PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Transfer - Muhasebesi



Tunga
29.08.2006, 01:40
Transfer politikamız başlığını reddediyorum. Sebebi de olmayan şeyle ilgili fantastik bir söylemin başlığı olması.

Özellikle teknik, taktik konularda yazmamaya çalışıyorum. Haddim değil. Ama iş kulüp menfaatleri ve de maç sonu taraftar ve hatta futbolcu isyanları olunca iş bizi de ilgilendirir bir hal alıyor.

ÖRNEK: Lazaroni Denizli maçına santraforsuz çıktı. Kendisi de açıkladı. "Pas yüzdesini arttımak istedim". Bence doğru değil ama makul. Yani yanlış bile olsa içinde bir mantık yatıyor.

Bu doğruları tartışmak belki de gerekli ama bana anlamsız geliyor. Ama bazı gerçekler var ki, yüzümüze tokat gibi vuruyor. En çarpıcı örneği de transfer muhasebemizde yatıyor. Haydi başlayalım:

Sn. Nuri Albayrak seçilmeden önceki o felaket durumumuzu hatırlayalım. Az çok eksikliklerimiz konusunda hemfikiriz sanırım:


Oyun kurabilen orta saha
Kaleci (belki)
Sol bek
Sağ bek
Stoper
Sol saha
Fatih Tekke yanına forvet


Toplam: "7"

Yeni yönetim bu durumdaki bir takımı ele aldı. Sn. Nuri Albayrak yönetimi ile gerçekleştirdiğimiz transferler:


Ahmet Şahin (Kaleci)
Cem Demir (Forvet)
Çağdaş Altan (defans)
Ersen Martin (forvet)
Fatih Akyel (defans)
Ferhat Çökmüş (defans)
Feridun Sungur (orta saha)
Marcelinho (orta saha)
Djokaj (orta saha)
Stepanov (defans)
Murat Ocak (defans)
Musa Büyük (orta saha)
Ömer Rıza (forvet)
Umut Bulut (forvet)
Mustafa Keçeli (orta saha)


Şampiyon olmak istiyorsak yapmamız gereken transferler vardı ve yaptık. Az çok 6 transfer bekliyorduk hepimiz. zira bunlar acil ihtiyaçlardı. Bu ihtiyaçları karşılamak için yapılan toplam transfer sayısı "15". İsimler de hiç yabana atılır cinsten değil. Gerçi otuz transfer yapılınca içlerinden 2-3 iyi transfer çıkması dünya istatistiklerine göre zaten süpriz değil. Bunu daha önceleri bir çok kez biz de test ettik. Biliyorduk yani.

Şimdi bu 15 transfer yapılınca mantık, eksikliklerimizi kapatmamızın gerektiğini söylüyor değil mi? Hayır yanıldınız. Bakalım gene Trabzonspor kamuoyunun üzerinde iyi-kötü fikir birliğine vardığı ihtiyaçlarımız neler?


Fatih Tekke'nin yanına forvet
Fatih Tekke'nin Yerine forvet
Oyun kurucu orta saha
Sağ açık (orta saha)
Kaleci (belki)
Sağ bek,
Sol bek


Toplam: "7"

Bu sayıları futbol nedir, kaç kişiyle oynanır bilmeyen birine sorsanız herhalde futbol oyununun 30 kişiyle oynandığını düşünecektir. Ama dikkat!! Futbol 11 kişiyle oynanıyor!

İhtiyaç 7, alınan 15, güncel ihtiyaç 7. Bir de alınan isimlere bakın. Her biri (bence yarısı hariç) iyi denebilecek oyuncular.

Peki bu nasıl iş yahu? İşin muhasebesine ya da analizine devam edelim.

Böyle bir tabloda, iki ihtimal görünüyor. Birincisi alınan oyuncuların kalitesinin düşük olması. Ama listeye bakınca bu pek mümkün görülmüyor.

İkincisi ise plansız, programsız, hatta mazur görün, maymun iştahlılıkla yapılan çoğu da anlamsız transferler. "Yaptım" diyebilmek için. Neden "yaptım" demek ihtiyacı var? Çünkü verilen tek söz bu!

Peki ki senedir aynı duruma düşüp, biz neler yapmışız? Başarısız sonuçların ardından çok da süpriz olmayacak şekilde yönetimleri göndermişiz.

Mikro sonuç: PLANSIZ, PROGRAMSIZ, HEDEFSİZ ve ALELACELE seçilmiş yönetimler.

Makro Sonuç: Sene bitsin diye şükreden taraftar ve yönetici gurubu.

İşte Laz işi transfer ve onun muhasebesi;) . Yönetim kim olursa olsun artık bu işi çok profesyonel kişilere bırakmanın zamanıdır. Brezilya'da akıbeti belli olmayan yöneticilerle yapılacak iş değildir transfer. Kulüp idaresi de aynı şekilde ama bunu konuyu dağıtmamak için burada tartışmayacağım.

Issız yuvanda tektin
Çekilmez çile çektin
Kim derdi gülecektin
Çile bülbülüm çile, çile bülbülüm çile, çile bülbülüm ----- ALLAH!

Vegas
29.08.2006, 06:51
İkincisi ise plansız, programsız, hatta mazur görün, maymun iştahlılıkla yapılan çoğu da anlamsız transferler. "Yaptım" diyebilmek için. Neden "yaptım" demek ihtiyacı var? Çünkü verilen tek söz bu![/I]

Yapilan transferlerin ozeti budur. Diger bir ifadeyle de dostlar alisveriste gorsun misali...

Bu arada gayet onemli bir konuyu gundemimize getirmissin, seni alkisliyorum:).

Mehmet_Mercanlı
29.08.2006, 07:19
bence transferde enbüyük hatayı LAZARONİ yi alarak yaptık.. diyer alınanlara bişey diyemem ama hoca konusunda cok acemice davrandık ve bu hata bizecok pahalıya maal oldu

ozturk
29.08.2006, 09:03
Bi kere bizde transfer politikası diye bişe yok. Tamamen ekonomik kriterlere göre transfer yapılıyor. Amaaaan boşverin düşündükçe kafayı yiyor insan..

Faik Yılmaz
29.08.2006, 09:23
sevgili arkadaşım yapılan 15 transferden (çünkü keçeli daha imzalamadı) sadece 3 tanesi transfer sayılır.....
marcelinyo,f. akyel ve stepanov marcelinyo fatihin satılmasından sonra tepkileri azaltmak için alındıki bunu saymıyorum bi tek fatih ile stepanozv kalıyor işin özü bu.....
16 değil sadece 2 transfer yapıldı......

frango
29.08.2006, 10:08
özellikle bu donemmde kesınlıkle yönetimin transfer polıtıkasının olomadıgını dusunuyorumkı budahada acı verici paldır guldur transfer yaptılar

ts_fan
29.08.2006, 10:19
En kral muhasebeci bu transferlerin muhasebesini yapamaz, ortada hesap kitap yapılarak yapılmış transfer yok ki, maymun iştahlılık diyebileceğimiz bir tarzda transferler var.

Küçük bir örnek verecek olursak; Fenerbahçe Kezman'ı aldı forvete biz onca adam aldık ve iki takımında forvetinde sıkıntı vardı.Bizim yaptığımız onca forvet transferinden sonra adamların aldığı tek forvetle karşılaştırma yapalım; sizce hangi takım forvet sorununu çözmek adına doğru olan şeyi yaptı?

eren_61
29.08.2006, 10:27
yönetimin yanlışları.bu 15 adama verdiği parayı 3 futbolcuya verseydide adam gibi transfer yapsaydı ne olurdu?(marce step ve fatihin bizde oldukdan sonra).bence çok iyi bir kadro kurmuş olurduk vede şu ligde nağmağlup gidiyo olurduk

Lokman
29.08.2006, 10:55
Hemen her sezon başında oldu olacak oluyor diye lige girene kadar transfer yok ya avrupada listeye yazdıramıyoruz yada kampa alamıyoruz. Fatih gerçekten büyük kayıptı fakat bence bu transferler hazırlık kampından önce imzalasaydı ve bu takımı tanıyan (bence Ziya Doğan) bir hoca akımın başına gelseydi şu anda yine nağmalüp olabilirdik kadroyu tek tek ele alınca fena değil ama takım olamıyoruz birde futbolcuların derdini dinleyecek onlarla yaşayacak yönetimle aralarında köprü olacak iyi bir menajer gerekli takıma. Lazaroni gönderilsin bence bu takım iyi bir hoca ve iyi bir sistemle yine ilk üçe oynar oda şu durumda, sezon başındaki hazırlık kampına birlikte gitsinler orada birlikte oynasınlar iki sezon üç sezon üst üste yanyana oynasınlar çok kaliteli olmayan topcu bile adapte olduğu takım arkadaşıyla iyi işler başarabilir bence. Birazda transfer zamanları etkiliyor kalite ve verimi bence.

bordoylamavi
29.08.2006, 11:24
menejerlik sistemi oluşması şart. teknik direktör hem teknik işlere bakacak hem de transfer vb işlerde de söz sahibi olacak örnek : alex ferguson sonuç yıllardır başarılı transferler ve başarılı sonuçlar

Lokman
29.08.2006, 11:27
menejerlik sistemi oluşması şart. teknik direktör hem teknik işlere bakacak hem de transfer vb işlerde de söz sahibi olacak örnek : alex ferguson sonuç yıllardır başarılı transferler ve başarılı sonuçlar

Aslında Atay Aktuğ yönetimi bunu Şenol Güneşle yapmaya çalıştı ama ya bu kadar yetkiyi vermek istemediler geri planda kalınır diye yada şenol bu kadar büyük bir yetkinin ve sorumluluğun altına girmek istemedi ama bencede mükemmel bir sistem ve fakat yine türkiyede imkansız. bizim yöneticilerimiz sadece denetmenlik yapamaz çünkü nerdeyse hepsi şovmen ve reklam peşinde. Bence bu yüzden türkiyedeki hiçbir takımda bu iş yürümez.

