emre duman
06.09.2013, 23:08
•Uzun vadeli kalıcı plan ve stratejilerden yoksun, kısa vadeli günü kurtarmaya yönelik bir yapı içinde hareket ettiğini,
•Denetimden uzak bir yönetim ve başkanlık sisteminin bulunduğunu,
•Kulüplerin denetimlerinin yerli yerinde yapılmadığını; ibra müessesesinin gereği gibi çalıştırılmadığını,
•Ben merkezci, yüksek egolu yöneticilerin, sorumluluk duygusundan uzak kararlar aldığını,
•Bu anlayıştaki yöneticilerin makro bakış açısına sahip olmamaları nedeniyle, futbolun endüstriyel dönüşüm dinamiklerini yakalayabilecek yetenek ve kapasiteden yoksun olduklarını,
•Sorumluluk duygusu az gelişmiş yöneticilerin olası başarısızlık durumunda, hata ve zaaflarını rakip takımlara ihale etmeye ve buna bağlı olarak bilinçli düşmanlıklar yaratan bir davranış biçimi sergilediklerini,
•Yetki devir etmediklerini ve başkanların adeta “tek adam” konumunda kulüpleri yönettiklerini,
•Demokratik katılımcı yapıların yaşamasına izin vermedikleri için, bireysel kararlarında sık sık yanılgıya düşmelerine karşın, stratejik danışmanlık hizmetleri almadıklarını,
•Bu anlayışa bağlı olarak çok sık teknik adam ve oyuncu değişikliklerine gittiklerini,
•Ekonomik ve ticari rasyonalitenin gereklerinden daha çok, bireysel rant maksimizasyonu peşinden koşan bir yönetici sınıfının kulüpleri sevk ve idare ettiklerini,gözlemliyoruz.
Bunlara bağlı olarak, klubümüzün stratejisi tamamen ne oldu belli olmayan ve geleceği tıkayan bir yapı olduğunu düşünmekteyim.
Kimse kandırmasın kendisini bu takımın tek kurtuluş yolu yumruğnu masaya vurabilecek 500 kişilik bağımsız kongre üyesi kefeni çoktan üstüne sarmış(trabzonspor taraftarı) ile gidip devrimin belki ilk anahtarı olucaktır.
Bu klubu bizler daha iyi yönetiriz diyorum ya siz?
Düşüncelerimdir 1 kaç gündür yazdım şeyler ,tabi bazı yerlerden gördüklerimi koydum fakat geneli kendi fikrimdir.
•Denetimden uzak bir yönetim ve başkanlık sisteminin bulunduğunu,
•Kulüplerin denetimlerinin yerli yerinde yapılmadığını; ibra müessesesinin gereği gibi çalıştırılmadığını,
•Ben merkezci, yüksek egolu yöneticilerin, sorumluluk duygusundan uzak kararlar aldığını,
•Bu anlayıştaki yöneticilerin makro bakış açısına sahip olmamaları nedeniyle, futbolun endüstriyel dönüşüm dinamiklerini yakalayabilecek yetenek ve kapasiteden yoksun olduklarını,
•Sorumluluk duygusu az gelişmiş yöneticilerin olası başarısızlık durumunda, hata ve zaaflarını rakip takımlara ihale etmeye ve buna bağlı olarak bilinçli düşmanlıklar yaratan bir davranış biçimi sergilediklerini,
•Yetki devir etmediklerini ve başkanların adeta “tek adam” konumunda kulüpleri yönettiklerini,
•Demokratik katılımcı yapıların yaşamasına izin vermedikleri için, bireysel kararlarında sık sık yanılgıya düşmelerine karşın, stratejik danışmanlık hizmetleri almadıklarını,
•Bu anlayışa bağlı olarak çok sık teknik adam ve oyuncu değişikliklerine gittiklerini,
•Ekonomik ve ticari rasyonalitenin gereklerinden daha çok, bireysel rant maksimizasyonu peşinden koşan bir yönetici sınıfının kulüpleri sevk ve idare ettiklerini,gözlemliyoruz.
Bunlara bağlı olarak, klubümüzün stratejisi tamamen ne oldu belli olmayan ve geleceği tıkayan bir yapı olduğunu düşünmekteyim.
Kimse kandırmasın kendisini bu takımın tek kurtuluş yolu yumruğnu masaya vurabilecek 500 kişilik bağımsız kongre üyesi kefeni çoktan üstüne sarmış(trabzonspor taraftarı) ile gidip devrimin belki ilk anahtarı olucaktır.
Bu klubu bizler daha iyi yönetiriz diyorum ya siz?
Düşüncelerimdir 1 kaç gündür yazdım şeyler ,tabi bazı yerlerden gördüklerimi koydum fakat geneli kendi fikrimdir.