve dış siyasette elimizi gülendirmek içindir (bkz. pkk, kuzay ırak) "korktu" demelerinden çekinmemizle Lübnan'a gitmemizin bir alakası yoktur. Ayrıca oraya savaşmaya da gitmiyoruz.



Tansu Çiller'in oğlu villasının önünde askerliğini yapmıştı..."Çıkarsa tezkere, Bilal gitsin askere"

Kaç tane oğlu var bilemiyorum ancak, bir tanesinin S.A.T. komandosu olduğunu hatırlıyorum.

Beytullah
06.09.2006, 00:08
Tansu Çiller'in oğlu villasının önünde askerliğini yapmıştı..."Çıkarsa tezkere, Bilal gitsin askere"

merak etme oda yapar kemerde!!!

Kaya
06.09.2006, 00:12
Hayırlısı olsun. Bence Türk askerinin o bölgede bulunması gerekiyordu. Ortadaoğu stratejik bir bölge ve burada söz sahibi olmak istiyorsanız, bir şekilde ağırlığınızı koyacaksınız. Keza Türk askerinin silahlı bir çatışmaya girmeyeceği, Hizbullah'ı silahsızlandırma gibi bir görev almayacağı hatta istediğimiz an askerimizi geri çekebileceğimiz de teskere şartları altında belirtildi.

O bölgeye asker göndererek söz sahibi olabileceğimizi hiç sanmıyorum. Kendi çıkarlarımız adına biz orada ne için bulunuyoruz Allah aşkına. Bizim pkk pisliğini temizlememiz için Kuzey Irak'a girişimiz AB ve ABD tarafından engellenirken elalemin topraklarında ne işimiz var. Bunun yanında Türk askerinin silahlı çatışmaya girmeyeceği garantisi verilmemiş durumda.

antagonist
06.09.2006, 00:15
Güzel kardeşim, böyle bir mantık olamaz. Oraya asker gönderiyorsak prestijimiz açısındandır, bölgedeki etkinliğimizi ve dış siyasette elimizi gülendirmek içindir (bkz. pkk, kuzay ırak) "korktu" demelerinden çekinmemizle Lübnan'a gitmemizin bir alakası yoktur. Ayrıca oraya savaşmaya da gitmiyoruz.




Kaç tane oğlu var hatırlamıyoum ancak, bir tanesinin de S.A.T. komandosu olduğunu iyi biliyorum.


Bakınız:http://sourtimes.org/show.asp?t=mert+ciller
http://msgs.securepoint.com/cgi-bin/get/fw1-0607/88/2.html

Tunga
06.09.2006, 00:23
Tansu Çiller'in oğlu villasının önünde askerliğini yapmıştı..."Çıkarsa tezkere, Bilal gitsin askere"

Doğrusu ya tam villasının önü değildi. Onlarca arkadaşım o günlerde üniversite sonrası Hakkari'de, Şırnak'da, Van'da vs. askerliğini yaparken, kendisi Yeniköy'deki evlerinin TAM KARŞISINDA, Çubuklu'da askerdi. Kendisinin scuba (balıkadam) ehliyeti olduğu için denizci olmuştu. Ama SAT komandosu hikayesi, adı üstünde tam bir hikaye..!

Bir Türk yazarını arabasıyla çiğneyerek öldüren ve bu olaydan en ufak bir ceza almadan kurtulan Bilal mi askere Lübnan'a gidecek? Peh..!

saglam
06.09.2006, 00:33
O bölgeye asker göndererek söz sahibi olabileceğimizi hiç sanmıyorum. Kendi çıkarlarımız adına biz orada ne için bulunuyoruz Allah aşkına. Bizim pkk pisliğini temizlememiz için Kuzey Irak'a girişimiz AB ve ABD tarafından engellenirken elalemin topraklarında ne işimiz var. Bunun yanında Türk askerinin silahlı çatışmaya girmeyeceği garantisi verilmemiş durumda.

Dış politika dengeleri böyle bir şey olsa gerek Kaya. Sen 1 martta tezkereyi çıkartıp Amerika'nın işgaline ortak olmayınca, haliyle o kadar can ve para kaybeden zat seni oraya sokmaz. Orası artık Amerika, ne yapabilirsin ki?