Tunga
29.08.2006, 11:38
Arkadaşlar öncelikle neden 15 oyuncu sıralayıp da, 16 yazdığımı ben de bilmiyorum, ama düzelttim.

Tekrar konuya gelince: Transfer Politikası lafı ancak şöyle anlam kazanabilir:
Sizin profesyonel kişilerden oluşan bir "scout (Türkçesini bilmiyorum)" kadronuz olur (bunların illa ki emekli futbolculardan oluşması da gerekmiyor). Bu kadronun sürekli takip ettiği oyuncular olur. Gelen teknik adamın ihtiyacına göre bu kadronun takip ettiği oyuncular içinden seçim yapılır. Elbette son kararı gene yönetim vermelidir. Ama "aman şu oyuncu boşa çıktı", "bak bu hiç aklımıza gelmemişti", "bir de şunu alalım" diye transfer yapılınca işin suyu da çıkıyor.

Bakın, Trabzonspor'un iki sene içinde ilgilendiği oyunculara:
Lugano fener'de, de Souza fener'de, Ricardinho beşiktaş'ta... Bu da gösteriyor ki bu oyuncular takip edilerek, planlanarak alınmamış, bariz bir şekilde menejerler tarafından Türkiye'de pazarlanmış. Yoksa toplamda yaklaşık 20.000 Brezilyalı içinden tesadüf eseri mi hep aynı oyuncular gündeme gelmiş. Siz bir transfer politikası ortaya koymazsanız birileri sizin için koyar.

süleyman61
29.08.2006, 11:46
Aslında Atay Aktuğ yönetimi bunu Şenol Güneşle yapmaya çalıştı ama ya bu kadar yetkiyi vermek istemediler geri planda kalınır diye yada şenol bu kadar büyük bir yetkinin ve sorumluluğun altına girmek istemedi ama bencede mükemmel bir sistem ve fakat yine türkiyede imkansız. bizim yöneticilerimiz sadece denetmenlik yapamaz çünkü nerdeyse hepsi şovmen ve reklam peşinde. Bence bu yüzden türkiyedeki hiçbir takımda bu iş yürümez.

Şenol GÜNEŞ'in bu yetkiyi kabul etmemesinin sebebi tamamen maddi çekinceleridir.Kendisine maddi imkanlar sağlandığı takdirde bu iş için biçilmiş kaftandır.Zaten yapısı gereği de teknik direktörlüğü pek beceremiyor ama menejerliğin üstesinden layıkıyla gelebileceğinden eminim

ENKRALTS
29.08.2006, 11:52
benim marcelinho yla istediğim bir tane futbolcu vardı.o da ailton.ailton un golcülüğü herkesçe malum.beşiktaşta başarılı olamadı ama o beşiktaşın suçu.biz onu alsaydıkmarcelinho nun önünde ailton.çok muhteşem olurdu.ikisi de brezilyalı ve ikisi de senlerce almanya da top koşturmuş ikisi de çok kaliteli futbolcular.çok iyi anlaşırlardı ve şu an gol sıkıntısı çekmezdik.üstelik bedavaya albilirdik.ama bizim yonetim dar düşünmeye devam ediyor.ben halen daha istiyorum.forvetten iki adamı yollayalım alalım onu.hala istiyorum ve eminim çok başarılı olur.

bordoylamavi
29.08.2006, 16:07
Aslında Atay Aktuğ yönetimi bunu Şenol Güneşle yapmaya çalıştı ama ya bu kadar yetkiyi vermek istemediler geri planda kalınır diye yada şenol bu kadar büyük bir yetkinin ve sorumluluğun altına girmek istemedi ama bencede mükemmel bir sistem ve fakat yine türkiyede imkansız. bizim yöneticilerimiz sadece denetmenlik yapamaz çünkü nerdeyse hepsi şovmen ve reklam peşinde. Bence bu yüzden türkiyedeki hiçbir takımda bu iş yürümez.
evet doğru hatırlıyorum ama galiba şenol güneş istememişti ve sonuçta yine şenol güneşin tanımadığı bilmediği kişiler alınmıştı

bordoylamavi
29.08.2006, 16:10
benim marcelinho yla istediğim bir tane futbolcu vardı.o da ailton.ailton un golcülüğü herkesçe malum.beşiktaşta başarılı olamadı ama o beşiktaşın suçu.biz onu alsaydıkmarcelinho nun önünde ailton.çok muhteşem olurdu.ikisi de brezilyalı ve ikisi de senlerce almanya da top koşturmuş ikisi de çok kaliteli futbolcular.çok iyi anlaşırlardı ve şu an gol sıkıntısı çekmezdik.üstelik bedavaya albilirdik.ama bizim yonetim dar düşünmeye devam ediyor.ben halen daha istiyorum.forvetten iki adamı yollayalım alalım onu.hala istiyorum ve eminim çok başarılı olur.
aslında bende beşiktaş ailton u aldığında büyük transfer demiştim. ama sanırım almanlar bir futbolcunun devrinin geçtiğini anlıyorlar ve öyle satışa çıkarıyorlar ailton sonra almanyaya geri döndüğünde de oynayamadı. şimdi de kulüp bulamıyor. ben aynı şeyin marcelinho da olmasında şüpheliyim. hertha berlin neden satıyor marcelinhoyu diye çok sordum ve de niye başkaları almak istemedi bakalım göreceğiz

İslam Sezer
29.08.2006, 17:18
asıl gözden kaçan teknik direktöründen futbolcularına masörüne yönetimine taraftarına kadar birlik olmak inanmak yani takım olmak olayı.tabi ki takım olmuş camialardan daha kalitesi şampiyon olacak veya en azından iyi ve etkili oyunla başarılı olacaktır.biz kıl payı 2.olduğumuz zaman kadromuzda bulunan futbolcular mükemmele yakın oynarken ne kadar hoş gözüküyordu gözümüze. gayretli ve mutluydular bizi de mutlu ediyorlardı.gurur duyuyorduk.eksiklerimiz de vardı ve bunları tamamlayıp şampiyon olacağımızı,şampiyonlar ligine kalıp başarılı olacağımızı umuyorduk.sonra işin içine para girdi mertlik bozuldu.takım futbolcuları dağılan tesbih taneleri gibi dağıldılar.takımda kalanlar artık göze batacak kadar etkisiz ve umursamazdı.çünkü gerçekte çok kaliteli değillerdi.örnek emrah,sağda mükemmeldi kendisi de inandı trilyon istedi.oysa takım olma büyüsü sona erdiğinde çokda birşey olmadığı hemen anlaşıldı.en azından yeni yönetim hatta gitmeseydi eski yönetim burda gece gündüz düşünüp nasıl takım oluruzun planlamasını yapmalıydı.tabi ki eksik mevkilere kaliteli eklemeler yapılmalı ve faydalı olanlar ayrılmalı.Ancak bu bir plan ve program dahilinde yapılmalıdır.Mesela vahid hoca çok defans oynatıyor derken daha beteri alındı oysa bu taraftar profiline,takımın ligdeki konumuna uymuyor.hadi kalite defans yaparsın anlarım ama türkiye deki takımlara bu kadar defansın gerekmediğini az buçuk türk futbolunu bilenler bilir.yanlış 1=lazaroni.sonra birbiriyle sadece teknik açıdan değil ahlaki ve insani(kültürel vb...) açıdan uyum sağlayıp sağlamayacağı zerre araştırılmadan bir yığın adam alındı.forvetler:umut,cem,ersen,ömer rıza.adam hiç birini oynatmadı son maçta,oynatsa bile en fazla birini oynatıcak ki bu 4 küskün,alışmamış,hazır olmayan futbolcu demek.oysa 2 si kesin kadroda yer alacak kaliteli diğer 2 si yedek olsa işte mutlu 4 forvetin temeli atılır.yok bunlar kadroda yer bulamayacak kadar kapasitesiz ise neden daha iyileri alınmadı bunu soracak kimse yok.şimdi anlayışla bu hocayla bu bozuk akordiyonla başarısız olucaz ve bu 4 futbolcuyu gönderip 8 forvet alıcaz yine aynı türkü yine aynı masal hep devam edecek Allah muhafaza...

cavenaghi
29.08.2006, 17:22
bazen bu albayraga sayıyorum ama adam mac sonları konusurken de goruyorumda sanrım bızım fanatıklıgımızden az kalır tarafı yok ! adam da bılıyor hata yaptıgını o da cok ıstıyordu cunku sampıyonlugu.
biraz duygusal mı bakıyorum ne ama ıkı mactır bakıyorum demclerıne de taraftar bu takımı herkesten daha ıı tanıyor onlar haklılar dıyebılıyorsa bu kıbarca ozur dılemektir
ama bir ozur butun hataları gormezden gelır mı orasını bılemem

Tunga
29.08.2006, 23:11
.....asıl gözden kaçan teknik direktöründen futbolcularına masörüne yönetimine taraftarına kadar birlik olmak inanmak yani takım olmak olayı....

Güzel diyorsun ama takım olabilmenin de ön koşulları var. Sen önce kulüp içinde, yönetim içinde takım olacaksın. Bunu sağlamadan oyunculara, teknik yönetime takım ol diyemezsin, ya da desen de inandırıcı ve yaptırıcı olamazsın.

Ben Trabzonspor içinde futbolcuların birbirini, yönetimin futbolcuları (özellikle kendi getirmediklerini), futbolcuların kulübü, taraftarların yönetim ve futbolcuları SEVMEDİĞİNE inanıyorum. Bu sevginin eksik olduğu yerde takım veya takım ruhundan bahsetmek anlamsızlaşır. Bu konu yukarıda anlattığım Transfer Politikasızlığımızdan bağımsızdır. Ama şöyle bir ilintisi de vardır.

Eğer bu durumu sağlayamıyorsan yaptığın transferler nicedir? Yani yap yeni bir transferi at karışıklığın içine. Eee sonra?

Bence de transfer Trabzonspor'un öncelikli sorunu değildir. Örneklerle sabittir ki, önce başka yönetsel işlerde adım atılmalı sonra transfer gibi teknik ve finansal olarak en hassas konulara eğilinmelidir. Ama vaat olarak sadece transfer konuşmuş bir yönetim seçtik. O zaman da neden böyle saçma sapan transferler yapıyorsunuz demek güç oluyor.

Adam transfer yapacağım dedi, yapıyor. Yıldız alacağım dedi, alıyor. Ama kelimize merhem olmuyor.

Zaten kelin merhemi olsa... :)

ahmetansu61
29.08.2006, 23:54
bence okadar transfer boşa. bence suan bile aynı işi yapıyolar. sorun sol kanat diyolar. ve buraya 2 adam alıyolar. biri musampa biri mustafa.
halbuki sol kanada gelinceye kadar bu takımda oyun kurucuve sağ back eksiği daha buyuk bi sorun. sen boş yere 2 tane sola adam alacagına bari bunlardan birini ortasaha ya oyun kurucu diye al.
bu sene transferde beşiktaşa döndük. türkiyede ne kadar adam varsa toplandı. bakalım hangisi ii cıkıcak.

Travelair
30.08.2006, 00:29
Şimal Yıldızı yazına katılıyorum. İlave olarak şunu belirtmem gerek.

Dünyada bu kadar çok transfer yapan bir üst düzey takım daha yoktur. Dünyayı bırakın Türkiye'de dahi bu tür "toplu" transferler kümeye oynayan takımların yaptıkları son "çırpınış" hamleleridir. Futbolun temel taşı olan takım oyununu ayaklar altına almaktır çünkü uyum süresi önemlidir. Değişim bir anda yapılmaz. Evrim şeklinde olmalıdır. Hazırlık kamplarına yetişmeyen futbolcularla o süre bile futbolculara tanınmamışken aldığımız sonuçlar adeta mucizedir.

Bize gerekli olan çok transfer, manav transferi değil hedef transferlerdir. Formanın ağırlığını taşıyabilecek elemanlar takıma kazandırmaktır, formayı hafifletmek değil

coolank
30.08.2006, 00:52
şimal yıldızı arkadaşım sana çok konuda katılıyorum hatta neredeyse her konuda ... fakat bir konuyu açıklıga kavuşturmak gerek .....

şimdi senin dediğin gibi sayın başkan menajerlik müessesini hayata geçirmeye çok ama çok niyetlendi hatta bu anlamda türkiye de bu işi iyi bilen taraflı tarafsız herkes tarafından bu kabul edilen trabzonlu biri ile de epey yol almıştı ama olmadı niye mi olmadı bir yönetim kurulunda hayatında hiç bir şey görmemiş ve vizyon misyon olmayan adamlar olursa bunu o yönetime kabul ettiremezsin çünkü korkarlar ki kendileri ikinci planda kalacak sanki çok becerikli ve medyatik tiplermiş gibi basına çıkamayacaklar ellerinde güç sandıkları şeyin ellerinden çıkacagını en önemlisi sag da solda bir halt biliyormuş gibi anlatacakları malzeme kalmayacagı için ............trabzonspor da futbol oynamış alt yapısından yetişmiş ve tanınan sayılabilecek bir arkadaşım ile bu konuyu konuşurken bana dedi ki hiç boş yere heveslenme mümkün değil o sistem tarbzonda adamı 3 günde yerler dedikodu ile ....

trabzonsporun transferde hataya düşmemesi için menajerlik sisteminin mutlaka gelmesi gerek kongreden beri bunu söylüyorum allahtan başkan da bunu böyle düşünüyor ama sadece şimdilik düşünüyor uygulama fırsatı olmadı olamadı sebeplerini az çok başkana açık mektup topiğinde yazdım malesef bunlar gerçek ....

başkan biraz güçlensin bu işleri yoluna koyacak şimdilik gene böyle ..
saygılarımla

Tunga
30.08.2006, 01:02
@ coolank

Açıkçası ben başkanın bu hassasiyeti gösterecek deneyimi olmadığını düşünüyorum (ya da düşünüyordum ta ki sen bu konuda bilgi verene kadar).

Bu iyi ama eğer zaman kaybetmeye devam ederse bu iş gerçekleşmeden o gitmiş olacak ki, herşey sil baştan yeniden başlayacak ve aynı senaryo ve sıkıntılar hiçbirşey değişmeden bir sene sonra da yaşanacak.

Bu konuda ve yönetimle ilgili diğer konularda da marjinal kararlar alınması gerekli. Zira bu kulübün şu anda dikta yönetimi ile yönetilmeye ve tek adamlığa ihtiyacı var. Yani birileri değil, sadece bir kişi, o da başkan olmak zorunda, taşın altına elini koymalı.

Eğer mejejerlik sistemi hayata geçecekse, ki ben ihtimal vermiyorum, bu kişinin çok iyi ve deneyimli birinin olması gerektiğine inanıyorum. Bence bu kalitede, yani herhangi bir takımı değil de, Trabzonspor'u ele alacak menejerin Türk olabileceğine ihtimal vermiyorum. Bu olay hayata geçse bile, bunu şu an Trabzonspor'a yakın birine yaptıracaklar ve bizzat onu da kendileri yiyecekler diye korkuyorum.

Maalesef kulübümüzü saha başarıları olarak büyüttük ve büyük tutabildik ama yönetsel olarak aynı başarıyı gösteremedik. işte bu yüzden de marjinal kararlar alınmalıydı. Hatta bu kararlar geçen sezonun bitiş düdüğünün ertesi günü alınmalıydı ki, kopacak fırtına sezon başına kadar dinsin ve kadro kafası biraz daha rahat bir şekilde sezonu açsın. Ama olmadı. Yakın zamanda da olacak gibi görünmüyor.

coolank
30.08.2006, 01:31
Bu konuda ve yönetimle ilgili diğer konularda da marjinal kararlar alınması gerekli. Zira bu kulübün şu anda dikta yönetimi ile yönetilmeye ve tek adamlığa ihtiyacı var. Yani birileri değil, sadece bir kişi, o da başkan olmak zorunda, taşın altına elini koymalı.

tüm yazına katılmakla beraber bu paragrafa 5 defa katılıyorum .....başkana eger saha sonuçları çok kötü gitmezse bir şey olacagını sanmıyorum ha yönetim kurulu değişir o başka .. zaten degişmesi de lazım ...başkan nasıl atlatır bu işi dersen elinde hedef gösterdiği bir stad projesi var onu kullanacak sanıyorum .. yani tüm taraftarlar olarak destek verip istediğimiz bir şey ve o konuda tek başına davranıyor veya öyle duydum diyelim ....

sonuç olarak başkan çok şeyin farkında ama işte dediğim gibi bazı sebeplerden dolayı bunları şimdilik yapamıyor .... BAŞKANA AÇIK MEKTUP kısmında yazdım şimdi burada da yazıp ikinci baskı yapmak istemedim ....


SAYGIALRIMLA ..

Tunga
02.09.2006, 13:12
Sayitoğlu: "Alternatifi bol, zengin bir kadro kurduk" dedi.
Lazaroni: "Çok komik...Takıma bir tek iyi oyuncu transfer ettik, ama o da benim listemde yoktu!" dedi.

Şimdi kimin haklı olduğunu bir tarafa bırakalım ve neticeye bakalım. Ligin 4. haftası. Sarsılan ve kendini aklamak için açıklama üstüne açıklama yapan bir yönetim ve gönderileceğini anlamış, feryat - figan bir hoca.

Bırakın şimdi yönetimi, hocayı, ya da kim haklı, kim haksızı. Bu takım bu duruma rağmen başarılı olabilir mi? Bir yönetimle, hoca arasında bu kadar görüş ayrılığı olabilir mi? Hem de nikahın üzerinden daha iki ay geçmemişken?