Bulunduğun coğrafyada söz sahibi olmak istiyorsan, politikada aktif rol oynaman gerekli. Oyunun kuralı bu! Kabuğuna çekilip beklemek, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" gibi düşünmek bize bir yarar sağlamaz.

"Çatışmaya girmeme garantisi" kaynaklı bir sıkıntı olmayacağını, hükümetten yapılan "istediğimiz an askerimizi geri çekeriz" cümlesine istinaden tahmin ediyorum.


Doğrusu ya tam villasının önü değildi. Onlarca arkadaşım o günlerde üniversite sonrası Hakkari'de, Şırnak'da, Van'da vs. askerliğini yaparken, kendisi Yeniköy'deki evlerinin TAM KARŞISINDA, Çubuklu'da askerdi. Kendisinin scuba (balıkadam) ehliyeti olduğu için denizci olmuştu. Ama SAT komandosu hikayesi, adı üstünde tam bir hikaye..!

Bir Türk yazarını arabasıyla çiğneyerek öldüren ve bu olaydan en ufak bir ceza almadan kurtulan Bilal mi askere Lübnan'a gidecek? Peh..!

Doğrudur, ben de düzeltiyorum. Havuzda gösteri yaptığını görmüştüm.

#10 Fietra
06.09.2006, 00:38
Çok ayrıntıya girmeden düşüncemi söyleceğim ama tezkere oylandıktan sonra bişey değişmeyecek tabii ki.Kesinlikle gönderilmemeli.

Adem Erdoğan
06.09.2006, 00:38
İsmini ilk defa duyduğum bilal bi anda toplist oldu.Ne bilalmiş beaaa.Futbol oynuyomu acaba.Albayrak son bombası olur bakarsınız.

Murat Hızal
06.09.2006, 00:38
Türk halkının tek çıkarı kendi toprakları içindedir.Sağa sola asker yollayarak hiç bir fayda sağlayamayız.Lübnana asker gönderilmesi avrupa devletlerinin ve amerikanın göz boyama stratejisidir

Her şey olup bitmiş kimse israile ses çıkaramamış,şimdide sözde barış için düzeni sağlamaya gidiyoruz.Açın gözünüzü arkadaşlar Türk ordusu kimsenin askeri olmamalıdır.

Bu kararın çıkmasına vesile olan bütün herkes,şehitlerimiz er ya da geç sizlerden hesap soracaktır.

Bilal konusuna gelirsek,bırakın dokunmyın bilale mazallah okulu bitirir türkiyeye döner babsının koltuğuna göz koyar.O bulaşmasın buralara,mümkünse hiç gelmesin bu ülkeye.

Armağan Dere
06.09.2006, 00:42
bu çok hassas bir konu üzerinde düşünürsek lübnan halkı arap,kürtler de var az biraz..diycem o ki hangisinden fayda geldi ki araplar bizi kurtuluş savaşında vurdular arkadan şeyh sait isyanları mı dersiniz bi sürü olay çıkartıp binlerce osmanlı askeri şehit oldu..kürtler derseniz 22 senedir pkklılarla uğraş,barzaniyle,talabaniyle..binlerce insanımız öldü..sadece biz mi varız askeri olan arabistanın askeri yok mu biz kendi işimizle ilgilenelim türkiye'nin ab sorunu var,ekmek sorunu var,memur sorunu var var oğlu var..biz ilk önce kendi doğu sorunumuzu çözelim derim ondan sonra yollayalım askeri kendi halkın orda ölüyor hedef saptırarak başarılı olduğunu mu sanıcaksın sayın erdoğan!!

saglam
06.09.2006, 01:02
Bu tezkereye karşı basın ve muhalefet amansız bir karşıt kampanya başlattı. Basın dünden razı ki; bir olay çıksa da ortalık hareketlense diye avuçlarını ovuşturmakta, muhalalefetimiz ki; öyle yapıcı(!) bir muhalefet ki -sağolsunlar-, hükümetin ak dediğine kara demeyi muhalefetin en büyük düsturu sayıyorlar. Böyle bir kutuplaşmanın olduğu memleketimde halkımızın kafasının karışması gayet doğal. Başbakan "evet" diyor, diğer güruh "hayır" diyor. İnternet sitelerinde anketler dönüyor. Sizin de kafanız karışmadı mı?