PEH..!

geronimo_61
02.09.2006, 13:26
aslında yazının içeriği her zaman karşımıza aynı sorunalrın çıktığını göstermekte, plansızlık... ve ne yazık ki gelenler gidenlerin plansızlıktan dolayı kaybettiklerinden ders alamıyorlar.

tomas Jun ve Kiki Musampa transferinin birbirinden farklı hangi yönleri var. iki futbolcunun da kaliteli olduğuna inanıyırum ama son çırpuınışla öylesine alınkış futbolcular. tek farkları renkleri.

teknik direktör süpriz, marcelinho süpriz, musampa süpriz. bulduk alalım tarzıhiç yarar getirmedi ki zaten

zafercalikoglu
02.09.2006, 13:28
musampa yıldızmıymış,en son hangi macta oynamış,
madem brezilyada okdar kalıyosun bari 3 topçu getir,

Rasim YILMAZ
02.09.2006, 13:53
muhasabesini yapalım transferin:D

gelenler

Umut: 1.5 milyon euro
ersen: takas
marcelinho: 2.5 milyon euro
musa: takas
musampa: bedelsiz transfer
çağdaş: 450 bin euro
mustafa keçeli: 500 bin euro
murat ocak : 400 bin euro+takas
cem demir: 150 bin euro

toplam harcanan: 5.5 milyon euro


gidenler

Fatih Tekke: 8 milyon euro
kiralık gidenlerin kiralama bedelleri: 1 milyon euro diyelim

toplam gelen: 9 milyon euro

muhasebesi ortada transferin!!!

Böyle yöneticilik olmaz..biz bu yönetimi verdiği sözler için paralı olduğunu beyan ettiği için getirdik..
hatta 2.5 milyon euro luk marcelinhoyu kendi cebinden almış..resmi sitede öyle yazdırmıştı nuri albayrak..
bunlara ek olarak borsaya halka arz ile gerçekleşen 20 milyon dolar da var klupte...
bu paraların hesabını verin..!!!

pahalı diye almadığınız ricardinhonun hesabıı verin!!!

Acemi yönetimmmmm!!!afedersiniz acemiliğinizin yanında yalancı durumunada düştünüz...
nerde 2 yıldız futbolcu..(marcelinho ,musampa derseniz..) bende bu iki yıldızın bonservis toplamı en az 15 milyon dolar sözünüzü hatırlatırım..
bırakın bu işleri..alın lazaroniyide ve gidin rahat bırakın trabzonsporu....

ahmetansu61
02.09.2006, 17:00
bak ne güzel kıyas yapmışşın
9 a 5.5 harcan mış ve güzel bi kadro kurmuşlar.
biraz mantıklı düşünün. takım ii sonuçlar alsaydı boyle konuşmayacaktı kimse.
bence boyle bi kodro boyle sonuçlar alıyoda bunda yönetimin suca yok denecek kadar az.
yönetimin suana kadar iki yalnışı oldu 1. djokah 2. lazorani. bunları yapmasaydı belkide kusursuz bi yönetim olacaktı.
yönetimişn yersiz yere eleştirilmesine karşıyım. adamlar en iisini yapıyolar.

Vkgz
02.09.2006, 17:02
bakalım onumuzdeki iki maça . ona gore tepkimizi vereceğiz

since1967_
02.09.2006, 17:05
hoca giderse toparlanmak an meselesi beyler. ara transferde kaleci ve ön libero alırsak iyi günler gelebilir. ama ilk şart lazoroninin gitmesidir.

Abdallı61
02.09.2006, 19:28
o değilde umuta 1.5 milyon yüro veren zihniyete şaşarım lan nikimdeki elemanı salsalar sahaya daha çok gol atar, 3-4 kişinin arasından umut gol atacak yav ankaragücünde takır takır atıyodu bize karşı canavar gibi oynayan kök söktüren bize gelince ahmaklaşıyor bizden gidende zehir gibi oynuyor, ufak takımlarda adamlar rahat rahat oynuyor gol atamasa bile nolacak, ama bizdeki baskıyı taşıyamıyor, millet ceza sahasının dışından füze gibi şutlar atar bizim forvetler çizgiden içeri yuvarlayamıyor topu

Mehmet_Mercanlı
02.09.2006, 19:30
bence bu adam 2 maç sonra gider gs macına gecen sene olduhu gibi hocasız cıkarız.
yönetim bıraz daha durabilir. onların 4-5 haftası dah var.

poetricus
02.09.2006, 20:46
Dostum nikâhın üzerinden çok zaman geçmesine gerek yok. Damadın çapkın gelinin de aşüfte olduğunu cümle alem biliyordu ama çöpçatanlar yine yapacağını yaptı!
Hayatımda hiçbir hoca için ve hiçbir yönetim için gitsin demedim. Aksine destek ve itidal yanlısı oldum ama gel de tahammül et. Bir takımda bir ya da birkaç tane kötü fotbolcunun mevcudiyetini açıklayacak pekçok sebep bulunabilir. Peki 11 kişinin 18'i nasıl olur da kötü olur Allah aşkına? Bir arkaadşım bize gelnin berbat, bizden gidenlerin harika top oynadığından bahsetmiş. Çok doğru bir tespit. Ama acaba bunun tek sebebi baskı mıdır? Peki takımın daimi oyuncularının performanslarında yüzde yüze varan düşüşleri ne ile izah edeceğiz? Sayılabilecek onca sebep arasında hoca(!)nın beceriksiz, ciddiyetsiz, bilgisiz, izansız, idraksiz, irfansız olması, çalıştırdığı(!) takımı tanımayışı, önemsemeyişi, küçümseyişi de zikredilebilir mi? Öyle bir yönetim(!) biçimimiz var ki düşman başına! Kaç kongredir seçilen yönetimler içindeki güç kavgaları yüzünden bu takım daha ne kadar zarar görecek?
gelen her yönetim kendisine arka çıkacak bir siyasi kesim ve yerel medyada birkaç yalaka bulmakta hiç zorluk çekmiyor. Olan takıma, taraftara, camiaya oluyor.
Transfer konusu bayrı bir hikâye zaten! Aklıma geldikçe asabım bozuluyor.

"Kapıldım gidiyorum bahtımın yellerine!"

Jester
02.11.2006, 15:59
Senelerdir devam eden bir olay var. Her transfer döneminde tüpçüler ile aynı futbolculara talip oluyoruz, sonuçta da onlar her istediğini alıyor biz ise...

Bugün de benzer bir haber Milliyette çıktı. Sivas'lı Servet'e becekenin ve bizim talip olduğumuzu Bülent Uygun açıklamış ve devre arasında verebiliriz demiş.

İstediğimiz oyuncuyu alamamak bir yana, beni asıl hasta eden olay adını bilmediğim bir ya da birkaç menajerin elinde oyuncak olmaya devam etmemiz ve bu kadar transfer hatasından hala hiçbir ders almamış olmamız.

Maalesef öncekiler gibi bu yönetim de kurumsallaşmada sınıfta kaldı, scouting olayından zaten haberleri yok, transferde kaybedilen paraların hesabını bile yapamıyoruz.

Lafa gelince yok efendim liglerde şu kadar Trabzonlu oyuncu var, tarama ekibimiz çalışıyor, öze dönücez bilmemne.. Hepsi hikaye.

Bu kafayla kaybedilen bu paralar az bile...

Ey yönetim, bari tüpçüler ile aynı adama talip olmayın, oluyorsanız da o adamı tüpçülere rağmen alın.

Bu takımın transfere ihtiyacı var, evet, ama prestije daha çok ihtiyacı var...

İslam Sezer
02.11.2006, 16:29
şöyle hırsları ve hedefleri olan genç bir takım kurarsın ve sabredersin.başarıyı yakalamak için önce hedeflemek lazım.tüpçüler azda olsa akıllandı sene başında aldıkları genç gönderdikleri ise yaşlıydı.bir nebze olsun geleceği düşünüyoruz deme hakları var ama bizim yok.kim neden gidiyor gelen niye geliyor anlaşılır gibi değil.tonla adam geldi gitti değişen bişey yok.iyi bi yönetim iyi bir transfer komitesi,alt yapı planlaması olmadan,kısaca kurumsallaşamadan başarıyı ancak şansa yakalrız kı ne kadar şanslı bir takım olduğumuzu herkes biliyor.gökyüzünden elmas yağsa katremize bir tanesi dahi düşmez emin olun....

eys_61
02.11.2006, 17:07
Paralı başkan,yıldız transfer vaadleri,kısa vadede başarıya isteyen taraftar,vizyonu olmayan kişilerden müteşekkil yönetim kurulu gibi etkenlerin kaçınılmaz sonucu önümüzdeki tablo.
Evet transfer muhasebesi yaparsak yönetim başarılıdır,tüccar mantığına göre,Trabzonspor ticarethaneyse tabi.

Mustafa Önal
02.11.2006, 20:11
bu kaçıncı kez yazdım belki şunu söyleyecekler bundan başka bişey bilmiyor mu.şuanda bizim acilen çok iyi bir model bulup barça , lyon, psv yada milan modeli onu uygulayacak işin ehli profosyenel insanlar yetiştirip kurumsallaşmayı halletmeliyiz. iş ehli olan insanlar yapmalı. yetenek takip komisyonu,futbolcu takip komisyonu, altyapı ...... bir futbol takımı için ne gerekli ise o birimler kurulmalı. her gelen hoca her gelen başkana göre takım kurarsak bu işin içinden çıkılmaz.belli bir sistemi olan takımlar hepimizin gördüğü gibi hocaya bağımlı deil.lyon barça ... gibi

Erkan
02.11.2006, 21:23
Takim iyi, 3/4 iyi oyuncu gerekiyor... oynatmadigimiz/oynatamadigimiz oyuncular da o eksikleri giderebilir,... Ortasaha 2 oyuncu, defans 1 ve forvete de Fatih tekke gibi bir adam lagzim.. Ufukhani da acilen oynatmak lagzim.

cyberentalpi
02.11.2006, 22:08
Arkadaşlar öncelikle neden 15 oyuncu sıralayıp da, 16 yazdığımı ben de bilmiyorum, ama düzelttim.



Cunku Musampa var bide

bordoylamavi
02.11.2006, 22:12
bi bırakmadınız ki ziya doğan istediği adamları alabilsin. onun zamanında volkan emrah gibi ucuz transferlerle baarı sağlanmadı mı belki ziya istediği adamları alabilse ne olur bir görmek lazım

oguzkoc
02.11.2006, 22:36
devre arasındaki transfer muhasebesinden çok fazla zarar etmeden mantıklı hareketlerle nokta transferler yapılabilir.

sakaryaspora jefferson kiralık + ömer rıza + celaleddin + 500 bin euro verilerek martinez kesinlikle rahat bi şekilde alınır.

brezilyadan mineiro; elleri 750 bin euroya internacionala satarak,syzmeki 1,250 milyon euroya herhangi bir takıma satarak gelecek olan 2 milyon euro ile rahatlıkla alınabilir.

trabzonspor yönetimi bu mentaliteyle hareket edemeyecekse eğer zaten bıraksınlar o koltuğu...

Tunga
02.11.2006, 23:32
Cunku Musampa var bide
Evet de yazıyı yazdığım tarihte henüz II. Musampa Seferi yapılmamıştı.;)

Tevfik Kılıç
02.11.2006, 23:36
bu kaçıncı kez yazdım belki şunu söyleyecekler bundan başka bişey bilmiyor mu.şuanda bizim acilen çok iyi bir model bulup barça , lyon, psv yada milan modeli onu uygulayacak işin ehli profosyenel insanlar yetiştirip kurumsallaşmayı halletmeliyiz. iş ehli olan insanlar yapmalı. yetenek takip komisyonu,futbolcu takip komisyonu, altyapı ...... bir futbol takımı için ne gerekli ise o birimler kurulmalı. her gelen hoca her gelen başkana göre takım kurarsak bu işin içinden çıkılmaz.belli bir sistemi olan takımlar hepimizin gördüğü gibi hocaya bağımlı deil.lyon barça ... gibi
Evet kuumsallaşıp radikal kararlar almalıyız.zira yapacağımız her transfer bize faydalı olmayacağı gibi bütçe açığını da daha yukarıkara çıkaracaktır.

coolank
03.11.2006, 04:02
devre arasındaki transfer muhasebesinden çok fazla zarar etmeden mantıklı hareketlerle nokta transferler yapılabilir.

sakaryaspora jefferson kiralık + ömer rıza + celaleddin + 500 bin euro verilerek martinez kesinlikle rahat bi şekilde alınır.

brezilyadan mineiro; elleri 750 bin euroya internacionala satarak,syzmeki 1,250 milyon euroya herhangi bir takıma satarak gelecek olan 2 milyon euro ile rahatlıkla alınabilir.

trabzonspor yönetimi bu mentaliteyle hareket edemeyecekse eğer zaten bıraksınlar o koltuğu...


VERENA ÇOK DOGRU TESPİTLER SADECE TEK YERE KATILMIYORUM JEFF İ DE HER ŞEYİ İLE SATMAK GEREK ...

coolank
03.11.2006, 04:06
bu arada bir 4 5 futbolcu da kayseri ye verip mehmet topuzu alalım ... :)

Erman
03.11.2006, 09:02
Bugün Avrupa transfer pazarında hakim olan eğilim, Brezilya'dan veya benzeri ekole sahip ülkelerden futbolcu almaktan vazgeçmeye meyillidir. Büyük Avrupa takımları bu futbolcuların Avrupa futboluna ayak uyduramadığını fark etmekteler yavaş yavaş. Özellikle Avrupa'nın İtalya'yla birlikte defansın önemini yeniden keşfetmeye başladığı bu dönemde Brezilya ekolündeki ülkelerden defans oyuncusu almak tamamen saçmalık olarak nitelenmekte.

Türkiye olarak biz bu eğilimin farkında değiliz. Ligimizin en küçük çaplı takımlarında bile en az iki Brezilyalı oynuyor. Fakat görülüyor ki aşı tutmuyor. Aldığımız adamlar Avrupa maçlarında hayal kırıklığı yaratıyor. En basit örneğini yıllardır Fenerbahçe yaşatıyor.

Aynı akıma uzun bir dönemdir bizde kapıldık. Sistemsizlik-istikrarsızlık sistemi üzerine kurulu transfer politikamızın son dönemdeki en basit formülü şöyle ortaya konabilir: Futbolcuların yeteneğini ve kapasitesini değerlendirme yetisi kısıtlı bir kişiye parayı yükle + Brezilya'da uzun süre gezsin tozsun + ya ne idüğü belli olmayan bir ya da iki futbolcuyu geleceğin parlak yıldızı olarak kakalasın ya da hiç kimseyi alamadan geri dönsün.

Trabzonspor'un, bir Avrupa futbolu takımı olarak bu futbola uygun ülkelerden futbolcu araması gerekiyor. Şans eseri bulunup alınan Szymkowiak bu bağlamda son derece aydınlatıcı bir örnektir. Trabzonspor'un, onun bunun akrabası olmak değil, tamamen işinin ehli olmak kriteri üzerine kurulu bir transfer komitesi oluşturması gereklidir bunun için.

Ancak iş bununla da bitmiyor. Trabzonspor'a büyük paralarla yabancı futbolcu transfer etmek hiç gerekli değil. Zaten verimli de değil. Çok basit bir nedeni var bu düşüncemin: Trabzon'u şehir olarak beğenmiyorlar. Aileleri de gelmek istemiyor. Bu durumda da adam gelmek istese bile aklı fikri başka yerde oluyor. Bunun da en basit örneği Szymkowiak'tır.

Bu yüzden yabancı futbolcu alınırken bence üç kıstas olması gerekiyor:

Alınacak futbolcunun;

1) Belli bir kaliteye sahip ve kadronun ihtiyaçlarına uygun olması
2) Trabzon'da (varsa eğer ailesiyle birlikte) yaşamayı önceden kabul etmesi
3) Ya Avrupalı ya da Avrupa futboluna aşina olması.

Ancak asıl vurulması gereken neşter hastalıklı vücudün başka bir yeridir: Altyapı. Trabzonspor, yıllar önce kapıldığı ve bir türlü tedavi olmak istemediği "küçük Fenerbahçeleşme" hastalığı yüzünden, futbolcu alınırken hep sansasyon getirmesi hedeflenmiş ve kalite geri plana atılmıştır. Bu uğurda alt yapı unutulmuş; torpil ve soyadı esasına göre şekillenmek suretiyle de çürümeye terk edilmiştir.

Bir futbolcu madeni üzerine kurulan Karadeniz bölgesi takımlarının futbolundaki genel düşüşün nedeni de bu madeni değerlendirememektir. Bu büyük, fahiş hatayı düzeltmenin bir yolu var: Ajax ve Barcelona örnekleri göz önünde tutularak bir "Karadeniz Futbol Okulu" kurmak. Gençlerle çalışmayı bilen işinin ehli hocaların son derece ayrıntılı değerlendirmeleri sonunda kabul edeceği gençleri hem futbol hem de toplumsal davranış etikleri üzerine eğitecekleri, kabul edilen gençlerin futbol öğrenirken diğer yandan okullarına devam etmesini sağlayacak bir yapılanma. Merkezi Trabzon'da olacak ve tercihen ücretsiz eğitim verecek. Bunun karşılığında da bu okulun mezunlarına Karadeniz takımlarında belli bir süre (5 sene örneğin) oynama zorunluluğu getirilecek. Maliyetini ise bu yapılanmaya katılmak isteyen tüm Karadeinz takımları üstlenecek. Her takım yaptığı katkı oranında bazı yetkilere sahip olacak. Örneğin futbolcu seçme önceliği gibi.

Ben Karadeniz futbolunu yine Karadenizli çocukların kurtaracağına inanıyorum. Ayrımcılık yapmak istemem ama önlerinde Trabzonspor gibi bir örnek olan bu çocukların, bu davayı üstlenmekte daha azimli olacağını düşünüyorum. Ayağı bu davanın ağırlıyla titremeyecek, tuttukları takım bölge takımlarından farklı olan futbolcularla kupanın Boğaz Köprüsü üzerinden Anadolu'ya geçirilmesi mümkün değil. Ki bunun örneğini de yıllardır izliyoruz; izledikçe de kahroluyoruz. Bu bir gelecek projeksiyonudur. Trabzonspor'u yeniden arka arkaya şampiyon yapacak; Rizespor'u, Samsunspor'u Avrupa kupalarına çıkaracak, 1. Lig'de Karadeniz'i yeniden yedi-sekiz takımla temsil ettirecek bir projeksiyon.

Küçük Fenerbahçeleşme işe yaramadı, yaramıyor, yaramayacak. Biz en iyisi annemizin "bölgesine" dönelim. Geleceğimiz orada.