Asker gönderme gibi bir kararın T.S.K. ve hükümet arasında varılan uzlaşma neticesinde çıktığını biliyoruz. Bu kararı alan makamlar ülkemizin stratejik gücünü ve stratejilerini en iyi bilen kurumlar. Peki biz hala neden çekiniyoruz? Ortalığı velveleye veren, bugüne kadar "etkisiz" muhalefet yapan partiler ve felaket tellalığıyla çıkar sağlamayı amaçlayanların ekmeğine yağ mı sürmeliyiz?

Bugüne kadar UNIFIL'e katkı yapmaya hazır olduklarını açıklayan ülkeler: İtalya, İspanya, Almanya, Bangladeş, Belçika, Hırvatistan, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Endonezya, Finlandiya, Fransa, Gana, Hindistan, Hollanda, İrlanda, İsveç, Malezya, Lüksemburg, Nepal, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovenya, Ukrayna ve Yunanistan.

Düşünüyorum da, Kıbrıs ile ilgili tezkere "bugün" meclise gelse, bu ortamda sonuç ne olurdu?

Kaya
06.09.2006, 01:16
Düşünüyorum da, Kıbrıs ile ilgili tezkere "bugün" meclise gelse, bu ortamda sonuç ne olurdu?

Kıbrıs bu hükümetten tarafından satıldı. Satılmış basın ise bu durumu bir bayram gibi Türk milletine sundu. Tamamen bir kandırmaca söz konusu. Şuan bile Türk askeri Kıbrıs'ta işgalci durumunda...

Ya arkadaşlar anlaşılacağı üzere ortada bir düzmece var ve malı götüren Türkiye değil ABD ve AB. İstedikerini rahat bir şekilde yaptırıyorlar. İstemedikleri bir durumu da engelliyorlar...

Bu ülke teröre ilk şehidini 84 senesinde verdi. Yıl 2006 hala şehitler geliyor doğudan. Değişen hiçbir şey yok. Yönetenler(yönetilenler) hep aynı...

tamuğ yamtar
06.09.2006, 01:20
@saglam:

Arkadaşım, ezberini boz istersen.

saglam
06.09.2006, 01:39
Kıbrıs bu hükümetten tarafından satıldı. Satılmış basın ise bu durumu bir bayram gibi Türk milletine sundu. Tamamen bir kandırmaca söz konusu. Şuan bile Türk askeri Kıbrıs'ta işgalci durumunda...

Ya arkadaşlar anlaşılacağı üzere ortada bir düzmece var ve malı götüren Türkiye değil ABD ve AB. İstedikerini rahat bir şekilde yaptırıyorlar. İstemedikleri bir durumu da engelliyorlar...

Bu ülke teröre ilk şehidini 84 senesinde verdi. Yıl 2006 hala şehitler geliyor doğudan. Değişen hiçbir şey yok. Yönetenler(yönetilenler) hep aynı...

Bakın hükümeti savunuyor değilim, ama akp hükümeti işe el attığında artık çok geç olmuştu. Yapabilecekleri tek şey; maalesef taviz vererek, bazı haklar kopartmaya çalışmak oldu. Sıkışmıştık bir nevi. Bir dönem İsmail Cem; "Kıbrıs'ta dönüşü olmayan kötü şeyler oluyor, gelecekte zor durumda kalabiliriz" dediğinde kimse umursamamıştı. Bunu "Madem sorun vardı neden gitti de Yunanistan'da sirtaki oynadı" diye de geçiştirebilirsiniz.
"Ya arkadaşlar anlaşılacağı üzere ortada bir düzmece var ve malı götüren Türkiye değil ABD ve AB. İstedikerini rahat bir şekilde yaptırıyorlar. İstemedikleri bir durumu da engelliyorlar..."

Bu sözlerin kesinlikle doğru. Şu an Irak pastasından pay alamayanların üşüştüğü bir Lübnan var. Biz elbette oraya bir sırtlan edasıyla gitmeyeceğiz. Türk askerinin daha önceki görevlerinde aldığı tepkiler bellidir.
Ayrıca buraya yazılan tüm şüphelerde haklılık payının olduğu da benim kabulümdür.