Gürkan
03.11.2006, 09:36
""" Bu uğurda alt yapı unutulmuş; torpil ve soyadı esasına göre şekillenmek suretiyle de çürümeye terk edilmiştir."""


bu yazıdaki dikkat öekmek istediğim cümle ve içindeki iki kelime.

Torpil Ve soyadı.

bu iki kelimeyi alt yapıdan temizlemedikçe.

siz isterseniz özünüzün özüne dönün başarı elde edemezsiniz.
ve alt yapınızdan gelen adamın hedefi Avni AKer ve Avrupanın önde gelen kluplerı olmalı.
İstabula kapagı atim diyen adam 1000 yıldır Trabzonlu olsa ne fayda.

altancakular
03.11.2006, 09:39
şenol güneş neden şirketin başına geçmedi?

herkes kendi cevabını verebilir ama
trabzon şehrinin en önemli markalarından biri olduğuna inandığım hocamıza lütfen sahip çıkalım.
bu soruyu bi zahmet gördüğümüz yerde kendisine soralım.

unutmayın ki. o dünya basınına şampiyonluktan sonra verdiği ilk demecinde
trabzonluyum, türküm ve adam gibi adamım demiştir

1. mesaj: türkiye de devrimler yapmış bir şehrin ekolünden geliyorum
2. mesaj: dünyaya türkiyede de futbol oynanıyor ve bizde bu yarış ta varız
3. mesaj: saçına jöle sürmediği için kendisini eleştiren yalaka ve satılmış istanbul basını ile iş dünyasından sanatçısına profesöründen avaresine kadar kendisine saldıranlara cevap vermiştir

Analyzer
03.11.2006, 10:22
Senelerdir devam eden bir olay var. Her transfer döneminde tüpçüler ile aynı futbolculara talip oluyoruz, sonuçta da onlar her istediğini alıyor biz ise...

Bugün de benzer bir haber Milliyette çıktı. Sivas'lı Servet'e becekenin ve bizim talip olduğumuzu Bülent Uygun açıklamış ve devre arasında verebiliriz demiş.

İstediğimiz oyuncuyu alamamak bir yana, beni asıl hasta eden olay adını bilmediğim bir ya da birkaç menajerin elinde oyuncak olmaya devam etmemiz ve bu kadar transfer hatasından hala hiçbir ders almamış olmamız.

Maalesef öncekiler gibi bu yönetim de kurumsallaşmada sınıfta kaldı, scouting olayından zaten haberleri yok, transferde kaybedilen paraların hesabını bile yapamıyoruz.

Lafa gelince yok efendim liglerde şu kadar Trabzonlu oyuncu var, tarama ekibimiz çalışıyor, öze dönücez bilmemne.. Hepsi hikaye.

Bu kafayla kaybedilen bu paralar az bile...

Ey yönetim, bari tüpçüler ile aynı adama talip olmayın, oluyorsanız da o adamı tüpçülere rağmen alın.

Bu takımın transfere ihtiyacı var, evet, ama prestije daha çok ihtiyacı var...

Katılıyorum. Bir de başka birşey ekleme ihtiyacı hissettim. Şu ülkeye gelmiş olan en beceriksiz yönetimlerden biri belki de birincisi olan tüpçü yönetimi bile Trabzonspor'a Kürşat ve Çağdaş'ı itelemeyi başardı. Nasıl yönetiliyorsa artık bizim kulüp!

Naim
03.11.2006, 11:05
Bugün Avrupa transfer pazarında hakim olan eğilim, Brezilya'dan veya benzeri ekole sahip ülkelerden futbolcu almaktan vazgeçmeye meyillidir. Büyük Avrupa takımları bu futbolcuların Avrupa futboluna ayak uyduramadığını fark etmekteler yavaş yavaş. Özellikle Avrupa'nın İtalya'yla birlikte defansın önemini yeniden keşfetmeye başladığı bu dönemde Brezilya ekolündeki ülkelerden defans oyuncusu almak tamamen saçmalık olarak nitelenmekte.

Türkiye olarak biz bu eğilimin farkında değiliz. Ligimizin en küçük çaplı takımlarında bile en az iki Brezilyalı oynuyor. Fakat görülüyor ki aşı tutmuyor. Aldığımız adamlar Avrupa maçlarında hayal kırıklığı yaratıyor. En basit örneğini yıllardır Fenerbahçe yaşatıyor.

Aynı akıma uzun bir dönemdir bizde kapıldık. Sistemsizlik-istikrarsızlık sistemi üzerine kurulu transfer politikamızın son dönemdeki en basit formülü şöyle ortaya konabilir: Futbolcuların yeteneğini ve kapasitesini değerlendirme yetisi kısıtlı bir kişiye parayı yükle + Brezilya'da uzun süre gezsin tozsun + ya ne idüğü belli olmayan bir ya da iki futbolcuyu geleceğin parlak yıldızı olarak kakalasın ya da hiç kimseyi alamadan geri dönsün.

Trabzonspor'un, bir Avrupa futbolu takımı olarak bu futbola uygun ülkelerden futbolcu araması gerekiyor. Şans eseri bulunup alınan Szymkowiak bu bağlamda son derece aydınlatıcı bir örnektir. Trabzonspor'un, onun bunun akrabası olmak değil, tamamen işinin ehli olmak kriteri üzerine kurulu bir transfer komitesi oluşturması gereklidir bunun için.

Ancak iş bununla da bitmiyor. Trabzonspor'a büyük paralarla yabancı futbolcu transfer etmek hiç gerekli değil. Zaten verimli de değil. Çok basit bir nedeni var bu düşüncemin: Trabzon'u şehir olarak beğenmiyorlar. Aileleri de gelmek istemiyor. Bu durumda da adam gelmek istese bile aklı fikri başka yerde oluyor. Bunun da en basit örneği Szymkowiak'tır.

Bu yüzden yabancı futbolcu alınırken bence üç kıstas olması gerekiyor:

Alınacak futbolcunun;

1) Belli bir kaliteye sahip ve kadronun ihtiyaçlarına uygun olması
2) Trabzon'da (varsa eğer ailesiyle birlikte) yaşamayı önceden kabul etmesi
3) Ya Avrupalı ya da Avrupa futboluna aşina olması.

Ancak asıl vurulması gereken neşter hastalıklı vücudün başka bir yeridir: Altyapı. Trabzonspor, yıllar önce kapıldığı ve bir türlü tedavi olmak istemediği "küçük Fenerbahçeleşme" hastalığı yüzünden, futbolcu alınırken hep sansasyon getirmesi hedeflenmiş ve kalite geri plana atılmıştır. Bu uğurda alt yapı unutulmuş; torpil ve soyadı esasına göre şekillenmek suretiyle de çürümeye terk edilmiştir.

Bir futbolcu madeni üzerine kurulan Karadeniz bölgesi takımlarının futbolundaki genel düşüşün nedeni de bu madeni değerlendirememektir. Bu büyük, fahiş hatayı düzeltmenin bir yolu var: Ajax ve Barcelona örnekleri göz önünde tutularak bir "Karadeniz Futbol Okulu" kurmak. Gençlerle çalışmayı bilen işinin ehli hocaların son derece ayrıntılı değerlendirmeleri sonunda kabul edeceği gençleri hem futbol hem de toplumsal davranış etikleri üzerine eğitecekleri, kabul edilen gençlerin futbol öğrenirken diğer yandan okullarına devam etmesini sağlayacak bir yapılanma. Merkezi Trabzon'da olacak ve tercihen ücretsiz eğitim verecek. Bunun karşılığında da bu okulun mezunlarına Karadeniz takımlarında belli bir süre (5 sene örneğin) oynama zorunluluğu getirilecek. Maliyetini ise bu yapılanmaya katılmak isteyen tüm Karadeinz takımları üstlenecek. Her takım yaptığı katkı oranında bazı yetkilere sahip olacak. Örneğin futbolcu seçme önceliği gibi.

Ben Karadeniz futbolunu yine Karadenizli çocukların kurtaracağına inanıyorum. Ayrımcılık yapmak istemem ama önlerinde Trabzonspor gibi bir örnek olan bu çocukların, bu davayı üstlenmekte daha azimli olacağını düşünüyorum. Ayağı bu davanın ağırlıyla titremeyecek, tuttukları takım bölge takımlarından farklı olan futbolcularla kupanın Boğaz Köprüsü üzerinden Anadolu'ya geçirilmesi mümkün değil. Ki bunun örneğini de yıllardır izliyoruz; izledikçe de kahroluyoruz. Bu bir gelecek projeksiyonudur. Trabzonspor'u yeniden arka arkaya şampiyon yapacak; Rizespor'u, Samsunspor'u Avrupa kupalarına çıkaracak, 1. Lig'de Karadeniz'i yeniden yedi-sekiz takımla temsil ettirecek bir projeksiyon.

Küçük Fenerbahçeleşme işe yaramadı, yaramıyor, yaramayacak. Biz en iyisi annemizin "bölgesine" dönelim. Geleceğimiz orada.

Mükemmelbir Yazı ve Tespitler
Bu yazı arada Kaynamasın
Bence Bu konu ve yazı üzerinde mutlak surette durulup düşünmeli ve yazmalıyız

Son zamanlarda beni bu kadar heyecanlandıran bir yazı görmemiştim
tekrar tekrar tebrik ederim Erman Topcu arkadaşı

sismolog61
03.11.2006, 11:35
gerçekten çok güzel tespitler katılmamak elde değil tşkler

KuĞu
03.11.2006, 11:49
Evet eksiklikleri görüyoruz hep beraber yorumluyoruz, herkes tarafından asıl sorunun kurumsallaşamamız olduğu kabul ediliyor.