Terör konusunda da biliyoruz ki, kilit ülke Amerika. Sorunumuzu çözmek için ne kadar çaba sarfettiği(!) ise ortada.






@saglam:

Arkadaşım, ezberini boz istersen.
:) Aynı sorulara, aynı cevabı veriyorum maalesef. Bir kısır döngüde dolaştıysam kusuruma bakmayınız.

Ertan1982
06.09.2006, 01:43
İtalya, İspanya, Almanya, Bangladeş, Belçika, Hırvatistan, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Endonezya, Finlandiya, Fransa, Gana, Hindistan, Hollanda, İrlanda, İsveç, Malezya, Lüksemburg, Nepal, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovenya, Ukrayna ve Yunanistan.


Arkadas o saydin 3.Dünya Ülkeri Para icin Askerlerini oraya yolluyor.Misal Banglades adamlar her asker icin günde 3 Dollar aliyorlar ve bu 3 Dollardan 2 dollarini kendi cebine atiyorlar.Yani kendi Askerini satiyorlar.Ve bu askerlerin tesisati okadar kötü ki adamlari kimse istemiyor artik ve is zora girerse bunlar seni orta yerde birakip kaciyorlar.

Gelelim su Avrupa Ülkelerine bu Ülkelerin cogu Insani yardim ve Deniz Kuvetleri göndermek istiyor.Bu Fransa ve Italia niye birden atilip da Libanon komandosunu almak istiyorlar bilmiyorum.Belki Fransa kendisini hala "Grand Nation" saniyor bilmiyorum.

Gelelim Almanya ya.Bunlarda anca bir Deniz gücü göndermek istiyorlar ama Teskere halan Meclisden gecmedi ve bu hafta cikmassa Almanya hic bir Askeri güc göndermicek.

Jade
06.09.2006, 09:49
işte çıktı tezkere, haydi bilal askere...........

Badaloğlu
06.09.2006, 10:30
Doğrusu ya tam villasının önü değildi. Onlarca arkadaşım o günlerde üniversite sonrası Hakkari'de, Şırnak'da, Van'da vs. askerliğini yaparken, kendisi Yeniköy'deki evlerinin TAM KARŞISINDA, Çubuklu'da askerdi. Kendisinin scuba (balıkadam) ehliyeti olduğu için denizci olmuştu. Ama SAT komandosu hikayesi, adı üstünde tam bir hikaye..!

Bir Türk yazarını arabasıyla çiğneyerek öldüren ve bu olaydan en ufak bir ceza almadan kurtulan Bilal mi askere Lübnan'a gidecek? Peh..!

SAT komandolarının yeri bizim hemen birliğin çok yakınında idi,bende muhafız olduğumdan deniz piyade eğitimi aldım.SAT'larla arada birde ortak eğitim (daha çok gece) eğitimi yapardık.Gerçi onlar yapardı biz hayretle izlerdik.
Mert Çiller'in, 2 metrelik havuza tüple dalış yaptığı:) ve annesininde havuzun başında onu alkışlaması görüntüsü daha gözümün önünden gitmedi.
Bu vatana 4 ay fazladan askerlik yaptım, helali hoş olsun ama bu insanları ömrümün sonuna kadar affetmeyeceğim.Şehit düşen askerlerimizin yetim kalan çocuklarının gözyaşlarını televizyon ekranlarından izlerken içim parçalanıyor.Ahirette iki elim yakalarında olacak.

hamibasoglu
06.09.2006, 12:12
Türk askeri Kuzey Irağa gitmeli Lübnan'a değil.İsrail 2 askeri kaçırıldı diye Lübnanı yerle bir etti.Bizim binlerce askerimiz ve vatandaşımız şehit oldu hala Amerika babamızın yüksek talimatları doğrultusunda beklemedeyiz.Barzani Kuzey Iraktaki Irak Bayraklarını indirdi,kendi bayraklarını çekti.tabiri caiz ise kürt devletini ilan etti!!Yakında refarandumla Iraktan ayrılma peşindeler tabi bizim zavallı Türkmenler yoksayılıyor orda arkalarında adam gibi bir ülke yok ki veya Adam gibi bir ülkenin hükümeti...Amerika bunlardan bihaber mi?!Bizzat kendisi yürütüyor herşeyi.Hükümet amerikan mandasını kabul etmiş görünüyor.yazık çok yazık.Lübnan mı Kuzey Irak mı Arkadaşlar.SİZ NEDERSİNİZ?
SELAMLAR