Olaya şu açıdan bakacak olursak ;
Tunga nın ilk sayfada yazmış olduğu transfer listesine tekrar bir gözatın, biz bu futbolcuları transfer etmemiş olsaydık ve sadece transfer listemizde olsalardı. Kaçını alabileceğimizi konuşuyor olacaktık.
Trabzonsporun tarihindeki en zengin ve isim olarak şampiyon kadrolar ve 96 dışında en kaliteli kadrosu aslında bu kadro.
Evet bu kadrodaki eksiklik Fatih ve Tolga, onlar da olsaydı zaten türkiye liginin en kaliteli alternatifli kadrosunun bizde olduğu konuşuluyor olacaktı.

bu kadro neden başarılı olamıyor?

1- İdari yapı
2-Teknik yapı

Bu futbolcuları kağıt üzerinde sahaya yerleştirdiğimizde herkes çok umutlu oluyor fakat sahada gördüğünde hayal kırıklığı yaşıyor.

Benim görüşüm evet eksiklerimiz var ama bunun nedeni futbolcularımız formsuz, lige hazır değil. futbolcularımızın yapısına göre bir oyun şablonumuz yok, ziya doğanın bir oyun şablonu var ve elindekileri ona göre oynatmaya çalışıyor uzun vadede evet seyir zevkimi berbat etsede hacamız bu diyorum, mutemelen devrearası transferlerini kendi şablonuna göre yapacak ve bu kadroyu dağıtacaktır.

Büyük bir orkestrayız herkes ayrı telden çalıyor ve çirkin rahatsız edici bir gürültü dinliyoruz. Oysa bu orkestradan harika müzikler dinleyebiliriz.

neyse toprlayıp biraz daha ayrıntıya girecektim vazgeçtim ne desem boş aslında herşeyin özeti şu;

EĞRİ CETVELDEN DOĞRU ÇİZGİ ÇIKMAZ!

Tunga
03.11.2006, 15:13
Bugün Avrupa transfer pazarında hakim olan eğilim, Brezilya'dan veya benzeri ekole sahip ülkelerden futbolcu almaktan vazgeçmeye meyillidir. Büyük Avrupa takımları bu futbolcuların Avrupa futboluna ayak uyduramadığını fark etmekteler yavaş yavaş. Özellikle Avrupa'nın İtalya'yla birlikte defansın önemini yeniden keşfetmeye başladığı bu dönemde Brezilya ekolündeki ülkelerden defans oyuncusu almak tamamen saçmalık olarak nitelenmekte.

Türkiye olarak biz bu eğilimin farkında değiliz. Ligimizin en küçük çaplı takımlarında bile en az iki Brezilyalı oynuyor. Fakat görülüyor ki aşı tutmuyor. Aldığımız adamlar Avrupa maçlarında hayal kırıklığı yaratıyor. En basit örneğini yıllardır Fenerbahçe yaşatıyor.

Aynı akıma uzun bir dönemdir bizde kapıldık. Sistemsizlik-istikrarsızlık sistemi üzerine kurulu transfer politikamızın son dönemdeki en basit formülü şöyle ortaya konabilir: Futbolcuların yeteneğini ve kapasitesini değerlendirme yetisi kısıtlı bir kişiye parayı yükle + Brezilya'da uzun süre gezsin tozsun + ya ne idüğü belli olmayan bir ya da iki futbolcuyu geleceğin parlak yıldızı olarak kakalasın ya da hiç kimseyi alamadan geri dönsün.

Trabzonspor'un, bir Avrupa futbolu takımı olarak bu futbola uygun ülkelerden futbolcu araması gerekiyor. Şans eseri bulunup alınan Szymkowiak bu bağlamda son derece aydınlatıcı bir örnektir. Trabzonspor'un, onun bunun akrabası olmak değil, tamamen işinin ehli olmak kriteri üzerine kurulu bir transfer komitesi oluşturması gereklidir bunun için.

Ancak iş bununla da bitmiyor. Trabzonspor'a büyük paralarla yabancı futbolcu transfer etmek hiç gerekli değil. Zaten verimli de değil. Çok basit bir nedeni var bu düşüncemin: Trabzon'u şehir olarak beğenmiyorlar. Aileleri de gelmek istemiyor. Bu durumda da adam gelmek istese bile aklı fikri başka yerde oluyor. Bunun da en basit örneği Szymkowiak'tır.

Bu yüzden yabancı futbolcu alınırken bence üç kıstas olması gerekiyor:

Alınacak futbolcunun;

1) Belli bir kaliteye sahip ve kadronun ihtiyaçlarına uygun olması
2) Trabzon'da (varsa eğer ailesiyle birlikte) yaşamayı önceden kabul etmesi
3) Ya Avrupalı ya da Avrupa futboluna aşina olması.

Ancak asıl vurulması gereken neşter hastalıklı vücudün başka bir yeridir: Altyapı. Trabzonspor, yıllar önce kapıldığı ve bir türlü tedavi olmak istemediği "küçük Fenerbahçeleşme" hastalığı yüzünden, futbolcu alınırken hep sansasyon getirmesi hedeflenmiş ve kalite geri plana atılmıştır. Bu uğurda alt yapı unutulmuş; torpil ve soyadı esasına göre şekillenmek suretiyle de çürümeye terk edilmiştir.

Bir futbolcu madeni üzerine kurulan Karadeniz bölgesi takımlarının futbolundaki genel düşüşün nedeni de bu madeni değerlendirememektir. Bu büyük, fahiş hatayı düzeltmenin bir yolu var: Ajax ve Barcelona örnekleri göz önünde tutularak bir "Karadeniz Futbol Okulu" kurmak. Gençlerle çalışmayı bilen işinin ehli hocaların son derece ayrıntılı değerlendirmeleri sonunda kabul edeceği gençleri hem futbol hem de toplumsal davranış etikleri üzerine eğitecekleri, kabul edilen gençlerin futbol öğrenirken diğer yandan okullarına devam etmesini sağlayacak bir yapılanma. Merkezi Trabzon'da olacak ve tercihen ücretsiz eğitim verecek. Bunun karşılığında da bu okulun mezunlarına Karadeniz takımlarında belli bir süre (5 sene örneğin) oynama zorunluluğu getirilecek. Maliyetini ise bu yapılanmaya katılmak isteyen tüm Karadeinz takımları üstlenecek. Her takım yaptığı katkı oranında bazı yetkilere sahip olacak. Örneğin futbolcu seçme önceliği gibi.

Ben Karadeniz futbolunu yine Karadenizli çocukların kurtaracağına inanıyorum. Ayrımcılık yapmak istemem ama önlerinde Trabzonspor gibi bir örnek olan bu çocukların, bu davayı üstlenmekte daha azimli olacağını düşünüyorum. Ayağı bu davanın ağırlıyla titremeyecek, tuttukları takım bölge takımlarından farklı olan futbolcularla kupanın Boğaz Köprüsü üzerinden Anadolu'ya geçirilmesi mümkün değil. Ki bunun örneğini de yıllardır izliyoruz; izledikçe de kahroluyoruz. Bu bir gelecek projeksiyonudur. Trabzonspor'u yeniden arka arkaya şampiyon yapacak; Rizespor'u, Samsunspor'u Avrupa kupalarına çıkaracak, 1. Lig'de Karadeniz'i yeniden yedi-sekiz takımla temsil ettirecek bir projeksiyon.

Küçük Fenerbahçeleşme işe yaramadı, yaramıyor, yaramayacak. Biz en iyisi annemizin "bölgesine" dönelim. Geleceğimiz orada.

Çok güzel bir yazı.

Bu da naçizane benim daha önce yazdığım bir başkası:
http://forum.bordomavi.net/showthread.php?t=3707

oguzkoc
03.11.2006, 15:38
Bugün Avrupa transfer pazarında hakim olan eğilim, Brezilya'dan veya benzeri ekole sahip ülkelerden futbolcu almaktan vazgeçmeye meyillidir. Büyük Avrupa takımları bu futbolcuların Avrupa futboluna ayak uyduramadığını fark etmekteler yavaş yavaş. Özellikle Avrupa'nın İtalya'yla birlikte defansın önemini yeniden keşfetmeye başladığı bu dönemde Brezilya ekolündeki ülkelerden defans oyuncusu almak tamamen saçmalık olarak nitelenmekte.

Türkiye olarak biz bu eğilimin farkında değiliz. Ligimizin en küçük çaplı takımlarında bile en az iki Brezilyalı oynuyor. Fakat görülüyor ki aşı tutmuyor. Aldığımız adamlar Avrupa maçlarında hayal kırıklığı yaratıyor. En basit örneğini yıllardır Fenerbahçe yaşatıyor.

Aynı akıma uzun bir dönemdir bizde kapıldık. Sistemsizlik-istikrarsızlık sistemi üzerine kurulu transfer politikamızın son dönemdeki en basit formülü şöyle ortaya konabilir: Futbolcuların yeteneğini ve kapasitesini değerlendirme yetisi kısıtlı bir kişiye parayı yükle + Brezilya'da uzun süre gezsin tozsun + ya ne idüğü belli olmayan bir ya da iki futbolcuyu geleceğin parlak yıldızı olarak kakalasın ya da hiç kimseyi alamadan geri dönsün.