EyüpKILIÇ61
06.09.2006, 12:16
ya dün meclisi 5-6 saat dur duraksız seyrettim...gönderilsin diyen birisi çıkıyor bir açıklama yapıyor bende içimden diyorum ki evet gönderilmeli...gönderilmesin diyen birisi çıkıyor bu çok haklı diyorum gönderilmemesi gerekir...

gönderilsin mi gönderilmesinmi konusunda birşey diyemeyeceğim ama milletvekillerinin dünküğ ikna edici konuşmaları beni çok etkiledi gerçekten işlerinde mükemmeller...(ağızları sadece laf yapıyor)

The Legend
06.09.2006, 12:38
gönderilmemeliydi.

Adem Erdoğan
06.09.2006, 23:54
Deniz baykalın aslında umrunda değil sadece muhalefet olmak için muhalefet ediyor.

Beytullah
06.09.2006, 23:59
Deniz baykalın aslında umrunda değil sadece muhalefet olmak için muhalefet ediyor.


eee baska nasıl gozunune girecek insanların?

Mehmet_Mercanlı
07.09.2006, 00:00
Türk askeri Kuzey Irağa gitmeli Lübnan'a değil.İsrail 2 askeri kaçırıldı diye Lübnanı yerle bir etti.Bizim binlerce askerimiz ve vatandaşımız şehit oldu hala Amerika babamızın yüksek talimatları doğrultusunda beklemedeyiz.Barzani Kuzey Iraktaki Irak Bayraklarını indirdi,kendi bayraklarını çekti.tabiri caiz ise kürt devletini ilan etti!!Yakında refarandumla Iraktan ayrılma peşindeler tabi bizim zavallı Türkmenler yoksayılıyor orda arkalarında adam gibi bir ülke yok ki veya Adam gibi bir ülkenin hükümeti...Amerika bunlardan bihaber mi?!Bizzat kendisi yürütüyor herşeyi.Hükümet amerikan mandasını kabul etmiş görünüyor.yazık çok yazık.Lübnan mı Kuzey Irak mı Arkadaşlar.SİZ NEDERSİNİZ?
SELAMLAR

haarika yazmışsın aynısını yazıcaktım, yazmadan yazılanlara bakim dedim . ve yazmama gerek kalmadı....

Adem Erdoğan
07.09.2006, 00:01
88 yıl sonra lübnana giriyomuş türk askeri.

Adem Erdoğan
07.09.2006, 00:03
@hamibasoglu

ÇOK haklısın.Biz bi kere amerikanın uşağı olmuşuz.Amerika çökene kadar bu böye devam edecek.Çünkü ekonomimizin büyük bölümü abd ve yahudilerin elinde.

Beytullah
07.09.2006, 00:05
korkarım yakında bunlar TÜRKİYE'yide satarlar.

Kaya
07.09.2006, 00:20
Kuzey Irakdiyorum başka birşey demiyorum. Girilecek tek yer...

saglam
07.09.2006, 01:46
Kuzey Irakdiyorum başka birşey demiyorum. Girilecek tek yer...

Kaya, bu mevsimde iyi olur beraber gidelim oralara :)

Jade
07.09.2006, 08:58
artık ülkemiz için hayırlı olmasını dilemekten başka yapacak bir şey yok..inşallah düşündüğümüzün tersine bu olay bizim için iyi şeyler gebe olur.. beyrut'a giden askerlerimiz hayırlara vesile olur inşallah.

TameRHan
07.09.2006, 13:02
ilk defa asker göndermiyoruz. lübnana büyük bile devletler asker gönderirken türkiyenin askerinin bulunmaması gelişmekte olan ülkemiz aleyhine bir sonuçtur. kaldı ki türk askeri zaten deniz kuvvetini gönderecek. hizbullahın silahsızlandırılması vs gibi yalanlar tamamen medyanın halkı kışkırtmak için yalanı. afganistanda,bosnada vs gibi ülkelerde türk askeri var da neden lübnanda oılmasın. türk askeri savaşa gitmiyor. yapılan eleştirilerin amacı sadece hükümete siyaset yaptırmamak .