Trabzonspor'un, bir Avrupa futbolu takımı olarak bu futbola uygun ülkelerden futbolcu araması gerekiyor. Şans eseri bulunup alınan Szymkowiak bu bağlamda son derece aydınlatıcı bir örnektir. Trabzonspor'un, onun bunun akrabası olmak değil, tamamen işinin ehli olmak kriteri üzerine kurulu bir transfer komitesi oluşturması gereklidir bunun için.

Ancak iş bununla da bitmiyor. Trabzonspor'a büyük paralarla yabancı futbolcu transfer etmek hiç gerekli değil. Zaten verimli de değil. Çok basit bir nedeni var bu düşüncemin: Trabzon'u şehir olarak beğenmiyorlar. Aileleri de gelmek istemiyor. Bu durumda da adam gelmek istese bile aklı fikri başka yerde oluyor. Bunun da en basit örneği Szymkowiak'tır.

Bu yüzden yabancı futbolcu alınırken bence üç kıstas olması gerekiyor:

Alınacak futbolcunun;

1) Belli bir kaliteye sahip ve kadronun ihtiyaçlarına uygun olması
2) Trabzon'da (varsa eğer ailesiyle birlikte) yaşamayı önceden kabul etmesi
3) Ya Avrupalı ya da Avrupa futboluna aşina olması.

Ancak asıl vurulması gereken neşter hastalıklı vücudün başka bir yeridir: Altyapı. Trabzonspor, yıllar önce kapıldığı ve bir türlü tedavi olmak istemediği "küçük Fenerbahçeleşme" hastalığı yüzünden, futbolcu alınırken hep sansasyon getirmesi hedeflenmiş ve kalite geri plana atılmıştır. Bu uğurda alt yapı unutulmuş; torpil ve soyadı esasına göre şekillenmek suretiyle de çürümeye terk edilmiştir.

Bir futbolcu madeni üzerine kurulan Karadeniz bölgesi takımlarının futbolundaki genel düşüşün nedeni de bu madeni değerlendirememektir. Bu büyük, fahiş hatayı düzeltmenin bir yolu var: Ajax ve Barcelona örnekleri göz önünde tutularak bir "Karadeniz Futbol Okulu" kurmak. Gençlerle çalışmayı bilen işinin ehli hocaların son derece ayrıntılı değerlendirmeleri sonunda kabul edeceği gençleri hem futbol hem de toplumsal davranış etikleri üzerine eğitecekleri, kabul edilen gençlerin futbol öğrenirken diğer yandan okullarına devam etmesini sağlayacak bir yapılanma. Merkezi Trabzon'da olacak ve tercihen ücretsiz eğitim verecek. Bunun karşılığında da bu okulun mezunlarına Karadeniz takımlarında belli bir süre (5 sene örneğin) oynama zorunluluğu getirilecek. Maliyetini ise bu yapılanmaya katılmak isteyen tüm Karadeinz takımları üstlenecek. Her takım yaptığı katkı oranında bazı yetkilere sahip olacak. Örneğin futbolcu seçme önceliği gibi.

Ben Karadeniz futbolunu yine Karadenizli çocukların kurtaracağına inanıyorum. Ayrımcılık yapmak istemem ama önlerinde Trabzonspor gibi bir örnek olan bu çocukların, bu davayı üstlenmekte daha azimli olacağını düşünüyorum. Ayağı bu davanın ağırlıyla titremeyecek, tuttukları takım bölge takımlarından farklı olan futbolcularla kupanın Boğaz Köprüsü üzerinden Anadolu'ya geçirilmesi mümkün değil. Ki bunun örneğini de yıllardır izliyoruz; izledikçe de kahroluyoruz. Bu bir gelecek projeksiyonudur. Trabzonspor'u yeniden arka arkaya şampiyon yapacak; Rizespor'u, Samsunspor'u Avrupa kupalarına çıkaracak, 1. Lig'de Karadeniz'i yeniden yedi-sekiz takımla temsil ettirecek bir projeksiyon.

Küçük Fenerbahçeleşme işe yaramadı, yaramıyor, yaramayacak. Biz en iyisi annemizin "bölgesine" dönelim. Geleceğimiz orada.

çok güzel düşünceler ve bir iki noktayı değerlendirmek istiyorum

1-Brezilyalı defans oyuncusu konusunda haklısın fakat avrupaya genç yaşta gelip başarılı olamamış çok az brezilyalı futbolcu var. yani yetenekli bir brezilyalı gencin avupaya gelip buraya ayak uydurup kendini bu futbola göre geliştirmesi çok daha makbul. Brezilyadan futbolcu alınmaz mantığı 24-25 yaş üzeri oyuncular için geçerlidir.

2-Trabzonda yaşamayı göze almış futbolcular çok iyi bir tesbit. yani buradaki sosyal hayatının öncekiyle arasında dağlar kadar fark olmamı. bu yönde şota ve arçil trabzon tarihinin en mantıklı en yerinde transferleridir. Romanya, Hırvatistan, BosnaHersek, Polanya, Arnavutluk,Yugoslavya gibi batı balkan ülkeleri ve Gürcistan gibi kafkas ülkelerinden gelecek kaliteli oyuncular şehre ayak uydururlar.

3-Karadeniz Futbol okulu sadece karadeniz bölgelerinde değil avrupanın saydığımız o ülkelerindede açılmalıdır.

Hüseyin Çümen
03.11.2006, 18:01
yapılan en bük hata lazo oldu ziya hocayla başlasaydık bu kadroyu o oynatırdı

Erman
04.11.2006, 23:40
çok güzel düşünceler ve bir iki noktayı değerlendirmek istiyorum

1-Brezilyalı defans oyuncusu konusunda haklısın fakat avrupaya genç yaşta gelip başarılı olamamış çok az brezilyalı futbolcu var. yani yetenekli bir brezilyalı gencin avupaya gelip buraya ayak uydurup kendini bu futbola göre geliştirmesi çok daha makbul. Brezilyadan futbolcu alınmaz mantığı 24-25 yaş üzeri oyuncular için geçerlidir.

2-Trabzonda yaşamayı göze almış futbolcular çok iyi bir tesbit. yani buradaki sosyal hayatının öncekiyle arasında dağlar kadar fark olmamı. bu yönde şota ve arçil trabzon tarihinin en mantıklı en yerinde transferleridir. Romanya, Hırvatistan, BosnaHersek, Polanya, Arnavutluk,Yugoslavya gibi batı balkan ülkeleri ve Gürcistan gibi kafkas ülkelerinden gelecek kaliteli oyuncular şehre ayak uydururlar.

3-Karadeniz Futbol okulu sadece karadeniz bölgelerinde değil avrupanın saydığımız o ülkelerindede açılmalıdır.

Abi, bunlar fikirlerime gercekten yeni boyutlar katan katkilar. Tesekkurler. 1. ve 2. maddelerine oranla 3. madde daha uzun vadeli gozukuyor ama isabetliligi tartisma goturmez.

jefferson61sefa
05.11.2006, 11:28
hüseyin bugunki gibi oynasın yüreğini sahaya koysun bize ön libero da ihtiyaç yok
kalede de ben pek sorun görmüyorum son maçlarda genede defans hataları olmasa pozisyon olmıcak ama 4-5 kişi topu 1 kişiden alamıyoz yada çalıma kalkışıoz kaptırıoz
forvette sıkıntı var forvete çabuk süratli bir isim gerekio
orta sahanın soluna da musampa değil daha yetenekli ve çabuk olan biri lazım
bir de adam gibi stopper lazım tolga seyhan veya can arat olabilir

sismolog61
14.11.2006, 14:46
Kadro Zenginliği!!!!

--------------------------------------------------------------------------------

NE ZENGİNLİK AMA!
ACI AMA GERÇEK
Trabzonspor'da Başkan Nuri Albayrak ve yöneticilerin "Zengin kadromuz var" söylemlerinin gerçekliği Antalyaspor maçında ortaya çıktı. Ersen Martin'in sakatlanıp oyundan çıkmasının ardından Teknik Patron Ziya Doğan'ın galibiyet için forvet sahaya sürmesini bekleyenler, kulübeye bakınca acı gerçek ile yüzleşti. Trabzonspor'un zengin diye sunulan kadrosunda Ersen'in yerine sahaya sürülecek forveti yok.
KÖTÜ OLDUKLARI İÇİN
Yönetimin, Musampa, Szymek ve bazen de Marcelinho'nun yedek kalmasının zengin kadronun göstergesi olarak sunmasının da bu oyuncuların yetersizliklerinin ört pas edilmesi olarak yorumlanıyor. Doğan ayrıca zengin diye sunulan kadroda defans ve kanatlardaki sorunu halen çözemezken, forvette de elinde sadece burnu çatlak Ersen ve Umut kaldı. Sahadakiler gibi yedeklerinde yetersizlikleri kadronun zenginliğinin sadece sayısı ile ilgili olduğunu gösteriyor.

Karadeniz gazetesi

yapılan transferler ortada ya sonuç?

Mehmet Aksu
05.01.2007, 21:22
haşim sayitoğlu ve hacıosmanoglu birbirine zıt oldukça bu işlerden Trabzonsporumuz zarar görecektir...