#10 Fietra
07.09.2006, 18:08
ya dün meclisi 5-6 saat dur duraksız seyrettim...gönderilsin diyen birisi çıkıyor bir açıklama yapıyor bende içimden diyorum ki evet gönderilmeli...gönderilmesin diyen birisi çıkıyor bu çok haklı diyorum gönderilmemesi gerekir...

gönderilsin mi gönderilmesinmi konusunda birşey diyemeyeceğim ama milletvekillerinin dünküğ ikna edici konuşmaları beni çok etkiledi gerçekten işlerinde mükemmeller...(ağızları sadece laf yapıyor)
Hakkını yemek istemiyorum en iyi performans Onur Öymen'e aitti:)

oflu_cevahir
07.09.2006, 18:09
geç bile kalındı
lübnan kan ağlıyor filistin ha keza öle nereye kadar dur dememiz lazım buna

antagonist
07.09.2006, 18:57
geç bile kalındı
lübnan kan ağlıyor filistin ha keza öle nereye kadar dur dememiz lazım buna

Biz oraya Lübnan istedi diye gitmiyoruz.İsrail'i bataktan çıkarmak için gidiyoruz!!!

Hüseyin Çümen
08.09.2006, 02:24
tabiki gitmeli askerin oraya gitmesi prestij artırır bence asker oturucağına gitmeli ve orda çok sayıda türk vatandaşı var bunuda düşünmeli asker sayısıda çok fazla değik okadarcık asker israilide kurtaramaz herlade

golebshera
08.09.2006, 03:06
Ortadoğuda at izi it izine karışmış durumda. Siyaseti pus kaplamış durumda, her an bir fırtına kopabilir ve biz yanlış tarafta kalabiliriz.. Bu belirsiz havada net bir safımız ve net bir tavrımız yok, bu bizi endişelendiriyor.

Nizam-ı alem adı altında dünyayı yönetme politikası olan ve bunu yıllarca uygulayan bir Osmanlının varisi olan Türkiyenin Bugün belirli bir dış politikası yok. Allah sonumuzu hayır etsin..

golebshera
08.09.2006, 03:15
geç bile kalındı
lübnan kan ağlıyor filistin ha keza öle nereye kadar dur dememiz lazım buna

Bizim önce Kandil dağına, kuzey ırağa girmemiz lazım. PKK orda ekonomisini, siyasetini, propagandasını icraa ediyor. Yani can damarları orda atıyor. Girip bu damarları koparmamız gerekirken, bize girme, biz hallederiz diyorlar. Yaptıkları yazılı açıklamalarla, PKKyı esefle kınadıklarını, derhal silah bırakmaları gerektiğini belirtiyorlar. Bu 1 yıldır böyle devam ediyor. Askerlerimizi şehit eden mayınlar ve patlayıcılar, ne gariptirki bu kınamayı yapanların fabrikalarında üretiliyor.

Sonra bize git bilmemnerenin barışına katkıda bulun diyorlar. Amaç din fanatiklerinin karşısına aynı dinin mensubu mehmetçiği kalkan yapmak, israilin güvenliğini sağlamak. Yoksa bizim 1000 askerimize mi muhtaçtılar? O kadar askerleri yokmuydu?

Kimse kusura bakmasın ama buna ayakta kazıklanmak derler.

Nytre
08.09.2006, 07:43
Türkiye abd-ingiltere veya diğer ülkeler gibi pat diye asker gönderemez... Türk insanı için bir evlat bir asker bütün dünyaya ve topraklara bedeldir.. bizim inançlarımız dünya görüşümüz HIRİSTİYANlardan çok farklıdır...

lübnanda bir askerimizin başına bir şey gelsin veya Allah korusun vurulsun - şehit olsun o zaman kim verecek bunun hesabını? buna neden olanlar kimse hiç birinin içi yanmayacak mı? mecliste kaldırdıkları parmakları ve ABD VE İSRAİL çıkarları uğruna Türk evlatlarını peşkeş çektiklerinden dolayı vicdan azabı çekmeyecekler mi?

ahmetto
08.09.2006, 08:35
Gönderilsin Ama İsrail yahudilerini silahsızlandırmak için gönderilsin yoksa müslüman din kardeşlerimizi değil.